Her on yılda bir yapılan askeri darbelerle hırpalanan,kitapların suç unsuru olduğu,insanlık onurunun telef edildiği bir ülkede doğal olarak demokratik bir toplum oluşturabilmek imkansızdır. Bu bağlamda moderatör(lerin) de iyi niyetine ve de tarafsız olduklarına yürekten inanıyorum.Ve biliyorum ki,her toplum değişir tabular sürgit devam etmez. Zira değişmeyen sadece deliler ve ölülerdir.
Beden ölür ruh yaşar diyorlar Ben yaşayamam yapayalnız o kadar Gözüm olsun isterim bakmak için Elim olsun isterim okşamak için Ağzım dilim burnum kulağım Caddeleri seslendirsin ayağım.
Bütün hayvanlar eşittir.Tüm hayvanların yaşama,barınma,seyahat etme ve mülk edinme hakları vardır.Van kedisiymiş diye bölge ayrımı yapmadan hepsini sevin.Van kedisini Vanlıdır diye bölücülük yaptığı safsatadır,demokrasi en iyisi!
Esasen biz milletçe yeterince bilimsel değiliz.Adamın adı tarihe geçti:Neil Armstrong.Halbuki o zamanlar biz yok tek partiydi,yok çift partiydi,yok Demirel’di,İnönü’ydü,Menderes’ti demeyip gerekli donanıma sahip olsaydık,belki de aya ilk ayak basan kişinin adı Mehmet Nuri Armstrong olacaktı.Çok yazık!
Türkçe biliyorsunuz Ural-Altay dillerine mensupken,Kürtçe Hint –Avrupa dil sülalesindendir. Kürtçe ‘nin keşfi yenidir aslında.Eskiden böyle bir dil yoktu.Sevgili Kürt kardeşlerimiz el kol hareketleriyle konuşur,dumanla haberleşirlerdi.
Faşizmin Almanya’da insanları öldürmek için açtığı sayıları 1150 kadar olan ölüm evleridir Komünistler,sosyalistler,sosyal demokratlar,Yahudiler,çingeneler bu kamplara toplanmıştır.Her kampın müdürüne “Ölü başı” denılirdi.
Aramızdan ayrılışının 25.yılında halen onu işaret edip,üzerine yürüdüğü sorunlar yumağıyla uğraşırken.ne kadar da haklı bir mücadeleyi yürüttüğünü 25 yıldır hergün birebir yaşayarak görüyoruz.Yaratıları hala güncel,hala derinden etkileyici,hala canlı olduğunun tanığıyız.YılmazGüney ülkemizin,sinemamızın,sanatın yüz aklarından biri olarak Victor Hugo’nun,Emile Zola’nın,Kafka’nın yanından,ışıklar aleminden insanlığı selamlamaya devam ediyor.
Hayat bize mutlu olma şansı vermedi Biz kendimizden başka Herkesin üzüntüsünü Üzüntümüz, Acısını acımız yaptık. Çünkü dünyanın öbür ucunda Hiç tanımadığımız bir insanın Gözyaşı bile içimizi parçaladı… Kedilere ağladık Kuşların yasını tuttuk. Yüreğimizin yufkalığı Kimi zaman hayat karşısında Bizi zayıf yaptı. Aslında ne güzel şeydir Sevgili… Birinin Derdine üzülmek ve Çare aramak. Ben bütün hayatımda hep Üzüldüm,hep yandım Yaşamak ne güzel be sevgili Sevinerek,severek,sevilerek, Düşünerek… Ve o vazgeçilmez sancılarını Duyarak hayatın
Kürtçe'de kırmızı anlamında kullanılır.
Her on yılda bir yapılan askeri darbelerle hırpalanan,kitapların suç unsuru olduğu,insanlık onurunun telef edildiği bir ülkede doğal olarak demokratik bir toplum oluşturabilmek imkansızdır. Bu bağlamda moderatör(lerin) de iyi niyetine ve de tarafsız olduklarına yürekten inanıyorum.Ve biliyorum ki,her toplum değişir tabular sürgit devam etmez. Zira değişmeyen sadece deliler ve ölülerdir.
Duyulara Övgü
Beden ölür ruh yaşar diyorlar
Ben yaşayamam yapayalnız o kadar
Gözüm olsun isterim bakmak için
Elim olsun isterim okşamak için
Ağzım dilim burnum kulağım
Caddeleri seslendirsin ayağım.
Nihat Avni Aygün
Bütün hayvanlar eşittir.Tüm hayvanların yaşama,barınma,seyahat etme ve mülk edinme hakları vardır.Van kedisiymiş diye bölge ayrımı yapmadan hepsini sevin.Van kedisini Vanlıdır diye bölücülük yaptığı safsatadır,demokrasi en iyisi!
Esasen biz milletçe yeterince bilimsel değiliz.Adamın adı tarihe geçti:Neil Armstrong.Halbuki o zamanlar biz yok tek partiydi,yok çift partiydi,yok Demirel’di,İnönü’ydü,Menderes’ti demeyip gerekli donanıma sahip olsaydık,belki de aya ilk ayak basan kişinin adı Mehmet Nuri Armstrong olacaktı.Çok yazık!
Türkçe biliyorsunuz Ural-Altay dillerine mensupken,Kürtçe Hint –Avrupa dil sülalesindendir. Kürtçe ‘nin keşfi yenidir aslında.Eskiden böyle bir dil yoktu.Sevgili Kürt kardeşlerimiz el kol hareketleriyle konuşur,dumanla haberleşirlerdi.
Ölüm Kampı
Faşizmin Almanya’da insanları öldürmek için açtığı sayıları 1150 kadar olan ölüm evleridir Komünistler,sosyalistler,sosyal demokratlar,Yahudiler,çingeneler bu kamplara toplanmıştır.Her kampın müdürüne “Ölü başı” denılirdi.
Aramızdan ayrılışının 25.yılında halen onu işaret edip,üzerine yürüdüğü sorunlar yumağıyla uğraşırken.ne kadar da haklı bir mücadeleyi yürüttüğünü 25 yıldır hergün birebir yaşayarak görüyoruz.Yaratıları hala güncel,hala derinden etkileyici,hala canlı olduğunun tanığıyız.YılmazGüney ülkemizin,sinemamızın,sanatın yüz aklarından biri olarak Victor Hugo’nun,Emile Zola’nın,Kafka’nın yanından,ışıklar aleminden insanlığı selamlamaya devam ediyor.
Hayat bize mutlu olma şansı vermedi
Biz kendimizden başka
Herkesin üzüntüsünü
Üzüntümüz,
Acısını acımız yaptık.
Çünkü dünyanın öbür ucunda
Hiç tanımadığımız bir insanın
Gözyaşı bile içimizi parçaladı…
Kedilere ağladık
Kuşların yasını tuttuk.
Yüreğimizin yufkalığı
Kimi zaman hayat karşısında
Bizi zayıf yaptı.
Aslında ne güzel şeydir
Sevgili…
Birinin
Derdine üzülmek ve
Çare aramak.
Ben bütün hayatımda hep
Üzüldüm,hep yandım
Yaşamak ne güzel be sevgili
Sevinerek,severek,sevilerek,
Düşünerek…
Ve o vazgeçilmez sancılarını
Duyarak hayatın
Yılmaz Güney
110 metre.