Doğuyor çocuklar Türkiyede Cezairde Kenyada Eskimolar ülkesinde
Dünya ne uzun Ne kısa
Milyarlarca milyarlarca çocuk Geldi yeryüzüne Her birinde bir çift göz Baktılar yer-gök aleme
Şimdi gözler Eğleşir eşyada İki kere milyarlarca gözle Baktılar nehirlere Yanyana akıp Karışmayan Tuzlu suyu tatlı suya Kuşlara Dağlarda dolanan kartala
Şurada bir savaş var kan akıyor Şurada. İki kere müslüman kan
Ve milyarlarca çocuk Tarih boyunca Büyüyüp Avuçladı dünyayı
Giderken Bıraktılar hep
Doğuyor çocuklar Çinde Afganistanda Türkiyede Şimşek sabahta yıldız gecede Doğumlara artık ebeler Anneler de karışmıyor
Ya bu sonbahar Dünyanın mevcudu ne Nereye gitti Doğup doğup boy atan nağra atanlar
Ne sesleri kaldı Ne cisimleri
Ah çocuklar çocuklar İçiniz kararmasın sakın Açıp Okuyunca bu şiiri
Şimdi biraz Baksın dikkatle bana gözleriniz
Ögrenelim şu duayı Yol boyunca Beşikten başlayıp Mezarlara kadar
Önce besmele En güzel kelime
Allahım Yol boyunca Bırakma elimi Düşerim sonra
Allahım Niçin halkettinse beni Kalbime söyle iyice Engellerden arınsın yolum
Allahım O güzeller güzeli Hangi iyilik diledi senden Dilerim ben de öylelerini
Allahım Peygamber efendimiz Hangi şerlerden sığındıysa sana Upuzak tut benden de onları
Allahım Yol boyunca Tarih boyunca Başıboş bırakma bizi
Böyle olmuş böyle söylemiş... güzel zarif amca. Allah rahmet eylesin.
Ey dost, birden bire gecip zil sime! Dedin: -Inanamam gormedigime. Dedim: -Sen arifsin, bense bir avam, Gozle gordugume bense inanmam. Bilmem bu gozume gorunen dunya, Aslynda gercek mi, ya sirli ruya? Inisli-yokuslu bir omur surup, Bildim, sag solumdur, hayrym serrim, En buyuk gercektir aklimla gorup, Ama gozlerimle gormediklerim. Goz bizi aldatir, akla borcluyuz, Aklin gozleri var, gozun akli yok. Gorunmez dunyayi yok sayan ey dost, Alemi duygunla, fehminle dinle. Yalniz gordugune inanan ey dost, Demek dusunursun sen gozlerinle
konyadan bi kac gün ayrylynca ben özlerim konyayy.. bi arkadasim liseden beridir beraber okuruz istanbulludur sordum kendisine konyayy özluyomusun diye. burdayken istanbulu ozluyorum istanbuldayken burayy ozluyorum demi?ti. konyanyn belki de en büyük derdi esnafi..
128 - Andolsun size içinizden öyle bir peygamber geldi ki, gayet izzetli ve şereflidir. Sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir üstünüze titrer, müminlere gayet merhametli ve şefkatlidir.
1 - Mutlak hükümranlık elinde bulunan Allah, yüceler yücesidir ve O'nun her şeye gücü yeter.
2 - O, hanginizin daha güzel iş yapacağınızı denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstündür, bağışlayandır.
3 - O, yedi göğü, birbiri üzerine yarattı. Rahmân'ın yaratmasında bir aykırılık, uygunsuzluk görmezsin. Gözünü döndür de bak, bir bozukluk görüyor musun?
4 - Sonra gözünü tekrar tekrar döndür (bak) . Göz (aradığı bozukluğu bulmaktan) âciz ve bitkin halde sana dönecektir.
5 - Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık ve onları, şeytanlar için taşlamalar yaptık. Ve onlar için alevli ateş azabını hazırladık.
6 - Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü gidilecek yerdir o!
7 - Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler.
8 - Az daha öfkeden çatlayacak. Her ne zaman oraya bir topluluk atılsa, onun bekçileri onlara: 'Size korkutucu bir peygamber gelmemiş miydi? ' diye sorarlar.
9 - Derler: 'Evet, bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz.' dedik.
10 - Ve derler ki: 'Eğer biz dinleseydik, yahut düşünüp anlasaydık şu çılgın ateşin halkı arasında bulunmazdık! '
11 - Böylece günahlarını itiraf ederler. (Artık) o çılgın ateş halkı (Allah'ın rahmetinden) uzak olsunlar!
12 - Fakat daha görmeden Rablerinden korkanlar var ya, işte onlar için bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
13 - Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun; bilin ki, O, göğüslerin özünü bilir.
14 - Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.
Kehf 50 – ‘Hani biz meleklere: <> demiştik de iblisden başkası hemen secde etmişlerdi. O ise, cinden olduğu için, Rabbinin emrinden dışarı çıkmıştı. ŞİMDİ DİZ BENİ BIRAKIPTA ONU VE NESLİNİ (AVENESİNİ) , HEPSİ SİZİN DÜŞMANINIZ OLDUĞU HALDE, DOSTLAR EDİNİRMİSİNİZ? ZALİMLER İÇİN NE KÖTÜ TRAMPADIR (BU) ! ’ Kehf 100-101 – ‘Beni anmak (hakikati görmek) hususunda gözleri perdeli olan, (kuranı) dinlemeye tahammül edemeyen kafirlere o gün cehennemi öyle bir göstereceğiz ki! ’ Kehf 102 – ‘Kafirler beni bırakıp ta kullarımı mı (kendilerine) dostlar edineceklerini mi sandı (lar) ? biz cehennemi o kafirler için bir konak olarak hazırladık.’ Kehf 103,104 – ‘De ki: <<(yaptıkları) İşler bakımından en çok ziyana uğrayanları, kendileri muhakkak iyi yapıyorlar sanarak dünya hayatında sa`yları (çalışmaları) boşa gitmiş olanları size haber vereyimmi? ’ Kehf 105 – ‘Onlar Rablerinin ayetlerini ve Ona kavuşmayı (inkar ile) kafir olup da (hayır namına bütün) yaptıkları boşa gitmiş bulunanlardır ki biz kıyamet gününde onlar için hiçbir ölçü tutmayacağız.’ Kehf 106 – ‘İşte böyle. Onların cezası, küfr (ve inkar) etdikleri ve benim ayetlerimi ve peygamberlerimi bir eğlenceye aldıkları için, cehennemdir.’ Kehf 107 – ‘Hakikaten iman edipte iyi iyi amel (ve hareket) lerde bulunanlar (a gelince) : Onların konakları Firdevs cennetleridir.’ Kefh 108 – ‘Bunların içerisinde ebedi kalıcıdır onlar. Oradan ayrılmak da istemez onlar.’ Kehf 109 – ‘De ki: <>’ Kehf 110 – ‘De ki: <>’ Meryem 39 – ‘(Habibim) sen onları bulacağı vakit ile, emr (i ilahi) nin yerini hasret ve (nedamet) günü ile korkut. Onlar gaflet içindedirler, onlar hâlâ iman etmiyorlar.’
İbrahim 22 – ‘İş olup bitince şeytan der ki: <<şüphesiz Allah size sözün doğrusunu söyledi. Bende size vaat ettim, amma size yalancı çıktım. Zaten benim sizin üzerinizde hiçbir hükmüm yoktu. Yalnız ben sizi çağırdım, sizde bana hemen icabet ettiniz. O halde kusuru bana yüklemeyin. Kendinizi kınayın. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz. Esasen beni evvelce (Allah’a) ortak tutmanızı da muhakkak tanımamıştım ya! . Zalimlerin, (evet) onların hakkı elbette pek acıklı bir azaptır! .’
BÖYLE OL BÖYLE SÖYLE
Doğuyor çocuklar
Türkiyede
Cezairde
Kenyada
Eskimolar ülkesinde
Dünya ne uzun
Ne kısa
Milyarlarca milyarlarca çocuk
Geldi yeryüzüne
Her birinde bir çift göz
Baktılar yer-gök aleme
Şimdi gözler
Eğleşir eşyada
İki kere milyarlarca gözle
Baktılar nehirlere
Yanyana akıp
Karışmayan
Tuzlu suyu tatlı suya
Kuşlara
Dağlarda dolanan kartala
Şurada bir savaş var kan akıyor
Şurada. İki kere müslüman kan
Ve milyarlarca çocuk
Tarih boyunca
Büyüyüp
Avuçladı dünyayı
Giderken
Bıraktılar hep
Doğuyor çocuklar
Çinde
Afganistanda
Türkiyede
Şimşek sabahta yıldız gecede
Doğumlara artık ebeler
Anneler de karışmıyor
Ya bu sonbahar
Dünyanın mevcudu ne
Nereye gitti
Doğup doğup boy atan nağra atanlar
Ne sesleri kaldı
Ne cisimleri
Ah çocuklar çocuklar
İçiniz kararmasın sakın
Açıp
Okuyunca bu şiiri
Şimdi biraz
Baksın dikkatle bana gözleriniz
Ögrenelim şu duayı
Yol boyunca
Beşikten başlayıp
Mezarlara kadar
Önce besmele
En güzel kelime
Allahım
Yol boyunca
Bırakma elimi
Düşerim sonra
Allahım
Niçin halkettinse beni
Kalbime söyle iyice
Engellerden arınsın yolum
Allahım
O güzeller güzeli
Hangi iyilik diledi senden
Dilerim ben de öylelerini
Allahım
Peygamber efendimiz
Hangi şerlerden sığındıysa sana
Upuzak tut benden de onları
Allahım
Yol boyunca
Tarih boyunca
Başıboş bırakma bizi
Böyle olmuş böyle söylemiş... güzel zarif amca. Allah rahmet eylesin.
Ebrar cok büyük bir anlam ifade ediyor benim için. Apayrı bi yeri olan bişi..
yüksek ses müzik.
Gozuyle Gormedigine Inanmayan Bir Dosta Cevap.
Ey dost, birden bire gecip zil sime!
Dedin: -Inanamam gormedigime.
Dedim: -Sen arifsin, bense bir avam,
Gozle gordugume bense inanmam.
Bilmem bu gozume gorunen dunya,
Aslynda gercek mi, ya sirli ruya?
Inisli-yokuslu bir omur surup,
Bildim, sag solumdur, hayrym serrim,
En buyuk gercektir aklimla gorup,
Ama gozlerimle gormediklerim.
Goz bizi aldatir, akla borcluyuz,
Aklin gozleri var, gozun akli yok.
Gorunmez dunyayi yok sayan ey dost,
Alemi duygunla, fehminle dinle.
Yalniz gordugune inanan ey dost,
Demek dusunursun sen gozlerinle
iyi oku..
konyadan bi kac gün ayrylynca ben özlerim konyayy.. bi arkadasim liseden beridir beraber okuruz istanbulludur sordum kendisine konyayy özluyomusun diye. burdayken istanbulu ozluyorum istanbuldayken burayy ozluyorum demi?ti. konyanyn belki de en büyük derdi esnafi..
O da ne ki?
128 - Andolsun size içinizden öyle bir peygamber geldi ki, gayet izzetli ve şereflidir. Sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir üstünüze titrer, müminlere gayet merhametli ve şefkatlidir.
*********************************
'Onlara söyle sakalları ıpıslak olana kadar ağlayan peygamberleri vardı.'
tarık tufan.
67-MÜLK:
1 - Mutlak hükümranlık elinde bulunan Allah, yüceler yücesidir ve O'nun her şeye gücü yeter.
2 - O, hanginizin daha güzel iş yapacağınızı denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstündür, bağışlayandır.
3 - O, yedi göğü, birbiri üzerine yarattı. Rahmân'ın yaratmasında bir aykırılık, uygunsuzluk görmezsin. Gözünü döndür de bak, bir bozukluk görüyor musun?
4 - Sonra gözünü tekrar tekrar döndür (bak) . Göz (aradığı bozukluğu bulmaktan) âciz ve bitkin halde sana dönecektir.
5 - Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık ve onları, şeytanlar için taşlamalar yaptık. Ve onlar için alevli ateş azabını hazırladık.
6 - Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü gidilecek yerdir o!
7 - Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler.
8 - Az daha öfkeden çatlayacak. Her ne zaman oraya bir topluluk atılsa, onun bekçileri onlara: 'Size korkutucu bir peygamber gelmemiş miydi? ' diye sorarlar.
9 - Derler: 'Evet, bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz.' dedik.
10 - Ve derler ki: 'Eğer biz dinleseydik, yahut düşünüp anlasaydık şu çılgın ateşin halkı arasında bulunmazdık! '
11 - Böylece günahlarını itiraf ederler. (Artık) o çılgın ateş halkı (Allah'ın rahmetinden) uzak olsunlar!
12 - Fakat daha görmeden Rablerinden korkanlar var ya, işte onlar için bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
13 - Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun; bilin ki, O, göğüslerin özünü bilir.
14 - Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.
Kehf 50 – ‘Hani biz meleklere: <> demiştik de iblisden başkası hemen secde etmişlerdi. O ise, cinden olduğu için, Rabbinin emrinden dışarı çıkmıştı. ŞİMDİ DİZ BENİ BIRAKIPTA ONU VE NESLİNİ (AVENESİNİ) , HEPSİ SİZİN DÜŞMANINIZ OLDUĞU HALDE, DOSTLAR EDİNİRMİSİNİZ? ZALİMLER İÇİN NE KÖTÜ TRAMPADIR (BU) ! ’>’>’
Kehf 100-101 – ‘Beni anmak (hakikati görmek) hususunda gözleri perdeli olan, (kuranı) dinlemeye tahammül edemeyen kafirlere o gün cehennemi öyle bir göstereceğiz ki! ’
Kehf 102 – ‘Kafirler beni bırakıp ta kullarımı mı (kendilerine) dostlar edineceklerini mi sandı (lar) ? biz cehennemi o kafirler için bir konak olarak hazırladık.’
Kehf 103,104 – ‘De ki: <<(yaptıkları) İşler bakımından en çok ziyana uğrayanları, kendileri muhakkak iyi yapıyorlar sanarak dünya hayatında sa`yları (çalışmaları) boşa gitmiş olanları size haber vereyimmi? ’
Kehf 105 – ‘Onlar Rablerinin ayetlerini ve Ona kavuşmayı (inkar ile) kafir olup da (hayır namına bütün) yaptıkları boşa gitmiş bulunanlardır ki biz kıyamet gününde onlar için hiçbir ölçü tutmayacağız.’
Kehf 106 – ‘İşte böyle. Onların cezası, küfr (ve inkar) etdikleri ve benim ayetlerimi ve peygamberlerimi bir eğlenceye aldıkları için, cehennemdir.’
Kehf 107 – ‘Hakikaten iman edipte iyi iyi amel (ve hareket) lerde bulunanlar (a gelince) : Onların konakları Firdevs cennetleridir.’
Kefh 108 – ‘Bunların içerisinde ebedi kalıcıdır onlar. Oradan ayrılmak da istemez onlar.’
Kehf 109 – ‘De ki: <
Kehf 110 – ‘De ki: <
Meryem 39 – ‘(Habibim) sen onları bulacağı vakit ile, emr (i ilahi) nin yerini hasret ve (nedamet) günü ile korkut. Onlar gaflet içindedirler, onlar hâlâ iman etmiyorlar.’
İbrahim 22 – ‘İş olup bitince şeytan der ki: <<şüphesiz Allah size sözün doğrusunu söyledi. Bende size vaat ettim, amma size yalancı çıktım. Zaten benim sizin üzerinizde hiçbir hükmüm yoktu. Yalnız ben sizi çağırdım, sizde bana hemen icabet ettiniz. O halde kusuru bana yüklemeyin. Kendinizi kınayın. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz. Esasen beni evvelce (Allah’a) ortak tutmanızı da muhakkak tanımamıştım ya! . Zalimlerin, (evet) onların hakkı elbette pek acıklı bir azaptır! .’