1. Gözlerinin rengi gibi Yüreğinin rengi gibi Saçların da kendi renginde
Ama ben, ellerini gördüm önce Toplayan, düzelten, onaran ellerini Dokunduğuna soluk aldıran Telâşlı, usta, sevecen ellerini
Geç anladım ve inandım Her gün daha çok inanıyorum Ellerin, güzel işlerin karıncası Ellerin, ellerden bıkmış ellerime sığınak
2. Yüzünün rengi gibi Dudaklarının rengi gibi Saçların da kendi renginde
Ama ben, özverini gördüm önce İçinden çavlan gibi dökülen özverini Hep koşan, yürümeyi bilmeyen Hesapsız, gücendirmeyen, saydam özverini Neye uzansa dirilten Susan, hüzünlenen, sıcak özverini
Geç anladım ve inandım Gün gün daha çok inanıyorum Özverin, güzel işlerin arısı Özverin, sözcüklerden yılmış kafama barınak
3. Derinin rengi gibi Sesinin rengi gibi Saçların da kendi renginde
Ama ben, seni gördüm önce Gülen, yaşayan, bilen seni Körpe bir söğüt dalı gibi çırpınan Durduğu yere can veren Gönüllü, duyan, seven seni
Geç anladım ve inandım Şimdi daha çok inanıyorum Sen, hayatın ablası Saf olan her şeyin mayası Sen, eşyalardan usanmış kalbime dayanak
4. Sevgili arkadaşım benim Sana 'sevgili arkadaşım' diyorum Budur, bizim anladığımız sevdanın tanımı İşte sana bir aşk şiiri İçinde 'sevgilim' sözcüğü geçmiyorsa Suçun yarısı senin Çünkü, ben de bize yaraşanların sözcüğünü değil Kendisini seviyorum senin gibi
...değil.bir yıl var daha.her nedense ve sanırım herkeste olacağı gibi( :)) bu terim Cahit Sıtkı*yı anımsattı.yolun yarısı aşılacak ve dönüşüm başlayacak...sabah sabah,uykusuz da çeklimiyor buralar bu aralar. :)))
3 Aralık Dünyanın (içimizdeki) sizlerden Özür Dileme Günü(!) ...
evet; günün anlamını bilirsek ve yorumlayabilirsek,içimizde her daim olan ve biz gibi olan,engeli ne olursa olsun bizim için insanlığı önemli kalacak olan tüm 'engelli(engellenen!) ' dostlarımı(n) zın gününü kutluyor ve gün bazında kalmamasını temenni ediyorum.aralarında o kadar çok dostum oldu ki,onların gözündeki yaşama bağlılık hırsı ve hayatın bir yerinden de olsa tutunabildikleri bir dalın olması beni müthiş umutlandırıyor.dostlarım özelinde hepsine sevgilerimi yolluyorum...
1 Aralık Dünya AIDS günü ve izleyen günler hastalığın işlendiği bir hafta olarak anılıyor '1980'lerde ortaya AIDS çıktı. Önceleri bir çeşit homoseksüel hastalığı olarak biliniyordu. Kökeni Afrikalılar veya Haitililerdi. Allah'ın günahkârlara verdiği bir ceza olmalıydı. Ama hastalık Amerika ve Avrupalıların da başına bela olunca işin rengi değişti. Yine dünyayı kurtarma görevi onlara düştü. Dünya Sağlık Örgütü AIDS için seferber edildi ve Ocak 1999'da 'Hangi ülkeden gelmiş olursa olsun HIV/AIDS ile yaşayan insan sınır dışı edilemez, aşağılayıcı muamele ya da ayrımcılık uygulanamaz' diye bildirge bile yayınladı. 2002 Raporunda ise her gün 6000 yeni gencin bu hastalığa yakalandığı ve bu yıl toplam 68 milyon yeni hasta beklendiği belirtildi. Halen dünyada 40 milyon kişinin HIV (+) olduğu ve %95inin gelişmekte olan ülkelerden kaynaklandığı tahmin ediliyor' kaynak:memocal
15 yıllık öğrenim hayatımda asla böyle bir tercihim olmadı.çünkü her ders kitabımın arasında bana yetecek kadar otlarım oldu :))) ufacık bir itiraf:sınav esnasında arkadaşımın yazdıklarıma bakması için değişik pozisyonlarda oturduğumu hiç unutmam :)))
Hitit güneşi(kursu): Hitit Uygarlığı ve sanatının sembolü sayılan bir nesnedir. Güneşi sembolize eden dairesel biçimin etrafına yerleştirilmiş öğelerden oluşur. Bazılarının üstünde ses çıkarması için sallanan parçalar, kimisinin üstüne barışı sembolize eden geyik figürü, kimisine ise üremeyi sembolize etmek üzere kuş, ağaç figürleri vardır. Ahşap asaların ucuna takılarak dini törenlerde kullanıldığı veya at koşum takımlarının arasında kullanıldığı sanılmaktadır. Genellikle tunçtan yapılır. En seçkin örnekleri Çorum yakınlarında Alacahöyük’te bulunmuştur. (alıntı:wikipedia)
bir ara Sıhhiye Meydanı'ndaki Hitit heykelinin kaldırılacağı söylentisi vardı.ama söylenti olarak kalması sevindirdi beni.
....gittin
şimdi bir mevsim değil,
koca bir hayat girdi aramıza
biliyorum
ne sen dönebilirsin artık
ne de ben kapıyı açabilirim sana
murathan mungan
Sevgili Arkadaşım
1.
Gözlerinin rengi gibi
Yüreğinin rengi gibi
Saçların da kendi renginde
Ama ben, ellerini gördüm önce
Toplayan, düzelten, onaran ellerini
Dokunduğuna soluk aldıran
Telâşlı, usta, sevecen ellerini
Geç anladım ve inandım
Her gün daha çok inanıyorum
Ellerin, güzel işlerin karıncası
Ellerin, ellerden bıkmış ellerime sığınak
2.
Yüzünün rengi gibi
Dudaklarının rengi gibi
Saçların da kendi renginde
Ama ben, özverini gördüm önce
İçinden çavlan gibi dökülen özverini
Hep koşan, yürümeyi bilmeyen
Hesapsız, gücendirmeyen, saydam özverini
Neye uzansa dirilten
Susan, hüzünlenen, sıcak özverini
Geç anladım ve inandım
Gün gün daha çok inanıyorum
Özverin, güzel işlerin arısı
Özverin, sözcüklerden yılmış kafama barınak
3.
Derinin rengi gibi
Sesinin rengi gibi
Saçların da kendi renginde
Ama ben, seni gördüm önce
Gülen, yaşayan, bilen seni
Körpe bir söğüt dalı gibi çırpınan
Durduğu yere can veren
Gönüllü, duyan, seven seni
Geç anladım ve inandım
Şimdi daha çok inanıyorum
Sen, hayatın ablası
Saf olan her şeyin mayası
Sen, eşyalardan usanmış kalbime dayanak
4.
Sevgili arkadaşım benim
Sana 'sevgili arkadaşım' diyorum
Budur, bizim anladığımız sevdanın tanımı
İşte sana bir aşk şiiri
İçinde 'sevgilim' sözcüğü geçmiyorsa
Suçun yarısı senin
Çünkü, ben de bize yaraşanların sözcüğünü değil
Kendisini seviyorum senin gibi
...değil.bir yıl var daha.her nedense ve sanırım herkeste olacağı gibi( :)) bu terim Cahit Sıtkı*yı anımsattı.yolun yarısı aşılacak ve dönüşüm başlayacak...sabah sabah,uykusuz da çeklimiyor buralar bu aralar. :)))
akıllılara imrenmek :)))
3 Aralık Dünyanın (içimizdeki) sizlerden Özür Dileme Günü(!) ...
evet; günün anlamını bilirsek ve yorumlayabilirsek,içimizde her daim olan ve biz gibi olan,engeli ne olursa olsun bizim için insanlığı önemli kalacak olan tüm 'engelli(engellenen!) ' dostlarımı(n) zın gününü kutluyor ve gün bazında kalmamasını temenni ediyorum.aralarında o kadar çok dostum oldu ki,onların gözündeki yaşama bağlılık hırsı ve hayatın bir yerinden de olsa tutunabildikleri bir dalın olması beni müthiş umutlandırıyor.dostlarım özelinde hepsine sevgilerimi yolluyorum...
....kırmızıııııııı en büyük olma yolunda Cim Bom.hani fanatik tarafım tuttu bu saatte :))) spor dostluk demektir...
1 Aralık Dünya AIDS günü ve izleyen günler hastalığın işlendiği bir hafta olarak anılıyor
'1980'lerde ortaya AIDS çıktı. Önceleri bir çeşit homoseksüel hastalığı olarak biliniyordu. Kökeni Afrikalılar veya Haitililerdi. Allah'ın günahkârlara verdiği bir ceza olmalıydı. Ama hastalık Amerika ve Avrupalıların da başına bela olunca işin rengi değişti. Yine dünyayı kurtarma görevi onlara düştü. Dünya Sağlık Örgütü AIDS için seferber edildi ve Ocak 1999'da 'Hangi ülkeden gelmiş olursa olsun HIV/AIDS ile yaşayan insan sınır dışı edilemez, aşağılayıcı muamele ya da ayrımcılık uygulanamaz' diye bildirge bile yayınladı. 2002 Raporunda ise her gün 6000 yeni gencin bu hastalığa yakalandığı ve bu yıl toplam 68 milyon yeni hasta beklendiği belirtildi. Halen dünyada 40 milyon kişinin HIV (+) olduğu ve %95inin gelişmekte olan ülkelerden kaynaklandığı tahmin ediliyor'
kaynak:memocal
15 yıllık öğrenim hayatımda asla böyle bir tercihim olmadı.çünkü her ders kitabımın arasında bana yetecek kadar otlarım oldu :))) ufacık bir itiraf:sınav esnasında arkadaşımın yazdıklarıma bakması için değişik pozisyonlarda oturduğumu hiç unutmam :)))
kitap ve -çık eki.azıcık bilgi,azıcık tanıtım...belki! ! ! !
Hitit güneşi(kursu):
Hitit Uygarlığı ve sanatının sembolü sayılan bir nesnedir. Güneşi sembolize eden dairesel biçimin etrafına yerleştirilmiş öğelerden oluşur. Bazılarının üstünde ses çıkarması için sallanan parçalar, kimisinin üstüne barışı sembolize eden geyik figürü, kimisine ise üremeyi sembolize etmek üzere kuş, ağaç figürleri vardır. Ahşap asaların ucuna takılarak dini törenlerde kullanıldığı veya at koşum takımlarının arasında kullanıldığı sanılmaktadır. Genellikle tunçtan yapılır. En seçkin örnekleri Çorum yakınlarında Alacahöyük’te bulunmuştur.
(alıntı:wikipedia)
bir ara Sıhhiye Meydanı'ndaki Hitit heykelinin kaldırılacağı söylentisi vardı.ama söylenti olarak kalması sevindirdi beni.