aşk sevgiğin için ölmek tir dözün kapalı peşinden gitmektir gibi saçma mutluluk saçan laflar söylmiycem ben aşkı tarişf etmeyi bu yıl öğrendim aşk insanın gecelerce uykusuz kalması ertesi gün bi şey olmamış gibi yanına gidip 'naber kanki' diyebilmek biri bi laf ettiğinde gözün kapalı 'asla böylşe bişeuy ben düşünmem o da düşmemeli' diybilmektir sırf onu kaybetmemek için nasılsa seni sevme ihtimalini seversin sen aşkının
İbrahim' in kalbindeki aşk ateşi Nemrut' un ateşine göre ser ve selametli idi. Ya Musa'nın asası neydi? Aşk değil miydi? Nefsin sihirbazlığının bütün hayallerini bir anda yutuvermiş.. Evet, nefs bilgiyi saptırabîlirdi. Ama nefs, aşkın karşısında bir hiçti.
Allah aşkın efendisidir; aşk da kainatın efendisi.
Allahca seven kalbe bütün dünya girse bile o kalbin haberi olmaz, o kalbe zarar gelmez Ama içinde Allah' a sevgi bulunmayan kalbe dünyanın bir zerresi girse o kalp boğulur, dünyaya mağlup olur.
Bir sultanın binlerce kölesi olur ve o memleket itaat sayesinde huzur ve sükunet bulur. Fakat sultansız bir ülkede iki köle dahi olsa orayı kargaşaya boğar.
Aşk denen efsunlu hâli başlatan gözse; onu görünür kılan, yaşatan, büyüten de sözdür. Söz hem örter aşkı hem gösterir. Aşk dile gelmek ister, söylenmek ister. Platon tam olarak ne demek istemiştir bilmiyorum ama platonik aşktan anlaşılan ‘sevdiğini söylememek’se buna itirazım var benim. Yeryüzünde söylenmemiş, sevgilin ve dahi hiç kimsenin haberi olmamış bir aşk var mıdır? Yahut ona aşk denir mi? Aşk, bir çift göz, zifir saçlar, içli bir bakış mıdır? Yahut güzel pembe memeler, dolgun kalçalar, ince bel midir? İnsan bunlar için mi âşık olur? Size bir sır vereyim mi? İnsan konuşabileceği birine âşık olur. Aşk fena hâlde konuşma arzusudur. Sevgililer durmaksızın konuşmak, isterler. Heyecanla, coşkuyla, gözlerini yıldız yapıp nehir gibi, ırmak gibi konuşurlar, anlatırlar. Konuşacak bir şey kalmadığında, aşk biter!
Eğer sevgililerin konuşacak bir şeyleri yoksa ortada aşk da yoktur.
Yalnızlığı gidermek değil midir bir yerde aşk dedikleri şey? Herkes bir başına olmayı ister çoğu zaman ama kapıyı anahtarla açmak koyar herkese. Konuşacak birini arar.
O bazı başlangıçlarda olan susup bir şey diyememe donakalma durumu da gelecekteki nice konuşmalar için bir ‘es’tir sanki.
Söylenmeyen şey unutulur. Üç beş yaşlarında yaptığınız yaramazlıkları anneniz, babanız, halanız, dedeniz o kadar çok anlatmıştır ki aklınıza kazınmıştır artık, yetmiş yaşına da gelseniz unutmazsınız. Oysa kimseye –kendinize bile- anlatmadğınız çok değil birkaç önceki bir olayı belleğinizin anımsaması çok zor olacaktır. Aşk, söylenmezse yalan olur, söner alevi.
Söz yoksa, kelimeler yoksa aşkdan söz edemezsiniz.
Aşkla olmadı mı evren, kelimelerle yaratmadı mı herşeyi Tanrı? “Kûn” demedi mi? Adem’e en başta sözcükler öğretilmedi mi? Aşk kelimelerle yaşar, kelimelerle doğar, kelimelerdir aşk..
-'Onlar toy ve samimiydiler.Birbirlerini delice sevdiklerini sanıyorlardı.Oysa her biri sadece kendisini seviyor ötekini ise istiyordu..Bu yüzden birlikte oldular ama asla
zaman ândır.. neyin ne zaman söylendiğinin, nasıl söyletildiğinin, kimin söylediğinin ne önemi var? aşk noksansız olanadır. aşk bütünedir. aşk bilenedir. o sâf aşkı bilmeyen, kendini ne bilir? kendini bilmeyen kimde ne görür?
Aman sen de....asla senin kölen olmayacağım diğerleri gibi....senin sonun hep gözyaşı....benim bildiğim aşksan başım üstüne eskilerin yaşadığı giibi yani....yani 'saf'......oysa şu an baktığımda aldatılan hep sensin aşk....madem bu böyle aldatılacak kadar basitsin demek ki yüce deilsin....asla senin kölen olmayacağım....
Aşk bence bir hastalıktır... günlerdir bir şey yememişsindir ama toksun bedenin bulundugun yerdedir..ama ruhun başka diyarlarda. artık kalbin senin degildir..
aşk çelişki taşlarıdır.bir kere sekince bir kere daha seksin diye uğraşıp durursun,bir eminsin bir değil,bir varsın bir yok,bir sensin bir ben.. buda ne demiyin çelişki taşları nede olsa :)))))
'Küçük kız! Mektebe başladığın gün, hocan ilk iş olarak sana harfleri öğretmişti. Az sonra bu öğrendiğin harfleri birbirine çatma temrinleri yaptın ve böylece kelimeler meydana çıktı. Sonra bunları sıraladın ve ibare oldu. Böylece de okumayı söktün. Artık büyüdün, mektep bitti. Şimdi yeni bir dersaneden içeri giriyorsun. Ben de sana ilk iş, bu kitapsız kalemsiz kazanılan ilmin baş harflerini öğreteyim: Gülümseme ve utanma. İşte yavrum bunlar, aşk kitabının ilk harfleridir.'
Ruh ikizimi bulunca aşık oldum demektir..acaba insan kendinemi aşık..
bence artık hayatın yalan olduğu gibi AŞKta yalan
aşk sevgiğin için ölmek tir dözün kapalı peşinden gitmektir gibi saçma mutluluk saçan laflar söylmiycem ben aşkı tarişf etmeyi bu yıl öğrendim aşk insanın gecelerce uykusuz kalması ertesi gün bi şey olmamış gibi yanına gidip 'naber kanki' diyebilmek biri bi laf ettiğinde gözün kapalı 'asla böylşe bişeuy ben düşünmem o da düşmemeli' diybilmektir sırf onu kaybetmemek için nasılsa seni sevme ihtimalini seversin sen aşkının
Karşı cinse duyulan cinsel isteğin kısaltılmışıdır.İstek duyulan kişiye 'ım' eki eklenerek seslendirilir.
Anlatılmaz..Yaşanır..
İbrahim' in kalbindeki aşk ateşi Nemrut' un ateşine göre ser ve selametli idi.
Ya Musa'nın asası neydi? Aşk değil miydi?
Nefsin sihirbazlığının bütün hayallerini bir anda yutuvermiş..
Evet, nefs bilgiyi saptırabîlirdi. Ama nefs, aşkın karşısında bir hiçti.
Allah aşkın efendisidir; aşk da kainatın efendisi.
Allahca seven kalbe bütün dünya girse bile o kalbin haberi olmaz, o kalbe zarar gelmez Ama içinde Allah' a sevgi bulunmayan kalbe dünyanın bir zerresi girse o kalp boğulur, dünyaya mağlup olur.
Bir sultanın binlerce kölesi olur ve o memleket itaat sayesinde huzur ve sükunet bulur. Fakat sultansız bir ülkede iki köle dahi olsa orayı kargaşaya boğar.
'Habibi, Sen olmasaydin bu gokleri yaratmazdim'
Aşk denen efsunlu hâli başlatan gözse; onu görünür kılan, yaşatan, büyüten de sözdür. Söz hem örter aşkı hem gösterir.
Aşk dile gelmek ister, söylenmek ister. Platon tam olarak ne demek istemiştir bilmiyorum ama platonik aşktan anlaşılan ‘sevdiğini söylememek’se buna itirazım var benim. Yeryüzünde söylenmemiş, sevgilin ve dahi hiç kimsenin haberi olmamış bir aşk var mıdır? Yahut ona aşk denir mi?
Aşk, bir çift göz, zifir saçlar, içli bir bakış mıdır? Yahut güzel pembe memeler, dolgun kalçalar, ince bel midir? İnsan bunlar için mi âşık olur?
Size bir sır vereyim mi? İnsan konuşabileceği birine âşık olur. Aşk fena hâlde konuşma arzusudur. Sevgililer durmaksızın konuşmak, isterler. Heyecanla, coşkuyla, gözlerini yıldız yapıp nehir gibi, ırmak gibi konuşurlar, anlatırlar.
Konuşacak bir şey kalmadığında, aşk biter!
Eğer sevgililerin konuşacak bir şeyleri yoksa ortada aşk da yoktur.
Yalnızlığı gidermek değil midir bir yerde aşk dedikleri şey? Herkes bir başına olmayı ister çoğu zaman ama kapıyı anahtarla açmak koyar herkese. Konuşacak birini arar.
O bazı başlangıçlarda olan susup bir şey diyememe donakalma durumu da gelecekteki nice konuşmalar için bir ‘es’tir sanki.
Söylenmeyen şey unutulur. Üç beş yaşlarında yaptığınız yaramazlıkları anneniz, babanız, halanız, dedeniz o kadar çok anlatmıştır ki aklınıza kazınmıştır artık, yetmiş yaşına da gelseniz unutmazsınız. Oysa kimseye –kendinize bile- anlatmadğınız çok değil birkaç önceki bir olayı belleğinizin anımsaması çok zor olacaktır. Aşk, söylenmezse yalan olur, söner alevi.
Söz yoksa, kelimeler yoksa aşkdan söz edemezsiniz.
Aşkla olmadı mı evren, kelimelerle yaratmadı mı herşeyi Tanrı? “Kûn” demedi mi? Adem’e en başta sözcükler öğretilmedi mi?
Aşk kelimelerle yaşar, kelimelerle doğar, kelimelerdir aşk..
Rabbim,Rabbim,bu işin,bildim neymiş türkçesi;
Senin aşkın ateştir,ateşin gül bahçesi...
ya gerçekten...
nakış gözü alınca niye nakkaş unutulur?
aşk tamen kimyasal bi olay...istek we arzuların gerçekleştii anda biten bi duygudurrr.........
-'Onlar toy ve samimiydiler.Birbirlerini delice sevdiklerini sanıyorlardı.Oysa her biri sadece kendisini seviyor ötekini ise istiyordu..Bu yüzden birlikte oldular ama asla
bir olamadılar..
Kainatta bir tek benim başıma gelmiş birşeydir.
Alışılmamış diyarlarda
hissedilmeyen tenlerde sürünüyor
Aşk dedikleri……
Doyamadığım
dokunamadığımsın..
görünmez kaza...yaşama son vermeyen ölümdür...........
zaman ândır.. neyin ne zaman söylendiğinin, nasıl söyletildiğinin, kimin söylediğinin ne önemi var? aşk noksansız olanadır. aşk bütünedir. aşk bilenedir. o sâf aşkı bilmeyen, kendini ne bilir? kendini bilmeyen kimde ne görür?
aşk için yanar helede karşılıgı yoksa uçurumda tek başına kaldıgın berbat bir duygu
woooaw, agliyorum bak (:
ask diye bir duygu yotur sizin ask dediğiniz sey baskın olarak içinde tutkunun oldugu bir dugu yumagıdır
Biz bu Eylemi Anlamli kiliyoruz.
Aman sen de....asla senin kölen olmayacağım diğerleri gibi....senin sonun hep gözyaşı....benim bildiğim aşksan başım üstüne eskilerin yaşadığı giibi yani....yani 'saf'......oysa şu an baktığımda aldatılan hep sensin aşk....madem bu böyle aldatılacak kadar basitsin demek ki yüce deilsin....asla senin kölen olmayacağım....
Aşk bence bir hastalıktır...
günlerdir bir şey yememişsindir ama toksun
bedenin bulundugun yerdedir..ama ruhun başka diyarlarda.
artık kalbin senin degildir..
Yaşanması gerken muhteşem bir duygu....
aşk çelişki taşlarıdır.bir kere sekince bir kere daha seksin diye uğraşıp durursun,bir eminsin bir değil,bir varsın bir yok,bir sensin bir ben.. buda ne demiyin çelişki taşları nede olsa :)))))
Bu gece hep yanımdaydın benim
Işık oldun karanlık geceme
Hayalin canlandı gözlerimde
Bu gece seni ölesiye sevdim
O an vakit dursun istedim
Her kapı çalışında gelmeni diledim
Duvarlarla konuştum sen diye yine
Bu gece seni ölesiye özledim.....
aynı yöne bakmak ama değdirmeden
yarım bardaktakı suyu ıcmek susayan kalbe......kendını aramak yaban ellerde...........
bu aşk,
bu sevda,
bu duygular,
anlaşılmadan mısralarımda son bulacak,
bilinmeyen bir zamanda çekip gideceğim,
gidişimden kimsenin haberi olmayacak,,,,,,,,,,,,,
gerçekten yaşandığında hayata çok büyük zevk katan bir duygu....
'Küçük kız! Mektebe başladığın gün, hocan ilk iş olarak sana harfleri öğretmişti. Az sonra bu öğrendiğin harfleri birbirine çatma temrinleri yaptın ve böylece kelimeler meydana çıktı. Sonra bunları sıraladın ve ibare oldu. Böylece de okumayı söktün. Artık büyüdün, mektep bitti. Şimdi yeni bir dersaneden içeri giriyorsun. Ben de sana ilk iş, bu kitapsız kalemsiz kazanılan ilmin baş harflerini öğreteyim: Gülümseme ve utanma. İşte yavrum bunlar, aşk kitabının ilk harfleridir.'
aşk kudurtur susturur yaşam kaynağı bazen yaşamın tek anlamı o varsa herşey var yoksaaa
.................