… DiPNOTUNDAN HAYATIN …. Sıfırla ölüm yaşı arasında ayırdedici hiç bir özgünlük yok artık Yılların ve yolların büyüttüğü yaşta bellekte bilinçte birikimde karakterde donanımda hiç kimsenin magazin kusmuklarına ve tüketim piyasası afyonlarına bağlı kalmaksızın kendi gerçek ve özgür yaşam dünyasından tanıklık ettiğiyle farkı olmadığı gibi yenilmişliğe yanılmışlığa biriktirerek çoğalttığı sorunlara çözümlemesi de yok. Bu sebeple herkes özendiren ve alıştıran döküntü çanağında ne varsa birbirine çalıp bulaştırarak kimsenin saygınlığında kalmayan anlamsız dağınık dolaşımdaki tezgah ürünü ağız dil ve davranışları kullanıp tüketmekte. Anlam değeri gerçek karşılığıyla olsun olmasın donanmış yüklenmiş şiddetin cinnetin vahşetin kuşkunun kibirin baskının dehşetin gırla gezip cirit attığı ve kol gezdiği kokuşmuş çürümüşlük dolaşımıyla içgüdüsellik çalkamasından Aşkım bemişim gargaralayıp tükürmekte herkes en yaygın bilindiğiyle mesela. Çünkü tahammülde toleransta paylaşımda ilgide iletişimde hiç kimsenin hiç kimseye itibarı samimiyeti ve saygınlığı olmayan; kibire hırsa ihtirasa mükemmellikçiliğe ve sürekli kazanan başarılara odaklanıp şartlanan insanlıktan çıkmış sapkınlıklarla hayatın sürüklenişi sırasında olası hata kusur sakarlık doğallık ve insanlığını ( birbirini kışkırtan ve birbirinden yapılanan hor hakir aşağılık bakan gören ve baskılayan bozulmuşluklarla ) kabullenmemekte. Duyarlılığı samimiyeti emeği gözlemlemesi yoksa sahtekarlık üretir yalandan yapaydan para odaklı ihtişam gösterişli , mükemmellik şartlandırmalı ve denetimli serbestlikliğe mahkum kişilik ve kimlik. …
Türkiye… varsa yoksa içinde toprağında denizinde güneşinde göğün altında yapragın tomurcuğunda her şeyiyle yaşadığımız gerçekliğe sımcıcacık; tan yellerince günaydın, dünya incisi ve gelincikle ekşileşmenin ülkesi ve akşamüstü çayın tüten buğusunda aşkla yoldaş olmanın tutkusu , hasret ile hayale eşsiz emsalsiz gözbebeğimizdir, kutlu vatanımız kutsal öz yurdumuzdur, bir tanemizdir , her şeyimizdir, değerini kıymetini bilene.
…. GÜNÜN GÜZELLIGINE ve SANA SONSUZ TESEKKÜRLERIMLE ……. Sevgili kardesim, sair-yazar HACI IBRAHiM SAGIR`a hithafen .. Yel yahut su degirmenlerinin akintisina - rüzgarina kapilip da, kar topu, nur topu, ates topu…hepi topu dipten bucaktan her neyse dönüstüren arac gereclere muhtac, murdar, mahkum, minnet, aciz ve mahrum olmaksizin, YASAM ENERJiSiNIi veya KAYNAK DEBiSiNi israf yoluna harcamamak icin TOPLUMSAL CÖZÜMLEMEYI bireysel keyfiyetten öncelikli kilmalidir saglik sihhat huzur mutluluk edep güven saygi sevgi ihtiyatinda kendini bilmek ve bulmak dileyen insan. Cünkü toplum cogunlugunu dengeleyip tartan bitmez tükenmez ihtiyac ve gereksinimlere bireysel keyfiyet simsiyahligini kaplayip örterek yapilan her süslü dekorlu AMBALAJ, gecici süreligine sarhos sendrumuyla insani yok sayarak kamastiran uyusturan ve kandiran aldanmalari saglasa da, narkoz etkisi gectikten sonra evvelki BOZULMUSLUKLARIN bütün hastalikli agri sizi sorun dert irinleriyle beraber kiskirtip kanattigi yerin kapanmasi asla mümkün olmayan cürümüs- kokusmuslugu katlayip en derin yirtiklardan ihmal edilen ve eden toplumlari istisnasiz her bireyiyle yüzlesmeye cekerek icindeki ölü insanligi tükürür ve kusar…
Biz…simdlerde MAGAZIN BAGIMLISI ahmakliga kul köle kilinarak ihmal ve ihanat edilen EDEPTEN EDEBIYATA tüm toplumsal degerlerin kokusmus cürümüslügü bedelindeki her insani yüzlesmeye cekip sürükledigi en sapkin , cani, yaratik, mahluk ve VAHSET bagimliliginin icindeki iltihaplasmalari disa vurdugu ve ciban basi durumundaki toplumsal cüzümsüzlüge bireysel yerinden kanayan ve bütün toplumu sabahtan sabaha kadar dönderip kivrandiran ve herkesin yillar yili kayitsiz ilgisiz soyut yapay kalmalar sonucu bir noktadan sonra kendini tanimladigi NARiN…NARiN…NARiN…NARiN..sebepler sonucunu senelerce yorduk yazdik irdeledik konustuk dertlestik söylestik sevgili kardesim IBRAKIM`le. Konusup yazmaya da devam edecegiz elbette. Sesini telefonda duydugumda, okula gidiyormusum gibi bir sevinc, bin telas. Medrese Mekaninda görüselim dedisek de, KALE`ye karsi ve Sehrin Meydanina bakan yukari bir yer olsun istedik. Yillardir bir türlü biz bize kesismeyen ve bulusmamiza engel tatil araliklarinin uzakligi sebebini en nihayet kocca bir hasret yanginiyla sarildik kucaklastik. Bastigimiz yeri sasiracak derecede üstü basi tütün kokan masada zaptedilmez bir sevincin dalginligini sanki her lafta her sözü birbirimizin dili ve keimelerinden aldik bizi bize yudumlayarak ictigimiz hasrete tastamam ettik. Saatler ötekileri kovaladi böylece, carsiya biraktigimiz horantayi filan töbeki unuttuk. Dertlestik de, hüzünlendik te, güldük sevine sevine bir olduk ta..Doyduk mu bir birimize, ne gezeeeer, diyerek, nicelerimize ve öteki bulusmalarimiza birbirimizi sarilip öpüp koklayarak görüsüp kavustugumuzun hatirasi essiz ve emsalsiz efsanesine birbirimizin ismini yazip yeniden görüsmelerimze ismarladik.
Günün güzelligine ve sana sonsuz tesekkürlerimle canim kardesim IBRAHiM. Kardesin seyfi.
…lafin sözün daha ötesi ilerisi berisi siirin hakkiydi her daim… ….. EYLÜLCELERE …… Eylene söylene dünya dedigin bir avuc toprak Bir yudum su Bir sehimlik ömür nafakasi Bir perdelik isik ve gölgeler oyunu Dünya dedigin, bir uzak yer, bir yakin yol, bir garip diyar, dünya dedigin.. Bir rüyalik arzuhal perdesi ve bir görümlük hasret kapisi, icinde sakladigi sirra mesken misafir insan dedigin bir solukluk can.. Döner bu mekanda saat Yol isler Ilmek baglar kördügüm Evler yapilir bozulur, yel eser, ates yanar, insan irgat durur kendi kendine Güz olur, günes sogur, dünya bir toz duman harmanidir Eylülcelerden, Savusur gider gülümserligin yanaklarina dokunarak avludaki hayat.. Iraklari getirir götürür konar göcerlige yaban kuslari Zaman degirmeninde herkes sirra kadem saklambaclar sürer savurur Dünya dedigin bir dönümlük hasat mevsimidir kimi kederin kiracinda Kimi irem bahcelerinde huzurun…
AKLIN ne darasi vardir ne kostünü ne bileti ne ambar cüzdani ne emanet kapisi ne dükkancidan ortaya karisik ambalaji sevgili GEREKSiZ MORFi. Kendini hic bir hacize ve tenezüle egip bükmeden yasatabildigin senindir. Sendendir. Bu kadar bozlmusluk kiri ve pasi icerisinde bu delilige akil yormak her sosyete erbabinin üstesinden gelecegi ve kalkacagi is degildir. Demek ki bu diri diri insanlik ölüsünü gömerek yutan koca cöplükte ve sonsuz boslukta tutunmaya calistigin cirpinislarindir, bence hic büyüme ve hep öylece deli divanelerde insan kal...
Aklımın çıkmazlarında arıyorum hiç var olmayan birini, bana deli diyenlere şaşıyorum hangimiz akıllı ki . Onlar bilemez kimsesizlikten dert yandığın çiçeğin soluşunu izlemek nasıldır, onlar bilmez hayali olmadığın birinin her gece hayalini kurmak nasıl bir ızdıraptır , onlar bilmez onlar hiçbir şey bilmez . Ya hayallerimde olmasaydı kime sığınırdım her gece kim isterdi ki beni küçük dünyasında zaten yeterince yalnızım soyutlandığım bu fani dünyada...
…. DELON DELLETİNE 3 … Hız zaman mekan mevki nüfus güç gösteriş otorite servet saltanat makam ünvan her konuda ve her alanda acımasızca yarışarak rakipsizliği elde etmek için duyarsızlığı ve markalaşmayı getiren ve bu uğurda tüm insanlığını yitiren makinalaşmış sanayileşmiş her şeyi sinemanın parlak yüzlü kadınımdı erkeği ve her tarafından şehvet fışkıran kadın tiplemesini sermayesi olarak kapatan sinema her şeyi giderek menfaati ekseninde eşyalaşan bozulmaların Emmenuella- Isabella pornoğrafik serisinden önce Birjit Bardot” u ve Alain Delon’ u hayal perdesine mimleyerek görsel pavyon sermayesi olarak kapattı. Hiç kuşkusuz ki zifirkatranı uçsuz ücralar sonsuzunda geceyi sarıp kuşatan yıldızların kamaştırdığı tarifsiz tanımsız duygusal çalkantılı etkileşimler gibisi, karanlığın içinde oturan salonların hayal perdesiydi aynı büyüleyici ve etkileyici doğurganlığı ve doyurganlığıı hayat gerçeğinden öykünerek beslenen sinema. Bu yüzden tüm diğer sanat dal kol icraat ve kaynakları gibi toplumun bireyin ve insanlığın bütün sosyal içerikli ( çünkü çoğul katılımcılığı kapsayıp hitap eden hassasiyetiyle) müjde sezgi duyum bilinç tavır duygu düşünce itiraz gözlem fikir bildirimleriyle sorun ve çelişkilerine her türlü ilgi ve yakınlıkta aklı fikri ruhu gözü kulağıydı sinema. Oysa Alen Delon ve Birjit Bardot gibileri aynı kulvarın eşzamanlısı deyim yerindeyse adeta süslü salonların kiralık garsoniyesi veya oyna deyince het çalkalamaya oynayanlığın kenar köleleri saplam gutmuş kadın kostağı erkek fahişesi lisansına, tüm bunların aksine ve hiç birine şöhretlikleri süresince varlık duyarlılık göstermediler ve hayatlarını her zaman tanrılar gibi tapılacak ilgiyle el üstünde tutulmaya odaklı ünlüler çöplüğünde yarım bırakarak hayatlarının görünmeyen kısmındaki acımasız yalnızlığın bütün azap verici öldürücü ve kahredici şizofrenleriyle murdar olup gittiler. Bu sebeple ömrü hayatınca Cezayir Vietnam da de Ruanda’ da diğer Afrika kıyı köşelerinde Orta ve Uzakdoğu ‘ nun her yerinde akka hayale gelmedik vahşet düzeyli katlamlar ve soy kırımları yapan Fransa” yı görmez duymaz bilmezden gelen bayat numaralara yatarak, yeryüzünde olup biten hiç bir haksız hukuksuz insanlık dışılığa ilişkin onurlu duruş ve tepki sergilemeyip her Fransız şöhretlisinde olduğu gibi Türkleri önyargılı Avrupa tipi fetişist dolgulamaların ırkçılığıyla söz verdiği İstanbul randevusuna gelmeyerek Erşvan’ a gidip orda bunlar soykırımcıdır diye üçüncü sınıf sahne sergilemesi, çaptan gözden düştüğü şizofrenik alçaklığa depreşmiş travmalarını susturup sakinleştirmeye çalışan Alain Delon” un piyasa ünlüleri vitrinindeki görünen kıza benzer cilalı yüzünün arka çöplük gerçeğinde tüm hayatını hortlak etmiş zavallılığın inancı yitik hayatı kayıp kişiliği ve kimliği intihar arızası ve tezgah laçkası kokuşmuş çürümüşlüğüyle en son kertede bütün insanlığa ve dünya değerlerine kin besleyip lanet okuyarak şöhret soytarısı olmalar uğruna kendini öldürünceye kadar sallanıp sarkan rol kesme repliklerden hayvan mezarlığına sığınıp tutunmaya çırpınarak hayattayken ölmüş .moruklaşmış vasiyet ve veraset sahipliliğinde kendine son verdi. İnsanların kıyaslayarak aynı seviyede yorduğu rahmetli Cüneyt Arkın’ sa tam tersi ait olduğu toplumunun ve insanlığın inandığı bildiği doğru ve yanlışlarına zıtlıkların çelişenlerenden temize çıkması uğruna hep insan tarafında kalarak hak hukuk güven özgürlük iyilik sevinç kaygı adalet vicdan hoşgörü paylaşım saygı sevgi dil kültür cesaret yiğitlik doğruluk dürüstlük mertlik kanun ilim bilim değerlerinde hiç ödün vermeyen açık yüreklilik ve kararlı duruşuyla daima çoğulcu hayatın tüm ortak dengeleyenlerine toplumsal saygıyı kültürü bağı son nefesine kadar yitirmeyip kavgasını verdiği azmiyle ve inancıyla; çocuklarının babası Türk toplumununsa zerre kadar Delon benzeşmesi olmayan ve nasıl inandıysa öyle yaşayarak tamamladığı kendisiyle ahirete göçen insan güzelliğindeki ölmez eskimez örnek rol modelidir. Hatırasına sonsuz saygıyla rahmetlinin.
Aşagıdaki şiir ordandır …:
DÜNÜGÜNÜ
Zaman kavramını silip süpüren Gökyüzüne saçın sergen olmuş yıldızlardan biri de benim ladesim olsun diyenlerindir Ağır ağır Dizim dizim Sıralanmış gökyüzü kolyelerine gerdan kırarak döner insicam , kainat büyür, güneşten kamaşarak Gece Şuh fenerinden med cezir olur, sular köpürür kabarır taaa ki gğnaydın olacak serğvenlere Yoklaması geleninse eninde sonunda künyesi çağrılır okunur Olmadıysa Bugündü Yarındı derken rahmetli olmadıysa, herkes bir gün ölüceği kesin kaidelere Farkındalığına varıp İnsan Farkıyla yaşadıysa vasiyeti aştır Geride kalanlarına cümleten sabır selamet
…. CAYIR CAYIR INTIHAR TUTUSURKEN IZMiR ……. Meclis… Milleti toplumu hice iplemeyen kiyak kaymakliliga meclis Dört yil boyuunca hic bir yoklama gününde yerinde ve koltugunda bulunmayan Isini gücünü söhretini nufuzunu saglama almalarin ihalesini kovalamakla gününü dolduran Ve dört yil sonrasi okkalisindan emeklilige kendi kendini sevk ettirmenin derdiyle Bütün hisim akraba tanidik ve yakinlarina Tatilde sefada sayfiyede saglikta kaplicada döner kulade yüzer havuzda En ayricalikli toplum üstü imtiyazlarin vekilligini damgalanmis mühürlenmis vaziyete meclis Ve toplumu milleti haricten gazellerin sefalet kapisinda birakma istismar ve ihanetiyle Aldatip oyaladiginin muntazam zeminlerini dayanmis dösenmis Meclis… O partiden bu partiye oynak kaypak gezgin ve satiliklarin keyfiyetiyle odakli zimmetli Temsil ettikleri iradeyi sahtekarligin daniskasina cirolayip transfer ederken Trafik terörünü Cevre kirliligi canavarini Kayit disiligin haydut haramilerini Ve kanunsuz hukuksuzlugun yagma yikim cellatlari ve mafyalarini ihya eden kacaktan Alistirilarak herkesi kaniksatan ve kabullendiren kayitsizliktan evvelkiler Ve ormaniyla dagiyla kusuyla cekirhgesiyle ötekiler gibisinin tipkisi Cayir cayir intiharlardan kivilcimlanmis yanginlara yenisinin kundaklandigi Izmir yandi tutustu kül oldu izmir… Izmir yandi tutustu kül oldu izmir… Izmir, Yandi yandi tutusu küloldu izmir…!
…. CAYIR CAYIR INTIHAR TUTUSURKEN IZMiR ……. Meclis… Milleti toplumu hice iplemeyen kiyak kaymakliliga meclis Dört yil boyuunca hic bir yoklama gününde yerinde ve koltugunda bulunmayan Isini gücünü söhretini nufuzunu saglama almalarin ihalesini kovalamakla gününü dolduran Ve dört yil sonrasi okkalisindan emeklilige kendi kendini sevk ettirmenin derdiyle Bütün hisim akraba tanidik ve yakinlarina Tatilde sefada sayfiyede saglikta kaplicada döner kulade yüzer havuzda En ayricalikli toplum üstü imtiyazlarin vekilligini damgalanmis mühürlenmis vaziyete meclis Ve toplumu milleti haricten gazellerin sefalet kapisinda birakma istismar ve ihanetiyle Aldatip oyaladiginin muntazam zeminlerini dayanmis dösenmis Meclis… O partiden bu partiye oynak kaypak gezgin ve satiliklarin keyfiyetiyle odakli zimmetli Temsil ettikleri iradeyi sahtekarligin daniskasina cirolayip transfer ederken Trafik terörünü Cevre kirliligi canavarini Kayit disiligin haydut haramilerini Ve kanunsuz hukuksuzlugun yagma yikim cellatlari ve mafyalarini ihya eden kacaktan Alistirilarak herkesi kaniksatan ve kabullendiren kayitsizliktan evvelkiler Ve ormaniyla dagiyla kusuyla cekirhgesiyle ötekiler gibisinin tipkisi Cayir cayir intiharlardan kivilcimlanmis yanginlara yenisinin kundaklandigi Izmir yandi tutustu kül oldu izmir… Izmir yandi tutustu kül oldu izmir… Izmir, Yandi yandi tutusu küloldu izmir…!
…. HUNAM KINAYE ….. Zengini yoksulu Sohbet muhabbet Beşikten mezaraydı saygı sevgi Ve taa evvelisinden kalem yokken, Kağıt yokken Ve sadece söz Yalnızca söz Çakmağın ateşlediği tabakadan tütün sardırmaktan çok daha uzun ömürlü Ve üstünde kumaşı eskiyen bütün urbalardan daha çok kıymetliydi yalınçıplak insan Tek başına rağbet gören itibarda beyana dayalı söz iken saygı sevgi ve karşılıklı güven.. Gel gör ki halde vakitte içler acısına azap kezap dünya hanemiz ve insanlık güncemiz Kime çektiyse artık lafını kifayetsiz masum kibar geçersiz ve hükümsüz bırakarak.. Damardan yediği bozuk karışımlar sayesinde herkese benzeyen Fakat hiçkimse olamamaya bulaşık ve çamurlaşmış Ortalık bir anda çatırdayarak dehşet saçan husumetle yandım aman Bozulmuş dağılmış yoldan hizadan çıkan bozguna durmayın Durmayın devam edin anonsunun kanca taktığı Tekme yumruk kafa kol diz dirsek Tüm bunlarla da kalmayıp vucut takım ve organlarının yetmediği yerden Taş sopa demir çubuk zincir kazma balta halat çelik.. Ellerine ne geçirdilerse birbirine geçirip girişerek Yaralı bereli ölü yahut daha beterine yere yıkılıp serilmelerin Başına gelmeyen kalmadığı pilakası ezik kalıbı yamuk boylu boyuncası hükmen hurda Gerek ruhen gerek bedenen mutlak surette arıza ve sakatlıklar çöplüğüdür Arkadan dolaşan ve asılsılsız fesat fitnedir Kundakçıdır Tetikçidir Arabozucudur Çaşıttır Sahtekardır Dolap dümen ne ararsan gani gani ganisiyle Kimlikleri belli Faili ve cürümü insanlık dışı kadar sabıkalısından suç.. Eksiklik alçaklık eziklik ve yoksunluk duygusuyla bütünleşik Kör topaldır genelde Kendi benzeri olmayana kin güdüp karınsızlık eden bağnazlık küfünün Üstüne yakıştıramadığı İçine sindiremediği Her şeye kin güder bugs eder kıskançlık taslar çelme çalımların muhbirci ihbarcı pususunda yatar Ayakçıdır genelde Yalakadır genelde Yancıdır genelde Yalamadır yaltakçıdır yalcıdır Genelde yalpa yamuk yardakçıdır, hindir , sinsidir, çarkıttır, çürüktür, eziktir, çoraktır, çöpçatandır Yedektir hep.. Ortak hayatımızın dibine temeline köpürüp püsküren azmış kudurmuş pisiko manyan mayın Yuvalanıp döşendiği tahrip ve tahrik kalıplarına akıl fikir fakiri Ud ihtiyat yoksunu Cinnet ve cinayet imalatçısı, kirişini kontrolünü kaybetmiş hortlak zıvana
…. HERDEM SEVGiLi ……… Haritasi vardiysa Deli divaneydi sevgi sayginin adresi Cirpinan yürekte atesin sargin yanginlarina kor körük Cesareti vardiysa ancak kitabi kalemi vardi kanun nizamin Ve ancak kitabi kalemi vardi yazacak diyecek derdi davasi duygusu düsüncesi olanlara Derdi merami vardiysa ancak siir siirdi, degilse avanak aglatan sefil yoksul zikkimzemberek Kavradigi Sordugu Sorguladigindan kelli özgün kisiligi vardiysa, inanilir samimiyette karakter sahibiydi Sanat edebiyat ve dahi her kisi.... Her kisi kendi degildiyse sözün sayginin onurun itibarin hic bir eder kiymeti yoktu Ibadet edip mülk mal hirsizlayanlar gibiydi soyut sahte maskeler altinda Piyasaya uygun ezber pozlardan caka satiyorduysa esir boncuklariyla süs kenarinin Konar göcer kelepiri ve yanar döner müsveddesiydi insan mekanizmasinin icindeki Ve disindaki furya magazincisi ariza.. Oysaki, Akli vardiysa ruhu bedeni de vardi yerin gögün pusulanin ve saatin Insandiysa aklin fikrin ehil erbabiydi dün ve yarin, Öncesi bilinmeyen Sonrasi hic bilinmeyen kimin hangi satte hangi pusula devresinde Vicdani vardiysa nerde ne zaman ne olacagi belli özgürlüktendi Özgürlügü vardiysa insanin dogdugu ve öldügü yazili olan Mezar taslarinda degil aklindaki sevgili ve kalbindeki kütüktendi Akli kalbi vardiysa ancak Sanat insandi Insan söze yaziya siire edebiyata ve sanata meraki hic gitmeyen Tutkusu hic bitmeyen Dili hic susmayan Akli fikri vicdani hic sönmeyen .. Gözleri gören, sezgileri duyan, ilim irfani her derde derman Siirin sanatin kalbi vardiysa Sorumlulugundan kacmak sinmek kaytarmak ve saklanmak gibi matrak maskaralardan Piyasalar süsleyip donatan MANKURTLASMA enayiligi yoktu siirin Sözün Edebin Edebiyatin ve sanatin.. Herdem ve herdaim, Ve böylece aklin vicdanin isaret ettigine kimsenin kulu köpegi olmamaya özgürce Aslimiz asaletimizde mülkü serveti olandi zaten ask ve insanlik Senden okuyup ögrendikce sonsuz ölümsüz oldu aska özdes hersey Ask güzelinin sila yurduysa Essiz emsalsiz Hem sevgilimiz hem de vazgecilmezimiz TÜRKiYE`dir
….. MÜJDELERiN EN GÜZELINE ASK OLAN ÖMRÜMCE ……. Dediler ki…ismi niteleyip tamamlayan SIFATTIR. Fiili eyleme geciren güclü kuvvetlilikse Zarfinan Zamir. Yoksa, dil bozulur laf bozulur söz bozulur ilim ikrar cer cöpe zarar ziyan olur , ki…insan kendi yerini terkettigi kör bulanik bozgun yerdeyse kaliplasmis kemkümlerle tekrar eder durur acisi kederi kahri derdi davasi sancisi ve eziyeti dünya vakti zamanin.. Olduysa, bulduysa, ettiyse, kendisiyse zor güc belalarin üstesinden gelen zaman zuhur insan ve kainat, tam dengi dengine gelmistir seven ve sevgili olan sihirli gizem. Astir kökten sacaga sacaktan dala daldan göge gökten yere kaplayip kucaklayan sihirli büyülü devran.. Ismin yerineyse zamir edat o veya bu su gibisinedir.. Fiilde derinlere sardirarak yük cereme dert kaygi kasabeet sorumluluk yükümlülük evet ve mutlaka ammmaaaaa.. Ettik gittik olduk eyledik ve gördük madem..Simdi SEFASINI SÜRMELERiN TAM ZAMANI ve yeridir. Ey deli divanelere sevdali ve tutkulu gönlüm, ömrün bunda daim olsun ve zaten yerin yurdun olan nerde aksam orda sabahlarcasiyla askin HASBiHALLERiNE hos geldin. Seyfi.
.. SEVKÜLLESiNCE HORTLAK SEKiLLi BOP KAYIT ……. Süt… Süt ve su Süt ve su ve toprak Süt ve su ve toprak ve kök… Sicilini sacaklandigi ve filzlenerek boy verdigi hayatin görünmez derinliklerinden Görünür dallarina ve göklerine bezenip donanan alindan yesilinden Bütün sesleri renkleri ve canli cansiz bütün envai cesitlilikleri Insanligi olmayan tabiatsizliga bozar kirlenirse minel cinnetin Osmanliyi hacize koyan darbimeselden Ihanetin ve hainligin bini üc paraya, Duyunu umumiye canagindan cömcelenmis bitlenmis Yerli görünümlü yabanci usaklarinin eski küf hücrelerinden cillenerek Kusnugunda ve kursagindaki zehir zikkim yüklü her madde bozuklugunu Kullananlarin aferinine bop kontenjan aciklarindan puanlayan birinciliklere Büyük pay kapma derdiyle kücük finoluk yapmak icin her tezgahta dört dönen Sinirsiz isgallere Sinirsiz sorgusuz yagma vurgun soygun talan ve yikimlara Engel gördükleri cagdas ilerici saygin gelismis ilkeli kuralli Atatürk Türkiyesi`ni Ve bütün saglam dayanikliligin liyakatli güvenli üreten gelisen büyüyen Inanilir güvenilir hukukun üstünlügüyle esit yurttasligi önemseyip önceleyen Aydin yarinlarin Türkiye Cumhurriyetini bir türlü icsellestirip sindiremeyen Niyette Amacta Cikarda Ganimette Yikimda Ayni gayrete sirketlesmis haydutlugun Eski bogazici holding sosyeteleriyle, bugünün bop türevleri ayni hücrede sarmas dolas Gericiligin uluslararasi militanist yobazligina bütün piyasa yazilimlari Bop merkezli patron tanrilarca tek elden Catisma kültürü ve toplum avanaklama üzerine kurulu sürekli siparislerin Isbirlikciliginde ahlak inanc din kültür had hudut kimlik ülke ve toplum tanimayan Siyasi manevrali menfaat odakli öncelige hergün bir yenisiyle Bazan da eskilerini kendi kendine karistirip bozan sinek vale papaz.. Istismar markali hortlak iskambilin Kefereligine diri diri kurtcuklasir, egrilesir pustlasir, hic sasirtmayarak Sevküllesir hersey.. Ki… Türkiye kadar güzelsin sevgili Atatürk Ölümsüz sevgiyle Türklügün ve yigitligin sen kadar , bizimlesin
…….. TERCiH MESELESIYLE HAYAT SANAT ……. Kime inanacagim neye güvenecegim temel sorunu ve sorusunun karsiligina, bir arti birle baslayan evli barkliligin bütün baslarkenki ortak yasam deger ve sevincleriyle kurulmus olan istek arzu karar haz heves düs rüya hayal arzu umut dilek ve beklentiler toplamini badanasi boyasi zevke göre ve altindan kalkilamayacak zorluklarla kurularak kefalet bedeline mutsuzluk ölcegini koyan pahadaki her baslamadan biten iliskisizligi hemencecik bozgun külliyatli bosanmalara sürükleyecegi hacizlik töhmetiyle, yüzüktür ceyizdir dekordur kostümdür kurdeledr tantanadir gösteristir müziktir danstir garnütürdür locadir gisedir…giris cikisi ayni kavsakta kesisen süslü salonlarin daha esigine atilan ilk adimla beraber birlesmeyen ayrisanlari oraya kulplanmis kaynaklanmis mevcutlu duruma dahil bütün figüranarin sahitlik tanikligiinda ve ilk cikan hir gürde bosanmaya götürüp sepetleyeceginin garanti belgesidir.
Soru, özgürce arastirip irdelemesini bilenler icin hayati hale yola koymalara iliskinligi acisindan her durumda nedenselligi doguran cevaplar bütünüdür cünkü.
`Adam veya kadin, kirsaldan bütün birikmis tikanmis ekonomik sosyal siyasal kültürel siyasi her bakimdan cöküsleri beraberinde getiren ve gelecegi görünmeyen acizligi oldugu gibi yüküne sarip sirtlayarak; söküp sürükleyen ve sürgünü mutlak eslimiyetlere mecbur birakan kokusmus cürümüs yiginlasmadaki sorunlar zenginligine hic bulasip dokunmadan kopup geliyor; ve sehir denen dev masalinin her bakimdan insan boy ve bedenini diri diri yutarak gömmeye canavarlastgi büyüklük ölcegine hantal lümpen basibos yalpalayan savrulmalarla hem sehrin zamanin hemmekanin hem de kendi geleceginin bütün arzu niyet dilek istek hayal ve beklentilerini harfiyyen ve hatta kendi rekorunu kendine kirdiran erisilmez emsalsizlikler ziyadesiyle kotarir kurtarir,kahramanlasir, devasa masalin herkesi kendine hayran biraktiran fenomenlesme yerine koyar getirir..`..
Yok böyle birsey tabi. Insanlik tarihi boyunca da fizigin matematigin felsefenin biyolojinin kimyanin sosyo ekonpminin hic bir zaman böyle bir tanimi veya kaydi olmadi, görülmedi. Cünkü kütleler ve küümeler birbirine ayrismaz iletisim cekim itim cözünüm kuvvetiyle ayrisir veya bütünesirken, hep hafif kücük azinlik olan,gerek eksende gerekse düzende agir büyük ve cogunluk olana aitlilik ve baglik mecburiyeti vardir. Bu yüzden bütün yarim eksik bitmis kokusmus cürümüs tikanmis eksik aciz yetersizligiyle KIRSALDAN KENTE sürüklenen kontrolsüz göcler, sehrin etrafinda dibinde tavaninda ve icinde zaten kendine has biriken cözümsüz tikanikliklarla beraber, hastalikli sorunlu kirsaldan getirdigini de döküp bosaltarak iyiden iyiye cökmüs cöreklenmis intiharlasmaya kamburlasan; ve hep ÜST ZÜMRENiN oldugu yeri gösteren imrentilerde ayni SOSYETE gösterisine seckin sinifliligin ayricalikli üstün imtiyazli yerli ve yerlesikligini buldugu her firsatta uyusur, degisir, baskalasir ve bütün heba edilmis insanlik degerleri pahasindan yabancisi oldugu sanal yazilimli masalin SEHIR EFSANECiLIGiNE sürüklenisini durduramayan kirsalin kücük kütlesi, sehirde zaten var olanlarla bütünleserek kokusms cürümüslügün görgüsüz ve gösterisli makinasina bütünlesir ve dönüsür.
Bu yüzden bu noktadan sonra ORTAK YASAMANIN ONURU SEVINCi KAZANCI ve HUKUKU adina hic bir kanun kural kaide inanc itibar vicdan özgürlük sanat ilim bilim ahlak düzen dinamik deger taniyip bilmemeye kendi kaderine terk edilen hayat; sürükleyenlerin haydut haramiligine dönük maddi manevi menfaat cikarciligindan baska önceleyip önemsedikleri inanip güvenilebilinecek ne bir din vardir ne cark ne isleyis ne denetim ne devlet ne irade ne kimlik ne karakter ne de kisilik.
Hersey herkesi sasirtacak derecede türlü hile dümen boya dekor süs rüsvet avans avanta maske operasyon organizasyon azarlamatürübün tezgah siddet zorbalik dayatma baskilama tezahürat saldiri cöküs cullanis abluka kusatma korku tehdit istismar vesairelerle birebir GERCEGINE YAKIN aldatmaca ve kandirmacalarin kendi basina herseye hükmeden; hickimseye hesap verme gibilere sorumlu ve yükümlülügü olmadigina inanan; diledigi keyfiyeti din iman kimlik ilim sanat edebiyat diye inandirip tapindiran; herkesi mecbur ve mutlak uyumlu esarete kendi kendini tanrilastirmanin her deger yitimiyle kazanilmisligin bogustugu sorunlar market ve markasinda sürü bagisikligini servet sermayeden bilerek sorgusuz denetimsiz soygun sömürü carkini isletip dönderme derdini davasini yidip gütmeye baslar.
Bu bakimdan daha gösteris pariltisi ve tantana gürültüsü sogumadan, kimsenin yüzü karakteri kisiligi kendine ait olmadigi kirli kahirli birbirinden bulasan hastaliklara dekor pazarlama eglence moda market ve esaret cürümüslügü endüstrisinde herkesin hic kimselestigi dekor kostüm boya maske damga cehre baldir bcak boy gövde gösterimleriyle dogudan dogruya BOSANMAYA giden yüzzük ttakma cikartma sanal ve soytari törenselligi, yeni KIRSAL`la evvelki SEHiR haydut harami sosyetesini birbirinden nispetlesen hirs ihtiras ahkam kibir lanet doyumsuzluk ac gözlülük küfür kahir asagilasma böbürlenme ve yaratiklasma ve alcaldikca adilik sifattan özneden ve yüklemden düsüklük gösteren yarislarla herkes herkese ALABiLDiGiNE GERCEGiNi veya GERCEGE YAKININI göstererek ORTAK ORTAGA hemfikirlilikte alisilmis yagma yikimlarin sürekliligini saglarlar.
Cünkü sadece gercegi veya gercege yakini göstererek hayatin bütün onur haysiyet adalet akil fikir emek hukuk vicdan ilim bilim yol itiraz tepki tavir durus yönüne - kayitsizligi herseyin kilidini cözen cilingir prensibi edinerek – iyiyi dogruyu degerliyi güzeli temizi güvenirliligi huzurluyu bildiren ve isteyen israrli inancli etkin ve kararli iradeye TARAF olunmayan; ve kenardan kivirttigi maskelenmis istismarciligini örtüp kaplayan soyut silik edilgen kaypak cikarci menfaatci NIHILIST vurgunlarin avcisi sanat siyaset ilim bilim edebiyata dair ne varsa kurdugu sahtekarlik sanayisi sayesinde bütün sayginligini islevini itibarini ve icerigini yitirip kaybederek YENi DÜNYA DÜZENi ölcekli BOP tasarim ve teskilartina yedekten eklenen kayirmaci destekci külüstürü sürsaltanat soytariciligindan baskasi degildir.
Ve buranin; yani KIRSAL`dan gelenlerle EVVELKI SEHiR sosyetesi, ortakca rahimleesip dogrdugu yeni ve cözümsüz sorunlar serveti üzerinden yigdigi sürükledigi depoladigi esaret kalabaliklarrina süpermarketler tapinaginin tanrisi kesilerek, sinema repliklerinin sürekli eski artiklardak kesitler kirparak güncellestirdigi gibi YANLISA DOGRUYU ÖGRETEN onurlu ve saygin ögretmenlermis gibi hic de öyle bunalimli sorunlu ÜST TABAKA ( zengin kiz fakir oglan diyalogundan ) kilasik ve bildik ayak oyunlari gezip tozmazlar.
Onlarin dünyasinda bambaska eksende hususi denetimli gözetimli ve donanimli dokunulmazligi garanti; ve bütün soygun sömürülerin en seckin her bir ihtiyacinin en lüksünde engelsiz sorunsuz temin edilip özenle karsilandigi kendi evrenlerinde dönüp dolastiklari; disardaki kakabalik yiginlar dünyasindan bi haber bütün kaynaklarin bir avuc azinlik olduklari tanrilasma kutsalligina kendi kendileri cöküp cullandigi dertsiz kaygisiz ve bulundugu ülke toplum cevre mahle civar dertlenme ortaklasma paylasma ve degerleriyle hem hal olma gibi ne bir kontaklari vardir ne ugrak dolasim birlikteligi ne de caresini cözümünü bulamadiklari agir depresyonlu bunalim yahut krizleri.
Cünkü sadece gercegi veya gercege yakin olani göstererek hayatin tüm celiskiler yumagini icinde yozlasarak kokusan yikima ve cürümeye terkedilen haydut haramiliklere kayitsiz ilgisiz cekingen bunak soyut istismara maskelenmis SANALDAN yapilip islenelen sanat edebiyat sinema siyaset yol ilim irfan icraat egitim ulasim veya tüm diger sosyal dokuyu kuran ve isleten degerlilikler, satildigi tezgahin pahasina göre kimliksiz ve kisiliksizlikter rakip tanimayan ganimete düskün sülüklügün ve sinekligin imar barinma arsa arazi yagmasindan baska ekokültürü olmayan BOP iskan ve iskambil kozlari gibidirler.
Oysa sanat insan olmadan evvel, yani sanat insanlasmadan evvel, yani sanat insana ilisip bulasip dokunu insani isletip dokumadan evvel, DÜNYASINA hic bir satilik etiketin maskara manyagi ve kullanisli BOP soytarisi olmadan duyarli ilgili bilgili deneyimli egitimli öggür GÜVENLI INANILIR saygin adil dengeli bilincli cesaretin; biriken veya var olan sosyal siyasal kültürel ekonomik dert ve sorunlara Iyiyi dogruyu güzeli mutlulugu huzuru ve tüm diger ezbersiz heves ve hayalleri etkin katilimciligiyla isteyen israrda tepkide durusta ve tarafta olmasi gerektigi gibi, tüm bu tikanikliklari yönlendirip yönetebilen cogunluga aklin fikrin vicdanin onurun ahlakin kisiligin ve karakterin neresi oldugunu gösteren BILGELIGI olmasi gerekir ki…sanat edebiyat sinemagilerin adina yakisir sayginligi inanirligi ve güvenirligi olaydi… Ilkelligin ilkesiz kuralsizligina kapilmis ve sürüklenip götürülen derin yaralanmisliklarin devamli birbirini kollayan denetleyen izleyen gözetleyen korunan kolacan eden kusku süphe karamsarlik endise kaygi ihtiyat cekinge mesafe iliskisizlik iltihap uclarini garantili güvenliligin sigortasi bilerek, zor kosullu yalan talan vurgun soygun sömürü carkiyla tüketim piyasasina bagli ve bagimli bütün acizligini rencide olusunu tükenmis sabrini iclerinde biriken siddetli bozulmalarin sindirren öfkesini kinini suskunlugunu degersizligini dislanmisligini ifadesizligini anlamsizligini acizligini ezilmisligini ve tükenmisligini iyiyi güzeli degerliyi farkedip isteyemeyecek kadar kendine yabancilasmisligin soyut uzak öl ve corak duyarsizliginda akildan iradeden dilden kültürden sanattan cesaretten bilgiden egitimden özgürlükten yasama becerisinden ve cagdaslik hünerinden bir bir mayinlanmis hayattan kopuklugun iletisimsizligi ve bagantisizliginda, hangi sebeple olursa olsun ( trafik Pazar panayir festival daire park salon galeri cadde carsi hastahane postahane sokak konu komsuluk vs vs. ) her yerde her firsatla birbirine dokundugu an, negatif yüklü ve pasif tahamüllü biriktirdikleri topyekün cinneti, karsilikli ölüsmenin cinayetine döküp bosaltiyorlar. Madem ki orda yoktur iyiyi isteyip secen saygin ve degerli tercih yoktur.. Madem ki yoksunuz, öteyi gayriyi artik sizi sizden arayip soran ve etiketi hergün hersaat her saniye suskunlugunuzun KÖTÜNÜN ENDÜSTRIEL ÖLÜ DOLASIM sinmisligine bagira cagira yazip bozarak mayalanmis ve markalasmis, saglam sabitlikte degiskenlik gösteren simsiyah vitrinlerin boyali badanali insan korkuluklari güncesindesiniz desenize siz sunun Bop ora burasina.
…. YAŞARKENE DÜNYAYI …. Üzülüp koparak Yanaktan yüze sökülüp dökülürken Divanda dizde avuçlar dolusu ağıtlar çalıp yakmanın ne zamanı ne devresi ne de sırasıdır Koyulaşan rengini boyundan küçük işlere bezendikçe karma karışık siyah beyaz İllaki derde derman olacaksa moral mut umut baris saygi sevgi için Ne en iyiye Ne herşeyin en kötüsüne Korkular endişeler kaygılar kuşkular kayıtsızlığında dolup boşalanlardan kol kürek Aktarıp döndermelerin körükleyici kundakçıları dışında kime ne faydası olsun ki.. Hele de yeryüzü atıkları ve çöpleri kadar haksız hukuksuzluğa tav talip ve ittifakçıyken insanlık Sebep verdiği sonuçlara üstün ve baskın çıkanlarına ne kadar ağzı yüzü bozuk laf etsen Torbadaki bütün kelimeler ilk sinir boşalmasında daha üçünü beşini bulmadan bitip tükenecektir Defol Kaybol Bas git Yıkıl karşımdan gözüme gözükme gibilerin en nezaketli kibarlarda kaldığı Kontrolden çıkmışsa aklın fikrin rot ayarı balansı fireni farları depreji ve dingili Kontrolünü kaybetmiş savrulmaların kuyusuna düşer, kendi kendini yiyip bitirmeye şarampolleşir insan Bir uçurum enkazının hiç bitmeyen molozunu ve tonozunu Silkelendikçe zibilleşir çepe çevre hat ve güzergah Oysa çocukluğun gözü gönlü oldum olası ana babalığın insanlığı kökten büyüten pusula seyrindedir Sakin nerdeyse sukunetin oralarda bir yerde olduğuna hissedip duyan kanaatle Kabaran öfke böylece sahibini kamalayan hançere dönüşecektir besbelli ya… Sayıp sövmekle insanın daha çok kendine ağırlık verenlerin luzumsuz yük taşıyıcı hamalı olacağı Besbelli ya… Gizli fısıltısını saklı niyazını o sebeple, bu yüzden.. Dizginlerinden tutarak götürecek olan rüzgara dala budağa bir damla sevgiden Güzel konuşmalı güzele sevgilim diyor ve inanıyorsa insan , güzel danışmalı Güzel ile görüşmeli tanışmalı bazan çamur kar toz buz olsa bille gocuk çorap don gömlek Yunsun yukansın Hamdolsun ki aşkın dilini konuştuk duyduk iştttik Gerçi yanıldık Gerçi yandık buyduk üşüdük gerçi yıprandık yorulduysak da Uğrumuza kendimizi Öğünümüze aşkı kattık, Katık ettik huzurun kutlu sevincini mutluluğun payına diyebilmelerin hakkı ve harcıyla Ömrünce yaşadığına değer doğum günlerinin
HÜZÜN HÜSRANDA HASRETİN GÖRÜŞME VAKTİ SAATiYLE … Ziyaret yeri günü ve saatiyle İnsana Dünyaya Ve hayata görüşmek dileğiyle Yaşını aşka büyütüp de gelmiş çalan kapılarında sevmelere talip dolu deli yüreğin Bohçalanmış süslenmiş, Bahçe duvarlarından sokaklara inip sarkan çağla çiçekler gibi yemişler ve asmalar hevengiyle Sonsuzluğun dört diyarından çağırıp seslenerek Aşkın polenleştiği zamanı taşıyan kanatlarıyla zembereğin içinde ve dışında çınlayan Bir uçarı gönül sevdasıdır zarifliğin hayata uzanan nazlı salınımları Derin Uzak Ve zifir zindan göklerden Kıvılcımlar sökünü derin ve son yolculuklara kayıp giden yıldızlar yazgısıyla Dünya bahçesinde bazan gül bazan diken, sicilde serüvende ne yeminli kayıtlıysa olsun varsın demiş Etrafı kızgın körüklerle dağlanmış deşilmiş öykülerden temsil Ve soğuk demirlerle sıvanıp örülmüş müebbetliğin yılları uslandıran fosil duvarları arasında Kolonya şişesine kalan zaman zuhur avlu sokak çarşı ve künyelerin Perde perde ışıklar oyunuyla kederli sakin kavruk ve yanık bir yağmurlu şehir kalabalığı Ve herkesin avunarak kavşağından uğrayıp geçtiği hederden hebadan yılbaşı çekişen Sefil sahralar ikramında helak olma çarkının Ay gezer, sessizlik yürür, kilit döner duvar kalınlaşır, vade uzar, ip incelir, iz ve yol sürer iklim Suskunluğun sinip yuvalandığı derin diplerden , ayyuka çıkarak yalnızlığa diyar olmuş Çalı dağındaki renkler sonbahara, dünya kuytulara, gemiler limanlara çekilir poyraz karayel.. Poyrazın boşalan koynunda soğuk düşlerle köşe bucak bir dolu yaprak ve hüzün sayfası Demek ki sen de dikenler ömrünün gül tomurcuğu misafiriydin, doğdun, belki sevindin güldün Belki ağladın üzüldün Her ne vakit her çiçekte kanaviçesi allı morlu kendini toplayıp getiren baharlardan Hayatın yüklediği bütün topraklara defne mektupları götüren güvercin sevincinin Ve bütün fırtına kıyılarını gören çepe çevre kasırga fenerlerinin korsan gözetiminde Aşkın sesi soluğu nabzı hasreti hüznü maksadı meramı mevzusu müjdesiyle Misafirlik boyuncası kutlu ziyarete mahsus öksüz yetim belki sürgün.. Allanır Dillenir Süslenirsin Avunur sevinirsin can kafesinde ve gönül burcunda sevda kuşu çırpınan Suyun toprağın hürmetine Urgansız İpliksiz Çakıl taşlarıyla kendine kolyeler dizerken nehir nehir akıp giden hayat Solunum yetmezliği Gıda yetmezliği Konfor yetmezliği Böbrek yetmezliği Derman yermezliği Dalak yetmezliği İşitme yetmezliği Görme yetmezliği Sinir yetmezliği İşitme bozukluğu Damar tıkanıklığı ….sıralayıp saymakla insanı kendine ve herkese özürlü muhtaç noksan eksik ziyan bırakan Vakti zamanı ihtiyar düşkün halsiz mecalsiz koyarak Vakti sırası gelen herkesi tabiatıyla yoklaya düzelte çıkıp gelenleriyle Anlaşılabilir Mantıklı Saygın, düzeyli, makul, münasip ve makbul görülebilir haller durumlar silsilesidir , fakaaat.. Fakat sabahtan akşama insanı aval salak yurduna yerleşik toplu intihar süsü verilerek.. Ortak çıkar kulu kölesi rafına özenle işleyerek delik deşik mihraklaşmayı mezarlaştıran Soygun sömürü beslemesi magazin ve popüler kültür seçkin denekleriyle aşılanıp afyonlanmaya Ev bark öte beri üst baş ve cüzdan fukaralığının ebediyyen fakirfakirliği bataklık çukurundaki Alçısı sıvası düşmüş dökülmüş Kalıbı bünyesi kaportası yahut kalıbı kirişi çatlamış çürümüş Karanlığı donatan odalara sadece ay ışığından sızıp sinen dönük kibrit ve mum eskisine benzer Bulanık loşlukların ve boşlukların insana hükmettiği evrede Akıl yetmezliği Fikir yetmezliği Vicdan yetmezliği Kalp yetmezliği Hukuk yetmezliği İdrak yetmezliği Huzur yetmezliği Hoşgörü yetmezliği İrade yetmezliği İnanç yetmezliği Düşünce yetmezliği Duyum yetmezliği His yetmezliği Sorumluluk yetmezliği Özgürlük yetmexliği Dil yetmezliği İtibar yetmezliği Güven yetmezliği Alfabe hesap kitap yazı söz saygı sevgi ve rakkam yetmezliği halinde kapış kapış Serbest borsa marka pazar tezgah ve Piyasa götürüsüyle …Besleyenlerin fukara fakiri olarak alışmış kanıksanmış bağımlılıklarla tüketilip Yaşanıyorsa, fenanın fenasındadır kör sağır dilsiz soğuk silik işlevsiz içeriksizliğin Yağma yıkımına kendini ve künyesini kişiliksiz kayıtsızlığın çöplük çeşidine çıkaran haram hurda mefta Bahis konusu bile değildir artık ne huzur ne onur ne denge ne düzen ne de insan denen …Yaşama sanatını ve Dünya yükünü, Sürdürülebilir hayatın kendine özgün öyküsüyle mutluluğa taşımaya layık Ne sicil, ne karakter, ne de istikrar
BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 1 …. İçinde doğduğu yaşam döngüsünde beslendiği büyüdüğü ve büyüttüğü hayati gerçekliğin ayrılmaz kopmaz aidiyetine özgün özgür ve özdeştir insan.
Kimlik kodlamalarını içinde doğduğu dünya insanlık toplum kültür birikim ve hayat gerçekliğiyle yaşayarak deneyimleyip biriktiren; irdeleyici ve sorgulayıcı gözlemelerden akıl fikir eleyen süzen yoran ve yorumlayan çıkarımların sağlıkta beslenmede barınmada eğitimde siporda dilde ulaşımda sanatta iletişimde hakça üreten ve adil paylaştıran; tarafsızlık - eşitlik ilkesiyle donanmış hukukun üstünlüğü makamına danışarak huzur verici, mutluluk üretici, ihtiyaç giderici, istikrar saygınlık ve güvenlik sağlayıcı, hayatın yükleyip getirdiği bütün çelişkileri liyakatlilik esasıyla üstesinden gelip çözümleyebilmenin karşılıklı değerliliğine tanıklık ederek, farkında olarak ve araştırıp BİLEREK sosyal siyasal ekonomik ve kültürel insan kimliğine özdeş yapıyı örer dokur insan.
Sorumlu üretken adil onurlu güvenli hiç bir değerden, ilişkiden, bilgiden, deneyimden, iletişimden ve sosyal bağlardan bozulup koparmaksızın Emeği esirgenmemiş tecrübelerle edinilen BİLGİ kodlarıdır saygın ve sağlıklı ilişkilerle donatılmış hayatta kalmanın yaşam kavgasını onurlu itibarlı ve sürdürülebilir kalıcılığa devamlı daim kılmak.
Herkesin kişilik ve kimliğinde özdeş duyarlı bilinçli nazik alıngan hassas üzülüp incineceği bir özdeşliği vardır çünkü ve bu yüzden kinayen takdir övgü yahut yüceltmeler dahi kendi sorumluluk hak ve yükümlülüklerini harama vererek gerçekliği olmayan hurafelere kahramanlara idollere tapınacak derecede sevk ve havale eden ihanet ve istismar ihaleciliğinin sayısız sınırsız türev çeşitlerini üretip çoğaltarak, toplumsal hayatı kökten sarsar topyekün yıkıma uğratır. .. BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 2 .. Sosyal kimlik kültürel değer, onursal saygınlık, sosyo ekonomik zenginlik veya bireysel kişilik, ancak doğduğu toplumsal gerçekliği bizzat kendi katılımcılığıyla anlayan gören duyan tanıyan farkına ve ayırdımına varan tecrübe katkı ve tanıklığın büyütüp olgunlaştırdığı BİLGİ birikimleriyle insanı kendisine özgün ve özdeş dirençli dayanıklı dinamik karakter ve özgürlüğü kazandırır.
Yani kullandığı Hayat Bilgi’ sine ne kadar kendi emek ve kaynaklarıyla ulaşıp eriştiği gerçekliğinde özgür ve özdeşliği kadardır, insanın değeri, anlamı, sosyal varlığı, ekonomik zenginliği veya siyasal yaşamı. Aksi takdirde sağ ve sağlam çıkamaz ne kendine ne de sosyal siyasal hayata insan. Orada, soygun vurgun talan haram ve sömürüden beslenen; acizliği karanlığı korkuyu gerilimi sefaleti gericiliği her türlü soyut ve yüzeysel kısır döngü hurafeleriyle kamçılayıp kışkırtarak çatışma kültürüyle salgın ve yaygın hale getirilip sürekli kılınan piyasa pazarcılığı tanrılarının emşr kipinde bütün çarpanlarıyla her bir şeyin paraya tahvil edildiği kullanışlı BİLGİSİZLİK ( kara cehalet ) veya BİLGİ KİRLİLİĞİ ; zorunlu tüketime sunulur yaşanır.
inancı itimatı güveni sözü sadakati ve sabırı, dilediği keyfiyetin kullanışlı istismar ve ihanet araç gereci haline getirerek, ayrışarak hiç bir konuda anlaşamayan soyut hurafelerin kulu köleliğine saplanıp kutuplaşmış sürü bağışıklığı güdümlüsü çatışma kültürünü istismar ve bilgi kirliliğiyle baskılayıp yönlendiren dolaşımın her türlü toplumsal bozulmalarına yıkıcı yağmacı soygun sömürü sülükleri yapılanıp yerleşir. . BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 3 …. Yarattığı yağma yıkımlardan doğma somut sorunların hem esaslı mimarı hem de - her şekil haram gösteriş görgüsüzlük acımasızlık bencillik hırsızlık gasp talan haydut harami kibir kahır zorba kişiliksizliğinin önde gideni oldukları halde - yapay sahte soyut asılsız sorunsal kurtarıcılığına kendilerini dayatıp sosyo kültürel hayatın başına çöküp çullanmanın belası kesilerek, koskolayca sınırsız sorgusuz hak hukuk ve yetki sahibi olmaya dair uyuşturup afyonlayıcı alışkanlık ve afyon külliyatıdır çünkü kişisine özdeş olmayan; ve hayatına kayıtsız ilgisiz alım satım etiketinden her buyrulana eksiksiz hatasız peşin harcayıp tüketmeler bağımlısı insan morgu sanallaştıran BİLGİ Kirliliği.
Bu saygınlığı ve inanırlığı değerinden dökülüp düşürülerek her şekil adiliği bayağılığı ve aşağılaşmayı içinde barındıran kişiliksizliğe özelleşmiş Bilgi Kirliliği etiket koduyla ve paraya tahvilliliğin istismara aracı yahut ihanet haracı piyasa ve borsaların tüm hayatı etkileyip esir aldığı eğitim inanç itibar ilgi onur liyakat saygı ulaşım barınma beslenme gibi gibi sıraya dizilmiş hizaya getirilmiş sebeplere sanat vesair SİĞOR’ da kimliksizliğin haraç mezatıydı.
Ürettiği her somut soruna örtbas edip perdeleyen soyut afyon ve uyuşturucu hurafe karanlıklarını örtüp kapatırken, tıpkı edebiyat sanat sinema gibi, Futbol’ a indirilip yağma yıkım ve sömürü piyasasının vazgeçilmezi olarak Sipor’ da ordan bundan nasibini alarak gide gide mafya hükümranlığının hükmedip hakim olduğu haydut harami keyfiyetinin kullanışlı keyfiyetine endüstrileştirildi. Çünkü.. Topluma ait değerleri kendilerine soğutup şekilde dekorda tezgahta görünen ve gösterenlerin buyurduğu veya yönlendirip yönettiği sinsi ve simsarların şartlara durumlara göre kurduğu kararttığı patlattığı ördüğü kısıtladığı gerdiği parlattığı kışkırttığı perdelediği veya bozduğu sosyal siyasal ekonomik ve kültürel harabeye en başta Bilim İlimden yoksun yitirdiği ve yabancılaştığı bütün değerler karşılığının cehalet özenti takıntı gösteriş bağışıklığına şartsız koşulsuz güdümlü ve bağımlı kul kölelerini eğilir bükülür kullanır harcarlar. .. BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRRREYE ATATÜRKÇESİNE 4 … Düzeni ilmi sanatı hüneri becerisi karakteri kimliği alışkanlığı aklı fikri bozulduktan sonra altın da bir, mülk de bir, pul da bir, para da bir, demir de bir naylon da birdir. Çünkü insanına onurda kişilikte karakterde akılda fikirde ve BİLGİ birikimlerinde özdeş değilse her şey erir çürür harcanır tükenir, hayatı ve yaşamını yükümlü kılan buradaki somut dünya sorumluluklarını ilgisini iletişimini aklını fikrini sorgulamasını gerektiren kendisiyle özdeş emek zahmetlerini terkederek haydut haramilerin kul ve kökeliğe bağımlı kıldıkları soyut kifayetsiz hır gür çelişki tapınma adanma kapışma çekişme ve nizahlaşmalarla “ ben sizin her yetkide ilahınız her hakta ve hukukta her yapıp işlediğin kutsal sayılması zorunlu yargıdız sorgusuz tanrısal kudretlisiz ‘ bağıra çağıra haykırıp kükreyenlerin oyalayıp avutan yağma yıkım keyfiyetine terkederken, zaten bildiklerini de unutan düşkünler topluluğuydu.
Böylece her harama vurguna dönük her değerden düşürülerek ihtiyaç gören yağma yıkım istismar aracı, inançtan kültüre varıncaya kadar özü içeriği boşaltılmış soyut sanal vitrin süsü işlevi görmeye devletten toplumdan insandan ve kimlikten daha iri büyük ve vazgeçilmez hale şişirilip büyütülerek,popüler sanalda her bahaneye kutuplaşarak sürekli soyut hurafelere çatışan toplumsuz kimliksiz devletsizliğin aciz zavallısı konumuna kayıt yaptırtıldı. Ardından somut hayatını ayarlı dizilerin gerilim şiddet bunalım fahiş furya ve pisiko manyaklığı dayatıp aşılayan özenti toplumunu sürükledikleri boşlukta ve çukurda, Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe… gibi hibilerin de suç pay cürüm saldırı bağırtı gürültü hisse borsa ve dosya kabarıklıkları vardı. BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 5 … Bilimle danışıp bilimin ilimi sanatıyla konuşanlar ortak hayatı tüm değerleriyle kolaylaştırıp güvende istikrarda huzurda ve dengede tutan toplumun insanlığın ve hayatın ihtiyaç duyduğu oranda keşif buluş icat araştırma katkılarıyla demirin taşın toprağın tıbbın teknolojinin kime ne zaman ne zenginlikle dilini kimyasını damarını huyunu sicilini anladığı ve konuştururduğu sağlam adil ve sağlıklı iletişim devamlılığını sağlar. Olmayan ve yapamayansa kara cahilliğin her türlü zavallılık ve acziyet dayattığı intihar sarmalında hurafelerin kişiyi kendinden soğutan yetersizlik değersizlik ve yenilmişlik duygularını körükleyip yozlaştırtıcı ve özgür anlayış cesaret bilgi irade sahibi insanlığını işlevsiz kılıcı abuk subuk kısır döngü saplantılarıyla gün öldürerek, kurgulayıp buyuran itaatliliğin her konuda uyumlu ayarlı koşulsuz kulu kölesi olurlar.
Ve tüm bu sorun sarmal diyet illet güzergahında tarihin yeri, dünyanın dönüşü dolaşımı ve toplumların gidiş geliş hattı yoku aklı fikri onuru bilinci belleği değişmeyenler gerçeğiyle, her şeyin parametrik alan satanlar borsasında insanlık dahil alım satım tezgahına konduğunda kokuşan çürüyen yozlaşan alçalan değişen değersizliğinin en ince ayrıntılarıyla farkına vardığı, gördüğü, yorduğu, deneyimleyip gözlediği lle de HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİT İLİM’ dir … özetini tarttığı ölçtüğü dediği inandığı ve karara bağladığı… Var olanların üstüne onur itibar cesaret özgürlük vicdan ve özgüven sahibi insanlığını koydukça hiç bir şartta ölmez eskimez bitmez azalmaz tükenmez değerin kişisine saygın BİLGİ’ den geçtiğini tembihleyip söylüyordu yürekten armağan ettiği Türkiye Cumhuriyetiyle özdeş sevgili ATATÜRK. .. BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 6 … Böylece Osmanlı’ yı kin güdümlü öç alımlı katillikle ve İngiliz ortaklığıyla yağmalayıp yıkan petrokimya ARAP banka ve bonservisliğine satılık işler güçler için tahvil Futbol özetli Sipor ve camia, dövize dolara çalım yiyen sert alçalış ve düşüşlerden sonra tüm bunların böyle olduğu gerçeğini, ancak Fener- Galatasaray yurt dışı sürgünlüğünden anlamış bilmiş gibi sanki… Vatan bildiği toprağı için can verip toprağa düşen sıvasız evlerin şehit çocukların ruhu şad .... Toprak sahada gün boyu aşkına tutkusuna top koşturarak doyumsuz sevince, toplumsal aidiyeti kopmaz ölmez kardeşliğe,hem kimlikte hem kişilikte mutluluk hissesi paylaşan çocukluğa bin selam olsun.
.. BUHURDANLIKTAN BARDAĞA BİR DEMLİK SÜRSEFA … Olmak istediğin kişidir kendin Şahsen gitmek bulunmak varmak ve yaşamak istediğin yerdir en doğrusu evin barkın adresi Arayıp sormakta hatır gönül huzur sükunet dost seyir sefa seyran yar diyardan yana Bir demlikte anlıyor musın…? Bir demlikte Aşk ateşiyle ocağı kibriti çıralanmış buğusu üstünde tüten kahvenin kırk yıl ötelerine kahvenin Yürek yangınlığına duman olduğu ve bir demlikte can yakınlığına kurulu sedirdeki Buhurdanlıktan bardağa bir demlik çay misali sürsefalara.. Aracısız kibirsiz ve ayrıcalıksız seni kendinle temsil eden bedellerden gocunup gücenmeksizin Bile isteye bir demlikte bütün kayda değer ve kalıcı samimiyetlere ömür yoran zahmetlerin kutlu çabasını Omzuna sarıp Kalbine koyup Aklında ve ahdinde tutarak.. Götürebildipin kadardır sevgiye saygıya dair gülümsemeyi dilediğin mutluluklar Akıl ettiğin kadardır vicdan Yüklenebildiğin kadardır sorumluluk özgürlük barış sevgi ve nicesi Kendi payına arzedip İsteyebildiğin her neyse başkasının hayatında yer verebillmenin tahammülü talebi ve takdiriyle Dünyanın en doğru izi semti yolu meskeni yönü tarafı ve adresi Ve hayatın herkesçe itirazsız kabul görür en güvenli hallerine en saygın durumlarıdır Süzülmüş damıtılmışlarınntümünü Bir demlikte her lokmandan aşka sevgiyi karıştırarak yudum yudum Hayatı dirilten Güzelliği sağıltan Mutluluğu her koşulda her yerde her gün her saat dinç ve diri tutan bir demlikte.. Özümseyerek yaşamayı önemsiyor ve önceliyorsan üste koyarak artan sevinçlerin onurlu ırgatı Özgürlüğün itibarın devran sürdüğü hükümlere harmancısın demektir Değilse sağlam bildiğin bütün şifreli şifresiz hesaplardan devrilip düşerek İflasın eşeğini tüm köşeli kıvrımlara büküp bağlayan kirli paslı makaslar arasındasın demektir Sapkınlardasın demektir Kuyulardasın demektir Çatal kıskaçlardasın demektir kör dilsiz ve zindan… Meğerse morg bir tesellide malım mülküm var diyenlerin kokuşmuş çürümüş köhnelerinde Yeryüzünü gök yüzüne bağlayan her zerreyi yaşanılması imkansızlardan bilip sayan Ölümün kayıt tuttuğu yüksek faturalı hücrelerde yığınlaşmaya depolayarak Çirkefliğe delil Ecele müşteri Doyumsuzluğa aç Pintilerin daniskası Cimrilerin kıyassız gözdesi Ve açgözlülüklerin tabutunu ömrüne süsleyip yakıştıran sürüncemelere harapsın Bitiksin Yitiksin Aksi halde ve takdirde dengesini bozmuş aklını yitirmiş vicdanından kendini çürüğe çıkarmış Haller durumlarda yediğin içtiğin kimyasal kusuntusu ve boğazından geçmeyen köpük.. Hep topu gördüğün yaşadığınsa dirliksiz artıklardan gerilim bunalım döküntüleri toplayan Ele ayağa düşmüşlüğün zehir zıkkım soykası ve rezil rüsva sadakacılığıdır
MEĞERSE ESİP GEÇEN SAM YELİDİR HAYAT … Telgrafsız çığlıksız esip geçen Aslında fırtınaları kopmuş dökülmüş ekim biçim harmanıdır hayat Oylum büklüm suya ışığa rüzgara toprağa inişli yokuşlu göç kervanları katarak Varacağı yere fersah fellik gündüzü bitiren, gecelerin sabahına her adım başı silbaştan Bir solukluk nefestir ve bir alış veriş, her nefeste tartısı terazisi ırgatlğın değer bilen kıymetli ömrüne Titizlik ister Bakım ister Özen ister Güven ister Dürüstlük ister Vicdan ister İlgi ister Sorumluluk ister Merak ister Muhabbet ister Samimiyet ister Seyir ister Seyran ister… İnanılır güvenilir sevgi saygı aşk ve kişilik karakter ehli insan ister ki.. Kötelenmiş bir bumerangın sahibine bükülüp giden ve dönen silbaştan muhasebesidir hayat Sen kendinde beni görüyorsun diyen aynaların tembihi telkini takdiriyledir meram muhabbet ve mutluluk Mutluluk demişken… Öyle ki aslında doğduğu ilk günle beraber herkese hak herkese helal herkese reva.. Çerçevesi kalıbı olmayan huzurun ve dirliğin karşılıklı ilişki kaynağıyla beslenen geçim kapısıdır hayat Çünkü hergün güneşle doğar dünya, dünya her gün ay ışığına sığındığı ve dağlara yaslandığı Gelinciklerle güvercinlerle insanla ve toprakla iklimden iklime bağ bahçe olan kirmenlerde döner dolaşır Bir billur pınarlar çeşmesidir hayat bazan durulur bazan bulanır Ve bir bağrı yanıklığın süren savuran sam yeli esmeleridir künyesi yar diyarına Mumlu mühürlü mektuptur meramı aşk aşk semtinin sevgili koynuna ve kucağına Ne kadar varsa beyaz, O kadardır siyah… Ne kadardırsa kor hasretin sonsuz özlemlerle buğulanıp tüten dem ve devranı O kadardır günün payına düşendir ışık su rüzgar ve toprak Her lokmasında serili kurulu hayatsa eğer yarına sözlenerek şimdi hemen şurdaki dünya, Her nefeste ferahlığı doyumsuz bir ömre değsin yarasın diye yudum yudum İçiyor kanıyor soluklanıyorum işte bir dem bir damla şarabı aşktan Ve mülkü meramı külliyen sevdadan
… YOLCU YOLUNA … Hangi dağı hangi bağa Yükleyip saran tanıklığında yeryüzü gökyüzüne emanetse madem Toprak edip sevgi tohumlarını aşk harmanında elekten kalburdan savurmaya Yarası derde derman olanlardan bahar giyinip çiçek süsleniyorsa güzelliğin bedelidir Yöresiyle Töresiyle Sırrını yazan kitabın sözleşme tarihi sonsuzlukla doğum günlerini kutlayan Bundandır ki bakraçtaki süt serildiği sofralarda tükenir Perdedeki oyun sahnesi değiştiğinde yorulur yenisine can çekişir Penceredeki rüzgar, buluttaki yağmur, topraktaki güneş, kapıdaki sessizlik Uykusundan uyanınca taşla demirle yüzleşen hayaller gibidir Herkes bir alem kendi içinden gelip geçenlerle konuşurcasına ordan buraya Burdan her yere veya hiç… Herkes bir yol Her yolculuk dünya, bir kervan Her kervan bir yolculuktur Eğer ziyareti kendi üzerine değilse külliyen de zarardadır , toprakta ekmek, muslukta çeşmeler kurur tükenir Kervan yola Yol yolcusuna Aşk insana İnsansa hiç…
…… TAVSiYE MEKTUBU … Güneşin kumaşından giyinmiş Yağmurla eğleşip rüzgarla koklaşan hayatın yollar üstü muhabbetiyle Yel eser yol gider insan eskir han yıkılır Değiştikçe iklim mevsim Bir eli kestane toplayan bir hali eski baharlarla evinde oturup bekleyen demden devrandan Çaya bugusu sinmiş efkarlara saki sunarak Sönmüş küllere odun kayarcasına hozan bağların yalandan bekçiliğini avutan Ve obası olmayan sarp dağlarda davara gidecek çoban aramakla tükenmişse nefes Durmuşsa saat Okunmuşsa kütükten kundaktan künyede yazılı tavsiye mektubu Sararmış solmuşsa çığlığı sessizliğin kovuklarında susup sönen yankının Vardan yoktan doğruyu eğriye eğriyi hurdaya eğirip büken çelişkileriyle belası gani, fenası çok… Herkesin boş ve yalnız bulduğu her kapıya çark edip tokmak silkeleyen sobesidir Bayır yokuş yerinden yurdundan sökülerek kol kanatları kırık, arızaları tam teşekküllü uzakların mahali İplikçi iğneci boncukçu klarnetçi postacı mobilyacı galerici camcı yorgun baygın herkes Dünya göçünü hediyelik eşyalar listesine sarıp vitrindeki yürürlüğe koyduğu Olmayınca olmuyor işte geçen giden gün sende bende Yok dedik ya… Bazan kıvrım kıvrım… Kimsenin görüp bilmediği kenardan kıyıdan çığ koparan sökünlere yuvarlanarak Bazan körükler vurarak varildeki yangına kendi kendisiyle kumara tutuşan Ucu bucağı belirsiz dik çıkışlı bir merdivenin tırmandığı duvarların gördüğü denizlerde Tüm hayatını uzaklara götürmek için gecesini gündüze katarak yutkunup can çekişen Burkulmuş incinmiş sızılar güzergahı sırasında kuyudaki çığlıklar gibi ağıtlarını dışa vuran veya sancısı hiç geçmeyen şeylerin tümüdür doğranmış lokmalardan ağulu çiğnemler dürümleyen Derdi kederle, acıyı zulümle defter deftere Mezarlıkta yitirdiği hayatını arayan sessiz suskun haller durumlar ve akıbetlerin kabalasına tüccar Darlık yokluk kırpık kesik çevrimler kıskacındasındır tüy hafifliği yahut köpük zerrecikleri bile Ağırlığını sürükleyip taşıyamayacağı ömrün sırtına yaşanmazlarla ören donatan yükün Bazan bolluk sağlık dirlik rahat mut huzur ve güven toprağında yerli yerindesindir. Herşeyin kaynagindan doya kana içe sinesinden Aşk ile oynaşır güzelliklerle sevişiyorsundur ve bazan… Sündürdükçe söküldüğü yerden kopuşlara doğru uzayan meselerin boyuna posuna Kısa ölçekli halkalar öyküler kesitler takarak Nasıl ki insan… Ay boncukları yağmur kolyeleri ve güneş damlaları gibi gibi uzak yıldızlardan Kendini seyre dalarcasına hepten tümden sosyal varlık olduğunu Ve etrafsız toplumsuz yaşamasının asla mümkün olmayacağını Aidiyet bağını iletişim kaynağını asosyal viranlara haşat ve harap ederek Kökten temelden sevgisini toprağını Işıklarını karanlığın örtüp kapattığı yalnızlığa tamamlayıp Eksik gedikte kalan sefil seyirlerin azap öğünleriyle zindanlaşırsa eğer Her kişiyi bitirip söndüren küslük dargınlık boğumlarının hücrelerine yerleşip sindirdiği Çölerden çoraklardan yalnızlık ve cinnet kabukları bağlayan yıkıntılara kapanıp gömüldükçe Kıran kırana kendi kendini imhaya gider akıbet
…. YAŞARKENE DÜNYAYI …. Üzülüp koparak Yanaktan yüze sökülüp dökülürken Divanda dizde avuçlar dolusu ağıtlar çalıp yakmanın ne zamanı ne devresi ne de sırasıdır Koyulaşan rengini boyundan küçük işlere bezendikçe karma karışık siyah beyaz İllaki derde derman olacaksa moral mut umut baris saygi sevgi için Ne en iyiye Ne herşeyin en kötüsüne Korkular endişeler kaygılar kuşkular kayıtsızlığında dolup boşalanlardan kol kürek Aktarıp döndermelerin körükleyici kundakçıları dışında kime ne faydası olsun ki.. Hele de yeryüzü atıkları ve çöpleri kadar haksız hukuksuzluğa tav talip ve ittifakçıyken insanlık Sebep verdiği sonuçlara üstün ve baskın çıkanlarına ne kadar ağzı yüzü bozuk laf etsen Torbadaki bütün kelimeler ilk sinir boşalmasında daha üçünü beşini bulmadan bitip tükenecektir Defol Kaybol Bas git Yıkıl karşımdan gözüme gözükme gibilerin en nezaketli kibarlarda kaldığı Kontrolden çıkmışsa aklın fikrin rot ayarı balansı fireni farları depreji ve dingili Kontrolünü kaybetmiş savrulmaların kuyusuna düşer, kendi kendini yiyip bitirmeye şarampolleşir insan Bir uçurum enkazının hiç bitmeyen molozunu ve tonozunu Silkelendikçe zibilleşir çepe çevre hat ve güzergah Oysa çocukluğun gözü gönlü oldum olası ana babalığın insanlığı kökten büyüten pusula seyrindedir Sakin nerdeyse sukunetin oralarda bir yerde olduğuna hissedip duyan kanaatle Kabaran öfke böylece sahibini kamalayan hançere dönüşecektir besbelli ya… Sayıp sövmekle insanın daha çok kendine ağırlık verenlerin luzumsuz yük taşıyıcı hamalı olacağı Besbelli ya… Gizli fısıltısını saklı niyazını o sebeple, bu yüzden.. Dizginlerinden tutarak götürecek olan rüzgara dala budağa bir damla sevgiden Güzel konuşmalı güzele sevgilim diyor ve inanıyorsa insan , güzel danışmalı Güzel ile görüşmeli tanışmalı bazan çamur kar toz buz olsa bille gocuk çorap don gömlek Yunsun yukansın Hamdolsun ki aşkın dilini konuştuk duyduk iştttik Gerçi yanıldık Gerçi yandık buyduk üşüdük gerçi yıprandık yorulduysak da Uğrumuza kendimizi Öğünümüze aşkı kattık, Katık ettik huzurun kutlu sevincini mutluluğun payına diyebilmelerin hakkı ve harcıyla Ömrünce yaşadığına değer doğum günlerinin
… İNCİRSİN DESENE …. İzmir deyince incir geliyor aklıma fikrime Öyle böyle değil, incir… Nedeni niyesi kendime bile sırrı saklı ne bileyim niçindir nedendir İzmir deyince üstü açık bir kamyon ve sağlamından poyrazlanmış rüzgar Bağrı yakası hepten yırtılmış mintan gömleğinin mavi rengine tüm gelmiş geçmiş zamanları giyerek Güvertesi gemisi olmayan fırtınalara tutunarak aşk nereeee ben oralara firari fora İliklerine kadar yemekle bitmeyen doyumsuz iştahın kışkırtıp azdırdığı, izmir deyince Güzel kızlar geliyor aklıma İzmir deyince Güzel bağlar bahçeler Ve suyun o yakası Bu yakası Öteki yakası Karşı yakası… Çakarlı damperli araçların istop edip anahtar teslimatını kumbarasız deposuz kenara koyduğu İncir deyince çekirdeklerine kadar bal kuyusuna sarkan toprağından dalından İzmir deyince aklıma kaparasız sözleşmesiz kefilsiz fındık kıran fıstık çerezlenen Yarim ferahnaz yosmam güzel saz piyesiyle , Güzel kızlar Güzel aşklar Orası burası güzel alnından öpülesi incirsin desene, ki… Dill dudağı dilber iskele rampaları ve vapur kaçamakları geliyor aklıma İnciri kendine emsal, aşka sandal kayık İzmirsin dedense….
… BİR SOĞUK GÖLGE ve BİR SURETİ HAYALDEN İBARET ….
Demek oluyor ki, Bal yiyen baldan da.. Toprak hattında şarteli inik sağı solu belli olmayan burgaçlı gerilimlere hususiyeti mahsus Yanlış bağlantıların kablosu pirizi alıştıkça başkalaşan çarpılmalarla evli barklığa çorak çıktığı insanını her ayrıntıda kendi hortlak molozuna benzetmesi kaçınılmaz ve kesindir Yollar kurulur bozulur amenna lakin.. Dirayetin dayanıklığın ilmim iraden yoksa bıraktın mı hiç ummadığın çukurlara düşüyorsundur Asıldın mı bilinmedik boşluklara sökülüp kopuyorsundur Ve bir kere sökülüp koptunmuydu doyurup besleyen ölümün gıdasına zıkkımına zehrine avunup aldanan Hiç anlayıp bilmiyorsundur bile asıl neydi, esas neresi, sahte hangisi, yalan dümen kim.. Formatlanmış ölçülerin gerçek insan varlığını kendisiyle tanımlamayan kokuşmuş kalıplardaki Alıştıkça yanıltan her yokluğu varmış gibi algılayıp kabullenerek Yılgın yorgunlara bezmiş usanmış poz ve piyasa dayatmalarını ısrarla ve inatla Aşırı koruyuculuğun seni sana rehin alan her çeşit kusursuz hatasızlığı tapınaklaştırdığı kurdan kulvardan İyilik güzellik bahanesi adına yolunu ilkesini azıp sapıtmış mükemmellik morguna buzullaşarak Kendinden rol çalan hayatı sönük ur kitlesi vitrininde birikinti artığı ve kalıntı çöplüğüdür Demek okuyorsun ki, ilkesi iradesi olmayan hayatın mülk sahibiysen yürürlükteki morga Öte berisiyle beraber çıfıt kadavrası yıkıntılar fosili ve murdar kalıntısı olmaya mahkumsındur Hiç sektirmez şaşmaz mahvoluşun itildikçe aralanan aciz viran muhtaç ve sığıntılar yükünü Sefil surette eğri büğrü şirincelik dişirip toplayan sürgün kapılarına rezil rüsva ederek Kıyamet gününü kendi intiharıyla süsleyip donatan kargaşa noktasıdır dünya bildiğin trafik …. Çünkü hangi niyetlerle yola çıkarsa çıksın hiç bir şey yoktur ki Her zahmeti zor dayanma gücünün bittiği kırılgan bir yerde darmadağın çürüyüp çökmesin Ancak tek şarta yerin dibine toprak olup cesedini çiğnetmeye ölüp gitmek kadar İntihar peşinde kıyamet ekip biçen azap diyetini yutkunup sindirmeye rıza gösterip razı gelerek Ve belasına derdine bulaştıkça çığ gibi büyümelerin ipe sapa gelmez yumağını öre işleye Ölüp kendinden kurtulmakla ancak bıraktığı dünya boşluğunu yitik kayıp dosyalarla ödeşmeye Bütün küskünlüklerin örülü duvarları geçimsiz kapıları gidilmez yöreleri ve aşılmaz dağlarını Esen yellerden sorarak can acısının yakıp körüklediği hasret kokusunda yol gözleyip bekleşen Yetmişinden sonra hele bir daha bir başkadır dünya gününü huzurun armağanını sihhate sağlığa diyerek Ecel garında bembeyaz mendillerin kendiliğinden sallandığı kimi sarmaş dolaş yıkık yoksun Kimi derdi dertle avutmanın sahibi kimi yalnızlığyla muhabbete keyfe kederler sarmalıyla Paranın mülkün karşılayamayacağı kutsal değerliliktedir çünkü ilkesi sıfatı doğal dengelerden olup bitme insan ve insanlık Demek oluyor ki böylece bu yollarda bal yiyen baldan da zehirlenir bıkar bezer usanır mı usanır… Demek oluyorsun ki, Olsun da sevgi dilinden Olsun da itibarı saygıdan Olsun da sıfırla başlayan her şeyi sıfıra bitirip tüketerek aklına fikrine hayaline koyup giderken dünyayı Ölecekse insan iki dudağının arasında aşkın Koynunda kucağında bir piyeslik hayal perdesidir sonsuzluğa miras devran döngüsü fani Demek oluyorsun ki, bir yol bir han aralığında ölsem de gitmen sandığın misafirlikte Konar göçerliğin kervan katarında bir gölge ve bir sureti hayalden ibaretsin
… DIYESiM GELENE …. Ne süslü sandiklarda ziyneti kilitli haciz malidir dün, ne desinler görsünler aklina iflas tezgahindaki ispata kanita muhtac insanlik mirasidir bugünden tezi yok yarin. INSAN ki…..doymusluk kanmislik yetinmeleriyle aklinin hududunu, yasamanin maksadini, varliginin anlamini degerini ve karsiligini bilip NEDENSELLIK iliskisiyle her bir fedakarliga örüp isleyip dokumadikca…her zahmet hacizdir. Her niyet maksatsa iflasin kacinilmazligina yilip yalpalayan yaltaklanan güdüklenen ve her degisim dönüsümü biriken dert sorun fesatlik fitnelik görgüsüzlük karinsizlik karamsarlik güvensizlik istikrarsizlik ve inancsizlik süpesi kuskusuyla bogulup tikandigi cöplüklere alcalip kücülmelerin sahte, soyut, samimiyetsiz, kaypak kisiliksiz ve karaktersizligine yuvalanip hücrelenisini ve ucurumunu derinlestirir. KI böylesi tükenis, sesi rengi tavri tutumu davranisi duyarliligi ve kumasi kendini temsil etmeyen ve insandan olmayan zir zibil igretisi ve igrentisidir. Bu bir ikindi kahvesiydi, her söze gönül doyuran selamlasmayi yudumladikca, hatirda hatiradaki herseye ve herkese bu baglamda sevgiyle doyun saglicakla kalin diyesi gelense eger, dogduguna hiic pisman degildir cisiltilerde büyüyen akarsu, günes damlalarinda büyüyen dag bayir tarla ve toprak, hele de yalansiz yapmaciksiz tartan ve tasiyan degerlerin kiymetlisine insan, ne ziyadedir ne noksanda, herkes bizzat kendi kendine.
… SONBAHARSA SAZ ve GIRNATA …. Sonbaharsa saz gırnata Hüzün nadasıyla göçebe güzünü ve yeryüzü harmanını, gerçi.. Gerçi çeyrekten buçuğa Olur musun Gider misin Varır mısın Kalır mısın… Gerçi kovuklar içinde halkalanmış bir koridor sehpasıdır orda burda oturup kalktığın Bir güleylen dünyasıdır her demde serip sürdüğün sofralar tuzdan acıdan Bir gelip gitmek arasıdır ister sus ister söylen iadeli taahütlü sebebi ziyarete mühür ve mektup Kızgın çölün soğuk sessizliğine Acıklı serap çizgileri gösterir gibi dipten derincelerden Oyukluğunu kendi içinde saklayan açık seçik koz kırımlarına iskambil Ve kızkısrak resimleriyle belediye otobüsünün en son saatinden inerek sahneye çıkan Afişleşmiş duvarlarda gıcırdayıp dönen uğultulu gecenin rengi ne dün ne yarın Mecburen postasını birçok ve pek çok paylaşılmadıklara dağıtarak hüznün tüketen sabrıyla Soykası kara yerden gelesice diline dünyayı ihbar eder gibi sureti viran silüet İçtikçe damlası acılaşan susuzluğun çöl yangınlarını akrep dönüşlü bir saattir Zehirden Zemberekten Debelenip duran yalnızlığa alfebe öğretir gibi çırpındıkça karanlığın uzadığı Derinliğin kaybolduğu Yırtılmış sökülmüş bohça ilmeğini ölsün de öteberisi bana kalsın cenderesinde söküp dikerek Bir asansör karşılaşması sonrası karanlığın dip yarısından sabahların çiy düşümüne kadar Bir hazan müddetidir Ve bir sazan öyküsü başladığı yere döner her hikaye her canlı her insan Başını kendi belasına çarpa çarpa .. Çeyrekle buçuk koridor aralığında su götürür yel üfürür toprak ve sıla çağırır Döner dolanır dallarına tutunduğu ve sırtına sarındığı ömrüyle, …. kumlara yazılanları silen dalgalar gibi Sıfırı tüketen dünya yüküyle yele yamaç yağmura bulut.. Ziyaretin doğduğu yerden çağıran sessizliğe temelli göç eyler
….. HALVAKiTTE EYLÜL GÖCEBESiYiM MADEM ……. Gidiyorum artik Zeytinlere gidiyorum, ay salincaginda isildayip parlayan zühre kivilcimlarina Güz salkimlarina gidiyorum, igdelere incirlere Portakalmis turuncmus narenciyeleri palmiye dallariyla konu komsuluk ettigi Edirneyle ardahan arasi ve sinopla alanya kalesi Gül tenine askin ve sevginin tutkusu sinmis bulasmis Topraklarin delsine divane insan sicakligini eleyip süzüp harman ettigi Irem baglarina yediveren bahcelerine Ormanlara daglara denizlere gidiyorum Kozasinda güzelligin büyüsünü boyanip süslenen kasabalara köylere Ve polenlerinde ariyla kelebeklerin ötüsen kuslara kur yaparak Kanat cirpindigi yel kovanlara gidiyorum, balkovanlara.. Sepetlere dolan kaktüs yemislerinin dörtmevsimler yurduna gidiyorum Trakyaya harputa mardine midyata artvine sinopa Kimi yayla kimi ova kimi derin vadi kimi kizil irmak Ucsuz bucaksiz sari buydaylara yalniz agaclara dolu dizgin bozkirlara gidiyorum Firiktir fenikedir hitittir babildir iyonyadir yahut sümerdir Biraz ege esintisi, biraz akdeniz kayik yelkenlisi, biraz kum, biraz iyadeye kalan Vaktin bundan sonraki evi sokagi Fethiyesi… Cöküp yerleserek yeni öykülere tasinan hikayesi yazilmadik huzuru hissesine Bin yillarin damar damar insanlik mirasini evsindigi anadoluya gidiyorum Karli daglardan sirali göllerden iliklerime kadar sinmis sizmis Kesintisiz yagmurlardan ayazdan buzdan vikingten germenden ….karptlardan ve alplerden Hasreti ömrümün genclik caglarini gezmis yorulmus diyari gurbetlerden Cocuklugumu kundaginda hala el bebek gül bebek hayal ve hatirasinda Dün gibi saklayip sevgili bilen gelmis gecmisime, Günese gidiyorum gönül diyarina tohum toprak olmus sevgili ülkeme Madem ask iken bir yol bir ömür bin devran Biraz elvedalarda koyulup gidenlere hoscakal Biraz sofrasi kurulu sevinclere hali vaktin eylül göcebesi Ve kucaklar dolusu merhabalardayim madem…
….. ASOSYAL COCURTU ( kertiklemesine) …. Sidik yarıştırmasını..? Hadi diyelim Hadi Anlayıp kabullenmesem de kabul deyip anlayana tepe tepe kullansın kıyağı benden olsun Fakat akıl zevk merak hayal his duygu kafa kalıp gölge ve hayat yarıştırmak…? Benlik narkozunu kimsenin erişip ulaşamayacağı servete sermaye etme budalalığıyla İçine çektikçe cerahat cerahat şişen kabaran büzülen pörsüyen azalan azgınlaşan kördüğümleşmrye O yol ordan geçmez olur, o boru , o hortum , o dülger, o matkap, o delik deşiklik haraba karargah kurar Kendisini ortadan kaldırmanın azgın sapkın dehşetli çelenk kelepçesidir İnsana yapıştıkça yapışır İnsanı boğdukça boğar İnsanı bölük pörçük, lime lime ve dilim dilim ezip ufaladıkça ufalar Başkasının aferinine Takdirine Onayına Alkışına Tezahüratına Çapraz işaretine asimetrik kıskacına ve dümdüz yatay çizgisine yanıp yıkılarak Kendi üstüne devrilmiş bir kusnuk çöküntüsüdür her çöplükten dünya mülkü kazanmanın derdine düşmeler Ha bire limitsiz otorite Sınırsız imtiyaz Kayıtsız sorgusuz hükümranlık Eşsiz emsalsiz güç gösteriş irade yetki kaynak imkan ve ihtişam sahibi olmak yaratıklığına Sivri ve süper zekayı kendine cayır cayıp yakıp yiyip harcayıp bitirerek Bütün bozulmuş çürümüş kokuşmuş hastalıklı ve arızalı alışkanlıkların hiper aktivitesiyle cünüpleşip Ne üdüğü belirsizliğin abuk subuk sicilsiz soysuz sopsuzluğundan maskeler kodlar ve markalar kundaklanmakla Doğası gereğini yerine getiremez insan maskarasına devre mülk olmuşsa dünya devran Dağın ardından doğarken ay , ufkun ötesinden sökerken şafak.,suyun bağrında sönerken güneş Yıldızlar damda bulutlar gökte dün ve yaronyorgın yılgın yollarda Ve akıl hayal hırs ve hayat yarıştırıp tokuştururlen insanlar murdar olur Yerle yeksan olur Pisi pisine zıbarır ölür Yazdan kalma günün sıcaklığını üstüne başına yedire yaya Kıçını kalçasını bir o yana bir bu yana çalkalayıp kıvırtarak o kız o şehrin sonbahar sokaklarında, Ne sahilde fener yanar ne balığa gidenler geri döner O kadın da öyle, Elinde köpek belinde kuşa kuşağın kundağında çocuk akşam vaktini sallana sallana eve gidemez …O herif İskeledeki vapur kayık direklerine bağrını döşünü gere gere yan gelip yaslanamaz Kargalar hoplayıp zıplayamaz kırk beşlikler çalarken cevizlikte Akıl zevk hayal be hayat yarıştırarak makinaların ve cihazların kurup bozduğu dangalağa Sokaklar boş caddeler tıklım evlerin yüzü gözü pasak kir, solumaya ve yunmaya yetmez yağmurların cılız mecali Anahtar dersin Ahbap dersin Olurdu dersin olmazdı dersin çürümüş bir sakız gibidir laflayıp lakırdayan kilit kapı ve gargara Üstün zeka çağının dünyayı insana kiltleyip kapattığı cehennemin dibine çakılır ve saplanır herşey Ve kapılar örtüldüğünde dışardaki kıyamet Akıl zihin hayat ve sicil tokuşturup yarıştırarak varılan akıbeti furya fena, İçerdeki ceset morgundan intihar girişimli alış verişi tastamam ederek İnsanın üstünde anlaşılabilir sadece kan revan ağıt hıçkırık bela hiddet şiddet ve cinnet Soktatesten bu yana binlerce yıllık tutmuş ay gün hafta ve seneler ve bilmeliydin ki Bilecektin ki Biliyor ve farketmiş olacaktın ki Künyesini sorana cızbız kertiklerde asosyal yorup yığan al işte bildiğin dünya Bildiğin o bu şu öteki sıfat zamir ismiyle cismiyle burası orası veya bir başkası Hepsi dahil bildiğin o bu şu öteli veya tek başına toplamda sen kendin
…. TIMARHANE DUVARINA ÜCBES SATIRLA 2 …. Birim basi pul sayar, kupon biriktirir, kapcik yahut ambalaj sarar bükerken hayat, meraklisi insaninin istahini kabarttigi oranda A-SALAKLASMANIN murdar, geberik, muhtac, kevgir, mega, giga, tegra ve mendebur iliskisizligini tükürür kabizlastirir hem sinine hem de sinesine. Cünkü birim basi akil fikir hayat hayal his duygu düsünce…gibileri tokusturup yaristirmaksizin olup bitecek mebla degildir cesedinden ve cibiliyetinden habersize kovulmus sonsuz ölüm. Ki böylesi savma ve savrulma, ille ELiT BiLGELiGiN vahset dehset zulüm mezalim güncelli savaslarini, silahlarini, ilimlerini, bilimlerini AKIL EDIP ÜRETIR ve YAYGINLASTIRIRKEN, mecburen tüketimilmeye sundugu bütün degerler tomlamindan sönmüs sogulmus kavga nizah gerilim salgin doyumsuzluk ve mutsuzluk kulu ve kölesi insanlik bagimliligina kurulu BORSALAR tezgahini herkese haddinden fazla yetecek derecede sefalet yoksulluk gerilim bunalim hissesiyle dagitip paylastirdigi sirada elbette ki KURUL KARARIYLA degil, kisisel EGOLARINI doyurup tatmin etmek isteyenlerin hüner yöntem sifre formül gibileri labaraturlayarak icat eden BENLiK düskünü cinnet ve cehennem zebanilerinin payesinde veya sayesinde olup biten sabikasi kabarik cürümdür. Cünkü güzel, saglikli, güvenilir, inanilir, dayanikli ve saygin KALICILIK; sosyal-bireysel adini nasil ve ne sekilde yazdirirsa toplamda özgürlügü, paylasimi, sorumlulugu, kültürü, liyakati, ilgiyi, idraki, iradeyi, sanati…tüm toplumsal degerlerle yoran ve yoguran birbiriyle tokusup yarisan SÜPER ZEKA kusursuz ve mükemmelini her yolu mübah bilerek basari grafigi PARAMETRELERCE kullananin zevkine-keyfine hacic harac ölceklenmelerle degil, ORTAK AKLIN birbirini danisip konusup tartisarak saglikli cikarimlar yaptigi önemseyip önceleyen hassasiyetin emek zahmetleriyle hayatin dengesini dünyasini yurdunu ve yuvasini kurar. Cünkü keyfiyetin basina buyruk kükümranliginin borsaladigi akil fikir duygu düsünce hayat hayal ve insan tokusturup yaristiran intihar müessesesi insanligin tüm etkin degerleriyle beraber kokusturan ezen cürüten yozlastiiran ve bitiren sonunu getirirke, robot kapsülünde her sekil tüketim piyasasi ruhsuzluguna hormonlasmis SÜPER ZEKALILARIN ayni vampirlesmeden karakteristik bozukluklar hücrelenerek bozulduklari herseyi tüketim bagimliligi kirbaciyle kendilerine hapseden kiyameti ceker cevirirler. ORTAK AKILSA, toplumculugun onurunu haysiyetini dilini tarihini cografyasini dünyasini ilgisini iletisimini sicilini sanatini dünden kaynaklanan degerlerle yarina artirip cogaltmanin zinhinde ve kalbinde yasayabilmenin insanligina adanip armagan olan emek ve cabalar toplamidir. Bu baglamda DELISINE DIVANE olanlara sonsuz selam ve sevgiyle. Seyfi Karaca
…
DiPNOTUNDAN HAYATIN
….
Sıfırla ölüm yaşı arasında ayırdedici hiç bir özgünlük yok artık
Yılların ve yolların büyüttüğü yaşta bellekte bilinçte birikimde karakterde donanımda hiç kimsenin magazin kusmuklarına ve tüketim piyasası afyonlarına bağlı kalmaksızın kendi gerçek ve özgür yaşam dünyasından tanıklık ettiğiyle farkı olmadığı gibi yenilmişliğe yanılmışlığa biriktirerek çoğalttığı sorunlara çözümlemesi de yok.
Bu sebeple herkes özendiren ve alıştıran döküntü çanağında ne varsa birbirine çalıp bulaştırarak kimsenin saygınlığında kalmayan anlamsız dağınık dolaşımdaki tezgah ürünü ağız dil ve davranışları kullanıp tüketmekte. Anlam değeri gerçek karşılığıyla olsun olmasın donanmış yüklenmiş şiddetin cinnetin vahşetin kuşkunun kibirin baskının dehşetin gırla gezip cirit attığı ve kol gezdiği kokuşmuş çürümüşlük dolaşımıyla içgüdüsellik çalkamasından Aşkım bemişim gargaralayıp tükürmekte herkes en yaygın bilindiğiyle mesela.
Çünkü tahammülde toleransta paylaşımda ilgide iletişimde hiç kimsenin hiç kimseye itibarı samimiyeti ve saygınlığı olmayan; kibire hırsa ihtirasa mükemmellikçiliğe ve sürekli kazanan başarılara odaklanıp şartlanan insanlıktan çıkmış sapkınlıklarla hayatın sürüklenişi sırasında olası hata kusur sakarlık doğallık ve insanlığını ( birbirini kışkırtan ve birbirinden yapılanan hor hakir aşağılık bakan gören ve baskılayan bozulmuşluklarla ) kabullenmemekte.
Duyarlılığı samimiyeti emeği gözlemlemesi yoksa sahtekarlık üretir yalandan yapaydan para odaklı ihtişam gösterişli , mükemmellik şartlandırmalı ve denetimli serbestlikliğe mahkum kişilik ve kimlik. …
Türkiye… varsa yoksa içinde toprağında denizinde güneşinde göğün altında yapragın tomurcuğunda her şeyiyle yaşadığımız gerçekliğe sımcıcacık; tan yellerince günaydın, dünya incisi ve gelincikle ekşileşmenin ülkesi ve akşamüstü çayın tüten buğusunda aşkla yoldaş olmanın tutkusu , hasret ile hayale eşsiz emsalsiz gözbebeğimizdir, kutlu vatanımız kutsal öz yurdumuzdur, bir tanemizdir , her şeyimizdir, değerini kıymetini bilene.
Seyfi
….
GÜNÜN GÜZELLIGINE ve SANA SONSUZ TESEKKÜRLERIMLE
…….
Sevgili kardesim, sair-yazar HACI IBRAHiM SAGIR`a hithafen ..
Yel yahut su degirmenlerinin akintisina - rüzgarina kapilip da, kar topu, nur topu, ates topu…hepi topu dipten bucaktan her neyse dönüstüren arac gereclere muhtac, murdar, mahkum, minnet, aciz ve mahrum olmaksizin, YASAM ENERJiSiNIi veya KAYNAK DEBiSiNi israf yoluna harcamamak icin TOPLUMSAL CÖZÜMLEMEYI bireysel keyfiyetten öncelikli kilmalidir saglik sihhat huzur mutluluk edep güven saygi sevgi ihtiyatinda kendini bilmek ve bulmak dileyen insan.
Cünkü toplum cogunlugunu dengeleyip tartan bitmez tükenmez ihtiyac ve gereksinimlere bireysel keyfiyet simsiyahligini kaplayip örterek yapilan her süslü dekorlu AMBALAJ, gecici süreligine sarhos sendrumuyla insani yok sayarak kamastiran uyusturan ve kandiran aldanmalari saglasa da, narkoz etkisi gectikten sonra evvelki BOZULMUSLUKLARIN bütün hastalikli agri sizi sorun dert irinleriyle beraber kiskirtip kanattigi yerin kapanmasi asla mümkün olmayan cürümüs- kokusmuslugu katlayip en derin yirtiklardan ihmal edilen ve eden toplumlari istisnasiz her bireyiyle yüzlesmeye cekerek icindeki ölü insanligi tükürür ve kusar…
Biz…simdlerde MAGAZIN BAGIMLISI ahmakliga kul köle kilinarak ihmal ve ihanat edilen EDEPTEN EDEBIYATA tüm toplumsal degerlerin kokusmus cürümüslügü bedelindeki her insani yüzlesmeye cekip sürükledigi en sapkin , cani, yaratik, mahluk ve VAHSET bagimliliginin icindeki iltihaplasmalari disa vurdugu ve ciban basi durumundaki toplumsal cüzümsüzlüge bireysel yerinden kanayan ve bütün toplumu sabahtan sabaha kadar dönderip kivrandiran ve herkesin yillar yili kayitsiz ilgisiz soyut yapay kalmalar sonucu bir noktadan sonra kendini tanimladigi NARiN…NARiN…NARiN…NARiN..sebepler sonucunu senelerce yorduk yazdik irdeledik konustuk dertlestik söylestik sevgili kardesim IBRAKIM`le. Konusup yazmaya da devam edecegiz elbette.
Sesini telefonda duydugumda, okula gidiyormusum gibi bir sevinc, bin telas. Medrese Mekaninda görüselim dedisek de, KALE`ye karsi ve Sehrin Meydanina bakan yukari bir yer olsun istedik.
Yillardir bir türlü biz bize kesismeyen ve bulusmamiza engel tatil araliklarinin uzakligi sebebini en nihayet kocca bir hasret yanginiyla sarildik kucaklastik. Bastigimiz yeri sasiracak derecede üstü basi tütün kokan masada zaptedilmez bir sevincin dalginligini sanki her lafta her sözü birbirimizin dili ve keimelerinden aldik bizi bize yudumlayarak ictigimiz hasrete tastamam ettik. Saatler ötekileri kovaladi böylece, carsiya biraktigimiz horantayi filan töbeki unuttuk. Dertlestik de, hüzünlendik te, güldük sevine sevine bir olduk ta..Doyduk mu bir birimize, ne gezeeeer, diyerek, nicelerimize ve öteki bulusmalarimiza birbirimizi sarilip öpüp koklayarak görüsüp kavustugumuzun hatirasi essiz ve emsalsiz efsanesine birbirimizin ismini yazip yeniden görüsmelerimze ismarladik.
Günün güzelligine ve sana sonsuz tesekkürlerimle canim kardesim IBRAHiM.
Kardesin seyfi.
…lafin sözün daha ötesi ilerisi berisi siirin hakkiydi her daim…
…..
EYLÜLCELERE
……
Eylene söylene dünya dedigin bir avuc toprak
Bir yudum su
Bir sehimlik ömür nafakasi
Bir perdelik isik ve gölgeler oyunu
Dünya dedigin, bir uzak yer, bir yakin yol, bir garip diyar, dünya dedigin..
Bir rüyalik arzuhal perdesi ve bir görümlük hasret kapisi,
icinde sakladigi sirra mesken misafir insan dedigin bir solukluk can..
Döner bu mekanda saat
Yol isler
Ilmek baglar kördügüm
Evler yapilir bozulur, yel eser, ates yanar, insan irgat durur kendi kendine
Güz olur, günes sogur, dünya bir toz duman harmanidir
Eylülcelerden,
Savusur gider gülümserligin yanaklarina dokunarak avludaki hayat..
Iraklari getirir götürür konar göcerlige yaban kuslari
Zaman degirmeninde herkes sirra kadem saklambaclar sürer savurur
Dünya dedigin bir dönümlük hasat mevsimidir kimi kederin kiracinda
Kimi irem bahcelerinde huzurun…
Seyfi Karaca……..Eylül / 24
AKLIN ne darasi vardir ne kostünü ne bileti ne ambar cüzdani ne emanet kapisi ne dükkancidan ortaya karisik ambalaji sevgili GEREKSiZ MORFi. Kendini hic bir hacize ve tenezüle egip bükmeden yasatabildigin senindir. Sendendir. Bu kadar bozlmusluk kiri ve pasi icerisinde bu delilige akil yormak her sosyete erbabinin üstesinden gelecegi ve kalkacagi is degildir. Demek ki bu diri diri insanlik ölüsünü gömerek yutan koca cöplükte ve sonsuz boslukta tutunmaya calistigin cirpinislarindir, bence hic büyüme ve hep öylece deli divanelerde insan kal...
Aklımın çıkmazlarında arıyorum hiç var olmayan birini, bana deli diyenlere şaşıyorum hangimiz akıllı ki . Onlar bilemez kimsesizlikten dert yandığın çiçeğin soluşunu izlemek nasıldır, onlar bilmez hayali olmadığın birinin her gece hayalini kurmak nasıl bir ızdıraptır , onlar bilmez onlar hiçbir şey bilmez . Ya hayallerimde olmasaydı kime sığınırdım her gece kim isterdi ki beni küçük dünyasında zaten yeterince yalnızım soyutlandığım bu fani dünyada...
İnsan insan derler; insan nedir bildin mi sen?
……
FiLISTiNCE SIZLAYAN YARAYA
……..
Duvarlar…
Egriyi dogruya ipte salinan kuyu gibi
Ucurumlari birbirine egirip ören duvarlar
Kasali sarjörlerden kursunlara delik desik ve omzundaki dünyayi unutulmus bayramlarda
Esir pazarligina
Gün ortasinda ve sabaha karsi cölden basraya, ölüdenize ve sahra cicegine
Iraktan Filistine kac gün kac sene bilmem kac yüzyil
Barismasini bilmeyen savaslarin cayini sekerini eskisi bile kalmayan minderlerde zehir etmis
Insana yamali bir kiyametin önünden ardindan
Kaynayip kuduran depremlerden daha siddetli, daha cok
Kölen olayim dercesine kizlar kadinlara, kadinlar kül benizli yara bere icindeki cocuklara
Insanligi hic kimseye hatirlatan
Bütün tabelalar sökük
Koridorlar hortlak
Bahceler viran, pencereler dilsiz, duvarlar delik desik
Her dam havaya ucurulmus yirmili yasin gencecigi
Uzun kuyruklara durmus ölm gibi cöken bir kabusun yersiz yurtsuz cölüne
Gökten yagmur degil
Kar degil
Kirci degil
Tipi degil
Huzur degil güven degil mutluluk degil
Sadece ölüm kusan cinnetin bir dahaki sabahina vedalasan sonsuz siyahlik
Kahretsin….
Lanet olsun…
Tövbe yeminler olsun ki cehennem zebanileridir köpeklesip kuduran
Azgin kuduzdur insan degil..
Seyfi Karaca……..Agustos / 24
….
DELON DELLETİNE 3
…
Hız zaman mekan mevki nüfus güç gösteriş otorite servet saltanat makam ünvan her konuda ve her alanda acımasızca yarışarak rakipsizliği elde etmek için duyarsızlığı ve markalaşmayı getiren ve bu uğurda tüm insanlığını yitiren makinalaşmış sanayileşmiş her şeyi sinemanın parlak yüzlü kadınımdı erkeği ve her tarafından şehvet fışkıran kadın tiplemesini sermayesi olarak kapatan sinema her şeyi giderek menfaati ekseninde eşyalaşan bozulmaların Emmenuella- Isabella pornoğrafik serisinden önce Birjit Bardot” u ve Alain Delon’ u hayal perdesine mimleyerek görsel pavyon sermayesi olarak kapattı.
Hiç kuşkusuz ki zifirkatranı uçsuz ücralar sonsuzunda geceyi sarıp kuşatan yıldızların kamaştırdığı tarifsiz tanımsız duygusal çalkantılı etkileşimler gibisi, karanlığın içinde oturan salonların hayal perdesiydi aynı büyüleyici ve etkileyici doğurganlığı ve doyurganlığıı hayat gerçeğinden öykünerek beslenen sinema.
Bu yüzden tüm diğer sanat dal kol icraat ve kaynakları gibi toplumun bireyin ve insanlığın bütün sosyal içerikli ( çünkü çoğul katılımcılığı kapsayıp hitap eden hassasiyetiyle) müjde sezgi duyum bilinç tavır duygu düşünce itiraz gözlem fikir bildirimleriyle sorun ve çelişkilerine her türlü ilgi ve yakınlıkta aklı fikri ruhu gözü kulağıydı sinema.
Oysa Alen Delon ve Birjit Bardot gibileri aynı kulvarın eşzamanlısı deyim yerindeyse adeta süslü salonların kiralık garsoniyesi veya oyna deyince het çalkalamaya oynayanlığın kenar köleleri saplam gutmuş kadın kostağı erkek fahişesi lisansına, tüm bunların aksine ve hiç birine şöhretlikleri süresince varlık duyarlılık göstermediler ve hayatlarını her zaman tanrılar gibi tapılacak ilgiyle el üstünde tutulmaya odaklı ünlüler çöplüğünde yarım bırakarak hayatlarının görünmeyen kısmındaki acımasız yalnızlığın bütün azap verici öldürücü ve kahredici şizofrenleriyle murdar olup gittiler.
Bu sebeple ömrü hayatınca Cezayir Vietnam da de Ruanda’ da diğer Afrika kıyı köşelerinde Orta ve Uzakdoğu ‘ nun her yerinde akka hayale gelmedik vahşet düzeyli katlamlar ve soy kırımları yapan Fransa” yı görmez duymaz bilmezden gelen bayat numaralara yatarak, yeryüzünde olup biten hiç bir haksız hukuksuz insanlık dışılığa ilişkin onurlu duruş ve tepki sergilemeyip her Fransız şöhretlisinde olduğu gibi Türkleri önyargılı Avrupa tipi fetişist dolgulamaların ırkçılığıyla söz verdiği İstanbul randevusuna gelmeyerek Erşvan’ a gidip orda bunlar soykırımcıdır diye üçüncü sınıf sahne sergilemesi, çaptan gözden düştüğü şizofrenik alçaklığa depreşmiş travmalarını susturup sakinleştirmeye çalışan Alain Delon” un piyasa ünlüleri vitrinindeki görünen kıza benzer cilalı yüzünün arka çöplük gerçeğinde tüm hayatını hortlak etmiş zavallılığın inancı yitik hayatı kayıp kişiliği ve kimliği intihar arızası ve tezgah laçkası kokuşmuş çürümüşlüğüyle en son kertede bütün insanlığa ve dünya değerlerine kin besleyip lanet okuyarak şöhret soytarısı olmalar uğruna kendini öldürünceye kadar sallanıp sarkan rol kesme repliklerden hayvan mezarlığına sığınıp tutunmaya çırpınarak hayattayken ölmüş .moruklaşmış vasiyet ve veraset sahipliliğinde kendine son verdi.
İnsanların kıyaslayarak aynı seviyede yorduğu rahmetli Cüneyt Arkın’ sa tam tersi ait olduğu toplumunun ve insanlığın inandığı bildiği doğru ve yanlışlarına zıtlıkların çelişenlerenden temize çıkması uğruna hep insan tarafında kalarak hak hukuk güven özgürlük iyilik sevinç kaygı adalet vicdan hoşgörü paylaşım saygı sevgi dil kültür cesaret yiğitlik doğruluk dürüstlük mertlik kanun ilim bilim değerlerinde hiç ödün vermeyen açık yüreklilik ve kararlı duruşuyla daima çoğulcu hayatın tüm ortak dengeleyenlerine toplumsal saygıyı kültürü bağı son nefesine kadar yitirmeyip kavgasını verdiği azmiyle ve inancıyla; çocuklarının babası Türk toplumununsa zerre kadar Delon benzeşmesi olmayan ve nasıl inandıysa öyle yaşayarak tamamladığı kendisiyle ahirete göçen insan güzelliğindeki ölmez eskimez örnek rol modelidir. Hatırasına sonsuz saygıyla rahmetlinin.
Aşagıdaki şiir ordandır …:
DÜNÜGÜNÜ
Zaman kavramını silip süpüren
Gökyüzüne saçın sergen olmuş yıldızlardan biri de benim ladesim olsun diyenlerindir
Ağır ağır
Dizim dizim
Sıralanmış gökyüzü kolyelerine gerdan kırarak döner insicam , kainat büyür, güneşten kamaşarak
Gece Şuh fenerinden med cezir olur, sular köpürür kabarır taaa ki gğnaydın olacak serğvenlere
Yoklaması geleninse eninde sonunda künyesi çağrılır okunur
Olmadıysa
Bugündü
Yarındı derken rahmetli olmadıysa, herkes bir gün ölüceği kesin kaidelere
Farkındalığına varıp
İnsan Farkıyla yaşadıysa vasiyeti aştır
Geride kalanlarına cümleten sabır selamet
Seyfi Karaca. Ağustos/24
….
CAYIR CAYIR INTIHAR TUTUSURKEN IZMiR
…….
Meclis…
Milleti toplumu hice iplemeyen kiyak kaymakliliga meclis
Dört yil boyuunca hic bir yoklama gününde yerinde ve koltugunda bulunmayan
Isini gücünü söhretini nufuzunu saglama almalarin ihalesini kovalamakla gününü dolduran
Ve dört yil sonrasi okkalisindan emeklilige kendi kendini sevk ettirmenin derdiyle
Bütün hisim akraba tanidik ve yakinlarina
Tatilde sefada sayfiyede saglikta kaplicada döner kulade yüzer havuzda
En ayricalikli toplum üstü imtiyazlarin vekilligini damgalanmis mühürlenmis vaziyete meclis
Ve toplumu milleti haricten gazellerin sefalet kapisinda birakma istismar ve ihanetiyle
Aldatip oyaladiginin muntazam zeminlerini dayanmis dösenmis
Meclis…
O partiden bu partiye oynak kaypak gezgin ve satiliklarin keyfiyetiyle odakli zimmetli
Temsil ettikleri iradeyi sahtekarligin daniskasina cirolayip transfer ederken
Trafik terörünü
Cevre kirliligi canavarini
Kayit disiligin haydut haramilerini
Ve kanunsuz hukuksuzlugun yagma yikim cellatlari ve mafyalarini ihya eden kacaktan
Alistirilarak herkesi kaniksatan ve kabullendiren kayitsizliktan evvelkiler
Ve ormaniyla dagiyla kusuyla cekirhgesiyle ötekiler gibisinin tipkisi
Cayir cayir intiharlardan kivilcimlanmis yanginlara yenisinin kundaklandigi
Izmir yandi tutustu kül oldu izmir…
Izmir yandi tutustu kül oldu izmir…
Izmir,
Yandi yandi tutusu küloldu izmir…!
Seyfi Karaca………..Agustos / 24
….
CAYIR CAYIR INTIHAR TUTUSURKEN IZMiR
…….
Meclis…
Milleti toplumu hice iplemeyen kiyak kaymakliliga meclis
Dört yil boyuunca hic bir yoklama gününde yerinde ve koltugunda bulunmayan
Isini gücünü söhretini nufuzunu saglama almalarin ihalesini kovalamakla gününü dolduran
Ve dört yil sonrasi okkalisindan emeklilige kendi kendini sevk ettirmenin derdiyle
Bütün hisim akraba tanidik ve yakinlarina
Tatilde sefada sayfiyede saglikta kaplicada döner kulade yüzer havuzda
En ayricalikli toplum üstü imtiyazlarin vekilligini damgalanmis mühürlenmis vaziyete meclis
Ve toplumu milleti haricten gazellerin sefalet kapisinda birakma istismar ve ihanetiyle
Aldatip oyaladiginin muntazam zeminlerini dayanmis dösenmis
Meclis…
O partiden bu partiye oynak kaypak gezgin ve satiliklarin keyfiyetiyle odakli zimmetli
Temsil ettikleri iradeyi sahtekarligin daniskasina cirolayip transfer ederken
Trafik terörünü
Cevre kirliligi canavarini
Kayit disiligin haydut haramilerini
Ve kanunsuz hukuksuzlugun yagma yikim cellatlari ve mafyalarini ihya eden kacaktan
Alistirilarak herkesi kaniksatan ve kabullendiren kayitsizliktan evvelkiler
Ve ormaniyla dagiyla kusuyla cekirhgesiyle ötekiler gibisinin tipkisi
Cayir cayir intiharlardan kivilcimlanmis yanginlara yenisinin kundaklandigi
Izmir yandi tutustu kül oldu izmir…
Izmir yandi tutustu kül oldu izmir…
Izmir,
Yandi yandi tutusu küloldu izmir…!
Seyfi Karaca………..Agustos / 24
….
HUNAM KINAYE
…..
Zengini yoksulu
Sohbet muhabbet
Beşikten mezaraydı saygı sevgi
Ve taa evvelisinden kalem yokken,
Kağıt yokken
Ve sadece söz
Yalnızca söz
Çakmağın ateşlediği tabakadan tütün sardırmaktan çok daha uzun ömürlü
Ve üstünde kumaşı eskiyen bütün urbalardan daha çok kıymetliydi yalınçıplak insan
Tek başına rağbet gören itibarda beyana dayalı söz iken saygı sevgi ve karşılıklı güven..
Gel gör ki halde vakitte içler acısına azap kezap dünya hanemiz ve insanlık güncemiz
Kime çektiyse artık lafını kifayetsiz masum kibar geçersiz ve hükümsüz bırakarak..
Damardan yediği bozuk karışımlar sayesinde herkese benzeyen
Fakat hiçkimse olamamaya bulaşık ve çamurlaşmış
Ortalık bir anda çatırdayarak dehşet saçan husumetle yandım aman
Bozulmuş dağılmış yoldan hizadan çıkan bozguna durmayın
Durmayın devam edin anonsunun kanca taktığı
Tekme yumruk kafa kol diz dirsek
Tüm bunlarla da kalmayıp vucut takım ve organlarının yetmediği yerden
Taş sopa demir çubuk zincir kazma balta halat çelik..
Ellerine ne geçirdilerse birbirine geçirip girişerek
Yaralı bereli ölü yahut daha beterine yere yıkılıp serilmelerin
Başına gelmeyen kalmadığı pilakası ezik kalıbı yamuk boylu boyuncası hükmen hurda
Gerek ruhen gerek bedenen mutlak surette arıza ve sakatlıklar çöplüğüdür
Arkadan dolaşan ve asılsılsız fesat fitnedir
Kundakçıdır
Tetikçidir
Arabozucudur
Çaşıttır
Sahtekardır
Dolap dümen ne ararsan gani gani ganisiyle
Kimlikleri belli
Faili ve cürümü insanlık dışı kadar sabıkalısından suç..
Eksiklik alçaklık eziklik ve yoksunluk duygusuyla bütünleşik
Kör topaldır genelde
Kendi benzeri olmayana kin güdüp karınsızlık eden bağnazlık küfünün
Üstüne yakıştıramadığı
İçine sindiremediği
Her şeye kin güder bugs eder kıskançlık taslar çelme çalımların muhbirci ihbarcı pususunda yatar
Ayakçıdır genelde
Yalakadır genelde
Yancıdır genelde
Yalamadır yaltakçıdır yalcıdır
Genelde yalpa yamuk yardakçıdır, hindir , sinsidir, çarkıttır, çürüktür, eziktir, çoraktır, çöpçatandır
Yedektir hep..
Ortak hayatımızın dibine temeline köpürüp püsküren azmış kudurmuş pisiko manyan mayın
Yuvalanıp döşendiği tahrip ve tahrik kalıplarına akıl fikir fakiri
Ud ihtiyat yoksunu
Cinnet ve cinayet imalatçısı, kirişini kontrolünü kaybetmiş hortlak zıvana
Seyfi Karaca…. Nisan/24
….
HERDEM SEVGiLi
………
Haritasi vardiysa
Deli divaneydi sevgi sayginin adresi
Cirpinan yürekte atesin sargin yanginlarina kor körük
Cesareti vardiysa ancak kitabi kalemi vardi kanun nizamin
Ve ancak kitabi kalemi vardi yazacak diyecek derdi davasi duygusu düsüncesi olanlara
Derdi merami vardiysa ancak siir siirdi, degilse avanak aglatan sefil yoksul zikkimzemberek
Kavradigi
Sordugu
Sorguladigindan kelli özgün kisiligi vardiysa, inanilir samimiyette karakter sahibiydi
Sanat edebiyat ve dahi her kisi....
Her kisi kendi degildiyse sözün sayginin onurun itibarin hic bir eder kiymeti yoktu
Ibadet edip mülk mal hirsizlayanlar gibiydi soyut sahte maskeler altinda
Piyasaya uygun ezber pozlardan caka satiyorduysa esir boncuklariyla süs kenarinin
Konar göcer kelepiri ve yanar döner müsveddesiydi insan mekanizmasinin icindeki
Ve disindaki furya magazincisi ariza..
Oysaki,
Akli vardiysa ruhu bedeni de vardi yerin gögün pusulanin ve saatin
Insandiysa aklin fikrin ehil erbabiydi dün ve yarin,
Öncesi bilinmeyen
Sonrasi hic bilinmeyen kimin hangi satte hangi pusula devresinde
Vicdani vardiysa nerde ne zaman ne olacagi belli özgürlüktendi
Özgürlügü vardiysa insanin dogdugu ve öldügü yazili olan
Mezar taslarinda degil aklindaki sevgili ve kalbindeki kütüktendi
Akli kalbi vardiysa ancak
Sanat insandi
Insan söze yaziya siire edebiyata ve sanata meraki hic gitmeyen
Tutkusu hic bitmeyen
Dili hic susmayan
Akli fikri vicdani hic sönmeyen ..
Gözleri gören, sezgileri duyan, ilim irfani her derde derman
Siirin sanatin kalbi vardiysa
Sorumlulugundan kacmak sinmek kaytarmak ve saklanmak gibi matrak maskaralardan
Piyasalar süsleyip donatan MANKURTLASMA enayiligi yoktu siirin
Sözün
Edebin
Edebiyatin ve sanatin..
Herdem ve herdaim,
Ve böylece aklin vicdanin isaret ettigine kimsenin kulu köpegi olmamaya özgürce
Aslimiz asaletimizde mülkü serveti olandi zaten ask ve insanlik
Senden okuyup ögrendikce sonsuz ölümsüz oldu aska özdes hersey
Ask güzelinin sila yurduysa
Essiz emsalsiz
Hem sevgilimiz hem de vazgecilmezimiz TÜRKiYE`dir
Seyfi Karaca………..Nisan / 24
…..
MÜJDELERiN EN GÜZELINE ASK OLAN ÖMRÜMCE
…….
Dediler ki…ismi niteleyip tamamlayan SIFATTIR. Fiili eyleme geciren güclü kuvvetlilikse Zarfinan Zamir. Yoksa, dil bozulur laf bozulur söz bozulur ilim ikrar cer cöpe zarar ziyan olur , ki…insan kendi yerini terkettigi kör bulanik bozgun yerdeyse kaliplasmis kemkümlerle tekrar eder durur acisi kederi kahri derdi davasi sancisi ve eziyeti dünya vakti zamanin..
Olduysa, bulduysa, ettiyse, kendisiyse zor güc belalarin üstesinden gelen zaman zuhur insan ve kainat, tam dengi dengine gelmistir seven ve sevgili olan sihirli gizem.
Astir kökten sacaga sacaktan dala daldan göge gökten yere kaplayip kucaklayan sihirli büyülü devran..
Ismin yerineyse zamir edat o veya bu su gibisinedir.. Fiilde derinlere sardirarak yük cereme dert kaygi kasabeet sorumluluk yükümlülük evet ve mutlaka ammmaaaaa..
Ettik gittik olduk eyledik ve gördük madem..Simdi SEFASINI SÜRMELERiN TAM ZAMANI ve yeridir. Ey deli divanelere sevdali ve tutkulu gönlüm, ömrün bunda daim olsun ve zaten yerin yurdun olan nerde aksam orda sabahlarcasiyla askin HASBiHALLERiNE hos geldin.
Seyfi.
..
SEVKÜLLESiNCE HORTLAK SEKiLLi BOP KAYIT
…….
Süt…
Süt ve su
Süt ve su ve toprak
Süt ve su ve toprak ve kök…
Sicilini sacaklandigi ve filzlenerek boy verdigi hayatin görünmez derinliklerinden
Görünür dallarina ve göklerine bezenip donanan alindan yesilinden
Bütün sesleri renkleri ve canli cansiz bütün envai cesitlilikleri
Insanligi olmayan tabiatsizliga bozar kirlenirse minel cinnetin
Osmanliyi hacize koyan darbimeselden
Ihanetin ve hainligin bini üc paraya,
Duyunu umumiye canagindan cömcelenmis bitlenmis
Yerli görünümlü yabanci usaklarinin eski küf hücrelerinden cillenerek
Kusnugunda ve kursagindaki zehir zikkim yüklü her madde bozuklugunu
Kullananlarin aferinine bop kontenjan aciklarindan puanlayan birinciliklere
Büyük pay kapma derdiyle kücük finoluk yapmak icin her tezgahta dört dönen
Sinirsiz isgallere
Sinirsiz sorgusuz yagma vurgun soygun talan ve yikimlara
Engel gördükleri cagdas ilerici saygin gelismis ilkeli kuralli Atatürk Türkiyesi`ni
Ve bütün saglam dayanikliligin liyakatli güvenli üreten gelisen büyüyen
Inanilir güvenilir hukukun üstünlügüyle esit yurttasligi önemseyip önceleyen
Aydin yarinlarin Türkiye Cumhurriyetini bir türlü icsellestirip sindiremeyen
Niyette
Amacta
Cikarda
Ganimette
Yikimda
Ayni gayrete sirketlesmis haydutlugun
Eski bogazici holding sosyeteleriyle, bugünün bop türevleri ayni hücrede sarmas dolas
Gericiligin uluslararasi militanist yobazligina bütün piyasa yazilimlari
Bop merkezli patron tanrilarca tek elden
Catisma kültürü ve toplum avanaklama üzerine kurulu sürekli siparislerin
Isbirlikciliginde ahlak inanc din kültür had hudut kimlik ülke ve toplum tanimayan
Siyasi manevrali menfaat odakli öncelige hergün bir yenisiyle
Bazan da eskilerini kendi kendine karistirip bozan sinek vale papaz..
Istismar markali hortlak iskambilin
Kefereligine diri diri kurtcuklasir, egrilesir pustlasir, hic sasirtmayarak
Sevküllesir hersey..
Ki…
Türkiye kadar güzelsin sevgili Atatürk
Ölümsüz sevgiyle
Türklügün ve yigitligin sen kadar , bizimlesin
Seyfi Karaca……..Subat/ 24
……..
TERCiH MESELESIYLE HAYAT SANAT
…….
Kime inanacagim neye güvenecegim temel sorunu ve sorusunun karsiligina, bir arti birle baslayan evli barkliligin bütün baslarkenki ortak yasam deger ve sevincleriyle kurulmus olan istek arzu karar haz heves düs rüya hayal arzu umut dilek ve beklentiler toplamini badanasi boyasi zevke göre ve altindan kalkilamayacak zorluklarla kurularak kefalet bedeline mutsuzluk ölcegini koyan pahadaki her baslamadan biten iliskisizligi hemencecik bozgun külliyatli bosanmalara sürükleyecegi hacizlik töhmetiyle, yüzüktür ceyizdir dekordur kostümdür kurdeledr tantanadir gösteristir müziktir danstir garnütürdür locadir gisedir…giris cikisi ayni kavsakta kesisen süslü salonlarin daha esigine atilan ilk adimla beraber birlesmeyen ayrisanlari oraya kulplanmis kaynaklanmis mevcutlu duruma dahil bütün figüranarin sahitlik tanikligiinda ve ilk cikan hir gürde bosanmaya götürüp sepetleyeceginin garanti belgesidir.
Soru, özgürce arastirip irdelemesini bilenler icin hayati hale yola koymalara iliskinligi acisindan her durumda nedenselligi doguran cevaplar bütünüdür cünkü.
`Adam veya kadin, kirsaldan bütün birikmis tikanmis ekonomik sosyal siyasal kültürel siyasi her bakimdan cöküsleri beraberinde getiren ve gelecegi görünmeyen acizligi oldugu gibi yüküne sarip sirtlayarak; söküp sürükleyen ve sürgünü mutlak eslimiyetlere mecbur birakan kokusmus cürümüs yiginlasmadaki sorunlar zenginligine hic bulasip dokunmadan kopup geliyor; ve sehir denen dev masalinin her bakimdan insan boy ve bedenini diri diri yutarak gömmeye canavarlastgi büyüklük ölcegine hantal lümpen basibos yalpalayan savrulmalarla hem sehrin zamanin hemmekanin hem de kendi geleceginin bütün arzu niyet dilek istek hayal ve beklentilerini harfiyyen ve hatta kendi rekorunu kendine kirdiran erisilmez emsalsizlikler ziyadesiyle kotarir kurtarir,kahramanlasir, devasa masalin herkesi kendine hayran biraktiran fenomenlesme yerine koyar getirir..`..
Yok böyle birsey tabi. Insanlik tarihi boyunca da fizigin matematigin felsefenin biyolojinin kimyanin sosyo ekonpminin hic bir zaman böyle bir tanimi veya kaydi olmadi, görülmedi.
Cünkü kütleler ve küümeler birbirine ayrismaz iletisim cekim itim cözünüm kuvvetiyle ayrisir veya bütünesirken, hep hafif kücük azinlik olan,gerek eksende gerekse düzende agir büyük ve cogunluk olana aitlilik ve baglik mecburiyeti vardir. Bu yüzden bütün yarim eksik bitmis kokusmus cürümüs tikanmis eksik aciz yetersizligiyle KIRSALDAN KENTE sürüklenen kontrolsüz göcler, sehrin etrafinda dibinde tavaninda ve icinde zaten kendine has biriken cözümsüz tikanikliklarla beraber, hastalikli sorunlu kirsaldan getirdigini de döküp bosaltarak iyiden iyiye cökmüs cöreklenmis intiharlasmaya kamburlasan; ve hep ÜST ZÜMRENiN oldugu yeri gösteren imrentilerde ayni SOSYETE gösterisine seckin sinifliligin ayricalikli üstün imtiyazli yerli ve yerlesikligini buldugu her firsatta uyusur, degisir, baskalasir ve bütün heba edilmis insanlik degerleri pahasindan yabancisi oldugu sanal yazilimli masalin SEHIR EFSANECiLIGiNE sürüklenisini durduramayan kirsalin kücük kütlesi, sehirde zaten var olanlarla bütünleserek kokusms cürümüslügün görgüsüz ve gösterisli makinasina bütünlesir ve dönüsür.
Bu yüzden bu noktadan sonra ORTAK YASAMANIN ONURU SEVINCi KAZANCI ve HUKUKU adina hic bir kanun kural kaide inanc itibar vicdan özgürlük sanat ilim bilim ahlak düzen dinamik deger taniyip bilmemeye kendi kaderine terk edilen hayat; sürükleyenlerin haydut haramiligine dönük maddi manevi menfaat cikarciligindan baska önceleyip önemsedikleri inanip güvenilebilinecek ne bir din vardir ne cark ne isleyis ne denetim ne devlet ne irade ne kimlik ne karakter ne de kisilik.
Hersey herkesi sasirtacak derecede türlü hile dümen boya dekor süs rüsvet avans avanta maske operasyon organizasyon azarlamatürübün tezgah siddet zorbalik dayatma baskilama tezahürat saldiri cöküs cullanis abluka kusatma korku tehdit istismar vesairelerle birebir GERCEGINE YAKIN aldatmaca ve kandirmacalarin kendi basina herseye hükmeden; hickimseye hesap verme gibilere sorumlu ve yükümlülügü olmadigina inanan; diledigi keyfiyeti din iman kimlik ilim sanat edebiyat diye inandirip tapindiran; herkesi mecbur ve mutlak uyumlu esarete kendi kendini tanrilastirmanin her deger yitimiyle kazanilmisligin bogustugu sorunlar market ve markasinda sürü bagisikligini servet sermayeden bilerek sorgusuz denetimsiz soygun sömürü carkini isletip dönderme derdini davasini yidip gütmeye baslar.
Bu bakimdan daha gösteris pariltisi ve tantana gürültüsü sogumadan, kimsenin yüzü karakteri kisiligi kendine ait olmadigi kirli kahirli birbirinden bulasan hastaliklara dekor pazarlama eglence moda market ve esaret cürümüslügü endüstrisinde herkesin hic kimselestigi dekor kostüm boya maske damga cehre baldir bcak boy gövde gösterimleriyle dogudan dogruya BOSANMAYA giden yüzzük ttakma cikartma sanal ve soytari törenselligi, yeni KIRSAL`la evvelki SEHiR haydut harami sosyetesini birbirinden nispetlesen hirs ihtiras ahkam kibir lanet doyumsuzluk ac gözlülük küfür kahir asagilasma böbürlenme ve yaratiklasma ve alcaldikca adilik sifattan özneden ve yüklemden düsüklük gösteren yarislarla herkes herkese ALABiLDiGiNE GERCEGiNi veya GERCEGE YAKININI göstererek ORTAK ORTAGA hemfikirlilikte alisilmis yagma yikimlarin sürekliligini saglarlar.
Cünkü sadece gercegi veya gercege yakini göstererek hayatin bütün onur haysiyet adalet akil fikir emek hukuk vicdan ilim bilim yol itiraz tepki tavir durus yönüne - kayitsizligi herseyin kilidini cözen cilingir prensibi edinerek – iyiyi dogruyu degerliyi güzeli temizi güvenirliligi huzurluyu bildiren ve isteyen israrli inancli etkin ve kararli iradeye TARAF olunmayan; ve kenardan kivirttigi maskelenmis istismarciligini örtüp kaplayan soyut silik edilgen kaypak cikarci menfaatci NIHILIST vurgunlarin avcisi sanat siyaset ilim bilim edebiyata dair ne varsa kurdugu sahtekarlik sanayisi sayesinde bütün sayginligini islevini itibarini ve icerigini yitirip kaybederek YENi DÜNYA DÜZENi ölcekli BOP tasarim ve teskilartina yedekten eklenen kayirmaci destekci külüstürü sürsaltanat soytariciligindan baskasi degildir.
Ve buranin; yani KIRSAL`dan gelenlerle EVVELKI SEHiR sosyetesi, ortakca rahimleesip dogrdugu yeni ve cözümsüz sorunlar serveti üzerinden yigdigi sürükledigi depoladigi esaret kalabaliklarrina süpermarketler tapinaginin tanrisi kesilerek, sinema repliklerinin sürekli eski artiklardak kesitler kirparak güncellestirdigi gibi YANLISA DOGRUYU ÖGRETEN onurlu ve saygin ögretmenlermis gibi hic de öyle bunalimli sorunlu ÜST TABAKA ( zengin kiz fakir oglan diyalogundan ) kilasik ve bildik ayak oyunlari gezip tozmazlar.
Onlarin dünyasinda bambaska eksende hususi denetimli gözetimli ve donanimli dokunulmazligi garanti; ve bütün soygun sömürülerin en seckin her bir ihtiyacinin en lüksünde engelsiz sorunsuz temin edilip özenle karsilandigi kendi evrenlerinde dönüp dolastiklari; disardaki kakabalik yiginlar dünyasindan bi haber bütün kaynaklarin bir avuc azinlik olduklari tanrilasma kutsalligina kendi kendileri cöküp cullandigi dertsiz kaygisiz ve bulundugu ülke toplum cevre mahle civar dertlenme ortaklasma paylasma ve degerleriyle hem hal olma gibi ne bir kontaklari vardir ne ugrak dolasim birlikteligi ne de caresini cözümünü bulamadiklari agir depresyonlu bunalim yahut krizleri.
Cünkü sadece gercegi veya gercege yakin olani göstererek hayatin tüm celiskiler yumagini icinde yozlasarak kokusan yikima ve cürümeye terkedilen haydut haramiliklere kayitsiz ilgisiz cekingen bunak soyut istismara maskelenmis SANALDAN yapilip islenelen sanat edebiyat sinema siyaset yol ilim irfan icraat egitim ulasim veya tüm diger sosyal dokuyu kuran ve isleten degerlilikler, satildigi tezgahin pahasina göre kimliksiz ve kisiliksizlikter rakip tanimayan ganimete düskün sülüklügün ve sinekligin imar barinma arsa arazi yagmasindan baska ekokültürü olmayan BOP iskan ve iskambil kozlari gibidirler.
Oysa sanat insan olmadan evvel, yani sanat insanlasmadan evvel, yani sanat insana ilisip bulasip dokunu insani isletip dokumadan evvel, DÜNYASINA hic bir satilik etiketin maskara manyagi ve kullanisli BOP soytarisi olmadan duyarli ilgili bilgili deneyimli egitimli öggür GÜVENLI INANILIR saygin adil dengeli bilincli cesaretin; biriken veya var olan sosyal siyasal kültürel ekonomik dert ve sorunlara Iyiyi dogruyu güzeli mutlulugu huzuru ve tüm diger ezbersiz heves ve hayalleri etkin katilimciligiyla isteyen israrda tepkide durusta ve tarafta olmasi gerektigi gibi, tüm bu tikanikliklari yönlendirip yönetebilen cogunluga aklin fikrin vicdanin onurun ahlakin kisiligin ve karakterin neresi oldugunu gösteren BILGELIGI olmasi gerekir ki…sanat edebiyat sinemagilerin adina yakisir sayginligi inanirligi ve güvenirligi olaydi…
Ilkelligin ilkesiz kuralsizligina kapilmis ve sürüklenip götürülen derin yaralanmisliklarin devamli birbirini kollayan denetleyen izleyen gözetleyen korunan kolacan eden kusku süphe karamsarlik endise kaygi ihtiyat cekinge mesafe iliskisizlik iltihap uclarini garantili güvenliligin sigortasi bilerek, zor kosullu yalan talan vurgun soygun sömürü carkiyla tüketim piyasasina bagli ve bagimli bütün acizligini rencide olusunu tükenmis sabrini iclerinde biriken siddetli bozulmalarin sindirren öfkesini kinini suskunlugunu degersizligini dislanmisligini ifadesizligini anlamsizligini acizligini ezilmisligini ve tükenmisligini iyiyi güzeli degerliyi farkedip isteyemeyecek kadar kendine yabancilasmisligin soyut uzak öl ve corak duyarsizliginda akildan iradeden dilden kültürden sanattan cesaretten bilgiden egitimden özgürlükten yasama becerisinden ve cagdaslik hünerinden bir bir mayinlanmis hayattan kopuklugun iletisimsizligi ve bagantisizliginda, hangi sebeple olursa olsun ( trafik Pazar panayir festival daire park salon galeri cadde carsi hastahane postahane sokak konu komsuluk vs vs. ) her yerde her firsatla birbirine dokundugu an, negatif yüklü ve pasif tahamüllü biriktirdikleri topyekün cinneti, karsilikli ölüsmenin cinayetine döküp bosaltiyorlar.
Madem ki orda yoktur iyiyi isteyip secen saygin ve degerli tercih yoktur..
Madem ki yoksunuz, öteyi gayriyi artik sizi sizden arayip soran ve etiketi hergün hersaat her saniye suskunlugunuzun KÖTÜNÜN ENDÜSTRIEL ÖLÜ DOLASIM sinmisligine bagira cagira yazip bozarak mayalanmis ve markalasmis, saglam sabitlikte degiskenlik gösteren simsiyah vitrinlerin boyali badanali insan korkuluklari güncesindesiniz desenize siz sunun Bop ora burasina.
Seyfi Karaca……….Ocak / 24
….
YAŞARKENE DÜNYAYI
….
Üzülüp koparak
Yanaktan yüze sökülüp dökülürken
Divanda dizde avuçlar dolusu ağıtlar çalıp yakmanın ne zamanı ne devresi ne de sırasıdır
Koyulaşan rengini boyundan küçük işlere bezendikçe karma karışık siyah beyaz
İllaki derde derman olacaksa moral mut umut baris saygi sevgi için
Ne en iyiye
Ne herşeyin en kötüsüne
Korkular endişeler kaygılar kuşkular kayıtsızlığında dolup boşalanlardan kol kürek
Aktarıp döndermelerin körükleyici kundakçıları dışında kime ne faydası olsun ki..
Hele de yeryüzü atıkları ve çöpleri kadar haksız hukuksuzluğa tav talip ve ittifakçıyken insanlık
Sebep verdiği sonuçlara üstün ve baskın çıkanlarına ne kadar ağzı yüzü bozuk laf etsen
Torbadaki bütün kelimeler ilk sinir boşalmasında daha üçünü beşini bulmadan bitip tükenecektir
Defol
Kaybol
Bas git
Yıkıl karşımdan gözüme gözükme gibilerin en nezaketli kibarlarda kaldığı
Kontrolden çıkmışsa aklın fikrin rot ayarı balansı fireni farları depreji ve dingili
Kontrolünü kaybetmiş savrulmaların kuyusuna düşer, kendi kendini yiyip bitirmeye şarampolleşir insan
Bir uçurum enkazının hiç bitmeyen molozunu ve tonozunu
Silkelendikçe zibilleşir çepe çevre hat ve güzergah
Oysa çocukluğun gözü gönlü oldum olası ana babalığın insanlığı kökten büyüten pusula seyrindedir
Sakin nerdeyse sukunetin oralarda bir yerde olduğuna hissedip duyan kanaatle
Kabaran öfke böylece sahibini kamalayan hançere dönüşecektir besbelli ya…
Sayıp sövmekle insanın daha çok kendine ağırlık verenlerin luzumsuz yük taşıyıcı hamalı olacağı
Besbelli ya…
Gizli fısıltısını saklı niyazını o sebeple, bu yüzden..
Dizginlerinden tutarak götürecek olan rüzgara dala budağa bir damla sevgiden
Güzel konuşmalı güzele sevgilim diyor ve inanıyorsa insan , güzel danışmalı
Güzel ile görüşmeli tanışmalı bazan çamur kar toz buz olsa bille gocuk çorap don gömlek
Yunsun yukansın
Hamdolsun ki aşkın dilini konuştuk duyduk iştttik
Gerçi yanıldık
Gerçi yandık buyduk üşüdük gerçi yıprandık yorulduysak da
Uğrumuza kendimizi
Öğünümüze aşkı kattık,
Katık ettik huzurun kutlu sevincini mutluluğun payına diyebilmelerin hakkı ve harcıyla
Ömrünce yaşadığına değer doğum günlerinin
Seyfi Karaca…… Ekim/23
HÜZÜN HÜSRANDA HASRETİN GÖRÜŞME VAKTİ SAATiYLE
…
Ziyaret yeri günü ve saatiyle
İnsana
Dünyaya
Ve hayata görüşmek dileğiyle
Yaşını aşka büyütüp de gelmiş çalan kapılarında sevmelere talip dolu deli yüreğin
Bohçalanmış süslenmiş,
Bahçe duvarlarından sokaklara inip sarkan çağla çiçekler gibi yemişler ve asmalar hevengiyle
Sonsuzluğun dört diyarından çağırıp seslenerek
Aşkın polenleştiği zamanı taşıyan kanatlarıyla zembereğin içinde ve dışında çınlayan
Bir uçarı gönül sevdasıdır zarifliğin hayata uzanan nazlı salınımları
Derin
Uzak
Ve zifir zindan göklerden
Kıvılcımlar sökünü derin ve son yolculuklara kayıp giden yıldızlar yazgısıyla
Dünya bahçesinde bazan gül bazan diken, sicilde serüvende ne yeminli kayıtlıysa olsun varsın demiş
Etrafı kızgın körüklerle dağlanmış deşilmiş öykülerden temsil
Ve soğuk demirlerle sıvanıp örülmüş müebbetliğin yılları uslandıran fosil duvarları arasında
Kolonya şişesine kalan zaman zuhur avlu sokak çarşı ve künyelerin
Perde perde ışıklar oyunuyla kederli sakin kavruk ve yanık bir yağmurlu şehir kalabalığı
Ve herkesin avunarak kavşağından uğrayıp geçtiği hederden hebadan yılbaşı çekişen
Sefil sahralar ikramında helak olma çarkının
Ay gezer, sessizlik yürür, kilit döner duvar kalınlaşır, vade uzar, ip incelir, iz ve yol sürer iklim
Suskunluğun sinip yuvalandığı derin diplerden , ayyuka çıkarak yalnızlığa diyar olmuş
Çalı dağındaki renkler sonbahara, dünya kuytulara, gemiler limanlara çekilir poyraz karayel..
Poyrazın boşalan koynunda soğuk düşlerle köşe bucak bir dolu yaprak ve hüzün sayfası
Demek ki sen de dikenler ömrünün gül tomurcuğu misafiriydin, doğdun, belki sevindin güldün
Belki ağladın üzüldün
Her ne vakit her çiçekte kanaviçesi allı morlu kendini toplayıp getiren baharlardan
Hayatın yüklediği bütün topraklara defne mektupları götüren güvercin sevincinin
Ve bütün fırtına kıyılarını gören çepe çevre kasırga fenerlerinin korsan gözetiminde
Aşkın sesi soluğu nabzı hasreti hüznü maksadı meramı mevzusu müjdesiyle
Misafirlik boyuncası kutlu ziyarete mahsus öksüz yetim belki sürgün..
Allanır
Dillenir
Süslenirsin
Avunur sevinirsin can kafesinde ve gönül burcunda sevda kuşu çırpınan
Suyun toprağın hürmetine
Urgansız
İpliksiz
Çakıl taşlarıyla kendine kolyeler dizerken nehir nehir akıp giden hayat
Solunum yetmezliği
Gıda yetmezliği
Konfor yetmezliği
Böbrek yetmezliği
Derman yermezliği
Dalak yetmezliği
İşitme yetmezliği
Görme yetmezliği
Sinir yetmezliği
İşitme bozukluğu
Damar tıkanıklığı
….sıralayıp saymakla insanı kendine ve herkese özürlü muhtaç noksan eksik ziyan bırakan
Vakti zamanı ihtiyar düşkün halsiz mecalsiz koyarak
Vakti sırası gelen herkesi tabiatıyla yoklaya düzelte çıkıp gelenleriyle
Anlaşılabilir
Mantıklı
Saygın, düzeyli, makul, münasip ve makbul görülebilir haller durumlar silsilesidir , fakaaat..
Fakat sabahtan akşama insanı aval salak yurduna yerleşik toplu intihar süsü verilerek..
Ortak çıkar kulu kölesi rafına özenle işleyerek delik deşik mihraklaşmayı mezarlaştıran
Soygun sömürü beslemesi magazin ve popüler kültür seçkin denekleriyle aşılanıp afyonlanmaya
Ev bark öte beri üst baş ve cüzdan fukaralığının ebediyyen fakirfakirliği bataklık çukurundaki
Alçısı sıvası düşmüş dökülmüş
Kalıbı bünyesi kaportası yahut kalıbı kirişi çatlamış çürümüş
Karanlığı donatan odalara sadece ay ışığından sızıp sinen dönük kibrit ve mum eskisine benzer
Bulanık loşlukların ve boşlukların insana hükmettiği evrede
Akıl yetmezliği
Fikir yetmezliği
Vicdan yetmezliği
Kalp yetmezliği
Hukuk yetmezliği
İdrak yetmezliği
Huzur yetmezliği
Hoşgörü yetmezliği
İrade yetmezliği
İnanç yetmezliği
Düşünce yetmezliği
Duyum yetmezliği
His yetmezliği
Sorumluluk yetmezliği
Özgürlük yetmexliği
Dil yetmezliği
İtibar yetmezliği
Güven yetmezliği
Alfabe hesap kitap yazı söz saygı sevgi ve rakkam yetmezliği halinde kapış kapış
Serbest borsa marka pazar tezgah ve Piyasa götürüsüyle
…Besleyenlerin fukara fakiri olarak alışmış kanıksanmış bağımlılıklarla tüketilip
Yaşanıyorsa, fenanın fenasındadır kör sağır dilsiz soğuk silik işlevsiz içeriksizliğin
Yağma yıkımına kendini ve künyesini kişiliksiz kayıtsızlığın çöplük çeşidine çıkaran haram hurda mefta
Bahis konusu bile değildir artık ne huzur ne onur ne denge ne düzen ne de insan denen
…Yaşama sanatını ve Dünya yükünü,
Sürdürülebilir hayatın kendine özgün öyküsüyle mutluluğa taşımaya layık
Ne sicil, ne karakter, ne de istikrar
Seyfi Karaca…. Ocak/24
BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 1
….
İçinde doğduğu yaşam döngüsünde beslendiği büyüdüğü ve büyüttüğü hayati gerçekliğin ayrılmaz kopmaz aidiyetine özgün özgür ve özdeştir insan.
Kimlik kodlamalarını içinde doğduğu dünya insanlık toplum kültür birikim ve hayat gerçekliğiyle yaşayarak deneyimleyip biriktiren; irdeleyici ve sorgulayıcı gözlemelerden akıl fikir eleyen süzen yoran ve yorumlayan çıkarımların sağlıkta beslenmede barınmada eğitimde siporda dilde ulaşımda sanatta iletişimde hakça üreten ve adil paylaştıran; tarafsızlık - eşitlik ilkesiyle donanmış hukukun üstünlüğü makamına danışarak huzur verici, mutluluk üretici, ihtiyaç giderici, istikrar saygınlık ve güvenlik sağlayıcı, hayatın yükleyip getirdiği bütün çelişkileri liyakatlilik esasıyla üstesinden gelip çözümleyebilmenin karşılıklı değerliliğine tanıklık ederek, farkında olarak ve araştırıp BİLEREK sosyal siyasal ekonomik ve kültürel insan kimliğine özdeş yapıyı örer dokur insan.
Sorumlu üretken adil onurlu güvenli hiç bir değerden, ilişkiden, bilgiden, deneyimden, iletişimden ve sosyal bağlardan bozulup koparmaksızın Emeği esirgenmemiş tecrübelerle edinilen BİLGİ kodlarıdır saygın ve sağlıklı ilişkilerle donatılmış hayatta kalmanın yaşam kavgasını onurlu itibarlı ve sürdürülebilir kalıcılığa devamlı daim kılmak.
Herkesin kişilik ve kimliğinde özdeş duyarlı bilinçli nazik alıngan hassas üzülüp incineceği bir özdeşliği vardır çünkü ve bu yüzden kinayen takdir
övgü yahut yüceltmeler dahi kendi sorumluluk hak ve yükümlülüklerini harama vererek gerçekliği olmayan hurafelere kahramanlara idollere tapınacak derecede sevk ve havale eden ihanet ve istismar ihaleciliğinin sayısız sınırsız türev çeşitlerini üretip çoğaltarak, toplumsal hayatı kökten sarsar topyekün yıkıma uğratır.
..
BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 2
..
Sosyal kimlik kültürel değer, onursal saygınlık, sosyo ekonomik zenginlik veya bireysel kişilik, ancak doğduğu toplumsal gerçekliği bizzat kendi katılımcılığıyla anlayan gören duyan tanıyan farkına ve ayırdımına varan tecrübe katkı ve tanıklığın büyütüp olgunlaştırdığı BİLGİ birikimleriyle insanı kendisine özgün ve özdeş dirençli dayanıklı dinamik karakter ve özgürlüğü kazandırır.
Yani kullandığı Hayat Bilgi’ sine ne kadar kendi emek ve kaynaklarıyla ulaşıp eriştiği gerçekliğinde özgür ve özdeşliği kadardır, insanın değeri, anlamı, sosyal varlığı, ekonomik zenginliği veya siyasal yaşamı. Aksi takdirde sağ ve sağlam çıkamaz ne kendine ne de sosyal siyasal hayata insan.
Orada, soygun vurgun talan haram ve sömürüden beslenen; acizliği karanlığı korkuyu gerilimi sefaleti gericiliği her türlü soyut ve yüzeysel kısır döngü hurafeleriyle kamçılayıp kışkırtarak çatışma kültürüyle salgın ve yaygın hale getirilip sürekli kılınan piyasa pazarcılığı tanrılarının emşr kipinde bütün çarpanlarıyla her bir şeyin paraya tahvil edildiği kullanışlı BİLGİSİZLİK ( kara cehalet ) veya BİLGİ KİRLİLİĞİ ; zorunlu tüketime sunulur yaşanır.
inancı itimatı güveni sözü sadakati ve sabırı, dilediği keyfiyetin kullanışlı istismar ve ihanet araç gereci haline getirerek, ayrışarak hiç bir konuda anlaşamayan soyut hurafelerin kulu köleliğine saplanıp kutuplaşmış sürü bağışıklığı güdümlüsü çatışma kültürünü istismar ve bilgi kirliliğiyle baskılayıp yönlendiren dolaşımın her türlü toplumsal bozulmalarına yıkıcı yağmacı soygun sömürü sülükleri yapılanıp yerleşir.
.
BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 3
….
Yarattığı yağma yıkımlardan doğma somut sorunların hem esaslı mimarı hem de - her şekil haram gösteriş görgüsüzlük acımasızlık bencillik hırsızlık gasp talan haydut harami kibir kahır zorba kişiliksizliğinin önde gideni oldukları halde - yapay sahte soyut asılsız sorunsal kurtarıcılığına kendilerini dayatıp sosyo kültürel hayatın başına çöküp çullanmanın belası kesilerek, koskolayca sınırsız sorgusuz hak hukuk ve yetki sahibi olmaya dair uyuşturup afyonlayıcı alışkanlık ve afyon külliyatıdır çünkü kişisine özdeş olmayan; ve hayatına kayıtsız ilgisiz alım satım etiketinden her buyrulana eksiksiz hatasız peşin harcayıp tüketmeler bağımlısı insan morgu sanallaştıran BİLGİ Kirliliği.
Bu saygınlığı ve inanırlığı değerinden dökülüp düşürülerek her şekil adiliği bayağılığı ve aşağılaşmayı içinde barındıran kişiliksizliğe özelleşmiş Bilgi Kirliliği etiket koduyla ve paraya tahvilliliğin istismara aracı yahut ihanet haracı piyasa ve borsaların tüm hayatı etkileyip esir aldığı eğitim inanç itibar ilgi onur liyakat saygı ulaşım barınma beslenme gibi gibi sıraya dizilmiş hizaya getirilmiş sebeplere sanat vesair SİĞOR’ da kimliksizliğin haraç mezatıydı.
Ürettiği her somut soruna örtbas edip perdeleyen soyut afyon ve uyuşturucu hurafe karanlıklarını örtüp kapatırken, tıpkı edebiyat sanat sinema gibi, Futbol’ a indirilip yağma yıkım ve sömürü piyasasının vazgeçilmezi olarak Sipor’ da ordan bundan nasibini alarak gide gide mafya hükümranlığının hükmedip hakim olduğu haydut harami keyfiyetinin kullanışlı keyfiyetine endüstrileştirildi.
Çünkü..
Topluma ait değerleri kendilerine soğutup şekilde dekorda tezgahta görünen ve gösterenlerin buyurduğu veya yönlendirip yönettiği sinsi ve simsarların şartlara durumlara göre kurduğu kararttığı patlattığı ördüğü kısıtladığı gerdiği parlattığı kışkırttığı perdelediği veya bozduğu sosyal siyasal ekonomik ve kültürel harabeye en başta Bilim İlimden yoksun yitirdiği ve yabancılaştığı bütün değerler karşılığının cehalet özenti takıntı gösteriş bağışıklığına şartsız koşulsuz güdümlü ve bağımlı kul kölelerini eğilir bükülür kullanır harcarlar.
..
BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRRREYE ATATÜRKÇESİNE 4
…
Düzeni ilmi sanatı hüneri becerisi karakteri kimliği alışkanlığı aklı fikri bozulduktan sonra altın da bir, mülk de bir, pul da bir, para da bir, demir de bir naylon da birdir.
Çünkü insanına onurda kişilikte karakterde akılda fikirde ve BİLGİ birikimlerinde özdeş değilse her şey erir çürür harcanır tükenir, hayatı ve yaşamını yükümlü kılan buradaki somut dünya sorumluluklarını ilgisini iletişimini aklını fikrini sorgulamasını gerektiren kendisiyle özdeş emek zahmetlerini terkederek haydut haramilerin kul ve kökeliğe bağımlı kıldıkları soyut kifayetsiz hır gür çelişki tapınma adanma kapışma çekişme ve nizahlaşmalarla “ ben sizin her yetkide ilahınız her hakta ve hukukta her yapıp işlediğin kutsal sayılması zorunlu yargıdız sorgusuz tanrısal kudretlisiz ‘ bağıra çağıra haykırıp kükreyenlerin oyalayıp avutan yağma yıkım keyfiyetine terkederken, zaten bildiklerini de unutan düşkünler topluluğuydu.
Böylece her harama vurguna dönük her değerden düşürülerek ihtiyaç gören yağma yıkım istismar aracı, inançtan kültüre varıncaya kadar özü içeriği boşaltılmış soyut sanal vitrin süsü işlevi görmeye devletten toplumdan insandan ve kimlikten daha iri büyük ve vazgeçilmez hale şişirilip büyütülerek,popüler sanalda her bahaneye kutuplaşarak sürekli soyut hurafelere çatışan toplumsuz kimliksiz devletsizliğin aciz zavallısı konumuna kayıt yaptırtıldı. Ardından somut hayatını ayarlı dizilerin gerilim şiddet bunalım fahiş furya ve pisiko manyaklığı dayatıp aşılayan özenti toplumunu sürükledikleri boşlukta ve çukurda, Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe… gibi hibilerin de suç pay cürüm saldırı bağırtı gürültü hisse borsa ve dosya kabarıklıkları vardı.
BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 5
…
Bilimle danışıp bilimin ilimi sanatıyla konuşanlar ortak hayatı tüm değerleriyle kolaylaştırıp güvende istikrarda huzurda ve dengede tutan toplumun insanlığın ve hayatın ihtiyaç duyduğu oranda keşif buluş icat araştırma katkılarıyla demirin taşın toprağın tıbbın teknolojinin kime ne zaman ne zenginlikle dilini kimyasını damarını huyunu sicilini anladığı ve konuştururduğu sağlam adil ve sağlıklı iletişim devamlılığını sağlar. Olmayan ve yapamayansa kara cahilliğin her türlü zavallılık ve acziyet dayattığı intihar sarmalında hurafelerin kişiyi kendinden soğutan yetersizlik değersizlik ve yenilmişlik duygularını körükleyip yozlaştırtıcı ve özgür anlayış cesaret bilgi irade sahibi insanlığını işlevsiz kılıcı abuk subuk kısır döngü saplantılarıyla gün öldürerek, kurgulayıp buyuran itaatliliğin her konuda uyumlu ayarlı koşulsuz kulu kölesi olurlar.
Ve tüm bu sorun sarmal diyet illet güzergahında tarihin yeri, dünyanın dönüşü dolaşımı ve toplumların gidiş geliş hattı yoku aklı fikri onuru bilinci belleği değişmeyenler gerçeğiyle, her şeyin parametrik alan satanlar borsasında insanlık dahil alım satım tezgahına konduğunda kokuşan çürüyen yozlaşan alçalan değişen değersizliğinin en ince ayrıntılarıyla farkına vardığı, gördüğü, yorduğu, deneyimleyip gözlediği lle de HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİT İLİM’ dir … özetini tarttığı ölçtüğü dediği inandığı ve karara bağladığı… Var olanların üstüne onur itibar cesaret özgürlük vicdan ve özgüven sahibi insanlığını koydukça hiç bir şartta ölmez eskimez bitmez azalmaz tükenmez değerin kişisine saygın BİLGİ’ den geçtiğini tembihleyip söylüyordu yürekten armağan ettiği Türkiye Cumhuriyetiyle özdeş sevgili ATATÜRK.
..
BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 6
…
Böylece Osmanlı’ yı kin güdümlü öç alımlı katillikle ve İngiliz ortaklığıyla yağmalayıp yıkan petrokimya ARAP banka ve bonservisliğine satılık işler güçler için tahvil Futbol özetli Sipor ve camia, dövize dolara çalım yiyen sert alçalış ve düşüşlerden sonra tüm bunların böyle olduğu gerçeğini, ancak Fener- Galatasaray yurt dışı sürgünlüğünden anlamış bilmiş gibi sanki…
Vatan bildiği toprağı için can verip toprağa düşen sıvasız evlerin şehit çocukların ruhu şad ....
Toprak sahada gün boyu aşkına tutkusuna top koşturarak doyumsuz sevince, toplumsal aidiyeti kopmaz ölmez kardeşliğe,hem kimlikte hem kişilikte mutluluk hissesi paylaşan çocukluğa bin selam olsun.
Seyfi Karaca… Aralık/ 23
..
BUHURDANLIKTAN BARDAĞA BİR DEMLİK SÜRSEFA
…
Olmak istediğin kişidir kendin
Şahsen gitmek bulunmak varmak ve yaşamak istediğin yerdir en doğrusu evin barkın adresi
Arayıp sormakta hatır gönül huzur sükunet dost seyir sefa seyran yar diyardan yana
Bir demlikte anlıyor musın…?
Bir demlikte
Aşk ateşiyle ocağı kibriti çıralanmış buğusu üstünde tüten kahvenin kırk yıl ötelerine kahvenin
Yürek yangınlığına duman olduğu ve bir demlikte can yakınlığına kurulu sedirdeki
Buhurdanlıktan bardağa bir demlik çay misali sürsefalara..
Aracısız kibirsiz ve ayrıcalıksız seni kendinle temsil eden bedellerden gocunup gücenmeksizin
Bile isteye bir demlikte bütün kayda değer ve kalıcı samimiyetlere ömür yoran zahmetlerin kutlu çabasını
Omzuna sarıp
Kalbine koyup
Aklında ve ahdinde tutarak..
Götürebildipin kadardır sevgiye saygıya dair gülümsemeyi dilediğin mutluluklar
Akıl ettiğin kadardır vicdan
Yüklenebildiğin kadardır sorumluluk özgürlük barış sevgi ve nicesi
Kendi payına arzedip İsteyebildiğin her neyse başkasının hayatında yer verebillmenin tahammülü talebi ve takdiriyle
Dünyanın en doğru izi semti yolu meskeni yönü tarafı ve adresi
Ve hayatın herkesçe itirazsız kabul görür en güvenli hallerine en saygın durumlarıdır
Süzülmüş damıtılmışlarınntümünü
Bir demlikte her lokmandan aşka sevgiyi karıştırarak yudum yudum
Hayatı dirilten
Güzelliği sağıltan
Mutluluğu her koşulda her yerde her gün her saat dinç ve diri tutan bir demlikte..
Özümseyerek yaşamayı önemsiyor ve önceliyorsan üste koyarak artan sevinçlerin onurlu ırgatı
Özgürlüğün itibarın devran sürdüğü hükümlere harmancısın demektir
Değilse sağlam bildiğin bütün şifreli şifresiz hesaplardan devrilip düşerek
İflasın eşeğini tüm köşeli kıvrımlara büküp bağlayan kirli paslı makaslar arasındasın demektir
Sapkınlardasın demektir
Kuyulardasın demektir
Çatal kıskaçlardasın demektir kör dilsiz ve zindan…
Meğerse morg bir tesellide malım mülküm var diyenlerin kokuşmuş çürümüş köhnelerinde
Yeryüzünü gök yüzüne bağlayan her zerreyi yaşanılması imkansızlardan bilip sayan
Ölümün kayıt tuttuğu yüksek faturalı hücrelerde yığınlaşmaya depolayarak
Çirkefliğe delil
Ecele müşteri
Doyumsuzluğa aç
Pintilerin daniskası
Cimrilerin kıyassız gözdesi
Ve açgözlülüklerin tabutunu ömrüne süsleyip yakıştıran sürüncemelere harapsın
Bitiksin
Yitiksin
Aksi halde ve takdirde dengesini bozmuş aklını yitirmiş vicdanından kendini çürüğe çıkarmış
Haller durumlarda yediğin içtiğin kimyasal kusuntusu ve boğazından geçmeyen köpük..
Hep topu gördüğün yaşadığınsa dirliksiz artıklardan gerilim bunalım döküntüleri toplayan
Ele ayağa düşmüşlüğün zehir zıkkım soykası ve rezil rüsva sadakacılığıdır
Seyfi Karaca…. Kasım/23
MEĞERSE ESİP GEÇEN SAM YELİDİR HAYAT
…
Telgrafsız çığlıksız esip geçen
Aslında fırtınaları kopmuş dökülmüş ekim biçim harmanıdır hayat
Oylum büklüm suya ışığa rüzgara toprağa inişli yokuşlu göç kervanları katarak
Varacağı yere fersah fellik gündüzü bitiren, gecelerin sabahına her adım başı silbaştan
Bir solukluk nefestir ve bir alış veriş, her nefeste tartısı terazisi ırgatlğın değer bilen kıymetli ömrüne
Titizlik ister
Bakım ister
Özen ister
Güven ister
Dürüstlük ister
Vicdan ister
İlgi ister
Sorumluluk ister
Merak ister
Muhabbet ister
Samimiyet ister
Seyir ister
Seyran ister…
İnanılır güvenilir sevgi saygı aşk ve kişilik karakter ehli insan ister ki..
Kötelenmiş bir bumerangın sahibine bükülüp giden ve dönen silbaştan muhasebesidir hayat
Sen kendinde beni görüyorsun diyen aynaların tembihi telkini takdiriyledir meram muhabbet ve mutluluk
Mutluluk demişken…
Öyle ki aslında doğduğu ilk günle beraber herkese hak herkese helal herkese reva..
Çerçevesi kalıbı olmayan huzurun ve dirliğin karşılıklı ilişki kaynağıyla beslenen geçim kapısıdır hayat
Çünkü hergün güneşle doğar dünya, dünya her gün ay ışığına sığındığı ve dağlara yaslandığı
Gelinciklerle güvercinlerle insanla ve toprakla iklimden iklime bağ bahçe olan kirmenlerde döner dolaşır
Bir billur pınarlar çeşmesidir hayat bazan durulur bazan bulanır
Ve bir bağrı yanıklığın süren savuran sam yeli esmeleridir künyesi yar diyarına
Mumlu mühürlü mektuptur meramı aşk aşk semtinin sevgili koynuna ve kucağına
Ne kadar varsa beyaz,
O kadardır siyah…
Ne kadardırsa kor hasretin sonsuz özlemlerle buğulanıp tüten dem ve devranı
O kadardır günün payına düşendir ışık su rüzgar ve toprak
Her lokmasında serili kurulu hayatsa eğer yarına sözlenerek şimdi hemen şurdaki dünya,
Her nefeste ferahlığı doyumsuz bir ömre değsin yarasın diye yudum yudum
İçiyor kanıyor soluklanıyorum işte bir dem bir damla şarabı aşktan
Ve mülkü meramı külliyen sevdadan
Seyfi Karaca….. Ekim/23
…
DÜNYA KÜTÜĞÜNDE EFSANE YAZANDAN
….
Dünya kitabında kayda değer
Yıkılmaz silinmez kütüğü künyesi ve sicili yazılı olandan
kızılkaya,alacadağ,kavakpınarı,çatak, dodurga,edremit,torbalı, kırkağaç, tire, söke, yoncalı, haymana, salihli, kumluca, bahçedere, susuzören,çal, esme, gediz,kula,göçek, çukurincir..
Poyrazdamları, nergiz,ören, akyaka, elmalı,kınık,beldibi, kasaba, dalyan, serik, kundu,seydişehir, viranşehir, beyşehir,karkın,ermenek,ereğli, mut, ayrancı,ulukışla,çamardı,çamlıyayla,başakpınar, yeşilhisar, yahyalı, sızır, çandır, çayıralan, turhal, yeşilyurt, akbelen, erbaa,kavak, vezirköprü, bafra,suluova, merzifon,kazankaya, iskilip ,osmancık,boyabat, taşköprü, sarıkum, ovacık,kuzkaya, pınarbaşı, bartın, ereğli,gerede,kaynaşlı, şile, sapanca, gölyaka,derince, alaçam, çakıl, erdek, gemlik,belek,aydıncık, gülnar,erdemli,değirmendere,tarsus,sikifke, yenice,pozantı,aladağ, afşin, tufanbeyli , altınyayla,yıldızeli,niksar, görele,aybastı,bulancak, şebinhisar, imranlı,araklı,ünye,mesudiye, kozan, şiran, erzin, yarpuz, kırıkhan,elbeyli, siverek , oğuzeli, elbistan, nizip,narlı ergani, halfeti, derik, tercan,ılıcalar, arpalı,ardeşen,hopa,ovacık, arapgir, akmeşe , divriğ, hekimhan, bozova, silvan,kozluk, dumlu, ispir, pasinler, tekman, şavşat ,çıldır, arpaçay, oltu, kağızman,bulanık,karlıova, horasan, gürpınar, çaldıran, doğansu, erzin, divriğ, kozaklı, hayrabolu, evreşe, kırıkhan, kozan, erciş, doğubeyazıt, gülveren….
Şiir gibisin be mübarek
Dilde yar aşkta diyar gözde gönülde ülkeler incisi nazlı belde sevgili yurdum
Bütün saklı sırların senden seslenip konuştukça huzur veren kaynaklara çağlayıp çoştuğu
İllere yollara dağlara derelere toprak toprak
Güneşin koynundan bir kucakta, bir duvar dibinde bahar çiçekleriyle yaz bahçelerine
Birbirine sokakları açılan kapıların dünya semtinde ve ağaç gölgesinde güz dalları portakal nar
Tohumlanmış her bir sevincin ismi cismine yakışan çağrılarda dengini ve değerini bulduğu
Tutkuya mahal tükenmez bağlılığın güven verici aidiyetine sonsuzluğun komşusu
Ve emsalsiz efsanelerin şiiiri gibisin be mübarek, senden konuştukça insanın içini açan
Yüreğini ısıtan
Kederiyle dertleşen
Mutluluğuyla kaynaşanHayallerin gerçek rüyası özlemlerin doyumsuz sılası kavuşmaların ile nihayet toprağı
Sevdalısına delisine şiir gibisin be mübarek…
Dünya defterinde emsaline efsane yazan
Şiir …
Seyfi Karaca….. Kasım/23
…
YOLCU YOLUNA
…
Hangi dağı hangi bağa
Yükleyip saran tanıklığında yeryüzü gökyüzüne emanetse madem
Toprak edip sevgi tohumlarını aşk harmanında elekten kalburdan savurmaya
Yarası derde derman olanlardan bahar giyinip çiçek süsleniyorsa güzelliğin bedelidir
Yöresiyle
Töresiyle
Sırrını yazan kitabın sözleşme tarihi sonsuzlukla doğum günlerini kutlayan
Bundandır ki bakraçtaki süt serildiği sofralarda tükenir
Perdedeki oyun sahnesi değiştiğinde yorulur yenisine can çekişir
Penceredeki rüzgar, buluttaki yağmur, topraktaki güneş, kapıdaki sessizlik
Uykusundan uyanınca taşla demirle yüzleşen hayaller gibidir
Herkes bir alem kendi içinden gelip geçenlerle konuşurcasına ordan buraya
Burdan her yere veya hiç…
Herkes bir yol
Her yolculuk dünya, bir kervan
Her kervan bir yolculuktur
Eğer ziyareti kendi üzerine değilse külliyen de zarardadır , toprakta ekmek, muslukta çeşmeler kurur tükenir
Kervan yola
Yol yolcusuna
Aşk insana
İnsansa hiç…
Seyfi Karaca….. Ekim /23
……
TAVSiYE MEKTUBU
…
Güneşin kumaşından giyinmiş
Yağmurla eğleşip rüzgarla koklaşan hayatın yollar üstü muhabbetiyle
Yel eser yol gider insan eskir han yıkılır
Değiştikçe iklim mevsim
Bir eli kestane toplayan bir hali eski baharlarla evinde oturup bekleyen demden devrandan
Çaya bugusu sinmiş efkarlara saki sunarak
Sönmüş küllere odun kayarcasına hozan bağların yalandan bekçiliğini avutan
Ve obası olmayan sarp dağlarda davara gidecek çoban aramakla tükenmişse nefes
Durmuşsa saat
Okunmuşsa kütükten kundaktan künyede yazılı tavsiye mektubu
Sararmış solmuşsa çığlığı sessizliğin kovuklarında susup sönen yankının
Vardan yoktan doğruyu eğriye eğriyi hurdaya eğirip büken çelişkileriyle belası gani, fenası çok…
Herkesin boş ve yalnız bulduğu her kapıya çark edip tokmak silkeleyen sobesidir
Bayır yokuş yerinden yurdundan sökülerek kol kanatları kırık, arızaları tam teşekküllü uzakların mahali
İplikçi iğneci boncukçu klarnetçi postacı mobilyacı galerici camcı yorgun baygın herkes
Dünya göçünü hediyelik eşyalar listesine sarıp vitrindeki yürürlüğe koyduğu
Olmayınca olmuyor işte geçen giden gün sende bende
Yok dedik ya…
Bazan kıvrım kıvrım…
Kimsenin görüp bilmediği kenardan kıyıdan çığ koparan sökünlere yuvarlanarak
Bazan körükler vurarak varildeki yangına kendi kendisiyle kumara tutuşan
Ucu bucağı belirsiz dik çıkışlı bir merdivenin tırmandığı duvarların gördüğü denizlerde
Tüm hayatını uzaklara götürmek için gecesini gündüze katarak yutkunup can çekişen
Burkulmuş incinmiş sızılar güzergahı sırasında kuyudaki çığlıklar gibi ağıtlarını dışa vuran
veya sancısı hiç geçmeyen şeylerin tümüdür doğranmış lokmalardan ağulu çiğnemler dürümleyen
Derdi kederle, acıyı zulümle defter deftere
Mezarlıkta yitirdiği hayatını arayan sessiz suskun haller durumlar ve akıbetlerin kabalasına tüccar
Darlık yokluk kırpık kesik çevrimler kıskacındasındır tüy hafifliği yahut köpük zerrecikleri bile Ağırlığını sürükleyip taşıyamayacağı ömrün sırtına yaşanmazlarla ören donatan yükün
Bazan bolluk sağlık dirlik rahat mut huzur ve güven toprağında yerli yerindesindir.
Herşeyin kaynagindan doya kana içe sinesinden
Aşk ile oynaşır güzelliklerle sevişiyorsundur ve bazan…
Sündürdükçe söküldüğü yerden kopuşlara doğru uzayan meselerin boyuna posuna
Kısa ölçekli halkalar öyküler kesitler takarak
Nasıl ki insan…
Ay boncukları yağmur kolyeleri ve güneş damlaları gibi gibi uzak yıldızlardan
Kendini seyre dalarcasına hepten tümden sosyal varlık olduğunu
Ve etrafsız toplumsuz yaşamasının asla mümkün olmayacağını
Aidiyet bağını iletişim kaynağını asosyal viranlara haşat ve harap ederek
Kökten temelden sevgisini toprağını Işıklarını karanlığın örtüp kapattığı yalnızlığa tamamlayıp
Eksik gedikte kalan sefil seyirlerin azap öğünleriyle zindanlaşırsa eğer
Her kişiyi bitirip söndüren küslük dargınlık boğumlarının hücrelerine yerleşip sindirdiği
Çölerden çoraklardan yalnızlık ve cinnet kabukları bağlayan yıkıntılara kapanıp gömüldükçe
Kıran kırana kendi kendini imhaya gider akıbet
Seyfi Karaca…. Ekim/23
….
YAŞARKENE DÜNYAYI
….
Üzülüp koparak
Yanaktan yüze sökülüp dökülürken
Divanda dizde avuçlar dolusu ağıtlar çalıp yakmanın ne zamanı ne devresi ne de sırasıdır
Koyulaşan rengini boyundan küçük işlere bezendikçe karma karışık siyah beyaz
İllaki derde derman olacaksa moral mut umut baris saygi sevgi için
Ne en iyiye
Ne herşeyin en kötüsüne
Korkular endişeler kaygılar kuşkular kayıtsızlığında dolup boşalanlardan kol kürek
Aktarıp döndermelerin körükleyici kundakçıları dışında kime ne faydası olsun ki..
Hele de yeryüzü atıkları ve çöpleri kadar haksız hukuksuzluğa tav talip ve ittifakçıyken insanlık
Sebep verdiği sonuçlara üstün ve baskın çıkanlarına ne kadar ağzı yüzü bozuk laf etsen
Torbadaki bütün kelimeler ilk sinir boşalmasında daha üçünü beşini bulmadan bitip tükenecektir
Defol
Kaybol
Bas git
Yıkıl karşımdan gözüme gözükme gibilerin en nezaketli kibarlarda kaldığı
Kontrolden çıkmışsa aklın fikrin rot ayarı balansı fireni farları depreji ve dingili
Kontrolünü kaybetmiş savrulmaların kuyusuna düşer, kendi kendini yiyip bitirmeye şarampolleşir insan
Bir uçurum enkazının hiç bitmeyen molozunu ve tonozunu
Silkelendikçe zibilleşir çepe çevre hat ve güzergah
Oysa çocukluğun gözü gönlü oldum olası ana babalığın insanlığı kökten büyüten pusula seyrindedir
Sakin nerdeyse sukunetin oralarda bir yerde olduğuna hissedip duyan kanaatle
Kabaran öfke böylece sahibini kamalayan hançere dönüşecektir besbelli ya…
Sayıp sövmekle insanın daha çok kendine ağırlık verenlerin luzumsuz yük taşıyıcı hamalı olacağı
Besbelli ya…
Gizli fısıltısını saklı niyazını o sebeple, bu yüzden..
Dizginlerinden tutarak götürecek olan rüzgara dala budağa bir damla sevgiden
Güzel konuşmalı güzele sevgilim diyor ve inanıyorsa insan , güzel danışmalı
Güzel ile görüşmeli tanışmalı bazan çamur kar toz buz olsa bille gocuk çorap don gömlek
Yunsun yukansın
Hamdolsun ki aşkın dilini konuştuk duyduk iştttik
Gerçi yanıldık
Gerçi yandık buyduk üşüdük gerçi yıprandık yorulduysak da
Uğrumuza kendimizi
Öğünümüze aşkı kattık,
Katık ettik huzurun kutlu sevincini mutluluğun payına diyebilmelerin hakkı ve harcıyla
Ömrünce yaşadığına değer doğum günlerinin
Seyfi Karaca…… Ekim/23
…
İNCİRSİN DESENE
….
İzmir deyince incir geliyor aklıma fikrime
Öyle böyle değil, incir…
Nedeni niyesi kendime bile sırrı saklı ne bileyim niçindir nedendir
İzmir deyince üstü açık bir kamyon ve sağlamından poyrazlanmış rüzgar
Bağrı yakası hepten yırtılmış mintan gömleğinin mavi rengine tüm gelmiş geçmiş zamanları giyerek
Güvertesi gemisi olmayan fırtınalara tutunarak aşk nereeee ben oralara firari fora
İliklerine kadar yemekle bitmeyen doyumsuz iştahın kışkırtıp azdırdığı, izmir deyince
Güzel kızlar geliyor aklıma İzmir deyince
Güzel bağlar bahçeler
Ve suyun o yakası
Bu yakası
Öteki yakası
Karşı yakası…
Çakarlı damperli araçların istop edip anahtar teslimatını kumbarasız deposuz kenara koyduğu
İncir deyince çekirdeklerine kadar bal kuyusuna sarkan toprağından dalından
İzmir deyince aklıma kaparasız sözleşmesiz kefilsiz fındık kıran fıstık çerezlenen
Yarim ferahnaz yosmam güzel saz piyesiyle ,
Güzel kızlar
Güzel aşklar
Orası burası güzel alnından öpülesi incirsin desene, ki…
Dill dudağı dilber iskele rampaları ve vapur kaçamakları geliyor aklıma
İnciri kendine emsal, aşka sandal kayık İzmirsin dedense….
Seyfi Karaca…Ekim/23
…
BİR SOĞUK GÖLGE ve BİR SURETİ HAYALDEN İBARET
….
Demek oluyor ki,
Bal yiyen baldan da..
Toprak hattında şarteli inik sağı solu belli olmayan burgaçlı gerilimlere hususiyeti mahsus
Yanlış bağlantıların kablosu pirizi alıştıkça başkalaşan çarpılmalarla evli barklığa çorak çıktığı
insanını her ayrıntıda kendi hortlak molozuna benzetmesi kaçınılmaz ve kesindir
Yollar kurulur bozulur amenna lakin..
Dirayetin dayanıklığın ilmim iraden yoksa bıraktın mı hiç ummadığın çukurlara düşüyorsundur
Asıldın mı bilinmedik boşluklara sökülüp kopuyorsundur
Ve bir kere sökülüp koptunmuydu doyurup besleyen ölümün gıdasına zıkkımına zehrine avunup aldanan
Hiç anlayıp bilmiyorsundur bile asıl neydi, esas neresi, sahte hangisi, yalan dümen kim..
Formatlanmış ölçülerin gerçek insan varlığını kendisiyle tanımlamayan kokuşmuş kalıplardaki
Alıştıkça yanıltan her yokluğu varmış gibi algılayıp kabullenerek
Yılgın yorgunlara bezmiş usanmış poz ve piyasa dayatmalarını ısrarla ve inatla
Aşırı koruyuculuğun seni sana rehin alan her çeşit kusursuz hatasızlığı tapınaklaştırdığı kurdan kulvardan
İyilik güzellik bahanesi adına yolunu ilkesini azıp sapıtmış mükemmellik morguna buzullaşarak
Kendinden rol çalan hayatı sönük ur kitlesi vitrininde birikinti artığı ve kalıntı çöplüğüdür
Demek okuyorsun ki, ilkesi iradesi olmayan hayatın mülk sahibiysen yürürlükteki morga
Öte berisiyle beraber çıfıt kadavrası yıkıntılar fosili ve murdar kalıntısı olmaya mahkumsındur
Hiç sektirmez şaşmaz mahvoluşun itildikçe aralanan aciz viran muhtaç ve sığıntılar yükünü
Sefil surette eğri büğrü şirincelik dişirip toplayan sürgün kapılarına rezil rüsva ederek
Kıyamet gününü kendi intiharıyla süsleyip donatan kargaşa noktasıdır dünya bildiğin trafik
…. Çünkü hangi niyetlerle yola çıkarsa çıksın hiç bir şey yoktur ki
Her zahmeti zor dayanma gücünün bittiği kırılgan bir yerde darmadağın çürüyüp çökmesin
Ancak tek şarta yerin dibine toprak olup cesedini çiğnetmeye ölüp gitmek kadar
İntihar peşinde kıyamet ekip biçen azap diyetini yutkunup sindirmeye rıza gösterip razı gelerek
Ve belasına derdine bulaştıkça çığ gibi büyümelerin ipe sapa gelmez yumağını öre işleye
Ölüp kendinden kurtulmakla ancak bıraktığı dünya boşluğunu yitik kayıp dosyalarla ödeşmeye
Bütün küskünlüklerin örülü duvarları geçimsiz kapıları gidilmez yöreleri ve aşılmaz dağlarını
Esen yellerden sorarak can acısının yakıp körüklediği hasret kokusunda yol gözleyip bekleşen
Yetmişinden sonra hele bir daha bir başkadır dünya gününü huzurun armağanını sihhate sağlığa diyerek
Ecel garında bembeyaz mendillerin kendiliğinden sallandığı kimi sarmaş dolaş yıkık yoksun
Kimi derdi dertle avutmanın sahibi kimi yalnızlığyla muhabbete keyfe kederler sarmalıyla
Paranın mülkün karşılayamayacağı kutsal değerliliktedir çünkü ilkesi sıfatı doğal dengelerden olup bitme insan ve insanlık
Demek oluyor ki böylece bu yollarda bal yiyen baldan da zehirlenir bıkar bezer usanır mı usanır…
Demek oluyorsun ki,
Olsun da sevgi dilinden
Olsun da itibarı saygıdan
Olsun da sıfırla başlayan her şeyi sıfıra bitirip tüketerek aklına fikrine hayaline koyup giderken dünyayı
Ölecekse insan iki dudağının arasında aşkın
Koynunda kucağında bir piyeslik hayal perdesidir sonsuzluğa miras devran döngüsü fani
Demek oluyorsun ki, bir yol bir han aralığında ölsem de gitmen sandığın misafirlikte
Konar göçerliğin kervan katarında bir gölge ve bir sureti hayalden ibaretsin
Seyfi Karaca…. Ekim/23
…
DIYESiM GELENE
….
Ne süslü sandiklarda ziyneti kilitli haciz malidir dün, ne desinler görsünler aklina iflas tezgahindaki ispata kanita muhtac insanlik mirasidir bugünden tezi yok yarin. INSAN ki…..doymusluk kanmislik yetinmeleriyle aklinin hududunu, yasamanin maksadini, varliginin anlamini degerini ve karsiligini bilip NEDENSELLIK iliskisiyle her bir fedakarliga örüp isleyip dokumadikca…her zahmet hacizdir. Her niyet maksatsa iflasin kacinilmazligina yilip yalpalayan yaltaklanan güdüklenen ve her degisim dönüsümü biriken dert sorun fesatlik fitnelik görgüsüzlük karinsizlik karamsarlik güvensizlik istikrarsizlik ve inancsizlik süpesi kuskusuyla bogulup tikandigi cöplüklere alcalip kücülmelerin sahte, soyut, samimiyetsiz, kaypak kisiliksiz ve karaktersizligine yuvalanip hücrelenisini ve ucurumunu derinlestirir. KI böylesi tükenis, sesi rengi tavri tutumu davranisi duyarliligi ve kumasi kendini temsil etmeyen ve insandan olmayan zir zibil igretisi ve igrentisidir.
Bu bir ikindi kahvesiydi, her söze gönül doyuran selamlasmayi yudumladikca, hatirda hatiradaki herseye ve herkese bu baglamda sevgiyle doyun saglicakla kalin diyesi gelense eger, dogduguna hiic pisman degildir cisiltilerde büyüyen akarsu, günes damlalarinda büyüyen dag bayir tarla ve toprak, hele de yalansiz yapmaciksiz tartan ve tasiyan degerlerin kiymetlisine insan, ne ziyadedir ne noksanda, herkes bizzat kendi kendine.
Seyfi
…
SONBAHARSA SAZ ve GIRNATA
….
Sonbaharsa saz gırnata
Hüzün nadasıyla göçebe güzünü ve yeryüzü harmanını, gerçi..
Gerçi çeyrekten buçuğa
Olur musun
Gider misin
Varır mısın
Kalır mısın…
Gerçi kovuklar içinde halkalanmış bir koridor sehpasıdır orda burda oturup kalktığın
Bir güleylen dünyasıdır her demde serip sürdüğün sofralar tuzdan acıdan
Bir gelip gitmek arasıdır ister sus ister söylen iadeli taahütlü sebebi ziyarete mühür ve mektup
Kızgın çölün soğuk sessizliğine
Acıklı serap çizgileri gösterir gibi dipten derincelerden
Oyukluğunu kendi içinde saklayan açık seçik koz kırımlarına iskambil
Ve kızkısrak resimleriyle belediye otobüsünün en son saatinden inerek sahneye çıkan
Afişleşmiş duvarlarda gıcırdayıp dönen uğultulu gecenin rengi ne dün ne yarın
Mecburen postasını birçok ve pek çok paylaşılmadıklara dağıtarak hüznün tüketen sabrıyla
Soykası kara yerden gelesice diline dünyayı ihbar eder gibi sureti viran silüet
İçtikçe damlası acılaşan susuzluğun çöl yangınlarını akrep dönüşlü bir saattir
Zehirden
Zemberekten
Debelenip duran yalnızlığa alfebe öğretir gibi çırpındıkça karanlığın uzadığı
Derinliğin kaybolduğu
Yırtılmış sökülmüş bohça ilmeğini ölsün de öteberisi bana kalsın cenderesinde söküp dikerek
Bir asansör karşılaşması sonrası karanlığın dip yarısından sabahların çiy düşümüne kadar
Bir hazan müddetidir
Ve bir sazan öyküsü başladığı yere döner her hikaye her canlı her insan
Başını kendi belasına çarpa çarpa ..
Çeyrekle buçuk koridor aralığında su götürür yel üfürür toprak ve sıla çağırır
Döner dolanır dallarına tutunduğu ve sırtına sarındığı ömrüyle,
…. kumlara yazılanları silen dalgalar gibi
Sıfırı tüketen dünya yüküyle yele yamaç yağmura bulut..
Ziyaretin doğduğu yerden çağıran sessizliğe temelli göç eyler
Seyfi Karaca….. Ekim//23
…..
HALVAKiTTE EYLÜL GÖCEBESiYiM MADEM
…….
Gidiyorum artik
Zeytinlere gidiyorum, ay salincaginda isildayip parlayan zühre kivilcimlarina
Güz salkimlarina gidiyorum, igdelere incirlere
Portakalmis turuncmus narenciyeleri palmiye dallariyla konu komsuluk ettigi
Edirneyle ardahan arasi ve sinopla alanya kalesi
Gül tenine askin ve sevginin tutkusu sinmis bulasmis
Topraklarin delsine divane insan sicakligini eleyip süzüp harman ettigi
Irem baglarina yediveren bahcelerine
Ormanlara daglara denizlere gidiyorum
Kozasinda güzelligin büyüsünü boyanip süslenen kasabalara köylere
Ve polenlerinde ariyla kelebeklerin ötüsen kuslara kur yaparak
Kanat cirpindigi yel kovanlara gidiyorum, balkovanlara..
Sepetlere dolan kaktüs yemislerinin dörtmevsimler yurduna gidiyorum
Trakyaya harputa mardine midyata artvine sinopa
Kimi yayla kimi ova kimi derin vadi kimi kizil irmak
Ucsuz bucaksiz sari buydaylara yalniz agaclara dolu dizgin bozkirlara gidiyorum
Firiktir fenikedir hitittir babildir iyonyadir yahut sümerdir
Biraz ege esintisi, biraz akdeniz kayik yelkenlisi, biraz kum, biraz iyadeye kalan
Vaktin bundan sonraki evi sokagi Fethiyesi…
Cöküp yerleserek yeni öykülere tasinan hikayesi yazilmadik huzuru hissesine
Bin yillarin damar damar insanlik mirasini evsindigi anadoluya gidiyorum
Karli daglardan sirali göllerden iliklerime kadar sinmis sizmis
Kesintisiz yagmurlardan ayazdan buzdan vikingten germenden
….karptlardan ve alplerden
Hasreti ömrümün genclik caglarini gezmis yorulmus diyari gurbetlerden
Cocuklugumu kundaginda hala el bebek gül bebek hayal ve hatirasinda
Dün gibi saklayip sevgili bilen gelmis gecmisime,
Günese gidiyorum gönül diyarina tohum toprak olmus sevgili ülkeme
Madem ask iken bir yol bir ömür bin devran
Biraz elvedalarda koyulup gidenlere hoscakal
Biraz sofrasi kurulu sevinclere hali vaktin eylül göcebesi
Ve kucaklar dolusu merhabalardayim madem…
Seyfi Karaca………..Eylül / 23
…..
ASOSYAL COCURTU ( kertiklemesine)
….
Sidik yarıştırmasını..?
Hadi diyelim
Hadi
Anlayıp kabullenmesem de kabul deyip anlayana tepe tepe kullansın kıyağı benden olsun
Fakat akıl zevk merak hayal his duygu kafa kalıp gölge ve hayat yarıştırmak…?
Benlik narkozunu kimsenin erişip ulaşamayacağı servete sermaye etme budalalığıyla
İçine çektikçe cerahat cerahat şişen kabaran büzülen pörsüyen azalan azgınlaşan kördüğümleşmrye
O yol ordan geçmez olur, o boru , o hortum , o dülger, o matkap, o delik deşiklik haraba karargah kurar
Kendisini ortadan kaldırmanın azgın sapkın dehşetli çelenk kelepçesidir İnsana yapıştıkça yapışır
İnsanı boğdukça boğar
İnsanı bölük pörçük, lime lime ve dilim dilim ezip ufaladıkça ufalar
Başkasının aferinine
Takdirine
Onayına
Alkışına
Tezahüratına
Çapraz işaretine asimetrik kıskacına ve dümdüz yatay çizgisine yanıp yıkılarak
Kendi üstüne devrilmiş bir kusnuk çöküntüsüdür her çöplükten dünya mülkü kazanmanın derdine düşmeler
Ha bire limitsiz otorite
Sınırsız imtiyaz
Kayıtsız sorgusuz hükümranlık
Eşsiz emsalsiz güç gösteriş irade yetki kaynak imkan ve ihtişam sahibi olmak yaratıklığına
Sivri ve süper zekayı kendine cayır cayıp yakıp yiyip harcayıp bitirerek
Bütün bozulmuş çürümüş kokuşmuş hastalıklı ve arızalı alışkanlıkların hiper aktivitesiyle cünüpleşip
Ne üdüğü belirsizliğin abuk subuk sicilsiz soysuz sopsuzluğundan maskeler kodlar ve markalar kundaklanmakla
Doğası gereğini yerine getiremez insan maskarasına devre mülk olmuşsa dünya devran
Dağın ardından doğarken ay , ufkun ötesinden sökerken şafak.,suyun bağrında sönerken güneş
Yıldızlar damda bulutlar gökte dün ve yaronyorgın yılgın yollarda
Ve akıl hayal hırs ve hayat yarıştırıp tokuştururlen insanlar murdar olur
Yerle yeksan olur
Pisi pisine zıbarır ölür
Yazdan kalma günün sıcaklığını üstüne başına yedire yaya
Kıçını kalçasını bir o yana bir bu yana çalkalayıp kıvırtarak o kız o şehrin sonbahar sokaklarında,
Ne sahilde fener yanar ne balığa gidenler geri döner
O kadın da öyle,
Elinde köpek belinde kuşa kuşağın kundağında çocuk akşam vaktini sallana sallana eve gidemez
…O herif
İskeledeki vapur kayık direklerine bağrını döşünü gere gere yan gelip yaslanamaz
Kargalar hoplayıp zıplayamaz kırk beşlikler çalarken cevizlikte
Akıl zevk hayal be hayat yarıştırarak makinaların ve cihazların kurup bozduğu dangalağa
Sokaklar boş caddeler tıklım evlerin yüzü gözü pasak kir, solumaya ve yunmaya yetmez yağmurların cılız mecali
Anahtar dersin
Ahbap dersin
Olurdu dersin olmazdı dersin çürümüş bir sakız gibidir laflayıp lakırdayan kilit kapı ve gargara
Üstün zeka çağının dünyayı insana kiltleyip kapattığı cehennemin dibine çakılır ve saplanır herşey
Ve kapılar örtüldüğünde dışardaki kıyamet
Akıl zihin hayat ve sicil tokuşturup yarıştırarak varılan akıbeti furya fena,
İçerdeki ceset morgundan intihar girişimli alış verişi tastamam ederek
İnsanın üstünde anlaşılabilir sadece kan revan ağıt hıçkırık bela hiddet şiddet ve cinnet
Soktatesten bu yana binlerce yıllık tutmuş ay gün hafta ve seneler ve bilmeliydin ki
Bilecektin ki
Biliyor ve farketmiş olacaktın ki
Künyesini sorana cızbız kertiklerde asosyal yorup yığan al işte bildiğin dünya
Bildiğin o bu şu öteki sıfat zamir ismiyle cismiyle burası orası veya bir başkası
Hepsi dahil bildiğin o bu şu öteli veya tek başına toplamda sen kendin
Seyfi Karaca….. Eylül/23
….
TIMARHANE DUVARINA ÜCBES SATIRLA 2
….
Birim basi pul sayar, kupon biriktirir, kapcik yahut ambalaj sarar bükerken hayat, meraklisi insaninin istahini kabarttigi oranda A-SALAKLASMANIN murdar, geberik, muhtac, kevgir, mega, giga, tegra ve mendebur iliskisizligini tükürür kabizlastirir hem sinine hem de sinesine.
Cünkü birim basi akil fikir hayat hayal his duygu düsünce…gibileri tokusturup yaristirmaksizin olup bitecek mebla degildir cesedinden ve cibiliyetinden habersize kovulmus sonsuz ölüm. Ki böylesi savma ve savrulma, ille ELiT BiLGELiGiN vahset dehset zulüm mezalim güncelli savaslarini, silahlarini, ilimlerini, bilimlerini AKIL EDIP ÜRETIR ve YAYGINLASTIRIRKEN, mecburen tüketimilmeye sundugu bütün degerler tomlamindan sönmüs sogulmus kavga nizah gerilim salgin doyumsuzluk ve mutsuzluk kulu ve kölesi insanlik bagimliligina kurulu BORSALAR tezgahini herkese haddinden fazla yetecek derecede sefalet yoksulluk gerilim bunalim hissesiyle dagitip paylastirdigi sirada elbette ki KURUL KARARIYLA degil, kisisel EGOLARINI doyurup tatmin etmek isteyenlerin hüner yöntem sifre formül gibileri labaraturlayarak icat eden BENLiK düskünü cinnet ve cehennem zebanilerinin payesinde veya sayesinde olup biten sabikasi kabarik cürümdür.
Cünkü güzel, saglikli, güvenilir, inanilir, dayanikli ve saygin KALICILIK; sosyal-bireysel adini nasil ve ne sekilde yazdirirsa toplamda özgürlügü, paylasimi, sorumlulugu, kültürü, liyakati, ilgiyi, idraki, iradeyi, sanati…tüm toplumsal degerlerle yoran ve yoguran birbiriyle tokusup yarisan SÜPER ZEKA kusursuz ve mükemmelini her yolu mübah bilerek basari grafigi PARAMETRELERCE kullananin zevkine-keyfine hacic harac ölceklenmelerle degil, ORTAK AKLIN birbirini danisip konusup tartisarak saglikli cikarimlar yaptigi önemseyip önceleyen hassasiyetin emek zahmetleriyle hayatin dengesini dünyasini yurdunu ve yuvasini kurar.
Cünkü keyfiyetin basina buyruk kükümranliginin borsaladigi akil fikir duygu düsünce hayat hayal ve insan tokusturup yaristiran intihar müessesesi insanligin tüm etkin degerleriyle beraber kokusturan ezen cürüten yozlastiiran ve bitiren sonunu getirirke, robot kapsülünde her sekil tüketim piyasasi ruhsuzluguna hormonlasmis SÜPER ZEKALILARIN ayni vampirlesmeden karakteristik bozukluklar hücrelenerek bozulduklari herseyi tüketim bagimliligi kirbaciyle kendilerine hapseden kiyameti ceker cevirirler. ORTAK AKILSA, toplumculugun onurunu haysiyetini dilini tarihini cografyasini dünyasini ilgisini iletisimini sicilini sanatini dünden kaynaklanan degerlerle yarina artirip cogaltmanin zinhinde ve kalbinde yasayabilmenin insanligina adanip armagan olan emek ve cabalar toplamidir.
Bu baglamda DELISINE DIVANE olanlara sonsuz selam ve sevgiyle.
Seyfi Karaca