Aylar yıl oldu. Ve asırlar oldu Sensizliğe açtık gözlerimizi. Ama sen bırakmazsın bizi. Sen varsın ey şehitlerin sultanı Sen varsın! Bir şehit bile ölmezken Sana nasıl yok deriz. Ebutalip şama giderken devesinin önüne geçip Beni burda kime bırakıp gidiyorsun demiştin. Ne anam var ne babam... Ebutalip bırakmamıştı bu yüzden.
Sensizliğin ızdırabıyla inleyen ümmetini kime bırakıp gidiyorsun Ya Rasûlallah! Bırakma bizi ki; Allah; Sen onların içindeyken onlara azab edecek değiliz buyuruyor. Bırakma bizi! Hayatı seninle öğretti Rahman. Kulluğu seninle tanıdık. Duayı senden öğrendik sevgili! Ve bir gelişin vardı ya rasulallah, Bir inişin vardı yer yüzüne... Önünde cebrail! Ardında yalın kılıç melekler! Bir inişin vardı yer yüzüne... Yetimler en huzurlu geceyi geçirdi belki de Öksüzler annelerine sarıldı doya doya.
Sonra bir sessizlik kapladı seher vaktini. Herşey sus pus olmuştu. Hadi diyordu yıldızlar, Hadi diyordu ay! Kainat bir isim duymak istiyordu. Ve bir ses yükseldi Âmine’nin evinden; Muhammed! Karanlıklar aydınlığa bıraktı yerini. Muhammed! Melekler öptü o nurdan ellerini. Muhammed! Seni yaratan Allah’a kurbânız ey dürri yekta! Sana o adı veren rahmana kurbanız
VELİLERİN SULTANI SEYYİD SULTAN ABDÜLKADİR-İ GEYLANİ (kaddesallahu sırrahul aziz ve hakim):
Abdülkadir Geylani Hazretleri bir gün Bağdat’ta sohbet ediyordu. Meclisinde pek çok alim ve veli vardı. Bir ara;
- “İşte şu ayağım her velinin boynu üzerindedir” buyurdu. Orada bulunanların hepsi bu sözü tasdik ettiler.
Abdülkadir Geylani Hazretleri bu sözü söylediğinde, yeryüzündeki bütün veliler boyunlarını ona doğru uzattı. O anda boynunu uzatanlardan biri de Ahmed er-Rufai Hazretleriydi. Ona niçin böyle yaptığını sorduklarında şöyle dedi:
- “Şu anda Abdülkadir Bağdad’da, ‘Ayağım her velinin boynundadır’ diyor.” Ahmed er-Rufai Hazretleri; “O bu sözü manevi emirle söyledi” dedi.
Hayat bin Kays Hazretleri buyurur ki;
- “Abdülkadir Geylani bu sözü söyleyince bütün velilerin kalblerindeki nurlar arttı. İlimlerinde bereket, hallerinde yükseklik görüldü. Çünkü onlar istisnasız, başlarını onun ayağına doğru uzatmışlardı.”
Ebu Medyen Mağribi de;
- “Evet, ben Mağrib’de ona boynunu uzatanlardan biriyim” buyurdu.
kABUL EDİNKİ SALAK VE SAPIKTI BU ADAMLAR. Leninde aynı stalinide troçkiside aynı halt. Darwinci aptallardı. Çatışmacı saldırgan. SÜSLÜ LAFLARI BIRAKIP GERÇEKLERİ GÖRÜN VE KABUL EDİN.
'Kim benim velilerimden birisine düşmanlık yaparsa ben ona karşı harp açarım, ondan dostumun intikamını alırım'.(Buhari, Rikak, 38; Taberani,El-Kebir 7880....) Hadis-i Kutsi
Aylar yıl oldu.
Ve asırlar oldu
Sensizliğe açtık gözlerimizi.
Ama sen bırakmazsın bizi.
Sen varsın ey şehitlerin sultanı
Sen varsın!
Bir şehit bile ölmezken
Sana nasıl yok deriz.
Ebutalip şama giderken devesinin önüne geçip
Beni burda kime bırakıp gidiyorsun demiştin.
Ne anam var ne babam...
Ebutalip bırakmamıştı bu yüzden.
Sensizliğin ızdırabıyla inleyen ümmetini kime bırakıp gidiyorsun Ya Rasûlallah!
Bırakma bizi ki; Allah;
Sen onların içindeyken onlara azab edecek değiliz buyuruyor.
Bırakma bizi!
Hayatı seninle öğretti Rahman.
Kulluğu seninle tanıdık.
Duayı senden öğrendik sevgili!
Ve bir gelişin vardı ya rasulallah,
Bir inişin vardı yer yüzüne...
Önünde cebrail!
Ardında yalın kılıç melekler!
Bir inişin vardı yer yüzüne...
Yetimler en huzurlu geceyi geçirdi belki de
Öksüzler annelerine sarıldı doya doya.
Sonra bir sessizlik kapladı seher vaktini.
Herşey sus pus olmuştu.
Hadi diyordu yıldızlar, Hadi diyordu ay!
Kainat bir isim duymak istiyordu.
Ve bir ses yükseldi Âmine’nin evinden;
Muhammed!
Karanlıklar aydınlığa bıraktı yerini.
Muhammed!
Melekler öptü o nurdan ellerini.
Muhammed!
Seni yaratan Allah’a kurbânız ey dürri yekta!
Sana o adı veren rahmana kurbanız
VELİLERİN SULTANI SEYYİD SULTAN ABDÜLKADİR-İ GEYLANİ (kaddesallahu sırrahul aziz ve hakim):
Abdülkadir Geylani Hazretleri bir gün Bağdat’ta sohbet ediyordu. Meclisinde pek çok alim ve veli vardı. Bir ara;
- “İşte şu ayağım her velinin boynu üzerindedir” buyurdu. Orada bulunanların hepsi bu sözü tasdik ettiler.
Abdülkadir Geylani Hazretleri bu sözü söylediğinde, yeryüzündeki bütün veliler boyunlarını ona doğru uzattı. O anda boynunu uzatanlardan biri de Ahmed er-Rufai Hazretleriydi. Ona niçin böyle yaptığını sorduklarında şöyle dedi:
- “Şu anda Abdülkadir Bağdad’da, ‘Ayağım her velinin boynundadır’ diyor.” Ahmed er-Rufai Hazretleri; “O bu sözü manevi emirle söyledi” dedi.
Hayat bin Kays Hazretleri buyurur ki;
- “Abdülkadir Geylani bu sözü söyleyince bütün velilerin kalblerindeki nurlar arttı. İlimlerinde bereket, hallerinde yükseklik görüldü. Çünkü onlar istisnasız, başlarını onun ayağına doğru uzatmışlardı.”
Ebu Medyen Mağribi de;
- “Evet, ben Mağrib’de ona boynunu uzatanlardan biriyim” buyurdu.
kABUL EDİNKİ SALAK VE SAPIKTI BU ADAMLAR. Leninde aynı stalinide troçkiside aynı halt.
Darwinci aptallardı. Çatışmacı saldırgan.
SÜSLÜ LAFLARI BIRAKIP GERÇEKLERİ GÖRÜN VE KABUL EDİN.
'Kim benim velilerimden birisine düşmanlık yaparsa ben ona karşı harp açarım, ondan dostumun intikamını alırım'.(Buhari, Rikak, 38; Taberani,El-Kebir 7880....)
Hadis-i Kutsi
Ya ALLAH(C.C) ya MUHAMMED (SAV)
Başına başlar feda ya Resulullah...
Naçiz ve sana aşık ümmetine şefaat et.
Ya ALLAH(C.C) ya MUHAMMED (SAV)
Ya ALLAH(C.C) ya MUHAMMED (SAV)
Başına başlar feda ya Resulullah...
Naçiz ve sana aşık ümmetine şefaat et.
ÜMMETİMİN ALİMLERİNE HÜRMET EDİNİZ, ONLAR YERYÜZÜNÜN YILDIZLARIDIR' Hadis-i Şerif
Alemlerin Efendisi...! Kainatın Gülü..!
GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ.
Gerçi Hz.Muhammed (sav) güneştende aydınlık...!
Allah alimlerinden, evliyalarından razı olsun ve bizleri onların feyz pınarlarından nasiplendirsin. Amin