Zazaca üzerine Türkiye’de, özellikle siyasette bir Kürt lehçesi olarak bilinen bir statüko mevcut. İrani dillerin dilbilim dalı olan İranoloji’ye göre ise Zazaca bir Kürt lehçesi veya dili değil, başlıbaşına bir dildir. Kürtler’in siyasi ve sayısal olarak Zazalar’a göre daha üstün olması, Zazalar’ın ve Zazaca’nın varlığı konusunda epey bir dezavantaj oluşturmuştur. Zazaca hakkında siyasette ve halk arasında, özellikle Batı-Anadolu’da yaygın olan “Kürt lehçesi” diye bir tanımlama vardır. Fakat özellikle son yıllarda yavaş yavaş açığa çıkan araştırmaların ve dergilerin sayesinde bu görüş değişmektedir.
Zazaca’yı ilk olarak başlıbaşına bir dil olduğunu, yaptığı derleme, araştırma ve incelemeleriyle kanıtlayan ilk dilbilimci Oskar Mann’dır. Oskar Mann’ın 1903’ten 1907’ye kadar yaptığı araştırmalarını ilerletip kitap haline getiren Karl Hadank, “Die Mundarten der Zâzâ” adlı bilimsel eseri 1932 yılında kitaplaştırmıştır. Böylece İranoloji dilbilimde Zaza dili bugüne kadar dilbilimcilerin hemfikirliliğiyle başlıbaşına olarak tanınma durumunu korumakta. Oskar Mann’dan önce Peter Lerch (1856) , Friedrich Müller (1864) , Albert van Le Coq (1901) gibi araştırmacı ve dilbilimcilerin eserlerinde de Zazaca hakkında folklorik yazın derleyip kısmen analiz de etmişlerdir.
Zazalar, kendilerini bölgeden bölgeye nasıl adlandırsa adlandırsın, dil ve halk olarak muhakkak kendilerini Kürtler'den farklı görmekte.
Gece inerken söner perde perde grubun rengi Derken başlar semada saltanat Ben ağlarım gülerken Mehtap uyanmış Seyr-ü sefada yıldızlar Siyaha yanmış Bende fasıl fasıl dert Ah o ne zalim bir yarmış Çalsın sazlar, çalsın bu gece Alâturka başlasın Vur usta tamburun tellerine Hanendeler çağlasın Penceremden geçer sandallarla sevdalılar hercai Çınlar gökkubbede aşkın şahane saz semâi Kader böyleymiş
Hep karanlık hep karanlık Yeter artık yeter Bir avuç kar beyazı Bir adım yol bana Bir nefes ver bir fısılda Dağlar duvar olsa önüme Yollar kördüğüm düğümlense Dönmem gözümü dağlasalar İpe götürseler bir kuş uçur yeter Bir küçük pencere Bir aydınlık bana
Tirşiğiyle ünlüdür tirşik her derde devadır :) Ne zaman gitsek babam mutlaka kavanozlarla tirşik getirir. Çok güzeldir Kadirli. Eski adı Kars'tır. Bizimkiler Göksun Yaylası'ndan Kadirli'ye göç etmişler. Göksun yaylası da çok güzel ama olsun iyi olmuş Kadirli'ye geldikleri :)
Zazaca üzerine Türkiye’de, özellikle siyasette bir Kürt lehçesi olarak bilinen bir statüko mevcut. İrani dillerin dilbilim dalı olan İranoloji’ye göre ise Zazaca bir Kürt lehçesi veya dili değil, başlıbaşına bir dildir. Kürtler’in siyasi ve sayısal olarak Zazalar’a göre daha üstün olması, Zazalar’ın ve Zazaca’nın varlığı konusunda epey bir dezavantaj oluşturmuştur. Zazaca hakkında siyasette ve halk arasında, özellikle Batı-Anadolu’da yaygın olan “Kürt lehçesi” diye bir tanımlama vardır. Fakat özellikle son yıllarda yavaş yavaş açığa çıkan araştırmaların ve dergilerin sayesinde bu görüş değişmektedir.
Zazaca’yı ilk olarak başlıbaşına bir dil olduğunu, yaptığı derleme, araştırma ve incelemeleriyle kanıtlayan ilk dilbilimci Oskar Mann’dır. Oskar Mann’ın 1903’ten 1907’ye kadar yaptığı araştırmalarını ilerletip kitap haline getiren Karl Hadank, “Die Mundarten der Zâzâ” adlı bilimsel eseri 1932 yılında kitaplaştırmıştır. Böylece İranoloji dilbilimde Zaza dili bugüne kadar dilbilimcilerin hemfikirliliğiyle başlıbaşına olarak tanınma durumunu korumakta. Oskar Mann’dan önce Peter Lerch (1856) , Friedrich Müller (1864) , Albert van Le Coq (1901) gibi araştırmacı ve dilbilimcilerin eserlerinde de Zazaca hakkında folklorik yazın derleyip kısmen analiz de etmişlerdir.
Zazalar, kendilerini bölgeden bölgeye nasıl adlandırsa adlandırsın, dil ve halk olarak muhakkak kendilerini Kürtler'den farklı görmekte.
Son zamanların en korkunç filmi demişlerdi ama hayal kırıklığına uğradım izlediğimde......
Le temps des gitans....
Sezen Aksu'nun da bazı bestelerini Türkçe söz yazarak okuduğu(kalaşnikof,Hıdrellez...vb) meşhur müzisyen.
Gülse Birsel'in de sunumuyla güzel bir programdı ama geç saatte verildiği için tamamını izleyemezdim...
ALÂTURKA
Gece inerken söner perde perde grubun rengi
Derken başlar semada saltanat
Ben ağlarım gülerken
Mehtap uyanmış
Seyr-ü sefada yıldızlar
Siyaha yanmış
Bende fasıl fasıl dert
Ah o ne zalim bir yarmış
Çalsın sazlar, çalsın bu gece
Alâturka başlasın
Vur usta tamburun tellerine
Hanendeler çağlasın
Penceremden geçer sandallarla sevdalılar hercai
Çınlar gökkubbede aşkın şahane saz semâi
Kader böyleymiş
BİR KUŞ UÇUR
Hep karanlık hep karanlık
Yeter artık yeter
Bir avuç kar beyazı
Bir adım yol bana
Bir nefes ver bir fısılda
Dağlar duvar olsa önüme
Yollar kördüğüm düğümlense
Dönmem gözümü dağlasalar
İpe götürseler bir kuş uçur yeter
Bir küçük pencere
Bir aydınlık bana
Neyse ki başıma gelmedi :)
Bugün bir çatışmanın gerçekleştiği yer. 8 terörist öldürülmüş.
Gotik Öyküler'ini okudum.Mükemmeldi...
Tirşiğiyle ünlüdür tirşik her derde devadır :) Ne zaman gitsek babam mutlaka kavanozlarla tirşik getirir. Çok güzeldir Kadirli. Eski adı Kars'tır. Bizimkiler Göksun Yaylası'ndan Kadirli'ye göç etmişler. Göksun yaylası da çok güzel ama olsun iyi olmuş Kadirli'ye geldikleri :)