elli bin şiir roman filan okudum yaprak dökümünü anlatır elli bin film seyrettim yaprakların dökümünü gösterir elli bin kere gördüm yaprak dökümünü düşüşlerini, sürünüşlerini,çürüyüşlerini yaprakların elli bin kere duydum ölü hışırtılarını kunduramın altında avucumda ve parmaklarımın ucunda... NAZIM HİKMET RAN
Kitabı okuduğunuzda gözünüzde canlananları bir de o sahnede Savaş Dinçel Güzin Özyağcılar Sevinç Erbulaktan izlerken hayatı yaşamı babalığın kutsallığını herşeyi bir kez daha iyi anlıyorsunuz.
esti, taa içime girdi kahpe rüzgar titretti bedenimi, ürpertti, korkularıma korku hüzünlerime hüzün kattı döktü yapraklarını en sevdigim çınar ağacının sarartıp soldurmuştu zaten bir gün öncesinden. biraz daha çürüttü her esişinde -bilhan!
yaprak dökümü yeni ile eski arasında geçiş dönemi yaşayan bir ailenin yavaş yavaş yeniye yönelmesi ve eski değerlerini yitirmesini konu edinen dramatik öykü.aile bireylerinin kimlik bunalımlarını yansıttığı için psikolojik bir roman...batı hayranlığının hicvedilmesi.
Resat Nuri gültekinin düsük gelirde bir memur ailesinin zamana yasadiklari caga kaptirdiklari degeryargilarinin konu edildigi Yaprak dökümü aslinda cagimizin bir gercegi ne o yoksa Resat Nuri Gültekin bir müneccimmiydi? yok yaa sanmiyorum bunlari bilmek müneccimlik gerektirmiyor bu hikaye ne yazikki her asra ait bir hikaye bundan önceki asir gibi sonraki asirda da kendini gösterecekdir bilmiyorum belki bunlarin idrakinde olan bir cok insan mevcuttur ve ayni korkulari yasayan binlerce aile resisi ama düsünmek degilde kitablastirmak iste bunu da kim yapmis? söylemem ya biliyorsunuz kitabimin yazari hani söyledim ya bir daha söylemem...iyi okuyun.
yaklaşık 3 saatte bitirdiğim ve beğendiğim kitap
her zaman böyle bitimsiz ol..
kimi zaman da öyle hüzünlü..
hoşçakal diyor gözler.. ahh..
yaprağın kaderi düşmekmiş..
ben soruyorum
Sonbahar, hazan mevsimi, bağbozumu
elli bin şiir roman filan okudum yaprak dökümünü anlatır
elli bin film seyrettim yaprakların dökümünü gösterir
elli bin kere gördüm yaprak dökümünü
düşüşlerini, sürünüşlerini,çürüyüşlerini yaprakların
elli bin kere duydum ölü hışırtılarını kunduramın altında
avucumda ve parmaklarımın ucunda...
NAZIM HİKMET RAN
Kitabı okuduğunuzda gözünüzde canlananları bir de o sahnede Savaş Dinçel Güzin Özyağcılar Sevinç Erbulaktan izlerken hayatı yaşamı babalığın kutsallığını herşeyi bir kez daha iyi anlıyorsunuz.
güz.benim mevsimim ve benim gibi psikopatların
esti,
taa içime girdi kahpe rüzgar
titretti bedenimi,
ürpertti,
korkularıma korku
hüzünlerime hüzün kattı
döktü yapraklarını en sevdigim çınar ağacının
sarartıp soldurmuştu zaten bir gün öncesinden.
biraz daha çürüttü her esişinde
-bilhan!
yaprak dökümü yeni ile eski arasında geçiş dönemi yaşayan bir ailenin yavaş yavaş yeniye yönelmesi ve eski değerlerini yitirmesini konu edinen dramatik öykü.aile bireylerinin kimlik bunalımlarını yansıttığı için psikolojik bir roman...batı hayranlığının hicvedilmesi.
Resat Nuri gültekinin düsük gelirde bir memur ailesinin zamana yasadiklari caga kaptirdiklari degeryargilarinin konu edildigi Yaprak dökümü aslinda cagimizin bir gercegi ne o yoksa Resat Nuri Gültekin bir müneccimmiydi? yok yaa sanmiyorum bunlari bilmek müneccimlik gerektirmiyor bu hikaye ne yazikki her asra ait bir hikaye bundan önceki asir gibi sonraki asirda da kendini gösterecekdir bilmiyorum belki bunlarin idrakinde olan bir cok insan mevcuttur ve ayni korkulari yasayan binlerce aile resisi ama düsünmek degilde kitablastirmak iste bunu da kim yapmis? söylemem ya biliyorsunuz kitabimin yazari hani söyledim ya bir daha söylemem...iyi okuyun.