Bu yazıları okuyunca kendi öğrencilik günlerim geldi aklıma. Sanki üzerinden çok yıllar geçmiş gibi.......Ben hep yurtta kaldım ama arkadaşım; şimdiki eşim evde kalırdı ev demeye dilim pek varmıyor ama. Camlarında perde olmadığı için çarşaf takardık hiç gün yüzü görmezdik. Komşular görmesin diye eve ayrı ayrı girerdik ama bütün komşular bizi nereli olduğumuzu, nerden okuduğumuzu her nasılsa bilirlerdi. Komşuların eve ani baskın yapmaları durumunda acil kaçış planları yapılır herkes ne yapacağını bilirdi. Hep makarna, bulgur pilavı, menemen yenir, memleketten yeni dönen arkadaşların evine ani baskınlar düzenlenir evden getirdiği her şeyin tadına bakılırdı. Temizlikten hiç bahsetmeyeceğim çünkü nadiren yapılırdı Yaşadığım en güzel yıllar o yıllardı.Şimdide o insanla evlendik,aynı evde kalıyoruz ama o yılların tadı bir başak idi....
Orada kalmasını sağlıklı bir şekilde ortaya koyamayan kişi, hayatta mücadelesini sadece şikayetle geçiren biri olarak sona erdirir.... Ve okul bittikten sonra şu vicdan azabını işitir ' Ne gereksiz tembelliklere, kavgalara, üzüntülere girmişim '.... Alması gereken dersi, o an içerisinde değil, iş işten geçtikten sonra almıştır ve bir koca zaman heder edilmiştir... 10 senedir (ev) öğrenciyim, ortaokuldan beri :)
Hasret dışında, herşey boş ve anlamsız...
Şairin dediği gibi, ' Ben gurbette değilim, Gurbet benim içimde'
öğrenci evleri elbette ki, her zaman kirlidir. halıların üzerinde bilumum malzeme bulunabilir. (erkek öğrenci evleri için) banyo her zaman kıl yumaklarıyla doludur. temizlik, anca evden bir elemanın sevgilisinin eve gelmesiyle olur. kız, aynı şehirdeyse bütün işler zaten ona ve arkadaşlarına yaptırılır. yok eğer başka bir şehirdeyse, o gelmeden önce misafir edecek olan geceden evi pirupak eder.yemek çoğunlukla, kaçınılmaz olan menemen, makarna, patates üçlüsünden herhangi biri olur. kırmızı et kapıdan bile giremez. bütün yemeklere tavuk konulur. kapının önü ayakkabı doludur. ve hepsi iğrenç kokar. çay her saat kaynamaktadır. bir tekel bayiinin yakınlarda oluşu herkese güven verir. çünkü oraya her an koşulabilir ve tekel bayiici(ki genelde orta yaşın üzerinde olurlar) öğrencileri tanıdığı için onlara 'yeğenim' diye hitap eder. bir öğrenci evinin başına gelebilecek en büyük felaket, elemanların ailelerinden birinin o şehre gelmesidir. bütün kanıtlar yok edilir, boş bira şişeleri iade edilir, arkadaşlar az gelip giderler, akşamdan herkes odasına çekilip uyur, müziğin sesi susar. yemek, bulaşık gibi sorumlulukların sıraları yapılır ama üçüncü gün bütün sıra bozulur. herkes aklına eseni yapar. parasızlık ve açlık bakidir. ama yine de hoştur, yaşanılasıdır, şiirseldir...
bir kere kalabalık ev demek, evde kalanların saysı ne kadar olursa olsun kesinlikle o evin misafiri çoktur gece yarılarına kadar müzik dinlenir yada evde (ki kesinlikle böyle bir ev arkadaşını tavsiye etmem) bir müzik aletini yeni çalmaya başlayan biri varsa yandınız hele birde ilk öğrendiği parçaları sevmiyorsanız zamanınızın büyük kısmını evden uzakta geçirmek zorundasınız.sınav zamanları her evde en az bir YARASA olur hem gece çalışır hemde gündüz uyumak nedir bilmez adam şansınız varsa sizin üst sınıfınızdır yoksa sayesinde sizde ders çalışmak zorunda olabilirsiniz....
ama evin en güzel anı kahvaltı anıdır (tabii nöbetçi değilseniz) onlar hazırlar siz yersiniz ve kahvaltıyı eleştirme hakkına sahipsiniz :)
ama her anıyla güzelliktir arkadaşlarınla anlaşabiliyorsan birçok şey öğrenirsin onların sayesinde...
hayatın en güzel çagıdır bence çünkü kolay kolay aynı kişilerle aynı şartlarda bir daha bir araya gelinemez...
Eğer evdeki öğrenci sayısı üçten fazlaysa elemanlardan birisi hiç bir iş yapmaz,temizlik yapılacak günlerde kahvaltıdan hemen sonra gizlice dışarı kaçar ve böylece temizliği sabote eder.Artık o gün temizlik yapılmaz.Elemanlardan biri de her işe koşar,çaya sürekli o bakar,sofrayı kaldırmaya hep yardım eder,fırsat buldukça ortalığı temizler.Diğerlerinin vurdumduymazlığı onu çileden çıkarır,ama bir şey diyemez.
-Öğrenci evi ani baskınlarda her zaman dağınık olur
-Öğrenci evinde pişen pilavda şehriye olmaz
-Öğrenci evinin 4 temel yiyeceği Hazır Çorba,Makarna,Patates ve Yumurtadır
-Öğrenci evinde özel durumlar dışında 5 ayda bir temizlik yapılır
-Öğrenci evinde oda kapılarının arkasında askılık vardır
-Öğrenci evinde hangi günler patates yiyorsunuz sorusuna 'her allahın günü' peki hangi öğünler patates yiyorsunuz sorusuna da 'her allahın öğünü' cevabı verilir
-Öğrenci evinde geceleri giriş kapısı kilitlenmez(erkek evleri için geçerli)
-Öğrenci evinde geceleri giriş kapısı 40 yerinden kilitlenir arkasına masa sandalye falan konulur(kız evleri için geçerli)
-Öğrenci evinde bulaşıklar öğünü öğününe yıkanmaz,günü gününe bile yıkanması bir mucizedir
-Öğrenci evinde kolay kolay sabit telefon bulunmaz,bulunsada bundan ailenin haberi olmaz(aile dışında herkes bilir orası ayrı)
-Öğrenci evinde anahtar evde unutulduğunda derhal ev elemanı aranılır 'nerdesin olm dışarda kaldım' denir
-Öğrenci evinde hemcins bir arkadaş(misafir) ile beraber kalınıldığında gecenin ilerleyen saatlerinde gönül konularına girilir.Çok tepe atarsa açık tekel bayi bulunup içilir
-Öğrenci evinde misafir bilgisayarı ne zaman kurcalasa 'olm porno yokmu' sorusunu patlatır
-Öğrenci evinde kim biri diğerinin odasına girerken mutlaka kapıyı tık tık eder(gariptir bu aile evinde olmaz)
-Öğrenci evinde aynı yağda ortalama 47 kez patates kızartılır
-Öğrenci evinde 3. eleman askere gitmek için evden ayrıldıktan sonra kalan 2 eleman 5 saniye birbirlerine sarılarak ağlaşır sonra birbirlerinin suratlarına bakıp 'boşalan oda benim'hayır len benim'hayır len eleman askere sktirdiğine göre boşalan oda benim olacak' kavgası yapılır(en azından bizim evde öyle oldu)
-Öğrenci evinin yemeğinin tarifinde ayçiçek yağı ile salça her zaman sabittir.Sonra evde ne bulunursa küçük küçük doğranıp tencereye atılır ve kaynayıncaya kadar beklenir.İsmi belli olmayan yemek(genellikle patates yemeği denir) afiyetle yenir
benden önce yazan arkadaşlar çok guzel yazmışlar, hakikaten oyle... o gece yemek yeme olayı...bu orenci milleti o lkadar actir ki,ne gece ne gunduz dinler.. .. temizlik hak getire...temizlikte neymiş..tamam aslna yattığı yerden belli olur; ama orenci dediğin aslan değil olsa olsa...bilmiyorum işte başka bir şey olur
Bu yazıları okuyunca kendi öğrencilik günlerim geldi aklıma. Sanki üzerinden çok yıllar geçmiş gibi.......Ben hep yurtta kaldım ama arkadaşım; şimdiki eşim evde kalırdı ev demeye dilim pek varmıyor ama. Camlarında perde olmadığı için çarşaf takardık hiç gün yüzü görmezdik. Komşular görmesin diye eve ayrı ayrı girerdik ama bütün komşular bizi nereli olduğumuzu, nerden okuduğumuzu her nasılsa bilirlerdi. Komşuların eve ani baskın yapmaları durumunda acil kaçış planları yapılır herkes ne yapacağını bilirdi.
Hep makarna, bulgur pilavı, menemen yenir, memleketten yeni dönen arkadaşların evine ani baskınlar düzenlenir evden getirdiği her şeyin tadına bakılırdı. Temizlikten hiç bahsetmeyeceğim çünkü nadiren yapılırdı Yaşadığım en güzel yıllar o yıllardı.Şimdide o insanla evlendik,aynı evde kalıyoruz ama o yılların tadı bir başak idi....
inşallah bir ay sonra ben de orada yaşayacağım....5 yıllık yurt hayatına son...
Orada kalmasını sağlıklı bir şekilde ortaya koyamayan kişi, hayatta mücadelesini sadece şikayetle geçiren biri olarak sona erdirir.... Ve okul bittikten sonra şu vicdan azabını işitir ' Ne gereksiz tembelliklere, kavgalara, üzüntülere girmişim '....
Alması gereken dersi, o an içerisinde değil, iş işten geçtikten sonra almıştır ve bir koca zaman heder edilmiştir...
10 senedir (ev) öğrenciyim, ortaokuldan beri :)
Hasret dışında, herşey boş ve anlamsız...
Şairin dediği gibi, ' Ben gurbette değilim, Gurbet benim içimde'
aaah ah sormayın hiç
öğrenci evleri elbette ki, her zaman kirlidir. halıların üzerinde bilumum malzeme bulunabilir. (erkek öğrenci evleri için) banyo her zaman kıl yumaklarıyla doludur. temizlik, anca evden bir elemanın sevgilisinin eve gelmesiyle olur. kız, aynı şehirdeyse bütün işler zaten ona ve arkadaşlarına yaptırılır. yok eğer başka bir şehirdeyse, o gelmeden önce misafir edecek olan geceden evi pirupak eder.yemek çoğunlukla, kaçınılmaz olan menemen, makarna, patates üçlüsünden herhangi biri olur. kırmızı et kapıdan bile giremez. bütün yemeklere tavuk konulur. kapının önü ayakkabı doludur. ve hepsi iğrenç kokar. çay her saat kaynamaktadır. bir tekel bayiinin yakınlarda oluşu herkese güven verir. çünkü oraya her an koşulabilir ve tekel bayiici(ki genelde orta yaşın üzerinde olurlar) öğrencileri tanıdığı için onlara 'yeğenim' diye hitap eder. bir öğrenci evinin başına gelebilecek en büyük felaket, elemanların ailelerinden birinin o şehre gelmesidir. bütün kanıtlar yok edilir, boş bira şişeleri iade edilir, arkadaşlar az gelip giderler, akşamdan herkes odasına çekilip uyur, müziğin sesi susar.
yemek, bulaşık gibi sorumlulukların sıraları yapılır ama üçüncü gün bütün sıra bozulur. herkes aklına eseni yapar. parasızlık ve açlık bakidir. ama yine de hoştur, yaşanılasıdır, şiirseldir...
ahh ahhhh..zorluklarıda olsa en büyük isteğim şu an umarım başarırım
zannediyorum seneye ogrenci evlerinde yasayacagım... su an guzel geliyor ama eger yasarsak gorecegiz nasıl oldugunu...
Yaşayan bilir :)
bir kere kalabalık ev demek, evde kalanların saysı ne kadar olursa olsun kesinlikle o evin misafiri çoktur gece yarılarına kadar müzik dinlenir yada evde (ki kesinlikle böyle bir ev arkadaşını tavsiye etmem) bir müzik aletini yeni çalmaya başlayan biri varsa yandınız hele birde ilk öğrendiği parçaları sevmiyorsanız zamanınızın büyük kısmını evden uzakta geçirmek zorundasınız.sınav zamanları her evde en az bir YARASA olur hem gece çalışır hemde gündüz uyumak nedir bilmez adam şansınız varsa sizin üst sınıfınızdır yoksa sayesinde sizde ders çalışmak zorunda olabilirsiniz....
ama evin en güzel anı kahvaltı anıdır (tabii nöbetçi değilseniz) onlar hazırlar siz yersiniz ve kahvaltıyı eleştirme hakkına sahipsiniz :)
ama her anıyla güzelliktir arkadaşlarınla anlaşabiliyorsan birçok şey öğrenirsin onların sayesinde...
hayatın en güzel çagıdır bence çünkü kolay kolay aynı kişilerle aynı şartlarda bir daha bir araya gelinemez...
Eğer evdeki öğrenci sayısı üçten fazlaysa elemanlardan birisi hiç bir iş yapmaz,temizlik yapılacak günlerde kahvaltıdan hemen sonra gizlice dışarı kaçar ve böylece temizliği sabote eder.Artık o gün temizlik yapılmaz.Elemanlardan biri de her işe koşar,çaya sürekli o bakar,sofrayı kaldırmaya hep yardım eder,fırsat buldukça ortalığı temizler.Diğerlerinin vurdumduymazlığı onu çileden çıkarır,ama bir şey diyemez.
:)
-Öğrenci evi ani baskınlarda her zaman dağınık olur
-Öğrenci evinde pişen pilavda şehriye olmaz
-Öğrenci evinin 4 temel yiyeceği Hazır Çorba,Makarna,Patates ve Yumurtadır
-Öğrenci evinde özel durumlar dışında 5 ayda bir temizlik yapılır
-Öğrenci evinde oda kapılarının arkasında askılık vardır
-Öğrenci evinde hangi günler patates yiyorsunuz sorusuna 'her allahın günü' peki hangi öğünler patates yiyorsunuz sorusuna da 'her allahın öğünü' cevabı verilir
-Öğrenci evinde geceleri giriş kapısı kilitlenmez(erkek evleri için geçerli)
-Öğrenci evinde geceleri giriş kapısı 40 yerinden kilitlenir arkasına masa sandalye falan konulur(kız evleri için geçerli)
-Öğrenci evinde bulaşıklar öğünü öğününe yıkanmaz,günü gününe bile yıkanması bir mucizedir
-Öğrenci evinde kolay kolay sabit telefon bulunmaz,bulunsada bundan ailenin haberi olmaz(aile dışında herkes bilir orası ayrı)
-Öğrenci evinde anahtar evde unutulduğunda derhal ev elemanı aranılır 'nerdesin olm dışarda kaldım' denir
-Öğrenci evinde hemcins bir arkadaş(misafir) ile beraber kalınıldığında gecenin ilerleyen saatlerinde gönül konularına girilir.Çok tepe atarsa açık tekel bayi bulunup içilir
-Öğrenci evinde misafir bilgisayarı ne zaman kurcalasa 'olm porno yokmu' sorusunu patlatır
-Öğrenci evinde kim biri diğerinin odasına girerken mutlaka kapıyı tık tık eder(gariptir bu aile evinde olmaz)
-Öğrenci evinde aynı yağda ortalama 47 kez patates kızartılır
-Öğrenci evinde 3. eleman askere gitmek için evden ayrıldıktan sonra kalan 2 eleman 5 saniye birbirlerine sarılarak ağlaşır sonra birbirlerinin suratlarına bakıp 'boşalan oda benim'hayır len benim'hayır len eleman askere sktirdiğine göre boşalan oda benim olacak' kavgası yapılır(en azından bizim evde öyle oldu)
-Öğrenci evinin yemeğinin tarifinde ayçiçek yağı ile salça her zaman sabittir.Sonra evde ne bulunursa küçük küçük doğranıp tencereye atılır ve kaynayıncaya kadar beklenir.İsmi belli olmayan yemek(genellikle patates yemeği denir) afiyetle yenir
işte öğrenci evinde yaşamak böyledir :)
benden önce yazan arkadaşlar çok guzel yazmışlar, hakikaten oyle...
o gece yemek yeme olayı...bu orenci milleti o lkadar actir ki,ne gece ne gunduz dinler..
..
temizlik hak getire...temizlikte neymiş..tamam aslna yattığı yerden belli olur; ama orenci dediğin aslan değil olsa olsa...bilmiyorum işte başka bir şey olur
Temizlik imandan gelir deyiminin nedenini yaşayarak anlamak :)