Görmedikçe bağlanır,uzaklaştıkça yakınlaşırsınız.Anlarsınız ki çaresiz aşktır bu,ne onunla olur ne onsuz..hem kollarında ölmek,kucağına gömülmek arzusu,hem ne olacak sonunda kuşkusu..böyle sevemezsiniz terkde edemezsiniz,sürünür gidersiniz...
gittiğim bütün hekimler aynı şeyleri söylediler söz birliği etmişcesine 'aşk hastalığıdır bunun adı ve çok sarsar insanı bu yaştan sonra'
oysa ne yalan söyliyeyim, ben yalnızca bir kuyrukluyıldıza çarptığımı sanmıştım yaşamın çıkmaz sokaklarında yürürken yüreğim bir patlamayla aydınlanınca...
Tam bi tarifi yapılamasa da Aşk, korku filmi seyretmek gibidir.Hani hem korkarsın hem de filmden kopamazsın ya...Kopsan da aklın filmde kalır hani...hah! işte o durum. Öyle boşboş kanal zapinglerken çıkar karşına..Kimisi ne kadar korksa da gözlerini kocaman açarak izler, kimisi de benim gibi parmakları arasından.. :)) Kısaca demem o ki; Aşk, 'YÜREK İŞİ' :)
'NasıI olur bilirsin......bir yerlerde çalan bir müzik duyduğunda......sen de söylersin, çünkü gerçekten sevdiğin bir ezgidir.....bir kapı kapanma ya da tren sesi araya girdiğinde, artık müziği duyamazsın......ama yine de söylemeye devam edersin.Ve aradan ne kadar süre geçerse geçsin......müzik tekrar duyulur olduğunda, onunla hâlâ tam aynı yerdesindir.Aşk işte böyledir.''
kesinlikle tanımadığınız insana duyulan bir histir.çünkü insan tanıdığı birine aşık olamaz(mış.) teorikte de pratikde de böyle bişey mümkün diilmiş çünkü aşk gizem(miş) .sizden farklı olana tanınmayana bilinmeyene duyulan meraktır.
Aşk beşeridir; şakayla baslar, sorumluluk getirir. Gözden girer, gönülde yasar. Surete meyledenler ziyandadır. Aşk platoniktir; sohbetle baslar, zahmet getirir. Zihinden girer, gönülde yaşar. Siretini süslemeyenler yol şaşırır. Aşk İlahidir; imanla başlar, vahdete götürür. Gönülde doğar, gönülde yasar. Sırrı saklamayanlar, başını verir.Aşk, Allahu Teala’nın “Bilinmeyi istedim kainatı yarattım” buyurduğu noktada başlar. Ve oradan bir ırmak gibi birdenbire coşkuyla akar, binlerce yola ayrılır, binlerce ırmak oluşur. Bir bastan binlerce baş oluşur. Onun için bir türlü aşk vardır.
Rüyalarda ve aşkta imkansız olan bir şey yoktur.
Janos Arany
Aşk; iki bedende bir olmak.Tekliği ortaya çıkarmak ve birbirini tamamlamak...
Görmedikçe bağlanır,uzaklaştıkça yakınlaşırsınız.Anlarsınız ki çaresiz aşktır bu,ne onunla olur ne onsuz..hem kollarında ölmek,kucağına gömülmek arzusu,hem ne olacak sonunda kuşkusu..böyle sevemezsiniz terkde edemezsiniz,sürünür gidersiniz...
gittiğim bütün hekimler aynı şeyleri söylediler
söz birliği etmişcesine
'aşk hastalığıdır bunun adı
ve çok sarsar insanı bu yaştan sonra'
oysa ne yalan söyliyeyim,
ben yalnızca
bir kuyrukluyıldıza
çarptığımı sanmıştım
yaşamın çıkmaz sokaklarında yürürken
yüreğim bir patlamayla aydınlanınca...
ULAŞILDIĞINDA BİTEN SEVGİ
Tam bi tarifi yapılamasa da Aşk, korku filmi seyretmek gibidir.Hani hem korkarsın hem de filmden kopamazsın ya...Kopsan da aklın filmde kalır hani...hah! işte o durum.
Öyle boşboş kanal zapinglerken çıkar karşına..Kimisi ne kadar korksa da gözlerini kocaman açarak izler, kimisi de benim gibi parmakları arasından.. :))
Kısaca demem o ki; Aşk, 'YÜREK İŞİ' :)
N.H.RAN
'her baktığımda ilk defa görüyormuşum gibi...az kalsın ölüyormuşum gibi'...Sonrası bir uzun yolculuk...Sonrası nasip...!
aşk.....
Aşk Dediğin
Aşk dediğin elif gibi olmalı dümdüz dosdoğru…
Aşk dediğin ışın gibi olmalı şekilsiz şüphesiz ve üç noktası özü sözü gözü anlatmalı…
Aşk dediğin kaf gibi olmalı kaf dağı gibi ulaşılmaz erişilmez olmalı iki zirvesi iki nokta gibi
göğe uzanmalı biri can biri canan olmalı… Hem kaf aşkın kalbidir onu çıkarınca gariye aşk
kalır mide kalır…Aşk dua etmektir; “Yarabbi ona da benim sevgimi ver” gibi dualar aşığın
duası değildir çünkü aşkta karşılık beklemek yoktur. Aşığın duası her an “Yarabbi onun
hakkında hep en hayrlısını nasip et ona gelecek dertler üzüntüler bana gelsin” diyebilmektir.
Ya da “Ben öleyim o kalsın ben ağlayayım o gülsün” …İşte Aşık en azından diyebilmeli ki
“Yarabbi benim vücudumu iki kişilik yap eğer onun cezası varsa onun yerine de ben
yanayım yer kalmasın cehennemde o dışarda kalsın.”
Aşk en çok da haddini bilmektir…
Ve Aşk susmayı bilmektir susabilmektir…
aşk acıdır,aşk ulaşamadığım bir sonsuzluktur hayatımda hep aşk aradım ama bulamadım, ama aşk benim için bir sonsuzluktur
Rüzgar ateş için neyse, ayrılık da AŞK için odur; küçük bir AŞKI söndürür, büyük bir AŞKI daha da güçlendirir... HZ. MEVLANA
'Ne beni sevdin
Ne de inkar ettin
Aldın aklımı basımdan
Perisan ettin.'
'Aşkı anlatabilmek için,yeryüzünde var olan dillerden başka bir dil ister.'
Eugene Delacroix:
'aşktan korkmak yaşamdan korkmaktır ve yaşamdan korkanlar zaten dörtte üç oranında ölmüşlerdir.' bertrand russell
AŞK, SEVDİĞİNDE FANİ OLMAKTIR! DİĞER BİR DEYİMLE, İKİ BEDENDE TEKRUHTUR AŞK! ....
AŞK KÖRÜ BİLE BADEM GÖZLÜ GÖSTEREN BİR DUYGUDUR :)
ölmeye deger...
Üç harftir sadece geçici güzelliğe kapıldıysan; ama bir dünyadır, bir yaşamdır ve bir kurtuluş yoludur Allah a ve peygambere aşıksan...
Franz Xaver Von Baader:
'Özgürlük ask degildir, yalniz askin kapisidir.'
'NasıI olur bilirsin......bir yerlerde çalan
bir müzik duyduğunda......sen de söylersin, çünkü
gerçekten sevdiğin bir ezgidir.....bir kapı kapanma ya da tren sesi araya
girdiğinde, artık müziği duyamazsın......ama yine de söylemeye
devam edersin.Ve aradan ne kadar
süre geçerse geçsin......müzik tekrar duyulur olduğunda,
onunla hâlâ tam aynı yerdesindir.Aşk işte böyledir.''
Büyük asklar.nefretten doğar kimi zaman.
Kaba cinselliğin,kamuflaj örtüsü.
Antoine Bret:
'Aşkın ilk soluğu mantığın son soluğudur.
bir gerçektir var olduğuna dair dünyada; ama faninin değil Ölümsüzün peşinde koşmaktır.
Körü bile badem gözlü gösterir, vefasızlığı
Öğrendikten, sevdikten sonra daha çok acı çekeceksiniz. Victor HUGO
damarindan girer burnundan gelir :)
Hayatın ihtiyarlık çağında olduğu gibi aşkında ihtiyarlığında,artık zevkler için değil acılar için yaşanır. La ROCHEFOUCAULD
kesinlikle tanımadığınız insana duyulan bir histir.çünkü insan tanıdığı birine aşık olamaz(mış.) teorikte de pratikde de böyle bişey mümkün diilmiş çünkü aşk gizem(miş) .sizden farklı olana tanınmayana bilinmeyene duyulan meraktır.
Aşk beşeridir; şakayla baslar, sorumluluk
getirir. Gözden girer, gönülde yasar. Surete meyledenler ziyandadır. Aşk
platoniktir; sohbetle baslar, zahmet getirir. Zihinden girer, gönülde yaşar.
Siretini süslemeyenler yol şaşırır. Aşk İlahidir; imanla başlar, vahdete
götürür. Gönülde doğar, gönülde yasar. Sırrı saklamayanlar, başını verir.Aşk, Allahu Teala’nın “Bilinmeyi istedim kainatı yarattım” buyurduğu noktada
başlar. Ve oradan bir ırmak gibi birdenbire coşkuyla akar, binlerce yola
ayrılır, binlerce ırmak oluşur. Bir bastan binlerce baş oluşur. Onun için
bir türlü aşk vardır.
Hz. Mevlânâ