Bir keşiş araştırma yapmak için bir köye gitmişti. Önce o köyün mezarlığına girdi.Çünkü kültürlerin, yaşam felsefesinin böyle yerlerde gizli olduğuna inanıyordu. Gözleri birden mezartaşlarının üzerindeki rakamlara takıldı. Mezartaşlarında 5, 867, 900, 20003, 4979, 7, 421 örneği, birbiriyle hiç de bağlantısı olmayan rakamlar vardi. Uzun uzun düşündü, fakat bu rakamların anlamını çözemedi. Köyün en bilge kişisine gitti, ona sordu: 'Nedir bu rakamlar Tanrı aşkına? ' dedi. 'Bu rakamların gösterdikleri ay mıdır, yıl mıdır, saat midir? ' Bilge kişi gülümseyerek yanıtladı: 'Bizler bebeklerimiz doğdugu zaman, bellerine bir ip bağlarız' dedi. 'Yaşamı boyunca her güldüğü an, o ipe bir düğüm atarız. Öldükten sonra ise, bellerindeki düğümleri sayar, düğümün sayısını mezartaşına yazarız.' Bilge kişi, karşısındaki keşişin birşey anlamadığını görünce açıklamasını sürdürdü: 'Böylece onun, ne kadar *'yaşamış'* olduğunu anlarız.'
yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var...... yaşadın mı, büyük yaşayacaksın... ırmaklara, göğe, bütün evrene.... çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır. ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana..... ...................
beni korkutan şehir....özlediğim ama, zorunlu olmadıkça gitmediğim bi şehir....
Bir keşiş araştırma yapmak için bir köye gitmişti. Önce o köyün mezarlığına
girdi.Çünkü kültürlerin, yaşam felsefesinin böyle yerlerde gizli olduğuna
inanıyordu. Gözleri birden mezartaşlarının üzerindeki rakamlara takıldı.
Mezartaşlarında 5, 867, 900, 20003, 4979, 7, 421 örneği,
birbiriyle hiç de bağlantısı olmayan rakamlar vardi. Uzun uzun düşündü,
fakat bu rakamların anlamını çözemedi. Köyün en bilge kişisine gitti, ona
sordu:
'Nedir bu rakamlar Tanrı aşkına? ' dedi. 'Bu rakamların gösterdikleri ay
mıdır, yıl mıdır, saat midir? '
Bilge kişi gülümseyerek yanıtladı:
'Bizler bebeklerimiz doğdugu zaman, bellerine bir ip bağlarız' dedi.
'Yaşamı boyunca her güldüğü an, o ipe bir düğüm atarız. Öldükten sonra ise,
bellerindeki düğümleri sayar, düğümün sayısını mezartaşına yazarız.'
Bilge kişi, karşısındaki keşişin birşey anlamadığını görünce açıklamasını
sürdürdü:
'Böylece onun, ne kadar *'yaşamış'* olduğunu anlarız.'
-alıntı-
yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var......
yaşadın mı, büyük yaşayacaksın...
ırmaklara, göğe, bütün evrene....
çünkü ömür dediğimiz şey,
hayata sunulmuş bir armağandır.
ve hayat,
sunulmuş bir armağandır insana.....
...................
ataol behramoğlu
insan doğası için sıralama...
beslenme
barınma
güvenlik
seks
lüks
kelimeler denizinde derin dalış...
deist şiiri..
ne kıbleyi bildim, ne secde durdum,
ne oruç tuttum da, ne de namaz kıldım
ne kitap, ne peygamber, ne din tanıdım,
bırakında yansın bedenim benim...
yalan nedir bilmem, haram (!) yemedim,
fakiri hor görüp, yetim dövmedim,
garibanı soyup zengin olmadım,
var ise hesabım, sorsunlar benim....
-kaynak bilinmiyor—
netten arak..- ;))
önce kelimeler,
ardından cümleler
attım cebime.
öbek öbek
ama,
kayıt içi..
heyhat.!
ne ola ki sonu
cep delik,
cepken delik..
---
-eto-
ezan'ın atası..
kime verilir
en büyük sırlar,
kime duyulur
güven
o yalan,
bu yalan,
şu yalan,
tüm gözler de öyle.
--
-eto-
aşk'ın bir müddet sonra görevini teslim ettiği eleman ;)