Kanun önünde herkes eşit ve aynı biçimde yargılanmalıdır haklı bir istem. Yalnız, bu eylem içine girerken 'cumhurbaşkanlığı' makamını zedeleme durumu söz konusuysa elbette, o alelade bir vatandaş gibi değerlendirilemez.
Eğer bir insan cumhurbaşkanı olma vasfına sahip ise, dünya kamuoyu önünde hiçbirşeyle suçlanmamalı, vatan hainliği dışında ki kendisi vatansever bir insan,Türkiyemiz yara almamalıdır...
Türkiye aşağılanmak isteniyorsa eğer barbar niyetine tam yerine basılmıştır, tebriklerimi sunarım...
çok iyi işini yapan bir kişi,siyaset adamı,çok iyi bi insan,karısıda onun kadar iyimser,kendisini çok beyeniyorum ve taktir ediyorum ALLAH YARDIMCISI OLSUN başımızdan eksik etmesin
YÜCE ALLAH'IN KULU VE EN ÇOK SEVDİĞİ KULUNUN EN ÇOK SEVDİĞİ GÜL.... VEYA 'GÜL EY ALLAH'IN KULU' HAKİKATEN DE EN KİBAR EN NAZİK VE ULAŞTIĞI TÜM MEVKİLERİN HAKKINI VERİRKEN HALKIN İÇİNDEN GELDİĞİNİ UNUTMAYAN NADİDE BİR İNSAN.MEVLAM HER İKİ CİHANDA GÜLDÜRSÜN.
tanımlar yetmez aslında anlatmaya, o ve arkadaşı tam anlamıyla bir karikatür kahramanı :))) redkit yada şirinler gibi...zaten başka bir işe yaradıklarıda yok sanırım :)))
yıl 1995 refah partisindeyken bir yabancı gazeteciye verdiği röportaj: laik sistem başarısız olmuştur ve amacımız bu sistemi değiştirmek.. yıl 2008 ve şimdi aynı şahıs laiklik nutukları atıyor... fikirleri on yılda yüzde yüz değişen biri nasıl biri olur artık siz karar verin...
türkiye cumhuriyetinin cumhurbaşkanıdır. eski dışişleri bakanımız. şuan akp nin kapatma davasıyla adının siyasi yasaklı olacaklar arasında geçmesiyle söz konusu. abdullah gül deyince benim aklıma aslında ülkemde cumhurbaşkanlığını en demaokrat,en laik,en halkçı,en cumhuriyetçi ve en inkılapçı yapacak bir devlet büyüğümüz olarak geliyor.
Her fırsatta ABD’yi, AB’ yi övüyor. Zaten önceden de açıkça ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ne destek verdiklerini söylemişti. Yani Türkiye’nin bölünmesini hedefleyen ABD’ye hiç ses çıkarmayan biri. Bu ara BOP haritasını görmeyen varsa Google’ye BOP haritası yazıp bakabilir. Oysaki kendisi Türkiye’nin cumhurbaşkanı ama o bunun farkında değil herhalde. Allah bize, bizi Brüksel’den Nevyork’tan değil Ankara’dan yöneten yöneticiler nasip etsin
Arkadaşlar ben milli görüşcüyüm saadet partiliyim apdullah gülü biizm kadar kimse tanıyamaz çünkü bizim birzamanlar dagva arkadaşımızdı aynı yola baş koymuştuk başımız çok şükür bizim aynı yoldadır. apdullah gülü biz dürüs kişikli efendi imanlı biri olarak tanıdık ve öleydi muhakkakda şuanda öledir yanlız akpartinin politkası altında ezilmektedir abd ye siyonistlere kukla olmuş vaziyetteler belki farkındalar belki diiller ama ülkemizi uçuruma dogru itiyorlar malesef erbakanın ögrencisi dediler yapar dediler erbakana 5 yıl süre verselerdi şuanda türkiye dünyanın en güçlü devletiydi bunuda idda ediyoruz bizim 11 ayda yaptıklarımızı hayal bile edemezdi bazı kesimler apdullah gülü severiz ama yanlışlar yapıyolar allah inşallah yanlışlarını görme fırsatı verir onlara ve bir an önce düzelirler ve hocaları gibi bu ülkeyi yönetirler insan hakları adalet eşitlik yeniden büük türkiye yeni bir dünya diyoruz allaha emanet olun
TARİH: 8 Mart 1995 YER: T B M M KONUŞMACI: Refah Partisi Kayseri Milletvekili ABDULLAH GÜL ‘RP Grubu adına Abdullah Gül (Kayseri) : Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım, Refah Partisi adına görüşlerimizi bildirmek için huzurlarınızdayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Türkiye’nin Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği çerçeve anlaşması bildiğiniz gibi 6 Mart’ta imzalanmıştır. Cumhuriyet tarihinin en önemli dış anlaşmalarından biridir. Böyle önemli bir anlaşmanın bu şekilde imzalanmasına biz Refah Partisi olarak metot, usul ve esas yönünden karşı olan tek grubuz, tek partiyiz. Şurada (eliyle göstererek) ‘Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir’ yazıyor. Bunun anlamı nedir? Bu kadar önemli bir karar alınırken milletin bu konuda bilgisi olması ve bunu bilmesi gerekir. Şimdi soruyorum: Türkiye Gümrük Birliği’ne girdi. Daha doğrusu girmedi, bunun ilk anlaşmasını yaptı. Şimdi Türk halkı bu Gümrük Birliği nedir... Hükümet halka gerçekten bilgi vermiş midir, Parlamentoya bilgi vermiş midir? Bu demokratik bir anlayış mıdır? Halka güvenen bir anlayış mıdır? Şimdi sormak istiyorum. Niçin Türk halkına, bu millete sorma ihtiyacını duymadınız? Bu demokratik bir olay mıdır? Diyorsunuz ki ‘bu olay sadece Avrupa ile dar bir gümrük birliği anlaşması değildir, siyasi ve kültürel mahiyeti olan bir anlaşmadır.’ Peki bu kadar geniş bir karar alınırken bu halka gidip de sen ne düşünüyorsun diye hiç sormak akıldan geçmemiş midir? ’ Şevket Kazan (Kocaeli Refah) : Halkı saymıyorlar ki.’ Gül konuşmasını sürdürüyor: ‘Bu tavır bizim için bilinen bir tavırdır. Bu tavır aslında TEK PARTİ DEVRİNİN tavrıdır. Tek parti devrinde de birçok önemli kararlar alınırken halka hiç sorulmamıştır. Halka güvenilmediği için hálá o ideoloji, o anlayış devam etmektedir.’ ‘Aslında moral açıdan da, demokratik anlayış açısından da hükümet böyle bir konuya imza atamaz. Halka sormadan bu işi yapamaz. (RP sıralarından alkışlar.) Aslında Avrupa Gümrük Birliği’ne Türkiye’nin gayretleriyle girilmedi. Bunu burada açıklıyorum. Bu tamamen ideolojik, tamamen siyasi bir olaydır.’ Ve hemen ardından, büyük bombayı şu sözleriyle patlatıyor:
‘TÜRKİYE’NİN AVRUPA BİRLİĞİ’NE GİREMEYECEĞİ KESİNDİR. BUNU AVRUPALILAR SÖYLEMEKTEDİR. AVRUPA’NIN ÖNDE GELEN BÜTÜN POLİTİKACILARI SÖYLEMEKTEDİR. ÇÜNKÜ AVRUPA BİRLİĞİ, BİR HIRİSTİYAN BİRLİĞİDİR. BUNU BİZ SÖYLEMİYORUZ. AVRUPA’DA HERKES SÖYLÜYOR, HERKES BİLİYOR.’
‘Abdullah Gül: Şimdi ben soruyorum. 1963 Ankara anlaşmasına göre 1986 yılından itibaren Türk vatandaşları Avrupa’da serbestçe dolaşamayacak mıydı? Bu hakkı niçin almadınız? Yaptığınız anlaşmalar bu hakkı verdiyse niçin onlar direniyor, ‘hayır, benim çıkarıma değildir’ diyor da, siz nasıl oluyor da hálá l963 Ankara anlaşmasından bahsediyorsunuz? ’
‘Burada her şey tek taraflı olarak gitmektedir. Avrupa’nın menfaatleri söz konusu olduğunda tavizler verilmektedir, vazgeçilmektedir. Fakat Türkiye’nin çıkarları söz konusu olduğunda hiçbir direniş, hiçbir ısrar olmamaktadır.
Bu şudur: Ne pahasına olursa olsun Türkiye, Avrupa Birliği’ne girecek anlayışıdır. Siz eğer bu zihniyette olursanız, işte o zaman sizi o zenginler köşkünün bahçesindeki bir kulübeye böyle koyarlar işte.’
‘Avrupa Birliği’ne Türkiye’nin alınmayacağı kesin olunca, Türkiye’nin de kendi başına bırakılması Avrupa’nın çıkarına değildir. Çünkü Türkiye’nin önünde büyük bir potansiyel vardır. İşte, Türk Cumhuriyetleri çıkmıştır, İslam ülkeleri vardır. Avrupalı bunu bildiği için Türkiye’yi serbest bırakmak istememiştir. Anlaşmaların hepsi káğıt üzerindedir.
TÜRKİYE’NİN AVRUPA BİRLİĞİ’NE GİRİP DE O BAHSETTİĞİNİZ AVANTAJLARDAN FAYDALANMASI HİKÁYEDİR. BÖYLE BİR ŞEY SÖZ KONUSU DA DEĞİLDİR, OLMAYACAKTIR.’
‘Halka sormaktan korkulmuştur. (Refah Partisi sıralarından bravo sesleri, alkışlar.) Demokratikseniz, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bunun için halkın oyuna başvururdunuz. Gidip halka sorardınız.’
‘İngiliz Dışişleri Bakanı gazetelerde yazıyor. Türkiye’yi kendi haline bırakamazdık, başka yönlere sevk edemezdik diyor. Bu adam mı Türkiye sevgisiyle Türkiye’yi biz aldık diye sevinecektir?
Ben şimdi hepinize soruyorum: Sayın diplomatlarımıza soruyorum. Avrupalı diplomatlar serbest dolaşım hakkı için niçin ısrar etmiyorlar da, İngiliz, Alman, Fransız, İtalyan Büyükelçileri gelip de siz buna girin diye ısrar ediyorlar? Türkiye bunu bile görememiştir.
Avrupa daha büyük tavizleri, KIBRIS TAVİZİ gibi alarak, Türkiye sözüm ona girmiştir.
Medyaya bakarsanız Türkiye’ye zenginlik gelecek, mallar girecek, bir pembe tablo! Tabii ki en çok çıkarı olan grup medya olacaktır. (Refah sıralarından alkışlar.) Çünkü önümüzdeki yıllarda Türkiye’de en gözde (olacak) olan sektör reklam sektörüdür. Türkiye bir tüketim ekonomisine yönelecektir. Tabii ki medya, tabii ki gazeteler ve televizyon kanalları bunu alkışlayacak, halkın beynini yıkayacak. Ama ne olacak, siz bunları borçla alacaksınız. TÜRKİYE’Yİ BU NOKTAYA GETİRENLER SUÇLUDUR.
Şimdi neyin savunmasını yapıyorsunuz Allahaşkına? Televizyon programlarındaki müzakerelere (tartışmalara) bakıyorsunuz, oralara çıkarılan herkes resmi yayın organı gibi, herkes pembe bir tablo çiziyor. Niçin bir tane de ilim adamlarından, politikacılardan, bunun farklı yönünü söyleyen çıkmıyor, konuşturulmuyor? Halktan gizleniyor çünkü. Türkiye’de çıkarcılar bunun peşindedir.
(AB’nin peşine takılarak) Türkiye’yi daha da fakirleştireceksiniz. Bu, uzun vadede görülecektir.’
‘Değerli arkadaşlar, aslında bu konu (AB) çok derindir. Bu Meclis’te Avrupa’daki birçok kuruluşa giden milletvekili arkadaşlarım var. Orada Türkiye’nin karşılaştığı tavrı hepimiz biliyoruz. Nasıl tek taraflı bakıldığı, nasıl ikiyüzlü bakıldığı, Türkiye’nin nasıl aşağılandığını görüyor ve utanıyoruz.’
‘Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye’de bölücülüğün, (Güneydoğu’da) otonom idarelerin nasıl istendiğini, Türkiye’de Ermeni davasının nasıl savunulduğunu göreceksiniz.’
‘Kırk yıllık Kıbrıs meselesi Türkiye için dolaylı olarak bitmiştir. Bu ne demektir? Altı ay bir sene sonra Kıbrıs Rum Kesimi Avrupa Birliği’ne tam üye olarak girecektir. Avrupa Parlamentosu’nda alınan Kıbrıs’la ilgili karar, Türk ordusunun işgalci olduğudur. Birleşmiş Milletler’in bile diyemediği, hakaret yaptığı kararlar aldılar. Dolayısıyla Kıbrıs davasının Brüksel’e taşınması, Yunanistan’ın zaten yıllardır uğraştığı bir şeydi ve dolaylı olarak bitmiştir. Bu milli davada sizin ben şöyle yaparım demeniz bizi hiç ilgilendirmez. Çünkü onu yapacak gücü olmayacaktır Türkiye’nin.’
‘Ne üzücüdür ki, dün Brüksel’den dönen heyet burada sözümona göstermelik, neşeli şeylerle karşılandı. (Refah Partisi sıralarından ‘davulla zurnayla’ sesleri.) Ben kendi adıma utandım bundan. Davul zurnayla karşılandı.’
‘Avrupa’nın zenginler kulübünün köşkünde, bahçedeki bir kulübeye girdik diye sevinerek geldiniz.’
‘Halbuki ben şunu hatırladım. Bizim atalarımız, bugün onların ruhunu yad ediyoruz ve onların davasını güdüyoruz, bir gün Avrupa’ya nasıl gitmişlerdi. Osmanlı, Avrupa’ya nasıl gitmişti? Avrupa’ya siz böyle gittiniz ama bizim atalarımız nasıl gitti? Ben bunu karşılaştırarak doğrusu çok üzüldüm.’
‘Değerli arkadaşlar, Avrupa Parlamentosu’ndaki müzakereleri takip edin. Türkiye oralarda nasıl rencide edilecek ve Türkiye oralarda nasıl kötü durumlara düşürülecek. Göreceksiniz.’
‘Kapitalist onlar. Duyun-u Umumiye’yi hatırlayın. (Osmanlı’nın borçları nedeniyle tüm devlet gelirlerine el koyan yabancı kuruluş.) Ne yazık ki Türkiye’yi aynı duruma düşürmekle meşguller. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Refah Partisi sıralarından bravo sesleri, ayakta alkışlar.) ’
UNUTMADIK.. UNUTTURMAYACAĞIZ....
BİN TAKLA ATSA DA DEĞİŞTİM! ! ! DİYEREK MALASEF AYNI TAS AYNI HAMAM...
DÜN NELER SÖYLEYEREK NERELERE GELDİLER...
BUGÜN KİMLERE NE SÖZLER VERİLEREK NERELERE GELİYORLAR...
her basarılı devlet adamlarımıza suikast duzenlendigi gibi abdullah gül ede daha gecen suikast duzenleniyoduda son anda kurtarıldı. güya pkk ymıs suikast duzenleyecek amerika alıp veriyo silahları alın bu adamı öldürün sonrada amerika ay cok uzulduk falan..
evet :) sevindim. bu adam türkiyeye yarıyacak. size ne efendim ailesi? size ne eşinin turbanından? sadece BIZIM TURKIYEDE var böyle bi sacmalık! dünyaya bakın hele bi! HANGİ CUMHURBASKANIn esine mahremine DİL UZATAN OLMUS? kımse cesaret edemez! adamın işini takip edelim! basarılarına bakalım! bu ülkeye ne vericek? ! onda olsun gözümüz - sonucda aile hayatı kimseyi ilgilendirmez. ADAM CUMHURBASKANI - TÜRK TV SİNDE DİZİ DE BAS ROL OYNAMIYOR!
Kanun önünde herkes eşit ve aynı biçimde yargılanmalıdır haklı bir istem.
Yalnız, bu eylem içine girerken 'cumhurbaşkanlığı' makamını zedeleme durumu söz konusuysa elbette, o alelade bir vatandaş gibi değerlendirilemez.
eğer kanun önünde herkes eşitse ve kendisine yöneltilen suç ispatlanmışsa tabiki yargılansın oda bir vatandaş değilmi.
Hakkında soruşturma açılma istemini kınıyorum...
Eğer bir insan cumhurbaşkanı olma vasfına sahip ise, dünya kamuoyu önünde hiçbirşeyle suçlanmamalı, vatan hainliği dışında ki kendisi vatansever bir insan,Türkiyemiz yara almamalıdır...
Türkiye aşağılanmak isteniyorsa eğer barbar niyetine tam yerine basılmıştır, tebriklerimi sunarım...
Sakin bir insan ve bence Recep Tayyip Erdoğan'ın baskıcı halinden etkileniyor. Gerektiği gibi kendi tavrını ortaya koyamıyor...
Buna rağmen yapılması gerekeni yapıyor.
Ne de olsa Cumhurbaşkanımız... Öyle veya böyle onu kabul etmemiz lazım.
Vatan ve millet sevdalısı ASİL bir insan! Cennet ve son peygamberin yolcusu!
çok iyi işini yapan bir kişi,siyaset adamı,çok iyi bi insan,karısıda onun kadar iyimser,kendisini çok beyeniyorum ve taktir ediyorum ALLAH YARDIMCISI OLSUN başımızdan eksik etmesin
CUMHURBAŞKANIMIZ...
cumhur baskanımız
muhteşem kişilik ve başarılı insan
şirin insan
YÜCE ALLAH'IN KULU VE EN ÇOK SEVDİĞİ KULUNUN EN ÇOK SEVDİĞİ GÜL.... VEYA 'GÜL EY ALLAH'IN KULU' HAKİKATEN DE EN KİBAR EN NAZİK VE ULAŞTIĞI TÜM MEVKİLERİN HAKKINI VERİRKEN HALKIN İÇİNDEN GELDİĞİNİ UNUTMAYAN NADİDE BİR İNSAN.MEVLAM HER İKİ CİHANDA GÜLDÜRSÜN.
Dikenler arasında bi Gül...
tanımlar yetmez aslında anlatmaya, o ve arkadaşı tam anlamıyla bir karikatür kahramanı :))) redkit yada şirinler gibi...zaten başka bir işe yaradıklarıda yok sanırım :)))
HALKA RAĞMEN, CUMHURBAŞKANI...
olması gereken yerde.
TEK TAKDİR ETİİĞİM TARAFI YABANCI DİL BİLMESİDİR. NİCE BÜROKRATIMIZ GİBİ TRAN GİBİ BAKMIYOR EN AZINDAN ULUSLARARASI GEZİLERDE VEYA ROPÖRTAJLARDA.
görevini hakkıyla yerine getiren nadide insan.
ee ne de olsa ekonomist
Burada herhalde Ömer adaletini kolay birşey sananlar var. Önemli olan mevki değil!
şekerrr gibi bi adam :)))
Soy isminin özelliğini taşıyan GÜL gibi bir adam.
yıl 1995 refah partisindeyken bir yabancı gazeteciye verdiği röportaj: laik sistem başarısız olmuştur ve amacımız bu sistemi değiştirmek..
yıl 2008 ve şimdi aynı şahıs laiklik nutukları atıyor...
fikirleri on yılda yüzde yüz değişen biri nasıl biri olur artık siz karar verin...
türkiye cumhuriyetinin cumhurbaşkanıdır.
eski dışişleri bakanımız.
şuan akp nin kapatma davasıyla adının siyasi yasaklı olacaklar arasında geçmesiyle söz konusu.
abdullah gül deyince benim aklıma aslında ülkemde cumhurbaşkanlığını en demaokrat,en laik,en halkçı,en cumhuriyetçi ve en inkılapçı yapacak bir devlet büyüğümüz olarak geliyor.
Her fırsatta ABD’yi, AB’ yi övüyor. Zaten önceden de açıkça ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ne destek verdiklerini söylemişti. Yani Türkiye’nin bölünmesini hedefleyen ABD’ye hiç ses çıkarmayan biri. Bu ara BOP haritasını görmeyen varsa Google’ye BOP haritası yazıp bakabilir.
Oysaki kendisi Türkiye’nin cumhurbaşkanı ama o bunun farkında değil herhalde. Allah bize, bizi Brüksel’den Nevyork’tan değil Ankara’dan yöneten yöneticiler nasip etsin
türkiyeye yakışan cumhurbaşkanı
Arkadaşlar ben milli görüşcüyüm saadet partiliyim apdullah gülü biizm kadar kimse tanıyamaz çünkü bizim birzamanlar dagva arkadaşımızdı aynı yola baş koymuştuk başımız çok şükür bizim aynı yoldadır. apdullah gülü biz dürüs kişikli efendi imanlı biri olarak tanıdık ve öleydi muhakkakda şuanda öledir yanlız akpartinin politkası altında ezilmektedir abd ye siyonistlere kukla olmuş vaziyetteler belki farkındalar belki diiller ama ülkemizi uçuruma dogru itiyorlar malesef erbakanın ögrencisi dediler yapar dediler erbakana 5 yıl süre verselerdi şuanda türkiye dünyanın en güçlü devletiydi bunuda idda ediyoruz bizim 11 ayda yaptıklarımızı hayal bile edemezdi bazı kesimler apdullah gülü severiz ama yanlışlar yapıyolar allah inşallah yanlışlarını görme fırsatı verir onlara ve bir an önce düzelirler ve hocaları gibi bu ülkeyi yönetirler insan hakları adalet eşitlik yeniden büük türkiye yeni bir dünya diyoruz allaha emanet olun
o super
TARİH: 8 Mart 1995
YER: T B M M
KONUŞMACI: Refah Partisi Kayseri Milletvekili ABDULLAH GÜL
‘RP Grubu adına Abdullah Gül (Kayseri) : Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım, Refah Partisi adına görüşlerimizi bildirmek için huzurlarınızdayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye’nin Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği çerçeve anlaşması bildiğiniz gibi 6 Mart’ta imzalanmıştır. Cumhuriyet tarihinin en önemli dış anlaşmalarından biridir. Böyle önemli bir anlaşmanın bu şekilde imzalanmasına biz Refah Partisi olarak metot, usul ve esas yönünden karşı olan tek grubuz, tek partiyiz.
Şurada (eliyle göstererek) ‘Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir’ yazıyor. Bunun anlamı nedir? Bu kadar önemli bir karar alınırken milletin bu konuda bilgisi olması ve bunu bilmesi gerekir. Şimdi soruyorum:
Türkiye Gümrük Birliği’ne girdi. Daha doğrusu girmedi, bunun ilk anlaşmasını yaptı. Şimdi Türk halkı bu Gümrük Birliği nedir... Hükümet halka gerçekten bilgi vermiş midir, Parlamentoya bilgi vermiş midir? Bu demokratik bir anlayış mıdır? Halka güvenen bir anlayış mıdır?
Şimdi sormak istiyorum. Niçin Türk halkına, bu millete sorma ihtiyacını duymadınız? Bu demokratik bir olay mıdır? Diyorsunuz ki ‘bu olay sadece Avrupa ile dar bir gümrük birliği anlaşması değildir, siyasi ve kültürel mahiyeti olan bir anlaşmadır.’ Peki bu kadar geniş bir karar alınırken bu halka gidip de sen ne düşünüyorsun diye hiç sormak akıldan geçmemiş midir? ’
Şevket Kazan (Kocaeli Refah) : Halkı saymıyorlar ki.’
Gül konuşmasını sürdürüyor: ‘Bu tavır bizim için bilinen bir tavırdır. Bu tavır aslında TEK PARTİ DEVRİNİN tavrıdır. Tek parti devrinde de birçok önemli kararlar alınırken halka hiç sorulmamıştır. Halka güvenilmediği için hálá o ideoloji, o anlayış devam etmektedir.’
‘Aslında moral açıdan da, demokratik anlayış açısından da hükümet böyle bir konuya imza atamaz. Halka sormadan bu işi yapamaz. (RP sıralarından alkışlar.) Aslında Avrupa Gümrük Birliği’ne Türkiye’nin gayretleriyle girilmedi. Bunu burada açıklıyorum. Bu tamamen ideolojik, tamamen siyasi bir olaydır.’
Ve hemen ardından, büyük bombayı şu sözleriyle patlatıyor:
‘TÜRKİYE’NİN AVRUPA BİRLİĞİ’NE GİREMEYECEĞİ KESİNDİR.
BUNU AVRUPALILAR SÖYLEMEKTEDİR.
AVRUPA’NIN ÖNDE GELEN BÜTÜN POLİTİKACILARI SÖYLEMEKTEDİR.
ÇÜNKÜ AVRUPA BİRLİĞİ, BİR HIRİSTİYAN BİRLİĞİDİR.
BUNU BİZ SÖYLEMİYORUZ.
AVRUPA’DA HERKES SÖYLÜYOR, HERKES BİLİYOR.’
‘Abdullah Gül: Şimdi ben soruyorum. 1963 Ankara anlaşmasına göre 1986 yılından itibaren Türk vatandaşları Avrupa’da serbestçe dolaşamayacak mıydı? Bu hakkı niçin almadınız? Yaptığınız anlaşmalar bu hakkı verdiyse niçin onlar direniyor, ‘hayır, benim çıkarıma değildir’ diyor da, siz nasıl oluyor da hálá l963 Ankara anlaşmasından bahsediyorsunuz? ’
‘Burada her şey tek taraflı olarak gitmektedir. Avrupa’nın menfaatleri söz konusu olduğunda tavizler verilmektedir, vazgeçilmektedir. Fakat Türkiye’nin çıkarları söz konusu olduğunda hiçbir direniş, hiçbir ısrar olmamaktadır.
Bu şudur: Ne pahasına olursa olsun Türkiye, Avrupa Birliği’ne girecek anlayışıdır. Siz eğer bu zihniyette olursanız, işte o zaman sizi o zenginler köşkünün bahçesindeki bir kulübeye böyle koyarlar işte.’
‘Avrupa Birliği’ne Türkiye’nin alınmayacağı kesin olunca, Türkiye’nin de kendi başına bırakılması Avrupa’nın çıkarına değildir. Çünkü Türkiye’nin önünde büyük bir potansiyel vardır. İşte, Türk Cumhuriyetleri çıkmıştır, İslam ülkeleri vardır. Avrupalı bunu bildiği için Türkiye’yi serbest bırakmak istememiştir. Anlaşmaların hepsi káğıt üzerindedir.
TÜRKİYE’NİN AVRUPA BİRLİĞİ’NE GİRİP DE O BAHSETTİĞİNİZ AVANTAJLARDAN FAYDALANMASI HİKÁYEDİR. BÖYLE BİR ŞEY SÖZ KONUSU DA DEĞİLDİR, OLMAYACAKTIR.’
‘Halka sormaktan korkulmuştur. (Refah Partisi sıralarından bravo sesleri, alkışlar.) Demokratikseniz, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bunun için halkın oyuna başvururdunuz. Gidip halka sorardınız.’
‘İngiliz Dışişleri Bakanı gazetelerde yazıyor. Türkiye’yi kendi haline bırakamazdık, başka yönlere sevk edemezdik diyor. Bu adam mı Türkiye sevgisiyle Türkiye’yi biz aldık diye sevinecektir?
Ben şimdi hepinize soruyorum: Sayın diplomatlarımıza soruyorum. Avrupalı diplomatlar serbest dolaşım hakkı için niçin ısrar etmiyorlar da, İngiliz, Alman, Fransız, İtalyan Büyükelçileri gelip de siz buna girin diye ısrar ediyorlar? Türkiye bunu bile görememiştir.
Avrupa daha büyük tavizleri, KIBRIS TAVİZİ gibi alarak, Türkiye sözüm ona girmiştir.
Medyaya bakarsanız Türkiye’ye zenginlik gelecek, mallar girecek, bir pembe tablo! Tabii ki en çok çıkarı olan grup medya olacaktır. (Refah sıralarından alkışlar.) Çünkü önümüzdeki yıllarda Türkiye’de en gözde (olacak) olan sektör reklam sektörüdür. Türkiye bir tüketim ekonomisine yönelecektir. Tabii ki medya, tabii ki gazeteler ve televizyon kanalları bunu alkışlayacak, halkın beynini yıkayacak. Ama ne olacak, siz bunları borçla alacaksınız. TÜRKİYE’Yİ BU NOKTAYA GETİRENLER SUÇLUDUR.
Şimdi neyin savunmasını yapıyorsunuz Allahaşkına? Televizyon programlarındaki müzakerelere (tartışmalara) bakıyorsunuz, oralara çıkarılan herkes resmi yayın organı gibi, herkes pembe bir tablo çiziyor. Niçin bir tane de ilim adamlarından, politikacılardan, bunun farklı yönünü söyleyen çıkmıyor, konuşturulmuyor? Halktan gizleniyor çünkü. Türkiye’de çıkarcılar bunun peşindedir.
(AB’nin peşine takılarak) Türkiye’yi daha da fakirleştireceksiniz. Bu, uzun vadede görülecektir.’
‘Değerli arkadaşlar, aslında bu konu (AB) çok derindir. Bu Meclis’te Avrupa’daki birçok kuruluşa giden milletvekili arkadaşlarım var. Orada Türkiye’nin karşılaştığı tavrı hepimiz biliyoruz. Nasıl tek taraflı bakıldığı, nasıl ikiyüzlü bakıldığı, Türkiye’nin nasıl aşağılandığını görüyor ve utanıyoruz.’
‘Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye’de bölücülüğün, (Güneydoğu’da) otonom idarelerin nasıl istendiğini, Türkiye’de Ermeni davasının nasıl savunulduğunu göreceksiniz.’
‘Kırk yıllık Kıbrıs meselesi Türkiye için dolaylı olarak bitmiştir. Bu ne demektir? Altı ay bir sene sonra Kıbrıs Rum Kesimi Avrupa Birliği’ne tam üye olarak girecektir. Avrupa Parlamentosu’nda alınan Kıbrıs’la ilgili karar, Türk ordusunun işgalci olduğudur. Birleşmiş Milletler’in bile diyemediği, hakaret yaptığı kararlar aldılar. Dolayısıyla Kıbrıs davasının Brüksel’e taşınması, Yunanistan’ın zaten yıllardır uğraştığı bir şeydi ve dolaylı olarak bitmiştir. Bu milli davada sizin ben şöyle yaparım demeniz bizi hiç ilgilendirmez. Çünkü onu yapacak gücü olmayacaktır Türkiye’nin.’
‘Ne üzücüdür ki, dün Brüksel’den dönen heyet burada sözümona göstermelik, neşeli şeylerle karşılandı. (Refah Partisi sıralarından ‘davulla zurnayla’ sesleri.) Ben kendi adıma utandım bundan. Davul zurnayla karşılandı.’
‘Avrupa’nın zenginler kulübünün köşkünde, bahçedeki bir kulübeye girdik diye sevinerek geldiniz.’
‘Halbuki ben şunu hatırladım. Bizim atalarımız, bugün onların ruhunu yad ediyoruz ve onların davasını güdüyoruz, bir gün Avrupa’ya nasıl gitmişlerdi. Osmanlı, Avrupa’ya nasıl gitmişti? Avrupa’ya siz böyle gittiniz ama bizim atalarımız nasıl gitti? Ben bunu karşılaştırarak doğrusu çok üzüldüm.’
‘Değerli arkadaşlar, Avrupa Parlamentosu’ndaki müzakereleri takip edin. Türkiye oralarda nasıl rencide edilecek ve Türkiye oralarda nasıl kötü durumlara düşürülecek. Göreceksiniz.’
‘Kapitalist onlar. Duyun-u Umumiye’yi hatırlayın. (Osmanlı’nın borçları nedeniyle tüm devlet gelirlerine el koyan yabancı kuruluş.) Ne yazık ki Türkiye’yi aynı duruma düşürmekle meşguller. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Refah Partisi sıralarından bravo sesleri, ayakta alkışlar.) ’
UNUTMADIK.. UNUTTURMAYACAĞIZ....
BİN TAKLA ATSA DA DEĞİŞTİM! ! ! DİYEREK MALASEF AYNI TAS AYNI HAMAM...
DÜN NELER SÖYLEYEREK NERELERE GELDİLER...
BUGÜN KİMLERE NE SÖZLER VERİLEREK NERELERE GELİYORLAR...
TÜRK MİLLETİ UNUTMA...
UNUTTURMA...! ! !
TÜRK MİLLETİ ELBET BUNUN HESABINI SORACAK...! ! !
TARİH ELBET BUNUN HESABINI DA YAZACAK...! ! !
Çok Seviyorum Bu Adamı Ben..
O Başımızda Olduğu Sürece Biz Hep Güleceğiz İnşallah.
her basarılı devlet adamlarımıza suikast duzenlendigi gibi abdullah gül ede daha gecen suikast duzenleniyoduda son anda kurtarıldı. güya pkk ymıs suikast duzenleyecek amerika alıp veriyo silahları alın bu adamı öldürün sonrada amerika ay cok uzulduk falan..
evet :)
sevindim.
bu adam türkiyeye yarıyacak.
size ne efendim ailesi?
size ne eşinin turbanından?
sadece BIZIM TURKIYEDE var böyle bi sacmalık!
dünyaya bakın hele bi!
HANGİ CUMHURBASKANIn esine mahremine DİL UZATAN OLMUS?
kımse cesaret edemez!
adamın işini takip edelim! basarılarına bakalım!
bu ülkeye ne vericek? !
onda olsun gözümüz -
sonucda aile hayatı kimseyi ilgilendirmez.
ADAM CUMHURBASKANI - TÜRK TV SİNDE DİZİ DE BAS ROL OYNAMIYOR!