ruh dinginliğinin size ıstırap vermeye başlamasıdır.. nitshzche ye göre öldürmediği sürece insana olgunluk veren beyinsel bir süreçtir. ama acı en çok tepeden tırnağa bedeninin mantığının kontrolünden çıkması ile hükümsüz bırakılan herşeydir..
narsizm, mazoşizm, sadizmin ana kaynağı........ insan hamurunda kıvamında olunca bi anlamı olan, fazlasının yaşayana ve çevresine azap olduğu, eğer sabır ve sebatla yaşanırsa insanı olgunlaştıran, hayata insana dair herseyde mutlaka bi parça olan karmasık duygular dizini.......
Acı; mide bosluguna çöreklenmiş karayılann... Sıcaklığı ile varlığını her daim hissettirirr... Zaman zaman anı ile uyanır... Anının kaynağına yönelir yavaş hareketlerle meraklaa... İpek bir kumaşın akması gibi yüreğinize beyninize doğru sürünür sakince... O akarken eski yerindeki ağırlık hafifler yeni yerine azap çöreklenirrr.. İnsan ölüyorum sanır,beynine bedenine yüreğine yabancılaşır... Sonra bir müddet orda uyur,sessiz sakin acı diner... Sonra başka bir anı dürtükler onu,yine akar bir yerden diğerine... Bu beden onun evidir,iyi yada kötü bütün misafirler davetsizdir,onun için sevmez... Bedeni bekler,ölünceye kadar terketmez acı seniiii...
ben acinin paylasildikca cogalan bir duygu oldugunu anladim: bazi seylerin sistematigini cozup, tanimlayabilmen icin digerleriyle ayni ortamda konusabilmen, yani anlasilip anlayabilmen lazim. oyle bir ortam ise sana daha cok veri ve bilgi vererek daha da dolu ve karmasaya meyilli bir beyin hediye ediyor.. yani sen acini anlamaya calisarak daha da aci ceker duruma kosuyorsun. iste yazmak bu noktada tam bir eroin, yazarken iyi de, sonrasi... sonrasinda hep bir kac kulac daha derinden basliyorsun yeni arayis seruvenine...
Nereye dönersen dön tecavüzsee... Kaçınılmaz olandan zevk almasını öğrenmelisin telkinleri hep bir ağızdan koro halinde kulaklarına doğru uğulduyorsaa.... Her yer ve her şey içine dışına pisse ve pislik doluysaaaa... Uymuyorsan uyamıyorsannn... Yaşanılan ve hissedilenlerin bir kabus olduğunu dileyip uyanmayı bekliyorsannn... Ve öyle ki artık hissedilenleri dahi ayrımsayamıyorsann... Yalnızsan ve karanlıkta yürüyorsann... Acı nedirrr... BİLİYORSUNDURRR....
En yakın dostunun sahte gülüşü ve arkandan döndürdüğü dolaplar, çok sevdiğin birinin seni terk etmesi, daha sonra onu mutsuz görmek belki geri dönmek istesede onu kabul edememek,yarım kalan duygular belki sevdalar,hiç red edemeyeceğin olması imkansız aşklar.....
ruh dinginliğinin size ıstırap vermeye başlamasıdır.. nitshzche ye göre öldürmediği sürece insana olgunluk veren beyinsel bir süreçtir. ama acı en çok tepeden tırnağa bedeninin mantığının kontrolünden çıkması ile hükümsüz bırakılan herşeydir..
ailenden,ulkenden uzaklarda yasamaya calismak...
ama acılara alışılmaz
birşeyler var değişecek
birşeyler var değiştirmemiz gereken
önce acılardan başlanacak
ahmet telli
narsizm, mazoşizm, sadizmin ana kaynağı........
insan hamurunda kıvamında olunca bi anlamı olan, fazlasının yaşayana ve çevresine azap olduğu, eğer sabır ve sebatla yaşanırsa insanı olgunlaştıran, hayata insana dair herseyde mutlaka bi parça olan karmasık duygular dizini.......
Acı; mide bosluguna çöreklenmiş karayılann...
Sıcaklığı ile varlığını her daim hissettirirr...
Zaman zaman anı ile uyanır...
Anının kaynağına yönelir yavaş hareketlerle meraklaa...
İpek bir kumaşın akması gibi yüreğinize beyninize doğru sürünür sakince...
O akarken eski yerindeki ağırlık hafifler yeni yerine azap çöreklenirrr..
İnsan ölüyorum sanır,beynine bedenine yüreğine yabancılaşır...
Sonra bir müddet orda uyur,sessiz sakin acı diner...
Sonra başka bir anı dürtükler onu,yine akar bir yerden diğerine...
Bu beden onun evidir,iyi yada kötü bütün misafirler davetsizdir,onun için sevmez...
Bedeni bekler,ölünceye kadar terketmez acı seniiii...
ben acinin paylasildikca cogalan bir duygu oldugunu anladim: bazi seylerin sistematigini cozup, tanimlayabilmen icin digerleriyle ayni ortamda konusabilmen, yani anlasilip anlayabilmen lazim. oyle bir ortam ise sana daha cok veri ve bilgi vererek daha da dolu ve karmasaya meyilli bir beyin hediye ediyor.. yani sen acini anlamaya calisarak daha da aci ceker duruma kosuyorsun. iste yazmak bu noktada tam bir eroin, yazarken iyi de, sonrasi... sonrasinda hep bir kac kulac daha derinden basliyorsun yeni arayis seruvenine...
Nereye dönersen dön tecavüzsee...
Kaçınılmaz olandan zevk almasını öğrenmelisin telkinleri hep bir ağızdan koro halinde kulaklarına doğru uğulduyorsaa....
Her yer ve her şey içine dışına pisse ve pislik doluysaaaa...
Uymuyorsan uyamıyorsannn...
Yaşanılan ve hissedilenlerin bir kabus olduğunu dileyip uyanmayı bekliyorsannn...
Ve öyle ki artık hissedilenleri dahi ayrımsayamıyorsann...
Yalnızsan ve karanlıkta yürüyorsann...
Acı nedirrr...
BİLİYORSUNDURRR....
Sızıyı dindiren su suyun sızladığını kimseler bilmezz....
veremem sana acımı..
kirlenir dünya..
şehrin boş sokakları ıslanır gözyaşımla...
insanı olgunlaştırır,daha dirençli yapar...
insani dünyada terk etmeyen tek dostu
tek dostum
hayatın taa kendisi,iyiki var yoksa tatlının bir anlamı kalmazdı.Tıpkı kızgın kumlardan serin sulara atlamak gibi bişey..
Acı bana hep tatlıyı anımsatır ki en acı yönüde budur anımsattıkça daha çok acı verir...
aci cekmek her insanin kaderi diye düsünüyorum hayatta hic aci cekmedim diyen bence yalan söylüyordur
kimilerine refahı....kimilerinede hüsranı hatırlatıyor....bana gelince çekmeyen anlamazı hatırlatıyor...
biberde de acıdır gerçekte, gerçeğin biber olma olasılığı biberinde gerçek olma ihtimali alında şey hatta varya, neyse böle bişi...
içimin acısı.. kalbimin ağrısı... sus ve ne olur incitme beni..
aargghhhhh! ! ! solummmm...
En yakın dostunun sahte gülüşü ve arkandan döndürdüğü dolaplar, çok sevdiğin birinin seni terk etmesi, daha sonra onu mutsuz görmek belki geri dönmek istesede onu kabul edememek,yarım kalan duygular belki sevdalar,hiç red edemeyeceğin olması imkansız aşklar.....
ölümü tatlı yapar bazen...
öğretir...
kalıba giremeyen duyguların bedeli
insanın yüreğinin ağlaması
yaşamı..malesef
Bir kış gecesinde, bir bahar gününü yaratan kudret, bununla eğlenebiliyorsa; ben de, bana yaşatılanla eğlenebilirim!
acının surlarında ateşler yaktık, vuruldu şehirler soluksuz kaldı...
kendine çekildi bütün zamanlar, gölgeler orda kaldı...
acı acı gülme fena yaparım
hayatin en tatlisi
en vefakari
biraktigi izlerin ardindan hep eyitici anasi
acı olmadan tatlı olmaz
dilimin ucunda tadı, yüreğimde hissiyatı...