70'li yillarda söylediig duygulu TSM sarkilariyla herkesin gönlünde yer ediyormus. Filmleri de vardi. sonradan Cerrahi tarikatina girdi ve sadece ilahi söylemeye basladi... Bialhare Islami camia isi sarkiya türküye dökünce, o da herkesle beraber sarkiya döndü.. Simdi ikisini de yapiyor..
Almanya'daki sehirlerden birine konferansa gelmis dediler.. Iki arkadas gitttik. Dinleyici cogunlugu, Atatürkcü düsünce dernegi, alevi federasyonu gibi sünni Islam ile problemi olan insanlardan olusuyordu. Bir de din ataseliginden birileri vardi. Konuyu bir yerde öyle bir yere getirdi ki, Bunlar (aceba kimler?) Aliyi' de bunlar öldürdü, Hüseyin'i de bunlar öldürdü.. neymis muaviye ictihad farkliligi dolayisiyla tahkir edilemezmis.. olur mu? resmen öldürdülerrrr.. falan diye öyle döktürüyor ki.. Bilim adami sogukkanliligi gitti bir yana. Mahalle mescidinde Asure vaazi eden köy imami gibi... Ha simdi küfr edecek ha simdi aglayacak gerilimiyle izledik sahneyi...
Oradaki cogunluk acaba kimlere karsi böyle doldurulmak isteniyordu? Bundan ne gibi bir kazanc bekleniyordu? .. annayamadik..
Ha bir yerde de 28 Subat hakkinda ne düsünüyorsunuz gibi bir soru geldi.. cevap: '28 subati olumlu buluyorum' olunca salonda derin bir sessizlik...
berekat ben yanimdaki arkadasa bir göz caktim da ikimiz beraber basladik alkisa.. ön taraftakiler bizi tanimadiklarindan, heralde burada alkislenecek diye basladilar onlar da alkislamaya, önden alkisa katilindi diye arkadakiler de eslik etttiler.. ettiler ama, gözleri de bizim yüzümüzdeki hinzir ifadede kaldi...
Bilememek adli romaninda Josef ile Irena'nin eskiden göc ettikleri Fransa'dan 20 yil sonra anavatanlari olan Cek'e geri dönüsleri konu ediliyormus... Tabii ki eski biraktiklari tadlari, özledikleri seyleri geriye döndüklerinde yerinde bulamayacaklar.. bunun aslinda enteresan yani yok.. roman iste bu gibi seyleri anlatiyormus.. Elestirmenler bu romanin yazarin daha önce yayinlanan 'yavaslik' ve 'Kimlik' adli romanlari kadar olamadigini söylüyorlarmis.. Ama yine de baba romanmis... kundera.de öyle diyo..
Almancadaki 'http://www.kundera.de/Biographie/biographie.html'den tercüme edebildigim kadar deneyecegim... Tercümeme kaldinizsa, Allah size de kolaylik versin:
Milan Kundera 01.04.1929 (galiba bir nisan sakasi olarak) tarihinde Cek'te Brno sehrinde dünyaya geldi. Babasi Ludvík Kundera (1891-1971) , Brno Müsiki yüksek okulunda musiki bilimcisi ve bu okulun rektörü idi. Gymasiumda (Lise) okurken ilk hikayelerini yazmaya basladi.2. dünya savasindan sonra, üniversiteye baslamazdan önce bir süre isci ve müzisyen olarak calisti. Üniveriteden sonra, Prag'daki Karl Üniversitesinde Müsik Film ve Edebiyat dallarinda egitim gördü. Prag Müzik ve Dram Akademisi Film fakültesinde önce asistan sonra da profesör olarak görev yapti. Bu arada, hikaye, deneme ve tiyatro eserleri yayinliyordu.Ayni zamanda iki edebiyat dergisi “Literarni noviny” ve “Listy”nin yayin kurulu üyeliklerini de yürütüyordu.1948'de bir cok entellektüel gibi büyük bir coskuile komünist partiyae girdi.1950'de ise bireyselci temayüllerinden dolayi partiden kovuldu... 1952'de üniversite egitimini tamamladiktan sonra Film Fakültesinde Dünya edebiyati lektörü oldu.1956'da 1970'e kadar sürecek olan komünist Parti üyeligi yeniden basladi.1953'te ilk kitabini yayinladi ve 50'li yillarin ortalarinda tercüman, denemeci ve tiyatro yazari olarak faaliyet gösterdi.1958 ve 1968 yillari arasinda 3 cilt halinde yayinladigi 'Gülünc askin kitabi' adli siir derlemesi ile söhreti yakaladi. Ilk Romani 'şaka' (1967) yüzünden Stalinizm ile ters düsmüs oldu.21.08.1968'de Sovyetlerin ülkeyi isgali esnasinda, gözden düsen 'Prag Bahari' adli reform hareketinin en önemli aktörlerinden biri olarak Kundera, Üniversitedeki docentligini kayb etti ve onun tüm kitablari umumi kütüphanelerden tamamiyle kaldirildi. 'Prag Bahari' hareketine angajmani dolayisiyla kendisine yayin yasagi getirildi. Ikinci romani 1973'te Paris'te yayinlandi. Fransa'da Bretagne bölgesindeki Rennes Üniversitesinde ögretim görevlisi olarak calismak üzere müracaat etti. 'Gülme ve Unutmanin Kitabi' adli romani yüzünden 1979'da Cekoslovakya yönetimi tarafindna vatandasliktan ihrac edildi. Bundan sonraki romanlari artik Sovyet hakimiyeti altindaki topraklarda yayinlanamazdi.1981 yilindan beri Fransiz vatandasi... 1986'da Fransizca yazilmis ilk denemesi „L'Art du Roman“ (roman sanati) adiyla yayinlandi. Fransa'da yazilmis ilk romani 'Ölümsüzlük' 1990'da yayinlandi. Rennes Üniversitesi dilbilimleri bölümünde 1978'den beri devam eden uzun ögretim görevliligi sürecinden sonra 1991'den beri de Paris'in ünlü Gallimard Yayinlarinin Lektörler birligi üyesidir. Karisi Vera Hrabankova ile birlikte Paris'te yasamaktadir. Kitablari Fransizca, Almanca ve Ispanyolca baskilari bizzat kendi kontrolü altinda yayinlanmaktadir..
Bildigim kadariyla Türkceye de cevrilmis bir cok kitabi var...
Sehirli insn.. Kalabalik sehir yasaminin tikirinda ve hirsiz yürüyebilmesi icin, bir birlerinin haklarina, kanunlarin kapsama alaninin disinda kalan ara bölmelerde de digerlerinin haklarina saygili olmayi bilen insanlara ihtiyac vardir.. Bu ihtiyac sehir kültürünü dogurur... Bu sehir kültüründen haberdar olan adam demek oluyor bu medeni insan.. Medeni kelimesi de arapcada sehir manasina gelen Medine'den türeme...
Hiz meraklilari icin iyi. Iki koltuklu oldugundan köroglu-ayvaz takilan bireyci hedonist ciftler icin ideal... fiyakali sayilabilecek sürat arabasi. spor araba diye biliniyor... Stuttgart'ta fabrikasi var...
Ingilizcede 13'ten itibaren 19'a kadar olan rakamlarin sonu -teen ile biter... Ergenlik ve az sonrasindaki huysuzluklar, hayata farkli yönelimler ve acilimlar kazandirma istegi ile dolu, kipir, yerinde duramayan, aklina eseni denemeye kalkan durulmamis genclik caglarini ifade icin 13-19 yasa arasi gencligi icin teenager kelimesi kullaniliyor.. ben bunu eskiden tee nager diye düsünüyor ve tee cay da ha bu nager noluyo diye arastirmaya dalmis idim. Bu yastakiler de aksilik caydan pek anlamazlar. cola, cips, snickers, pommes gibi ivir zivirla ögün gecistirme meraklisidir... Acaba caydan anlamayan nesle asina degiliz manasina bir sey mi aceb derken...birisi diyiverdi isin aslinin teen (age) r oldugunu... aydinlanma iyi bir sey...
insanın dinlemekten asla sıkılmayacağı, eğlence fışkıran mfö şarkısı.. sözleri de şöyleydi sanırım
arkadaşları ali derler ali oturur bizim kahvede yakmış abayı bir dilbere nefaset bişi fidan boylu bizim ali pişpirik oynar mfö dinler maç seyreder dedim ki abayı yakmış kıza bundan haberi yok kızın ama aliiii ali desidero
kız cok güzel latif şirin hem kitap kurdu hem bir ahu venüs mü desem afrodit mi eli yüzü düzgün bir içim su elbetteki feminist bir kız metafiziğe de inanmakta bir kusuru var yalnız kızın biraz entel takılmakta optimis hem de pesimis biraz idealizmi de savunmakta ali desidero aliii ali desidero
teoride desen zehir gibi pratik dersen sallamakta bazen ben humanistim diyor bazen rasyonalist oluyor değişik bir psikoloji bir felsefe idiotloji-idiot idiot idiotloji
bizim ali kahveden aynen kız oradan gelip gecirken gözüne kestirip kafasına takıyor bu benim diyor dokunanı yakarım ne yapmalı ne etmeli bir oyunbazlık bir şeytanlık kıza dalavere mi cevirmeli bu beraberlik nasıl olacak ikisi de ayrı telden calıyor centilmencee mi yaklaşmalı familyasıyla mı tanışmalı bir bilene mi danışmalı bu kız sanki bir buzdolabı aliii ali desidero
ali kahvede oturup duruyor kızın gecmesini bekliyor hatun kişi görününce köşeden mfö başlıyor aynen kasetten alii ali desidero matmazel mfö yü duyar duymaz bir an kendinden geciyor ha bayıldı bayılacak derken ali kızın elinden tutuyor ali kız bir klark çekiyorkahvedikiler ınının diyor ınının ınının ınının ınınının ınının ınınııınııın aliii ali desidero
kız pardon diyor başım döndü mfö yakar gönlümü rica ederim gelebilir her genc kızın başına yardım edeyim size istersiniz evinize götüreyim icabında ay nasıl oluur ben sizi hiç tanımıyor ama hem konu komşu ne der sonra merci gideirm tek başıma olur mu ne önemi var diyor oğlan yürüyelim işte ne çıkar bundan hem sizinle de tanışmışız oluruz hem konuşuruz şurdan burdan
ne kibar cocuk diyor kız içinden hem samimi hem vefalı yani bir imtihan cekeyim şuna diyor serseri mi yoksa bir dahi mi diyor felsefeyi sever misin ali diyor biz hep dönerciyiz luther diyor kız, machiavelli şampiyon biziz diyor ali attığımız gollerden belli. aliii ali desidero
kız anlıyor ki dünyalar ayrı ali'ye kibarca bir bye bye ali diyor hay hayyy gözü parlıyor aniden kızın, şeytan tüyü var bu hınzırın ali anlıyor ki doğru yolda hazırım diyor buluşmaya kız diyor ki bu işler narin bugün olmaz ali belki yarıııınn... ali desidero aliiii ali desidero (zvezda,18.11.2002 18:16 ~ 20.11.2002 22:21)
70'li yillarda söylediig duygulu TSM sarkilariyla herkesin gönlünde yer ediyormus.
Filmleri de vardi.
sonradan Cerrahi tarikatina girdi ve sadece ilahi söylemeye basladi...
Bialhare Islami camia isi sarkiya türküye dökünce, o da herkesle beraber sarkiya döndü..
Simdi ikisini de yapiyor..
Almanya'daki sehirlerden birine konferansa gelmis dediler.. Iki arkadas gitttik.
Dinleyici cogunlugu, Atatürkcü düsünce dernegi, alevi federasyonu gibi sünni Islam ile problemi olan insanlardan olusuyordu. Bir de din ataseliginden birileri vardi.
Konuyu bir yerde öyle bir yere getirdi ki,
Bunlar (aceba kimler?) Aliyi' de bunlar öldürdü, Hüseyin'i de bunlar öldürdü.. neymis muaviye ictihad farkliligi dolayisiyla tahkir edilemezmis.. olur mu? resmen öldürdülerrrr.. falan diye öyle döktürüyor ki..
Bilim adami sogukkanliligi gitti bir yana.
Mahalle mescidinde Asure vaazi eden köy imami gibi...
Ha simdi küfr edecek ha simdi aglayacak gerilimiyle izledik sahneyi...
Oradaki cogunluk acaba kimlere karsi böyle doldurulmak isteniyordu?
Bundan ne gibi bir kazanc bekleniyordu? ..
annayamadik..
Ha bir yerde de
28 Subat hakkinda ne düsünüyorsunuz gibi bir soru geldi.. cevap:
'28 subati olumlu buluyorum' olunca salonda derin bir sessizlik...
berekat ben yanimdaki arkadasa bir göz caktim da ikimiz beraber basladik alkisa.. ön taraftakiler bizi tanimadiklarindan, heralde burada alkislenecek diye basladilar onlar da alkislamaya, önden alkisa katilindi diye arkadakiler de eslik etttiler.. ettiler ama, gözleri de bizim yüzümüzdeki hinzir ifadede kaldi...
böyle bir anim oldu gendileriyle...
Bilememek adli romaninda Josef ile Irena'nin eskiden göc ettikleri Fransa'dan 20 yil sonra anavatanlari olan Cek'e geri dönüsleri konu ediliyormus... Tabii ki eski biraktiklari tadlari, özledikleri seyleri geriye döndüklerinde yerinde bulamayacaklar.. bunun aslinda enteresan yani yok.. roman iste bu gibi seyleri anlatiyormus.. Elestirmenler bu romanin yazarin daha önce yayinlanan 'yavaslik' ve 'Kimlik' adli romanlari kadar olamadigini söylüyorlarmis..
Ama yine de baba romanmis...
kundera.de öyle diyo..
Almancadaki 'http://www.kundera.de/Biographie/biographie.html'den tercüme edebildigim kadar deneyecegim...
Tercümeme kaldinizsa, Allah size de kolaylik versin:
Milan Kundera 01.04.1929 (galiba bir nisan sakasi olarak) tarihinde Cek'te Brno sehrinde dünyaya geldi. Babasi Ludvík Kundera (1891-1971) , Brno Müsiki yüksek okulunda musiki bilimcisi ve bu okulun rektörü idi. Gymasiumda (Lise) okurken ilk hikayelerini yazmaya basladi.2. dünya savasindan sonra, üniversiteye baslamazdan önce bir süre isci ve müzisyen olarak calisti. Üniveriteden sonra, Prag'daki Karl Üniversitesinde Müsik Film ve Edebiyat dallarinda egitim gördü. Prag Müzik ve Dram Akademisi Film fakültesinde önce asistan sonra da profesör olarak görev yapti. Bu arada, hikaye, deneme ve tiyatro eserleri yayinliyordu.Ayni zamanda iki edebiyat dergisi “Literarni noviny” ve “Listy”nin yayin kurulu üyeliklerini de yürütüyordu.1948'de bir cok entellektüel gibi büyük bir coskuile komünist partiyae girdi.1950'de ise bireyselci temayüllerinden dolayi partiden kovuldu...
1952'de üniversite egitimini tamamladiktan sonra Film Fakültesinde Dünya edebiyati lektörü oldu.1956'da 1970'e kadar sürecek olan komünist Parti üyeligi yeniden basladi.1953'te ilk kitabini yayinladi ve 50'li yillarin ortalarinda tercüman, denemeci ve tiyatro yazari olarak faaliyet gösterdi.1958 ve 1968 yillari arasinda 3 cilt halinde yayinladigi 'Gülünc askin kitabi' adli siir derlemesi ile söhreti yakaladi. Ilk Romani 'şaka' (1967) yüzünden Stalinizm ile ters düsmüs oldu.21.08.1968'de Sovyetlerin ülkeyi isgali esnasinda, gözden düsen 'Prag Bahari' adli reform hareketinin en önemli aktörlerinden biri olarak Kundera, Üniversitedeki docentligini kayb etti ve onun tüm kitablari umumi kütüphanelerden tamamiyle kaldirildi. 'Prag Bahari' hareketine angajmani dolayisiyla kendisine yayin yasagi getirildi. Ikinci romani 1973'te Paris'te yayinlandi. Fransa'da Bretagne bölgesindeki Rennes Üniversitesinde ögretim görevlisi olarak calismak üzere müracaat etti. 'Gülme ve Unutmanin Kitabi' adli romani yüzünden 1979'da Cekoslovakya yönetimi tarafindna vatandasliktan ihrac edildi. Bundan sonraki romanlari artik Sovyet hakimiyeti altindaki topraklarda yayinlanamazdi.1981 yilindan beri Fransiz vatandasi...
1986'da Fransizca yazilmis ilk denemesi „L'Art du Roman“ (roman sanati) adiyla yayinlandi. Fransa'da yazilmis ilk romani 'Ölümsüzlük' 1990'da yayinlandi. Rennes Üniversitesi dilbilimleri bölümünde 1978'den beri devam eden uzun ögretim görevliligi sürecinden sonra 1991'den beri de Paris'in ünlü Gallimard Yayinlarinin Lektörler birligi üyesidir.
Karisi Vera Hrabankova ile birlikte Paris'te yasamaktadir.
Kitablari Fransizca, Almanca ve Ispanyolca baskilari bizzat kendi kontrolü altinda yayinlanmaktadir..
Bildigim kadariyla Türkceye de cevrilmis bir cok kitabi var...
Kitablarin bölümleri...
Sehirli insn..
Kalabalik sehir yasaminin tikirinda ve hirsiz yürüyebilmesi icin, bir birlerinin haklarina, kanunlarin kapsama alaninin disinda kalan ara bölmelerde de digerlerinin haklarina saygili olmayi bilen insanlara ihtiyac vardir.. Bu ihtiyac sehir kültürünü dogurur... Bu sehir kültüründen haberdar olan adam demek oluyor bu medeni insan..
Medeni kelimesi de arapcada sehir manasina gelen Medine'den türeme...
Hiz meraklilari icin iyi. Iki koltuklu oldugundan köroglu-ayvaz takilan bireyci hedonist ciftler icin ideal... fiyakali sayilabilecek sürat arabasi.
spor araba diye biliniyor...
Stuttgart'ta fabrikasi var...
Ingilizcede 13'ten itibaren 19'a kadar olan rakamlarin sonu -teen ile biter... Ergenlik ve az sonrasindaki huysuzluklar, hayata farkli yönelimler ve acilimlar kazandirma istegi ile dolu, kipir, yerinde duramayan, aklina eseni denemeye kalkan durulmamis genclik caglarini ifade icin 13-19 yasa arasi gencligi icin teenager kelimesi kullaniliyor..
ben bunu eskiden tee nager diye düsünüyor ve tee cay da ha bu nager noluyo diye arastirmaya dalmis idim. Bu yastakiler de aksilik caydan pek anlamazlar. cola, cips, snickers, pommes gibi ivir zivirla ögün gecistirme meraklisidir... Acaba caydan anlamayan nesle asina degiliz manasina bir sey mi aceb derken...birisi diyiverdi isin aslinin teen (age) r oldugunu...
aydinlanma iyi bir sey...
insanın dinlemekten asla sıkılmayacağı, eğlence fışkıran mfö şarkısı..
sözleri de şöyleydi sanırım
arkadaşları ali derler ali oturur bizim kahvede
yakmış abayı bir dilbere nefaset bişi fidan boylu
bizim ali pişpirik oynar mfö dinler maç seyreder
dedim ki abayı yakmış kıza bundan haberi yok kızın ama
aliiii ali desidero
kız cok güzel latif şirin hem kitap kurdu hem bir ahu
venüs mü desem afrodit mi eli yüzü düzgün bir içim su
elbetteki feminist bir kız metafiziğe de inanmakta
bir kusuru var yalnız kızın biraz entel takılmakta
optimis hem de pesimis biraz idealizmi de savunmakta
ali desidero aliii ali desidero
teoride desen zehir gibi pratik dersen sallamakta
bazen ben humanistim diyor bazen rasyonalist oluyor
değişik bir psikoloji bir felsefe idiotloji-idiot idiot idiotloji
bizim ali kahveden aynen kız oradan gelip gecirken
gözüne kestirip kafasına takıyor
bu benim diyor dokunanı yakarım
ne yapmalı ne etmeli bir oyunbazlık bir şeytanlık
kıza dalavere mi cevirmeli bu beraberlik nasıl olacak
ikisi de ayrı telden calıyor
centilmencee mi yaklaşmalı familyasıyla mı tanışmalı bir bilene mi danışmalı
bu kız sanki bir buzdolabı
aliii ali desidero
ali kahvede oturup duruyor kızın gecmesini bekliyor
hatun kişi görününce köşeden mfö başlıyor aynen kasetten
alii ali desidero
matmazel mfö yü duyar duymaz bir an kendinden geciyor
ha bayıldı bayılacak derken ali kızın elinden tutuyor
ali kız bir klark çekiyorkahvedikiler ınının diyor
ınının ınının ınının ınınının ınının ınınııınııın
aliii ali desidero
kız pardon diyor başım döndü mfö yakar gönlümü
rica ederim gelebilir her genc kızın başına yardım edeyim size istersiniz
evinize götüreyim icabında
ay nasıl oluur ben sizi hiç tanımıyor ama
hem konu komşu ne der sonra merci gideirm tek başıma
olur mu ne önemi var diyor oğlan
yürüyelim işte ne çıkar bundan hem sizinle de tanışmışız oluruz
hem konuşuruz şurdan burdan
ne kibar cocuk diyor kız içinden hem samimi hem vefalı yani
bir imtihan cekeyim şuna diyor serseri mi yoksa bir dahi mi
diyor felsefeyi sever misin ali diyor biz hep dönerciyiz
luther diyor kız, machiavelli
şampiyon biziz diyor ali attığımız gollerden belli.
aliii ali desidero
kız anlıyor ki dünyalar ayrı ali'ye kibarca bir bye bye
ali diyor hay hayyy
gözü parlıyor aniden kızın, şeytan tüyü var bu hınzırın
ali anlıyor ki doğru yolda hazırım diyor buluşmaya
kız diyor ki bu işler narin bugün olmaz ali belki yarıııınn...
ali desidero aliiii ali desidero
(zvezda,18.11.2002 18:16 ~ 20.11.2002 22:21)
kaynak:
http://sozluk.sourtimes.org/show.asp? t=ali+desidero
alttaki yazinin araklandigi site:
http://www.medyakronik.com/hays_ars/baskamedya/bsk_komnst.html