Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • şavk17.05.2005 - 16:33

    güneş küsmüş şavkımıyor ah sensiz...zerdali güzeli gözlerinle bak bana...keder eş oldu yenemiyorum ah sensiz... baldan tatlı sözlerinle gül bana...

    şarkısını hatırlatıyor.bide ilkay söylerse.....

  • yeni cami17.05.2005 - 16:25

    Küçüklüğümüzde özellikle Ramazan aylarında minaresine kaçak çıktığımız içinde cirit attığımız..yakın zamanda rahmetli olan hacı dedemin uzun yıllar kürsüsünden cemaata seslendiği..şimdilerde ise kimsenin olmadığı zamanlarda çıkıp üst katında huzurlu anlar geçirdiğim adapazarının göbeğindeki işlek caddeler arasına sıkışmış kendine göre mağrur ve hüzünlü camicik...ama orayı seviyorum galiba...

  • haydar haydar08.01.2005 - 13:37

    Bağlama derslerinin 'aman turnam aman aman Ali misin sen'den sonra değişmeyen türküsü.Aman Allahım o ne ritm...Büyük keyif...

  • iman23.12.2004 - 12:53

    İman gaybe olur...

    Görüneni inkar etmek ahmaklık olur zaten.

  • eziyet21.12.2004 - 20:36

    internette mp3 aramak

  • ara güler21.12.2004 - 10:02

    Fotoğrafın Üstadı


    Siyah Beyaza beni bir kez daha teşvik eden ve alıştıran zat.

  • profesyonel19.12.2004 - 17:37

    Profesyoneller, sorunların üzerine giderler; profesyonel olmayanlar sorunların etrafında dolaşır ve hedefe hiçbir zaman varamazlar.

    • Profesyoneller işlerine sarılırlar; profesyonel olmayanlar ellerinin ucu ile tutarlar.

    • Profesyoneller, mesai saatlerini aşsa da işlerini neticeye ulaştırırlar; profesyonel olmayanlar, “sabah 8 akşam 6 sendromu”na yakalanmış, “mesai bitimi benim işim de biter” diyen otobüs yolcularıdırlar (servis otobüsü) .

    • Profesyoneller iş tanımlarından daha geniş bir sorumluluk hissi taşırlar; profesyonel olmayanlar, “Biz burada sadece çalışıyoruz” derler.

    • Profesyoneller, iş tanımının dışına da taşsa işin gereğini yaparlar; profesyonel olmayanlara göre “bu işler benim görevim değil” dir.

    • Profesyoneller işlerini yerine getirebilmek için gerekli yetkiyi ne yapıp yapıp elde ederler, profesyonel olmayalar “sorumluluk çok, yetkim yok” diye sızlanıp dururlar.

    • Profesyoneller, yapabilecekleri işleri “Ben bu işi yaparım” diye üstlenirler; profesyonel olmayanlar tüm işleri “valla kardeşim ben profesyonelim, istediğim koşullar sağlanmazsa çeker giderim” diye koşullandırırlar.

    • Profesyoneller kısıtları, engelleri aşmaya çalışan yapıcılardır; profesyonel olmayanlar her vesilede “bu şirket adam olmaz” diyen kronik mızmızlardır.

    • Profesyoneller orta yetenekteki personelle de görevlerini başarıya ulaştırabilirler; profesyonel olmayanlar durmadan “iyi adam yok ki” diye mazeret öne sürerler.


    • Profesyoneller, üstlerin de yönetmesini becerebilir; profesyonel olmayanlar” Adam her işe karışıyor” diye şikayet etmekten işlerini doğru dürüst yapamazlar.

    • Profesyoneller, “Bu işi yapmanın daha iyi bir yolu olmalı”; profesyonel olmayanlar “Biz bunları eskiden beri hep böyle yapardık” derler.

    • Profesyoneller, “Araştırıp bulalım”; profesyonel olmayanlar “Valla hiç kimsenin bir şey bildiği yok” derler.

    • Profesyoneller bir hata yapınca, “Benim hatam oldu”; profesyonel olmayanlar “Benim suçum değil” derler.

    • Profesyoneller dinlerler; profesyonel olmayanlar konuşma sıralarının gelmesini beklerler.

    • Profesyoneller, kaybetmekten hemen hemen hiç korkmazlar; profesyonel olmayanlar kazanmaktan gizli gizli korkarlar.

    • Profesyoneller, kendilerine ayıracakları daha çok zamanları olsun diye hedefe daha kısa sürede ulaşmak için daha “Sıkı çalışırlar”; profesyonel olmayanlar ise kendi kafalarına göre takıldıkları ıvır zıvır işlerle uğraşmaktan neticeye ulaşacak işleri yapmaya zaman bulamayacak kadar çok çalışırlar.

    • Profesyoneller söz verirler; profesyonel olmayanlar vaad ederler.

    • Profesyoneller, “Olmam gerektiği kadar iyi değilim”; profesyonel olmayanlar “Hiç olmazsa falanca kadar kötü değilim” derler.

    • Profesyoneller, izah ederler; profesyonel olmayan lafı gevelerler.

    • Profesyoneller, dumanlı havayı da severler; profesyonel olmayanlar bahardan başka mevsim tanımazlar.....

    gibi

  • maria16.12.2004 - 11:17

    carlos santana
    bir de
    melez ve egzantrik hatunlar

  • kör15.12.2004 - 21:49

    onların kalb-i ruhanilerinde hastalık var.allah teala bunların hastalıklarını daha da arttırmıştır.....bakara2/10

  • garip15.12.2004 - 21:41

    bir hadis vardır -tûbâ lil-gurabâ, yani garibleri müjdeleyin
    garb bizde semantik olarak daimi surette karanlığın sembolüdür. şark aydınlık demektir. şarktan garba giden aydınlık taşıyıcısıdır. yani garibler bu bağlamda nuru taşıyan kimselerdir.
    bunların bir kısmı benim uydurmalarım fakat bazıları gerçekten kitablarda yazılan şeyler. ontik olarak gurbette olduğumuzu unutmayalım. mevlana da ney insanı kamili sembolize eder. ney kamışlıktan koparılmış ve oranın özlemiyle yaşar. insanda asıl yurdundan uzaktadır ve ruhundaki ızdırab vuslatla dinginleşecektir.
    hülasa bu kadar açıklama bu kelimenin günümüzde kullanımı her ne kadar menfi bir seyirde gezinse de gelenekte garib asil bir kavramdır. tıpkı miskin yunus söyler sözü dizesinde ki anlam kaymasına uğramıştır ama bizim itibar etmemiz gerekli olan gelenekteki kullanımıdır. miskin dendiğinde burnumuzu kıvırırız ama yunus emre miskinmiş eskiden.

    nerden nereye ya, bu kadar yeter