Kültür Sanat Edebiyat Şiir

nato sizce ne demek, nato size neyi çağrıştırıyor?

nato terimi Nihal Özkale tarafından tarihinde eklendi

  • Hicran Hep Hicran
    Hicran Hep Hicran

    Güçlüler kulübü.Fakat iskaladıkları ise tek güçlünün Allah olduğu.

  • Melih Genceli
    Melih Genceli

    Kanımca; Güçlü olanın yanında olan; güçsüzü bir kaşık suda boğan Uluslararası bir kuruluş türüdür.

    Kağıt üzerinde ise; Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü anlamına gelen; İngilizce orjinali: ' North Athlantic Traty Organization ' olarak yazılan, İngilizce aslındaki sözcüklerin kısaltılmış şeklidir.

    Ayrıca açıklayacak olursak;

    Bu örgütü kuran devletler: Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Fransa, İngiltere, İzlanda, Hollanda, Belçika, İtalya, Danimarka, Norveç ve Portekiz'dir.Daha sonra NATO’ya 1952 yılında Türkiye, 1954 yılında Yunanistan, 1982 yılında da Batı Almanya ve İspanya katılmıştır. Bugün NATO’ya üye 16 ülke vardır.

    Üye ülkeler tarafından savunma amacı ile kurulmuş olan bir örgüttür.
    Üye devletlerden birinin saldırıya uğraması durumunda, diğerleri saldırgan ülkeye karşı işbirliği içinde savaşmayı kabul etmişlerdir.
    Üye devletler birbirlerini korur ve kollarlar.Bu amaçla işbirliği yaparlar.

    NATO’nun amacı; barış düzenini uluslararası güvenliği, sosyal gelişmeyi, üye ulusların özgürlüğünü korumak olarak özetlenebilir. NATO amacına ulaşmak için çalışmalarını belli bir düzen içinde yürütür.

  • İlke Ekizce
    İlke Ekizce

    dünyanın en tehlikeli ve organize terör örgütü...Üstelik fenaaa halde legal....

  • Özgür Duran
    Özgür Duran

    Amerika' nın yönetimindeki ordular sürüsü olarak tanımlayabiliriz.

  • Şule Elin
    Şule Elin

    nato kısaca savaş meraklıları olan ülkelerin daha çok insan öldürmek için aralarda birbirlerine yardım ettikleri gereksiz bir ittifak..

  • Tugrul Diri
    Tugrul Diri

    dünya halklarına kurulmuş tuzaklardan bir tanesi

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    Azgelişmiş ülke milliyetçiliğinin en aşağılık yazgısı emperyalist bir güce bağımlılık duymasıdır ve bu onoun aynı zamanda varlık koşuludur.

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    Kapitalizmin dünyada elinin değmediği hiçbir yer kalmaması için yarattığı I.M.F, D.Ç.Ö gibi kurumlardan biri olan NATO'da, silah yada uyuşturucu tüccarlarından, salgın hastalıkların çıkmasını dört gözle bekleyen ilaç şirketlerine,savaşlarda yıkılan binaların yenilerini yapmak için savaş duasına çıkan inşaat sektoründen, herkesin ğözünü oymaya hazır borsacılara kadar,kısaca sermayeyi elinde tutan bir örgüttür
    4 Nisan 1949'da Komünizme karşı kurulmuştur.

  • Serkan Şengül
    Serkan Şengül

    nato amerikan ordusu demektir.

  • Nusret Orhan
    Nusret Orhan

    NATO üyesi bir ülkeyiz yıllardır istediği yerde askerlerimizi ölüme göndeririz.
    Ve sorarsanız biz bağımsız bir ülkeyiz?
    ABD'nin,
    AB'nin,
    IMF'nin kıskacındayız.
    Ve sorarsanız biz bağımsız bir ülkeyiz?

  • Serkan Şengül
    Serkan Şengül

    kuzey korede askerlerimiz nato ya bağlı olduğumuz için öldü..

  • Gökhan Sönmez
    Gökhan Sönmez

    komünizme karşı kurulan uluslar arası bir terör örgütü. (gladio,kılınç, schwert.vs.)

  • Nusret Orhan
    Nusret Orhan

    Bu güne kadar hangi aklı selim bir insan NATO lehine bir kelime etmiştir.

  • Nusret Orhan
    Nusret Orhan

    NATO bu güne kadar, Türk askerini ölüme göndermek dışında bu ülkeye ne yarar sağlamıştır.
    NATO dan emir alanlar ne kadar TÜRK tür.

  • Osman Aslan
    Osman Aslan

    Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra kimlik bunalımına girmiş bir örgüt..

  • Bahadır Ay
    Bahadır Ay

    NATOya HAYIRR

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    Bir zamanlar,Nato'yu baştacı yapanların bugün Nato'yu eleştirmelerine ne demeli?

  • Eren Erensoy
    Eren Erensoy

    ABD ye
    nato ya
    HAYIRRRRRRRRRR

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    Komünizme karşı,Türkiye'ye uzatılan güvenlik gerekçeli bir havuçtur.

  • Nusret Orhan
    Nusret Orhan

    NATO bu güne kadar, Türk askerini ölüme göndermek dışında bu ülkeye ne yarar sağlamıştır.
    NATO dan emir alanlar ne kadar TÜRK tür.

  • Nizami Alem
    Nizami Alem

    North Atlantic Treaty Organization......

    Müslüman ülkelerinin sorunlarindan kacanlar.. daha dogrusu görmemezlikten gelenler..

  • Hakan Uzun
    Hakan Uzun

    NATO; Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü anlamına gelen North Athlantic Traty Organization olarak yazılan İngilizce aslındaki sözcüklerin kısaltılmış şeklidir. Uluslararasında sık kullanılan bu kısaltılmış biçim artık bir kısaltma olmaktan çıkmış, kendine özgün anlamı olan bir sözcük gibi kullanılmaya başlanmıştır.
    NATO, uluslararası bir kuruluştur. Birleşmiş Milletler Örgütü'ne üye bazı uluslar 1949 yılında kendi aralarında yeni bir birleşme ve dayanışma örgütü kurdular. Bu örgütü Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Fransa, İngiltere, İzlanda, Hollanda, Belçika, İtalya, Danimarka, Norveç ve Portekiz kurdu. Daha sonra NATO'ya 1952 yılında Türkiye, 1954 yılında Yunanistan, 1982 yılında da Batı Almanya ve ispanya katıldı. Bugün NATO'ya üye 16 ülke vardır.
    NATO, üye ülkeler tarafından savunma amacı ile kurulmuş olan bir örgüttür. Üye devletlerin birinin saldırıya uğraması durumunda öbürleri saldırgan ülkeye karşı işbirliği içinde savaşmayı kabul etmişlerdir. Üye devletler birbirlerini korur ve kollarlar. Bu amaçla işbirliği yaparlar. NATO'nun amacı; barış düzenini uluslararası güvenliği, sosyal gelişmeyi, üye ulusların özgürlüğünü korumak olarak özetlenebilir. NATO amacına ulaşmak için çalışmalarını belli bir düzen içinde yürütür. NATO'nun çalışma organları ve görevleri şunlardır:
    NATO Konseyi: Üye ülkelerin sürekli temsilcilerinden ya da dışişleri bakanlarından oluşur. NATO Genel Sekreterinin başkanlık ettiği bu toplantı­larda ekonomik, askeri, siyasal, kültürel konular görüşülür.
    Sekreterya: Genel Sekreter ve yardımcılarından oluşur. Görevi NATO'nun günlük işlerini yürütmektir.
    Askeri Komite: NATO'ya üye ülkelerin genel kurmay başkanlarından oluşur. Askeri Komite NATO Konseyine bağlıdır. Askeri bakımdan en yüksek kuruldur. Bu kurulda savunma sorunları görüşülür. Komite içinde Daimi Grup adı ile anılan üçlü bir grup vardır. Bu grup yürütme organı işle­vini görür. Görevi NATO Komutanlarına gerektiğinde emir vermektir.
    NATO'nun dört büyük komutanlığı vardır. Bunlar:
    * Avrupa Yüksek Komutanlığı,
    * Atlantik Yüksek Komutanlığı,
    * Manş Komitesi Komutanlığı,
    * Amerika, Kanada Bölgesi Komutanlığıdır.
    Her yıl 4 Nisan, NATO Günü olarak üye ülkelerde kutlanır. NATO Gününde, NATO'nun kuruluşu, organları, amacı ve çalışmaları anlatılır.

  • Nusret Orhan
    Nusret Orhan

    Bu gün 4 Nisan NATO uun kuruluş yıl dönümü

    Nato; Kuzey Atlantik Savunma Paktı olarak komünizm tehlikesine karşı kurulmuştur, bu doğruudur.
    Ama, bugün NATO’nun varlığı fazla bir şey ifade etmiyor,
    zaten işlevini yitirmiş durumdadır,
    taraflıdır,
    bir hırıstiyan paktına dönüşmüştür,
    Müslüman ülkerle ilgili kılını kıpırdatmazken,
    istediği zaman istediği yere müdahale edebilmektedir.
    Onun için NATO'ya HAYIR

  • İbrahim Özev
    İbrahim Özev

    hiristiyanların kurduğu natoya hayır.müslümanların kuracağı nartoya evet.

  • Nusret Orhan
    Nusret Orhan

    NATO'nun işgalci ABD ve onun yandaşı İsrail'e herhangi bir yaptırı uyguladığını gören var mı?
    Bırakalım yaptırımı usulende olsun bu işgalleri sözdede olsa kınama var mı?

    NATO gereksizdir..
    Acilen NATO'dan çıkılmalı, ülke menfaatleri için yeni oluşumlara açık olunmalıdır.

  • Nusret Orhan
    Nusret Orhan

    Nato; Kuzey Atlantik Savunma Paktı olarak komünizm tehlikesine karşı kurulmuştur, bu doğruudur.
    Ama, bugün NATO’nun varlığı fazla bir şey ifade etmiyor,
    zaten işlevini yitirmiş durumdadır,
    taraflıdır,
    bir hırıstiyan paktına dönüşmüştür,
    Müslüman ülkerle ilgili kılını kıpırdatmazken,
    istediği zaman istediği yere müdahale edebilmektedir.
    Onun için NATO'ya HAYIR

  • Nusret Orhan
    Nusret Orhan

    Nato; Kuzey Atlantik Savunma Paktı olarak komünizm tehlikesine karşı kurulmuştur, bu doğruudur.
    Ama, bugün NATO’nun varlığı fazla bir şey ifade etmiyor,
    zaten işlevini yitirmiş durumdadır,
    taraflıdır,
    bir hırıstiyan paktına dönüşmüştür,
    Müslüman ülkerle ilgili kılını kıpırdatmazken,
    istediği zaman istediği yere müdahale edebilmektedir.
    Onun için NATO'ya HAYIR

  • Perihan Pehlivan
    Perihan Pehlivan

    Ne isterse Alıyor,Talebiniz olduğunda, O yok.

  • Yunus Onurlu
    Yunus Onurlu

    Ne Bosnalılar, ne de Lübnanlılar kaçmadılar ve Nato'ya gel demediler. Bosnalı müslümanların elindeki silahları kim topladı savaş öncesinde? Birleşmiş Milletler! Ondan sonra da Sırplara teslim ettiler savunmasız Boşnakları! Buna rağmen sonuna kadar direndi Boşnaklar ve tam savaşın galibi olacak duruma geldiklerinde de Nato müdahale etti ve kahramanlık(!) gösterdi! Aliya İzzetbegoviç'in mücadelesinden veya Lübnan'daki Hizbullah'ın şanlı direnişinden haberi olmayanlar lütfen burada yorum yazmasınlar!

  • Nihat Malkoç
    Nihat Malkoç

    NATO’NUN İŞLEV(SİZLİĞ) İ

    M.NİHAT MALKOÇ


    Günümüzde dünya devletlerinin en büyük yatırım alanları güvenlik ağırlıklıdır. Büyük devletlere baktığımızda bu alana çok büyük paralar yatırdıklarını görüyoruz. Başta ABD olmak üzere, Avrupa ülkeleri ve Çin, güvenliğe bütçelerinden çok büyük paylar ayırıyorlar.

    Dünyada güvenlik deyince NATO akla gelmektedir. Yani bu teşkilat savunma amaçlı bir kuruluştur. NATO’ya üye olan ülkelere saldırı olduğunda bu kurumun üyeleri ortak hareket ederek saldırıyı etkisiz kılarlar. “Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü” anlamına gelen “North Athlantic Traty Organization” olarak yazılan İngilizce aslındaki sözcüklerin kısaltılmış şeklidir. Türkçesi “Kuzey Atlantik Paktı” olarak da ifade edilebilir.

    Kuzey Atlantik İttifakı’nın kuruluşuna ilişkin antlaşma, 12 ülkenin katılımıyla 4 Nisan 1949’da Washington’da imzalanmıştır. “Washington Antlaşması” olarak da anılan antlaşma, bütün imzacı devletlerin onayları alındıktan sonra 24 Ağustos 1949’da yürürlüğe girmiştir. Antlaşmayı imzalayan 12 ülke şunlardır: ABD, Kanada, Norveç, Danimarka, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, İngiltere, Fransa, Portekiz, İzlanda, İtalya. Burada da görüldüğü gibi Türkiye bu teşkilatın kuruluşunda yoktur.

    Türkiye ve Yunanistan’ın NATO’ya katılımına ilişkin Kuzey Atlantik Antlaşması Protokolü, 22 Ekim 1951’de Londra’da imzalanmıştır. Türkiye, Kuzey Atlantik Antlaşması’nı 18 Şubat 1952’de onaylayarak (5886 sayılı yasa) NATO’ya üye olmuştur. Yunanistan da aynı tarihte Antlaşmayı onaylamıştır. NATO’nun üye sayısı, Almanya, İspanya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya’nın katılımıyla 19 olmuştur.

    21–22 Kasım 2002 tarihlerinde gerçekleştirilen NATO’nun Prag Zirvesinde, Soğuk Savaş sonrası ikinci genişleme kararı alınmış, bu doğrultuda Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya ve Slovenya, İttifak ile katılım müzakerelerine başlamaya davet edilmiştir. Bu ülkelerle katılım müzakereleri sonucunda hazırlanan Katılım Protokolleri 26 Mart 2003’te Brüksel’de imzalanmıştır. Eski Doğu bloku ülkesi Romanya, Bulgaristan, Slovakya, Slovenya, Litvanya, Letonya ve Estonya, 29 Mart 2004’te ABD’nin başkenti Washington’da düzenlenen törenle NATO’ya resmen üye olmuşlardır. Böylece NATO, tarihinin en geniş kapsamlı ve önemli genişlemesini gerçekleştirmiştir. NATO’nun üye sayısı, son yedi ülkenin katılımıyla 26’ya ulaşmıştır. Bunların yanında Fransa İttifak üyesi olmakla birlikte bütünleşmiş askeri yapıya dâhil değildir.

    SSCB dağılmadan evvel, Doğu bloku içinde yer alan ülkeler Varşova Paktı’na da doğal üyeydiler. Bilindiği gibi NATO, Varşova Paktı’na karşı askeri güvenlik ve savunma teşkilatı olarak kurulmuştur. O zamanlar iki kutuplu bir dünya vardı. Kutuplardan birisinde Varşova Paktı, öbüründe ise NATO yer alıyordu. Fakat SSCB’nin dağılmasıyla Varşova Paktı da tarih oldu. Bu sefer NATO tek kanat olarak kaldı. Hatta bazı eski Varşova Paktı üyesi ülkeler NATO’da yerini aldı. Tabir caizse eski düşmanlar aynı safta, aynı gayede buluştular.

    Önceleri komünizm tehlikesine karşı kurulan NATO, bu tehlikenin ortadan kalkmasından sonra kendini lağvetmedi. Hatta geçmişle kıyaslanamayacak derecede genişledi. Rakipsizlik, bu teşkilatı daha da büyüttü. Fakat etkinliğini o derece artıramadı.

    Aslında bugün NATO’nun varlığı fazla bir şey ifade etmiyor. Çünkü bu birliğin düşman olarak gördüğü blok artık yok ortada. Hatta düşman olarak görülen bazı ülkeler şu anda söz konusu askeri savunma teşkilatının içinde yer almaktadırlar. Bir zamanlar ABD Savunma Eski Bakanı Rumsfeld’in ifade ettiği gibi “NATO, savunmaya yönelik bir güç olmaktan çıkıp, kriz bölgelerine müdahale edecek bir saldırı gücüne dönüşmelidir.” Bu kuruluş barışçı bir anlayışla mazlumun yanında yer almalıdır. Haksız olan ülkelere karşı sert ve kararlı durmalıdır. Fakat NATO’nun başı(bir anlamda patronu) olan ve dünyanın jandarmalığına soyunan ABD, zalimce politikalar yürüterek petrol ve diğer yeraltı kaynaklarına sahip ülkelere küstahça saldırınca NATO’ya üye diğer ülkeler her nedense ya ABD’nin şer politikalarını açıkça desteklemekte ya da suspus olmaktadırlar. Bu demektir ki NATO; ABD’nin arka bahçesidir. ABD bu uluslararası kuruluşu çıkarları doğrultusunda istediği gibi yönlendirmektedir. Bunu Bosna-Hersek’te Filistin’de ve Lübnan’da açıkça gördük; Irak’ta da görüyoruz. NATO Irak’ta ABD’nin bir anlamda taşeronluğunu yapmaktadır; bütün kararlarını ABD’nin menfaatleri doğrultusunda almaktadır.

    Kuzey Atlantik Antlaşması’nın birinci maddesinde “Taraflar, BM Yasası’nda ortaya konduğu üzere, karışmış olabilecekleri herhangi bir uluslararası anlaşmazlığı, uluslararası barış ve güvenlik ve adaleti tehlikeye sokmadan barışçıl yollarla çözmeyi ve uluslararası ilişkilerinde BM’nin amaçlarına aykırı olacak şekilde güç kullanımı ya da tehdidinden sakınmayı taahhüt etmektedirler.” yazmasına rağmen bugüne kadar buna uyulmamıştır.

    Kimse kimseyi kandırmasın… Bu teşkilattaki çifte standartlar her geçen gün artmaktadır. NATO günümüzde mazlumlara karşı balyoz, zalimlere karşıysa kalkan görevi görmektedir. NATO artık ABD çıkarlarına hizmet eden bir tabela teşkilatı olmaktan öte bir şey ifade etmemektedir. Türkiye’nin NATO üyeliği bize hiçbir şey kazandırmamıştır, aksine zarar vermiştir. Türkmenistan bile NATO’ya üye olmayıp dünyada az sayıda tarafsız kalan ülkelerden biri olurken, bizler nedense NATO’nun şemsiyesi altında kalmayı yeğlemişiz.