Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Gökhan Oflazoğlu
Gökhan Oflazoğlu

İnsan boşuna bir hevestir.

  • müzik24.03.2024 - 09:59

    19. Yüzyılın sonlarına doğru özellikle şehirli - endüstriyel yapının boy attığı Avrupada bestelenen müziklerde tınılar giderek damlalaşır ve yoğunluğunu kendi içinde taşır, yere düşerken çıkardığı sesler bu damlaların, yeni açılan dönemin içine düşmüş insanın ağıdıdır aslında, hem değerlerinden hızla soyutlanan, hem de doğa durumunda biraz olsun koruyabildiği bütünselliğini paramparça yerlerde bulan insanın ağıdı, zaten yaşam bunun uzerine kurgulanmıştır her çağda sadece çeşitli şekillerde yüzünü gösterir, ve artık giderek daha çetin bir kırılma da kendini ayakta tutabilme kavgasına düşmüştür insan, duyarlı sanatçılar bunu şiir, müzik veya başka, dışavururken, ta içlerinde duydukları, kalabalıkların farketmeden yaşadıkları bu drama dönüşmüş oyunu teskin etmeye çalışırlar göğüsleyerek tınılarıyla ya da mısralarıyla, tat buradan derilir artık, bireylerarasılık solmaktadır,
    bu gelmeket olan güz de bakıra dönen yapraklar caziptir, belki hoştur da ama, hepte ta derinlerde bir şeyleri de koparıp atmaktadır okyanusa, sürüklenip nereye gittiği belli olmayan.

  • Filozof19.03.2024 - 22:00

    Tarihin belki de en dindar filozoflarından Kierkegaard, Kopenhag da kapıları çalar kiliseye gitmeyin dermiş, - böyle olacaksa hiç olmasın daha iyi demek için - ve ölmeden altı sene önce de mistik tecrübe yaşıyor, babasından kalan mirasla epey düşünce seyahatlerinin tadını çıkarmış, ömrünce de hiç kimseyi evinde misafir etmemiş, kapısın önünde bir bank varmış, arada bir orda sigara içermiş, tabii miras suyunu çekmeye başlamış, ve bir gün yolda yürürken yere düşmüş, parası da bitmek üzereyken, hastaneye kaldırmışlar, ölürken son sözü - Süpürün beni - olmuş, daha 42 yaşındayken - çok bile - diyerek gitmiş.

    Alabildiğine umutsuzlanın sonrasızlık kapısı ancak öyle açılır. - KİERKEGAARD, 1855

    Trajik birey yalnızca kendi vicdanından talimat alır. - KİERKEGAARD,

    Ve mezarına önceden hazırladığı bir plaket konmuş, - O birey - , Kolay gelsin.

  • doğum lekesi17.03.2024 - 09:28

    Her doğum, Tanrının insan dan umudunu kesmediğini gösterir. - Rabindranath TAGORE, Hintli Mistik ŞAİR, 1941

  • doğa15.03.2024 - 18:50

    İnsanın ruhsal anatomisi değişmeden, tarih değişmez, o da bizi aşar.

  • varlık15.03.2024 - 12:40

    Varlık olmak, sahiciliğin kapısından girerken, mış gibiliği terketmektir, buna dünya sınavı denir.

  • Dili açılmak13.03.2024 - 21:42

    Çünkü şekilde gördüğünü ya da aynı şeklin basit kavramını takip etmesi gerekmediğini keşfetti bunun yerine içine soktuğu ve kavramsal inşayla öncel olarak orda temsil ettiği şeyin yardımıyla nesnesini gün yüzüne taşıması gerektiğini ve güvenli şekilde öncel bir şey bilmesi için kavramına uygun oraya koyduğu şeylerden, zorunlu sonuç olarak çıkanları sadece şeylere afetmesi gerektiğini keşfetmişti.

    İmmanuet KANT, Alman Filozof.

    Muhtemelen geometrik kavram ampirik duyumsallık açısından özgürlüğünü açığa vurduğunda - inşanın - sentezi indirgenemezdir ve gerçekten de ideal bir tarihtir. Ancak bir kuruluşun değil, bir işlemin tarihidir. Geometriciye zaten açık olan bir olasılık alanında açıklama hareketlerini önüne serer. Bilincinde, en azından ilk kavramında, bir şeyin söylenebileceği anda, öncelliğinde herhangi bir özneyi geometrik ışığıyla aydınlatacağı kişide kendini açmaya hazırdır.

    Edmund HUSSERL, Alman Filozof, 1939

    Ölmeden son sözü, dünyada artık hiçbir şey kıpırdamıyor oldu ve arkadan, ikinci kırımda kıpır kıpırdı.

    İlk kırım döneminde oğlunu kaptırmıştı Almanya için, ama yetmedi, kütüphaneye girmesi yasaklandı son döneminde, ve biraz kahırlı ayrıldı. Aynı yer Papanın barış çağrısına Rusya ile savaşa hazırlanırken dışişleri
    bakanı tarafından - anlamadım - diye karşılandı, yani yeni bir anlama sürecinin gerektiğini ve tasnifin kapısını araladığını da ifşa etti, bilginlerle, yöneticiler tarihte aynı şeyi düşünmezler, ve yolları da kalıcı olarak ayrılır.
    Herkes de tercihini nasıl isterse öyle yapar, o da onların yerini sağlamlaştırır, yani dünya sınavında neyin kavgasını verdiğinde görünür akibetin, gübre, çöplük, yakıt, bahtına ne çıkarsa, bilinmemesi, fedakarlık tutumunu zırhlanın, kıymetini arttırmak içindir, - ya da esenlik.-, bu enayilerden anlamayanların yolu açık olsun,
    akıllı olmak güzel şey elbette, kimbilir, bir yerde bilinir hale gelir. Kolay gelsin.

  • aramak12.03.2024 - 17:34

    Sen aradığın için bulunmaz, değersen, o seni bulur.

  • anlam11.03.2024 - 01:16

    Anlam gerçekliğin özüdür, ve modern süreç bu anlamın elinden alınması sınav gereği, tekrar yerine koyabilenler
    kendine çalışır, hem burayı onarmak, hem de yarını kotarmak için biricikleşir. Yani kaybolan ve insanı da kaybeden, sürecin balyozları, anlam savaşı verebilenlerce ezen darbelerden kendini de kurtarma ümidini yaratır, bu süreç eleyecek, varsa bir öte iddiası olan, önce anlamı yaşatmak zorunda ki, kendi de kalıcılaşabilsin, kısaca dünya kendi mantığına devam eder, de mantık zor bulunan bir mücevherdir, şimdiden inşaya başlayanlar bir adım öne geçer kalabalık içinde, kolaylıklar.

  • erdem11.03.2024 - 00:24

    Erdemini bağımlılığa dönüştüren ve erdemi ugruna mahvolmayı göze alan adamı seviyorum, bu adam yaşamak ve daha çok yaşamak istemektedir. Tek bir erdem iki erdemden daha büyük bir erdemdir, çünkü böylece boynuna asılacak urgana daha çok benzemektedir, çünkü onlar yokolmak istemektedirler.

    Nietzsche, Şair - Filozof, 1900

    Gerçek sufi yokluğa yaslanır. - Harakani, İslam Düşünürü, Gazneli Mahmut, ve İbni Siranın ziyaretine gittileri dönemin üst insanı, Sina gözlerini gördün mü der, bakmıyordu.

    Asla yakınmadan, kuş çığlıkları üzerinde
    gezinirim, bir ömrü ziyan etmeyi öğrenirken.

    Bei DAO, Çinli ŞAİR, 1949

  • 'İnsan ı Kamil Sosyalisttir'11.03.2024 - 00:03

    Nietzsche 1840 ların sonlarında ortaya çıkan Fransız romantikleri için, - dizgin vurulmamış emekçiler, çalışarak
    kendine zarar veren insanlar, gözüpek ve cüretkar, muhteşem bir hırçınlığa sahip yüksek insanlar ki bunlar diğerlerinin üzerinda uçup onları darmadağın ederler, zirvelere ulaşırlar, içinde yaşadıkları çağı eğitmek önce onlara düşer bu kalabalıkların çağıdır, yani üst insanlar, ya da İslamın Kamil İnsan ideali, ve ilhaminı Kurandan alan bu insanlar - dayanışmayı ve yardımlaşmayı - şart koşan emirlerle birlikte aslında bir sosyalizmi idealinin doğal unsurlarıdır, mesela Osmanlı Barışı ekseriyetle bunun yaşanmasıdır, Üst insan umutsuzluğunda bir yeni alan açılır bu herkese de açıktır, aynı eğitimde kendi yolunu çizebilir, ya da yoldan sapar nereye gideceği bilinmeyen bir yolda tükenir, ondan Kuranın - Kendilerine ilim verilenler - dediği Filozoflar ve şairler tarihin yol açıcıları olarak sahneye çıkarlar, bu devamlı deneyimleyen, gören, işiten, şüphe eden, ve umut, sıradışı şeyler hayali kurarak yol alan bu kişilikler, kendi düşüncelerine dışardan baktıkça yıldırım çarpmış halde, ve nice yeni yıldırımlara gebe bir fırtına, etrafında devamlı homurdanma ve yakınmalar ve tekinsizlikler olan bir ölümlü insanoğludur, sürgüne uğramış bu sayıca az üst insanlar grubu, daha yüksek, daha zeki, daha uzağı gören, daha tek başına, çünkü insan mutluluğa yalnızlık olarak dayanır, tercih eder ve ister, bütün bağlardan arınmış olarak ve onların ötesinde yaşar, bu Rousseau nun öğütlediğıi doğal insandan çok daha doğaldır, biz bu ipi göğüslediğimiz kadar, yerimizi ednir hepsinden öte, bitmeyen bir ülküye koşabiliriz, yoksa herşey elimizden kayıp gider, ve bu fırsat da bir daha verilmez, ondan Harakani - gerçek sufi yokluğa yaslanır - der, bütün gücünü de ordan alır, işte bu kamil insan, birebir, Nietschenin tarifini yaptığı üst insan örneğidir, özelliği ihtiyaçsızlık olan, bunu gerçekleştirdiğimiz kadar, insan hedefi de bize yaklaşır, yoksa hep bir donuk ışık vermeyen yıldız olarak orada kalacaktır, umut da vermeden, umut elimizde taşıdığımız bir yıldızdır aslında, ama, biz onu gökyüzünde ararız. Kolay gelsin.