laz sizce ne demek, laz size neyi çağrıştırıyor?
laz terimi Aysun Çelik tarafından tarihinde eklendi
laz terimi Aysun Çelik tarafından tarihinde eklendi
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
ma vrossi vorer tişuça!
oldu işte mutlumusun :)
arkadaşlar lazlar rize ve çevresinde ki bazı yerleşim yerlerinde yaşayan küçük bir gruptur.üç sene onlarla yaşadım çok harika insanlardır.zaten kafkasyadan göçme boylardır soyları türklüğe dayanır.dilleride türkçenin bir lehçesidir.ama anadoludaki halkımız bütün doğu karadenizlilere laz diyor trabzonlulara özellikle.ben de dahil ben trabzonluyum.hernekadar rahatsız olmuyorsamda bana laz(lazer) denilmesinden insanların gerçekte bu harika insanların (lazların) gerçekte kim olduğunu öğrenmesini istiyorum.onlarda hiçbir zaman ayrılıkçı düşünceler yoktur(kürtler gibi) çünkü onlar Türklükten ayrı olmadıklarını çok iyi biliyorlar.ancak bazı dışarıdan güdümlü kimseler bölücük yapmak maksadıyla bu ismi kullanmaktalar.buna fırsat vermeyelim lazlar bizden farklı değiller çünkü.rizenin fındıklı,ardeşen hemşin bölgelerine gidin onlara misafir olun ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz.oralarda yaşamadan ahkam kesim önyargıda bulunmak çok haksızlık olur.
Geçen sene oldu bu tatile gittiğimde başımdan geçti.
Önece Bilimsel açıklama:Rize ve yöresinde arazi çok zor olduğundan yolu yapılacak köprü önce yapılır sonra yolu yapılır
Ardeşende köyüme çıkmaktayım yol dar ve çok kötü ama bir ticari taksi kandırıp çıktık yola.
yolda masum masum ablayla tabiat seyredilirken şöförle LAZCA konuşan babaya kulak kabartılır.
baba: ya bu köyrüyede yazık oldu
şöför: yanlışlıkla oldu abi napalım
köprüye bakılır yıkıktır ve bir yanından yol gelmektedir öbür yanında yol yoktur çok ilginçtir.
abla: nolmuş bu köprüye baba,
baba:yolunu yaparken kayaları düşürmek için dinamit atmışlar köprüyü yıkmışlar.
ben: ne nasıl ya yolunu yaptıkları köprüyümü yıkmışlar.
gülen baba: evet
şöför:yanlişlikla oldi isteyerek yaparlarmı hiç
abla ve ben: arka koltukta gülmekten camları açmakla meşgulüzdür :)
Diyaloglar tamamiyle lazcadır, bazıları anlasın diye türkçeye çevirdim, yaşım 25 dir, kendimi yaşlı hissetmiyorum, istanbulda oturuyorum, duyrulur...
Temel ile dursun camdan sarkma yarışması yaparlar.
Rahmetli Dursun kazanır :)))
'Şecaat arz ederken merd-i kıpti sirkatin söyler'.
Kendilerini espritüel ve zeki sanan, fakat gerçeklikte bunun tam tersi özellikler taşıyan zavallı bir halk. Lazca denilen bir dili konuşurlarmış eskiden. Şimdi muazzam bir şekilde asimile olduklarından, sadece yaşlılar konuşur Lazca'yı. Çoğu, en azılı Türkçü'den daha bir Türkçü'dür. Kraldan daha çok kralcı olmak gibi bir şey bu.
Olayı yaşayan süper lazı bende tanıdım görüştüğümde çok yaşlı olduğunda (100 ün üzeriydi ama tam yaşını kimse bilmiyordu) . Anlaşamasakta bu lazı dolandıran adam olan sülün osmanın kitabında bu olaydan bahsedilir:
Olay şöle gelişir o zamanlar ardeşenin dışına çıkmamış olan dedemiz istanbula geldiğinde büyük binaları görünce şaşırır (Binanın yerini tam olarak öğrenemesemde) 5 katlı bir binaya aval aval bakmaya başlar sülün osman yanına yaklaşır ve 'hemşerim bu binaya öle para vermeden bakamazsın bu bina benim' der lazda 'neden bakamıyorum ' der sülün'çünkü her kata bakmak için 2 lira alıyorum de bakalım sen kaç kata bakmıştın' der laz 'ben üç kata baktım ' der ve milli dolandırıcı sülüne 6 lirayı verir. Sülün gittikten sonra olayı yakınlarına şöyle aktarır: 'Yaw bu istanbullular çok aptalmış bana bele bele dedi biri bende onu kandırdım ben üç kata değil 5 kata bakmıştım 3 katın parasını ödedim ' der ve ekler 'salak bu istanbul milleti' böylede bir milletiz yani. :)
Bende bikaç yaşanmış olay atayım lazız ya :)
Benim babamınbüyük babasının başından geçmiş: O zamanlar çay olmadığı için bizim laz dede tütün satarak geçimini sağlarmış tütünüde batumda satarmış batuma gittiği bir gün yanyana iki heykel görmüş gürcüler o zamanın osmanlı padişahının çıplak bir heykelini yapmış yanınada zamanın rus çarının gayet lüks ve şık kıyafetler içindeki heykelini koymuşlar bizim padişah bir elinde fakirliği simgeleyen mısırı tutup yiyor diğer eliylede mahrem yerini kapatıyor çar ise 'şuna bak' der gibi elini padişaha doğru uzatıyor (O dönemin tarihsel gelişiminde ruslarla osmanlılar savaşıyorlar) gürcüler bizim dedeye gelip dalga geçmek baamında 'sizin padişaha bak çıplak ve aç...' gibi sözler sarfediyorlar. Dede ne dese beğenirsiniz 'yoo bizim padişah mısır yiyor çar ondan mısır istiyor bizimkide...yerimi veririm diyor' der. ve heykel bir sonraki gün yıktırılır. Zeki adammış vesselam.
söz temelden açılmışken fıkra gelsin mi...(en sevdiğim fıkralardan bir demet sunacağım)
temelin canı kahvede otururken çok sıkılır....birden dursuna...ula dursun canum çok darlaniyi(sıkılmak) karar verdum başbakan olacağum...
-ula sen delimisun...
-şart midur....
temel marangozluk yapar..kadının biri gardolap sipariş i verir..temel gardolabı yapar..ancak bir sorun vardır..ne zaman yoldan otobüs geçse gardolap tan ses gelir...temel kadının şikayeti ni yerinde anlamka için gardolabın içine girer..ve beklemeye başlar..amacı sesin yerini tespit edip tamir etmektir..tam bu esnada kadının eşi eve gelir ve gardolabın kapağını açar..temeli görünce adam hiddetle sorar
-burda ne arıyorsun
-inanmıyacaksunuz beyfenducuğum ama vallahi otobüs bekliyirum.....
temel dursuna borç para verir...dursun borcunu bir türlü ödemez....temel sonund adursunu mahkemey veriri..hakim dursuna sorar...bu adamın parasını neden ödemiyorsun...-dursun ben onu tanimayirum haçim bey der....-hakim bu sefer temele sorar...seni tanımadığını söylüyor sen ne diyeceksin...temel;
-vallahi haçim bey o beni tanimayisa ben oni hiç tanimayirum....
temelin eşi fadime ölür..dursun hçkıtıklarla ağlar...temel arkadaşını teselli eder...
.-uzulma..bidaha evlenirum.....
temel arakdaşlarına istanbula gideceğini söyler..lakin bir türlü istanbula gidemez....aklına bir fikir gelir...istanbula gitti diye söyleyecek bir süre çatıda saklanacaktır....temelin istanbula gittiğini fırsat bilen dursun temelin evine gelir fadimeye asılır...temel çatıdan seslenir;
-ula dursun..dua et istanbulayim..yoksa sağa ne edeceğumi bilurdum...
temel bir gün pazarda dolaşırken adamın birisinin etrafında büyük bir kalabalık görür....merak eder bakar..adamın elinde bir şişede kırmızı toz dan bit ilacı vardır..temel hemen eve gider kiremitleri toz haline getiri ve pazarda bit ilacı diye satmaya başlar..alanlardan biri temele sorar; -bu ilacı nasıl kullanacağız..
ytemel başlar anlatmaya
-şimdi yatağa yatayisun birtceliyi,kaşiniyisun..kalkayisun işiğu yakayisun,biti arayip bulayisun,o ni yakalayisun..sonra habu ilacı gözinun içine tökiyisun..bit eliyi(ölüyor)
adam sorar;
-yakalayınca başını ezsem olmaz mı
temel cevap verir.
-haçan öyleda olur,böyleda olur....
temel istanbulda bir olaya karışmaktan yargılanır...hakim sorar...anlat bakalım olay nasıl oldu..
temel başlar anlatmaya...
-şimdi haçim bey rizeden çiktum yola bi yamur biçamur bir firtina cidemiyurum..celdum of a..bi yamur bi çamur bi firtina cidemiyirum celdum surmeneye..surmenede bi yamur bi öçamur bi firtina cidemiyirum..celdum arakliiya..araklida bi yamur bi çamur bi firtina celdum tirabzona..trabzonda bi yamur bi fırtına bi çamur celdum......vs...kıyı ilçelerini tek tek sayarak samsuna kadar gelir..hakim dayanamaz....-gel artık istanbula diye çıkışır...temel...; -
he celiyim istanbulada as beni....
şimdilik bu kadar...
temelden başka laz var midur da...
fönixsin taşı bana..(kendimi çok mu önemsiyorum ne)
ıskaladın..laz deyilum...
a ha bi tanede laz bozuğu...bu ikimi oldu ne...
Benim etnik kökenim olan ırk, kendine özgü bir dili olan dünyada görebileceğiniz en espirili halk Rizenin pazar ve ardeşen ilçesinde sayıları 300 binin üzerinde olduğu tahmin edilir ama günümüzde ülkenin bir çok bölgesinde yaşayan insanlar, gürcülerle akrabalıklarıda vardır. Espiri ve temel fıkralarını merak eden varsa tatillerinin 1 haftasını bu kentlerden birinde geçirsin bu insanlar gerçekten fıkra gibi yaşıyor :)
bost bildiklerim, saygi duyduklarim ama yine de bu ragmen uzak kalan arkadaslarim.