Uyuma amacı olmadan yatağa girip mümkünse yorgan veya dengi kalın bir örtü ile vücudun tamamını kafa da dahil olacak şekilde içine sokarak kesinlikle hiç hareket etmeden ve vücudun hareket etme,dışarı çıkma ihtiyacını sürekli bastırarak yarım veya bir saat geçirmek suretiyle[bana on dakika da yeter diyene saygı duyarım :) ] deneyimlenebilecek fenomen... bkz. mazoşist (http://nedir.antoloji.com/mazosist/) bkz. psikopata bağlanmak (http://sozluk.sourtimes.org/show.asp? t=psikopata+baglanmak) bkz. arzular şelale (http://sozluk.sourtimes.org/show.asp? t=arzular+selale) bkz. atın beni denizlere (http://sozluk.sourtimes.org/show.asp? t=atin+beni+denizlere)
Dünyada seslerini sadece hayvanlardan köpek ve atlar ile insanlardan Allah'ın izin verdiği Allah dostlarının duyabildiği ama insanların duyamadığını bilip öğrendiğim azap.. (Allah'u Alem)
Kâfir ve münafık bir kimse dünyadan ayrılıp ahirete yöneldiği zaman gökten siyah yüzlü melekler gelirler. Yanlarında getirdikleri can yakıcı elbise ile o kişinin etrafında göz alabildiğine bir topluluk halinde otururlar. Ölüm meleği de başucunda oturur.
“Ey kötü ve pis rûh! Allah’ın gazabına doğru bedenden çık.” der.
Ölüm meleği ıslanmış yünden kızgın şişin çıkarıldığı gibi ruhu bedeninden çıkarır alır. Ölüm meleği canı alır almaz, melekler onun elinde göz açıp kapanacak kadar bırakmaz, getirdikleri cehennemî elbiseye sararlar.
Ondan yeryüzündeki cîfe kokularının en kokmuşu gibi bir koku çıkar. Onu alıp yükselirler. Karşılaştıkları melek toplulukları:
“Bu kötü ruh da kimin? ” diye sorarlar. Refakatçı melekler, dünyada iken isimlendirilmekte olduğu isimlerin en çirkini ile:
“Falan oğlu falandır.” der. Dünya semâsına geldiklerinde, melekler semânın bu ruha açılmasını isterler, fakat açılmaz.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bu kısımda;
“Âyetlerimizi yalanlayan ve onlara imân etmeyi kibirlerine yediremeyenlere göğün kapıları açılmaz, deve iğnenin deliğinden geçmedikçe de cennete giremezler.
Suçluları işte biz böyle cezalandırırız.” (A’râf: 40)
Âyet-i kerime’sini okumuştur
Bu, bir devenin iğne deliğinden geçmesinin imkânsız olduğu gibi kâfirlerin de cennete girmelerinin imkânsız olduğunu ifade eden açık bir temsildir. Ve amellerinin kabul olunmayışından kinayedir.
Onların ruhları o ulvî makamlara yükselmez.
Allah-u Teâlâ:
“Bunların amel kitabını yedi kat yerin en alt tabakasındaki mühürlü divana yazın.” buyurur.
Sonra bu kötü ruh atılır.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz daha sonra şu Âyet-i kerime’yi okumuştur:
“Allah’a ortak koşan kimse, gökten düşüp de kuşların kaptığı veya rüzgârın bir uçuruma attığı şeye benzer.” (Hacc: 31)
İman; ulviyette semâ gibidir, imandan çıkan kimse semâdan düşüp de kuşların pençesi altında parçalanan ve cesedi lime lime edilen, yırtıcı kuşların kursaklarına lokma lokma giren bir kimse gibi olur.
Neticede ruh kabirdeki cesedine döner. Kabir onu şu sözlerle karşılar.
“Yazıklar olsun sana! Üzerimde gezenlerin bana en çirkini sendin. Seni şimdi teslim aldım.”
O sırada Münker ve Nekir adlı melekler gelir. Arada hiçbir engel yoktur. Onu oturturlar. Müthiş bir korku ve feryat ile oturur.
“Rabb’in kim? ” diye sorarlar. “Bilmiyorum! ” der. “Dinin ne? ” derler. “Bilmiyorum! ” der. “Size peygamber olarak gönderilen Muhammed Aleyhisselâm hakkında ne dersin? ” diye sorarlar. “Onun hakkında bir şey bilmiyorum. Halk onun için peygamberdir derlerdi.” diye cevap verir. Melekler: “Senin dünyada böyle dediğini, burada da böyle diyeceğini biliyorduk.” derler.
Bu arada çirkin yüzlü, kötü elbiseli, pis kokulu birisi gelir. “Seni Allah’ın gazabı ile müjdelerim.” der. O da: “Sen kimsin? ” diye sorar. “Ben senin çirkin amelinim.” diye karşılık verir.
Sonra ona kör, sağır ve dilsiz bir melek musallat edilir. Elinde bütün insanların ve cinlerin kaldıramayacağı ağırlıkta demirden bir topuz vardır. Bu topuzla bir dağa vurulsa, dağ un ufak olurdu. Onunla öyle bir vuruş vurur ki, insan ve cinler hariç her canlı varlık onun bağırışını duyar.
Daha sonra onun için cehenneme bir kapı açılır ve ateşten bir yatak hazırlanır. Cehennemin kavurucu harareti kabre dolar. Kabir ona daralır da daralır, kaburga kemiklerini sıkar da sıkar.
Böylece Allah-u Teâlâ’nın huzurunda muhakeme olunmak üzere kabirden kalkacağı güne kadar bu azap devam eder.
Kâfirler öldükten sonra dirilmeye inanmadıkları için, kabirlerde yatan akrabaları ve dostları ile birleşip buluşmaktan ümitlerini kesmişlerdir. Ahireti hesaplarından çıkardıkları için, hep mutsuzluk içindedirler, ölülerinin tekrar yeni bir hayata erdirileceklerine kani değildirler.
Hesap korkusu olmayınca da iblis gibi fırsat buldukça her fenalığı yaparlar, kendilerine yardaklık edenleri de ümitsizliğe düşürerek cehenneme sürüklerler.
Var mı dünyada günah işlemeyen, söyle: Yaşanır mı hiç günah işlemeden, söyle; Bana kötü deyip kötülük edeceksen, Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden, söyle. HAYYAM
Ahir zaman ümmetine bahşedilen en büyük nimetlerden bir tanesi olarak, kabir azabının uzun olmayacağıdır, sağır sultanın duyduğu bu hadisi peygamber efendimiz asırlar önce bildirmiş, ve konuya açıklık getirmiştir...! !
Sağır duymaz ama soru olarak yöneltebilir...(...kılıfını hazırlayabilirsiniz..)
Kabir nedir? Bunu iyi bilmek gerek.. Kabir İnsan bilincinin içinde sıkışıp kaldığı yerin adıdır bana göre.. İnsanın ruhu ve şuuru bedenine mahkumdur bu dünyada. Esas kabir insanın bedenidir! Ölümü tadan insannın ruhu, beden kabirinden kurtulur. Ama ne var ki kendini hep beden sandığı için, bu seferde mezar kabristanına girer.. Şuur ise seyyahtır, kayda ve mahkumiyete girmez! İnsan diye hitap edilen esasında şuurdur. O hiç yok olmaz vede ölmez.........
kabir azabı haktır.müslüman dünyada kendisini yani nefsini temizlemezse kabirde temizlenecek burdada temizlenmezse mahşerde burdada temizlenmezse cehennemde temizlenecek ondan sonra cennete girecek ölüm çatmadan nefsimizle dünyada mücadele edip kötü ahlaktan kurtarmak kabire temiz bir şekilde girmek
mezara girince dünyadaki hayatına bağlı olarak çekilen azap. Allahım sen bizi kabir azabından ve cehennem ateşinden koru inşallah bizi kabir azabına karşı koruyacak iyi amellerimiz olur...
Bu dünya üzerinde hiç bir suretle eziyete uğramadan! ! ! yaşayabilen bir ademoğlunun, Alem-i dergah'tan, Alem-i Ervah'a göç etmek için yol aldığı vakit,kabir dediğimiz istasyonda sorgu ve suale çekildiğinde,rahatça geçebilmesi adına imtihan edilmesi esnasında, sorulardan 3 yanlış 1 doğru'yu götürürmü bilemeyiz ama,eğer ki yanlışlarının sayısı çoğunluktaysa işte o zaman eziyete uğraması muhtemel olan durum diyebilmekteyim...
Ruh, bedenden ayrıldıktan sonra ta kıyamete kadar olan hali, kabir halidir. Bedenden ayrılan ruhun gördüğü azaba, kabir azabı denmiştir. Çünkü ruh hayatı, insanın ölümüyle başlar. Fakat insan ölünce genellikle kabre konulduğu için, ruh hayatına kabir hayatı denmiştir. Aslında kabir hayatı ruhun hayatıdır. Kabre konulsun konulmasın, bedenden ayrılan ruhun hayatı, azap veya nimeti, kabir hayatı yani ölümden sonraki hayattır.
Sonuç olarak: Kabir azabı vardır, bu azap bedene değil, ruhadır. Rabbim bütün Müslümanlar’ı kabir azabından korusun. Ahiret aleminde, o alemin icabına göre bir bedenimiz olacağı için, azap ve nimet onun vasıtasıyla olabilir. Lakin cismimiz çürüyüp toprak olunca bu azap veya nimet nasıl hissolunacak? denilecek olursa; azap ve mükafat hem bedene ve hem ruhadır, deriz. Lakin bunları hissedecek olan şey ruhtur.
kabir azabı benim görüşüm olarak bir insanın amel defterine göre çektiği bir cezadır eger ömrü boyunca hayır işlemiş,haramdan sakınmışsa,dünya mallarına kendini kaptırmamışsa,allahtan korkarak zülüm işlememişse buinsanın kabirde mükafatı vardır ama akssine terssini yapmışsa işte ozaman büyük ve korkutucu bir azap vardır.ALLAH (c.c) bütün günahlarımızı affetsin.
Bazı metal kalplerin (gümüş de olabilir) , anlamını asla anlayamayacakları, manevi bir ceza! Cennet de, cehennem de... ve kabir azabı da... bu dünyadaki anlamlarıyla var çünkü! ..
Gösterilen resimleri direkt internet yolu ile olsun, direkt arkadaşların göstermesi yolu ile görme şasım oldu (!) ..... Belki kabir azabını yaşayacak kişilerin birisiyizdir bizde...(Allah muhafaza) ... Ama Günümüz dünyasında Allah'ın emirlerine ve resulüne kitabına ve tüm kutsal değerlere rahatlıkla saldıran, hakaret eden, alçaltmaya çalışan insanları gördükçe gerekliliğini kabulleniyorum...! ! ! Çünkü allah herşeyi hakkıyla bilendir...! !
kabir azabı bence insanın du dünyada yaptığı dinizce aykırı olan seylerin cezasını bukduğu yerdir örneğin sana bu dünyada zina yapma dedğinde allah sen yaparsan karsılığını kabir azabında alırsın_! ! ! !
kabir azabı cehennemden sonraki en kötü şey ve benim cehennemden bile çok korktuğum bişey Nedense cehenneme dayanabilecekmişim de kabir azabına uğrarsam daha çok canım yanacakmış gibi geliyor mesela onun korkusundan hiç dedikodu yapmam ben Çünkü bildiğim kadarıyla onun cezası kabir azabı imiş....
anlamayanmı var :) allah yaşatmasın.
Hakkında kutsal kitabımızda açıklama yapılmadığı halde insanların en çok açıklama yaptıkları
Uyuma amacı olmadan yatağa girip mümkünse yorgan veya dengi kalın bir örtü ile vücudun tamamını kafa da dahil olacak şekilde içine sokarak kesinlikle hiç hareket etmeden ve vücudun hareket etme,dışarı çıkma ihtiyacını sürekli bastırarak yarım veya bir saat geçirmek suretiyle[bana on dakika da yeter diyene saygı duyarım :) ] deneyimlenebilecek fenomen...
bkz. mazoşist (http://nedir.antoloji.com/mazosist/)
bkz. psikopata bağlanmak (http://sozluk.sourtimes.org/show.asp? t=psikopata+baglanmak)
bkz. arzular şelale (http://sozluk.sourtimes.org/show.asp? t=arzular+selale)
bkz. atın beni denizlere (http://sozluk.sourtimes.org/show.asp? t=atin+beni+denizlere)
Dünyada seslerini sadece hayvanlardan köpek ve atlar ile insanlardan Allah'ın izin verdiği Allah dostlarının duyabildiği ama insanların duyamadığını bilip öğrendiğim azap.. (Allah'u Alem)
9 mertek (gömmeden önce ölünün üstüne örtülen tahta) altında yaşanan acı ve ızdırap. Yaptıklarımızın karşılığı...
Allah´tan gafil ve perdeli yasagimiz her an!
Çekmemek için bu dünyada çalışmak gerek.. Sığınmak gerek...
Kabir Hayatındaki Azap ve Felâket:
Kâfir ve münafık bir kimse dünyadan ayrılıp ahirete yöneldiği zaman gökten siyah yüzlü melekler gelirler. Yanlarında getirdikleri can yakıcı elbise ile o kişinin etrafında göz alabildiğine bir topluluk halinde otururlar. Ölüm meleği de başucunda oturur.
“Ey kötü ve pis rûh! Allah’ın gazabına doğru bedenden çık.” der.
Ölüm meleği ıslanmış yünden kızgın şişin çıkarıldığı gibi ruhu bedeninden çıkarır alır. Ölüm meleği canı alır almaz, melekler onun elinde göz açıp kapanacak kadar bırakmaz, getirdikleri cehennemî elbiseye sararlar.
Ondan yeryüzündeki cîfe kokularının en kokmuşu gibi bir koku çıkar. Onu alıp yükselirler. Karşılaştıkları melek toplulukları:
“Bu kötü ruh da kimin? ” diye sorarlar. Refakatçı melekler, dünyada iken isimlendirilmekte olduğu isimlerin en çirkini ile:
“Falan oğlu falandır.” der. Dünya semâsına geldiklerinde, melekler semânın bu ruha açılmasını isterler, fakat açılmaz.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bu kısımda;
“Âyetlerimizi yalanlayan ve onlara imân etmeyi kibirlerine yediremeyenlere göğün kapıları açılmaz, deve iğnenin deliğinden geçmedikçe de cennete giremezler.
Suçluları işte biz böyle cezalandırırız.” (A’râf: 40)
Âyet-i kerime’sini okumuştur
Bu, bir devenin iğne deliğinden geçmesinin imkânsız olduğu gibi kâfirlerin de cennete girmelerinin imkânsız olduğunu ifade eden açık bir temsildir. Ve amellerinin kabul olunmayışından kinayedir.
Onların ruhları o ulvî makamlara yükselmez.
Allah-u Teâlâ:
“Bunların amel kitabını yedi kat yerin en alt tabakasındaki mühürlü divana yazın.” buyurur.
Sonra bu kötü ruh atılır.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz daha sonra şu Âyet-i kerime’yi okumuştur:
“Allah’a ortak koşan kimse, gökten düşüp de kuşların kaptığı veya rüzgârın bir uçuruma attığı şeye benzer.” (Hacc: 31)
İman; ulviyette semâ gibidir, imandan çıkan kimse semâdan düşüp de kuşların pençesi altında parçalanan ve cesedi lime lime edilen, yırtıcı kuşların kursaklarına lokma lokma giren bir kimse gibi olur.
Neticede ruh kabirdeki cesedine döner. Kabir onu şu sözlerle karşılar.
“Yazıklar olsun sana! Üzerimde gezenlerin bana en çirkini sendin. Seni şimdi teslim aldım.”
O sırada Münker ve Nekir adlı melekler gelir. Arada hiçbir engel yoktur. Onu oturturlar. Müthiş bir korku ve feryat ile oturur.
“Rabb’in kim? ” diye sorarlar. “Bilmiyorum! ” der. “Dinin ne? ” derler. “Bilmiyorum! ” der. “Size peygamber olarak gönderilen Muhammed Aleyhisselâm hakkında ne dersin? ” diye sorarlar. “Onun hakkında bir şey bilmiyorum. Halk onun için peygamberdir derlerdi.” diye cevap verir. Melekler: “Senin dünyada böyle dediğini, burada da böyle diyeceğini biliyorduk.” derler.
Bu arada çirkin yüzlü, kötü elbiseli, pis kokulu birisi gelir. “Seni Allah’ın gazabı ile müjdelerim.” der. O da: “Sen kimsin? ” diye sorar. “Ben senin çirkin amelinim.” diye karşılık verir.
Sonra ona kör, sağır ve dilsiz bir melek musallat edilir. Elinde bütün insanların ve cinlerin kaldıramayacağı ağırlıkta demirden bir topuz vardır. Bu topuzla bir dağa vurulsa, dağ un ufak olurdu. Onunla öyle bir vuruş vurur ki, insan ve cinler hariç her canlı varlık onun bağırışını duyar.
Daha sonra onun için cehenneme bir kapı açılır ve ateşten bir yatak hazırlanır. Cehennemin kavurucu harareti kabre dolar. Kabir ona daralır da daralır, kaburga kemiklerini sıkar da sıkar.
Böylece Allah-u Teâlâ’nın huzurunda muhakeme olunmak üzere kabirden kalkacağı güne kadar bu azap devam eder.
Kâfirler öldükten sonra dirilmeye inanmadıkları için, kabirlerde yatan akrabaları ve dostları ile birleşip buluşmaktan ümitlerini kesmişlerdir. Ahireti hesaplarından çıkardıkları için, hep mutsuzluk içindedirler, ölülerinin tekrar yeni bir hayata erdirileceklerine kani değildirler.
Hesap korkusu olmayınca da iblis gibi fırsat buldukça her fenalığı yaparlar, kendilerine yardaklık edenleri de ümitsizliğe düşürerek cehenneme sürüklerler.
berzah aleminin azabı.
Var mı dünyada günah işlemeyen, söyle:
Yaşanır mı hiç günah işlemeden, söyle;
Bana kötü deyip kötülük edeceksen,
Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden, söyle.
HAYYAM
Ahir zaman ümmetine bahşedilen en büyük nimetlerden bir tanesi olarak, kabir azabının uzun olmayacağıdır, sağır sultanın duyduğu bu hadisi peygamber efendimiz asırlar önce bildirmiş, ve konuya açıklık getirmiştir...! !
Sağır duymaz ama soru olarak yöneltebilir...(...kılıfını hazırlayabilirsiniz..)
'hatun kişilere azapsız bir yer yok mu? ' sorusunu sorduran azap çeşidi.
Kabir nedir? Bunu iyi bilmek gerek..
Kabir İnsan bilincinin içinde sıkışıp kaldığı yerin adıdır bana göre..
İnsanın ruhu ve şuuru bedenine mahkumdur bu dünyada. Esas kabir insanın bedenidir!
Ölümü tadan insannın ruhu, beden kabirinden kurtulur. Ama ne var ki kendini hep beden sandığı için, bu seferde mezar kabristanına girer..
Şuur ise seyyahtır, kayda ve mahkumiyete girmez! İnsan diye hitap edilen esasında şuurdur. O hiç yok olmaz vede ölmez.........
kabir azabı haktır.müslüman dünyada kendisini yani nefsini temizlemezse kabirde temizlenecek burdada temizlenmezse mahşerde burdada temizlenmezse cehennemde temizlenecek ondan sonra cennete girecek ölüm çatmadan nefsimizle dünyada mücadele edip kötü ahlaktan kurtarmak kabire temiz bir şekilde girmek
mezara girince dünyadaki hayatına bağlı olarak çekilen azap.
Allahım sen bizi kabir azabından ve cehennem ateşinden koru
inşallah bizi kabir azabına karşı koruyacak iyi amellerimiz olur...
yanacaksınız be...yanacaksınız...........))
Bu dünya üzerinde hiç bir suretle eziyete uğramadan! ! ! yaşayabilen bir ademoğlunun, Alem-i dergah'tan, Alem-i Ervah'a göç etmek için yol aldığı vakit,kabir dediğimiz istasyonda sorgu ve suale çekildiğinde,rahatça geçebilmesi adına imtihan edilmesi esnasında, sorulardan 3 yanlış 1 doğru'yu götürürmü bilemeyiz ama,eğer ki yanlışlarının sayısı çoğunluktaysa işte o zaman eziyete uğraması muhtemel olan durum diyebilmekteyim...
Ruh, bedenden ayrıldıktan sonra ta kıyamete kadar olan hali, kabir halidir. Bedenden
ayrılan ruhun gördüğü azaba, kabir azabı denmiştir. Çünkü ruh hayatı, insanın ölümüyle
başlar. Fakat insan ölünce genellikle kabre konulduğu için, ruh hayatına kabir hayatı
denmiştir. Aslında kabir hayatı ruhun hayatıdır. Kabre konulsun konulmasın, bedenden
ayrılan ruhun hayatı, azap veya nimeti, kabir hayatı yani ölümden sonraki hayattır.
Sonuç olarak: Kabir azabı vardır, bu azap bedene değil, ruhadır. Rabbim bütün
Müslümanlar’ı kabir azabından korusun.
Ahiret aleminde, o alemin icabına göre bir bedenimiz olacağı için, azap ve nimet onun
vasıtasıyla olabilir. Lakin cismimiz çürüyüp toprak olunca bu azap veya nimet nasıl
hissolunacak? denilecek olursa; azap ve mükafat hem bedene ve hem ruhadır, deriz. Lakin
bunları hissedecek olan şey ruhtur.
kabir azabı benim görüşüm olarak bir insanın amel defterine göre çektiği bir cezadır eger ömrü boyunca hayır işlemiş,haramdan sakınmışsa,dünya mallarına kendini kaptırmamışsa,allahtan korkarak zülüm işlememişse buinsanın kabirde mükafatı vardır ama akssine terssini yapmışsa işte ozaman büyük ve korkutucu bir azap vardır.ALLAH (c.c) bütün günahlarımızı affetsin.
merak
klostrofobi
Bazı metal kalplerin (gümüş de olabilir) ,
anlamını asla anlayamayacakları, manevi bir ceza!
Cennet de, cehennem de...
ve kabir azabı da...
bu dünyadaki anlamlarıyla var çünkü! ..
Gösterilen resimleri direkt internet yolu ile olsun, direkt arkadaşların göstermesi yolu ile görme şasım oldu (!) .....
Belki kabir azabını yaşayacak kişilerin birisiyizdir bizde...(Allah muhafaza) ...
Ama Günümüz dünyasında Allah'ın emirlerine ve resulüne kitabına ve tüm kutsal değerlere rahatlıkla saldıran, hakaret eden, alçaltmaya çalışan insanları gördükçe gerekliliğini kabulleniyorum...! ! ! Çünkü allah herşeyi hakkıyla bilendir...! !
cehennem kavramı insanların korkularını yeterince güdmüyormuş gibi, ortaya çıkan başka bir kavram.
Kendini bir sey zannetmek (beden) ve bu zannettigin seyin hükmü altinda yasamak! Ve bunun sonucu olarak azap cekmek!
inşallah çekmeyiz.
kabir azabı bence insanın du dünyada yaptığı dinizce aykırı olan seylerin cezasını bukduğu yerdir örneğin sana bu dünyada zina yapma dedğinde allah sen yaparsan karsılığını kabir azabında alırsın_! ! ! !
Bush'la aynı zaman diliminde ve aynı yer kürede yaşamak...
Allah kabir azabından korusun bizleri.
kabir azabı cehennemden sonraki en kötü şey
ve benim cehennemden bile çok korktuğum bişey Nedense cehenneme dayanabilecekmişim de kabir azabına uğrarsam daha çok canım yanacakmış gibi geliyor
mesela onun korkusundan hiç dedikodu yapmam ben
Çünkü bildiğim kadarıyla onun cezası kabir azabı imiş....