MEHMET ALİ AĞCA piskolojisi çözülemeyen, ancak bir dönem Rusya ve Bulgaristan gizli servislerinin MİLLİYETÇİ düşünceye antipati uyandırmak amacıyla kullandığı bir tetikçi...! Ancak milliyetçiliği tartışılmaz bir insan.MEHMET ALİ AĞCA DÜNYANIN NERESİNDE OLURSA OLSUN ALDIĞIİŞİ BİTİREBİLECEK İNSANN..
Kendisi başlangıçta vatan sevgisiyle yanıp tutusurken bazı vatan hainleri tarafından kullanıldı.Fakat o bunun farkında değildi-Ve onun gibi daha niceleri-Ve bu vatan sevgisi kişisel isteklere dönüşmeye başladı.Bu istekler gelirken vatan sevgisinide ondan uzaklaştırıyordu.Ve bu işin sonu kötü oldu.Diğerlerininki gibi...
Mehmet ali Ağca devlet vatan millet ve bayrak adına iş yapmış dünyadaki en kahraman kişidir. kendini mesih olarak ilan etmesi bence kendisinin deşifre olmasını engellemek içindir ve italyanlar bu oyunu yemişlerdir. halen daha da yemektedirler.. kendisini tebrik ederim... herkes onun kadar cesaretli olamaz.......
Kendi hayal dünyasında yaşadıklarını gerçek sanan şizofrenin başlangıcında ileri derecede paronayak...Kendisini İSA sanmasının nedeni Papa'nın kendisiyle konuşmasıdır..Halbuki Papa kötülüğe karşı kötülükle cevap vererek papalık imajını zedelememek için Ağaca ile konuşmuştur..Ancak Ağaca o denli paronayak birisidirki bundan nice anlamlar çıkarmış ve bir anda kendisinin beklenen peygamber olabileceğini ima edecek kadar haddini aşan beyanlarda bulunmuştur..Ben Ağaca'nın Papa suikastinde KGB, MI5 gibi gizli servisler tarafından yönlendirildiği saçmalığına da inanmıyorum..Çünkü hiçbir gizli servis böyle akli dengesi bozuk birini suikastçi olarak kullanmaz..Genelde gizli servis veya teşkilatların arkasında bulunduğu suikastlerde ve terör eylemlerinde bırakın olayı gerçekleştireni olaya kulak misafiri olanlar bile profosyonelce öldürülmüştür..Mesela Kennedy suikastinde suikasti gören FBI şefleri bile öldürülmüştür..
hem deli,,,hem eli kanlı katil,,,hem mhp'li ,,, belkide söylediği gibi isa :-))) (aslında onun cezaevinde değilde bakırköy de yatması daha uygun olurdu sanırım)
'Bu Abdullah Çatlı'nın, bu Oral Çelik'in ve Ağca'nın ilişkilerini şöyle bir araştırın; hepsinden 'istihbarat örgütü' kokusu çıkar.' ( Uğur MUMCU - Cumhuriyet, 13 Ekim 1985, İşler Karışık...)
Bir Uğur Mumcu eseri:PAPA - MAFYA - AĞCA Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Başyazarı Abdi İpekçi'nin öldürülmesi... Katil zanlısı, ülkücü Mehmet Ali Ağca... Ağca'nın İstanbul Metris Askeri Cezaevinden kaçırılışı... Sahte pasaportla yurtdışına çıkışı... Bulgaristan, İsviçre, İtalya dolaşırken, Roma'da, bir 'açık hava ayini' sırasında Papa II Jean Paul'e ateş etmesi... Bütün bunların, CIA, KGB, benzeri, tüm gizli servislerle, ajanlarla, uyuşturucu ve silah kaçakçılığıyla bağlantılı terörle ilişkisi...
'Ağca olayında söz söyleyebilmek için, bizim Türkiye olarak öncelikle ve kesinlikle İpekçi cinayetini aydınlatmamız gerekir. Bunu bu aşamaya kadar yapmış değiliz.
Abdi İpekçi’nin öldürülmesi olayında birinci derecede sorumlu olan ve Ağca’yı, İpekçi’yi öldürmesi için azmettiren Mehmet Şener, İsviçre’de yakalanmış ancak Türkiye’ye getirilmesi bugüne kadar sağlanamamıştır. Mehmet Şener Türkiye’de yargılanmazsa, İpekçi cinayeti hiçbir zaman aydınlatılamaz. Adalet Bakanlığı kamuoyuna, hiç olmazsa Şener’in niçin bugüne kadar Türkiye’ye getirtilmesinin sağlanamadığını açıklamalıdır.' Uğur MUMCU ------------- Uğur Mumcu’nun Ağca olayı ile ilgili olarak üzerinde ısrarla durduğu isimlerden biri de Oral Çelik’ti. Şener’den farklı olarak, Çelik Türkiye’ye geldi, getirildi. Ama susuyor. Ülkesinin yargı organlarına konuşmayan Çelik’in, konuşmak için yabancı televizyon kanallarından yüzlerce trilyon istediği düşünülürse Mumcu’nun ısrarları herhalde daha iyi anlaşılacaktır.
'Papa-Mafya-Ağca'nın not defteri, hazırlık çalışmaları. Türkiye sınırları içinde sağlanan belge ve bilgiler. Papa- Mafya-Ağca'da Uğur Mumcu artık Türkiye dışına da açılıyor. Bizzat yerinde gidip görerek, görüşerek; Roma'da Ağca ile, savcılarla, yargıçlarla... Roma mahkemesindeki duruşmaları izleyerek, İtalyan televizyonlarında, konuyla ilgili programlara katılarak. Ama 'Ağca Dosyası' da bütün bu çalışmaların bir 'not defteri'. Papa-Mafya-Ağca'nın 'ana rahmi'.
YİNE AĞCA Abdi İpekçi’nin katili ülkücü Mehmet Ali Ağca şimdi de Papa’ya karşı düzenlenen suikastla karşımıza çıkıyor. Dün akşam BBC radyosundan, suikastçı olarak “Ağca” adını duyunca İpekçi cinayeti ile birlikte bütün olayları, geriye doğru dönüp tek tek anımsadım; tıpkı sizler gibi... İpekçi nasıl vurulmuştu? Ağca, İstanbul’da ülkücü militanların karargâhı bir lokalde nasıl ele geçirilmiş; poliste ne gibi itiraflarda bulunmuş ve tutuklu bulunduğu Kartal-Maltepe Askeri Tutukevi’nden nasıl kaçırılmıştı? Ağca bireysel bir terörist değildi; görevliydi. Arkasında bir takım gizli örgütler, uğursuz karargâhlar bulunmaktaydı. Bunların yurt içi ve dışı bağlantıları, bu azılı katili korumuşlardı. Ve Ağca cezaevinden kaçırıldıktan, İstanbul’da yeni cinayetler işledikten, Ankara’da, Yozgat’ta ve Erzurum’da elini kolunu sallayarak dolaştıktan sonra yurtdışına çıkabilmiş ve yakın bir zamana kadar Almanya’da üs kurabilmişti. Evet, anlaşılıyor. Bu bir örgüt işidir. Bu, yurt içinde ve dışında örgütlenmiş uluslararası bir terör örgütünün işidir. Bu bir kanlı zincirdir. Şimdi geriye dönüp düşünelim. Acaba İpekçi cinayeti ve askeri tutukevinden kaçırılış olayı, geçmiş dönemlerde bu açıklıkta, bu netlikte görülebilmiş miydi? Sanmıyoruz. Türkiye’deki sağ teröristlerin Batı Almanya’da örgütlendiklerini herkes biliyor. Yine Almanya’daki sağ teröristlerin uyuşturucu madde kaçakçıları ile içiçe olduklarını herkes biliyor. Bu karanlık ilişkiyi kanıtlayan bir çok olay, Alman mahkemelerine kadar yansımış, haftalık dergilere kadar taşmıştı. Bugün Türkiye’de, devletin resmi belgeleri ile açıklanan gerçekler, Batı Almanya’daki örgütlü sağcı militanlarla “bazı servislerin”, yani uluslararası istihbarat örgütlerinin içiçe çalıştıklarını da ortaya koymuştur. Olayları böyle bir zincir içinde düşünürsek, Hristiyan dininin bu uygar, bu insancıl liderine karşı düzenlenen suikast olayını basit bir saldırı olarak göremeyiz. Bu bir örgüt işidir ve bu örgüt Türkiye’nin dış saygınlığını yok etmeye yönelmiştir. Bu, Türk diplomatlarına karşı Ermeni soykırımı örgütlerince düzenlenen alçakça saldırıları dünya kamuoyunda mazur göstermek ve denetlemek için sahneye konmuş kanlı bir senaryonun satırbaşıdır. Nitekim Papa’nın 1979’da Türkiye’ye yaptığı ziyaret sırasında, “Gizli Ermeni Kurtuluş Örgütü”nce Madrid’de yayınlanan bir bildiride bu gizli örgüt, “Papa’nın Türkiye’ye gitmesine engel olunmazsa saldırılarımız Türk hükümetini destekleyenlere karşı da yoğunlaşacaktır” demişti. Tüm bu olayların her türlü olasılıkla birlikte ele alınması gerekmektedir. Bize düşen, İpekçi cinayetini akla gelen ve gelmeyen bütün olasılıkları ile yeniden değerlendirmek ve Ağca’yı gerek İpekçi, gerek Papa olayında piyon olarak kullanan bu uluslararası terör çetesini daha yakından tanımaktır. Bunun için zaman geçmiş değildir. Papa olayı, İpekçi olayının yeniden ele alınmasını gerektirmelidir. Bakın, İpekçi cinayetinin kan izleri, nerelere kadar uzanıyor? Bu olaydan ders alalım... UĞUR MUMCU (Cumhuriyet, 14 Mayıs 1981)
24 yıl sonra.
ilk röportajı için kapışıyolarmış.
geçmişi film yapılsa çakal carlostan daha çok ilgi çekecek adam ;)
MEHMET ALİ AĞCA piskolojisi çözülemeyen, ancak bir dönem Rusya ve Bulgaristan gizli servislerinin MİLLİYETÇİ düşünceye antipati uyandırmak amacıyla kullandığı bir tetikçi...! Ancak milliyetçiliği tartışılmaz bir insan.MEHMET ALİ AĞCA DÜNYANIN NERESİNDE OLURSA OLSUN ALDIĞIİŞİ BİTİREBİLECEK İNSANN..
Kendisi başlangıçta vatan sevgisiyle yanıp tutusurken bazı vatan hainleri tarafından kullanıldı.Fakat o bunun farkında değildi-Ve onun gibi daha niceleri-Ve bu vatan sevgisi kişisel isteklere dönüşmeye başladı.Bu istekler gelirken vatan sevgisinide ondan uzaklaştırıyordu.Ve bu işin sonu kötü oldu.Diğerlerininki gibi...
Bizim hemşehrimizdir.kendisinle her zaman gurur duymaya devam ediyoruz.TURGAY ŞAHİN boztepe mah.
Mehmet ali Ağca devlet vatan millet ve bayrak adına iş yapmış dünyadaki en kahraman kişidir. kendini mesih olarak ilan etmesi bence kendisinin deşifre olmasını engellemek içindir ve italyanlar bu oyunu yemişlerdir. halen daha da yemektedirler.. kendisini tebrik ederim... herkes onun kadar cesaretli olamaz.......
Kendi hayal dünyasında yaşadıklarını gerçek sanan şizofrenin başlangıcında ileri derecede paronayak...Kendisini İSA sanmasının nedeni Papa'nın kendisiyle konuşmasıdır..Halbuki Papa kötülüğe karşı kötülükle cevap vererek papalık imajını zedelememek için Ağaca ile konuşmuştur..Ancak Ağaca o denli paronayak birisidirki bundan nice anlamlar çıkarmış ve bir anda kendisinin beklenen peygamber olabileceğini ima edecek kadar haddini aşan beyanlarda bulunmuştur..Ben Ağaca'nın Papa suikastinde KGB, MI5 gibi gizli servisler tarafından yönlendirildiği saçmalığına da inanmıyorum..Çünkü hiçbir gizli servis böyle akli dengesi bozuk birini suikastçi olarak kullanmaz..Genelde gizli servis veya teşkilatların arkasında bulunduğu suikastlerde ve terör eylemlerinde bırakın olayı gerçekleştireni olaya kulak misafiri olanlar bile profosyonelce öldürülmüştür..Mesela Kennedy suikastinde suikasti gören FBI şefleri bile öldürülmüştür..
Hapsedilmişliğin çaresizliğinde zorla şizofren edilmiş, din kurbanı
hem deli,,,hem eli kanlı katil,,,hem mhp'li ,,, belkide söylediği gibi isa :-))) (aslında onun cezaevinde değilde bakırköy de yatması daha uygun olurdu sanırım)
'Bu Abdullah Çatlı'nın, bu Oral Çelik'in ve Ağca'nın ilişkilerini şöyle bir araştırın; hepsinden 'istihbarat örgütü' kokusu çıkar.' (
Uğur MUMCU - Cumhuriyet, 13 Ekim 1985, İşler Karışık...)
Bir Uğur Mumcu eseri:PAPA - MAFYA - AĞCA
Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Başyazarı Abdi İpekçi'nin öldürülmesi... Katil zanlısı, ülkücü Mehmet Ali Ağca... Ağca'nın İstanbul Metris Askeri Cezaevinden kaçırılışı... Sahte pasaportla yurtdışına çıkışı... Bulgaristan, İsviçre, İtalya dolaşırken, Roma'da, bir 'açık hava ayini' sırasında Papa II Jean Paul'e ateş etmesi... Bütün bunların, CIA, KGB, benzeri, tüm gizli servislerle, ajanlarla, uyuşturucu ve silah kaçakçılığıyla bağlantılı terörle ilişkisi...
Bir Uğur Mumcu araştırması: 'Ağca Dosyası'
'Ağca olayında söz söyleyebilmek için, bizim Türkiye olarak öncelikle ve kesinlikle İpekçi cinayetini aydınlatmamız gerekir. Bunu bu aşamaya kadar yapmış değiliz.
Abdi İpekçi’nin öldürülmesi olayında birinci derecede sorumlu olan ve Ağca’yı, İpekçi’yi öldürmesi için azmettiren Mehmet Şener, İsviçre’de yakalanmış ancak Türkiye’ye getirilmesi bugüne kadar sağlanamamıştır. Mehmet Şener Türkiye’de yargılanmazsa, İpekçi cinayeti hiçbir zaman aydınlatılamaz. Adalet Bakanlığı kamuoyuna, hiç olmazsa Şener’in niçin bugüne kadar Türkiye’ye getirtilmesinin sağlanamadığını açıklamalıdır.'
Uğur MUMCU
-------------
Uğur Mumcu’nun Ağca olayı ile ilgili olarak üzerinde ısrarla durduğu isimlerden biri de Oral Çelik’ti. Şener’den farklı olarak, Çelik Türkiye’ye geldi, getirildi. Ama susuyor. Ülkesinin yargı organlarına konuşmayan Çelik’in, konuşmak için yabancı televizyon kanallarından yüzlerce trilyon istediği düşünülürse Mumcu’nun ısrarları herhalde daha iyi anlaşılacaktır.
'Papa-Mafya-Ağca'nın not defteri, hazırlık çalışmaları. Türkiye sınırları içinde sağlanan belge ve bilgiler. Papa- Mafya-Ağca'da Uğur Mumcu artık Türkiye dışına da açılıyor. Bizzat yerinde gidip görerek, görüşerek; Roma'da Ağca ile, savcılarla, yargıçlarla... Roma mahkemesindeki duruşmaları izleyerek, İtalyan televizyonlarında, konuyla ilgili programlara katılarak. Ama 'Ağca Dosyası' da bütün bu çalışmaların bir 'not defteri'. Papa-Mafya-Ağca'nın 'ana rahmi'.
YİNE AĞCA
Abdi İpekçi’nin katili ülkücü Mehmet Ali Ağca şimdi de Papa’ya karşı düzenlenen suikastla karşımıza çıkıyor. Dün akşam BBC radyosundan, suikastçı olarak “Ağca” adını duyunca İpekçi cinayeti ile birlikte bütün olayları, geriye doğru dönüp tek tek anımsadım; tıpkı sizler gibi...
İpekçi nasıl vurulmuştu? Ağca, İstanbul’da ülkücü militanların karargâhı bir lokalde nasıl ele geçirilmiş; poliste ne gibi itiraflarda bulunmuş ve tutuklu bulunduğu Kartal-Maltepe Askeri Tutukevi’nden nasıl kaçırılmıştı?
Ağca bireysel bir terörist değildi; görevliydi. Arkasında bir takım gizli örgütler, uğursuz karargâhlar bulunmaktaydı. Bunların yurt içi ve dışı bağlantıları, bu azılı katili korumuşlardı. Ve Ağca cezaevinden kaçırıldıktan, İstanbul’da yeni cinayetler işledikten, Ankara’da, Yozgat’ta ve Erzurum’da elini kolunu sallayarak dolaştıktan sonra yurtdışına çıkabilmiş ve yakın bir zamana kadar Almanya’da üs kurabilmişti.
Evet, anlaşılıyor. Bu bir örgüt işidir. Bu, yurt içinde ve dışında örgütlenmiş uluslararası bir terör örgütünün işidir. Bu bir kanlı zincirdir.
Şimdi geriye dönüp düşünelim. Acaba İpekçi cinayeti ve askeri tutukevinden kaçırılış olayı, geçmiş dönemlerde bu açıklıkta, bu netlikte görülebilmiş miydi? Sanmıyoruz.
Türkiye’deki sağ teröristlerin Batı Almanya’da örgütlendiklerini herkes biliyor. Yine Almanya’daki sağ teröristlerin uyuşturucu madde kaçakçıları ile içiçe olduklarını herkes biliyor. Bu karanlık ilişkiyi kanıtlayan bir çok olay, Alman mahkemelerine kadar yansımış, haftalık dergilere kadar taşmıştı.
Bugün Türkiye’de, devletin resmi belgeleri ile açıklanan gerçekler, Batı Almanya’daki örgütlü sağcı militanlarla “bazı servislerin”, yani uluslararası istihbarat örgütlerinin içiçe çalıştıklarını da ortaya koymuştur.
Olayları böyle bir zincir içinde düşünürsek, Hristiyan dininin bu uygar, bu insancıl liderine karşı düzenlenen suikast olayını basit bir saldırı olarak göremeyiz. Bu bir örgüt işidir ve bu örgüt Türkiye’nin dış saygınlığını yok etmeye yönelmiştir.
Bu, Türk diplomatlarına karşı Ermeni soykırımı örgütlerince düzenlenen alçakça saldırıları dünya kamuoyunda mazur göstermek ve denetlemek için sahneye konmuş kanlı bir senaryonun satırbaşıdır. Nitekim Papa’nın 1979’da Türkiye’ye yaptığı ziyaret sırasında, “Gizli Ermeni Kurtuluş Örgütü”nce Madrid’de yayınlanan bir bildiride bu gizli örgüt, “Papa’nın Türkiye’ye gitmesine engel olunmazsa saldırılarımız Türk hükümetini destekleyenlere karşı da yoğunlaşacaktır” demişti. Tüm bu olayların her türlü olasılıkla birlikte ele alınması gerekmektedir.
Bize düşen, İpekçi cinayetini akla gelen ve gelmeyen bütün olasılıkları ile yeniden değerlendirmek ve Ağca’yı gerek İpekçi, gerek Papa olayında piyon olarak kullanan bu uluslararası terör çetesini daha yakından tanımaktır. Bunun için zaman geçmiş değildir. Papa olayı, İpekçi olayının yeniden ele alınmasını gerektirmelidir.
Bakın, İpekçi cinayetinin kan izleri, nerelere kadar uzanıyor? Bu olaydan ders alalım...
UĞUR MUMCU (Cumhuriyet, 14 Mayıs 1981)