yalnızca bir türlü aşk vardır ama görüntüleri binlerce türlüdür' der bir bilge...
Aşk beşeridir; şakayla başlar,sorumluluk getirir.gözden girer gönülde yaşar.surete meyledenler ziyandadır.
Aşk platoniktir; sohbetle başlar,zahmet getirir.zihinden girer,gönülde yaşar.siretini süslemeyenler yol şaşırır.
Aşk ilahidir; imanla başlar,vahdete götürür.gönülde doğar gönülde yaşar.sırrı saklamayanlar başını verir.
gönül ki Allah'ın evidir, aşkın her çeşidine itibar eder. bütün milimetrekarelerinde aynı sevgili olmayan bir gönül aşkı bilir mi acep? bir kuru yakınlaşmayı,ilgiyi,arzuyu aşk sananrak yaşanılan ömür adına vaveyla ve va esefa! .. Bir Cemal'e kul bir Ahmet'e köle,bir Leyla'ya deli ve bir ışığa pervane olmayanın aşkı mı vardır, ya aklı mı vardır ki'..
Alem bir aşk için yaratılmış ve 'Aşk imiş her ne var alem de...'
Aşk'ın arapça ya da farsçadaki sözcük anlamı sarmaşık demektir. Sarmaşık bir çardağa sarıldığı zaman sarmaşığı kökünden kesseniz o çardak kurumadan o kurumazmış. Yani çardakla öyle bir bağlanırmışki ondan beslenirmiş. İşte aşk böyle bağlanmaktır o yüzden adı aşk'tır...
Bence dünyadaki 6 milyar insandan birine vuran bir ikramiye gibi.Hiç beklmediğin anda ummadık şekilde gelen bişey.Neden sevdiğini bilememektir aşk...sebepsizdir!
Hep bitmemiş, bitirilememiş bir tablodur aşk. Bir köşesinde gözü tırmalayan bir boşluk vardır hep. Renksizdir ne kadar renk karıştırılmaya çalışılsa da içine. Boştur çünkü. Boş olacak, boş kalacaktır. Son Aşk'a ait olan yer işte tam burasıdır. Bir türlü içi doldurulamayan. Kıyısından köşesinden yaşanan yarım yamalak aşkların gölgesi düşse de üzerine; boş kalmaya mahkumdur tuvalin o köşesi kendi sessizliğinde. Sağında solunda hep yaşanmış ama asla eskimemiş aşkların solgun ama dingin çizgileri vardır. Eskimiş sansa da insan zaman zaman; o hissettirir varlığını anılarla güçlenip utanıp sıkılmadan.Tıpkı hiç umulmadık bir zamanda ortaya çıkan hayaletler gibi gelir yerleşir tablonun en boş yerine derin bir iç çekişle.
Ben aşkın ve sevginin sadece insanın kendi sevme yeteneğiyle bağlantılı bir durum olduğuna inananlardanım... İşte burada hayatın en çetrefilli yol ayrımlarından birine geliyoruz... Karşımıza çıkanlar bu yetenekten mahrumlarsa veya en azından bizim kadar yetenekli değillerse; maalesef aşkta şanssızız! demektir...Yapacak bir şey yok! ....Ne tuhaf değil mi! ! ...Biz sevme konusunda ne kadar yetenekliysek bir o kadar çok acı çekiyor olmamız bence hayatın bize attığı en ironik kazıklardan biridir! ....Benim bu aralar yüreğimi en çok tebessüm ettiren; Sunay Akın’ın bu mısraları... Havalar ısınmaya başlayınca Bu aşk da biter, Ben ki bırakırken Bir anlık gülümsediniz diye, Paltonuzun sıcaklığıyla avunan vestiyer x Kar tanecikleri arasında Saçak altına sığınan göçmen kuşun Düşen beyaz tüyünü de görebilmek İşte sevmek
bence insanın kendini birine sabitlemesi deildir aşk..bu idealindeki karşı cinse benzeyen bir insan ile(hoşlandığın kişi) aranda güzel günler geçirmek gününü gün etmek için yakınlaşmaya çalışmaktır.hırs yapmaktır.oysa aşk bu deildir.aşık olduğun kişi ile günün güzel geçmesini istemekten önce onun seni sevmesini istersin.
Aşk,yaşamın belirlediği rastlantıların sunduğu yöneliştir...Bu zorlu yürüyüşte kimseye tercih şansı tanınmadı elbette...O kadar anlamlıydın ki, özeldin ki,tercih şansı tanınsaydı da, bile bile ben yine seni seçerdim..Ödediğim ve ödeyeceğim bedeller ne kadar ağır olsa da..Sana, seni anlatmakta bu kadar yetersiz kalmasaydım keşke...Yaşamın kırılma noktalarında birden bire karşıma çıktın ve ben susuyorsam, bilki onurumdandır...Ben yokluğundan en çok bunaldığım anlarımda, kaçışlara yenilmeyecek kadar doğru sevdim seni...Yüreğimi çatışmaların tam ortasına sürerken, hiçbir ödül beklemiyordum,bilesin... Yine gece..Yine yoksun... Sessizlik ve yalnızlık…İçimde o kadar masumsun ki..Seni yaşatmak adına, nasıl bir direnişi üstlendiğimi kimse anlamasa da, aldırmıyorum … Yaşamak sana sığınmaktır,seni sende sevmektir… Böyle anlarda yokluğun, yüzümü kanatan bir ömür çizgisinin adıdır... Sevdim seni, hiçbir ödül beklemeden…Gözlerimi kapatıyorum artık susma vaktidir… Bir varsın, bir yoksun..Çocukluğumda anlatılan masallar gibi...Ama en çok yoksun...Her aşk,bir yakalanmadır yaşama...Ne kadar dirensem, o kadar hükümlüydüm sende... Veee ben hep sana yürüdüm...yürüdüm...Kimse bundan sonra sen olmayacak... Ama herkesde biraz sen olacak...
Aşk dünyanını en çaresiz hastalık halidir. Ama bundan kurtulmak istemezsiniz. Ölüme kadar sürsün istersiniz. Ama birgün hastalık geçiverir :)))) İstemeden iyileşirsiniz:(((((
aşkk..aşık olunan kadar özel bir şey olmaz aşk varsa...en heyecanlı düşler,onun üzerine kuruludur.ya da en ufak bir harekette en büyük heyecana sahip olmak..o kişinin nasıl biri olduğuna bakamadan mantıksızca bir tutkudur..ama seven bilir aşkı..
O ufak güzel bir sözüyle bizi uçurur..mutluluktan sivilcelerimiz düzelir..en ufak bir kötü sözünde bizi yerin dibine geçirir..bu sefer de çikolata mutlu olmak adına çikolata yemekten kocaman sivilceler çıkartır.
karşılıklıysa ne koşulda olursa olsun cennettir..tek taraflıysa elimizde ne kadar güzel şey varsa da cehhennemdir..
türbanlı kız teklifi kabul eder..aradan 5-6 ay geçer..dişardan çok demokratik bir ilişki gibi gelir..ama erkek kendini sorgulamaya başlar..acaba doğru yolda mıyım..? ? acaba gerçekten aşık mıyım? ? aslında kız onu çok seviyordur. ve durum erkeğin hoşuna da gidiyordur...ama yine sorgulama hala devam etmektedir..o zaman aşk bu olsa gerek...farlılıkları sorgulayarak özümsemek...
bazen faşistir ama yukarıdaki örnekte olduğu gibi bazen de demokratik..
demokrasi ve faşizmin aynı anda yaşandığı bir kaos ortamı.......
Sana uyanan sabahlar..... Sana gülen gözler...... Sadece sana ağlayabilen yüreğim.... Seni kıskanan kalbim..... Ve ben senleyken...... küsken bile çok mutluyum......
hiç bir sey.
Hz. Mevlana'ya sormuşlar;
- Aşk nedir?
Demişki;
- Ben olda gör...
yalnızca bir türlü aşk vardır ama görüntüleri binlerce türlüdür' der bir bilge...
Aşk beşeridir; şakayla başlar,sorumluluk getirir.gözden girer gönülde yaşar.surete meyledenler ziyandadır.
Aşk platoniktir; sohbetle başlar,zahmet getirir.zihinden girer,gönülde yaşar.siretini süslemeyenler yol şaşırır.
Aşk ilahidir; imanla başlar,vahdete götürür.gönülde doğar gönülde yaşar.sırrı saklamayanlar başını verir.
gönül ki Allah'ın evidir, aşkın her çeşidine itibar eder.
bütün milimetrekarelerinde aynı sevgili olmayan bir gönül aşkı bilir mi acep?
bir kuru yakınlaşmayı,ilgiyi,arzuyu aşk sananrak yaşanılan ömür adına vaveyla ve va esefa! ..
Bir Cemal'e kul bir Ahmet'e köle,bir Leyla'ya deli ve bir ışığa pervane olmayanın aşkı mı vardır, ya aklı mı vardır ki'..
Alem bir aşk için yaratılmış ve 'Aşk imiş her ne var alem de...'
ask bence gereksiz bir laftir.... onun yerine tutku dense daha dogru olur tutkularda zamanla yitirilecegine gore........
Aşk'ın arapça ya da farsçadaki sözcük anlamı sarmaşık demektir. Sarmaşık bir çardağa sarıldığı zaman sarmaşığı kökünden kesseniz o çardak kurumadan o kurumazmış. Yani çardakla öyle bir bağlanırmışki ondan beslenirmiş. İşte aşk böyle bağlanmaktır o yüzden adı aşk'tır...
Aşk bir. (nokta) gibidir; koyduğun zaman büyük harfle başlarsın kaldığın yerden.
Aşk dünyanın en tatlı mutluluğu ile en derin acısından yaratılmıştır
Mevlana´ya sormuslar Ask nedir diye; BEN ol ki, bilesin demis.
Seven sevilenin kayboldugu makamdir Ask.
Ben dedigini sevdiginde kaybetmektir Ask.
Sevdiginden baskasini görmemektir Ask..
Sofular haram demisler bu askin sarabina, ben doldurur ben icerim
sarab benim kime ne!
aşk susuz ağrı kesici hap içmektir önce tatlı ve hoş,sonra acı can yakıcı...
Bence dünyadaki 6 milyar insandan birine vuran bir ikramiye gibi.Hiç beklmediğin anda ummadık şekilde gelen bişey.Neden sevdiğini bilememektir aşk...sebepsizdir!
mazoşist olmaktır :)
Hep bitmemiş, bitirilememiş bir tablodur aşk. Bir köşesinde gözü tırmalayan bir boşluk vardır hep. Renksizdir ne kadar renk karıştırılmaya çalışılsa da içine. Boştur çünkü. Boş olacak, boş kalacaktır. Son Aşk'a ait olan yer işte tam burasıdır. Bir türlü içi doldurulamayan. Kıyısından köşesinden yaşanan yarım yamalak aşkların gölgesi düşse de üzerine; boş kalmaya mahkumdur tuvalin o köşesi kendi sessizliğinde. Sağında solunda hep yaşanmış ama asla eskimemiş aşkların solgun ama dingin çizgileri vardır. Eskimiş sansa da insan zaman zaman; o hissettirir varlığını anılarla güçlenip utanıp sıkılmadan.Tıpkı hiç umulmadık bir zamanda ortaya çıkan hayaletler gibi gelir yerleşir tablonun en boş yerine derin bir iç çekişle.
anlatılmaz yaşanır(ben almasam da olur) (kıymetimi hiç kimse bilmedikten sonra ne işim var aşkla meşkle)
Aşk! ...Ben almıyayım...Alana da hiç mani olmayayım....Bu konuda bana müsade...
aşk iki kişinin kalbinin yer değiştirmesidir. ne mutlu ona ki kalbini verecek ve kalbini alacak olanı bulana...
türlü türlü cefanın adına aşk demişler..
aşk dermanı olmayan bir hastalık..........:(
Ya ümitsizsiniz;
Ya ümit sizsiniz, derdi bir aşık...
Aşk tarif edilebilirse birgün...
Bütün alem buyursun, aşkın cenaze namazına....
Ben aşkın ve sevginin sadece insanın kendi sevme yeteneğiyle bağlantılı bir durum olduğuna inananlardanım... İşte burada hayatın en çetrefilli yol ayrımlarından birine geliyoruz... Karşımıza çıkanlar bu yetenekten mahrumlarsa veya en azından bizim kadar yetenekli değillerse; maalesef aşkta şanssızız! demektir...Yapacak bir şey yok! ....Ne tuhaf değil mi! ! ...Biz sevme konusunda ne kadar yetenekliysek bir o kadar çok acı çekiyor olmamız bence hayatın bize attığı en ironik kazıklardan biridir! ....Benim bu aralar yüreğimi en çok tebessüm ettiren; Sunay Akın’ın bu mısraları...
Havalar ısınmaya başlayınca
Bu aşk da biter,
Ben ki bırakırken
Bir anlık gülümsediniz diye,
Paltonuzun sıcaklığıyla avunan vestiyer
x
Kar tanecikleri arasında
Saçak altına sığınan göçmen kuşun
Düşen beyaz tüyünü de görebilmek
İşte sevmek
SUNAY AKIN...
bence insanın kendini birine sabitlemesi deildir aşk..bu idealindeki karşı cinse benzeyen bir insan ile(hoşlandığın kişi) aranda güzel günler geçirmek gününü gün etmek için yakınlaşmaya çalışmaktır.hırs yapmaktır.oysa aşk bu deildir.aşık olduğun kişi ile günün güzel geçmesini istemekten önce onun seni sevmesini istersin.
Yüreğe dokunma çağrısı...
Aşk,yaşamın belirlediği rastlantıların sunduğu yöneliştir...Bu zorlu yürüyüşte kimseye tercih şansı tanınmadı elbette...O kadar anlamlıydın ki, özeldin ki,tercih şansı tanınsaydı da, bile bile ben yine seni seçerdim..Ödediğim ve ödeyeceğim bedeller ne kadar ağır olsa da..Sana, seni anlatmakta bu kadar yetersiz kalmasaydım keşke...Yaşamın kırılma noktalarında birden bire karşıma çıktın ve ben susuyorsam, bilki onurumdandır...Ben yokluğundan en çok bunaldığım anlarımda, kaçışlara yenilmeyecek kadar doğru sevdim seni...Yüreğimi çatışmaların tam ortasına sürerken, hiçbir ödül beklemiyordum,bilesin... Yine gece..Yine yoksun... Sessizlik ve yalnızlık…İçimde o kadar masumsun ki..Seni yaşatmak adına, nasıl bir direnişi üstlendiğimi kimse anlamasa da, aldırmıyorum … Yaşamak sana sığınmaktır,seni sende sevmektir… Böyle anlarda yokluğun, yüzümü kanatan bir ömür çizgisinin adıdır... Sevdim seni, hiçbir ödül beklemeden…Gözlerimi kapatıyorum artık susma vaktidir… Bir varsın, bir yoksun..Çocukluğumda anlatılan masallar gibi...Ama en çok yoksun...Her aşk,bir yakalanmadır yaşama...Ne kadar dirensem, o kadar hükümlüydüm sende... Veee ben hep sana yürüdüm...yürüdüm...Kimse bundan sonra sen olmayacak... Ama herkesde biraz sen olacak...
Aşk dünyanını en çaresiz hastalık halidir. Ama bundan kurtulmak istemezsiniz. Ölüme kadar sürsün istersiniz. Ama birgün hastalık geçiverir :)))) İstemeden iyileşirsiniz:(((((
aşkk..aşık olunan kadar özel bir şey olmaz aşk varsa...en heyecanlı düşler,onun üzerine kuruludur.ya da en ufak bir harekette en büyük heyecana sahip olmak..o kişinin nasıl biri olduğuna bakamadan mantıksızca bir tutkudur..ama seven bilir aşkı..
O ufak güzel bir sözüyle bizi uçurur..mutluluktan sivilcelerimiz düzelir..en ufak bir kötü sözünde bizi yerin dibine geçirir..bu sefer de çikolata mutlu olmak adına çikolata yemekten kocaman sivilceler çıkartır.
karşılıklıysa ne koşulda olursa olsun cennettir..tek taraflıysa elimizde ne kadar güzel şey varsa da cehhennemdir..
türbanlı kız teklifi kabul eder..aradan 5-6 ay geçer..dişardan çok demokratik bir ilişki gibi gelir..ama erkek kendini sorgulamaya başlar..acaba doğru yolda mıyım..? ? acaba gerçekten aşık mıyım? ? aslında kız onu çok seviyordur. ve durum erkeğin hoşuna da gidiyordur...ama yine sorgulama hala devam etmektedir..o zaman aşk bu olsa gerek...farlılıkları sorgulayarak özümsemek...
bazen faşistir ama yukarıdaki örnekte olduğu gibi bazen de demokratik..
demokrasi ve faşizmin aynı anda yaşandığı bir kaos ortamı.......
ol du mu? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? *******
Sana uyanan sabahlar.....
Sana gülen gözler......
Sadece sana ağlayabilen yüreğim....
Seni kıskanan kalbim.....
Ve ben senleyken...... küsken bile çok mutluyum......
aşk akan bir nehir gibidir
3 harftan oluşan insanlara sorulduğu zaman nasıl tarfi edilir bilemem dedikleri çocukların ise hehe aşığım ben dedikleri garip bir hormonal durumdur.
Aşk nedir?
-Ben olda gör!