Hararet nârdadır, sacda değildir, Keramet baştadır, tacda değildir, Her ne arar isen kendinde ara, Kudüs’te, Mekke’de, Hac’da değildir
İnsana insan olmayı öğretmek için gereken eğitim dört aşamadır:
1.Benlikten arınmak (Mürşitte erimek)
2.Allah’a ulaşmak (Ölmeden önce ölmek)
3.Allah’ta erimek (Hak’ta Hak olmak)
4.O’ndan bize ulaşmaktır (Hak’tan halka inmektir) .
Bu yolculukta sevgi rehberdir; önemli olan bilmek değil, olmaktır. Kişi nasip alır almaz ona “Seni senden aldık, sana teslim ettik” denilir.
“Bizim yolumuz irfan yoludur; İlimden gitmeyen yolun sonu karanlıktır” diyen Hacı Bektaş şu öğütleri verir, duymak isteyenlere:
“....İnsan olmanın yolu kolay değildir ey dost! Senlik benlik bilmeyeceksin. İyiliği başa kakmayacaksın, kötülük dahi etseler cevabın iyilik olacaktır. Gösterişten kaçacaksın. Örtücülükte gece gibi olacaksın. Göz ile görmediğini dilin ile söylemeyeceksin.Herkesi eşit göreceksin. İnsanların hayrına koşmayı kendine iş edineceksin, hor görmeyeceksin başkasını. Gönlün, elin açık olacak. Dirliği, birliği akıldan ırak tutmayacaksın.”
“.....Hayatın akışında insan her şeyi kendinde aramalıdır. Kendini sorumlu tutmalıdır. Hak’tan emir oldu dünyaya geldim. O halde insanları severim. Hiç ölmeyecek gibi çalışırım. Benim üç dostum var. Bunun birisi ben öldüğüm zaman evde kalır. Evde kalan bellidir. Birisi yoldadır, yoldaki dostlarım benimle mezarıma kadar gelir. Öteki kıyamete kadar benimle beraberdir; yapabildiğim iyilikler! ...”
Hacı Bektaş Veli’nin temel saydığı ilkelerden biri de şudur:
İbadet başka, iş başkadır. Dünya için ahiret, ahiret için de dünya feda edilmemelidir.
Bazı görüşlere göre İslam’a ters düştüğü iddia edilse de, O İslam’ın özünü, ruhunu kavramış ve yaşamış bir er kişidir.
Sakin ol kimsenin gönlünü yıkma
Gerçek erenlerin izinden çıkma
Eğer adam isen ölmezsin korkma
Aşığı kurt yemez uc’da değildir.
Sözleri ile yüzyıllar boyunca gönüllere sevgi tohumlarını ekerek “Adam” olmanın tanımını kendi hayatıyla örneklemiş, nice gönüllerde diri kalmıştır.
İnsanı temel alan bu barışçı felsefenin dünyaya yayılması uygarlıklar arasındaki çatışma olasılığını azaltacaktır.
Hacı Bektaş Veli'nin insanı temel alan, sevgi, barış ve hoşgörünün yüceliğini herşeyin üstünde tutan düşünceleri, yenilikçi ve gelişimci nitelikleriyle bugün de geçerliliğini korumaktadır.
Anadolu'da Türk dili ve kültürünün korunmasına büyük önem veren Hacı Bektaş Veli, tüm Anadolu'yu dolaşarak gelenek ve göreneklerimizi özümsemiş, bu zenginlikleri öğretilerinde kullanmış, düşünceleri ve yaşam felsefesiyle gönüllerdeki saygın yerini almıştır.
Hacı Bektaş Veli'nin, insan sevgisine, hoşgörüye ve barışa dayalı, geniş kitleleri etkileyen düşünceleri, farklı inançların ve grupların odağı durumundaki Anadolu'da toplumsal kimlik ve birliğin oluşmasına ve sürdürülmesine önemli katkı sağlamıştır.
Bilime inanan, insana sevgi duyan, bilgisizliğin yenilmesine büyük önem veren Hacı Bektaş Veli, 'Yolumuz ilim, irfan ve insan sevgisi üzerine kurulmuştur' sözüyle düşüncesinin özünü yalın biçimde anlatmıştır.
Gelecek kuşakların yetiştirilmesinde, yarınlarımızın barışçı sağlam temeller üzerinde biçimlendirilmesinde, Hacı Bektaş Veli, engin dünya görüşüyle yol gösterici olmayı sürdürecektir.
Yüce Atatürk önderliğinde evrensel değerleri temel alarak çağdaş uygarlığın güçlü ortağı olma ereğiyle kurulan Cumhuriyet, Türk aydınlanmasının en önemli dönemidir.
Hacı Bektaş Veli ve diğer düşün adamlarımızın fikirleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik ve çağdaş kimliğinin oluşmasına ve bu aydınlanma hareketinin sürdürülmesine önemli katkıda bulunmuştur.
Hiç kimse, dini inanç ve düşüncelerinden ve dini inancının gereklerini yerine getirip getirmemesinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
.
'Bilgi çağı' olarak tanımlanan 21. yüzyılın başlangıcında Yüce Atatürk'ün 'Gerçek yol gösterici ilimdir' sözü gibi, Hacı Bektaş Veli'nin 'İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır, düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu' sözleri de yalnızca yaşadıkları zamanları ve geçmişimizi değil, bugünümüzü ve geleceğimizi de aydınlatmaktadır.
Yaşamı, düşünceleri ve dili, dini, rengi, ırkı ne olursa olsun insana insan olduğu için değer veren Hacı Bektaş Veli, birlik, kardeşlik, sevgi ve hoşgörü çağrısıyla, farklılıklara karşın huzur içinde birarada yaşamanın yolunu göstermiştir.
Daha güzel yarınlar için, yaşamın her alanında çatışma yerine uzlaşmayı, kavga yerine hoşgörüyü, karanlık yerine aydınlığı seçmeli, Hacı Bektaş Veli'nin belirttiği gibi, geçmişe, bugüne ve geleceğe akılcı bir yaklaşımla bakmayı bilmeliyiz.
Tüm dünyayı Hacı Bektaş Veli ve diğer düşün adamlarımızın insan sevgisine dayanan evrensel iletilerini anlamaya ve tüm farklılıklara karşın barış içinde birarada yaşamaya çağırıyorum.
laikliğin, demokrasinin, Atatürk devrimlerinin yılmaz savunucusu ve güvencesi olan tüm ulusa saygılar.
İnandiğımız tek yüce varlık ALLAH Peygamberimiz O'nun resülü Hz. MUHAMMED Kitabımız O'nun kelamı KUR'AN Dinimiz İSLAM Şahımız Hz. ALİ Pirmiz Hz. HÜNKAR HACI BEKTAŞ-İ VELİ
Bunların dışında Alevilere atfen söylenen herşey yalandır. Bizim inancımızı tartışacağınıza ilk önce 'yezitin' (lanet olsun yezitin canına) Hz. Muhammed'in göz nuru olan Hz. Hüseyin'i Kerbelada nasıl 72 insanla suzuzluktan öldürdüğünü öğrenin.
Cami konusuna gelince orası nasıl kutsal bir mekansa Cem Evleride aynı şekilde kutsal mekanlardır. Alevilik şekli ibadete karşıdır. İnsanlar Allah'a nasıl, nerde, ne şekilde isterlerse orada ibadetlerini yapabilirler. Tartışmak isteyenlerle bu konuyu tartışabilirim.
Atatürk'e gelince O bizim için ulu bir candır. Her Cem Evinde mutlaka Türk bayrağı ve Atatürk'ün resmi asılıdır. Alevilik O'nun kurduğu Cumhuriyet sayesinde özgürlüğüne kavuşmuştur.
Türkiye'de din-ticaret-siyaset üçgeniniyle insanların nasıl kandırıldığı, dinin insanların yumuşak karnı olduğunu söylenince ve bu üçgene çomak sokunca Yaşar Nuri gibi karalanabiliyor.
BU YERİN GÖĞÜN TÜM EVVEL GELMİŞ GEÇMİŞ AHİR ZAMAN SAHİBİ. iNSANLARIN YAŞAM KAYNAĞI. İNSANLARA BİLEREK İFTİRA EDENLERİN İÇİNDEN GELEN ' DOĞRUYU SÖYLE AHİRETTE CEVAP VEREMEZSİN ' DİYEN SES. ANLATILMAZ... HER GECE SIĞINDIĞIM YÜCE YARATAN. VE BİLİYORUMKİ HERZAMAN İNSANLARIN KALBİNDE OLAN YÜCE YARATAN. ALLAH'I HİÇBİRYERDE ARAMAYIN O HEPİMİZİN KALBİNDE BEYNİNDE. BENİM İÇİN ONA SIĞINMAK ANALATILMAZ BİR DUYGU.
Türk genci, ikilapların ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların luzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; rejimi ve inkilapları benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük ve ya en büyük bir kıpırtı ve bir hareket duydu mu, bu memeleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır demeyecektir. Hemen müdahale edecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla, nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır. Polis gelecektir; asıl suçluları bırakıp onu yakalayacaktır. Genç, 'Polis henüz inkilap ve cumhuriyetin polisi değildir' diye düşünecek, fakat asla yalvarmayacaktır. Mahkeme onu mahkum edecektir. Yine düşünacek; ' demek adliyeyide ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım'
Ve diyecekki: Ben inan ve kanaatimin icabını yaptım. Müdahale ve hareketimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişşem bu haksızlığı meydana getiren sebeb ve amilleri düzeltmek de benim vazifemdir! ! ! ! !
DENİZ' de bu inanca sahipti ancak TAKKİYECİLER onu astı
BU KARANLIK GÜNLERDEN SONRA ELBET BİRGÜN GÜNEŞ DOĞACAK! ! !
Hararet nârdadır, sacda değildir,
Keramet baştadır, tacda değildir,
Her ne arar isen kendinde ara,
Kudüs’te, Mekke’de, Hac’da değildir
İnsana insan olmayı öğretmek için gereken eğitim dört aşamadır:
1.Benlikten arınmak (Mürşitte erimek)
2.Allah’a ulaşmak (Ölmeden önce ölmek)
3.Allah’ta erimek (Hak’ta Hak olmak)
4.O’ndan bize ulaşmaktır (Hak’tan halka inmektir) .
Bu yolculukta sevgi rehberdir; önemli olan bilmek değil, olmaktır. Kişi nasip alır almaz ona “Seni senden aldık, sana teslim ettik” denilir.
“Bizim yolumuz irfan yoludur; İlimden gitmeyen yolun sonu karanlıktır” diyen Hacı Bektaş şu öğütleri verir, duymak isteyenlere:
“....İnsan olmanın yolu kolay değildir ey dost! Senlik benlik bilmeyeceksin. İyiliği başa kakmayacaksın, kötülük dahi etseler cevabın iyilik olacaktır. Gösterişten kaçacaksın. Örtücülükte gece gibi olacaksın. Göz ile görmediğini dilin ile söylemeyeceksin.Herkesi eşit göreceksin. İnsanların hayrına koşmayı kendine iş edineceksin, hor görmeyeceksin başkasını. Gönlün, elin açık olacak. Dirliği, birliği akıldan ırak tutmayacaksın.”
“.....Hayatın akışında insan her şeyi kendinde aramalıdır. Kendini sorumlu tutmalıdır. Hak’tan emir oldu dünyaya geldim. O halde insanları severim. Hiç ölmeyecek gibi çalışırım. Benim üç dostum var. Bunun birisi ben öldüğüm zaman evde kalır. Evde kalan bellidir. Birisi yoldadır, yoldaki dostlarım benimle mezarıma kadar gelir. Öteki kıyamete kadar benimle beraberdir; yapabildiğim iyilikler! ...”
Hacı Bektaş Veli’nin temel saydığı ilkelerden biri de şudur:
İbadet başka, iş başkadır. Dünya için ahiret, ahiret için de dünya feda edilmemelidir.
Bazı görüşlere göre İslam’a ters düştüğü iddia edilse de, O İslam’ın özünü, ruhunu kavramış ve yaşamış bir er kişidir.
Sakin ol kimsenin gönlünü yıkma
Gerçek erenlerin izinden çıkma
Eğer adam isen ölmezsin korkma
Aşığı kurt yemez uc’da değildir.
Sözleri ile yüzyıllar boyunca gönüllere sevgi tohumlarını ekerek “Adam” olmanın tanımını kendi hayatıyla örneklemiş, nice gönüllerde diri kalmıştır.
İnsanı temel alan bu barışçı felsefenin dünyaya yayılması uygarlıklar arasındaki çatışma olasılığını azaltacaktır.
Hacı Bektaş Veli'nin insanı temel alan, sevgi, barış ve hoşgörünün yüceliğini herşeyin üstünde tutan düşünceleri, yenilikçi ve gelişimci nitelikleriyle bugün de geçerliliğini korumaktadır.
Anadolu'da Türk dili ve kültürünün korunmasına büyük önem veren Hacı Bektaş Veli, tüm Anadolu'yu dolaşarak gelenek ve göreneklerimizi özümsemiş, bu zenginlikleri öğretilerinde kullanmış, düşünceleri ve yaşam felsefesiyle gönüllerdeki saygın yerini almıştır.
Hacı Bektaş Veli'nin, insan sevgisine, hoşgörüye ve barışa dayalı, geniş kitleleri etkileyen düşünceleri, farklı inançların ve grupların odağı durumundaki Anadolu'da toplumsal kimlik ve birliğin oluşmasına ve sürdürülmesine önemli katkı sağlamıştır.
Bilime inanan, insana sevgi duyan, bilgisizliğin yenilmesine büyük önem veren Hacı Bektaş Veli, 'Yolumuz ilim, irfan ve insan sevgisi üzerine kurulmuştur' sözüyle düşüncesinin özünü yalın biçimde anlatmıştır.
Gelecek kuşakların yetiştirilmesinde, yarınlarımızın barışçı sağlam temeller üzerinde biçimlendirilmesinde, Hacı Bektaş Veli, engin dünya görüşüyle yol gösterici olmayı sürdürecektir.
Yüce Atatürk önderliğinde evrensel değerleri temel alarak çağdaş uygarlığın güçlü ortağı olma ereğiyle kurulan Cumhuriyet, Türk aydınlanmasının en önemli dönemidir.
Hacı Bektaş Veli ve diğer düşün adamlarımızın fikirleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik ve çağdaş kimliğinin oluşmasına ve bu aydınlanma hareketinin sürdürülmesine önemli katkıda bulunmuştur.
Hiç kimse, dini inanç ve düşüncelerinden ve dini inancının gereklerini yerine getirip getirmemesinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
.
'Bilgi çağı' olarak tanımlanan 21. yüzyılın başlangıcında Yüce Atatürk'ün 'Gerçek yol gösterici ilimdir' sözü gibi, Hacı Bektaş Veli'nin 'İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır, düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu' sözleri de yalnızca yaşadıkları zamanları ve geçmişimizi değil, bugünümüzü ve geleceğimizi de aydınlatmaktadır.
Yaşamı, düşünceleri ve dili, dini, rengi, ırkı ne olursa olsun insana insan olduğu için değer veren Hacı Bektaş Veli, birlik, kardeşlik, sevgi ve hoşgörü çağrısıyla, farklılıklara karşın huzur içinde birarada yaşamanın yolunu göstermiştir.
Daha güzel yarınlar için, yaşamın her alanında çatışma yerine uzlaşmayı, kavga yerine hoşgörüyü, karanlık yerine aydınlığı seçmeli, Hacı Bektaş Veli'nin belirttiği gibi, geçmişe, bugüne ve geleceğe akılcı bir yaklaşımla bakmayı bilmeliyiz.
Tüm dünyayı Hacı Bektaş Veli ve diğer düşün adamlarımızın insan sevgisine dayanan evrensel iletilerini anlamaya ve tüm farklılıklara karşın barış içinde birarada yaşamaya çağırıyorum.
laikliğin, demokrasinin, Atatürk devrimlerinin yılmaz savunucusu ve güvencesi olan tüm ulusa saygılar.
Seyredelim Horasan'ın ilini
Gördüm iki turna güzel turnalar
Tavaf ettim imamların yerini
Gördüm iki turna güzel turnalar
Muhammet bizimdir Ali bizimdir
Erkanı bizimdir yolu bizimdir
Değmesin yad avcı teli bizimdir
Gördüm iki turna güzel turnalar
Muhammet Ali'den parıldar damlar
Elinde doğar ol şems ile kamer
Yaylağı Yıldız'dır gözleği Kemer
Gördüm iki turna güzel turnalar
Şu gelen avcıdan hazerim deyu
Ezel ki ikrarı bozarım deyu
Çığrışır Tebriz'de öterim deyu
Gördüm iki turna güzel turnalar
Pir Sultan Abdal'ım kendi halinde
Kalmadılar evliyanın yolunda
Kalkıştı da gitti Ali gölünde
Gördüm iki turna güzel turnalar
Pir Sultan Abdal
İnandiğımız tek yüce varlık ALLAH
Peygamberimiz O'nun resülü Hz. MUHAMMED
Kitabımız O'nun kelamı KUR'AN
Dinimiz İSLAM
Şahımız Hz. ALİ
Pirmiz Hz. HÜNKAR HACI BEKTAŞ-İ VELİ
Bunların dışında Alevilere atfen söylenen herşey yalandır. Bizim inancımızı tartışacağınıza ilk önce 'yezitin' (lanet olsun yezitin canına) Hz. Muhammed'in göz nuru olan Hz. Hüseyin'i Kerbelada nasıl 72 insanla suzuzluktan öldürdüğünü öğrenin.
Cami konusuna gelince orası nasıl kutsal bir mekansa Cem Evleride aynı şekilde kutsal mekanlardır. Alevilik şekli ibadete karşıdır. İnsanlar Allah'a nasıl, nerde, ne şekilde isterlerse orada ibadetlerini yapabilirler. Tartışmak isteyenlerle bu konuyu tartışabilirim.
Atatürk'e gelince O bizim için ulu bir candır. Her Cem Evinde mutlaka Türk bayrağı ve Atatürk'ün resmi asılıdır. Alevilik O'nun kurduğu Cumhuriyet sayesinde özgürlüğüne kavuşmuştur.
önce sağlık, sonra iyi bir eş ve iyi bir iş
nefsi köreltmek.
Amerika-ingiltere-israil
Türkiye'de din-ticaret-siyaset üçgeniniyle insanların nasıl kandırıldığı, dinin insanların yumuşak karnı olduğunu söylenince ve bu üçgene çomak sokunca Yaşar Nuri gibi karalanabiliyor.
BU YERİN GÖĞÜN TÜM EVVEL GELMİŞ GEÇMİŞ AHİR ZAMAN SAHİBİ. iNSANLARIN YAŞAM KAYNAĞI. İNSANLARA BİLEREK İFTİRA EDENLERİN İÇİNDEN GELEN ' DOĞRUYU SÖYLE AHİRETTE CEVAP VEREMEZSİN ' DİYEN SES. ANLATILMAZ... HER GECE SIĞINDIĞIM YÜCE YARATAN. VE BİLİYORUMKİ HERZAMAN İNSANLARIN KALBİNDE OLAN YÜCE YARATAN. ALLAH'I HİÇBİRYERDE ARAMAYIN O HEPİMİZİN KALBİNDE BEYNİNDE. BENİM İÇİN ONA SIĞINMAK ANALATILMAZ BİR DUYGU.
Türk genci, ikilapların ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların luzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; rejimi ve inkilapları benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük ve ya en büyük bir kıpırtı ve bir hareket duydu mu, bu memeleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır demeyecektir. Hemen müdahale edecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla, nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır.
Polis gelecektir; asıl suçluları bırakıp onu yakalayacaktır. Genç, 'Polis henüz inkilap ve cumhuriyetin polisi değildir' diye düşünecek, fakat asla yalvarmayacaktır. Mahkeme onu mahkum edecektir. Yine düşünacek; ' demek adliyeyide ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım'
Ve diyecekki:
Ben inan ve kanaatimin icabını yaptım. Müdahale ve hareketimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişşem bu haksızlığı meydana getiren sebeb ve amilleri düzeltmek de benim vazifemdir! ! ! ! !
DENİZ' de bu inanca sahipti ancak TAKKİYECİLER onu astı
BU KARANLIK GÜNLERDEN SONRA ELBET BİRGÜN GÜNEŞ DOĞACAK! ! !