Sevdi o hep, yürekten sevdi, Ihanete ugradi; Birakti tek kalemde boynunu egdi, Parasi yoktu belki, Parasiyla degil yüregiyle sevdi, sevildi, Hemde çok sevildi... Belki sevdigini cafeler götüremedi, Ama satmadi sevdasini yüregine ekti, Haklinin yaninda idi, Haksiza demir bir yürekti yikilmadi, Delikanliydi o... Üç seyini çok sevdi, birakamadi; Yarini, sigarasini, birde silahini... Kisa Camel içerdi parasi varken, yani nadiren, Yokende maltepe, Iki mekani çok sevdi; Biri her zamanki gittigi çay ocagi, Biri O' nunla oturdugu agacin alti... Dostlari vardi delikanlinin, Belki kendinden çok daha delikanlilardi onlar, Çok severdi dostlarini... Yagmurda yürümeyi birde O' nu çok sevdi, O iki aliskanligini hiç birakamdi, Duygusaldi, aglamayi çok severdi, Ama hep yalniz aglardi, O' ndan baska kimse görmedi delikanlinin agladigini, O' ndan baskasi silmedi, gözlerinden dökülen yaslari, Onun için hep O vardi, Öyle büyük bir askla seviyordu ki unutamadi, Ne birkaç günlük, nede birkaç aylikti onunki, Bir ömür adini kalbine kazimisti, S atmadi asla sevdasini, Çok aci çekti ama hiç ezilmedi, Belki boynu bükük gezerdi, Ama yüregi hiç bükülmedi, Her zaman dimdik ayakta idi, Dik yürüyüp yüreksiz olmaktansa, Boynu bükük yürüyüp, Demir bir yürek tasimayi arzu etti, Ve hep unutulmak korkusu ile yasadi, Hep sevdigini düsünüp agladi; Yapayalniz... Korkma delikanli O seni unutmadi, Hiç unutmayacak, Çünkü O' da seni sevdi, sevecek, O büyük askini kalbinden hiç silmeyecek..
BIR MARTI MASALI Bir sırrım vardı benim, Kimselere diyemediğim Bir martı yaşardı kaçak.. En kuytusunda yüreğimimim.. İzin almamıştı benden orada yerleşmek için Vurdum kilidi üstüne, Ne su verdim, ne besledim, ölsün diye bekledim! Gün oldu, Çok ağladı.. Özgürlüğe yalvardı Biraz tuhaftı Git dedim, Kaldı.. Tek isteği sana doğru uçmaktı Olmazdı..olmamalıydı Vurdum kilidi üstüne, Ölsün diye bekledim! .. Bir gün. Sana gelirken aleleacele, Açık unuttuğum kapıdan sızıverip gizlice Hiç beklemediğim bir anda Dudaklarımın arasından kanatlandı aniden.. Bir çığlık attı; Öyle bir çığlıktı ki, Sen irktün, Ben utandım.. Yıldızlar ayağımın altında Birer birer ufalandı Başımdan aşağı dökülen, Kaynamış sular değil, Düpedüz hayatımdı Ah işte o martı, Bana ne yaptığını hiç anlamadı. Çünkü o da dünyadan en güzel şeyin, Sevilmek olduğunu sandı Bense hayatımda ilk defa, Sevmeyi tatmıştım yeni. Sana hissettiğim aşkta! Hesapsız kitapsız..hiç karşılıksız Sevmeyi öğrenmiştim Bir martı..bir hata.. Seni kaybettim! Martıya ne mi oldu sonra? Suçluydu..kızgındım Bir kurşun sıktım alnının ortasına Vurdum kilidi üstüne, Ölsün diye bekledim! Son bir gayret seslendi Bir garip baktı yüzüme 'Tamam dedi..özür dilerim Bir hataydı kabul..affet ölmek üzereyim Fakat hemen şimdi söyle..merak ederim.. Madem sevilmek değil, sevmekti istediğin, Onu kaybettin diye sevemez misin? ' Sustum cevap veremedim. Açtım kilitleri Sardım yaralarını.. Yaşasın diye dua ettim. Bir sırrım var hala benim, Kimselere demediğim. Bir martı yaşıyor hür, En kuytusunda yüreğimin!
BIR MARTI MASALI Bir sırrım vardı benim, Kimselere diyemediğim Bir martı yaşardı kaçak.. En kuytusunda yüreğimimim.. İzin almamıştı benden orada yerleşmek için Vurdum kilidi üstüne, Ne su verdim, ne besledim, ölsün diye bekledim! Gün oldu, Çok ağladı.. Özgürlüğe yalvardı Biraz tuhaftı Git dedim, Kaldı.. Tek isteği sana doğru uçmaktı Olmazdı..olmamalıydı Vurdum kilidi üstüne, Ölsün diye bekledim! .. Bir gün. Sana gelirken aleleacele, Açık unuttuğum kapıdan sızıverip gizlice Hiç beklemediğim bir anda Dudaklarımın arasından kanatlandı aniden.. Bir çığlık attı; Öyle bir çığlıktı ki, Sen irktün, Ben utandım.. Yıldızlar ayağımın altında Birer birer ufalandı Başımdan aşağı dökülen, Kaynamış sular değil, Düpedüz hayatımdı Ah işte o martı, Bana ne yaptığını hiç anlamadı. Çünkü o da dünyadan en güzel şeyin, Sevilmek olduğunu sandı Bense hayatımda ilk defa, Sevmeyi tatmıştım yeni. Sana hissettiğim aşkta! Hesapsız kitapsız..hiç karşılıksız Sevmeyi öğrenmiştim Bir martı..bir hata.. Seni kaybettim! Martıya ne mi oldu sonra? Suçluydu..kızgındım Bir kurşun sıktım alnının ortasına Vurdum kilidi üstüne, Ölsün diye bekledim! Son bir gayret seslendi Bir garip baktı yüzüme 'Tamam dedi..özür dilerim Bir hataydı kabul..affet ölmek üzereyim Fakat hemen şimdi söyle..merak ederim.. Madem sevilmek değil, sevmekti istediğin, Onu kaybettin diye sevemez misin? ' Sustum cevap veremedim. Açtım kilitleri Sardım yaralarını.. Yaşasın diye dua ettim. Bir sırrım var hala benim, Kimselere demediğim. Bir martı yaşıyor hür, En kuytusunda yüreğimin!
Öyle Bir ilişkiye tutulursunuz ki Ne sevebilir ne terkedebilirsiniz Kör kütük bağlanmışınızdır aslında En güzel yıllarınızın, acı tatlı hatıralarınızın ortağıdır; iç çekişmelerinizin nedeni; yazılarınızın ilhamı, sohbetlerinizin konusudur. Göz yaşlarınızda, bilinçaltınızda, kahkalarınızdadır. Korkunca saklandığınız bir sığınak, coşunca öptüğünüz bir bayrak... Sevdanız riyasız, çıkarsız, karşılıksızdır. Sınırsız ve nihayetsiz; “Ölmek var, dönmek yok”tur. Gün gelir anlarsınız; içten içe bir şeylerin kanadığını... Tutkulu sevdaların gizli hançerleri başlar parıldamaya Şurasından, burasından eleştirmeye başlarsınız; “Şöyle görünse, öyle demese, değişse biraz ya da eskisi gibi olsa... ” Başkalarını örnek göstermeye, “Bak onlar nasıl yaşıyor” demeye başlarsınız Hem birlikte yaşayıp, hem özgür olmanın yollarını arasınız. Aşkınızın gözü kör değildir artık yanlışını görür düzeltmek istersiniz. “Eskiden böyle miydi ya...” diye başlayan sohbetlerde açılır eleştirilerin kapısı; açıldıkça, bastırılmış itirazlar yükselir bilinçaltından... Böyle sürmeyeceğini bilirsiniz. Değişsin istersiniz. O sevgisizliğinize yorar bunu... İhanete sayar. Tutkulu ilişkilerde ihanetin bedeli ölümdür. “Ya sev böyle ya da terk et” diye gürler... Bir zamanlar bir gülücüğüyle alacakaranlığı ısıtan o rüya, bir kabusa dönüşür birden... Kapatır gönlünün kapılarını, yasaklar kendini size... Hoyrattır, bakmaz yüzünüze... Zehir akar dilinden, konuşturmaz, suçlar, yargılar, mahkum eder; mühürler dudaklarınızı, yırtar atar yazdıklarınızı, siler sizi defterden... “İyiliğin içindi hepsi, seni sevdiğim için...” dersiniz, dinletemezsiniz. Ayrılırsanız, yaşayamayacağınızı bilirsiniz, ama öyle de sevemezsiniz. İhanetten kırılmıştır kaleminiz; severek terk edersiniz... “Madem öyle...”nin çağı başlar ondan sonra... Madem ki siz böylesine tutkunken, o hep başkalarını seçmiştir, madem ki kıymetinizi bilmemiştir, o halde “Günah sizden gitmiştir” Lanet ederek bu karşılıksız aşka, çekip gitmeleri denersiniz. Aşkın göçmenlik çağı başlar böylece... Daha özgür olacağınız limanlara demirlersiniz bir süre... Ne var ki unutamazsınız, uzaktan uzağa izlersiniz olup biteni... Etrafı bir sürü uğursuzla dolmuş, kurda kuşa yem olmuştur. Delikanlılar, elikanlılar, uğruna ölenler, sırtına binenler sarmıştır çevresini... Gurur duyar onlarla, koynunda besler, gözünü oysunlar diye... Uğruna kan dökenleri sever, yoluna gül dökenlerden fazla... “Bana ne... kendi seçimi” diye omuz silkmeye çabalarsınız bir süre... Ama sonra... Ansızın kulağınıza çalan bir şarkı ya da kapı aralığından süzülüp gelen bir koku, hatırlatır onu yeniden... Yaban ellerde, başka kollarda ondan bahseder ağlarsınız. Kokusunu özlersiniz; türküsünü söylemeyi, şarkısını dinlemeyi, yemeğini yemeyi, elinden bir kadeh şarap içmeyi... Karşı nehrin kenarından hasret şiirleri haykırırsınız, sular kulağına fısıldasın diye... dönüp “Seni hala seviyorum” diye bağırmak geçer içinizden... dönemezsiniz. Görmedikçe bağlanır, uzaklaştıkça yakınlaşırsınız. Anlarsınız ki bir çaresiz aşktır bu, ne onunla, ne de onsuz... Hem kollarında ölmek, kucağına gömülmek arzusu, Hem “Ne olacak sonunda” kuşkusu... Böyle sevemezsiniz, terk de edemezsiniz, sürünür gidersiniz.
Korkmuyorum Seni Sevmekten . Kaçmaya çalistigin gerçek, Birgün karsina çikacak. Ve iste o gün Kaçacak yerin olmayacak. Ben senin varligini seviyorum, Yoklugunu seviyorum Sana ulasamadigim dakikalarda. Seni duymayi Seni özlemeyi Hiç görmesem bile seninle olmayi seviyorum. Hiç korkmuyorum seni sevmekten. Senin gülüsünü seviyorum. Her bana bakisinda Gözlerinede okudugum o duyguyu Gözlerindeki gözlerimi seviyorum. Gönlünü seviyorum Özünü seviyorum senin Dudaklarindaki sözlerimi seviyorum Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Ben sendeki o sicakligi Sana olan uzakligi seviyorum. Yanaklarindan akan göz yaslarini En çok, daginik oldugunda saçlarini Beni arayan ellerini seviyorum. Yalnizligimi seviyorum sebebi sensen Ayriligini seviyorum, En çok yalniz kaldigimda Beni bulan gönlünü seviyorum. Ben en çok senin bana olan Sevgini seviyorum. Içimden haykirmak geliyor. Dünyaya sigdiramadigim seni Kalbime sigdirmak geliyor. Aglamak geliyor seni görmezsem Özlemek geçiyor içimden seni Sevmek geçiyor. I çimden sana dogru giden Bin bir türlü yol geçiyor. Içimden sen mutlu olacaksan Ölmek bile geçiyor gülüm. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Ben yalnizca seni seviyorum, Ne o muhtesem güzelligin Ne kalbimdeki özelligin Ne de sevdigim için degil, Seni yalnizca sen oldugun için, Ruhun için Kalbin için Aklin ve sevgin için seviyorum seni. Ben seni en çok kendim için seviyorum Belki de ilk defa bencil olusumu Sana borçlu oldugum için. Seni her sey için seviyorum. Ve sahip olmadigim Hiçbir sey için. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Her dakika seninle olmayi seviyorum. Gözlerimi her açtigimda Aklima gelisini seviyorum. Her gece uyumadan önce Seni sevdigim aklima gelince Sensiz uyumayi bile seviyorum Uyumadan önce seni düsününce. Ben seni en çok Umutsuzlugumda beni buldugun için seviyorum. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Ben seni bu sehirde oldugun için degil Benimle ayni topraga ayak bastigin için Benimle ayni gökyüzünü paylastigin için seviyorum. Geceleri benim yüzüme vuran ay isigi Senin de gözlerine vurdugu için seviyorum. Benim kemiklerimi isitan yaz günesi Sana da sicaklik veriyor diye seviyorum seni. Bes bin yasindaki bu dünyada Benimle ayni zamani paylastigin için seviyorum. Ben seni benimle yasadigin için Benden hiç gitmedigin için seviyorum Beni hiç terketmedigin için. Ellerini seviyorum tanriya açildiginda Kalbini seviyorum kapilari açildiginda Ve gözlerini seviyorum Her karsimda kapanip açildiginda. Bana baktiginda Içimde yakaladigin coskumu seviyorum, Her bana baktiginda Seni sevdigimi hatirlamayi seviyorum. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Her kibrit çaktigimda Alevin içinde seni görmeyi seviyorum. Her sigara yaktigimda Dumanin seklinde seni görmeyi seviyorum. Her bana baktiginda O kadar çok seviyorum ki seni sevmeyi Yalnizca sen oldugun için hayatimda Kendimi bile seviyorum Sen olunca aklimda. Kalbimi seviyorum seni seviyor diye Gözlerimi seviyorum seni görüyor diye. Ruhumu seviyorum, seni ruhuna Bu kadar yakin diye. Varligimi seviyorum, Sirf sana borçlu oldugum için Mutlugumu seviyorum. Gülümsememi seviyorum seni düsününce Ayakta kalisimi seviyorum sebebi sen olunca Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Ben sana olan sevgimi yazan Kalemimi seviyorum. Senin adini yazdigim kagidi seviyorum. Sana olan sevgime benzettigim Her sevgiyi seviyorum. Bana seni hatirlatan herseyi Sana giden yollari seviyorum. O kadar çok seviyorum ki seni Seni kaybetmek korkusunu bile, Içinde yalnizca, sen oldugun için Sana karsi duydugum bir duygu oldugu için Korkumun sebebinde sen oldugun için seviyorum. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Seni seviyorum. . Murat Apaydin . .
Sevdi o hep, yürekten sevdi,
Ihanete ugradi;
Birakti tek kalemde boynunu egdi,
Parasi yoktu belki,
Parasiyla degil yüregiyle sevdi, sevildi,
Hemde çok sevildi...
Belki sevdigini cafeler götüremedi,
Ama satmadi sevdasini yüregine ekti,
Haklinin yaninda idi,
Haksiza demir bir yürekti yikilmadi,
Delikanliydi o...
Üç seyini çok sevdi, birakamadi;
Yarini, sigarasini, birde silahini...
Kisa Camel içerdi parasi varken, yani nadiren,
Yokende maltepe, Iki mekani çok sevdi;
Biri her zamanki gittigi çay ocagi,
Biri O' nunla oturdugu agacin alti...
Dostlari vardi delikanlinin,
Belki kendinden çok daha delikanlilardi onlar,
Çok severdi dostlarini...
Yagmurda yürümeyi birde
O' nu çok sevdi,
O iki aliskanligini hiç birakamdi,
Duygusaldi, aglamayi çok severdi,
Ama hep yalniz aglardi,
O' ndan baska kimse görmedi delikanlinin agladigini,
O' ndan baskasi silmedi, gözlerinden dökülen yaslari,
Onun için hep
O vardi,
Öyle büyük bir askla seviyordu ki unutamadi,
Ne birkaç günlük, nede birkaç aylikti onunki,
Bir ömür adini kalbine kazimisti, S
atmadi asla sevdasini,
Çok aci çekti ama hiç ezilmedi,
Belki boynu bükük gezerdi,
Ama yüregi hiç bükülmedi,
Her zaman dimdik ayakta idi,
Dik yürüyüp yüreksiz olmaktansa,
Boynu bükük yürüyüp,
Demir bir yürek tasimayi arzu etti,
Ve hep unutulmak korkusu ile yasadi,
Hep sevdigini düsünüp agladi;
Yapayalniz...
Korkma delikanli O seni unutmadi,
Hiç unutmayacak,
Çünkü O' da seni sevdi, sevecek,
O büyük askini kalbinden hiç silmeyecek..
Aşk Kendi İsteğinle Tutsak Olmaktır :)
BIR MARTI MASALI
Bir sırrım vardı benim,
Kimselere diyemediğim
Bir martı yaşardı kaçak..
En kuytusunda yüreğimimim..
İzin almamıştı benden orada yerleşmek için
Vurdum kilidi üstüne,
Ne su verdim, ne besledim, ölsün diye bekledim!
Gün oldu,
Çok ağladı..
Özgürlüğe yalvardı
Biraz tuhaftı
Git dedim,
Kaldı..
Tek isteği sana doğru uçmaktı
Olmazdı..olmamalıydı
Vurdum kilidi üstüne,
Ölsün diye bekledim! ..
Bir gün.
Sana gelirken aleleacele,
Açık unuttuğum kapıdan sızıverip gizlice
Hiç beklemediğim bir anda
Dudaklarımın arasından kanatlandı aniden..
Bir çığlık attı;
Öyle bir çığlıktı ki,
Sen irktün,
Ben utandım..
Yıldızlar ayağımın altında
Birer birer ufalandı
Başımdan aşağı dökülen,
Kaynamış sular değil,
Düpedüz hayatımdı
Ah işte o martı,
Bana ne yaptığını hiç anlamadı.
Çünkü o da dünyadan en güzel şeyin,
Sevilmek olduğunu sandı
Bense hayatımda ilk defa,
Sevmeyi tatmıştım yeni.
Sana hissettiğim aşkta!
Hesapsız kitapsız..hiç karşılıksız
Sevmeyi öğrenmiştim
Bir martı..bir hata..
Seni kaybettim!
Martıya ne mi oldu sonra?
Suçluydu..kızgındım
Bir kurşun sıktım alnının ortasına
Vurdum kilidi üstüne,
Ölsün diye bekledim!
Son bir gayret seslendi
Bir garip baktı yüzüme
'Tamam dedi..özür dilerim
Bir hataydı kabul..affet ölmek üzereyim
Fakat hemen şimdi söyle..merak ederim..
Madem sevilmek değil, sevmekti istediğin,
Onu kaybettin diye sevemez misin? '
Sustum cevap veremedim.
Açtım kilitleri
Sardım yaralarını..
Yaşasın diye dua ettim.
Bir sırrım var hala benim,
Kimselere demediğim.
Bir martı yaşıyor hür,
En kuytusunda yüreğimin!
BIR MARTI MASALI
Bir sırrım vardı benim,
Kimselere diyemediğim
Bir martı yaşardı kaçak..
En kuytusunda yüreğimimim..
İzin almamıştı benden orada yerleşmek için
Vurdum kilidi üstüne,
Ne su verdim, ne besledim, ölsün diye bekledim!
Gün oldu,
Çok ağladı..
Özgürlüğe yalvardı
Biraz tuhaftı
Git dedim,
Kaldı..
Tek isteği sana doğru uçmaktı
Olmazdı..olmamalıydı
Vurdum kilidi üstüne,
Ölsün diye bekledim! ..
Bir gün.
Sana gelirken aleleacele,
Açık unuttuğum kapıdan sızıverip gizlice
Hiç beklemediğim bir anda
Dudaklarımın arasından kanatlandı aniden..
Bir çığlık attı;
Öyle bir çığlıktı ki,
Sen irktün,
Ben utandım..
Yıldızlar ayağımın altında
Birer birer ufalandı
Başımdan aşağı dökülen,
Kaynamış sular değil,
Düpedüz hayatımdı
Ah işte o martı,
Bana ne yaptığını hiç anlamadı.
Çünkü o da dünyadan en güzel şeyin,
Sevilmek olduğunu sandı
Bense hayatımda ilk defa,
Sevmeyi tatmıştım yeni.
Sana hissettiğim aşkta!
Hesapsız kitapsız..hiç karşılıksız
Sevmeyi öğrenmiştim
Bir martı..bir hata..
Seni kaybettim!
Martıya ne mi oldu sonra?
Suçluydu..kızgındım
Bir kurşun sıktım alnının ortasına
Vurdum kilidi üstüne,
Ölsün diye bekledim!
Son bir gayret seslendi
Bir garip baktı yüzüme
'Tamam dedi..özür dilerim
Bir hataydı kabul..affet ölmek üzereyim
Fakat hemen şimdi söyle..merak ederim..
Madem sevilmek değil, sevmekti istediğin,
Onu kaybettin diye sevemez misin? '
Sustum cevap veremedim.
Açtım kilitleri
Sardım yaralarını..
Yaşasın diye dua ettim.
Bir sırrım var hala benim,
Kimselere demediğim.
Bir martı yaşıyor hür,
En kuytusunda yüreğimin!
Bir gece yarısı çalınsa kapım
Tamda kaçmışken uykularım
Bir gülümseyen yüz görsem
Bir dost ele varken ihtiyacım
Dost dediğin davetsiz gelmeli
Geceyi gündüzü bir görmeli
Ne zaman yansa yüreğim
Göz yaşlarımı o silmeli
Umut Gül
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...
NE DENİR Kİ?
O BİR EFSANE!
Yeraltına çekilme günü..
Taşımalı doğanın coşkun gizini,
Yaşamın tedirginliklerini de.
Aşksa..
Mutlaka yasadışı olmalı.
Aşka ve Terke Dair
Öyle Bir ilişkiye tutulursunuz ki
Ne sevebilir ne terkedebilirsiniz
Kör kütük bağlanmışınızdır aslında
En güzel yıllarınızın, acı tatlı hatıralarınızın ortağıdır;
iç çekişmelerinizin nedeni;
yazılarınızın ilhamı, sohbetlerinizin konusudur.
Göz yaşlarınızda, bilinçaltınızda, kahkalarınızdadır.
Korkunca saklandığınız bir sığınak,
coşunca öptüğünüz bir bayrak...
Sevdanız riyasız, çıkarsız, karşılıksızdır.
Sınırsız ve nihayetsiz;
“Ölmek var, dönmek yok”tur.
Gün gelir anlarsınız; içten içe bir şeylerin kanadığını...
Tutkulu sevdaların gizli hançerleri başlar parıldamaya Şurasından, burasından eleştirmeye başlarsınız;
“Şöyle görünse, öyle demese, değişse
biraz ya da eskisi gibi olsa...
” Başkalarını örnek göstermeye,
“Bak onlar nasıl yaşıyor” demeye başlarsınız
Hem birlikte yaşayıp, hem özgür olmanın yollarını arasınız. Aşkınızın gözü kör değildir artık yanlışını görür düzeltmek istersiniz.
“Eskiden böyle miydi ya...” diye başlayan sohbetlerde açılır eleştirilerin kapısı;
açıldıkça, bastırılmış itirazlar yükselir bilinçaltından...
Böyle sürmeyeceğini bilirsiniz.
Değişsin istersiniz.
O sevgisizliğinize yorar bunu...
İhanete sayar.
Tutkulu ilişkilerde ihanetin bedeli ölümdür.
“Ya sev böyle ya da terk et” diye gürler...
Bir zamanlar bir gülücüğüyle
alacakaranlığı ısıtan o rüya,
bir kabusa dönüşür birden...
Kapatır gönlünün kapılarını, yasaklar kendini size...
Hoyrattır, bakmaz yüzünüze...
Zehir akar dilinden, konuşturmaz, suçlar, yargılar,
mahkum eder; mühürler dudaklarınızı, yırtar atar yazdıklarınızı, siler sizi defterden...
“İyiliğin içindi hepsi, seni sevdiğim için...”
dersiniz, dinletemezsiniz.
Ayrılırsanız, yaşayamayacağınızı bilirsiniz,
ama öyle de sevemezsiniz.
İhanetten kırılmıştır kaleminiz;
severek terk edersiniz...
“Madem öyle...”nin çağı başlar ondan sonra...
Madem ki siz böylesine tutkunken,
o hep başkalarını seçmiştir,
madem ki kıymetinizi bilmemiştir,
o halde “Günah sizden gitmiştir”
Lanet ederek bu karşılıksız aşka,
çekip gitmeleri denersiniz.
Aşkın göçmenlik çağı başlar böylece...
Daha özgür olacağınız limanlara demirlersiniz bir süre...
Ne var ki unutamazsınız, uzaktan uzağa izlersiniz olup biteni...
Etrafı bir sürü uğursuzla dolmuş,
kurda kuşa yem olmuştur.
Delikanlılar, elikanlılar, uğruna ölenler, sırtına binenler sarmıştır çevresini...
Gurur duyar onlarla, koynunda besler,
gözünü oysunlar diye... Uğruna kan dökenleri sever,
yoluna gül dökenlerden fazla...
“Bana ne... kendi seçimi” diye
omuz silkmeye çabalarsınız bir süre...
Ama sonra...
Ansızın kulağınıza çalan bir şarkı ya da kapı aralığından süzülüp gelen bir koku, hatırlatır onu yeniden...
Yaban ellerde, başka kollarda ondan bahseder ağlarsınız. Kokusunu özlersiniz; türküsünü söylemeyi, şarkısını dinlemeyi,
yemeğini yemeyi, elinden bir kadeh şarap içmeyi...
Karşı nehrin kenarından hasret şiirleri haykırırsınız,
sular kulağına fısıldasın diye...
dönüp “Seni hala seviyorum” diye bağırmak geçer içinizden... dönemezsiniz.
Görmedikçe bağlanır, uzaklaştıkça yakınlaşırsınız.
Anlarsınız ki bir çaresiz aşktır bu,
ne onunla, ne de onsuz...
Hem kollarında ölmek, kucağına gömülmek arzusu,
Hem “Ne olacak sonunda” kuşkusu...
Böyle sevemezsiniz,
terk de edemezsiniz,
sürünür gidersiniz.
Can Dündar
Korkmuyorum Seni Sevmekten
.
Kaçmaya çalistigin gerçek,
Birgün karsina çikacak.
Ve iste o gün Kaçacak yerin olmayacak.
Ben senin varligini seviyorum,
Yoklugunu seviyorum
Sana ulasamadigim dakikalarda.
Seni duymayi Seni özlemeyi
Hiç görmesem bile seninle olmayi seviyorum.
Hiç korkmuyorum seni sevmekten.
Senin gülüsünü seviyorum.
Her bana bakisinda
Gözlerinede okudugum o duyguyu
Gözlerindeki gözlerimi seviyorum.
Gönlünü seviyorum
Özünü seviyorum senin Dudaklarindaki sözlerimi seviyorum Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Ben sendeki o sicakligi Sana olan uzakligi seviyorum. Yanaklarindan akan göz yaslarini
En çok, daginik oldugunda saçlarini
Beni arayan ellerini seviyorum.
Yalnizligimi seviyorum sebebi sensen
Ayriligini seviyorum,
En çok yalniz kaldigimda
Beni bulan gönlünü seviyorum.
Ben en çok senin bana olan Sevgini seviyorum.
Içimden haykirmak geliyor.
Dünyaya sigdiramadigim seni Kalbime sigdirmak geliyor. Aglamak geliyor seni görmezsem
Özlemek geçiyor içimden seni
Sevmek geçiyor. I
çimden sana dogru giden Bin bir türlü yol geçiyor.
Içimden sen mutlu olacaksan Ölmek bile geçiyor gülüm.
Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Ben yalnizca seni seviyorum,
Ne o muhtesem güzelligin Ne kalbimdeki özelligin
Ne de sevdigim için degil, Seni yalnizca sen oldugun için, Ruhun için Kalbin için Aklin ve sevgin için seviyorum seni. Ben seni en çok kendim için seviyorum
Belki de ilk defa bencil olusumu Sana borçlu oldugum için. Seni her sey için seviyorum. Ve sahip olmadigim
Hiçbir sey için.
Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Her dakika seninle olmayi seviyorum.
Gözlerimi her açtigimda Aklima gelisini seviyorum.
Her gece uyumadan önce
Seni sevdigim aklima gelince
Sensiz uyumayi bile seviyorum
Uyumadan önce seni düsününce.
Ben seni en çok Umutsuzlugumda beni buldugun için seviyorum.
Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Ben seni bu sehirde oldugun için degil
Benimle ayni topraga ayak bastigin için
Benimle ayni gökyüzünü paylastigin için seviyorum.
Geceleri benim yüzüme vuran ay isigi
Senin de gözlerine vurdugu için seviyorum.
Benim kemiklerimi isitan yaz günesi
Sana da sicaklik veriyor diye seviyorum seni.
Bes bin yasindaki bu dünyada
Benimle ayni zamani paylastigin için seviyorum.
Ben seni benimle yasadigin için
Benden hiç gitmedigin için seviyorum
Beni hiç terketmedigin için.
Ellerini seviyorum tanriya açildiginda
Kalbini seviyorum kapilari açildiginda
Ve gözlerini seviyorum Her karsimda kapanip açildiginda. Bana baktiginda Içimde yakaladigin coskumu seviyorum,
Her bana baktiginda Seni sevdigimi hatirlamayi seviyorum. Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Her kibrit çaktigimda Alevin içinde seni görmeyi seviyorum. Her sigara yaktigimda
Dumanin seklinde seni görmeyi seviyorum.
Her bana baktiginda O kadar çok seviyorum ki seni sevmeyi Yalnizca sen oldugun için hayatimda Kendimi bile seviyorum Sen olunca aklimda. Kalbimi seviyorum seni seviyor diye Gözlerimi seviyorum seni görüyor diye.
Ruhumu seviyorum, seni ruhuna Bu kadar yakin diye. Varligimi seviyorum, Sirf sana borçlu oldugum için
Mutlugumu seviyorum.
Gülümsememi seviyorum seni düsününce
Ayakta kalisimi seviyorum sebebi sen olunca
Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Ben sana olan sevgimi yazan Kalemimi seviyorum.
Senin adini yazdigim kagidi seviyorum.
Sana olan sevgime benzettigim Her sevgiyi seviyorum.
Bana seni hatirlatan herseyi Sana giden yollari seviyorum.
O kadar çok seviyorum ki seni
Seni kaybetmek korkusunu bile, Içinde yalnizca,
sen oldugun için Sana karsi duydugum bir duygu oldugu için Korkumun sebebinde sen oldugun için seviyorum.
Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
Seni seviyorum.
.
Murat Apaydin
.
.
Ölümlü Dünya
Ben yaşamak istiyorum
Gencim daha
Söyleyecek çok şeylerim var
İnsanlara ve Allaha
Ben yaşamak istiyorum
Hayata doymadım henüz
Bir gün yarıda kalmış bir film gibi
Bitecek mi ömrümüz?
Ben yaşamak istiyorum
Şu ölümlü dünyada
Ölüm güzel olsa da
Ben yaşamak istiyorum
Hayat dolu ellerim, kalbim, başım
Yaşamak için yaratılmışım
Ümit Yaşar Oğuzcan