Efendim zan ikiye ayrılır, hüsn ü zan ve su i zan olmak üzere. 'Hüsn ü zan, bir çok yerde acziyettir. Su i zan ise, tedbir almanı emreder.' ne güzel söylemiş söyleyen...
'Zan' duygusu insanda mevcut bulunan en büyük şer güçtür! .Varolmayan ya da varolması mümkün olmayan şeyleri imkân dahilinde göstererek bilinci adeta esir eder! . Tüm korkuların, endişelerin, sıkıntıların kökeninde 'zan' yatar! .
'Negatif varsayım' diye günümüz diline çevirebileceğimiz bu deyimin insan yaşamındaki yeri hiç kimsenin tahmin edemeyeceği kadar büyüktür! .
Eğer kişi 'zan' duygusunu kontrol altına alabilirse, yaşamı adeta Cennet yaşamına döner... Buna karşılık insan 'zannın' esiri olursa, yaşamı artık bir kederdir! .
Kendimizi ismi olan bir beden kabul edip, birde tanri tasavvur ettikten sonra ömür tüketmek, zanlarin en büyügü galiba?
“Ereeyte men ittahâze ilahehû hevâh…” (25.Furkan:43) “Kendi hevâsını kendine tanrı edineni gördün mü? ”
“Ve la ted’u meALLAHi ilâhen âhar, la ilâhe illâ HU; Küllü şey’in hâlikun illa vecheHU” (28.Kasas:88) “ALLAH yanı sıra tanrı edinme! Tanrı yoktur, sadece HU! O’nun vechi (zati) dışında her şey, “yok” tur! ”
118. “La tec’âl meâllahi ilahen âher, fetak’ude mezmûmen mahzûlâ” (17.İsra:22) “ALLAH yanısıra tanrı oluşturma! Sonra, aşağılanmış ve kendi başına bırakılmış olursun…”
“ŞehidALLAHu enne HU lâ ilâhe illâ HUve vel melâiketu ve ulul ilmi.” (3.Alu İmran:18) “Allah şahit şu gerçeğe ki, tanrı yok, ancak O vardır. Bütün melekler ve ilim uluları da dosdoğru olarak buna şahittir ki, tanrı yok, ancak O´dur. Aziz´dir, Hakîm´dir.''
“İn yettebiûne illez zanne, ve innez zanne lâ yuğniy minel hakkı şey’â.” (53.Necm:28) “Onlar sadece ZANN’a tâbi oluyorlar.. ZAN ise haktan hiç bir şey ifade etmez! ”
“Ve zâliküm zannukümülleziy zanentüm birabbikum erdâküm feasbahtum minel hâsiriyn.” (41.Fussilet:23) “Rabbiniz hakkında beslediğiniz ZAN var ya… Sizi işte o mahvetti! Ve siz, kaybedenlerden oldunuz! ”
çoçukken bi fıkra anlatmışlardı.... italyada yaşayan hüseyin zan'ın bir oğlu olmuş hüseyin amca cocuğun adını bora koymuş çocuğun adı ne olmuş.......BORA-ZAN
Kuranda geçen zan iki türlüdür.1.si Bir kişi veya olay hakkında şüpheli olduğu halde doğruymuş gibi anlatmak söylemek.2.si Allah kuranda bilgisi ilmi olmayanların kaynağı olmadan şüpheli-çelişkili bir söylemeden bahsediyor.Yani hevasından konuşanların zanda bulunduğunu söylüyor.Buna göre zan şüpheli çelişkili demektir
büyük hesap günü gelmiştir..mahşer yerinde kalabalıktan bir kulun hesap sorgu sırası gelmiştir.. huzura çıkartılır..defterler uçuşur sağdan soldan... mizan kurulur...terazinin günah kefesi ağır basar..kul cehenneme gönderilmek üzere kollarından tutulur..tam giderken geri döner RAbbinin makamına son bir defa bakar..Yüce Allah kulu tekrar getirtir huzura..sorarlar..neden giderken geri dönüp baktın? ? kul: -evet benim günahlarım sevaplarımdan ağır basmıştır huzur-u ilahîde..ancak benim inandığım Allah'ın rahmeti gazabının önündedir.. o affetmeyi sever... kendimden birşey ummuyordum ama O'nun beni cehenneme atmıyacağına o kadar emindim ki,der... Yüce RAbbim meleklerine buyurur: 'Ben kulumun zannı üzreyim..nasıl biliyorsa öyleyim'
su-i zan ve hüsn-ü zan olarak ikiye ayrılır.zan kelime manası olarak düşünce, fikir gibi manalarla yüklüdür. su-i arapçada kötü manasına gelir bu yüzden su-i zan kötü düşünce olarak bilinir.hüsn ise iyi güzel hoş anlamındadır ve hüsn-ü zan iyi hoş düşünce oluyor...Allah kullarına şöyel buyurmuştur; 'ölüm anında beni hüsn-ü zan ile anınız.'...
tarik nedir
tarik anlami
zan nedemek
ZAN ilim değildir.
İlim şüphesiz olandır.
Efendim zan ikiye ayrılır, hüsn ü zan ve su i zan olmak üzere.
'Hüsn ü zan, bir çok yerde acziyettir. Su i zan ise, tedbir almanı emreder.'
ne güzel söylemiş söyleyen...
'Zan' duygusu insanda mevcut bulunan en büyük şer güçtür! .Varolmayan ya da varolması mümkün olmayan şeyleri imkân dahilinde göstererek bilinci adeta esir eder! . Tüm korkuların, endişelerin, sıkıntıların kökeninde 'zan' yatar! .
'Negatif varsayım' diye günümüz diline çevirebileceğimiz bu deyimin insan yaşamındaki yeri hiç kimsenin tahmin edemeyeceği kadar büyüktür! .
Eğer kişi 'zan' duygusunu kontrol altına alabilirse, yaşamı adeta Cennet yaşamına döner... Buna karşılık insan 'zannın' esiri olursa, yaşamı artık bir kederdir! .
bir şey hakkında zihnin yargısı:
1.kesindir
2.tereddütlüdür
1.kesin yargı:
a) gerçeğe uygun = ilim
b) gerçeğe uygun değil = cehalet
2. zihni tereddütün iki tarafından
a) çoğu = zann
b) azı = vehim
c) eşit olursa = şek / şüphe
Kendimizi ismi olan bir beden kabul edip, birde tanri tasavvur ettikten sonra ömür tüketmek, zanlarin en büyügü galiba?
“Ereeyte men ittahâze ilahehû hevâh…” (25.Furkan:43)
“Kendi hevâsını kendine tanrı edineni gördün mü? ”
“Ve la ted’u meALLAHi ilâhen âhar, la ilâhe illâ HU; Küllü şey’in hâlikun illa vecheHU” (28.Kasas:88)
“ALLAH yanı sıra tanrı edinme! Tanrı yoktur, sadece HU! O’nun vechi (zati) dışında her şey, “yok” tur! ”
118. “La tec’âl meâllahi ilahen âher, fetak’ude mezmûmen mahzûlâ” (17.İsra:22)
“ALLAH yanısıra tanrı oluşturma! Sonra, aşağılanmış ve kendi başına bırakılmış olursun…”
“ŞehidALLAHu enne HU lâ ilâhe illâ HUve vel melâiketu ve ulul ilmi.” (3.Alu İmran:18)
“Allah şahit şu gerçeğe ki, tanrı yok, ancak O vardır. Bütün melekler ve ilim uluları da dosdoğru olarak buna şahittir ki, tanrı yok, ancak O´dur. Aziz´dir, Hakîm´dir.''
“İn yettebiûne illez zanne, ve innez zanne lâ yuğniy minel hakkı şey’â.” (53.Necm:28)
“Onlar sadece ZANN’a tâbi oluyorlar.. ZAN ise haktan hiç bir şey ifade etmez! ”
“Ve zâliküm zannukümülleziy zanentüm birabbikum erdâküm feasbahtum minel hâsiriyn.” (41.Fussilet:23)
“Rabbiniz hakkında beslediğiniz ZAN var ya… Sizi işte o mahvetti! Ve siz, kaybedenlerden oldunuz! ”
'yaşaya dursun insan
hayat dediği zanla'
merak,
zan,
suizan,
ötesi hafazaan...
çoçukken bi fıkra anlatmışlardı....
italyada yaşayan hüseyin zan'ın bir oğlu olmuş
hüseyin amca cocuğun adını bora koymuş
çocuğun adı ne olmuş.......BORA-ZAN
Kuranda geçen zan iki türlüdür.1.si Bir kişi veya olay hakkında şüpheli olduğu halde doğruymuş gibi anlatmak söylemek.2.si Allah kuranda bilgisi ilmi olmayanların kaynağı olmadan şüpheli-çelişkili bir söylemeden bahsediyor.Yani hevasından konuşanların zanda bulunduğunu söylüyor.Buna göre zan şüpheli çelişkili demektir
büyük hesap günü gelmiştir..mahşer yerinde kalabalıktan bir kulun hesap sorgu sırası gelmiştir..
huzura çıkartılır..defterler uçuşur sağdan soldan...
mizan kurulur...terazinin günah kefesi ağır basar..kul cehenneme gönderilmek üzere kollarından tutulur..tam giderken geri döner RAbbinin makamına son bir defa bakar..Yüce Allah kulu tekrar getirtir huzura..sorarlar..neden giderken geri dönüp baktın? ?
kul:
-evet benim günahlarım sevaplarımdan ağır basmıştır huzur-u ilahîde..ancak benim inandığım Allah'ın rahmeti gazabının önündedir.. o affetmeyi sever...
kendimden birşey ummuyordum ama O'nun beni cehenneme atmıyacağına o kadar emindim ki,der...
Yüce RAbbim meleklerine buyurur:
'Ben kulumun zannı üzreyim..nasıl biliyorsa öyleyim'
kul cennete gönderilir...
hikayedir efendim..ancak mesajı manidardır.. :)
ümitvar olunuz.. ;)
su-i zan derler adına.. kötü,menfî düşünme sanatıdır..kimileri bunu yaşam felsefesi edinmiştir..hayattan tat almamak için birebirdir efendim..
hüsn-ü zan diyorlar..güzel düşünme sanatıdır kendileri..böyle yaklaşmak en iyisi tabi..(zeki temmuz'lulara) .. ;)
su-i zan ve hüsn-ü zan olarak ikiye ayrılır.zan kelime manası olarak düşünce, fikir gibi manalarla yüklüdür. su-i arapçada kötü manasına gelir bu yüzden su-i zan kötü düşünce olarak bilinir.hüsn ise iyi güzel hoş anlamındadır ve hüsn-ü zan iyi hoş düşünce oluyor...Allah kullarına şöyel buyurmuştur; 'ölüm anında beni hüsn-ü zan ile anınız.'...