Öve öve bitirmediniz bu adamın şairliğini. Aşağıdaki şiirdeki şairanelik nerde, biri bana lûtfedip anlatabilir mi? Eğer aşağıdaki şiirde şiir namına bir şey buluyorsanız, şiir antolojisi yerine lütfen 'Playboy' falan gibi dergiler okuyunuz. Buyrun, burdan yakın, lütfen!
Necip Fazıl Kısakürek'in 'KADIN BACAKLARI' adlı şiiridir.
Her kadının bastığı yerde sanki kalbim var Kalbim ki vahşi bir zevk alır ezilişinden.
Bir kadının içinden ağlayışı, gülüşü, Gözlerinden ziyade bacaklarına yakın. Bir lisandır onların, duruşu, bükülüşü, Kadınlar! Onlar varken konuşmayınız sakın.
İnce sütünlardaki ilahi güzelliğe Bacakların ruhudur şekil veren diyorum. Bacakları bir kalın örtüde saklı diye Mermerde kalbi çarpan Venüs'ü sevmiyorum.
Ömrümüzün geçtiği yolda, bana sorsalar Gidiyorum bir kadın bacağı peşinden.
Boynuma doladığım güzel putu görseler İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını. Kör olsam da açılır gözüm, ona sürseler İsa'nın eli diye bir kadın bacağını.
'Ey güzel ülke, uzak ülke Ey bilmediğim ülke Ne kendi isteğimle geldim sana Ne de soylu bir atın sırtında Benim, bu yiğit delikanlı Gençliğin ateşi sürükledi sana Bir de başımdaki şarap dumanları'
İngilizce okuyabilenler için, aşağıda verdiğim linkte Kur'an-ı Kerim ve bilimsel olgular arasındaki ilişki hakkında değerli makaleler bulunmaktadır. (Zamanım olmadığından Türkçe tercümesini yapamıyorum) .
Unutmayalım: Kur'an-ı Kerim, 'oku! ' diye başlıyor. Okuyalım ve anlayalım. Aksi takdirde inandığımız şey, aklın süzgecinden geçirilmiş bir din olmaz; fakat ancak ve ancak bir inak (yani dogma) olur.
'... benim işim bulutlar arşınlamak gün boyu etin ıslak tadına doğru yavaş yavaş uyanmak çocuk kemiklerinden yelkenler yapıp hırsız cenazelerine bine bine temiz döşeklerin ürpertisinden çeşme korkak dualarından cibinlikler kurarak dokunduğum banknotlardan tiksinmeyi itiraz nakışsız yaşamakları silâhlanmak sayarak çıkardım boğaza tıkanan lokmanın hartasını çıkınımda güneşler halka dağıtmak için halkı suvarmak bin saçlarımda bin ırmak ıhtırdım caddeleri meğer ki mezarlarmış hazırmış zaten duvar sıkılmış bir yumruğa fly Pan-Am drink Coca-Cola ...' İsmet Özel'in 'Amentü' adlı şiirinden
27,6666666666666666
83 sayısını üçe böldüğünüzde bulunan sayı.
Türkçe'deki adıyla Homeros. Destanlarıyla ünlü bir Grek ozanı. Kör olduğu rivayet edilmektedir.
Keşke terim 'hayatın anlamı' olarak yazılsaydı. Yazılan terimi okurken yapılan vurgu farklı anlamlara yol açabilir de ondan.
Bu terimi ekleyen kişinin muzdarip olduğu şey. (Terim ekleneli kaç gün olmuş, halen boş halen boş. Bari ben bi şeyler yazayım dedim.)
Öve öve bitirmediniz bu adamın şairliğini. Aşağıdaki şiirdeki şairanelik nerde, biri bana lûtfedip anlatabilir mi? Eğer aşağıdaki şiirde şiir namına bir şey buluyorsanız, şiir antolojisi yerine lütfen 'Playboy' falan gibi dergiler okuyunuz. Buyrun, burdan yakın, lütfen!
Necip Fazıl Kısakürek'in 'KADIN BACAKLARI' adlı şiiridir.
Her kadının bastığı yerde sanki kalbim var
Kalbim ki vahşi bir zevk alır ezilişinden.
Bir kadının içinden ağlayışı, gülüşü,
Gözlerinden ziyade bacaklarına yakın.
Bir lisandır onların, duruşu, bükülüşü,
Kadınlar! Onlar varken konuşmayınız sakın.
İnce sütünlardaki ilahi güzelliğe
Bacakların ruhudur şekil veren diyorum.
Bacakları bir kalın örtüde saklı diye
Mermerde kalbi çarpan Venüs'ü sevmiyorum.
Ömrümüzün geçtiği yolda, bana sorsalar
Gidiyorum bir kadın bacağı peşinden.
Boynuma doladığım güzel putu görseler
İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını.
Kör olsam da açılır gözüm, ona sürseler
İsa'nın eli diye bir kadın bacağını.
'Ey güzel ülke, uzak ülke
Ey bilmediğim ülke
Ne kendi isteğimle geldim sana
Ne de soylu bir atın sırtında
Benim, bu yiğit delikanlı
Gençliğin ateşi sürükledi sana
Bir de başımdaki şarap dumanları'
A.S.Puşkin
Tadını bilmiyorum; hiç içmedim; içmeyi de düşünmüyorum. Ama içenlerin bazılarını kudurttuğunu gözlemledim.
Başkalarına ne çağrıştırıyor bilemem, AMa, bana bir sol elimin olduğunu çağrıştırıyor.
İngilizce okuyabilenler için, aşağıda verdiğim linkte Kur'an-ı Kerim ve bilimsel olgular arasındaki ilişki hakkında değerli makaleler bulunmaktadır. (Zamanım olmadığından Türkçe tercümesini yapamıyorum) .
http://answering-islam.org/Quran/Science/index.htm
Unutmayalım: Kur'an-ı Kerim, 'oku! ' diye başlıyor. Okuyalım ve anlayalım. Aksi takdirde inandığımız şey, aklın süzgecinden geçirilmiş bir din olmaz; fakat ancak ve ancak bir inak (yani dogma) olur.
'...
benim işim bulutlar arşınlamak gün boyu
etin ıslak tadına doğru
yavaş yavaş uyanmak
çocuk kemiklerinden yelkenler yapıp
hırsız cenazelerine bine bine
temiz döşeklerin ürpertisinden çeşme
korkak dualarından cibinlikler kurarak
dokunduğum banknotlardan tiksinmeyi itiraz
nakışsız yaşamakları
silâhlanmak sayarak
çıkardım
boğaza tıkanan lokmanın hartasını
çıkınımda güneşler halka dağıtmak için
halkı suvarmak bin saçlarımda bin ırmak
ıhtırdım caddeleri meğer ki mezarlarmış
hazırmış zaten duvar sıkılmış bir yumruğa
fly Pan-Am
drink Coca-Cola
...'
İsmet Özel'in 'Amentü' adlı şiirinden