Biliyorum Bir gün bu şehirden gideceksin Pırıl pırıl ışıklı bir istasyonda, Elinde ufacık valizin, Ne yapalım hayat bu, Yaşamak biraz böyle diyeceksin…
İçinde hür maviliklerin özlemi, Küçücük odanı,kitaplarını Ve mahzun bırakıp göklerle baş başa beni Biliyorum, Bir gün bu şehirden gideceksin.
Hiçbir yasak sürgit devam edemez. Tarih denilen olgu yasakların,dogmaların savunucularına karşın onurlu,erdemli,ve her türlü baskılara rağmen yılmayan insanların bizlere armağanıdır.
Açıl yurdum açıl; aç gözünü,yırtılsın karanlıklar.Aç yüreğini; derya olsun sevgiler; uzat elini,kardeşleşsin halklar.Aç, bak,gör.Kalk,gel ve biraz kendini yor.Kapatacaksın gözünü,kolunu yüreğini; yalana,hileye ve zulme.İşte o zaman hep beraber (bem) beyaz bir gelinlik giydireceğiz,ortak vatana. Açıl,ölümle değil,halaya dursun gencecik yürekler-yürekli gençler,dansa,horona, zeybeğe…
Ne demek şimdi bu? Biri bana bu şarkıyı okuyacak (ülke sahibi) şarkıcıyı göstersin.Ya da (ülke) sahibi şarkıcı ne demek? Bu yeryüzünde (ülke) sahibi olan/olmuş/ olacak parasal gücü sahip zenginlikte bir şarkıcı var da bizler mi bilmiyoruz.Bildiğimiz bir şey varsa o da bu ülkede Kürtçede,Lazcada, yaratılan eserleri yorumlayacak çok yetenekli şarkıcılarımız olduğudur.
Neden çamur. Kim bilir belki de atalarımız, kendilerine son derece gerekli olan,tüm ihtiyaçlarını karşılayan su ve toprağa özel bir önem vermişlerdi. Zaten günümüze değin gelen söylenceler(efsaneler) , soyut düşünce sistemleri, Dicle’nin,Fırat’ın,Nil’in sulak ve bol çamurlu topraklarından yeşermişti.
Acaba uzak diyarların tanrıları da insanı çamurdan mı yaratmıştı? Çin efsanelerine göre: “Pen-gu çok kuvvetli bir tanrıydı.Havayı toprak ve gökyüzü olarak ikiye böldü.Sonra öldü. Nefesinden rüzgarlar,sesinden gök gürültüsü,gözlerinden güneş ve ay,vücudundan dağlar,kanından ırmaklar ve denizler,saçlarından yıldızlar,terinden de yağmur meydana geldi. Daha sonra çürüyen bedenimde kaynaşan böceklerden insanlar oluştu.
Zamanla gökyüzünün bir bölümü denizlere düşerek insanlığı yok etti.Bunun üzerine Tanrıça Ngüho yengeç elleriyle gök yüzünü yukarıya kaldırdı, denizleri yeniden sınırlarına itti ve çamurdan yeni bir insan türü yarattı.
ŞAŞKINLIK
Şaşıyorum!
İnsanoğlunun aya gönderdiği füzeye…
Şaşıyorum!
Ekmeklerin bu kadar küçülüp
Çocukların bu kadar büyüdüğüne…
Al takke ver külah,
Yaşayıp gidiyoruz.
Topu topu yumruk kadar bir yürek
Şaşıyorum!
Fethi Giray
BİLİYORUM
Biliyorum
Bir gün bu şehirden gideceksin
Pırıl pırıl ışıklı bir istasyonda,
Elinde ufacık valizin,
Ne yapalım hayat bu,
Yaşamak biraz böyle diyeceksin…
İçinde hür maviliklerin özlemi,
Küçücük odanı,kitaplarını
Ve mahzun bırakıp göklerle baş başa beni
Biliyorum,
Bir gün bu şehirden gideceksin.
Fethi Giray
Zalimi affetmek,mazlumlara acımasızlıktır.
Hiçbir yasak sürgit devam edemez. Tarih denilen olgu yasakların,dogmaların savunucularına karşın onurlu,erdemli,ve her türlü baskılara rağmen yılmayan insanların bizlere armağanıdır.
Kapitalist!
Açıl yurdum açıl; aç gözünü,yırtılsın karanlıklar.Aç yüreğini; derya olsun sevgiler; uzat elini,kardeşleşsin halklar.Aç, bak,gör.Kalk,gel ve biraz kendini yor.Kapatacaksın gözünü,kolunu yüreğini; yalana,hileye ve zulme.İşte o zaman hep beraber (bem) beyaz bir gelinlik giydireceğiz,ortak vatana. Açıl,ölümle değil,halaya dursun gencecik yürekler-yürekli gençler,dansa,horona, zeybeğe…
Behlül Zelal,Günlük.
İdee fix= Fikir düzeltme
İdee fixe=Tedirgin
monomanie=sabit fikir demektir.FR,Sözlük,Google
Ne demek şimdi bu? Biri bana bu şarkıyı okuyacak (ülke sahibi) şarkıcıyı göstersin.Ya da (ülke) sahibi şarkıcı ne demek? Bu yeryüzünde (ülke) sahibi olan/olmuş/ olacak parasal gücü sahip zenginlikte bir şarkıcı var da bizler mi bilmiyoruz.Bildiğimiz bir şey varsa o da bu ülkede Kürtçede,Lazcada, yaratılan eserleri yorumlayacak çok yetenekli şarkıcılarımız olduğudur.
Ne beni sevdin,
Ne de inkar ettin,
Aldın akımı başımdan
Perişan ettin.
Neden çamur. Kim bilir belki de atalarımız, kendilerine son derece gerekli olan,tüm ihtiyaçlarını karşılayan su ve toprağa özel bir önem vermişlerdi. Zaten günümüze değin gelen söylenceler(efsaneler) , soyut düşünce sistemleri, Dicle’nin,Fırat’ın,Nil’in sulak ve bol çamurlu topraklarından yeşermişti.
Acaba uzak diyarların tanrıları da insanı çamurdan mı yaratmıştı? Çin efsanelerine göre:
“Pen-gu çok kuvvetli bir tanrıydı.Havayı toprak ve gökyüzü olarak ikiye böldü.Sonra öldü.
Nefesinden rüzgarlar,sesinden gök gürültüsü,gözlerinden güneş ve ay,vücudundan dağlar,kanından ırmaklar ve denizler,saçlarından yıldızlar,terinden de yağmur meydana geldi. Daha sonra çürüyen bedenimde kaynaşan böceklerden insanlar oluştu.
Zamanla gökyüzünün bir bölümü denizlere düşerek insanlığı yok etti.Bunun üzerine Tanrıça Ngüho yengeç elleriyle gök yüzünü yukarıya kaldırdı, denizleri yeniden sınırlarına itti ve çamurdan yeni bir insan türü yarattı.