Kültür Sanat Edebiyat Şiir

tımarhane duvarı sizce ne demek, tımarhane duvarı size neyi çağrıştırıyor?

tımarhane duvarı terimi Maria Puder tarafından tarihinde eklendi

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca


    DiPNOTUNDAN HAYATIN
    ….
    Sıfırla ölüm yaşı arasında ayırdedici hiç bir özgünlük yok artık
    Yılların ve yolların büyüttüğü yaşta bellekte bilinçte birikimde karakterde donanımda hiç kimsenin magazin kusmuklarına ve tüketim piyasası afyonlarına bağlı kalmaksızın kendi gerçek ve özgür yaşam dünyasından tanıklık ettiğiyle farkı olmadığı gibi yenilmişliğe yanılmışlığa biriktirerek çoğalttığı sorunlara çözümlemesi de yok.
    Bu sebeple herkes özendiren ve alıştıran döküntü çanağında ne varsa birbirine çalıp bulaştırarak kimsenin saygınlığında kalmayan anlamsız dağınık dolaşımdaki tezgah ürünü ağız dil ve davranışları kullanıp tüketmekte. Anlam değeri gerçek karşılığıyla olsun olmasın donanmış yüklenmiş şiddetin cinnetin vahşetin kuşkunun kibirin baskının dehşetin gırla gezip cirit attığı ve kol gezdiği kokuşmuş çürümüşlük dolaşımıyla içgüdüsellik çalkamasından Aşkım bemişim gargaralayıp tükürmekte herkes en yaygın bilindiğiyle mesela.
    Çünkü tahammülde toleransta paylaşımda ilgide iletişimde hiç kimsenin hiç kimseye itibarı samimiyeti ve saygınlığı olmayan; kibire hırsa ihtirasa mükemmellikçiliğe ve sürekli kazanan başarılara odaklanıp şartlanan insanlıktan çıkmış sapkınlıklarla hayatın sürüklenişi sırasında olası hata kusur sakarlık doğallık ve insanlığını ( birbirini kışkırtan ve birbirinden yapılanan hor hakir aşağılık bakan gören ve baskılayan bozulmuşluklarla ) kabullenmemekte.
    Duyarlılığı samimiyeti emeği gözlemlemesi yoksa sahtekarlık üretir yalandan yapaydan para odaklı ihtişam gösterişli , mükemmellik şartlandırmalı ve denetimli serbestlikliğe mahkum kişilik ve kimlik. …

    Türkiye… varsa yoksa içinde toprağında denizinde güneşinde göğün altında yapragın tomurcuğunda her şeyiyle yaşadığımız gerçekliğe sımcıcacık; tan yellerince günaydın, dünya incisi ve gelincikle ekşileşmenin ülkesi ve akşamüstü çayın tüten buğusunda aşkla yoldaş olmanın tutkusu , hasret ile hayale eşsiz emsalsiz gözbebeğimizdir, kutlu vatanımız kutsal öz yurdumuzdur, bir tanemizdir , her şeyimizdir, değerini kıymetini bilene.

    Seyfi

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    ….
    GÜNÜN GÜZELLIGINE ve SANA SONSUZ TESEKKÜRLERIMLE
    …….
    Sevgili kardesim, sair-yazar HACI IBRAHiM SAGIR`a hithafen ..
    Yel yahut su degirmenlerinin akintisina - rüzgarina kapilip da, kar topu, nur topu, ates topu…hepi topu dipten bucaktan her neyse dönüstüren arac gereclere muhtac, murdar, mahkum, minnet, aciz ve mahrum olmaksizin, YASAM ENERJiSiNIi veya KAYNAK DEBiSiNi israf yoluna harcamamak icin TOPLUMSAL CÖZÜMLEMEYI bireysel keyfiyetten öncelikli kilmalidir saglik sihhat huzur mutluluk edep güven saygi sevgi ihtiyatinda kendini bilmek ve bulmak dileyen insan.
    Cünkü toplum cogunlugunu dengeleyip tartan bitmez tükenmez ihtiyac ve gereksinimlere bireysel keyfiyet simsiyahligini kaplayip örterek yapilan her süslü dekorlu AMBALAJ, gecici süreligine sarhos sendrumuyla insani yok sayarak kamastiran uyusturan ve kandiran aldanmalari saglasa da, narkoz etkisi gectikten sonra evvelki BOZULMUSLUKLARIN bütün hastalikli agri sizi sorun dert irinleriyle beraber kiskirtip kanattigi yerin kapanmasi asla mümkün olmayan cürümüs- kokusmuslugu katlayip en derin yirtiklardan ihmal edilen ve eden toplumlari istisnasiz her bireyiyle yüzlesmeye cekerek icindeki ölü insanligi tükürür ve kusar…

    Biz…simdlerde MAGAZIN BAGIMLISI ahmakliga kul köle kilinarak ihmal ve ihanat edilen EDEPTEN EDEBIYATA tüm toplumsal degerlerin kokusmus cürümüslügü bedelindeki her insani yüzlesmeye cekip sürükledigi en sapkin , cani, yaratik, mahluk ve VAHSET bagimliliginin icindeki iltihaplasmalari disa vurdugu ve ciban basi durumundaki toplumsal cüzümsüzlüge bireysel yerinden kanayan ve bütün toplumu sabahtan sabaha kadar dönderip kivrandiran ve herkesin yillar yili kayitsiz ilgisiz soyut yapay kalmalar sonucu bir noktadan sonra kendini tanimladigi NARiN…NARiN…NARiN…NARiN..sebepler sonucunu senelerce yorduk yazdik irdeledik konustuk dertlestik söylestik sevgili kardesim IBRAKIM`le. Konusup yazmaya da devam edecegiz elbette.
    Sesini telefonda duydugumda, okula gidiyormusum gibi bir sevinc, bin telas. Medrese Mekaninda görüselim dedisek de, KALE`ye karsi ve Sehrin Meydanina bakan yukari bir yer olsun istedik.
    Yillardir bir türlü biz bize kesismeyen ve bulusmamiza engel tatil araliklarinin uzakligi sebebini en nihayet kocca bir hasret yanginiyla sarildik kucaklastik. Bastigimiz yeri sasiracak derecede üstü basi tütün kokan masada zaptedilmez bir sevincin dalginligini sanki her lafta her sözü birbirimizin dili ve keimelerinden aldik bizi bize yudumlayarak ictigimiz hasrete tastamam ettik. Saatler ötekileri kovaladi böylece, carsiya biraktigimiz horantayi filan töbeki unuttuk. Dertlestik de, hüzünlendik te, güldük sevine sevine bir olduk ta..Doyduk mu bir birimize, ne gezeeeer, diyerek, nicelerimize ve öteki bulusmalarimiza birbirimizi sarilip öpüp koklayarak görüsüp kavustugumuzun hatirasi essiz ve emsalsiz efsanesine birbirimizin ismini yazip yeniden görüsmelerimze ismarladik.

    Günün güzelligine ve sana sonsuz tesekkürlerimle canim kardesim IBRAHiM.
    Kardesin seyfi.

    …lafin sözün daha ötesi ilerisi berisi siirin hakkiydi her daim…
    …..
    EYLÜLCELERE
    ……
    Eylene söylene dünya dedigin bir avuc toprak
    Bir yudum su
    Bir sehimlik ömür nafakasi
    Bir perdelik isik ve gölgeler oyunu
    Dünya dedigin, bir uzak yer, bir yakin yol, bir garip diyar, dünya dedigin..
    Bir rüyalik arzuhal perdesi ve bir görümlük hasret kapisi,
    icinde sakladigi sirra mesken misafir insan dedigin bir solukluk can..
    Döner bu mekanda saat
    Yol isler
    Ilmek baglar kördügüm
    Evler yapilir bozulur, yel eser, ates yanar, insan irgat durur kendi kendine
    Güz olur, günes sogur, dünya bir toz duman harmanidir
    Eylülcelerden,
    Savusur gider gülümserligin yanaklarina dokunarak avludaki hayat..
    Iraklari getirir götürür konar göcerlige yaban kuslari
    Zaman degirmeninde herkes sirra kadem saklambaclar sürer savurur
    Dünya dedigin bir dönümlük hasat mevsimidir kimi kederin kiracinda
    Kimi irem bahcelerinde huzurun…

    Seyfi Karaca……..Eylül / 24

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    AKLIN ne darasi vardir ne kostünü ne bileti ne ambar cüzdani ne emanet kapisi ne dükkancidan ortaya karisik ambalaji sevgili GEREKSiZ MORFi. Kendini hic bir hacize ve tenezüle egip bükmeden yasatabildigin senindir. Sendendir. Bu kadar bozlmusluk kiri ve pasi icerisinde bu delilige akil yormak her sosyete erbabinin üstesinden gelecegi ve kalkacagi is degildir. Demek ki bu diri diri insanlik ölüsünü gömerek yutan koca cöplükte ve sonsuz boslukta tutunmaya calistigin cirpinislarindir, bence hic büyüme ve hep öylece deli divanelerde insan kal...

  • Gereksiz Morfi
    Gereksiz Morfi

    Aklımın çıkmazlarında arıyorum hiç var olmayan birini, bana deli diyenlere şaşıyorum hangimiz akıllı ki . Onlar bilemez kimsesizlikten dert yandığın çiçeğin soluşunu izlemek nasıldır, onlar bilmez hayali olmadığın birinin her gece hayalini kurmak nasıl bir ızdıraptır , onlar bilmez onlar hiçbir şey bilmez . Ya hayallerimde olmasaydı kime sığınırdım her gece kim isterdi ki beni küçük dünyasında zaten yeterince yalnızım soyutlandığım bu fani dünyada...

  • Ahde Vefa
    Ahde Vefa

    İnsan insan derler; insan nedir bildin mi sen?

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    ……
    FiLISTiNCE SIZLAYAN YARAYA
    ……..
    Duvarlar…
    Egriyi dogruya ipte salinan kuyu gibi
    Ucurumlari birbirine egirip ören duvarlar
    Kasali sarjörlerden kursunlara delik desik ve omzundaki dünyayi unutulmus bayramlarda
    Esir pazarligina
    Gün ortasinda ve sabaha karsi cölden basraya, ölüdenize ve sahra cicegine
    Iraktan Filistine kac gün kac sene bilmem kac yüzyil
    Barismasini bilmeyen savaslarin cayini sekerini eskisi bile kalmayan minderlerde zehir etmis
    Insana yamali bir kiyametin önünden ardindan
    Kaynayip kuduran depremlerden daha siddetli, daha cok
    Kölen olayim dercesine kizlar kadinlara, kadinlar kül benizli yara bere icindeki cocuklara
    Insanligi hic kimseye hatirlatan
    Bütün tabelalar sökük
    Koridorlar hortlak
    Bahceler viran, pencereler dilsiz, duvarlar delik desik
    Her dam havaya ucurulmus yirmili yasin gencecigi
    Uzun kuyruklara durmus ölm gibi cöken bir kabusun yersiz yurtsuz cölüne
    Gökten yagmur degil
    Kar degil
    Kirci degil
    Tipi degil
    Huzur degil güven degil mutluluk degil
    Sadece ölüm kusan cinnetin bir dahaki sabahina vedalasan sonsuz siyahlik
    Kahretsin….
    Lanet olsun…
    Tövbe yeminler olsun ki cehennem zebanileridir köpeklesip kuduran
    Azgin kuduzdur insan degil..

    Seyfi Karaca……..Agustos / 24

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    ….
    DELON DELLETİNE 3

    Hız zaman mekan mevki nüfus güç gösteriş otorite servet saltanat makam ünvan her konuda ve her alanda acımasızca yarışarak rakipsizliği elde etmek için duyarsızlığı ve markalaşmayı getiren ve bu uğurda tüm insanlığını yitiren makinalaşmış sanayileşmiş her şeyi sinemanın parlak yüzlü kadınımdı erkeği ve her tarafından şehvet fışkıran kadın tiplemesini sermayesi olarak kapatan sinema her şeyi giderek menfaati ekseninde eşyalaşan bozulmaların Emmenuella- Isabella pornoğrafik serisinden önce Birjit Bardot” u ve Alain Delon’ u hayal perdesine mimleyerek görsel pavyon sermayesi olarak kapattı.
    Hiç kuşkusuz ki zifirkatranı uçsuz ücralar sonsuzunda geceyi sarıp kuşatan yıldızların kamaştırdığı tarifsiz tanımsız duygusal çalkantılı etkileşimler gibisi, karanlığın içinde oturan salonların hayal perdesiydi aynı büyüleyici ve etkileyici doğurganlığı ve doyurganlığıı hayat gerçeğinden öykünerek beslenen sinema.
    Bu yüzden tüm diğer sanat dal kol icraat ve kaynakları gibi toplumun bireyin ve insanlığın bütün sosyal içerikli ( çünkü çoğul katılımcılığı kapsayıp hitap eden hassasiyetiyle) müjde sezgi duyum bilinç tavır duygu düşünce itiraz gözlem fikir bildirimleriyle sorun ve çelişkilerine her türlü ilgi ve yakınlıkta aklı fikri ruhu gözü kulağıydı sinema.
    Oysa Alen Delon ve Birjit Bardot gibileri aynı kulvarın eşzamanlısı deyim yerindeyse adeta süslü salonların kiralık garsoniyesi veya oyna deyince het çalkalamaya oynayanlığın kenar köleleri saplam gutmuş kadın kostağı erkek fahişesi lisansına, tüm bunların aksine ve hiç birine şöhretlikleri süresince varlık duyarlılık göstermediler ve hayatlarını her zaman tanrılar gibi tapılacak ilgiyle el üstünde tutulmaya odaklı ünlüler çöplüğünde yarım bırakarak hayatlarının görünmeyen kısmındaki acımasız yalnızlığın bütün azap verici öldürücü ve kahredici şizofrenleriyle murdar olup gittiler.
    Bu sebeple ömrü hayatınca Cezayir Vietnam da de Ruanda’ da diğer Afrika kıyı köşelerinde Orta ve Uzakdoğu ‘ nun her yerinde akka hayale gelmedik vahşet düzeyli katlamlar ve soy kırımları yapan Fransa” yı görmez duymaz bilmezden gelen bayat numaralara yatarak, yeryüzünde olup biten hiç bir haksız hukuksuz insanlık dışılığa ilişkin onurlu duruş ve tepki sergilemeyip her Fransız şöhretlisinde olduğu gibi Türkleri önyargılı Avrupa tipi fetişist dolgulamaların ırkçılığıyla söz verdiği İstanbul randevusuna gelmeyerek Erşvan’ a gidip orda bunlar soykırımcıdır diye üçüncü sınıf sahne sergilemesi, çaptan gözden düştüğü şizofrenik alçaklığa depreşmiş travmalarını susturup sakinleştirmeye çalışan Alain Delon” un piyasa ünlüleri vitrinindeki görünen kıza benzer cilalı yüzünün arka çöplük gerçeğinde tüm hayatını hortlak etmiş zavallılığın inancı yitik hayatı kayıp kişiliği ve kimliği intihar arızası ve tezgah laçkası kokuşmuş çürümüşlüğüyle en son kertede bütün insanlığa ve dünya değerlerine kin besleyip lanet okuyarak şöhret soytarısı olmalar uğruna kendini öldürünceye kadar sallanıp sarkan rol kesme repliklerden hayvan mezarlığına sığınıp tutunmaya çırpınarak hayattayken ölmüş .moruklaşmış vasiyet ve veraset sahipliliğinde kendine son verdi.
    İnsanların kıyaslayarak aynı seviyede yorduğu rahmetli Cüneyt Arkın’ sa tam tersi ait olduğu toplumunun ve insanlığın inandığı bildiği doğru ve yanlışlarına zıtlıkların çelişenlerenden temize çıkması uğruna hep insan tarafında kalarak hak hukuk güven özgürlük iyilik sevinç kaygı adalet vicdan hoşgörü paylaşım saygı sevgi dil kültür cesaret yiğitlik doğruluk dürüstlük mertlik kanun ilim bilim değerlerinde hiç ödün vermeyen açık yüreklilik ve kararlı duruşuyla daima çoğulcu hayatın tüm ortak dengeleyenlerine toplumsal saygıyı kültürü bağı son nefesine kadar yitirmeyip kavgasını verdiği azmiyle ve inancıyla; çocuklarının babası Türk toplumununsa zerre kadar Delon benzeşmesi olmayan ve nasıl inandıysa öyle yaşayarak tamamladığı kendisiyle ahirete göçen insan güzelliğindeki ölmez eskimez örnek rol modelidir. Hatırasına sonsuz saygıyla rahmetlinin.

    Aşagıdaki şiir ordandır …:


    DÜNÜGÜNÜ

    Zaman kavramını silip süpüren
    Gökyüzüne saçın sergen olmuş yıldızlardan biri de benim ladesim olsun diyenlerindir
    Ağır ağır
    Dizim dizim
    Sıralanmış gökyüzü kolyelerine gerdan kırarak döner insicam , kainat büyür, güneşten kamaşarak
    Gece Şuh fenerinden med cezir olur, sular köpürür kabarır taaa ki gğnaydın olacak serğvenlere
    Yoklaması geleninse eninde sonunda künyesi çağrılır okunur
    Olmadıysa
    Bugündü
    Yarındı derken rahmetli olmadıysa, herkes bir gün ölüceği kesin kaidelere
    Farkındalığına varıp
    İnsan Farkıyla yaşadıysa vasiyeti aştır
    Geride kalanlarına cümleten sabır selamet

    Seyfi Karaca. Ağustos/24

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    ….
    CAYIR CAYIR INTIHAR TUTUSURKEN IZMiR
    …….
    Meclis…
    Milleti toplumu hice iplemeyen kiyak kaymakliliga meclis
    Dört yil boyuunca hic bir yoklama gününde yerinde ve koltugunda bulunmayan
    Isini gücünü söhretini nufuzunu saglama almalarin ihalesini kovalamakla gününü dolduran
    Ve dört yil sonrasi okkalisindan emeklilige kendi kendini sevk ettirmenin derdiyle
    Bütün hisim akraba tanidik ve yakinlarina
    Tatilde sefada sayfiyede saglikta kaplicada döner kulade yüzer havuzda
    En ayricalikli toplum üstü imtiyazlarin vekilligini damgalanmis mühürlenmis vaziyete meclis
    Ve toplumu milleti haricten gazellerin sefalet kapisinda birakma istismar ve ihanetiyle
    Aldatip oyaladiginin muntazam zeminlerini dayanmis dösenmis
    Meclis…
    O partiden bu partiye oynak kaypak gezgin ve satiliklarin keyfiyetiyle odakli zimmetli
    Temsil ettikleri iradeyi sahtekarligin daniskasina cirolayip transfer ederken
    Trafik terörünü
    Cevre kirliligi canavarini
    Kayit disiligin haydut haramilerini
    Ve kanunsuz hukuksuzlugun yagma yikim cellatlari ve mafyalarini ihya eden kacaktan
    Alistirilarak herkesi kaniksatan ve kabullendiren kayitsizliktan evvelkiler
    Ve ormaniyla dagiyla kusuyla cekirhgesiyle ötekiler gibisinin tipkisi
    Cayir cayir intiharlardan kivilcimlanmis yanginlara yenisinin kundaklandigi
    Izmir yandi tutustu kül oldu izmir…
    Izmir yandi tutustu kül oldu izmir…
    Izmir,
    Yandi yandi tutusu küloldu izmir…!

    Seyfi Karaca………..Agustos / 24

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    ….
    CAYIR CAYIR INTIHAR TUTUSURKEN IZMiR
    …….
    Meclis…
    Milleti toplumu hice iplemeyen kiyak kaymakliliga meclis
    Dört yil boyuunca hic bir yoklama gününde yerinde ve koltugunda bulunmayan
    Isini gücünü söhretini nufuzunu saglama almalarin ihalesini kovalamakla gününü dolduran
    Ve dört yil sonrasi okkalisindan emeklilige kendi kendini sevk ettirmenin derdiyle
    Bütün hisim akraba tanidik ve yakinlarina
    Tatilde sefada sayfiyede saglikta kaplicada döner kulade yüzer havuzda
    En ayricalikli toplum üstü imtiyazlarin vekilligini damgalanmis mühürlenmis vaziyete meclis
    Ve toplumu milleti haricten gazellerin sefalet kapisinda birakma istismar ve ihanetiyle
    Aldatip oyaladiginin muntazam zeminlerini dayanmis dösenmis
    Meclis…
    O partiden bu partiye oynak kaypak gezgin ve satiliklarin keyfiyetiyle odakli zimmetli
    Temsil ettikleri iradeyi sahtekarligin daniskasina cirolayip transfer ederken
    Trafik terörünü
    Cevre kirliligi canavarini
    Kayit disiligin haydut haramilerini
    Ve kanunsuz hukuksuzlugun yagma yikim cellatlari ve mafyalarini ihya eden kacaktan
    Alistirilarak herkesi kaniksatan ve kabullendiren kayitsizliktan evvelkiler
    Ve ormaniyla dagiyla kusuyla cekirhgesiyle ötekiler gibisinin tipkisi
    Cayir cayir intiharlardan kivilcimlanmis yanginlara yenisinin kundaklandigi
    Izmir yandi tutustu kül oldu izmir…
    Izmir yandi tutustu kül oldu izmir…
    Izmir,
    Yandi yandi tutusu küloldu izmir…!

    Seyfi Karaca………..Agustos / 24

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    ….
    HUNAM KINAYE
    …..
    Zengini yoksulu
    Sohbet muhabbet
    Beşikten mezaraydı saygı sevgi
    Ve taa evvelisinden kalem yokken,
    Kağıt yokken
    Ve sadece söz
    Yalnızca söz
    Çakmağın ateşlediği tabakadan tütün sardırmaktan çok daha uzun ömürlü
    Ve üstünde kumaşı eskiyen bütün urbalardan daha çok kıymetliydi yalınçıplak insan
    Tek başına rağbet gören itibarda beyana dayalı söz iken saygı sevgi ve karşılıklı güven..
    Gel gör ki halde vakitte içler acısına azap kezap dünya hanemiz ve insanlık güncemiz
    Kime çektiyse artık lafını kifayetsiz masum kibar geçersiz ve hükümsüz bırakarak..
    Damardan yediği bozuk karışımlar sayesinde herkese benzeyen
    Fakat hiçkimse olamamaya bulaşık ve çamurlaşmış
    Ortalık bir anda çatırdayarak dehşet saçan husumetle yandım aman
    Bozulmuş dağılmış yoldan hizadan çıkan bozguna durmayın
    Durmayın devam edin anonsunun kanca taktığı
    Tekme yumruk kafa kol diz dirsek
    Tüm bunlarla da kalmayıp vucut takım ve organlarının yetmediği yerden
    Taş sopa demir çubuk zincir kazma balta halat çelik..
    Ellerine ne geçirdilerse birbirine geçirip girişerek
    Yaralı bereli ölü yahut daha beterine yere yıkılıp serilmelerin
    Başına gelmeyen kalmadığı pilakası ezik kalıbı yamuk boylu boyuncası hükmen hurda
    Gerek ruhen gerek bedenen mutlak surette arıza ve sakatlıklar çöplüğüdür
    Arkadan dolaşan ve asılsılsız fesat fitnedir
    Kundakçıdır
    Tetikçidir
    Arabozucudur
    Çaşıttır
    Sahtekardır
    Dolap dümen ne ararsan gani gani ganisiyle
    Kimlikleri belli
    Faili ve cürümü insanlık dışı kadar sabıkalısından suç..
    Eksiklik alçaklık eziklik ve yoksunluk duygusuyla bütünleşik
    Kör topaldır genelde
    Kendi benzeri olmayana kin güdüp karınsızlık eden bağnazlık küfünün
    Üstüne yakıştıramadığı
    İçine sindiremediği
    Her şeye kin güder bugs eder kıskançlık taslar çelme çalımların muhbirci ihbarcı pususunda yatar
    Ayakçıdır genelde
    Yalakadır genelde
    Yancıdır genelde
    Yalamadır yaltakçıdır yalcıdır
    Genelde yalpa yamuk yardakçıdır, hindir , sinsidir, çarkıttır, çürüktür, eziktir, çoraktır, çöpçatandır
    Yedektir hep..
    Ortak hayatımızın dibine temeline köpürüp püsküren azmış kudurmuş pisiko manyan mayın
    Yuvalanıp döşendiği tahrip ve tahrik kalıplarına akıl fikir fakiri
    Ud ihtiyat yoksunu
    Cinnet ve cinayet imalatçısı, kirişini kontrolünü kaybetmiş hortlak zıvana

    Seyfi Karaca…. Nisan/24

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    ….
    HERDEM SEVGiLi
    ………
    Haritasi vardiysa
    Deli divaneydi sevgi sayginin adresi
    Cirpinan yürekte atesin sargin yanginlarina kor körük
    Cesareti vardiysa ancak kitabi kalemi vardi kanun nizamin
    Ve ancak kitabi kalemi vardi yazacak diyecek derdi davasi duygusu düsüncesi olanlara
    Derdi merami vardiysa ancak siir siirdi, degilse avanak aglatan sefil yoksul zikkimzemberek
    Kavradigi
    Sordugu
    Sorguladigindan kelli özgün kisiligi vardiysa, inanilir samimiyette karakter sahibiydi
    Sanat edebiyat ve dahi her kisi....
    Her kisi kendi degildiyse sözün sayginin onurun itibarin hic bir eder kiymeti yoktu
    Ibadet edip mülk mal hirsizlayanlar gibiydi soyut sahte maskeler altinda
    Piyasaya uygun ezber pozlardan caka satiyorduysa esir boncuklariyla süs kenarinin
    Konar göcer kelepiri ve yanar döner müsveddesiydi insan mekanizmasinin icindeki
    Ve disindaki furya magazincisi ariza..
    Oysaki,
    Akli vardiysa ruhu bedeni de vardi yerin gögün pusulanin ve saatin
    Insandiysa aklin fikrin ehil erbabiydi dün ve yarin,
    Öncesi bilinmeyen
    Sonrasi hic bilinmeyen kimin hangi satte hangi pusula devresinde
    Vicdani vardiysa nerde ne zaman ne olacagi belli özgürlüktendi
    Özgürlügü vardiysa insanin dogdugu ve öldügü yazili olan
    Mezar taslarinda degil aklindaki sevgili ve kalbindeki kütüktendi
    Akli kalbi vardiysa ancak
    Sanat insandi
    Insan söze yaziya siire edebiyata ve sanata meraki hic gitmeyen
    Tutkusu hic bitmeyen
    Dili hic susmayan
    Akli fikri vicdani hic sönmeyen ..
    Gözleri gören, sezgileri duyan, ilim irfani her derde derman
    Siirin sanatin kalbi vardiysa
    Sorumlulugundan kacmak sinmek kaytarmak ve saklanmak gibi matrak maskaralardan
    Piyasalar süsleyip donatan MANKURTLASMA enayiligi yoktu siirin
    Sözün
    Edebin
    Edebiyatin ve sanatin..
    Herdem ve herdaim,
    Ve böylece aklin vicdanin isaret ettigine kimsenin kulu köpegi olmamaya özgürce
    Aslimiz asaletimizde mülkü serveti olandi zaten ask ve insanlik
    Senden okuyup ögrendikce sonsuz ölümsüz oldu aska özdes hersey
    Ask güzelinin sila yurduysa
    Essiz emsalsiz
    Hem sevgilimiz hem de vazgecilmezimiz TÜRKiYE`dir

    Seyfi Karaca………..Nisan / 24

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    …..
    MÜJDELERiN EN GÜZELINE ASK OLAN ÖMRÜMCE
    …….
    Dediler ki…ismi niteleyip tamamlayan SIFATTIR. Fiili eyleme geciren güclü kuvvetlilikse Zarfinan Zamir. Yoksa, dil bozulur laf bozulur söz bozulur ilim ikrar cer cöpe zarar ziyan olur , ki…insan kendi yerini terkettigi kör bulanik bozgun yerdeyse kaliplasmis kemkümlerle tekrar eder durur acisi kederi kahri derdi davasi sancisi ve eziyeti dünya vakti zamanin..
    Olduysa, bulduysa, ettiyse, kendisiyse zor güc belalarin üstesinden gelen zaman zuhur insan ve kainat, tam dengi dengine gelmistir seven ve sevgili olan sihirli gizem.
    Astir kökten sacaga sacaktan dala daldan göge gökten yere kaplayip kucaklayan sihirli büyülü devran..
    Ismin yerineyse zamir edat o veya bu su gibisinedir.. Fiilde derinlere sardirarak yük cereme dert kaygi kasabeet sorumluluk yükümlülük evet ve mutlaka ammmaaaaa..
    Ettik gittik olduk eyledik ve gördük madem..Simdi SEFASINI SÜRMELERiN TAM ZAMANI ve yeridir. Ey deli divanelere sevdali ve tutkulu gönlüm, ömrün bunda daim olsun ve zaten yerin yurdun olan nerde aksam orda sabahlarcasiyla askin HASBiHALLERiNE hos geldin.
    Seyfi.

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    ..
    SEVKÜLLESiNCE HORTLAK SEKiLLi BOP KAYIT
    …….
    Süt…
    Süt ve su
    Süt ve su ve toprak
    Süt ve su ve toprak ve kök…
    Sicilini sacaklandigi ve filzlenerek boy verdigi hayatin görünmez derinliklerinden
    Görünür dallarina ve göklerine bezenip donanan alindan yesilinden
    Bütün sesleri renkleri ve canli cansiz bütün envai cesitlilikleri
    Insanligi olmayan tabiatsizliga bozar kirlenirse minel cinnetin
    Osmanliyi hacize koyan darbimeselden
    Ihanetin ve hainligin bini üc paraya,
    Duyunu umumiye canagindan cömcelenmis bitlenmis
    Yerli görünümlü yabanci usaklarinin eski küf hücrelerinden cillenerek
    Kusnugunda ve kursagindaki zehir zikkim yüklü her madde bozuklugunu
    Kullananlarin aferinine bop kontenjan aciklarindan puanlayan birinciliklere
    Büyük pay kapma derdiyle kücük finoluk yapmak icin her tezgahta dört dönen
    Sinirsiz isgallere
    Sinirsiz sorgusuz yagma vurgun soygun talan ve yikimlara
    Engel gördükleri cagdas ilerici saygin gelismis ilkeli kuralli Atatürk Türkiyesi`ni
    Ve bütün saglam dayanikliligin liyakatli güvenli üreten gelisen büyüyen
    Inanilir güvenilir hukukun üstünlügüyle esit yurttasligi önemseyip önceleyen
    Aydin yarinlarin Türkiye Cumhurriyetini bir türlü icsellestirip sindiremeyen
    Niyette
    Amacta
    Cikarda
    Ganimette
    Yikimda
    Ayni gayrete sirketlesmis haydutlugun
    Eski bogazici holding sosyeteleriyle, bugünün bop türevleri ayni hücrede sarmas dolas
    Gericiligin uluslararasi militanist yobazligina bütün piyasa yazilimlari
    Bop merkezli patron tanrilarca tek elden
    Catisma kültürü ve toplum avanaklama üzerine kurulu sürekli siparislerin
    Isbirlikciliginde ahlak inanc din kültür had hudut kimlik ülke ve toplum tanimayan
    Siyasi manevrali menfaat odakli öncelige hergün bir yenisiyle
    Bazan da eskilerini kendi kendine karistirip bozan sinek vale papaz..
    Istismar markali hortlak iskambilin
    Kefereligine diri diri kurtcuklasir, egrilesir pustlasir, hic sasirtmayarak
    Sevküllesir hersey..
    Ki…
    Türkiye kadar güzelsin sevgili Atatürk
    Ölümsüz sevgiyle
    Türklügün ve yigitligin sen kadar , bizimlesin

    Seyfi Karaca……..Subat/ 24

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    ……..
    TERCiH MESELESIYLE HAYAT SANAT
    …….
    Kime inanacagim neye güvenecegim temel sorunu ve sorusunun karsiligina, bir arti birle baslayan evli barkliligin bütün baslarkenki ortak yasam deger ve sevincleriyle kurulmus olan istek arzu karar haz heves düs rüya hayal arzu umut dilek ve beklentiler toplamini badanasi boyasi zevke göre ve altindan kalkilamayacak zorluklarla kurularak kefalet bedeline mutsuzluk ölcegini koyan pahadaki her baslamadan biten iliskisizligi hemencecik bozgun külliyatli bosanmalara sürükleyecegi hacizlik töhmetiyle, yüzüktür ceyizdir dekordur kostümdür kurdeledr tantanadir gösteristir müziktir danstir garnütürdür locadir gisedir…giris cikisi ayni kavsakta kesisen süslü salonlarin daha esigine atilan ilk adimla beraber birlesmeyen ayrisanlari oraya kulplanmis kaynaklanmis mevcutlu duruma dahil bütün figüranarin sahitlik tanikligiinda ve ilk cikan hir gürde bosanmaya götürüp sepetleyeceginin garanti belgesidir.

    Soru, özgürce arastirip irdelemesini bilenler icin hayati hale yola koymalara iliskinligi acisindan her durumda nedenselligi doguran cevaplar bütünüdür cünkü.

    `Adam veya kadin, kirsaldan bütün birikmis tikanmis ekonomik sosyal siyasal kültürel siyasi her bakimdan cöküsleri beraberinde getiren ve gelecegi görünmeyen acizligi oldugu gibi yüküne sarip sirtlayarak; söküp sürükleyen ve sürgünü mutlak eslimiyetlere mecbur birakan kokusmus cürümüs yiginlasmadaki sorunlar zenginligine hic bulasip dokunmadan kopup geliyor; ve sehir denen dev masalinin her bakimdan insan boy ve bedenini diri diri yutarak gömmeye canavarlastgi büyüklük ölcegine hantal lümpen basibos yalpalayan savrulmalarla hem sehrin zamanin hemmekanin hem de kendi geleceginin bütün arzu niyet dilek istek hayal ve beklentilerini harfiyyen ve hatta kendi rekorunu kendine kirdiran erisilmez emsalsizlikler ziyadesiyle kotarir kurtarir,kahramanlasir, devasa masalin herkesi kendine hayran biraktiran fenomenlesme yerine koyar getirir..`..

    Yok böyle birsey tabi. Insanlik tarihi boyunca da fizigin matematigin felsefenin biyolojinin kimyanin sosyo ekonpminin hic bir zaman böyle bir tanimi veya kaydi olmadi, görülmedi.
    Cünkü kütleler ve küümeler birbirine ayrismaz iletisim cekim itim cözünüm kuvvetiyle ayrisir veya bütünesirken, hep hafif kücük azinlik olan,gerek eksende gerekse düzende agir büyük ve cogunluk olana aitlilik ve baglik mecburiyeti vardir. Bu yüzden bütün yarim eksik bitmis kokusmus cürümüs tikanmis eksik aciz yetersizligiyle KIRSALDAN KENTE sürüklenen kontrolsüz göcler, sehrin etrafinda dibinde tavaninda ve icinde zaten kendine has biriken cözümsüz tikanikliklarla beraber, hastalikli sorunlu kirsaldan getirdigini de döküp bosaltarak iyiden iyiye cökmüs cöreklenmis intiharlasmaya kamburlasan; ve hep ÜST ZÜMRENiN oldugu yeri gösteren imrentilerde ayni SOSYETE gösterisine seckin sinifliligin ayricalikli üstün imtiyazli yerli ve yerlesikligini buldugu her firsatta uyusur, degisir, baskalasir ve bütün heba edilmis insanlik degerleri pahasindan yabancisi oldugu sanal yazilimli masalin SEHIR EFSANECiLIGiNE sürüklenisini durduramayan kirsalin kücük kütlesi, sehirde zaten var olanlarla bütünleserek kokusms cürümüslügün görgüsüz ve gösterisli makinasina bütünlesir ve dönüsür.

    Bu yüzden bu noktadan sonra ORTAK YASAMANIN ONURU SEVINCi KAZANCI ve HUKUKU adina hic bir kanun kural kaide inanc itibar vicdan özgürlük sanat ilim bilim ahlak düzen dinamik deger taniyip bilmemeye kendi kaderine terk edilen hayat; sürükleyenlerin haydut haramiligine dönük maddi manevi menfaat cikarciligindan baska önceleyip önemsedikleri inanip güvenilebilinecek ne bir din vardir ne cark ne isleyis ne denetim ne devlet ne irade ne kimlik ne karakter ne de kisilik.

    Hersey herkesi sasirtacak derecede türlü hile dümen boya dekor süs rüsvet avans avanta maske operasyon organizasyon azarlamatürübün tezgah siddet zorbalik dayatma baskilama tezahürat saldiri cöküs cullanis abluka kusatma korku tehdit istismar vesairelerle birebir GERCEGINE YAKIN aldatmaca ve kandirmacalarin kendi basina herseye hükmeden; hickimseye hesap verme gibilere sorumlu ve yükümlülügü olmadigina inanan; diledigi keyfiyeti din iman kimlik ilim sanat edebiyat diye inandirip tapindiran; herkesi mecbur ve mutlak uyumlu esarete kendi kendini tanrilastirmanin her deger yitimiyle kazanilmisligin bogustugu sorunlar market ve markasinda sürü bagisikligini servet sermayeden bilerek sorgusuz denetimsiz soygun sömürü carkini isletip dönderme derdini davasini yidip gütmeye baslar.

    Bu bakimdan daha gösteris pariltisi ve tantana gürültüsü sogumadan, kimsenin yüzü karakteri kisiligi kendine ait olmadigi kirli kahirli birbirinden bulasan hastaliklara dekor pazarlama eglence moda market ve esaret cürümüslügü endüstrisinde herkesin hic kimselestigi dekor kostüm boya maske damga cehre baldir bcak boy gövde gösterimleriyle dogudan dogruya BOSANMAYA giden yüzzük ttakma cikartma sanal ve soytari törenselligi, yeni KIRSAL`la evvelki SEHiR haydut harami sosyetesini birbirinden nispetlesen hirs ihtiras ahkam kibir lanet doyumsuzluk ac gözlülük küfür kahir asagilasma böbürlenme ve yaratiklasma ve alcaldikca adilik sifattan özneden ve yüklemden düsüklük gösteren yarislarla herkes herkese ALABiLDiGiNE GERCEGiNi veya GERCEGE YAKININI göstererek ORTAK ORTAGA hemfikirlilikte alisilmis yagma yikimlarin sürekliligini saglarlar.

    Cünkü sadece gercegi veya gercege yakini göstererek hayatin bütün onur haysiyet adalet akil fikir emek hukuk vicdan ilim bilim yol itiraz tepki tavir durus yönüne - kayitsizligi herseyin kilidini cözen cilingir prensibi edinerek – iyiyi dogruyu degerliyi güzeli temizi güvenirliligi huzurluyu bildiren ve isteyen israrli inancli etkin ve kararli iradeye TARAF olunmayan; ve kenardan kivirttigi maskelenmis istismarciligini örtüp kaplayan soyut silik edilgen kaypak cikarci menfaatci NIHILIST vurgunlarin avcisi sanat siyaset ilim bilim edebiyata dair ne varsa kurdugu sahtekarlik sanayisi sayesinde bütün sayginligini islevini itibarini ve icerigini yitirip kaybederek YENi DÜNYA DÜZENi ölcekli BOP tasarim ve teskilartina yedekten eklenen kayirmaci destekci külüstürü sürsaltanat soytariciligindan baskasi degildir.

    Ve buranin; yani KIRSAL`dan gelenlerle EVVELKI SEHiR sosyetesi, ortakca rahimleesip dogrdugu yeni ve cözümsüz sorunlar serveti üzerinden yigdigi sürükledigi depoladigi esaret kalabaliklarrina süpermarketler tapinaginin tanrisi kesilerek, sinema repliklerinin sürekli eski artiklardak kesitler kirparak güncellestirdigi gibi YANLISA DOGRUYU ÖGRETEN onurlu ve saygin ögretmenlermis gibi hic de öyle bunalimli sorunlu ÜST TABAKA ( zengin kiz fakir oglan diyalogundan ) kilasik ve bildik ayak oyunlari gezip tozmazlar.

    Onlarin dünyasinda bambaska eksende hususi denetimli gözetimli ve donanimli dokunulmazligi garanti; ve bütün soygun sömürülerin en seckin her bir ihtiyacinin en lüksünde engelsiz sorunsuz temin edilip özenle karsilandigi kendi evrenlerinde dönüp dolastiklari; disardaki kakabalik yiginlar dünyasindan bi haber bütün kaynaklarin bir avuc azinlik olduklari tanrilasma kutsalligina kendi kendileri cöküp cullandigi dertsiz kaygisiz ve bulundugu ülke toplum cevre mahle civar dertlenme ortaklasma paylasma ve degerleriyle hem hal olma gibi ne bir kontaklari vardir ne ugrak dolasim birlikteligi ne de caresini cözümünü bulamadiklari agir depresyonlu bunalim yahut krizleri.

    Cünkü sadece gercegi veya gercege yakin olani göstererek hayatin tüm celiskiler yumagini icinde yozlasarak kokusan yikima ve cürümeye terkedilen haydut haramiliklere kayitsiz ilgisiz cekingen bunak soyut istismara maskelenmis SANALDAN yapilip islenelen sanat edebiyat sinema siyaset yol ilim irfan icraat egitim ulasim veya tüm diger sosyal dokuyu kuran ve isleten degerlilikler, satildigi tezgahin pahasina göre kimliksiz ve kisiliksizlikter rakip tanimayan ganimete düskün sülüklügün ve sinekligin imar barinma arsa arazi yagmasindan baska ekokültürü olmayan BOP iskan ve iskambil kozlari gibidirler.

    Oysa sanat insan olmadan evvel, yani sanat insanlasmadan evvel, yani sanat insana ilisip bulasip dokunu insani isletip dokumadan evvel, DÜNYASINA hic bir satilik etiketin maskara manyagi ve kullanisli BOP soytarisi olmadan duyarli ilgili bilgili deneyimli egitimli öggür GÜVENLI INANILIR saygin adil dengeli bilincli cesaretin; biriken veya var olan sosyal siyasal kültürel ekonomik dert ve sorunlara Iyiyi dogruyu güzeli mutlulugu huzuru ve tüm diger ezbersiz heves ve hayalleri etkin katilimciligiyla isteyen israrda tepkide durusta ve tarafta olmasi gerektigi gibi, tüm bu tikanikliklari yönlendirip yönetebilen cogunluga aklin fikrin vicdanin onurun ahlakin kisiligin ve karakterin neresi oldugunu gösteren BILGELIGI olmasi gerekir ki…sanat edebiyat sinemagilerin adina yakisir sayginligi inanirligi ve güvenirligi olaydi…
    Ilkelligin ilkesiz kuralsizligina kapilmis ve sürüklenip götürülen derin yaralanmisliklarin devamli birbirini kollayan denetleyen izleyen gözetleyen korunan kolacan eden kusku süphe karamsarlik endise kaygi ihtiyat cekinge mesafe iliskisizlik iltihap uclarini garantili güvenliligin sigortasi bilerek, zor kosullu yalan talan vurgun soygun sömürü carkiyla tüketim piyasasina bagli ve bagimli bütün acizligini rencide olusunu tükenmis sabrini iclerinde biriken siddetli bozulmalarin sindirren öfkesini kinini suskunlugunu degersizligini dislanmisligini ifadesizligini anlamsizligini acizligini ezilmisligini ve tükenmisligini iyiyi güzeli degerliyi farkedip isteyemeyecek kadar kendine yabancilasmisligin soyut uzak öl ve corak duyarsizliginda akildan iradeden dilden kültürden sanattan cesaretten bilgiden egitimden özgürlükten yasama becerisinden ve cagdaslik hünerinden bir bir mayinlanmis hayattan kopuklugun iletisimsizligi ve bagantisizliginda, hangi sebeple olursa olsun ( trafik Pazar panayir festival daire park salon galeri cadde carsi hastahane postahane sokak konu komsuluk vs vs. ) her yerde her firsatla birbirine dokundugu an, negatif yüklü ve pasif tahamüllü biriktirdikleri topyekün cinneti, karsilikli ölüsmenin cinayetine döküp bosaltiyorlar.
    Madem ki orda yoktur iyiyi isteyip secen saygin ve degerli tercih yoktur..
    Madem ki yoksunuz, öteyi gayriyi artik sizi sizden arayip soran ve etiketi hergün hersaat her saniye suskunlugunuzun KÖTÜNÜN ENDÜSTRIEL ÖLÜ DOLASIM sinmisligine bagira cagira yazip bozarak mayalanmis ve markalasmis, saglam sabitlikte degiskenlik gösteren simsiyah vitrinlerin boyali badanali insan korkuluklari güncesindesiniz desenize siz sunun Bop ora burasina.

    Seyfi Karaca……….Ocak / 24

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    ….
    YAŞARKENE DÜNYAYI
    ….
    Üzülüp koparak
    Yanaktan yüze sökülüp dökülürken
    Divanda dizde avuçlar dolusu ağıtlar çalıp yakmanın ne zamanı ne devresi ne de sırasıdır
    Koyulaşan rengini boyundan küçük işlere bezendikçe karma karışık siyah beyaz
    İllaki derde derman olacaksa moral mut umut baris saygi sevgi için
    Ne en iyiye
    Ne herşeyin en kötüsüne
    Korkular endişeler kaygılar kuşkular kayıtsızlığında dolup boşalanlardan kol kürek
    Aktarıp döndermelerin körükleyici kundakçıları dışında kime ne faydası olsun ki..
    Hele de yeryüzü atıkları ve çöpleri kadar haksız hukuksuzluğa tav talip ve ittifakçıyken insanlık
    Sebep verdiği sonuçlara üstün ve baskın çıkanlarına ne kadar ağzı yüzü bozuk laf etsen
    Torbadaki bütün kelimeler ilk sinir boşalmasında daha üçünü beşini bulmadan bitip tükenecektir
    Defol
    Kaybol
    Bas git
    Yıkıl karşımdan gözüme gözükme gibilerin en nezaketli kibarlarda kaldığı
    Kontrolden çıkmışsa aklın fikrin rot ayarı balansı fireni farları depreji ve dingili
    Kontrolünü kaybetmiş savrulmaların kuyusuna düşer, kendi kendini yiyip bitirmeye şarampolleşir insan
    Bir uçurum enkazının hiç bitmeyen molozunu ve tonozunu
    Silkelendikçe zibilleşir çepe çevre hat ve güzergah
    Oysa çocukluğun gözü gönlü oldum olası ana babalığın insanlığı kökten büyüten pusula seyrindedir
    Sakin nerdeyse sukunetin oralarda bir yerde olduğuna hissedip duyan kanaatle
    Kabaran öfke böylece sahibini kamalayan hançere dönüşecektir besbelli ya…
    Sayıp sövmekle insanın daha çok kendine ağırlık verenlerin luzumsuz yük taşıyıcı hamalı olacağı
    Besbelli ya…
    Gizli fısıltısını saklı niyazını o sebeple, bu yüzden..
    Dizginlerinden tutarak götürecek olan rüzgara dala budağa bir damla sevgiden
    Güzel konuşmalı güzele sevgilim diyor ve inanıyorsa insan , güzel danışmalı
    Güzel ile görüşmeli tanışmalı bazan çamur kar toz buz olsa bille gocuk çorap don gömlek
    Yunsun yukansın
    Hamdolsun ki aşkın dilini konuştuk duyduk iştttik
    Gerçi yanıldık
    Gerçi yandık buyduk üşüdük gerçi yıprandık yorulduysak da
    Uğrumuza kendimizi
    Öğünümüze aşkı kattık,
    Katık ettik huzurun kutlu sevincini mutluluğun payına diyebilmelerin hakkı ve harcıyla
    Ömrünce yaşadığına değer doğum günlerinin

    Seyfi Karaca…… Ekim/23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    HÜZÜN HÜSRANDA HASRETİN GÖRÜŞME VAKTİ SAATiYLE

    Ziyaret yeri günü ve saatiyle
    İnsana
    Dünyaya
    Ve hayata görüşmek dileğiyle
    Yaşını aşka büyütüp de gelmiş çalan kapılarında sevmelere talip dolu deli yüreğin
    Bohçalanmış süslenmiş,
    Bahçe duvarlarından sokaklara inip sarkan çağla çiçekler gibi yemişler ve asmalar hevengiyle
    Sonsuzluğun dört diyarından çağırıp seslenerek
    Aşkın polenleştiği zamanı taşıyan kanatlarıyla zembereğin içinde ve dışında çınlayan
    Bir uçarı gönül sevdasıdır zarifliğin hayata uzanan nazlı salınımları
    Derin
    Uzak
    Ve zifir zindan göklerden
    Kıvılcımlar sökünü derin ve son yolculuklara kayıp giden yıldızlar yazgısıyla
    Dünya bahçesinde bazan gül bazan diken, sicilde serüvende ne yeminli kayıtlıysa olsun varsın demiş
    Etrafı kızgın körüklerle dağlanmış deşilmiş öykülerden temsil
    Ve soğuk demirlerle sıvanıp örülmüş müebbetliğin yılları uslandıran fosil duvarları arasında
    Kolonya şişesine kalan zaman zuhur avlu sokak çarşı ve künyelerin
    Perde perde ışıklar oyunuyla kederli sakin kavruk ve yanık bir yağmurlu şehir kalabalığı
    Ve herkesin avunarak kavşağından uğrayıp geçtiği hederden hebadan yılbaşı çekişen
    Sefil sahralar ikramında helak olma çarkının
    Ay gezer, sessizlik yürür, kilit döner duvar kalınlaşır, vade uzar, ip incelir, iz ve yol sürer iklim
    Suskunluğun sinip yuvalandığı derin diplerden , ayyuka çıkarak yalnızlığa diyar olmuş
    Çalı dağındaki renkler sonbahara, dünya kuytulara, gemiler limanlara çekilir poyraz karayel..
    Poyrazın boşalan koynunda soğuk düşlerle köşe bucak bir dolu yaprak ve hüzün sayfası
    Demek ki sen de dikenler ömrünün gül tomurcuğu misafiriydin, doğdun, belki sevindin güldün
    Belki ağladın üzüldün
    Her ne vakit her çiçekte kanaviçesi allı morlu kendini toplayıp getiren baharlardan
    Hayatın yüklediği bütün topraklara defne mektupları götüren güvercin sevincinin
    Ve bütün fırtına kıyılarını gören çepe çevre kasırga fenerlerinin korsan gözetiminde
    Aşkın sesi soluğu nabzı hasreti hüznü maksadı meramı mevzusu müjdesiyle
    Misafirlik boyuncası kutlu ziyarete mahsus öksüz yetim belki sürgün..
    Allanır
    Dillenir
    Süslenirsin
    Avunur sevinirsin can kafesinde ve gönül burcunda sevda kuşu çırpınan
    Suyun toprağın hürmetine
    Urgansız
    İpliksiz
    Çakıl taşlarıyla kendine kolyeler dizerken nehir nehir akıp giden hayat
    Solunum yetmezliği
    Gıda yetmezliği
    Konfor yetmezliği
    Böbrek yetmezliği
    Derman yermezliği
    Dalak yetmezliği
    İşitme yetmezliği
    Görme yetmezliği
    Sinir yetmezliği
    İşitme bozukluğu
    Damar tıkanıklığı
    ….sıralayıp saymakla insanı kendine ve herkese özürlü muhtaç noksan eksik ziyan bırakan
    Vakti zamanı ihtiyar düşkün halsiz mecalsiz koyarak
    Vakti sırası gelen herkesi tabiatıyla yoklaya düzelte çıkıp gelenleriyle
    Anlaşılabilir
    Mantıklı
    Saygın, düzeyli, makul, münasip ve makbul görülebilir haller durumlar silsilesidir , fakaaat..
    Fakat sabahtan akşama insanı aval salak yurduna yerleşik toplu intihar süsü verilerek..
    Ortak çıkar kulu kölesi rafına özenle işleyerek delik deşik mihraklaşmayı mezarlaştıran
    Soygun sömürü beslemesi magazin ve popüler kültür seçkin denekleriyle aşılanıp afyonlanmaya
    Ev bark öte beri üst baş ve cüzdan fukaralığının ebediyyen fakirfakirliği bataklık çukurundaki
    Alçısı sıvası düşmüş dökülmüş
    Kalıbı bünyesi kaportası yahut kalıbı kirişi çatlamış çürümüş
    Karanlığı donatan odalara sadece ay ışığından sızıp sinen dönük kibrit ve mum eskisine benzer
    Bulanık loşlukların ve boşlukların insana hükmettiği evrede
    Akıl yetmezliği
    Fikir yetmezliği
    Vicdan yetmezliği
    Kalp yetmezliği
    Hukuk yetmezliği
    İdrak yetmezliği
    Huzur yetmezliği
    Hoşgörü yetmezliği
    İrade yetmezliği
    İnanç yetmezliği
    Düşünce yetmezliği
    Duyum yetmezliği
    His yetmezliği
    Sorumluluk yetmezliği
    Özgürlük yetmexliği
    Dil yetmezliği
    İtibar yetmezliği
    Güven yetmezliği
    Alfabe hesap kitap yazı söz saygı sevgi ve rakkam yetmezliği halinde kapış kapış
    Serbest borsa marka pazar tezgah ve Piyasa götürüsüyle
    …Besleyenlerin fukara fakiri olarak alışmış kanıksanmış bağımlılıklarla tüketilip
    Yaşanıyorsa, fenanın fenasındadır kör sağır dilsiz soğuk silik işlevsiz içeriksizliğin
    Yağma yıkımına kendini ve künyesini kişiliksiz kayıtsızlığın çöplük çeşidine çıkaran haram hurda mefta
    Bahis konusu bile değildir artık ne huzur ne onur ne denge ne düzen ne de insan denen
    …Yaşama sanatını ve Dünya yükünü,
    Sürdürülebilir hayatın kendine özgün öyküsüyle mutluluğa taşımaya layık
    Ne sicil, ne karakter, ne de istikrar

    Seyfi Karaca…. Ocak/24

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca


    BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 1
    ….
    İçinde doğduğu yaşam döngüsünde beslendiği büyüdüğü ve büyüttüğü hayati gerçekliğin ayrılmaz kopmaz aidiyetine özgün özgür ve özdeştir insan.

    Kimlik kodlamalarını içinde doğduğu dünya insanlık toplum kültür birikim ve hayat gerçekliğiyle yaşayarak deneyimleyip biriktiren; irdeleyici ve sorgulayıcı gözlemelerden akıl fikir eleyen süzen yoran ve yorumlayan çıkarımların sağlıkta beslenmede barınmada eğitimde siporda dilde ulaşımda sanatta iletişimde hakça üreten ve adil paylaştıran; tarafsızlık - eşitlik ilkesiyle donanmış hukukun üstünlüğü makamına danışarak huzur verici, mutluluk üretici, ihtiyaç giderici, istikrar saygınlık ve güvenlik sağlayıcı, hayatın yükleyip getirdiği bütün çelişkileri liyakatlilik esasıyla üstesinden gelip çözümleyebilmenin karşılıklı değerliliğine tanıklık ederek, farkında olarak ve araştırıp BİLEREK sosyal siyasal ekonomik ve kültürel insan kimliğine özdeş yapıyı örer dokur insan.

    Sorumlu üretken adil onurlu güvenli hiç bir değerden, ilişkiden, bilgiden, deneyimden, iletişimden ve sosyal bağlardan bozulup koparmaksızın Emeği esirgenmemiş tecrübelerle edinilen BİLGİ kodlarıdır saygın ve sağlıklı ilişkilerle donatılmış hayatta kalmanın yaşam kavgasını onurlu itibarlı ve sürdürülebilir kalıcılığa devamlı daim kılmak.

    Herkesin kişilik ve kimliğinde özdeş duyarlı bilinçli nazik alıngan hassas üzülüp incineceği bir özdeşliği vardır çünkü ve bu yüzden kinayen takdir
    övgü yahut yüceltmeler dahi kendi sorumluluk hak ve yükümlülüklerini harama vererek gerçekliği olmayan hurafelere kahramanlara idollere tapınacak derecede sevk ve havale eden ihanet ve istismar ihaleciliğinin sayısız sınırsız türev çeşitlerini üretip çoğaltarak, toplumsal hayatı kökten sarsar topyekün yıkıma uğratır.
    ..
    BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 2
    ..
    Sosyal kimlik kültürel değer, onursal saygınlık, sosyo ekonomik zenginlik veya bireysel kişilik, ancak doğduğu toplumsal gerçekliği bizzat kendi katılımcılığıyla anlayan gören duyan tanıyan farkına ve ayırdımına varan tecrübe katkı ve tanıklığın büyütüp olgunlaştırdığı BİLGİ birikimleriyle insanı kendisine özgün ve özdeş dirençli dayanıklı dinamik karakter ve özgürlüğü kazandırır.

    Yani kullandığı Hayat Bilgi’ sine ne kadar kendi emek ve kaynaklarıyla ulaşıp eriştiği gerçekliğinde özgür ve özdeşliği kadardır, insanın değeri, anlamı, sosyal varlığı, ekonomik zenginliği veya siyasal yaşamı. Aksi takdirde sağ ve sağlam çıkamaz ne kendine ne de sosyal siyasal hayata insan.
    Orada, soygun vurgun talan haram ve sömürüden beslenen; acizliği karanlığı korkuyu gerilimi sefaleti gericiliği her türlü soyut ve yüzeysel kısır döngü hurafeleriyle kamçılayıp kışkırtarak çatışma kültürüyle salgın ve yaygın hale getirilip sürekli kılınan piyasa pazarcılığı tanrılarının emşr kipinde bütün çarpanlarıyla her bir şeyin paraya tahvil edildiği kullanışlı BİLGİSİZLİK ( kara cehalet ) veya BİLGİ KİRLİLİĞİ ; zorunlu tüketime sunulur yaşanır.

    inancı itimatı güveni sözü sadakati ve sabırı, dilediği keyfiyetin kullanışlı istismar ve ihanet araç gereci haline getirerek, ayrışarak hiç bir konuda anlaşamayan soyut hurafelerin kulu köleliğine saplanıp kutuplaşmış sürü bağışıklığı güdümlüsü çatışma kültürünü istismar ve bilgi kirliliğiyle baskılayıp yönlendiren dolaşımın her türlü toplumsal bozulmalarına yıkıcı yağmacı soygun sömürü sülükleri yapılanıp yerleşir.
    .
    BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 3
    ….
    Yarattığı yağma yıkımlardan doğma somut sorunların hem esaslı mimarı hem de - her şekil haram gösteriş görgüsüzlük acımasızlık bencillik hırsızlık gasp talan haydut harami kibir kahır zorba kişiliksizliğinin önde gideni oldukları halde - yapay sahte soyut asılsız sorunsal kurtarıcılığına kendilerini dayatıp sosyo kültürel hayatın başına çöküp çullanmanın belası kesilerek, koskolayca sınırsız sorgusuz hak hukuk ve yetki sahibi olmaya dair uyuşturup afyonlayıcı alışkanlık ve afyon külliyatıdır çünkü kişisine özdeş olmayan; ve hayatına kayıtsız ilgisiz alım satım etiketinden her buyrulana eksiksiz hatasız peşin harcayıp tüketmeler bağımlısı insan morgu sanallaştıran BİLGİ Kirliliği.

    Bu saygınlığı ve inanırlığı değerinden dökülüp düşürülerek her şekil adiliği bayağılığı ve aşağılaşmayı içinde barındıran kişiliksizliğe özelleşmiş Bilgi Kirliliği etiket koduyla ve paraya tahvilliliğin istismara aracı yahut ihanet haracı piyasa ve borsaların tüm hayatı etkileyip esir aldığı eğitim inanç itibar ilgi onur liyakat saygı ulaşım barınma beslenme gibi gibi sıraya dizilmiş hizaya getirilmiş sebeplere sanat vesair SİĞOR’ da kimliksizliğin haraç mezatıydı.

    Ürettiği her somut soruna örtbas edip perdeleyen soyut afyon ve uyuşturucu hurafe karanlıklarını örtüp kapatırken, tıpkı edebiyat sanat sinema gibi, Futbol’ a indirilip yağma yıkım ve sömürü piyasasının vazgeçilmezi olarak Sipor’ da ordan bundan nasibini alarak gide gide mafya hükümranlığının hükmedip hakim olduğu haydut harami keyfiyetinin kullanışlı keyfiyetine endüstrileştirildi.
    Çünkü..
    Topluma ait değerleri kendilerine soğutup şekilde dekorda tezgahta görünen ve gösterenlerin buyurduğu veya yönlendirip yönettiği sinsi ve simsarların şartlara durumlara göre kurduğu kararttığı patlattığı ördüğü kısıtladığı gerdiği parlattığı kışkırttığı perdelediği veya bozduğu sosyal siyasal ekonomik ve kültürel harabeye en başta Bilim İlimden yoksun yitirdiği ve yabancılaştığı bütün değerler karşılığının cehalet özenti takıntı gösteriş bağışıklığına şartsız koşulsuz güdümlü ve bağımlı kul kölelerini eğilir bükülür kullanır harcarlar.
    ..
    BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRRREYE ATATÜRKÇESİNE 4

    Düzeni ilmi sanatı hüneri becerisi karakteri kimliği alışkanlığı aklı fikri bozulduktan sonra altın da bir, mülk de bir, pul da bir, para da bir, demir de bir naylon da birdir.
    Çünkü insanına onurda kişilikte karakterde akılda fikirde ve BİLGİ birikimlerinde özdeş değilse her şey erir çürür harcanır tükenir, hayatı ve yaşamını yükümlü kılan buradaki somut dünya sorumluluklarını ilgisini iletişimini aklını fikrini sorgulamasını gerektiren kendisiyle özdeş emek zahmetlerini terkederek haydut haramilerin kul ve kökeliğe bağımlı kıldıkları soyut kifayetsiz hır gür çelişki tapınma adanma kapışma çekişme ve nizahlaşmalarla “ ben sizin her yetkide ilahınız her hakta ve hukukta her yapıp işlediğin kutsal sayılması zorunlu yargıdız sorgusuz tanrısal kudretlisiz ‘ bağıra çağıra haykırıp kükreyenlerin oyalayıp avutan yağma yıkım keyfiyetine terkederken, zaten bildiklerini de unutan düşkünler topluluğuydu.

    Böylece her harama vurguna dönük her değerden düşürülerek ihtiyaç gören yağma yıkım istismar aracı, inançtan kültüre varıncaya kadar özü içeriği boşaltılmış soyut sanal vitrin süsü işlevi görmeye devletten toplumdan insandan ve kimlikten daha iri büyük ve vazgeçilmez hale şişirilip büyütülerek,popüler sanalda her bahaneye kutuplaşarak sürekli soyut hurafelere çatışan toplumsuz kimliksiz devletsizliğin aciz zavallısı konumuna kayıt yaptırtıldı. Ardından somut hayatını ayarlı dizilerin gerilim şiddet bunalım fahiş furya ve pisiko manyaklığı dayatıp aşılayan özenti toplumunu sürükledikleri boşlukta ve çukurda, Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe… gibi hibilerin de suç pay cürüm saldırı bağırtı gürültü hisse borsa ve dosya kabarıklıkları vardı.
    BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 5

    Bilimle danışıp bilimin ilimi sanatıyla konuşanlar ortak hayatı tüm değerleriyle kolaylaştırıp güvende istikrarda huzurda ve dengede tutan toplumun insanlığın ve hayatın ihtiyaç duyduğu oranda keşif buluş icat araştırma katkılarıyla demirin taşın toprağın tıbbın teknolojinin kime ne zaman ne zenginlikle dilini kimyasını damarını huyunu sicilini anladığı ve konuştururduğu sağlam adil ve sağlıklı iletişim devamlılığını sağlar. Olmayan ve yapamayansa kara cahilliğin her türlü zavallılık ve acziyet dayattığı intihar sarmalında hurafelerin kişiyi kendinden soğutan yetersizlik değersizlik ve yenilmişlik duygularını körükleyip yozlaştırtıcı ve özgür anlayış cesaret bilgi irade sahibi insanlığını işlevsiz kılıcı abuk subuk kısır döngü saplantılarıyla gün öldürerek, kurgulayıp buyuran itaatliliğin her konuda uyumlu ayarlı koşulsuz kulu kölesi olurlar.

    Ve tüm bu sorun sarmal diyet illet güzergahında tarihin yeri, dünyanın dönüşü dolaşımı ve toplumların gidiş geliş hattı yoku aklı fikri onuru bilinci belleği değişmeyenler gerçeğiyle, her şeyin parametrik alan satanlar borsasında insanlık dahil alım satım tezgahına konduğunda kokuşan çürüyen yozlaşan alçalan değişen değersizliğinin en ince ayrıntılarıyla farkına vardığı, gördüğü, yorduğu, deneyimleyip gözlediği lle de HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİT İLİM’ dir … özetini tarttığı ölçtüğü dediği inandığı ve karara bağladığı… Var olanların üstüne onur itibar cesaret özgürlük vicdan ve özgüven sahibi insanlığını koydukça hiç bir şartta ölmez eskimez bitmez azalmaz tükenmez değerin kişisine saygın BİLGİ’ den geçtiğini tembihleyip söylüyordu yürekten armağan ettiği Türkiye Cumhuriyetiyle özdeş sevgili ATATÜRK.
    ..
    BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 6

    Böylece Osmanlı’ yı kin güdümlü öç alımlı katillikle ve İngiliz ortaklığıyla yağmalayıp yıkan petrokimya ARAP banka ve bonservisliğine satılık işler güçler için tahvil Futbol özetli Sipor ve camia, dövize dolara çalım yiyen sert alçalış ve düşüşlerden sonra tüm bunların böyle olduğu gerçeğini, ancak Fener- Galatasaray yurt dışı sürgünlüğünden anlamış bilmiş gibi sanki…
    Vatan bildiği toprağı için can verip toprağa düşen sıvasız evlerin şehit çocukların ruhu şad ....
    Toprak sahada gün boyu aşkına tutkusuna top koşturarak doyumsuz sevince, toplumsal aidiyeti kopmaz ölmez kardeşliğe,hem kimlikte hem kişilikte mutluluk hissesi paylaşan çocukluğa bin selam olsun.

    Seyfi Karaca… Aralık/ 23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    ..
    BUHURDANLIKTAN BARDAĞA BİR DEMLİK SÜRSEFA

    Olmak istediğin kişidir kendin
    Şahsen gitmek bulunmak varmak ve yaşamak istediğin yerdir en doğrusu evin barkın adresi
    Arayıp sormakta hatır gönül huzur sükunet dost seyir sefa seyran yar diyardan yana
    Bir demlikte anlıyor musın…?
    Bir demlikte
    Aşk ateşiyle ocağı kibriti çıralanmış buğusu üstünde tüten kahvenin kırk yıl ötelerine kahvenin
    Yürek yangınlığına duman olduğu ve bir demlikte can yakınlığına kurulu sedirdeki
    Buhurdanlıktan bardağa bir demlik çay misali sürsefalara..
    Aracısız kibirsiz ve ayrıcalıksız seni kendinle temsil eden bedellerden gocunup gücenmeksizin
    Bile isteye bir demlikte bütün kayda değer ve kalıcı samimiyetlere ömür yoran zahmetlerin kutlu çabasını
    Omzuna sarıp
    Kalbine koyup
    Aklında ve ahdinde tutarak..
    Götürebildipin kadardır sevgiye saygıya dair gülümsemeyi dilediğin mutluluklar
    Akıl ettiğin kadardır vicdan
    Yüklenebildiğin kadardır sorumluluk özgürlük barış sevgi ve nicesi
    Kendi payına arzedip İsteyebildiğin her neyse başkasının hayatında yer verebillmenin tahammülü talebi ve takdiriyle
    Dünyanın en doğru izi semti yolu meskeni yönü tarafı ve adresi
    Ve hayatın herkesçe itirazsız kabul görür en güvenli hallerine en saygın durumlarıdır
    Süzülmüş damıtılmışlarınntümünü
    Bir demlikte her lokmandan aşka sevgiyi karıştırarak yudum yudum
    Hayatı dirilten
    Güzelliği sağıltan
    Mutluluğu her koşulda her yerde her gün her saat dinç ve diri tutan bir demlikte..
    Özümseyerek yaşamayı önemsiyor ve önceliyorsan üste koyarak artan sevinçlerin onurlu ırgatı
    Özgürlüğün itibarın devran sürdüğü hükümlere harmancısın demektir
    Değilse sağlam bildiğin bütün şifreli şifresiz hesaplardan devrilip düşerek
    İflasın eşeğini tüm köşeli kıvrımlara büküp bağlayan kirli paslı makaslar arasındasın demektir
    Sapkınlardasın demektir
    Kuyulardasın demektir
    Çatal kıskaçlardasın demektir kör dilsiz ve zindan…
    Meğerse morg bir tesellide malım mülküm var diyenlerin kokuşmuş çürümüş köhnelerinde
    Yeryüzünü gök yüzüne bağlayan her zerreyi yaşanılması imkansızlardan bilip sayan
    Ölümün kayıt tuttuğu yüksek faturalı hücrelerde yığınlaşmaya depolayarak
    Çirkefliğe delil
    Ecele müşteri
    Doyumsuzluğa aç
    Pintilerin daniskası
    Cimrilerin kıyassız gözdesi
    Ve açgözlülüklerin tabutunu ömrüne süsleyip yakıştıran sürüncemelere harapsın
    Bitiksin
    Yitiksin
    Aksi halde ve takdirde dengesini bozmuş aklını yitirmiş vicdanından kendini çürüğe çıkarmış
    Haller durumlarda yediğin içtiğin kimyasal kusuntusu ve boğazından geçmeyen köpük..
    Hep topu gördüğün yaşadığınsa dirliksiz artıklardan gerilim bunalım döküntüleri toplayan
    Ele ayağa düşmüşlüğün zehir zıkkım soykası ve rezil rüsva sadakacılığıdır

    Seyfi Karaca…. Kasım/23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    MEĞERSE ESİP GEÇEN SAM YELİDİR HAYAT

    Telgrafsız çığlıksız esip geçen
    Aslında fırtınaları kopmuş dökülmüş ekim biçim harmanıdır hayat
    Oylum büklüm suya ışığa rüzgara toprağa inişli yokuşlu göç kervanları katarak
    Varacağı yere fersah fellik gündüzü bitiren, gecelerin sabahına her adım başı silbaştan
    Bir solukluk nefestir ve bir alış veriş, her nefeste tartısı terazisi ırgatlğın değer bilen kıymetli ömrüne
    Titizlik ister
    Bakım ister
    Özen ister
    Güven ister
    Dürüstlük ister
    Vicdan ister
    İlgi ister
    Sorumluluk ister
    Merak ister
    Muhabbet ister
    Samimiyet ister
    Seyir ister
    Seyran ister…
    İnanılır güvenilir sevgi saygı aşk ve kişilik karakter ehli insan ister ki..
    Kötelenmiş bir bumerangın sahibine bükülüp giden ve dönen silbaştan muhasebesidir hayat
    Sen kendinde beni görüyorsun diyen aynaların tembihi telkini takdiriyledir meram muhabbet ve mutluluk
    Mutluluk demişken…
    Öyle ki aslında doğduğu ilk günle beraber herkese hak herkese helal herkese reva..
    Çerçevesi kalıbı olmayan huzurun ve dirliğin karşılıklı ilişki kaynağıyla beslenen geçim kapısıdır hayat
    Çünkü hergün güneşle doğar dünya, dünya her gün ay ışığına sığındığı ve dağlara yaslandığı
    Gelinciklerle güvercinlerle insanla ve toprakla iklimden iklime bağ bahçe olan kirmenlerde döner dolaşır
    Bir billur pınarlar çeşmesidir hayat bazan durulur bazan bulanır
    Ve bir bağrı yanıklığın süren savuran sam yeli esmeleridir künyesi yar diyarına
    Mumlu mühürlü mektuptur meramı aşk aşk semtinin sevgili koynuna ve kucağına
    Ne kadar varsa beyaz,
    O kadardır siyah…
    Ne kadardırsa kor hasretin sonsuz özlemlerle buğulanıp tüten dem ve devranı
    O kadardır günün payına düşendir ışık su rüzgar ve toprak
    Her lokmasında serili kurulu hayatsa eğer yarına sözlenerek şimdi hemen şurdaki dünya,
    Her nefeste ferahlığı doyumsuz bir ömre değsin yarasın diye yudum yudum
    İçiyor kanıyor soluklanıyorum işte bir dem bir damla şarabı aşktan
    Ve mülkü meramı külliyen sevdadan

    Seyfi Karaca….. Ekim/23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca


    DÜNYA KÜTÜĞÜNDE EFSANE YAZANDAN
    ….
    Dünya kitabında kayda değer
    Yıkılmaz silinmez kütüğü künyesi ve sicili yazılı olandan
    kızılkaya,alacadağ,kavakpınarı,çatak, dodurga,edremit,torbalı, kırkağaç, tire, söke, yoncalı, haymana, salihli, kumluca, bahçedere, susuzören,çal, esme, gediz,kula,göçek, çukurincir..
    Poyrazdamları, nergiz,ören, akyaka, elmalı,kınık,beldibi, kasaba, dalyan, serik, kundu,seydişehir, viranşehir, beyşehir,karkın,ermenek,ereğli, mut, ayrancı,ulukışla,çamardı,çamlıyayla,başakpınar, yeşilhisar, yahyalı, sızır, çandır, çayıralan, turhal, yeşilyurt, akbelen, erbaa,kavak, vezirköprü, bafra,suluova, merzifon,kazankaya, iskilip ,osmancık,boyabat, taşköprü, sarıkum, ovacık,kuzkaya, pınarbaşı, bartın, ereğli,gerede,kaynaşlı, şile, sapanca, gölyaka,derince, alaçam, çakıl, erdek, gemlik,belek,aydıncık, gülnar,erdemli,değirmendere,tarsus,sikifke, yenice,pozantı,aladağ, afşin, tufanbeyli , altınyayla,yıldızeli,niksar, görele,aybastı,bulancak, şebinhisar, imranlı,araklı,ünye,mesudiye, kozan, şiran, erzin, yarpuz, kırıkhan,elbeyli, siverek , oğuzeli, elbistan, nizip,narlı ergani, halfeti, derik, tercan,ılıcalar, arpalı,ardeşen,hopa,ovacık, arapgir, akmeşe , divriğ, hekimhan, bozova, silvan,kozluk, dumlu, ispir, pasinler, tekman, şavşat ,çıldır, arpaçay, oltu, kağızman,bulanık,karlıova, horasan, gürpınar, çaldıran, doğansu, erzin, divriğ, kozaklı, hayrabolu, evreşe, kırıkhan, kozan, erciş, doğubeyazıt, gülveren….
    Şiir gibisin be mübarek
    Dilde yar aşkta diyar gözde gönülde ülkeler incisi nazlı belde sevgili yurdum
    Bütün saklı sırların senden seslenip konuştukça huzur veren kaynaklara çağlayıp çoştuğu
    İllere yollara dağlara derelere toprak toprak
    Güneşin koynundan bir kucakta, bir duvar dibinde bahar çiçekleriyle yaz bahçelerine
    Birbirine sokakları açılan kapıların dünya semtinde ve ağaç gölgesinde güz dalları portakal nar
    Tohumlanmış her bir sevincin ismi cismine yakışan çağrılarda dengini ve değerini bulduğu
    Tutkuya mahal tükenmez bağlılığın güven verici aidiyetine sonsuzluğun komşusu
    Ve emsalsiz efsanelerin şiiiri gibisin be mübarek, senden konuştukça insanın içini açan
    Yüreğini ısıtan
    Kederiyle dertleşen
    Mutluluğuyla kaynaşanHayallerin gerçek rüyası özlemlerin doyumsuz sılası kavuşmaların ile nihayet toprağı
    Sevdalısına delisine şiir gibisin be mübarek…
    Dünya defterinde emsaline efsane yazan
    Şiir …

    Seyfi Karaca….. Kasım/23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca


    YOLCU YOLUNA

    Hangi dağı hangi bağa
    Yükleyip saran tanıklığında yeryüzü gökyüzüne emanetse madem
    Toprak edip sevgi tohumlarını aşk harmanında elekten kalburdan savurmaya
    Yarası derde derman olanlardan bahar giyinip çiçek süsleniyorsa güzelliğin bedelidir
    Yöresiyle
    Töresiyle
    Sırrını yazan kitabın sözleşme tarihi sonsuzlukla doğum günlerini kutlayan
    Bundandır ki bakraçtaki süt serildiği sofralarda tükenir
    Perdedeki oyun sahnesi değiştiğinde yorulur yenisine can çekişir
    Penceredeki rüzgar, buluttaki yağmur, topraktaki güneş, kapıdaki sessizlik
    Uykusundan uyanınca taşla demirle yüzleşen hayaller gibidir
    Herkes bir alem kendi içinden gelip geçenlerle konuşurcasına ordan buraya
    Burdan her yere veya hiç…
    Herkes bir yol
    Her yolculuk dünya, bir kervan
    Her kervan bir yolculuktur
    Eğer ziyareti kendi üzerine değilse külliyen de zarardadır , toprakta ekmek, muslukta çeşmeler kurur tükenir
    Kervan yola
    Yol yolcusuna
    Aşk insana
    İnsansa hiç…

    Seyfi Karaca….. Ekim /23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    ……
    TAVSiYE MEKTUBU

    Güneşin kumaşından giyinmiş
    Yağmurla eğleşip rüzgarla koklaşan hayatın yollar üstü muhabbetiyle
    Yel eser yol gider insan eskir han yıkılır
    Değiştikçe iklim mevsim
    Bir eli kestane toplayan bir hali eski baharlarla evinde oturup bekleyen demden devrandan
    Çaya bugusu sinmiş efkarlara saki sunarak
    Sönmüş küllere odun kayarcasına hozan bağların yalandan bekçiliğini avutan
    Ve obası olmayan sarp dağlarda davara gidecek çoban aramakla tükenmişse nefes
    Durmuşsa saat
    Okunmuşsa kütükten kundaktan künyede yazılı tavsiye mektubu
    Sararmış solmuşsa çığlığı sessizliğin kovuklarında susup sönen yankının
    Vardan yoktan doğruyu eğriye eğriyi hurdaya eğirip büken çelişkileriyle belası gani, fenası çok…
    Herkesin boş ve yalnız bulduğu her kapıya çark edip tokmak silkeleyen sobesidir
    Bayır yokuş yerinden yurdundan sökülerek kol kanatları kırık, arızaları tam teşekküllü uzakların mahali
    İplikçi iğneci boncukçu klarnetçi postacı mobilyacı galerici camcı yorgun baygın herkes
    Dünya göçünü hediyelik eşyalar listesine sarıp vitrindeki yürürlüğe koyduğu
    Olmayınca olmuyor işte geçen giden gün sende bende
    Yok dedik ya…
    Bazan kıvrım kıvrım…
    Kimsenin görüp bilmediği kenardan kıyıdan çığ koparan sökünlere yuvarlanarak
    Bazan körükler vurarak varildeki yangına kendi kendisiyle kumara tutuşan
    Ucu bucağı belirsiz dik çıkışlı bir merdivenin tırmandığı duvarların gördüğü denizlerde
    Tüm hayatını uzaklara götürmek için gecesini gündüze katarak yutkunup can çekişen
    Burkulmuş incinmiş sızılar güzergahı sırasında kuyudaki çığlıklar gibi ağıtlarını dışa vuran
    veya sancısı hiç geçmeyen şeylerin tümüdür doğranmış lokmalardan ağulu çiğnemler dürümleyen
    Derdi kederle, acıyı zulümle defter deftere
    Mezarlıkta yitirdiği hayatını arayan sessiz suskun haller durumlar ve akıbetlerin kabalasına tüccar
    Darlık yokluk kırpık kesik çevrimler kıskacındasındır tüy hafifliği yahut köpük zerrecikleri bile Ağırlığını sürükleyip taşıyamayacağı ömrün sırtına yaşanmazlarla ören donatan yükün
    Bazan bolluk sağlık dirlik rahat mut huzur ve güven toprağında yerli yerindesindir.
    Herşeyin kaynagindan doya kana içe sinesinden
    Aşk ile oynaşır güzelliklerle sevişiyorsundur ve bazan…
    Sündürdükçe söküldüğü yerden kopuşlara doğru uzayan meselerin boyuna posuna
    Kısa ölçekli halkalar öyküler kesitler takarak
    Nasıl ki insan…
    Ay boncukları yağmur kolyeleri ve güneş damlaları gibi gibi uzak yıldızlardan
    Kendini seyre dalarcasına hepten tümden sosyal varlık olduğunu
    Ve etrafsız toplumsuz yaşamasının asla mümkün olmayacağını
    Aidiyet bağını iletişim kaynağını asosyal viranlara haşat ve harap ederek
    Kökten temelden sevgisini toprağını Işıklarını karanlığın örtüp kapattığı yalnızlığa tamamlayıp
    Eksik gedikte kalan sefil seyirlerin azap öğünleriyle zindanlaşırsa eğer
    Her kişiyi bitirip söndüren küslük dargınlık boğumlarının hücrelerine yerleşip sindirdiği
    Çölerden çoraklardan yalnızlık ve cinnet kabukları bağlayan yıkıntılara kapanıp gömüldükçe
    Kıran kırana kendi kendini imhaya gider akıbet

    Seyfi Karaca…. Ekim/23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    ….
    YAŞARKENE DÜNYAYI
    ….
    Üzülüp koparak
    Yanaktan yüze sökülüp dökülürken
    Divanda dizde avuçlar dolusu ağıtlar çalıp yakmanın ne zamanı ne devresi ne de sırasıdır
    Koyulaşan rengini boyundan küçük işlere bezendikçe karma karışık siyah beyaz
    İllaki derde derman olacaksa moral mut umut baris saygi sevgi için
    Ne en iyiye
    Ne herşeyin en kötüsüne
    Korkular endişeler kaygılar kuşkular kayıtsızlığında dolup boşalanlardan kol kürek
    Aktarıp döndermelerin körükleyici kundakçıları dışında kime ne faydası olsun ki..
    Hele de yeryüzü atıkları ve çöpleri kadar haksız hukuksuzluğa tav talip ve ittifakçıyken insanlık
    Sebep verdiği sonuçlara üstün ve baskın çıkanlarına ne kadar ağzı yüzü bozuk laf etsen
    Torbadaki bütün kelimeler ilk sinir boşalmasında daha üçünü beşini bulmadan bitip tükenecektir
    Defol
    Kaybol
    Bas git
    Yıkıl karşımdan gözüme gözükme gibilerin en nezaketli kibarlarda kaldığı
    Kontrolden çıkmışsa aklın fikrin rot ayarı balansı fireni farları depreji ve dingili
    Kontrolünü kaybetmiş savrulmaların kuyusuna düşer, kendi kendini yiyip bitirmeye şarampolleşir insan
    Bir uçurum enkazının hiç bitmeyen molozunu ve tonozunu
    Silkelendikçe zibilleşir çepe çevre hat ve güzergah
    Oysa çocukluğun gözü gönlü oldum olası ana babalığın insanlığı kökten büyüten pusula seyrindedir
    Sakin nerdeyse sukunetin oralarda bir yerde olduğuna hissedip duyan kanaatle
    Kabaran öfke böylece sahibini kamalayan hançere dönüşecektir besbelli ya…
    Sayıp sövmekle insanın daha çok kendine ağırlık verenlerin luzumsuz yük taşıyıcı hamalı olacağı
    Besbelli ya…
    Gizli fısıltısını saklı niyazını o sebeple, bu yüzden..
    Dizginlerinden tutarak götürecek olan rüzgara dala budağa bir damla sevgiden
    Güzel konuşmalı güzele sevgilim diyor ve inanıyorsa insan , güzel danışmalı
    Güzel ile görüşmeli tanışmalı bazan çamur kar toz buz olsa bille gocuk çorap don gömlek
    Yunsun yukansın
    Hamdolsun ki aşkın dilini konuştuk duyduk iştttik
    Gerçi yanıldık
    Gerçi yandık buyduk üşüdük gerçi yıprandık yorulduysak da
    Uğrumuza kendimizi
    Öğünümüze aşkı kattık,
    Katık ettik huzurun kutlu sevincini mutluluğun payına diyebilmelerin hakkı ve harcıyla
    Ömrünce yaşadığına değer doğum günlerinin

    Seyfi Karaca…… Ekim/23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca


    İNCİRSİN DESENE
    ….
    İzmir deyince incir geliyor aklıma fikrime
    Öyle böyle değil, incir…
    Nedeni niyesi kendime bile sırrı saklı ne bileyim niçindir nedendir
    İzmir deyince üstü açık bir kamyon ve sağlamından poyrazlanmış rüzgar
    Bağrı yakası hepten yırtılmış mintan gömleğinin mavi rengine tüm gelmiş geçmiş zamanları giyerek
    Güvertesi gemisi olmayan fırtınalara tutunarak aşk nereeee ben oralara firari fora
    İliklerine kadar yemekle bitmeyen doyumsuz iştahın kışkırtıp azdırdığı, izmir deyince
    Güzel kızlar geliyor aklıma İzmir deyince
    Güzel bağlar bahçeler
    Ve suyun o yakası
    Bu yakası
    Öteki yakası
    Karşı yakası…
    Çakarlı damperli araçların istop edip anahtar teslimatını kumbarasız deposuz kenara koyduğu
    İncir deyince çekirdeklerine kadar bal kuyusuna sarkan toprağından dalından
    İzmir deyince aklıma kaparasız sözleşmesiz kefilsiz fındık kıran fıstık çerezlenen
    Yarim ferahnaz yosmam güzel saz piyesiyle ,
    Güzel kızlar
    Güzel aşklar
    Orası burası güzel alnından öpülesi incirsin desene, ki…
    Dill dudağı dilber iskele rampaları ve vapur kaçamakları geliyor aklıma
    İnciri kendine emsal, aşka sandal kayık İzmirsin dedense….

    Seyfi Karaca…Ekim/23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca


    BİR SOĞUK GÖLGE ve BİR SURETİ HAYALDEN İBARET
    ….

    Demek oluyor ki,
    Bal yiyen baldan da..
    Toprak hattında şarteli inik sağı solu belli olmayan burgaçlı gerilimlere hususiyeti mahsus
    Yanlış bağlantıların kablosu pirizi alıştıkça başkalaşan çarpılmalarla evli barklığa çorak çıktığı
    insanını her ayrıntıda kendi hortlak molozuna benzetmesi kaçınılmaz ve kesindir
    Yollar kurulur bozulur amenna lakin..
    Dirayetin dayanıklığın ilmim iraden yoksa bıraktın mı hiç ummadığın çukurlara düşüyorsundur
    Asıldın mı bilinmedik boşluklara sökülüp kopuyorsundur
    Ve bir kere sökülüp koptunmuydu doyurup besleyen ölümün gıdasına zıkkımına zehrine avunup aldanan
    Hiç anlayıp bilmiyorsundur bile asıl neydi, esas neresi, sahte hangisi, yalan dümen kim..
    Formatlanmış ölçülerin gerçek insan varlığını kendisiyle tanımlamayan kokuşmuş kalıplardaki
    Alıştıkça yanıltan her yokluğu varmış gibi algılayıp kabullenerek
    Yılgın yorgunlara bezmiş usanmış poz ve piyasa dayatmalarını ısrarla ve inatla
    Aşırı koruyuculuğun seni sana rehin alan her çeşit kusursuz hatasızlığı tapınaklaştırdığı kurdan kulvardan
    İyilik güzellik bahanesi adına yolunu ilkesini azıp sapıtmış mükemmellik morguna buzullaşarak
    Kendinden rol çalan hayatı sönük ur kitlesi vitrininde birikinti artığı ve kalıntı çöplüğüdür
    Demek okuyorsun ki, ilkesi iradesi olmayan hayatın mülk sahibiysen yürürlükteki morga
    Öte berisiyle beraber çıfıt kadavrası yıkıntılar fosili ve murdar kalıntısı olmaya mahkumsındur
    Hiç sektirmez şaşmaz mahvoluşun itildikçe aralanan aciz viran muhtaç ve sığıntılar yükünü
    Sefil surette eğri büğrü şirincelik dişirip toplayan sürgün kapılarına rezil rüsva ederek
    Kıyamet gününü kendi intiharıyla süsleyip donatan kargaşa noktasıdır dünya bildiğin trafik
    …. Çünkü hangi niyetlerle yola çıkarsa çıksın hiç bir şey yoktur ki
    Her zahmeti zor dayanma gücünün bittiği kırılgan bir yerde darmadağın çürüyüp çökmesin
    Ancak tek şarta yerin dibine toprak olup cesedini çiğnetmeye ölüp gitmek kadar
    İntihar peşinde kıyamet ekip biçen azap diyetini yutkunup sindirmeye rıza gösterip razı gelerek
    Ve belasına derdine bulaştıkça çığ gibi büyümelerin ipe sapa gelmez yumağını öre işleye
    Ölüp kendinden kurtulmakla ancak bıraktığı dünya boşluğunu yitik kayıp dosyalarla ödeşmeye
    Bütün küskünlüklerin örülü duvarları geçimsiz kapıları gidilmez yöreleri ve aşılmaz dağlarını
    Esen yellerden sorarak can acısının yakıp körüklediği hasret kokusunda yol gözleyip bekleşen
    Yetmişinden sonra hele bir daha bir başkadır dünya gününü huzurun armağanını sihhate sağlığa diyerek
    Ecel garında bembeyaz mendillerin kendiliğinden sallandığı kimi sarmaş dolaş yıkık yoksun
    Kimi derdi dertle avutmanın sahibi kimi yalnızlığyla muhabbete keyfe kederler sarmalıyla
    Paranın mülkün karşılayamayacağı kutsal değerliliktedir çünkü ilkesi sıfatı doğal dengelerden olup bitme insan ve insanlık
    Demek oluyor ki böylece bu yollarda bal yiyen baldan da zehirlenir bıkar bezer usanır mı usanır…
    Demek oluyorsun ki,
    Olsun da sevgi dilinden
    Olsun da itibarı saygıdan
    Olsun da sıfırla başlayan her şeyi sıfıra bitirip tüketerek aklına fikrine hayaline koyup giderken dünyayı
    Ölecekse insan iki dudağının arasında aşkın
    Koynunda kucağında bir piyeslik hayal perdesidir sonsuzluğa miras devran döngüsü fani
    Demek oluyorsun ki, bir yol bir han aralığında ölsem de gitmen sandığın misafirlikte
    Konar göçerliğin kervan katarında bir gölge ve bir sureti hayalden ibaretsin

    Seyfi Karaca…. Ekim/23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca


    DIYESiM GELENE
    ….
    Ne süslü sandiklarda ziyneti kilitli haciz malidir dün, ne desinler görsünler aklina iflas tezgahindaki ispata kanita muhtac insanlik mirasidir bugünden tezi yok yarin. INSAN ki…..doymusluk kanmislik yetinmeleriyle aklinin hududunu, yasamanin maksadini, varliginin anlamini degerini ve karsiligini bilip NEDENSELLIK iliskisiyle her bir fedakarliga örüp isleyip dokumadikca…her zahmet hacizdir. Her niyet maksatsa iflasin kacinilmazligina yilip yalpalayan yaltaklanan güdüklenen ve her degisim dönüsümü biriken dert sorun fesatlik fitnelik görgüsüzlük karinsizlik karamsarlik güvensizlik istikrarsizlik ve inancsizlik süpesi kuskusuyla bogulup tikandigi cöplüklere alcalip kücülmelerin sahte, soyut, samimiyetsiz, kaypak kisiliksiz ve karaktersizligine yuvalanip hücrelenisini ve ucurumunu derinlestirir. KI böylesi tükenis, sesi rengi tavri tutumu davranisi duyarliligi ve kumasi kendini temsil etmeyen ve insandan olmayan zir zibil igretisi ve igrentisidir.
    Bu bir ikindi kahvesiydi, her söze gönül doyuran selamlasmayi yudumladikca, hatirda hatiradaki herseye ve herkese bu baglamda sevgiyle doyun saglicakla kalin diyesi gelense eger, dogduguna hiic pisman degildir cisiltilerde büyüyen akarsu, günes damlalarinda büyüyen dag bayir tarla ve toprak, hele de yalansiz yapmaciksiz tartan ve tasiyan degerlerin kiymetlisine insan, ne ziyadedir ne noksanda, herkes bizzat kendi kendine.

    Seyfi

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca


    SONBAHARSA SAZ ve GIRNATA
    ….
    Sonbaharsa saz gırnata
    Hüzün nadasıyla göçebe güzünü ve yeryüzü harmanını, gerçi..
    Gerçi çeyrekten buçuğa
    Olur musun
    Gider misin
    Varır mısın
    Kalır mısın…
    Gerçi kovuklar içinde halkalanmış bir koridor sehpasıdır orda burda oturup kalktığın
    Bir güleylen dünyasıdır her demde serip sürdüğün sofralar tuzdan acıdan
    Bir gelip gitmek arasıdır ister sus ister söylen iadeli taahütlü sebebi ziyarete mühür ve mektup
    Kızgın çölün soğuk sessizliğine
    Acıklı serap çizgileri gösterir gibi dipten derincelerden
    Oyukluğunu kendi içinde saklayan açık seçik koz kırımlarına iskambil
    Ve kızkısrak resimleriyle belediye otobüsünün en son saatinden inerek sahneye çıkan
    Afişleşmiş duvarlarda gıcırdayıp dönen uğultulu gecenin rengi ne dün ne yarın
    Mecburen postasını birçok ve pek çok paylaşılmadıklara dağıtarak hüznün tüketen sabrıyla
    Soykası kara yerden gelesice diline dünyayı ihbar eder gibi sureti viran silüet
    İçtikçe damlası acılaşan susuzluğun çöl yangınlarını akrep dönüşlü bir saattir
    Zehirden
    Zemberekten
    Debelenip duran yalnızlığa alfebe öğretir gibi çırpındıkça karanlığın uzadığı
    Derinliğin kaybolduğu
    Yırtılmış sökülmüş bohça ilmeğini ölsün de öteberisi bana kalsın cenderesinde söküp dikerek
    Bir asansör karşılaşması sonrası karanlığın dip yarısından sabahların çiy düşümüne kadar
    Bir hazan müddetidir
    Ve bir sazan öyküsü başladığı yere döner her hikaye her canlı her insan
    Başını kendi belasına çarpa çarpa ..
    Çeyrekle buçuk koridor aralığında su götürür yel üfürür toprak ve sıla çağırır
    Döner dolanır dallarına tutunduğu ve sırtına sarındığı ömrüyle,
    …. kumlara yazılanları silen dalgalar gibi
    Sıfırı tüketen dünya yüküyle yele yamaç yağmura bulut..
    Ziyaretin doğduğu yerden çağıran sessizliğe temelli göç eyler

    Seyfi Karaca….. Ekim//23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    …..
    HALVAKiTTE EYLÜL GÖCEBESiYiM MADEM
    …….
    Gidiyorum artik
    Zeytinlere gidiyorum, ay salincaginda isildayip parlayan zühre kivilcimlarina
    Güz salkimlarina gidiyorum, igdelere incirlere
    Portakalmis turuncmus narenciyeleri palmiye dallariyla konu komsuluk ettigi
    Edirneyle ardahan arasi ve sinopla alanya kalesi
    Gül tenine askin ve sevginin tutkusu sinmis bulasmis
    Topraklarin delsine divane insan sicakligini eleyip süzüp harman ettigi
    Irem baglarina yediveren bahcelerine
    Ormanlara daglara denizlere gidiyorum
    Kozasinda güzelligin büyüsünü boyanip süslenen kasabalara köylere
    Ve polenlerinde ariyla kelebeklerin ötüsen kuslara kur yaparak
    Kanat cirpindigi yel kovanlara gidiyorum, balkovanlara..
    Sepetlere dolan kaktüs yemislerinin dörtmevsimler yurduna gidiyorum
    Trakyaya harputa mardine midyata artvine sinopa
    Kimi yayla kimi ova kimi derin vadi kimi kizil irmak
    Ucsuz bucaksiz sari buydaylara yalniz agaclara dolu dizgin bozkirlara gidiyorum
    Firiktir fenikedir hitittir babildir iyonyadir yahut sümerdir
    Biraz ege esintisi, biraz akdeniz kayik yelkenlisi, biraz kum, biraz iyadeye kalan
    Vaktin bundan sonraki evi sokagi Fethiyesi…
    Cöküp yerleserek yeni öykülere tasinan hikayesi yazilmadik huzuru hissesine
    Bin yillarin damar damar insanlik mirasini evsindigi anadoluya gidiyorum
    Karli daglardan sirali göllerden iliklerime kadar sinmis sizmis
    Kesintisiz yagmurlardan ayazdan buzdan vikingten germenden
    ….karptlardan ve alplerden
    Hasreti ömrümün genclik caglarini gezmis yorulmus diyari gurbetlerden
    Cocuklugumu kundaginda hala el bebek gül bebek hayal ve hatirasinda
    Dün gibi saklayip sevgili bilen gelmis gecmisime,
    Günese gidiyorum gönül diyarina tohum toprak olmus sevgili ülkeme
    Madem ask iken bir yol bir ömür bin devran
    Biraz elvedalarda koyulup gidenlere hoscakal
    Biraz sofrasi kurulu sevinclere hali vaktin eylül göcebesi
    Ve kucaklar dolusu merhabalardayim madem…

    Seyfi Karaca………..Eylül / 23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    …..
    ASOSYAL COCURTU ( kertiklemesine)
    ….
    Sidik yarıştırmasını..?
    Hadi diyelim
    Hadi
    Anlayıp kabullenmesem de kabul deyip anlayana tepe tepe kullansın kıyağı benden olsun
    Fakat akıl zevk merak hayal his duygu kafa kalıp gölge ve hayat yarıştırmak…?
    Benlik narkozunu kimsenin erişip ulaşamayacağı servete sermaye etme budalalığıyla
    İçine çektikçe cerahat cerahat şişen kabaran büzülen pörsüyen azalan azgınlaşan kördüğümleşmrye
    O yol ordan geçmez olur, o boru , o hortum , o dülger, o matkap, o delik deşiklik haraba karargah kurar
    Kendisini ortadan kaldırmanın azgın sapkın dehşetli çelenk kelepçesidir İnsana yapıştıkça yapışır
    İnsanı boğdukça boğar
    İnsanı bölük pörçük, lime lime ve dilim dilim ezip ufaladıkça ufalar
    Başkasının aferinine
    Takdirine
    Onayına
    Alkışına
    Tezahüratına
    Çapraz işaretine asimetrik kıskacına ve dümdüz yatay çizgisine yanıp yıkılarak
    Kendi üstüne devrilmiş bir kusnuk çöküntüsüdür her çöplükten dünya mülkü kazanmanın derdine düşmeler
    Ha bire limitsiz otorite
    Sınırsız imtiyaz
    Kayıtsız sorgusuz hükümranlık
    Eşsiz emsalsiz güç gösteriş irade yetki kaynak imkan ve ihtişam sahibi olmak yaratıklığına
    Sivri ve süper zekayı kendine cayır cayıp yakıp yiyip harcayıp bitirerek
    Bütün bozulmuş çürümüş kokuşmuş hastalıklı ve arızalı alışkanlıkların hiper aktivitesiyle cünüpleşip
    Ne üdüğü belirsizliğin abuk subuk sicilsiz soysuz sopsuzluğundan maskeler kodlar ve markalar kundaklanmakla
    Doğası gereğini yerine getiremez insan maskarasına devre mülk olmuşsa dünya devran
    Dağın ardından doğarken ay , ufkun ötesinden sökerken şafak.,suyun bağrında sönerken güneş
    Yıldızlar damda bulutlar gökte dün ve yaronyorgın yılgın yollarda
    Ve akıl hayal hırs ve hayat yarıştırıp tokuştururlen insanlar murdar olur
    Yerle yeksan olur
    Pisi pisine zıbarır ölür
    Yazdan kalma günün sıcaklığını üstüne başına yedire yaya
    Kıçını kalçasını bir o yana bir bu yana çalkalayıp kıvırtarak o kız o şehrin sonbahar sokaklarında,
    Ne sahilde fener yanar ne balığa gidenler geri döner
    O kadın da öyle,
    Elinde köpek belinde kuşa kuşağın kundağında çocuk akşam vaktini sallana sallana eve gidemez
    …O herif
    İskeledeki vapur kayık direklerine bağrını döşünü gere gere yan gelip yaslanamaz
    Kargalar hoplayıp zıplayamaz kırk beşlikler çalarken cevizlikte
    Akıl zevk hayal be hayat yarıştırarak makinaların ve cihazların kurup bozduğu dangalağa
    Sokaklar boş caddeler tıklım evlerin yüzü gözü pasak kir, solumaya ve yunmaya yetmez yağmurların cılız mecali
    Anahtar dersin
    Ahbap dersin
    Olurdu dersin olmazdı dersin çürümüş bir sakız gibidir laflayıp lakırdayan kilit kapı ve gargara
    Üstün zeka çağının dünyayı insana kiltleyip kapattığı cehennemin dibine çakılır ve saplanır herşey
    Ve kapılar örtüldüğünde dışardaki kıyamet
    Akıl zihin hayat ve sicil tokuşturup yarıştırarak varılan akıbeti furya fena,
    İçerdeki ceset morgundan intihar girişimli alış verişi tastamam ederek
    İnsanın üstünde anlaşılabilir sadece kan revan ağıt hıçkırık bela hiddet şiddet ve cinnet
    Soktatesten bu yana binlerce yıllık tutmuş ay gün hafta ve seneler ve bilmeliydin ki
    Bilecektin ki
    Biliyor ve farketmiş olacaktın ki
    Künyesini sorana cızbız kertiklerde asosyal yorup yığan al işte bildiğin dünya
    Bildiğin o bu şu öteki sıfat zamir ismiyle cismiyle burası orası veya bir başkası
    Hepsi dahil bildiğin o bu şu öteli veya tek başına toplamda sen kendin

    Seyfi Karaca….. Eylül/23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    ….
    TIMARHANE DUVARINA ÜCBES SATIRLA 2
    ….
    Birim basi pul sayar, kupon biriktirir, kapcik yahut ambalaj sarar bükerken hayat, meraklisi insaninin istahini kabarttigi oranda A-SALAKLASMANIN murdar, geberik, muhtac, kevgir, mega, giga, tegra ve mendebur iliskisizligini tükürür kabizlastirir hem sinine hem de sinesine.
    Cünkü birim basi akil fikir hayat hayal his duygu düsünce…gibileri tokusturup yaristirmaksizin olup bitecek mebla degildir cesedinden ve cibiliyetinden habersize kovulmus sonsuz ölüm. Ki böylesi savma ve savrulma, ille ELiT BiLGELiGiN vahset dehset zulüm mezalim güncelli savaslarini, silahlarini, ilimlerini, bilimlerini AKIL EDIP ÜRETIR ve YAYGINLASTIRIRKEN, mecburen tüketimilmeye sundugu bütün degerler tomlamindan sönmüs sogulmus kavga nizah gerilim salgin doyumsuzluk ve mutsuzluk kulu ve kölesi insanlik bagimliligina kurulu BORSALAR tezgahini herkese haddinden fazla yetecek derecede sefalet yoksulluk gerilim bunalim hissesiyle dagitip paylastirdigi sirada elbette ki KURUL KARARIYLA degil, kisisel EGOLARINI doyurup tatmin etmek isteyenlerin hüner yöntem sifre formül gibileri labaraturlayarak icat eden BENLiK düskünü cinnet ve cehennem zebanilerinin payesinde veya sayesinde olup biten sabikasi kabarik cürümdür.
    Cünkü güzel, saglikli, güvenilir, inanilir, dayanikli ve saygin KALICILIK; sosyal-bireysel adini nasil ve ne sekilde yazdirirsa toplamda özgürlügü, paylasimi, sorumlulugu, kültürü, liyakati, ilgiyi, idraki, iradeyi, sanati…tüm toplumsal degerlerle yoran ve yoguran birbiriyle tokusup yarisan SÜPER ZEKA kusursuz ve mükemmelini her yolu mübah bilerek basari grafigi PARAMETRELERCE kullananin zevkine-keyfine hacic harac ölceklenmelerle degil, ORTAK AKLIN birbirini danisip konusup tartisarak saglikli cikarimlar yaptigi önemseyip önceleyen hassasiyetin emek zahmetleriyle hayatin dengesini dünyasini yurdunu ve yuvasini kurar.
    Cünkü keyfiyetin basina buyruk kükümranliginin borsaladigi akil fikir duygu düsünce hayat hayal ve insan tokusturup yaristiran intihar müessesesi insanligin tüm etkin degerleriyle beraber kokusturan ezen cürüten yozlastiiran ve bitiren sonunu getirirke, robot kapsülünde her sekil tüketim piyasasi ruhsuzluguna hormonlasmis SÜPER ZEKALILARIN ayni vampirlesmeden karakteristik bozukluklar hücrelenerek bozulduklari herseyi tüketim bagimliligi kirbaciyle kendilerine hapseden kiyameti ceker cevirirler. ORTAK AKILSA, toplumculugun onurunu haysiyetini dilini tarihini cografyasini dünyasini ilgisini iletisimini sicilini sanatini dünden kaynaklanan degerlerle yarina artirip cogaltmanin zinhinde ve kalbinde yasayabilmenin insanligina adanip armagan olan emek ve cabalar toplamidir.
    Bu baglamda DELISINE DIVANE olanlara sonsuz selam ve sevgiyle.
    Seyfi Karaca