Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • cebir16.02.2007 - 13:56

    Cebir' kelimesini Türk ve Dünya literatürüne kazandıran kişi Harezmî. Kendisi de Türk aynı zamanda. Bir zamana kadar bu ismin meşhur kimyacı Câbir'in batıdaki ismi olan 'ceber'den türediğini sanılmış fakat aslen Harezmî'nin 'El-Cebr ve’l-Mukabele' isimli eserinden alınmıştır. Zira Almanca ve İngilizce'de de 'algebra' ismiyle telaffuz edilir.
    Kaynaklarda 'cebir' ilminin ismini 'zorlama, baskı uygulama' anlamına gelen 'cebir' kelimesinden alındığına dair direkt bir bilgi yok. Fakat mümkündür. Zira cebir zihni zorlayan ve herkesin kolayca anlayamayacağı (bknz. ben) bir bilim dalı.
    El-Cebr ve’l-Mukabele ismi zaten 'cebir ve eşitlikleri' anlamına geliyor.
    Mukabele'nin tam anlamı karşılık verme ve arapça; zorlayan anlamındaki cebir de arapça..
    Hasılı mümkündür. neden olmasındır yeterki siz isteyin (değildir) ama olabilirdir.

  • tavşan16.02.2007 - 11:22

    'tavışgan' daha eski söylenişi 'tabışgan'.
    'tavranmak' (hızlıca hareket etmek) fiilinin türevi olmasını mümkün görerler..
    Ayrıca On İki Hayvanlı Türk Takviminde 4. yıla tekâbül eden yıldır (bknz. tavşan yılı) .
    Sıcak kanlı hayvandır, Ankara'da tavşan avı sezonu yaklaşmaktadır. Ava olan merakımın yanısıra hafiften 'kıyamama' sendromları yaşamaktayımdır. kısmen 'tövbeliyim'dir.
    Kanı sıpsıcaktır, eti kıpkırmızıdır çokta lezîz değildir.
    Geceleri gözü pırıl pırıl parlamaktadır ve feneri tavşanın gözüne tuttuğunuzda hiç biryere kıpırdayamamaktadır. vs.
    Ama tövbeliyimdir, ava gitmeyeceğimdir..

  • handere16.02.2007 - 11:08

    Yalova.

  • sürmene bıçağı16.02.2007 - 11:07

    Bir Sürmene'li arkadaşıma 'sürmene bıçağının özelliği ne' diye sorduğumda cevabı ' keskin olmasıdır' olmuştu..
    Çok ilginç değil mi..
    Keskin bir bıçakmış.. Sonrada 'neden karadenizlileri tîye alıyorsunuz..? ' diye serzenişte bulunuruz..
    Bizimkiler hakediyor bazen..

  • hamle16.02.2007 - 10:54

    Arapça 'yükleniş'.
    Sorumluluğu, doğacak sonuçları yüklenip harekete geçmek.
    'haml etmek' fiilide aynı kökenden; bir başkasına yüklemek anlamında..
    Banka çeklerinde de 'hamiline' ifâdesi kullanılır..
    'yükleniciye' yani o çeki bankaya götüren herhangi birisi çeki tahsil edebilir..
    Birde 'hamule senedi' vardır trenlerde malın yük vagonuna yüklendiğini gösteren belgedir.
    'hammâl' yüklenen demektir.
    Ve son olarak 'hâmile' vardır ki 'yük taşıyan kadın' dır, müennestir.
    Kutsal taşıyıcıdır

  • çapak15.02.2007 - 19:02

    'çalbak' daha eskisi 'çelpek'.
    Orijinal türkçe.
    Lügatte 'göz kenarlarında oluşan kurumuş sümük' olduğu yazsada sümük pek yakışmamış gibim sankim.. Artık göze verilen kıymetten midir, gözyaşının kudsiyetinden midir, nedir.. 'sümük' abes kaçıyor biraz..

  • tecessüs15.02.2007 - 18:33

    Merak etme, araştırma..
    Cemil Meriç'in yazılarında sık kullandığı bir kelimedir; tecessüs. Kendini anlatırken 'bitmeyen tecessüs sahibi' ifâdesini kullanır, bitmeyen tükenmeyen bir merak.. Ve aynı tecessüsü okuyucusunda da uyandırır.
    'Câsus' kelimeside aynı kökenden; bilgi toplayan, araştıran..
    'cess' vardır daha derininde 'el yordamıyla aramak' anlamında bir fiil.
    İslam literatüründe 'tahassus' un zıddı olarak kullanılır. Tahassustaki mana daha müsbet; tecessüste kusur arama anlamıda var.. Kusurlarıyla beraber arama, araştırma. Fakat Cemil Meriç'in tecessüsünün meyvesi İslamdır. Ne kadar tecessüs edilirse edilsin dürüst bir mütecessisin varacağı kaçınılmaz hakikattir bu.. Ama dürüst bir mütecessisin.. dürüst..

  • müntezir15.02.2007 - 17:20

    İntizâr edilen, beklenen; bakılan..

  • metruk15.02.2007 - 17:13

    Buda 'terk' ten nasibini alan..
    'metrûk' terk edilmiş, unutulmuş;
    Kayıklarından yoksun metrûk kayıkhane..

  • mükesser15.02.2007 - 17:08

    Kesîr..?
    Kırık..
    Mükesser
    Kırılmış...Kesrete uğramış ve kesretten nasibini almış..
    Cemî mükesser.. (kırık çokluk)