Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • ırak savaşı17.07.2005 - 19:31

    Savaş değil bir işgal bir katliam kan barut gözyaşı haksızlık ve soykırım
    sebeplerini ise bir masalımsı şiirle anlattım.Aşağıya alıyorum



    Büyüklere Masallar (Yalan Rüzgarları) (1)



    2003 Mart ayını gösterir tarihler
    Devletlerden bir devlet
    Kitle imha silahı bulundurur
    Süper güçler tehlikeye düşer
    Yetmiyormuş gibi kafa da tutar
    Gelin gelin geleceğiniz varsa
    Göreceğiniz de var
    Sizi çöle saplayalım da
    Görün gününüzü

    Çağrıya uyulur gidilir
    Oraya kadar gidilmişken işgal edilir
    Diktatörlerin heykelleri halkla el ele
    Davul zurna ve halk oyunları eşliğinde
    Kırılır parçalanır devrilir
    Halk conolarla elele gönül gönüle
    ne de olsa özgürler
    Masal bu ya

    Aniden ciddi devlet adamları
    Sahtekar dolandırıcı yalancı
    Oluverir...
    Maskeler düşer kel görünür
    Akşam söyler sabah yalanlar
    Haçlı Seferleri mi kim çıkarıyor bu
    Yalanları kim söylüyor
    Devlet devlet değil
    Halk da halk değil
    Masal bu ya
    Yalan rüzgarı devam eder eder

    Kitle imha silahları bulunmaz
    Oysa alet edavat zırzavat
    Onlardan gitmiş
    Bedeli nakit tahsil edilmiş
    Faturaları saklanmış
    Elma dersem çık
    Armut dersem çıkma
    Ne söylenirse söylensin
    Muzur silahlar çıkmaz ortaya
    Oyun bozan ya koca koca devletlerin
    Oyunlarını bozacak
    Kafaya koymuş bir kere
    Ne çare......
    El Kaide Örgütünden
    Eser yok kıyı köşe bucak aranır
    Taşların tepelerin altlarına bile bakılır
    Ne gezer yeller esiyor yerlerinde
    Buhar olur uçar masal bu ya

    O arada hesap da olmayan birşey olur
    Diktatör yakalanır perişan bitkin
    Yorgun hasta zavallı bir şekil de
    Güzelce saç baş
    Tepeden aşağı muayene edilir
    Medeni doktorlara emanet edilir
    Avukatlar tutulur özel adalar alınır
    Yatlar katlar e..e...e insan hakları malum
    İnsanlık öldü mü adil özgür demokrat insanlar
    Elinde emniyette ne de olsa
    O erer mutluluğa biz çıkalım kerevetine

    Masal bu ya her şey iyiye giderken
    Yalan rüzgarları tersten esmeye başlar
    İşler bozulur zaman bu durur mu yerli yerinde
    Hızla akar 2004 Ramazan ayı gelir çatar
    Beyaz bembeyaz pembe pespembe saraylarda
    İftarlar verilir kardeşlik dostluk oyunları oynanır
    Derken bin aydan hayırlı kadir gecesi gelir
    İşte tam o gece kadir gecesi
    Top tüfek medeniyet icadı ne varsa kullanılır
    Genç yaşlı çoluk çocuk ne çıkarsa katledilir
    Yetmez camiler kurşunlanır insanlar öldürülür
    Ölenler sokak köpeklerine yem edilir
    Kalanlar bin pişman her tür eziyet düşmanın başı ezilir
    Kendilerini Fırat'a atanlar öldürülür al kanlara boyanır
    Masal devam eder masal içinde hepimiz hepiniz
    Bütün dünya yar alır rol alır

    Kanlar donmuş
    Diller susmuş
    Gönüller kararmış
    Gözyaşları taşlaşmış
    Eller semaya açılmış
    Bir daha kapanmamış
    Masal burada kesilir
    Naziler Hitler
    Gelmiş geçmiş bütün bildik tanıdık
    Diktatörler aranır aranır
    Rahmet okunmak için aranır
    Masal burada biter
    Zahmetin Rahmete
    Acının tatlıya ulaşacağı günler
    Beklenir beklenir dilenir dilenir

    Necmiye Sarpkaya




    (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

  • anne17.07.2005 - 19:23

    Anne ilk sevgili ilk öğretmen bizi dünyaya taşıyan bakan büyüten yetiştiren melek.


    Anneme Şiir

    Çoğul düşler diyarındaydım
    Dün gece anne
    Sen yoğun bakım ünitesinde
    Cihazlara bağlı gidip gelirken
    Ölümle yaşam arası mücadele verirken
    Ben neler yaşadım bilemezsin
    Bilemezsin anneciğim
    Soğuk hastane odasında ölümle burun buruna
    Çiçeklenmişken bahar dalları yeşermişken umutlar
    Ben vedaya henüz hazır değilmişim anneciğim

    Umut ağacına sarılmış gönlüm
    Dallarına tutunmuş düşüncelerim
    Geçmişle gelecek arası mekik dokurken
    Asla bugünü yaşamıyordum anne
    Gözlerim, sıcacık beni tutan büyüten
    Korumaya çalışan ellerinde takılıydı
    Neler neler yaşadım ben anlatamam
    Sen anlayabilir misin bilmiyorum anneciğim
    Biliyorsun ben hemen ağlayamam
    Dün gece de ağlayamadım
    İçim kan ağlasa da gözlerimden yaş akmaz
    Ne zamanki normale dönüp odana getirdiler
    Verilen ilaçların tesirinden gözlerini yarı aralayıp
    Çimen yeşili her zaman çok beğendiğim gözlerinle
    Bana bakıp yanıma yat üstünü ört deyinceye kadar
    Unuttun mu ben de artık anneyim anne
    Bir anne için çocukları hep çocuk mu kalıyor
    Sahi öylemi anne söyler misin hala çocuklarını mı düşünüyorsun
    Hiç şüphem yok öyle yapıyorsun anne
    İşte o an için için gözyaşlarımı içime akıttım
    Damla damla boncuk boncuk herkesten sakladığım gözyaşlarımı
    Bunu biliyor musun anneciğim bilmeni de istemedim
    Kendin için değil bizim için yaşamak istediğini yeniden anladım

    Sabah gözünü açar açmaz ben iyiyim sen yorgunsun
    Hasta olmayasın dedin anne neden kendini hiç düşünmezsin
    Oysa ben hiç bu kadar iyi olmamıştım sen yeniden hayata dönmüştün anne
    Hala gözlerimi üretken olan ellerinden sevecen gözlerinde ayıramıyorum
    Sen yorulmadan mı bizi büyütürken hiç gül benzin solmadı mı
    Bunları sana söylemek istedim oysa hiç konuşamadım
    Söyleyemediğim duygularımı hiç olmazsa yazıyorum
    Okyanusların gel gitleri gibi duygu seli duygu fırtınası içerisinde
    Sana neler anlatabilirdim neler söylemek isterdim bir bilsen
    Duygular neden gizlenir neden aramızda sırlar olur bilemedim anne
    Sen çiçekleri bitkileri ağaçları çok seversin bilirim
    Ama şunu biliyorum ki papatyalara aşıksın bana benzettiğin için
    İncileri de seversin oysa güzel kuğu boynuna asla takmadın onları
    Bizi incilere benzettip hep gurur duyduğun için seversin
    Gözlerin nemlendi kaçırıyorsun yine benden
    Merak etme ağlayabilirsin anne ben biliyorum ki
    Ağlarken de gülerken de bizim için atıyor tekleyen kalbin
    Duygularını neden saklıyorsun anne ben başucunda bu şiiri yazarken
    Sen yine daldın ilaçların tesirinden güzel gözlerini kapattın
    Ne olur anne bir daha kapatma aç gözlerini tut ellerimi
    Çoğul düşler diyarına yolculuğum bitecek birazdan
    Ama sana olan sevgim ihtiyacım hiç bitmeyecek
    Bitmeyecek canım anneciğim

    Necmiye Sarpkaya

    30-04-2005

    Necmiye Sarpkaya




    (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




    Annem



    Bereketsin soframda annem
    Rahmet iksirisin yeryüzünde
    Merhamet timsalisin gözümde
    Güçsün kuvvetsin dermansın dizimde
    Hayatımı saran sarmalayan fermansın

    İçimi ısıtan sıcacık güneş
    Dünyayı aydınlatan en parlak yıldız
    Havamsın suyumsun huyumsun
    Toprağımsın bahçemsin çiçeğimsin annem

    Dostum sırdaşım yoldaşım
    Cefalı kahırlı vefalı
    Zarif kırılgan naifsin
    İlimsin irfansın öğütsün örneksin

    Evsin barksın tüten ocaksın
    Köşesin bucaksın daima açık kucaksın
    Gülümseyen gülen bilensin
    En uzun bir nefessin annem

    Sevensin sevilensin sevdirensin
    Bir öpücüksün en tatlısından
    Bir sessin en güzelinden
    Bir nefessin en temizinden
    Annem canım annem

    08.05.2005

    (Anneler günü dolayısıyla bütün annelere armağanımdır)

    Necmiye Sarpkaya

  • sevgi13.07.2005 - 08:47

    En anlamlı en gizemli sözcük hayatın temeli
    herşeyin başı başlangıcı sevgi.Nesir denememi
    aşağıya alıyorum


    Sevgi! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !



    Sevgi; sihirli sözcük yeryüzündeki en anlamlı en gizemli en ilgi çekici ve geniş kapsamlı sözcük.
    İnce bir sızı ile bir çarpıntı bir kıpırtı ile sakin,uysal bir yürekte başlar evvela. Ansızın bir damla,bir katre bir zerre gibi başlayan sevgi süratle büyür.Gönül toprağında başlayan ince sızı havasını,suyunu ve gübresini gönül denen derya deniz geniş ortamda bulur ve adeta hormonlanır.Geriye sevgiliyi haberdar etmek kalır,sevgi büyümüş serpilmiş o geniş topraklar dar gelmeye dışa sızmaya dışarıya açılmaya hazırlanmıştır.Sevginin üstünü örten
    gizemli tül yavaş yavaş aralanmış,gözle görülmeye elle tutulmamaya başlanmış tam kıvama gelmiştir.İşte o an haberdar etme anı gelmiş geçmektedir.Özlemler,elem ve kederler acılar başlamıştır.Sevgiliyi görmeden sesini duymadan yaşamak çile ızdırap verir olmuştur.Onun her sözü her davranışı güzel ve özeldir.O muhteşemdir,o kusursuz o hatasız o her şeydir.Candır damarlar da dolaşan kandır.Yaşam ağacının kökü tek yaşam sebebi ve yegane gayedir.O manadır o özdür o biçimdir seven için sevgili herşeydir.
    Sevgi yavaş yavaş gönülden gönüle sızacak akacak bir yol bulur ve kabul görür.Canan canın sunmuş olduğu en güzel ve en özel armağanı nasıl reddedebilir ki? edemez alır kabul eder.Gönül diğer gönülle buluşmuş koklaşmış anlaşmıştır.Zaman ve mekan önemli değildir samanlık seyran olacaktır. Ve öyle olur gün gelir sevinir gün gelir ağlaşırlar ama beraberlerdir herşey paylaşılır,acılar sevinçler hüzünler herşey paylaşılır.Sevgilinin eline batan bir diken sevenin gönlüne batar kanatır yaralar.Izdırabı kelimelerle anlatılamaz. İfade edilemez.
    Ne olursa işte ondan sonra olur.Olaylar başlar; seven yitinemez,kanmaz ve doymaz sevgili tamemen onun olmalıdır bu ona verilmiş temel bir haktır. Sevgili aldığı her nefesi,söylediği her sözü onun için söylemeli,ona göre konuşmalı,ona göre davranmalı ona göre biçimlenmeli ve kılık kıyafetini ona göre düzenlemeli onun gönlünü hoş etmek hoş tutmak boynunun borcu olmalıdır.Halka takılmış,kement atılmış,bütün varlığı kelepçelenmiştir.Kalp parsellenmiş imarı yapılmış içerisine girip yerleşilmiştir.Gönüle daha önce kendisine sevgisine hayat veren yetiştiren,geliştiren gönüle ipotek konmuştur


    Sevgi sihirli sözcük,
    Sevgi nerede gizemli örtün?
    Sevgi yaşamın temeli,
    Sevgi en manalı sözcük,
    Sevgi nasıl olmalıydın?
    Nasıl yola çıkmıştık nerelere ulaştık?

    Büyümeli,şartsız kuralsız ve beklentisiz olunabilir miydi?

    Yorumu sizlere bırakıyorum......



    Şartsız ve kuralsız gerçek sevgilere gerçek sevgililere
    seven sevecek olan gönüllere selam olsun selam olsun.....

    Necmiye Sarpkaya




    (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

  • yunus07.07.2005 - 10:47

    Hz.Yunus bir peygamberdir

    La İlahe İlla Ente Sübhaneke
    İnni Küntü Minez-Zalimin



    Balık Dostluğu İsimli Şiirimde onu anlatmaya çalıştım.
    Aşağıya alıyorum

    Balık Dostluğu



    Görkemli Ninova Şehri
    Dicle Nehri kıyılarında
    Gümüş rengi sularını
    Köpürte köpürte akan Dicle
    Mermerden taş binalar
    Devir Asurlular devri
    Devir Kral Şimşarişken devri
    Savaşlar ganimetler esirler
    Lüks hayatlar ihtişam
    Dönem savurganlık dönemi
    Kralım çok yaşa bin yaşa
    Kral Şimşarişken geçiyor
    Bütün haşmetiyle
    Çoluk çocuk genç yaşlı
    Tören de alkışta tezahüratta
    Temiz nurlu farklı ayrı bir insan
    Seyrediyor olup bitenleri
    Yüreği yanarak kan ağlayarak
    Yıllar yılı anlatıyor gerçekleri
    Hakkı ve hakikatı nafile
    Puta tapıcılık bütün hızıyla
    Yakın diyor yakın
    Helak olmanız felaketiniz yakın
    Citleriniz değişecek
    Renkleriniz değişecek
    Büyük azap büyük azap
    Üçü beşi geçmiyor inananların sayısı
    Haydi Yunus haydi tamam
    Ne olacaksa olsun artık
    Yunus peygamber kararlı
    Gidecek buralardan sapkın şehirden
    Denizler aşmalı Terşine ulaşmalı
    Nicedir düşünceler kemiriyor
    Denize doğru sürüklenir
    İşte harekete hazır bir gemi
    Kaptanla görüşülür
    Hareket edilir
    Güvertede sakin bir yerde
    Huzurlu değil
    Sakin hiç değil
    İzinsiz gidiyorum
    Halkımı terkediyorum
    Ne yapabilirdim ki inanmadılar
    Doğruları bulduramadım
    İlerler gemi mavi sularda
    Tıpkı martılar gibi süzülerek
    Tam yol ileri
    İstikamet Terşin
    Aradan çok geçmez
    Kapkara bulutlar kaplar
    Gökyüzünü
    Bir yağmur ki bardaktan
    Boşanırcasına
    Bir fırtına alabildiğince
    Dört bir yandan dev dalgalar
    Döver gemiyi şiddetle
    Her taraf zifiri karanlık
    Kudurur deniz çıldırır deniz
    Paralanır yelkenler
    Gemiciler telaş içinde
    Her kafadan bir ses
    Ağırlıkları atalım
    Bütün ağırlıklar atılır
    Fırtına daha da artar
    Ne yapılırsa yapılsın
    Boşu boşuna
    Can pazarı can derdi
    Anın cana vurduğu an
    Umutların tükendiği an
    Bir çare bir çare olmalı
    Kurtuluş için ne yapmalı
    Evet evet bir uğursuz
    Aramızda gazaba uğramış biri
    Onu bulmalı denize teslim etmeli
    Herkes suskun herkes korkulu
    O halde kura çekelim
    Kura çekilir
    Yunus
    Bir daha Yunus
    Bir daha Yunus
    Derin bir nefes
    Bir yudum ferahlama
    Ey insanlar ben suçluyum
    Gazabı ben çektim
    Cezayı da ben çekmeliyim
    Haydi beni denize atın
    Dalgalar döver yeniden
    Bu adamın yüzünden
    Ayaklanır tayfalar
    Daha ne bekliyoruz
    Kaldırırlar Yunus'u denize teslim
    Dev dalgalar alır onu yutar
    Ya Rabbi sen beni seçtin
    İyiler iyisi yaptın
    Ben bilemedim kıymet bilemedim
    Kaçtım izinsiz kaçtım
    Pişmanlık perişanlık bitkinlik
    Denizde de değilim artık
    Neredeyim ben nerede
    Zifiri bir karanlık
    Neredeyim ben nerede Allah'ım
    Cezayı hakettim
    Üç gün üç gece süren
    Gözyaşları pişmanlık
    La İlahe İlla Ente Sübhaneke
    İnni Küntü Minez-Zalimin
    Kaygan bir zemin
    Sonra o da ne
    Sert bir darbe
    Kıyılarda artık
    Gözlerini ışığa alıştırır
    Kocaman bir balık
    Evet evet bir balık
    Beni buraya getiren
    Beni içinde taşıyan
    Bir balık bir balık
    Sonra bir kabak
    Onu koruyan başının ucunda
    Neden sonra canlanır
    Kendine gelir
    Halkına dönmelisin onları
    Doğruya çağırmalısın
    Görevin henüz bitmedi
    Güneşin battığı yöne doğru
    Günler geceler boyu yürüyüş
    Nihayet işte Ninova
    Ey Ninovalılar durun beni dinleyin
    Etkileyici ürperten bir ses
    Başınıza gelenleri felaketi biliyorum
    Size acındı kaldırıldı ama yine gelecek
    Kırk gün içinde kırk gün içinde
    Azap yakın yakın
    Kral Şimşarişken yaklaşır
    Üzerinden altın elmas işlemeli
    İncili harmaniyi atar üzerinden
    Ey halkım beni dinleyin
    Bana kulak verin
    Yunus'a inandım
    Sefil ahlaksız hayatı terkediyorum
    Çöle ibadet etmeğe gidiyorum
    Benim gibi düşünen peşimden gelsin
    Ninova halkı artık doğruyu bulmuş
    İnanmış geç de olsa hakikatı anlamış
    Balık dostu Peygamberlerinin yanındalar

    Necmiye Sarpkaya


    Her hakkı kendisine veya temsilcilerine aittir.

  • muhammed07.07.2005 - 09:48

    Hz.Muhammet gözümüzün nuru kalbimizin süsü
    efendimiz Allah şefaatine nail eylesin.


    Şiirlerimi buraya alıyorum.




    Nur Doğuyor



    Karanlık zifiri karanlıklar
    Geceler aysız
    Geceler yıldızsız
    Geceler nursuz
    Geceler ışıksız
    Geceler mehtapsız
    Dipsiz kuyular gibi
    Zindanlar gibi karanlık
    Geceler gecelerrr

    Afaklar karanlık
    Ufuklar umutsuz
    Kainat yasta
    İnsanlık hasta
    Küfür
    Şirk
    Yalan
    Hile
    Zulüm
    Zalim
    Günahlar diz boyu
    Günahlar
    Aydınlıkları boğmakta
    Karanlıklar karanlıklar
    Her taraf zifiri karanlık

    Diller suskun
    Gönüller küskün
    Ruhlar mutsuz umutsuz

    Şafak yaklaşmakta adım adım
    Güneş doğacak
    Karanlıkları boğacak
    Sonsuz nur doğacak

    Selama durmuştu kainat
    Muştular sunmuştu
    Düşler
    Lal olmuştu diller
    Tatlı bir telaş
    Bir heyecan

    Bütün alemler beklemede
    Alemlerin efendisini
    Güllerin efendisini
    Efendiler efendisini
    Nebiler nebisini beklemede
    Günlerden Pazartesi
    Kutlu bir gün
    Şafak vakti
    Bir yıldız doğar gök kubbeye
    Kisra Sarayında yıkılır burçlar
    Kabe de kırılır putlar
    Mecusi ateşleri söner
    Hasetinden
    Bir nur bir nur
    Kutlu bir nur görünür
    Asumanda

    Teker teker
    Salkım salkım
    Dökülür yıldızlar
    Gökyüzünden

    Nur çocuk açar gözlerini
    Sevince boğulur bütün dünya
    Şifa Hatun şaşar bu işe
    Şerbetler sunulur
    Muştular sunulur
    Beşer aklı şaşar

    Göklerde Ahmet
    Yeryüzende Muhammet (s.a.v)
    Bir yıldız
    Bir güneş
    Bir umut
    Doğar
    Karanlıkları boğar
    Allah’ın selamı
    Allah’ın rahmeti
    Üzerine olsun

    Necmiye Sarpkaya









    Ne Olur Gel



    Bir kerbela
    Hasrete çileye ateşe
    Vuslata kenetlenmiş
    Sevdalın çoktur
    Gittiğin yerlerde
    Gel ne olur gel

    Kuru çorak topraklara
    Nisan yağmurları gibi
    Gel ne olur gel
    Sıtretil müntehadan bir ses gibi
    Güllerden gelen bir esinti gibi
    Sıcacık bir nefes gibi
    Yetmiş perdeden geçen
    Refref üzerinden
    Arş-ı Azamdan
    Gel ne olur gel
    Şafaklar yaklaşmakta
    Adım adımmmm
    Hasrete çileye ateşe
    Vuslata kenetlenmiş
    Sevdalılar gibi
    Gel ne olur gel

    Necmiye Sarpkaya


    (Her hakkı kendisen veya temsilcilerine aittir)


    Seninle Güzel Herşey



    Sana akar bütün sular
    Seninle ferahlar denizler
    Seninle dillenir gönüller
    Seninle şenlenir bülbüller
    Senin nefesinde açar güller
    Sana göz kırpar bütün yıldızlar

    Sana hasret Fırat Dicle
    Sana hayran Nil Aras
    Seyhan Ceyhan
    Gözyaşları kurumaz
    Gittiğinden beri

    Yakamozlar sana döner
    Ay güneş sana yanar
    Bütün sevdalar sana sana kanar
    Sil gözlerini ağlama ateşe kanan sular
    Göklere yanan sular sil ağlama
    Senin aşkınla sana yanan canlar

    Okyanuslar taşların başını okşar
    Senin aşkından yanar
    Sana koşar martılar
    Kucaklar sana açılır
    Sana koşar kumrular
    nağmeler taşır güvercinler
    Senin için yanar senin için söner
    Coşkun ateşler çılgın ateşler

    Yakınlar seninle yakın
    Uzaklar seninle uzak
    Tuzaklar seninle güle döner
    Sana akar bütün sevgiler
    Sil ağalama gözyaşlarını
    Sil sevgililer sevgilisi
    Ağlama ağlama
    Bütün alem sana ağlar
    Sana hasret sana yanar
    Sana sana yanar

    Necmiye Sarpkaya




    (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

  • enver paşa07.07.2005 - 09:02

    Ben bu soruya bir şiirim ile karşılık vermek istiyorum


    Beyaz Hüzün (Beyaz Ölüm)



    ah ah durdurabilse zaman çarkları
    kanatlanılabilse uçulabilse varılabilse
    Enver Paşanın mağrur kulaklarına
    Fısıldanılabilse al paşa al emri dense
    Ne olur salma civanlarımı dense
    Dağlar dağlar ölümlü dağlar

    Çileli dondurucu dağlar
    Yıl 13 ARALIK 1913
    Yarbaylıktan Albaylığa
    Arkasından paşalık
    Başkumandan vekilliği
    Henüz 32 yaşında mağrur kumandan

    25 ARALIK Mehmetçik çıkar yollara
    Marş marş istikamet Sarıkamış
    Kışlık parke içlik postal yok
    Ayaklarda çarıklar
    Yemenden yolculuklar
    Açlık yorgunluk yokluk
    Ağaç üzerinde geceler
    Mehmedim donmuş
    Mübarek bedenler
    Dökülür teker teker

    Hırsın bürüdüğü
    Dengelerin öldüğü
    Liyakatın yok olduğu
    Tecrübelerin kovulduğu
    Yalancı şöhretin sardığı
    Beyinler ah o beyinler

    Bize yanık türküler bırakır
    Mazinin kucaklarında günahlar
    Mazinin kucaklarında sevaplar
    Karbeyazı elbiseler yiğitlerim
    Yanık türküler sesleri keser
    Bülbüller susar
    Güller ağlar
    Dağlar taşlar ağlar
    Kurtlar kuşlar yas tutar
    Kara buza keser

    Beyaz hüzün yürekleri dağlar
    Kara haber tez ulaşır
    Kalbleri yaralar vicdanları paralar
    Ah dağlar ah yürükleri dağlar
    mübarek 90 bin can
    90 bin Mehmetim
    Beyaz kefenlerde
    Ruhlar havalanır ak güvercinler
    sonsuzluğu saran dağlar
    Cepheye çarıkla
    Cepheye yelekle
    Yollanan Mehmetimin
    Askerimin türküsü yankılanır
    Dağlar dağlar başı dumanlı
    Başı çileli dağlar

    Necmiye Sarpkaya




    (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

  • felluce07.07.2005 - 08:58

    Felluce bir kentin acımasızca gökten yağan bombalarla medeniyet adına
    dostluk adına barış adına katledilmesi,yok edilmesi,baskı zulüm ve her tür şiddet olaylarını hatırlatıyor malesef.



    Bahtı Kara Felluce(insan hak.sav.larına ithaf olunur)



    Ölümlerden ölüm beğen felluce
    Gamlı yaslı bahtı kara felluce
    Muhammed Abbud anlatıyor
    Yüreği yanarak kan kusarak
    'Şafak vakti evimiz bombalandı
    Oğlum karnından yaralandı
    Evden çıkamadım hastaneye
    Göteremedim gözümün önünde
    Kıvranarak can verdi
    Dokuz yaşındaki oğlumu
    Ellerimle bahçeye gömdüm'

    İşte geliyor asrımız Firavunlar'ı
    Dolu dizgin geliyor
    Asrın topu tüfeği uçakları
    Haçlar takılmış tankları
    Havan topları ile omuz omuza
    Geliyorlar 'Felluce'

    Medeniyet adına (!)
    Özgürlük adına (!)
    Mutluluk adına(!)
    Demokrasi adına (!)
    İnsanlık adına (!)
    Hak savunma adına (!)
    Adalet adına(!)
    Geliyorlar taş üstünde taş
    Bırakmamaya ant ederek
    Geliyor Nemrut'lar geliyor
    Geliyor Kazıklı Voyvoda'lar
    Tarihin tozlu sayfalarını
    Aralayarak geliyorlar

    Büyük bir felaket yaşanıyor
    Yanı başımızda görülmemiş
    Duyulmamış bir katliam
    Bir dram yaşanıyor

    Kulaklarınız çınlasın
    İnsan hakları savunucuları
    Nerelerdesiniz nerelerde
    Neden sesiniz soluğunuz çıkmıyor
    Dut yemiş bülbüllere mi döndünüz
    Üzerinize ölü toprağı mı serpildi
    Mangallarınızda hiç mi kül kalmadı

    Savun ma sen canını malını
    Namusunu vatanını
    Bırak bombalasınlar
    Bırak yağmalansın
    Bırak talan edilsin
    Sen özgür olacaksın (!)
    Nasılsa demokrasi gelecek (!)
    Ülkene sana çocuklarına
    Ölsün çoluk çocuk
    Genç ihtiyar bebeler ana karnında
    Onların tatlı aşı kaynıyor şimdi

    Sami El Cumali Iraklı bir doktor
    Ağlıyor bağırıyor
    Sesini hiç kimse duymuyor
    Yaralı ziyaretine gittiği evden
    Dış dünyaya telefon ediyor
    'Bir ambulansım vardı vuruldu
    Dokorum yaralandı
    Onlarca yaralı evlerinde çaresiz
    Elimiz kolumuz bağlı
    Onüç yaşındaki kız çocuğuna
    Ulaşamadık vakitlice
    Ellerimde öldü' diyor

    Binlerce ölü Felluce sokaklarında
    Tekmelenen dövülen sürüklenen
    Iraklı komşularımız kapı komşularımız
    Korkunç görüntüleri seyrediyoruz
    Sadece seyrediyoruz

    Oluk oluk akan kan nasıl durdurulacak
    Yaralar nasıl sarılacak
    İnsanlık suçunu kim
    Engelleyecek ağla bahtı kara
    Felluce ağla
    Ne Ramazan durdurabilir onları
    Ne Kadir Gecesi
    Ne Bayram durdurabilir
    Taşlanmış kara gönülleri kara dilleri
    Kara elleri kirli elleri kanlı elleri
    Ölümlerden ölüm beğen Felluce
    Elbet uzanır Hakk'ın eli
    Doğar ak günler

    Necmiye Sarpkaya

  • ırak07.07.2005 - 08:54

    Irak bir dramı bir katliyamı kan barut ve gözyaşını bombaları ve bir
    medeniyetin,kültürel zenginliğin talan edilmesini.İnsanlık ayıbı
    geliyor aklıma.



    Ateşde Açan Hüzün Çiçekleri



    Minik bir serçe havalandı
    Felluce sokaklarında
    Umutsuzca kanat çırptı bir tozak düşürdü
    Bir fidan bir çınar devrildi
    Bir ana bir yürek bir can yandı

    Daha soğumamış sıcacık bir ten
    Gülyüzlü delikanlı solan bir can
    Bir gülümseme dudaklarında
    Zalim kurşunla devrilen çınarın

    Top sesleri uzaktan uzağa
    Feryad-ı fiğanlar ahlar vahlar
    Oğlunun başını okşayamayan yanık ana
    Elleri nasırlı gözleri hüzünlü gönlü kahırlı
    Eşine doya doya bakamayan kadın ana
    İşgali zulmü omuzlayan sırtlayan ana
    Kara iri gözleri çakmak çakmak
    Göğsünde bir yara bir yumru
    Birkaç gün önce devrilen taze fidan
    Hüzün çiçeği gözbebeği can çiçeği

    Babalar ölür yetim canlar
    Oğullar ölür kanadı kırık analar
    Eşler ölür kınası ellerinde gelinler
    Çocuklar ölür gözü yaşlı kırk gönüllü
    Hicranlı acılı çileli analar babalar

    Havalanır minik serçe
    Karşı tepelerden yükseklerden
    İkindi kısmetini aramak üzere
    Zavallı yumuk yumuk mini minicik

    Nasırlı ellerle duada ana
    Süzülür hasretini arayan çocuk
    Usul usul ölümlü odadan
    Ellerinde tane tane bulgur
    Yüreğinde umutlar bulgur bulgur

    Havalanır tepelerden minik serçe
    Ölümlü odadan bir çocuk süzülür
    Kanatlar ve adımlar yüzyüze
    Suçlar ve suçlular cezasız
    Zulümler cezalar cefalar çekilen

    Kanat çırpar minik serçe
    Bir tozak düşürür boşluğa
    Bir çocuk ayak yalın çıplak
    Üstü param parça lime lime
    Elleri dizleri kan revan

    Ana yaslı ölümlü odada
    Hangi baharlarda baba
    Kara gözlü ablacığım
    Zorla götürülür zorbalarca
    Derken bir ölüm tarlası
    Kimliksiz yığın yığın
    Yanyana elele dizdize

    Yoklar elleriyle dizlerini çocuk
    Yaşlar gözlerde korku minik yürekte
    Bilemez kime nereye gidecek
    Gelişleri gidiş kılan zalimlerin
    Silahların
    Bombaların gölgesinde
    İçli bir rüya gibi
    Bir kabus
    Bir karabasan gibi
    Minik bir çırpınış
    Kapanır toprağa çocuk
    Hala şaşkın bitkin
    Ellerinde tozak
    Saçılır sağa sola bulgurlar

    Dışarda içerde ölüler
    İçeride dışarıda canlar
    Ölü canlar ölü canlar
    Anaların babaların
    Abilerin ablaların
    Kardeşlerin arkadaşların
    İnsanların insanların
    İnsanlığın ölümü ölümüü
    Minik bir serçenin ölümü
    Minik bir yüreğin ölümü

    Kalk doğrul çocuk kalk
    Kuş seslerine gömülesi çocuk
    Gülücüklere boğulası çocuk
    Öpülesi öpülesi çocuk

    Kahrolası savaş uçakları
    parçalanası namlu
    Kırılası eller tetik çeken
    Harama uzanan eller
    Kahrolası haramiler

    Dilinin üstünde kalan bulgur tanesi
    Yutkunur çocuk usul usul tatlı tatlı
    Mor ikindilere uçası minik serçe

    Solmasın vakitsiz tomurlar
    Devrilmesin fideler
    Yeni gelinlerin ölümleri
    Hicranlı anaların ölümleri
    Aşkların aşıkların ölümleri
    Şaşkın kardeşlerin ölümleri
    Sabilerin bebelerin ölümleri

    Bir oyun daha biter
    Sahne kapanır
    Dekorlar toplanır
    Oyuncular yollara dizilir
    Başka Fellucelere
    Başka Kentlere
    Gidilmek üzere yola dizilir

    Ölüm melekleri yine gelecek
    Yarın yine gelecek kimbilir kime

    Kalk çocuk kalk
    Bekler acılı anan
    Yüreği yanık
    Kanadı kırık
    Kalk çocuk kalk
    Seni bekler bacın
    Kardeşin arkadaşın
    Kalk çocuğum kalk
    Seni bekler vatanın
    Sende umutlar sende
    Kalk Çocuk kalk
    Hüzün çiçeklerini
    Söndürmeye ant içerek

    (Hainlere zalimlere işgalcilere kalbsizlere
    ithaf olunur)

    Necmiye Sarpkaya

  • mehmet akif ersoy19.01.2005 - 09:58

    Rahmetli Mehmet Akif Ersoy anısına aşağıya şiirimi alıyorum.


    Gönüller İnsanına Selam Olsun! ! ! ! !


    Alperenler otağı doruklardan
    Selam olsun Alperenlere
    Mesafeler uzun yolculuk meçhul
    Bir düş gördüm yar bir düş
    Meçhulden gelen meçhule giden
    Hayra yor yorabilirsen erenler

    Selam olsun
    Sancılı dönemlerin şairine
    Sarsar hassas ruhu çalkantılar
    Ataların dedelerin ninelerin
    Ahu vahları feryadı figanları
    Duyulur kesik kısık sesinde
    Savaş meydanlarında
    Er meydanlarında
    Vatanın sesi olur
    Mazlumun nefesi olur

    Selam olsun Alperenlere
    Kuran ahlakı ile ahlaklanan
    Ömürünce mütevazı yaşayan
    Dostlarına dosttan dost olan
    Haksızlık etmeyen
    Haksızlığa uğramayı yeğleyen
    Örnek insana
    Gönül insanına
    Selam olsun

    Milletin ızdırabını ızdırabı bilen
    Hiçbir şeye asla başeğmeyen
    Hiçbir değerle satın alınamayan
    Cami ezanlar mabetler
    Ahiret kader tevekkül
    Tema olan
    Konu olan
    Hayat olan
    Hayat şekli olan
    Gönüllerde bestelenen şarkıların
    Törenlerde söylenen marşın
    Ahlâk seciye idael insanına
    Gönüller insanına
    Kalblerde yaşayan
    İman dolu yüreklerde yaşayan
    Alperenlere selam olsun
    Selam olsun.......

    Necmiye Sarpkaya


    (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

  • filistin19.01.2005 - 09:37

    Sil Kanlı Gözyaşlarını Gazi Filistin


    Kuşatmalar altında kanı çekilmiş
    Şiddetlerle canından bezdirilmiş
    Boğaz tokluğuna mahkum edilmiş
    Sil kanlı gözyaşlarını Gazi Filistin

    Hz.İsanın doğduğu kutsal toprak
    Necef bozkırlarından ılık esintiler
    Şaron Ovalarından Sevinç yaşları
    Golan Tepelerinden muştular
    Sil kanlı gözyaşlarını Ey Gazi Filistin

    Peygamberlerimin mübarek izleri
    Atalarımın kazınmış ayak izleri
    Peygamberimin alın teri
    Ecdadımızın sıcacık nefesleri
    Ovalarında vadilerinde tepelerinde

    Turkuvaz renkli uzun geceler
    Gümüş renkli manalı şafaklar
    Pırıl pırıl ufuklar getir ufuklar
    Muştular sun Ey Gazi Filistin

    Kutlu bir burak gelir bir gece
    Resûl'ü-Kibriya'yı alır götürür
    Mescidi Aksadan semavata
    Oradan Sidretül Münteha'ya
    Ayak izleri mübarek gül teri
    Kutlu nefesi ter_ü taze
    Ey Gazi Filistin
    Ey Şehit Filistin
    Ey Kutsal Filistin

    Her karış toprağı sulanmış kanla
    Her karış toprağı savunulmuş canla
    Bir muştu bir muştu bir muştu
    Sil Kanlı gözyaşlarını Ey Gazi Filistin

    Elleri kınalı yüreği yaralı
    Utanç telleri ile çevrili
    Medeniyetlerin işgali
    Zalimlerin zulmü
    Sil gözyaşlarını Gazi Filistin

    Ey kıblem mabedim gökkubbem
    Peygamberimin kutlu durağı
    Atalarımın uzun duaları
    Miracım kutlu beldem
    Gönül tacım baştacım
    Ey Filistin Can Filistin

    İlk kurbanım kesilir
    Sabır metanet sadakat
    Hacer-i Muallak da
    İlk kurban kesilir
    Ey Gazi Filistin

    Zalimlerce işgal edilir haince
    Evin başına yıkılır acımasızca
    Şeria,gazze,bekan,lübnan
    Kampları utanç tablosu zalimce
    Şabra,Şetila yüzkarası insanlığın
    Baskın aniden soykırım hayasızca
    Elleri kanlı utanmaz zalimler
    Sil kanlı gözyaşlarını Gazi Filistin
    Sil sil ne olur sil kanlı gözyaşlarını

    İnsana olan saygımı,inancımı
    İnsana insanlığa olan güvencimi
    Geri kazanmak istiyorum
    Senden çöl rüzgarları
    Senden muştular
    Senden kutlu mutlu
    Haberler istiyorum
    Ey Gazi Filistin

    Boynu bükük analar
    Bağrı yanık rengi soluk
    Eli kolu kopup babalar
    Masum mahsun öpülesi bebeler
    Alkanlara bürünmüş gelinler
    Analar babalar,dedeler nineler
    Sil sil kanlı gözyaşlarını Ey Filistin

    İşgal altında silahların gölgesinde
    Yahudi kolonileri altında
    Seçim anlı şanlı
    Senin tercihin baştacımız
    Mahmut Abbas seçilir
    Ey vefalı cefalı Filistin

    Baskıya işgale zulüme son
    Acılara cefaya çilelere son
    Bağımsız Filistin Devleti
    Sil sil gözyaşlarını Gazi Filistin
    Sil sil gözyaşlarını Şehit Filistin
    Sil sil ne olur sil kanlı gözyaşlarını
    Zahmetin Rahmete,acının tatlıya
    Ulaşacağı günler yakın yakın
    Sil Kanlı gözyaşlarını

    Necmiye Sarpkaya


    (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.