Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Almagül Gül
Almagül Gül

HAYAT YAŞANDIĞI KADARDIR... ÖTESİ YA HATIRALARDA BİR İZ, YA DA HAYALLERDE BİR UMUTTUR...

  • kıymet24.07.2015 - 23:16

    İnsan, hayata iki anlam yükler: Biri ağlarken, diğeri gülerken ve tek bir kere kıymet bilir; O da elindekini kaybederken.

  • cennet11.06.2015 - 21:26

    Velhasıl dünyada bir cennet inşa edersen, ölümle cennete yatay geçiş yaparsın. Asıl hayat cennettedir. Demek ki dünyada mümkün olduğunca yaşatmaya bakmak gerek. Fidan dik, kuş besle, evlat büyüt, umut ve sevinç aşıla… İnsanlar senin yanındayken kendilerini cennette gibi kınanmayan, yadırganmayan, dışlanmayan aksine ödüllendirilen, yüceltilen, hoşnut edilen, ikramda bulunulan konumda, özgür hissederlerse sen, bulunduğun yeri cennete benzetmişsin demektir. Cennetin inşaatında bir mühendis, bir mimar, bir usta, kalfa ya da işçi olarak çalışıyorsun demektir.

    Ruhi Mücerret - Murat Menteş

  • kader10.06.2015 - 17:44

    'Bir yelkenli için rüzgar neyse, kader de bir insan için aynı şeydir. Dümen başındaki insan rüzgarın nereden eseceğine karar veremez, ne şiddette eseceğine de, ama kendi yelkenini yönlendirebilir. Ve bu da kimi zaman inanılmaz derecede fark eder. Aynı rüzgar deneyimsiz ya da ihtiyatsız ya da yanlış karar veren bir denizciyi felakete sürüklerken, bir başkasını sakin bir limana ulaştıracaktır. '

    Amin Maalouf

  • serbest kürsü02.06.2015 - 12:45

    Asıl büyük sarhoş benim
    uzaktaki
    ben ki tek damla şarap içmedim
    ekmeğin beyaz zeytinin siyah
    olduğunu biliyorum
    asıl büyük sarhoş benim
    uzaktaki
    benim kusturucu sarhoşluğum
    yoksulluğum

    yüzüme bakmasan da
    yağmura düşürsen de gözlerini
    gözlerime bakmasan da ne kadar
    o kadar aydınlığın gökyüzüme uzanıyor
    uykularımda nefesinin sıcaklığı
    o kadar
    hangi akşam kapımı çalan sen değilsin
    sen değil misin gizli bir kıvılcım gibi
    gözbebeklerimde duran
    umutsuzlandığım her akşam
    senin rüzgârın almıyor mu
    uğultulu yorgunluğumu
    yoksulluğun eşiğinde kapaklandığım zaman
    ellerimden sımsıkı tutmuyor mu senin
    iyimserliğin

    ben bu tezgâhı kurdumsa senin için kurdum
    senin için dokuduğum basma ve pazen
    denizin yeşilinden süzdüğüm balık
    göğün mavisinden çaldığım kuş
    senin için
    felsefe okudumsa
    iktisat okudumsa gece yarıları
    boğazım kurumuş içim bir kalabalık
    sıcacık mısralar okudumsa yunus' dan
    senin için okudum
    geceyarıları

    sen beyaz bir kadınsın
    uzaktaki
    gözlerin aklımdan çıkmıyor
    sen beyaz bir kadınsın
    karanlıkları dinleyen
    uzaktaki
    sarmaşıkları duyuyor musun rüzgârda
    yorgun başını
    üşümüş yastığına koyuyor musun
    uyuyor musun

    ATTİLA İLHAN

  • edebiyat30.05.2015 - 00:30

    Bir halkın özel yaşamı, edebiyatıdır.
    Tutkularını, özlemlerini, düşlerini, yoksunluklarını, inançlarını, çevresindeki dünyaya bakışını, kendisini ve -buna biz de dahil olmak üzere- başkalarını nasıl algıladığını edebiyatla açığa vurur.

  • Pencere21.05.2015 - 19:08

    Pencereler
    sabaha karşı mıydı bilmiyorum
    belki de gece yarısı
    bilmiyorum
    odamın içindeydi yıldızlar
    ve gece kelebekleri gibi
    çırpınıyorlardı camlarınızda
    ben onlara dokunmaktan çekinerek
    açtım sizi pencereler
    salıverdim yıldızları geceye
    aydınlık sınırsız hür geceye
    yapma ayların geçtiği geceye

    Nazım Hikmet Ran

  • ömür21.05.2015 - 09:38

    Asude bir bahardır ömür, gün gelir gazel olur.
    Aldanma dünyanın gamına neş'esine, bir gün gelir yalan olur...

  • hayat19.05.2015 - 00:32

    Ne sahip olduğundur hayat,
    Ne de umdukların bunca zaman.
    Yüreğin kadardır hayat!
    Seviliyorsan renkli,
    Seviyorsan Siyah Beyaz...

    Can Yücel

  • alkış13.05.2015 - 17:28

    'Tiyatronun kulisinde bir gün yangın çıkmış. Palyaço haber vermek için sahneye gelmiş. Herkes bunun bir şaka olduğunu sanıp alkışlamaya başlamış. Palyaço uyarmaya devam ettikçe alkışlar daha da hızlanmış. Sanırım dünyanın sonu, her şeyin bir şaka olduğunu sananların yükselen alkışları arasında gelecek.'

    Søren Aabye Kierkegaard - ” Meseller ”

  • hayat12.05.2015 - 00:00

    Bahçedeki yalnız ağaca ve avlulara, sınırlı bir ömre, küçük bir geceyi aydınlatan ateşböceklerine, ışıltılı bir yola, uçmayı unutan kuşa, tecrübesiz yıldızlara, eski kentin küçük meyhanelerine, işe yaramayan ele, ve yabancılaşan yüze, anılarda kalan yeşile, yanlış yerlerde solan güneşe, serseri bir aşka, taşlara çarpan suların sırrına, yitirdiğimiz ve yeniden bulduğumuz renklere benzer hayat.