Uykuya hasret gecelerde gözlerini tavana dikip onu düşünmektir aşk. Ruhunun derinliklerinde hissettiğin buruk bir sevinç Ve kelimelerle tarif edilemeyen bir heyecan! O yanındayken bile özlemek, sürekli gözlerinin içine bakmak, Onun yürüdüğü yolların ne kadar şanslı olduğunu düşünmektir aşk!
Aşk bir savaş, aşk bir barıştır. Aslında aşk, kendinle yarıştır...
Üç harfli kelime ♥ Aşk yüreklerde bir başka tâd Düşündükce amâ aşık, fersiz oluyor bitâb Ummanlar seyreder, önüne seriliyor serâb Baht-ı karasıyla, ol derviş Yunus misali harâb
Yürek yangınları savrulur ibrahim-i ♥ Aşk Yangınlar köze dönüşür öyle muhteşem ♥ Aşk O yangınlarda yürekler nâr olur yanar ♥ Aşk Küller savrulur, gül bahcesine döner ♥ Aşk Evvel-i Aşk, ahir-i Aşk, ötelerde ♥ Aşk Kalbe dolan feyzinle ilah-i ♥ Aşk
♥ Aşk özge sultandır gönül evinde ♥ Aşk tevazu libas-ı giyer kalp gözünde ♥ Aşk iki bedende bir can, atar tek yürekte ♥ Aşk ateş-i nâr güller açar, toprak olan sinede ♥ Aşkın özüne kan damlar, can-ı canân sevgide ♥ Aşk-ı nalân dile gelir, ebrâr-ı pâk olan yürekte...(*)
♥ Aşk Hüsn'den, Hüsn Aşk'tan başkası değildir. (*)
20.10.2006
Fatimâ Hümeyrâ Kavak
(*) Nalân, Allah aşkıyla aglayan kadın... Ebrâr, içi dışı tertemiz...
(*) Aşk Hüsn'den, Hüsn (Güzellik) Aşk'tan başkası değildir. (Aşagıdaki hikayeden alıntı)
Bu şiirin hikayesi:
♥ Aşk
AŞK ın tarifi
'Bir aşkı başka aşk söndürebilir. Aşkta ne yükseklik, ne alçaklık, ne de akıllılık ve akılsızlık vardır. Hafızlık, şeyhlik, müritlik yoktur. Sadece kepazelik, aşağılık ve rintlik vardır. İnsanın toprağını aşk şebnemi ile yoğurdukları için alemde yüzlerce fitne ve kargaşalık peyda olur. Aşkin yüzlerce neşteri, ruhun damarlarına sokuldu ve oradan gönül adı verilen bir damla aldı... Aşk öyle engin bir denizdir ki, ne kenarı vardır, ne de ucu bucağı'
Hz Mevlana
HÜSN-Ü AŞK
Şeyh Galip, 'Hüsn-ü Aşk' eserinde anlatır: Aşk, Hüsn'e (Güzellik) tutulmuştur. Onu, kendisinden ayrı bir varlık zannettiği için Ben-î Muhabbet kabilesinin ulularından ister. Aşk’a, şayet Kalp ülkesindeki kimyayı getiremezse, Hüsn'e kavuşamayacağını söylerler. Bunun üzerine Aşk, lalası Gayret'i yanına alıp yollara düşer. Yolculuk sırasında çok büyük engellerle ve tehlikelerle karşılaşırlarsa da, hepsinden Subhan'ın da yardımıyla kurtulmayı başarır, üzerinde mumdan gemilerin yüzdüğü ateş denizini aştıktan sonra, Çin ülkesine varırlar. Aşk, burasını sevgilisiyle gezindiği bahçeye benzetir. Bir süre sonra karşısına 'Hoşrüba' adlı güzel bir kız çıkar ki, Hüsn'e benzemektedir. Nefsi temsil eden Hoşrüba, ertesi gün, Aşk'ı her tarafı resimlerle dolu Zatu's-suver kalesine götürür.
Aşk'ın, resimlerine bakarak ah ettiği bu kale dünyayı temsil etmektedir. Aşk sonunda kaleden, yani suretlerden, hayallerden kurtulmayı başararak hakikat sabahına erişir....Ve bir bakar ki başladığı yerdedir: Aşk Hüsn'den, Hüsn Aşk'tan başkası değildir.
Halbuki dünyamız aşk üzere yaratılmamış mıydı? Allah, 'Sen olmasaydın, ben alemleri yaratmazdım' diye sesleniyor Habibine. Enbiya Suresi'nin 107. ayetinde, 'Ben seni alemlere rahmet olarak yarattım' diyor Allah. Rahmet ise aşkın kardeşi. Aşk ancak, ateş gibi olan rengine boyanmakla, yanmakla, yaşamakla biliniyor. Aşk da nasip işi. Her insanda ilahi aşkı duymaya, hele anlamaya istidat yok. Bizler de nasipliler kervanına katılanlardan oluruz inşallah.
'Güzeli sevmek sevaptır' derler eskiler. 'Allah güzeldir ve güzeli sever' buyuruyor Habibullah da. Nasıl güzel olmasın? Her şey O'nun nurundan bir parça taşımıyor mu? Ama bu nuru görebilmek için aşkla bakabilmek lazım yeryüzüne. Ancak o zaman rüzgarda sallanan yapraklar, köpük köpük dalgalanan denizler, güller, sümbüller güzel olur. Ve tabi ki insanlar; aşkla birbirine bakan gözler ancak birbirini severler; 'Yaratılanı yaratandan ötürü' severler.
“Dünyada herkes sevgilisine can verir. Fakat birinin sevilisi kan tulumundan ibarettir, öbürününki güneştir, ışıktır. Mademki herkes kendince iyi kötü bir sevgili seçer, kendimizi bir yok için yok etmemiz yazık değil mi! ” diye buyuruyor Hz. Mevlana.
Beşer nev’inde parlayan güzelliğe yönelen kişi, aslında hakiki sevgilinin mutlak güzelliğinin insandaki yansımasına vurulmuş, hayran olmuştur. Aklı olana gördüğü bütün güzellikler mutlak güzelliği anlatır, hatırlatır. Leyla’da Mevla sırını yakalamak budur.
Mecnun’a sordular Leylâ nice oldu
Leylâ Leylâ derken Mevla’yı buldu.
'Mecnun değilsen sus! O aşka nail olmayan için Leyla, sırf bir cisimden ibarettir! ' Leyla'sı uğrunda ve onun aşkı ile çöllere düşen Mecnun, salyaları akan, tüyleri dökülmüş bir köpeği seviyor, okşuyor ve gözlerinden öpüyordu. Bu hali gören birisi dayanamadı; Mecnun'a bağırdı 'A akılsız adam! Bu ne sersemliktir! Bu hayvanı, ne sarılmış öpüyorsun? ' Mecnun cevap verdi: 'Sen ne anlarsın? ! Bu köpeğin ne meziyeti var biliyor musun? ! Bu kadar köyün içinde gitmiş de Leyla'nın köyünü yurt edinmiş ve o köye bekçi olmuş! .. Bunun bir kılını aslanlara değişmem. Gönlüne, canına, irfanına dikkat et ki, onun faziletini göresin! .. Leyla'nın köyünü yurt tutan köpeğin ayağının bastığı toprak bile benim için azizdir...' Mesnevi'de diğer bir Leyla hikayesi: Devrin hükümdarı Leyla'yı görür, hayret eder: 'Mecnun'un perişan olmasına sebep olan Leyla sen misin? Senin diğer hem cinslerinden bir farkın yok! ..'der. Leyla cevap verir: 'Sen Mecnun olmadığın için sus! ..'
Şeyh Sadi (k.s.) : 'Leyla'nın güzelliğine Mecnun'un gönül penceresinden bakmalıdır.' der. Leyla'yı görebilmek, onun gerçek hüviyetini müşahade edebilmek, senin de Mecnun gibi sadık bir aşık olabilmene bağlıdır. Aksi halde görülen, suretten başka bir şey değildir. O aşka nail olmayan için Leyla, sırf bir cisimden ibarettir.
kainatın yaratılış sebebi bizi en koyu sınırlılığmzdan namütenahiye ulaştıran en kestirme yol fenadan bekaya geçiş her varlığın mahiyetini en güzel şekilde gösteren pencere
Hayat bazen bir oyun gelir insana,ama sevgi asla.Ne hayatı küstür kendine,nede aşkını öldür içinde.Öyle ki ne ikinci hayata yer vardır bu alemde, nede ikinci bir aşka yer olmasın kalbinde…
aşk binlerce güzel çiçekle bezenmiş koskocaman bir bahçedir..öylesine büyük geniş gözalıcı ve guzeldır kı o bahceye sahıp olmak cok zordur..cunku herkes ona ulasmak ıster,koruyucu olmalısınız..tum cıcekler guzellesmek ıcın emek ıster,emek verıp ıyı bakabılmelısınız..ve yabanı otlar cıkar cıceklerın altlarında,uzerıne tıtremek ama bıktırmamak gerekır..aşk zordur,aşkı yaşamak zordur..bu yuzdende kımı zaman yok eder kımı zaman var olmanın anlamı olur aşk..
Aşk bence: Ayakları yerden kesen,Uçuyormuş hissi veren,Akdenizin ortasında bir tekneyle fırtınaya yakalanmaktır. Aşk'ın çağrıştırdığı? Korku,endişe,acaba,midede duyulan sancı. Ayrıca yaşanılan en güzel duygu.
Eğer ağlıyorsan her gece yatmadan önce Ve her nefes aldığında gülmek istiyorsan Eğer hatırlatıyorsa sana sevgiliyi her hece Ve duygularını hep kalbine atıyorsan Yarin adını düşünebiliyorsan sadece Ve imzanı her yağmurun dibine atıyorsan Sana ana olabiliyorsa kara gece Ve yıldızlarda siluetini yaşatıyorsan Aşk çoktan gelmiş sen farkına varmadan önce
for a long time dır aşkı tanımlamadım galiba for a long time dır da acı çekmiyorum.... özümde aşka aşık bir insan olsam da cismimde aşktan uzak bir insanım.... kolay mı ki aşık olmak? ben öyle ilk görüşte aşka da inanmam? sadece bedeni içeren hormonsal bir duygu gibi gelir.... öze aşık olunur.... ve uzaktan bedenimi seçen ökuzler işte sizin yüzünüzden aşık olamıyorum....
Aşk şiddetli bir muhabbettir. fani mahbuplara müteveccih olduğu vakit ya o aşk kendi sahibini daimi bir azap ve elemde bırakır; veyahut, o mecazi mahbup o şiddetli muhabbetin fiatına değmediği için baki bir mahbubu arattırır...
AŞK fedakarLık,anLayış demektir bence..
AŞK fedakarLık demektir bnce....
Uykuya hasret gecelerde gözlerini tavana dikip onu düşünmektir aşk.
Ruhunun derinliklerinde hissettiğin buruk bir sevinç
Ve kelimelerle tarif edilemeyen bir heyecan!
O yanındayken bile özlemek, sürekli gözlerinin içine bakmak,
Onun yürüdüğü yolların ne kadar şanslı olduğunu düşünmektir aşk!
Aşk bir savaş, aşk bir barıştır.
Aslında aşk, kendinle yarıştır...
aşk 3 kişiliktir..aşk birine rağmen birini seçmektir...
- ♥ Âşk
Üç harfli kelime ♥ Aşk yüreklerde bir başka tâd
Düşündükce amâ aşık, fersiz oluyor bitâb
Ummanlar seyreder, önüne seriliyor serâb
Baht-ı karasıyla, ol derviş Yunus misali harâb
Yürek yangınları savrulur ibrahim-i ♥ Aşk
Yangınlar köze dönüşür öyle muhteşem ♥ Aşk
O yangınlarda yürekler nâr olur yanar ♥ Aşk
Küller savrulur, gül bahcesine döner ♥ Aşk
Evvel-i Aşk, ahir-i Aşk, ötelerde ♥ Aşk
Kalbe dolan feyzinle ilah-i ♥ Aşk
♥ Aşk özge sultandır gönül evinde
♥ Aşk tevazu libas-ı giyer kalp gözünde
♥ Aşk iki bedende bir can, atar tek yürekte
♥ Aşk ateş-i nâr güller açar, toprak olan sinede
♥ Aşkın özüne kan damlar, can-ı canân sevgide
♥ Aşk-ı nalân dile gelir, ebrâr-ı pâk olan yürekte...(*)
♥ Aşk Hüsn'den, Hüsn Aşk'tan başkası değildir. (*)
20.10.2006
Fatimâ Hümeyrâ Kavak
(*) Nalân, Allah aşkıyla aglayan kadın... Ebrâr, içi dışı tertemiz...
(*) Aşk Hüsn'den, Hüsn (Güzellik) Aşk'tan başkası değildir. (Aşagıdaki hikayeden alıntı)
Bu şiirin hikayesi:
♥ Aşk
AŞK ın tarifi
'Bir aşkı başka aşk söndürebilir. Aşkta ne yükseklik, ne alçaklık, ne de akıllılık ve akılsızlık vardır. Hafızlık, şeyhlik, müritlik yoktur. Sadece kepazelik, aşağılık ve rintlik vardır. İnsanın toprağını aşk şebnemi ile yoğurdukları için alemde yüzlerce fitne ve kargaşalık peyda olur. Aşkin yüzlerce neşteri, ruhun damarlarına sokuldu ve oradan gönül adı verilen bir damla aldı... Aşk öyle engin bir denizdir ki, ne kenarı vardır, ne de ucu bucağı'
Hz Mevlana
HÜSN-Ü AŞK
Şeyh Galip, 'Hüsn-ü Aşk' eserinde anlatır: Aşk, Hüsn'e (Güzellik) tutulmuştur. Onu, kendisinden ayrı bir varlık zannettiği için Ben-î Muhabbet kabilesinin ulularından ister. Aşk’a, şayet Kalp ülkesindeki kimyayı getiremezse, Hüsn'e kavuşamayacağını söylerler. Bunun üzerine Aşk, lalası Gayret'i yanına alıp yollara düşer. Yolculuk sırasında çok büyük engellerle ve tehlikelerle karşılaşırlarsa da, hepsinden Subhan'ın da yardımıyla kurtulmayı başarır, üzerinde mumdan gemilerin yüzdüğü ateş denizini aştıktan sonra, Çin ülkesine varırlar. Aşk, burasını sevgilisiyle gezindiği bahçeye benzetir. Bir süre sonra karşısına 'Hoşrüba' adlı güzel bir kız çıkar ki, Hüsn'e benzemektedir. Nefsi temsil eden Hoşrüba, ertesi gün, Aşk'ı her tarafı resimlerle dolu Zatu's-suver kalesine götürür.
Aşk'ın, resimlerine bakarak ah ettiği bu kale dünyayı temsil etmektedir. Aşk sonunda kaleden, yani suretlerden, hayallerden kurtulmayı başararak hakikat sabahına erişir....Ve bir bakar ki başladığı yerdedir: Aşk Hüsn'den, Hüsn Aşk'tan başkası değildir.
Halbuki dünyamız aşk üzere yaratılmamış mıydı? Allah, 'Sen olmasaydın, ben alemleri yaratmazdım' diye sesleniyor Habibine. Enbiya Suresi'nin 107. ayetinde, 'Ben seni alemlere rahmet olarak yarattım' diyor Allah. Rahmet ise aşkın kardeşi. Aşk ancak, ateş gibi olan rengine boyanmakla, yanmakla, yaşamakla biliniyor. Aşk da nasip işi. Her insanda ilahi aşkı duymaya, hele anlamaya istidat yok. Bizler de nasipliler kervanına katılanlardan oluruz inşallah.
'Güzeli sevmek sevaptır' derler eskiler. 'Allah güzeldir ve güzeli sever' buyuruyor Habibullah da. Nasıl güzel olmasın? Her şey O'nun nurundan bir parça taşımıyor mu? Ama bu nuru görebilmek için aşkla bakabilmek lazım yeryüzüne. Ancak o zaman rüzgarda sallanan yapraklar, köpük köpük dalgalanan denizler, güller, sümbüller güzel olur. Ve tabi ki insanlar; aşkla birbirine bakan gözler ancak birbirini severler; 'Yaratılanı yaratandan ötürü' severler.
“Dünyada herkes sevgilisine can verir. Fakat birinin sevilisi kan tulumundan ibarettir, öbürününki güneştir, ışıktır. Mademki herkes kendince iyi kötü bir sevgili seçer, kendimizi bir yok için yok etmemiz yazık değil mi! ” diye buyuruyor Hz. Mevlana.
Beşer nev’inde parlayan güzelliğe yönelen kişi, aslında hakiki sevgilinin mutlak güzelliğinin insandaki yansımasına vurulmuş, hayran olmuştur. Aklı olana gördüğü bütün güzellikler mutlak güzelliği anlatır, hatırlatır. Leyla’da Mevla sırını yakalamak budur.
Mecnun’a sordular Leylâ nice oldu
Leylâ Leylâ derken Mevla’yı buldu.
'Mecnun değilsen sus! O aşka nail olmayan için Leyla, sırf bir cisimden ibarettir! '
Leyla'sı uğrunda ve onun aşkı ile çöllere düşen Mecnun, salyaları akan, tüyleri dökülmüş bir köpeği seviyor, okşuyor ve gözlerinden öpüyordu. Bu hali gören birisi dayanamadı; Mecnun'a bağırdı
'A akılsız adam! Bu ne sersemliktir! Bu hayvanı, ne sarılmış öpüyorsun? '
Mecnun cevap verdi:
'Sen ne anlarsın? ! Bu köpeğin ne meziyeti var biliyor musun? ! Bu kadar köyün içinde gitmiş de Leyla'nın köyünü yurt edinmiş ve o köye bekçi olmuş! .. Bunun bir kılını aslanlara değişmem. Gönlüne, canına, irfanına dikkat et ki, onun faziletini göresin! .. Leyla'nın köyünü yurt tutan köpeğin ayağının bastığı toprak bile benim için azizdir...'
Mesnevi'de diğer bir Leyla hikayesi:
Devrin hükümdarı Leyla'yı görür, hayret eder:
'Mecnun'un perişan olmasına sebep olan Leyla sen misin? Senin diğer hem cinslerinden bir farkın yok! ..'der.
Leyla cevap verir:
'Sen Mecnun olmadığın için sus! ..'
Şeyh Sadi (k.s.) :
'Leyla'nın güzelliğine Mecnun'un gönül penceresinden bakmalıdır.' der.
Leyla'yı görebilmek, onun gerçek hüviyetini müşahade edebilmek, senin de Mecnun gibi sadık bir aşık olabilmene bağlıdır. Aksi halde görülen, suretten başka bir şey değildir. O aşka nail olmayan için Leyla, sırf bir cisimden ibarettir.
Kendi sevmiş, kendi yapmış, kendi bilmiş kendini
Kendi zâtında sıfâtın eylemiş seyrân Hak
içinde samimiyet barındıran en terbiyesizce yaşama biçimdir..!
gerçektir; ama dogru degildir.
kainatın yaratılış sebebi
bizi en koyu sınırlılığmzdan namütenahiye ulaştıran en kestirme yol
fenadan bekaya geçiş her varlığın mahiyetini en güzel şekilde gösteren pencere
AŞK DÜNYADAKİ EN GÜZEL DUYGUDUR
AŞK Kelimesini duyunca aklıma 3 aşk geliyor.
İLAHİ aşk
Maddi aşk
Manevi aşk
Hayat bazen bir oyun gelir insana,ama sevgi asla.Ne hayatı küstür kendine,nede aşkını öldür içinde.Öyle ki ne ikinci hayata yer vardır bu alemde, nede ikinci bir aşka yer olmasın kalbinde…
aşk binlerce güzel çiçekle bezenmiş koskocaman bir bahçedir..öylesine büyük geniş gözalıcı ve guzeldır kı o bahceye sahıp olmak cok zordur..cunku herkes ona ulasmak ıster,koruyucu olmalısınız..tum cıcekler guzellesmek ıcın emek ıster,emek verıp ıyı bakabılmelısınız..ve yabanı otlar cıkar cıceklerın altlarında,uzerıne tıtremek ama bıktırmamak gerekır..aşk zordur,aşkı yaşamak zordur..bu yuzdende kımı zaman yok eder kımı zaman var olmanın anlamı olur aşk..
AŞK BENCE YA ÖLMEKTİR SEVDİĞİNİN SEVDİĞİ VARSA,
YA DA YAŞAMAKTIR SENDEN BAŞKASINI SEVMİYORSA...
çözmüşüm zincirleri açılmışım denizlere
köpük köpük pupa yelken çekilirken sana doğru
herşey yeni herşey güzel herşey farklı heyecanlı
ben hiç böyle olmuş muydum hazır mıyım bilemiyorum
anladım bir şey var kesin
korkarım ki sen tam bana göresin
rüzgâra kapılmış gidiyorum ben
ne olacak bu işin sonu ne olacağım ben
....................................................................
bulutsuzluk-özlemi -korkarım ki sen tam bana göresin
A nın Ş ye Ş nin K ye çarpımı...yani çarpma çıkarma ve toplamadan oluşup ama bölünemeyen bir bağ..
Aşk bence: Ayakları yerden kesen,Uçuyormuş hissi veren,Akdenizin ortasında bir tekneyle fırtınaya yakalanmaktır.
Aşk'ın çağrıştırdığı? Korku,endişe,acaba,midede duyulan sancı.
Ayrıca yaşanılan en güzel duygu.
mantığı yok eden insanın ayaklarını yerden kesen yüreğini kor gibi yakan tarifsiz bir duygu yaşayan bilir ancak
-bir keşkeye daha yer yok kalbimde
demiş söz ver şarkısında f.d.
öyle korkak olmuşum işte....
Eğer ağlıyorsan her gece yatmadan önce
Ve her nefes aldığında gülmek istiyorsan
Eğer hatırlatıyorsa sana sevgiliyi her hece
Ve duygularını hep kalbine atıyorsan
Yarin adını düşünebiliyorsan sadece
Ve imzanı her yağmurun dibine atıyorsan
Sana ana olabiliyorsa kara gece
Ve yıldızlarda siluetini yaşatıyorsan
Aşk çoktan gelmiş sen farkına varmadan önce
Aşk bi muz kabuğudur: Basanın ayağı değil hayatı kayar.
aşk bir kemirgendir..insanın..ruhunu..beynini ve yüreğini kemirir :)
AŞK AŞK OLMAZSA OLMAZIM ÇOK ACI VERSEDE ÇOK GÜZEL Bİ DUYGU
aşka aşık olmak en güzeli.))
tutku ve ihtirası
ama bir zaman sonra geçecek bir hastalık halinide aynı zamanda çağrıştırıyor.
for a long time dır
aşkı tanımlamadım galiba
for a long time dır da
acı çekmiyorum....
özümde aşka aşık bir insan olsam da
cismimde aşktan uzak bir insanım....
kolay mı ki aşık olmak?
ben öyle ilk görüşte aşka da inanmam?
sadece bedeni içeren hormonsal bir duygu gibi gelir....
öze aşık olunur....
ve uzaktan bedenimi seçen ökuzler
işte sizin yüzünüzden aşık olamıyorum....
=)
[vitrinle değil iklimle alâkalı bea]
aşk :-))) evet belki 3 harfi beynine kazıyarak öğrenmeni sağlasa da kalan 26 harfi ilelebet unutturuyor.böyle.... birşey işte AŞK.
Aşk şiddetli bir muhabbettir.
fani mahbuplara müteveccih olduğu vakit
ya o aşk kendi sahibini daimi bir azap ve elemde bırakır;
veyahut, o mecazi mahbup o şiddetli muhabbetin fiatına
değmediği için baki bir mahbubu arattırır...
Sevkattir..
'o'nu hayatimin amaci yaptim..
aşk zaman zaman batıl inanca dönüşebilir demiş borges,neden olmasın,sonuçta ikiside sanıdan beslenmiyormu.aman dikkat :))))
aşk: acıdır,hasrettir... eğer imkansızınsa ölümden bile beterdir...