Kültür Sanat Edebiyat Şiir

madımak sizce ne demek, madımak size neyi çağrıştırıyor?

madımak terimi Mechule tarafından tarihinde eklendi

  • Münzevi Zeyrek
    Münzevi Zeyrek

    Sivas, o Temmuz gecesi... Zaman, ağır aksak ilerliyordu. Gökyüzü, korkunun ve öfkenin kara bulutlarıyla kaplanmış gibiydi. Madımak Oteli’nin duvarları sessizce, çaresizce bekliyordu. O dört duvar arasına hapsedilen sadece insanlar değildi; orada saklı kalan hayaller, umutlar, koca bir toplumun yüreğine işleyen farklılıklar vardı. Ve o gece, alevler sadece tahtayı değil, aynı zamanda o insanlığın en temel değerlerini de yaktı.

    O gece, Madımak’ta yaşananlar; öfkenin, ötekileştirmenin ve tahammülsüzlüğün nasıl canavarlaşabileceğinin canlı bir kanıtı oldu. Gözler, aynı havayı soluyan insanların birdenbire nasıl yabancılaştığını, nasıl birbirine düşman olduğunu gördü. İnsanlık, o ateşin içinde eriyip gitti. Çığlıklar, yangının kavurduğu odalardan taştı; yanık tenlerden yükselen duman kadar ağır, kalplerde bıraktığı yara kadar derin. O gece, sadece bedenler yok olmadı; yüreklerde sevgi, umut ve barışın tohumları da kül oldu.

    Bir insanın yaşam hakkının, nefretin körleştirdiği kalpler tarafından hiçe sayıldığı o karanlık anlarda, Türkiye’nin ortak vicdanı ağır bir yara aldı. Madımak, sadece bir bina değil, aynı zamanda bu yara ile birlikte yüklenen toplumun taşıması gereken bir sorumluluk haline geldi. O kara gece, bir ülkenin derin sessizliğini ve aynı zamanda suskunluğunu simgeledi.

    Madımak’ın alevlerinde yok olanlar sadece bireyler değil; insanlığın en saf ve en güçlü bağlarından biri olan dayanışma ve kardeşlik de kül oldu. O gece, farklılıkların zenginlik değil, tehlike olarak görüldüğü, öfkenin ve korkunun hayatı esir aldığı an oldu. İnsanların canı yanarken, yanan sadece bedenleri değildi; yanan aynı zamanda ortak yaşama iradesiydi. Ve işte o an, toplumun ne kadar kırılgan olduğunu bir kere daha hatırlattı.

    Gözlerin kapanıp, hayatın solduğu o saatlerde, dünyada binlerce hayat aynı anda kayboluyordu; evlatlar, anneler, babalar, kardeşler… Yitirilen her bir hayat, ardında derin bir sessizlik ve tarifsiz bir acı bıraktı. İnsanlığın ne kadar kırılgan olduğunu ve sevginin ne kadar gerekli olduğunu o gece hep birlikte öğrendik. Ama ne yazık ki, acılar bu derslerin en sert öğretmeniydi.

    Yıllar geçtikçe, Madımak olayı hafızalarda bir iz bıraktı, ama o iz ne kadar derinse, onun üstüne basarak yürüyen zaman o acıyı silemedi. O gece, yalnızca geçmişin karanlık bir parçası değil, geleceğe yönelik bir uyarı oldu. İnsanlar hâlâ farklılıklarla yaşamayı öğrenemedi, öfke hâlâ bazen sesini yükseltiyor. Ama Madımak bize söylüyor: “Bu son olsun. Bir daha asla.”

    Küller arasında filizlenen umut kırıntıları da vardır. Çünkü insanlık, karanlıkta en küçük ışığı arar. Madımak’ın külleri arasında, empati, hoşgörü ve barış tohumları ekilmelidir. Yitip giden canların anısına, toplumun kalbinde bir iyileşme başlamalıdır. Bu acı, sadece bir yas değil, aynı zamanda daha iyi bir geleceğin inşası için bir çağrıdır.

    Unutulmamalı ki; acıların üzeri kapatılamaz, onları hatırlamak ve anlatmak gerekir. Çünkü unutmak, aynı yarayı yeniden açmak demektir. Madımak, bir tarih sayfası olarak değil, insanlığın vicdanına kazınmış bir ders olarak kalmalıdır.

    Ve belki de en önemlisi, her kaybedilen hayatla beraber, yüreğimizin biraz daha kırıldığı gerçeğidir. O geceyi yaşayanlar, kaybedenler, bıraktıkları aileler ve tüm toplum, hüzün ve umudun iç içe geçtiği bir sınavdan geçti. İnsanlık sınavı.

    Madımak, sadece yangın değil; yanan bir ülkenin ruhu, sönen umutlar ve kaybolan insanlık değerlerinin yansımasıdır. O yüzden hüzünlüdür, çünkü her gece o alevler, yanan hayatlar yeniden gözlerimizin önünde canlanır. Her yıl, her an, o acı hatırlanır, yaşanır.

    Ve bizler, o geceyi unutmamalı, insan olmanın anlamını yeniden düşünmeliyiz. Çünkü insanlık, acıyla büyür; sevmek için öğrenir, dayanmak için güç bulur. Madımak’ın külleri üzerine kurulan gelecek, ancak barışla, anlayışla, insanlıkla yeşerir.

  • Osman Aslan
    Osman Aslan

    Kalbin varsa türkü yakarsın... Kalbin yoksa insan...

  • Osman Aslan
    Osman Aslan

    "Nerede bir can ölse, oralı olur yüreğim. Olmalı zaten. Olmazsa insan olmaz yüreğim." ~ Ahmed Arif

  • Nazlı Menşur
    Nazlı Menşur

    Allah Allah diyerek insan yakmak İslam'ın kaçıncı şartı?

  • Cillop Kedi
    Cillop Kedi

    Aslında yemeği de yapılan bir ot; fakat bende Sivas Madımak Hotel'ini çağrıştırıyor. Göz göre göre, canlı canlı yakılan o insanlar. Allah hepsine rahmet eylesin....

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    MADIMAK!

    Günlerden öyle bir gündü
    Üstüne tarih düştüğüm
    Gözümün önüne geldi birden
    Balkıyan güzel yüzün.
    ve yüreğim yandısöndü,
    ter bastı avuçlarımı.
    Bir işlek kovan uğultusu
    Kapladı kulaklarımı.
    Uzandım usulca cıgarama;
    Yavan ömrüme katık.
    Ben o gün öldüm gülüm,
    Bir daha ölemem artık.

    Metin Altıok'a.

  • Uğur Tapban
    Uğur Tapban

    Madımak demek katliam demektir.

  • Düşünmüyorum Yine De Varım
    Düşünmüyorum Yine De Varım

    ottur bide oteli vardır için için yanan

  • Oktay Avşin
    Oktay Avşin

    ölen oldü kalan sağlar bizimdir(hep böyle olmuştur)

  • Yaşar Özcan
    Yaşar Özcan

    sivasta yakılan aydınlar...

  • Büşra Özkan
    Büşra Özkan

    Dağda kendiliğinden yetişen ve şehirde çok pahalıya satılan yabani bitki

  • Aliye
    Aliye

    pastane

  • Raca Shine
    Raca Shine

    Madımak; sivas civarlarında rastlanan bir tür bitkidir.
    Madımak; yemek çeşitlerince çeşitli yörelerde rastlanan yeşilimsi bir sebzedir.
    Farkındalıkla;

  • Ela Mihrace
    Ela Mihrace

    madımak oylum oylum
    geliyor selvi boylum :))))
    yemeği pastırmayla enfes olur
    sütlüsüde aynı şekilde harikadır
    ama bıçakla doğramak çok zordur satırla daha kolay doğranır :)))))
    evelik yemlik oy madımak
    teke teke sakalı oy madımak sanırım böyleydi türkü

  • Mehmet Ali Veziroğlu
    Mehmet Ali Veziroğlu

    yabani ottur. tatarlar madımak yemeğini çok güzel yapıyo. aynı ıspanak gibi pişirmişler ama hikmet ottamı tatarlardamı bilmem

  • John Carew
    John Carew

    Öyle bir ot vardı galiba....