Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • iyilik05.10.2006 - 16:29

    İyilik neye yarar,
    Öldürülürse iyiler çarçabuk,
    ya da iyilik görenler?

    Özgürlük neye yarar,
    yaşarsa bir arada
    özgürlerle tutsaklar?

    Akılsız olmak madem ekmek sağlar herkese,
    akıl neye yarar?
    ....
    Bertolt Brecht

  • Enkidu04.10.2006 - 19:49

    'gece gündüz ağladım ardından; ölüsünü gömdürmek istemedim. gözyaşlarımın hatırı için arkadaşımın dirileceğini düşündüm. o ayrılıp gittikten sonra hayatım, anlamını yitirdi.' (gılgamış destanından)
    tanrılar tarafından gılgamış'ın despotluğuna son vermesi için yaratılan kişi. ama daha sonra gılgamış'la çok iyi birer dost olmuşlardır.

  • insan olmak04.10.2006 - 18:15

    'bu dünyada kendin olarak kalabilmek...dünyanın en zor savaşını vermektir...
    bu savaş bir başladımı...artık hiç bitmez....'

  • oku oku adam ol !!!03.10.2006 - 01:01

    Yerinde Cevap

    kitapçıya sordu:
    -bu kitap güzel mi?
    -bilmem,okumadım.
    -kitap satıpta okumamak olur mu?
    -kitapçı değil de eczacı olsaydım sattığım ilaçların hepsini içmem mi gerekirdi?)))))))))))

  • yedi karanfil02.10.2006 - 00:52

    Unutanlar hatırlamış olsun, bilmeyenler de öğrensin ki; bir dönem tam da müziğin yozlaşmaya başladığı zamanlarda bu ülkeden tam 7 adet mükemmel enstrumental albüm geçti.(üniversite yıllarıma ait deftere düşülen yedi karanfil öyküsünü hatırladım.)

  • halay01.10.2006 - 03:59

    omuzdan tutun beni halaya katın beni diye başlar türkümüz...Sivas ve Yozgat halayları ilgi alanıma girer...G.antep'te çalıştığım yıllarda çekilen bir halay beni şaşırtmıştı.en baştaki üç kişi halay çekerken diğerleri sadece yürüyerek halaya eşlik ediyordu.gelenek böyleymiş,öğrendim...

  • davulun sesi uzaktan hoş gelir01.10.2006 - 03:11

    çalınış amacına bağlı biraz da...yer ve zamanla doğrudan ilintili.davul ve zurna eşliğinde halaya durmak çok keyifli gelir...)))))

  • mehmet eroğlu01.10.2006 - 01:00

    'Gökyüzünde başıboş bir aydınlatma fişeği, onun sağ yanında omzunu kaşıyıp duran Ali, solunda ise gecenin soğuğu vardı. Ben! Hatırlıyorum; ben O'nun birkaç metre..' Mehmet Eroğlu'nun yazdığı Adını Unutan Adam adlı roman, aslında devrimci romantiklere, 1968 kuşağına yakılmış bir ağıt; bu kitabın öyküsü de unutulan adların hikâyesidir.okurken biraz zorlandım sanki.düşle gerçek yaşam arasında kalan olaylar...'Düş Kırgınları'kitabı da okunacaklar listemde...

  • kız kurusu29.09.2006 - 11:38

    ...ne zaman icat edildi ki? patlıcan ya da biber kurusu gibi bişey mi acep? sultanlığın keyfini yaşamak olarakta algılamak isterim ben.bilinçli bir eve kapanma,evi sevme,benimseme,valla kuru muru da değilim bikerem,64kg.iyidir...hiiççç üstüme alınmıycam işte :)))))

  • hasan hüseyin korkmazgil28.09.2006 - 13:23

    ...Otuzun tadı nedir
    Tadı nedir kırka merdiven dayamanın
    Meyvalardan neye benzer elliden öte
    Kaç beş köşelidir yetmişbeşlerde dünya
    Seksende ne görünür kadın bacakları insanın gözüne

    Seksenden öte giden yolda ne yandan doğar güneş
    Öpüşmek tuzlu mudur ekşi midir kekremidir yoksa
    Belalı bir uçurum mu dönüp geriye bakmak
    Ne soracak vakit bulduk
    Ne de bir söyleyen çıktı
    Yaşadık yetmiş yaşın bütün sığlıklarını daha onbeşimizde
    ...