Aruz hecelerin sayısını değil, şeklini esas alır. Aruzla yazılmış şiirlerde, her bir mısranın heceleri, diğer mısraların aynı hizadaki heceleriyle aynı açıklık(kısalık) ve kapalılık(uzunluk) noktasında birbirlerine denktir.
İlk hasretiyle gençliğimin ilk elemleri Ey paslı tellerinde gülen, ağlayan aruz, Ey eski dost yad edelim eski demleri, Madem ki son sadanı dağıtmış, yorulmuşuz! ... Neydin gönülde, şimdi ne oldun zavallı sen,
Müzikte tamamen ritmi oluşturan uzun ve kısa vuruşların Arapça gibi ritimli ve ahenkli bir dilde şiire uyarlanmasıdır ve bir estetik sanat harikasıdır.Aruz vezniyle yazılan şiirlerde heceler müthiş bir ritimle insanın ruhuna işler böylece mana ile estetiğin eşi benzeri görülmemiş bir kıvamı insanının derinliklerinde mezc olur.Araplardan sonra Farslar kendi dillerinin de kısmen ritimli ve ahenkli bir dil olmasından dolayı aruzu kendi şiirlerine uyarlamışlardır.Farslardan sonra da Osmanlılar da Arapça ve Farsça kelimelerin kendi dillerinde büyük bir yekun teşkil edip aruz kıvamına gelmesiyle bu ölçü sistemini büyük bir ustalıkla kullanmışlardır.Arapların aruzu deve yürüyüşünden keşfettiği gibi rivayetler asılsız efsanelerdir.Bilakis belki de develer ritimle yürümeyi aruzu kullanan Arap şairlerinden öğrenmiştir :)) (Rivayet edilir ki usta Arap şairleri şiirlerini okudukları vakit bu şiirlerden hiç bir şey anlayamayan develer sırf bu şiirlerin ritmine kapılıp coşarlarmış) Zira Arapça deve yürüyüşünden ortaya çıkan bir dil değildir.Arapça'nın kendi aslı ahenkli ve ritimli bir dildir.İşte bu ahenk ve ritim Arap şairlerinin aruzu doğaçlama bir yetenek ile keşfedip kullanmalarını sağlamıştır.Bunu ilk defa sistemleştirip kaideler ile tespit eden kişi ise hicri 2. asırda yaşayan Arap dilbilimcisi Halil bin Ahmed olmuştur.
eğitim sisteminin bütün kötülüklerinin günah keçisi olan şiir vezin sistemi.
sözcükleri hece hece yazın, sessiz ile biten heceler için - koyun sesli ile biten heceler için. koyun ve bir mısranın bu bağlamda kalıbı neyse diğerlerinde bunu korumaya çalışın.
misal: ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden .-.-..-. -.- eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak* .-.-..- -. -.- - (aradaki boşlukları saymazsanız kalıplar aynı)
aruz.. hmm.. edebiyatta damak tadı demektir.. iki kelimede onlarca sanat ve mana içeren iki dizeyle insanı mest eden bir sanat harikası açık kapalı hecelerdeki o ahenk ve bununla beraber mana derinliği ikisini birden aynı anda barındırabilen bir edebiyat ve dahi matematik şaheseri.. hmmm...
ARUZ BİR ŞAİRİN ŞAİR OLUP OLMADIĞINI BELLİ EDER BUNUN NE OLDUĞUNU BİLMEYEN TARİF EDEMEZ BİLMEK İSTEMEYEN LAF ATAR BİLEN UYGULAYAMAYAN BEĞENMEZ ARUZUN TADINA VARAN EN BÜYÜK SEVGİLİ DER BANA SORARSANIZ BİR ŞAİRİN ŞAİRLİĞİNİN YARISI DIR
ALIN BİR ÖRNEK
SEVİYORSAN SENİ CÂNÂN EDEREK KOR İÇİNE LAF ATARSAN DA SOKAR BÖYLE İTİN TAM KIÇINA
Aruz veznine sadık kalmış bir şair Ahmet Haşim.
Aruz hecelerin sayısını değil, şeklini esas alır. Aruzla yazılmış şiirlerde, her bir mısranın heceleri, diğer mısraların aynı hizadaki heceleriyle aynı açıklık(kısalık) ve kapalılık(uzunluk) noktasında birbirlerine denktir.
failatün
aruz,
derin düşüncelerin duygularla birleşerek aheng içinde ki kelimelerin kalplredeki hülasasıdır.
İlk hasretiyle gençliğimin ilk elemleri
Ey paslı tellerinde gülen, ağlayan aruz,
Ey eski dost yad edelim eski demleri,
Madem ki son sadanı dağıtmış, yorulmuşuz!
...
Neydin gönülde, şimdi ne oldun zavallı sen,
Müzikte tamamen ritmi oluşturan uzun ve kısa vuruşların Arapça gibi ritimli ve ahenkli bir dilde şiire uyarlanmasıdır ve bir estetik sanat harikasıdır.Aruz vezniyle yazılan şiirlerde heceler müthiş bir ritimle insanın ruhuna işler böylece mana ile estetiğin eşi benzeri görülmemiş bir kıvamı insanının derinliklerinde mezc olur.Araplardan sonra Farslar kendi dillerinin de kısmen ritimli ve ahenkli bir dil olmasından dolayı aruzu kendi şiirlerine uyarlamışlardır.Farslardan sonra da Osmanlılar da Arapça ve Farsça kelimelerin kendi dillerinde büyük bir yekun teşkil edip aruz kıvamına gelmesiyle bu ölçü sistemini büyük bir ustalıkla kullanmışlardır.Arapların aruzu deve yürüyüşünden keşfettiği gibi rivayetler asılsız efsanelerdir.Bilakis belki de develer ritimle yürümeyi aruzu kullanan Arap şairlerinden öğrenmiştir :)) (Rivayet edilir ki usta Arap şairleri şiirlerini okudukları vakit bu şiirlerden hiç bir şey anlayamayan develer sırf bu şiirlerin ritmine kapılıp coşarlarmış) Zira Arapça deve yürüyüşünden ortaya çıkan bir dil değildir.Arapça'nın kendi aslı ahenkli ve ritimli bir dildir.İşte bu ahenk ve ritim Arap şairlerinin aruzu doğaçlama bir yetenek ile keşfedip kullanmalarını sağlamıştır.Bunu ilk defa sistemleştirip kaideler ile tespit eden kişi ise hicri 2. asırda yaşayan Arap dilbilimcisi Halil bin Ahmed olmuştur.
eğitim sisteminin bütün kötülüklerinin günah keçisi olan şiir vezin sistemi.
sözcükleri hece hece yazın,
sessiz ile biten heceler için - koyun
sesli ile biten heceler için. koyun
ve bir mısranın bu bağlamda kalıbı neyse diğerlerinde bunu korumaya çalışın.
misal:
ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
.-.-..-. -.-
eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak*
.-.-..- -. -.- -
(aradaki boşlukları saymazsanız kalıplar aynı)
aruz.. hmm.. edebiyatta damak tadı demektir..
iki kelimede onlarca sanat ve mana içeren
iki dizeyle insanı mest eden bir sanat harikası
açık kapalı hecelerdeki o ahenk ve bununla beraber mana derinliği ikisini birden aynı anda barındırabilen bir edebiyat ve dahi matematik şaheseri..
hmmm...
EBK dersi
ARUZ BİR ŞAİRİN ŞAİR OLUP OLMADIĞINI BELLİ EDER
BUNUN NE OLDUĞUNU BİLMEYEN TARİF EDEMEZ
BİLMEK İSTEMEYEN LAF ATAR
BİLEN UYGULAYAMAYAN BEĞENMEZ
ARUZUN TADINA VARAN EN BÜYÜK SEVGİLİ DER
BANA SORARSANIZ BİR ŞAİRİN ŞAİRLİĞİNİN YARISI DIR
ALIN BİR ÖRNEK
SEVİYORSAN SENİ CÂNÂN EDEREK KOR İÇİNE
LAF ATARSAN DA SOKAR BÖYLE İTİN TAM KIÇINA
feilâtün feilâtün feilâtün feilün
aruz bir vezindir tabiki hemen şiir aklıma geliyor
şiirde uyum