Amerikan Kanser Araştırmaları Enstitüsü (AICR) , 2007’ye sağlıklı bir başlangıç yapmanız için, vücudu kanser, kalp krizi, Alzheimer ve diyabet gibi ciddi rahatsızlıklara karşı koruyan besinlerin listesini açıkladı. İşte Amerika’nın en iyi uzmanlarının hazırladığı besin reçetesi:
Kalbi koruyor BADEM: Her gün, bir çay fincanın yarısını dolduracak miktarda, yani 30 gram badem yemeyi ihmal etmeyin. Omega-3 asitli yağları açısından oldukça zengin bir besin olan badem, kandaki kötü kolesterol (LDL) oranını yüzde 4.4 oranında düşürüyor. Badem böylece damar tıkanıklıklarını önleyerek, dolaşım sisteminin düzenli olarak çalışmasını sağlıyor; kalbi koruyor.
Diyabeti önlüyor KAHVE: Günde iki fincan kahve, özellikle orta yaşlardan sonra görülen Parkinson ve Tip-2 diyabete karşı vücudu koruyor. Kahvede bulunan kafein maddesi, diyabete yakalanma riskini yüzde 35 azaltıyor. Ayrıca ağrı kesici özelliği de bulunuyor. Ancak kahveyi mutlaka kalsiyum deposu olan sütle için. Böylece kafeinin kemikleri zayıflatmasını engellemiş olursunuz.
Sinirleri rahatlatıyor TARÇIN: Her yemekten sonra içinde bir miktar tarçın bulunan bir tatlı yemeyi unutmayın. Tatlı yemek istemiyorsanız, küçük bir çay kaşığı dolusu tarçını doğrudan suya ekleyerek içebilirsiniz. Tarçın kan şekerini düzenliyor, ayrıca sinir sistemini rahatlatıyor. Öte yandan köri baharatının içinde bulunan Tumerik adlı maddenin eklem iltihabını ve romatizmayı önlediğini unutmayın.
Patatesi haşlayın PATATES: Antioksidanlar yönünden çok zengin. Amerikan Tarım Dairesi’ne göre en yararlı 100 besinler arasında 17’nci sırada yer alıyor. Akciğer kanseri, diyabet ve kalp krizine karşı koruyor. Ancak patatesi kızartmak yerine, yağsız bir şekilde haşladıktan veya fırında pişirdekten sonra yemeyi tercih edin.
Kaslar için faydalı SEBZE ÇORBASI: Doyurucu ancak kalorisiz bir yiyecek olduğu için özellikle kilo vermek isteyenlerin bir numaralı tercihi. Ayrıca, özellike sebze çorbası sodyum bakımından zengin. Bir kase sebze çorbasında 500 miligram sodyum bulunuyor. Sodyum, sinir sistemi ve kasların düzenli olarak çalışmasını sağlıyor. Ayrıca vücuttaki sıvı miktarının dengesini düzenliyor. Ancak günde 1500 miligramdan fazla sodyum tansiyon ve kalp rahatsızlıkları konusunda tam bir ters etki yaratıyor.
Kansere karşı birebir ZEYTİNYAĞI: Zeytinyağı kanser riskini azaltıyor. Günde 25 ml. zeytinyağı alanların idrarlarında, hücrelere zarar veren ’8oxodG’adlı maddenin seviyesinin azaldığını ortaya çıkardı. Zeytinyağı kanserin yanısıra iyi kolesterol (HDL) oranın artmasını sağlayarak kalbi koruyor. 1 çorba kaşığı zeytin yağında 120 kalori bulunuyor. Bu nedenle günde 6 çorba kaşığını geçmeyin.
Kanseri engelliyor ÇAY: Siyah veya yeşil olsun, çayın her türü kanser riskinin azaltılmasında etkili bir rol oynuyor. Çay, kadınlarda rahim kanserine yakalanma riskini yüzde 50 azaltıyor. Göğüs kanseri içinse bu oran yüzde 60’a kadar çıkıyor. Çay ayrıca Alzheimer ve kalp krizine karşı vücudu koruyor.
Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Ankara Şube Başkanı Mahmut Kasapoğlu, Halepçe’deki olaydan Mesut Barzani ve Celal Talabani’nin haberi olduğunu açıkladı. 16 Mart 1988’de yaşanan olayla ilgili olarak ilginç bilgiler veren Kasapoğlu, “Dönemin Irak yönetimi, ikisini de uyarmıştı” dedi.
SALDIRIYI BİLİYORLARDI
KasapoĞlu, şok açıklamalarına şöyle devam etti: Saldırı, bölgeye sızmış olan İranlı unsurlara karşı düzenlenmişti. Barzani ve Talabani’ye 48 saat içinde tahliye edin bilgisi verildi. İkisi de kasıtlı olarak bölgeyi boşaltmadı...
Güle oynaya katliam
Celal Talabani, 16 Mart 1988’deki Halepçe katlimanından hemen önce “Kimyasal Ali” lakaplı Ali Hasan El Mecid ve Saddam Hüseyin’in sağ kolu İzzeddin El Duri’ye birlikte halay çekmiş
* Ceyhun BOZKURT
ABD’nin Irak’a ilk müdahalesinin önünü açan ve tarihe “Halepçe Katliamı” olarak geçen ve 16 Mart 1988 tarihinde Irak Ordusu’nun kimyasal silahlarla saldırdığı söylenen olayla ilgili çok çarpıcı bir iddia ortaya atıldı. O tarihlerde çekildiği belirtilen fotoğraflarda ABD tarafından Irak Devlet Başkanı sıfatı verilen aşiret reisi Celal Talabani ile katliamın sorumluları olarak gösterilen İzzeddin El Duri ve Kimyasal Ali yan yana görülüyor. Fotoğraflarda Talabani olduğu belirtilen kişiyle Saddam’ın askerlerinden İzzeddin El Duri ve Kimyasal Ali lakaplı Ali Hasan El Mecid yan yana halay çekiyor. Samimi fotoğraflar, Halepçe katliamının arkasında başka bir planın olduğunu gösterir nitelikte.
Saldırıdan haberleri vardı Bu iddiayı güçlendiren bir başka iddia da Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Ankara Şube Başkanı Mahmut Kasapoğlu’ndan geldi. Kasapoğlu, Halepçe’deki olaydan Barzani ve Talabani’nin haberi olduğunu söyledi. O dönem Irak Yönetiminin Barzani ve Talabani’ye “İran askerleri, sivil unsurlar olarak o bölgeye sızdı. Bölgeye kimyasal göndereceğiz. 48 saat içinde bölgedeki Kürtleri tahliye edin” talimatı göndermiş ve bu ikisi de “olur” cevabını verdiğini kaydeden Kasapoğlu şunları söyledi:
Bölgeyi bilerek boşaltmadılar “Halepçe’ye kimyasal silahla saldırı olacağını hem Mesud Barzani hem de Celal Talabani biliyordu. Bölgeyi bilerek boşaltmadılar. Zaten orada da belirtildiği gibi çok fazla insan hayatını kaybetmedi. 50-60 kişinin hayatını kaybettiğini söyleyebilirim.”
O tarihlerde çekildiği belirtilen fotoğraflarda ABD tarafından Irak Devlet Başkanı sıfatı verilen aşiret reisi Celal Talabani ile katliamın sorumluları olarak gösterilen İzzeddin El Duri ve Kimyasal Ali yan yana görülüyor.
Kimyasal gazlarla katlettiler
İran-Irak Savaşı’nın sekizinci yılında Enfal Operasyonu kapsamında gerçekleştirilen Halepçe Katliamı’nda, binlerce Kürt korkunç şekilde hayatını kaybetti. 16 Mart 1988’de gerçekleştirilen katliam sırasında İran sınırına yakın bir bölgede bulunan Halepçeliler, Irak ordusunun yaptığı hava bombardımanından sonra sığınaklara çekildilerse de bir süre sonra helikopter ve uçaklardan atılan kimyasal gazlardan kendilerini kurtaramadılar. Saldırılarda en az 5,000 sivil öldü, 10,000’den fazla sivil yaralandı.
A. Kozanoğlu Ali Balkaner Alp Yalman Armatör Sadıkoğlu Ailesi Ateş Ünal Erzin Boronkay Bezmen’ler Cem Boyner Çiftçiler Holding Çapa Ailesi (Çapamarka) Dinçkök Demirağ Ailesi (Mehmet Nuri ve kardeşi Abdurrahman Naci) Dilberler Mağazaları Eczacıbaşı Erdoğan Demirören Erol Aksoy Esenpen (Esen Özgener) Erkut Yücaoğlu Feyyaz Berker (Tekfen) Feyzi Akkaya (STFA) Gorbon İbrahim Ethem Ulagay İlaç İpar Ailesi Kazım Taşkent (Yapı Kredi) Koç Holding Kutman Ailesi (Doluca Şarapları) Mehmet Üstünkaya Manisalı Elginkan Ailesi (ECA) Mustafa Taviloğlu Ömür Yoğurtları Öngüt’ler Öner Akgerman (Çimentaş) Özgörkey Ailesi (İzmir Pepsi) Refik Baydur Rumeli Holding (Uzanlar) Raşit Özsaruhan (Metaş, Betontaş) Selim Edes Sohtorik Şarık Tara- Şadi Gülçelik (ENKA) Uğur Mengenecioğlu (UM Denizcilik) Ulusoy Ailesi (Ulusoy Taşımacılık) Yaşar Holding Zorlu Ailesi
Araştırmacı Yalçın Küçük, aralık ayında 'Sabetayizm ve Grup Seks' adlı kitabını piyasaya çıkaracak. Kitabı üzerine Tempo'ya konuşan Küçük, başta Hülya Avşar olmak üzere birçok ünlü hakkında iddialarda bulundu. İşte röportajdan satırbaşları: Sabetayizmle, grup seks hep iç içe oldu. Buna 'Kuzu Festivali' denir. İki çift, Doğu dinlerinde olduğu gibi baharda süslenir, yemek yer. Sonradan da eşler değişir. İnanışa göre günah artınca Mesih gelecek, kurtuluş olacak. Günah işleyerek kurtulma Sabetayizm'in temel dinsel kurallarından birisi. Sabetayistlerin hiçbirinin aşık olduğunu göremezsiniz. Hiçbiri de birbirini kıskanmıyor. Daima birbirleriyle birlikteler. Tamamen sosyete içinde oluyor. Sonradan affediyorlar. Dolayısıyla evlilik müessesesini yıkıyorlar. Evlilik müessesesi yıkılabilir. Ama büyük bir ahlaki bozukluk da beraberinde geliyor. Sabetay Sevi'nin getirdiği kural, Türk Müslüman'la evlenmeyi asla uygun görmez. Bu nedenle iç evlenmeler (endogami) başlıyor. Bununsa çok büyük sakıncaları var. Dolayısıyla ben bir insanın Sabetayist olup olmadığına bakarken evlendikleri kişilere dikkat ediyorum. Çoğu Hıristiyanlarla evleniyor.ÇOK KAZANANLAR SABETAYİST Hülya Avşar, Sabetayların propagandasını yapıyor, aile kurumunu altüst ediyor. Medya sayesinde de yayıyor. Zavallı Kaya boşanmak istiyordu, oligarşi engel oluyordu. Çünkü evli görünmesi bazılarının işine geliyordu. Ali Güven tamemen kamuflaj. Avşar'ın cemaat içindeki ilişkisini gizliyor. Aslında Hülya Avşar'ın İbrani ve Sabetayist olabileceğini hiç aklıma getirmezdim. Bir gün, 'Kaya usturuplu zina yapıyor' diye konuştu. Bu, tipik Sabetay emridir. Hipotezimi, 'Bu ülkede çok para kazanan, ünlü olan herkes İbrani'dir' üzerine kuruyorum. Bunun üzerine araştırma yapıyorum. Şimdiye kadar hiç yanılmadım. İsimleri veriyorum. Kimse de yalanlamıyor. Rantiye (banka faizi ya da hisse senedi geliriyle yaşayan kimse) olmayan hiç kimseyi incelemiyorum. Haldun Dormen'i incelemedim. Sonunda eski karısı Betül Mardin çok kızdırdı, o zaman yazdım. Mardin'in gelini Ayşe Arman buraya geldi, 'Biz de öyle değil miyiz? ' dedi. 'Bilmiyorum' dedim. Sonunda Ayşe, kızının adını Alya Mey koydu. Ben de kızının adının İbrani olduğunu yazdım. Hak ettiği yere gelenleri yazmıyorum. Yeteneksizliğine rağmen zirvedeMustafa ve Yılmaz Erdoğan kardeşlerin İbrani asıllı olabileceği hiç aklıma gelmezdi. Tiyatroya -en az kibar deyimle söyleyeyim- bu kadar az yatkın bir insanın, bu düzende, bu kadar para kazanıyor olması... Şeyh Sait torunuyla evlenmesi ise bir kaza. Ama ilk karısının adı Sanem, soyadı Oktar. Bu da benim kurallarımla tutarlı.Hiçbir zaman kuşkum yoktuGülben Ergen'in İbrani asıllı olduğuna kuşku yok. Zaten Mustafa Erdoğan'la evli. Başka bir dizide bütün bunların skandallarını yazacağım. Daha önce işaret ediyordum.Şimdi sistemli yazacağım. 'Tony Bey' ile anlaşıldıPInar Altuğ'un bu skandalı çıkınca, onunla ilgili bütün programların başında saatlerce durdum. Sonunda televizyonda da gördüm. İlk konuşmalar falan... Tony Bey diyordu. O zaman 'tamam' dedim...
'Vuslatından gayrı el çektim yeter ey bivefa
Dilfikar ettin beni şimden geru eyle sefa
Hicr-i suzanınla her an eyledin cevr-ü cefa
Dilfikar ettin beni şimden geru eyle sefa'
sürekli bas...
bir resim sergisinden tablolar...
Amerikan Kanser Araştırmaları Enstitüsü (AICR) , 2007’ye sağlıklı bir başlangıç yapmanız için, vücudu kanser, kalp krizi, Alzheimer ve diyabet gibi ciddi rahatsızlıklara karşı koruyan besinlerin listesini açıkladı. İşte Amerika’nın en iyi uzmanlarının hazırladığı besin reçetesi:
Kalbi koruyor
BADEM: Her gün, bir çay fincanın yarısını dolduracak miktarda, yani 30 gram badem yemeyi ihmal etmeyin. Omega-3 asitli yağları açısından oldukça zengin bir besin olan badem, kandaki kötü kolesterol (LDL) oranını yüzde 4.4 oranında düşürüyor. Badem böylece damar tıkanıklıklarını önleyerek, dolaşım sisteminin düzenli olarak çalışmasını sağlıyor; kalbi koruyor.
Diyabeti önlüyor
KAHVE: Günde iki fincan kahve, özellikle orta yaşlardan sonra görülen Parkinson ve Tip-2 diyabete karşı vücudu koruyor. Kahvede bulunan kafein maddesi, diyabete yakalanma riskini yüzde 35 azaltıyor. Ayrıca ağrı kesici özelliği de bulunuyor. Ancak kahveyi mutlaka kalsiyum deposu olan sütle için. Böylece kafeinin kemikleri zayıflatmasını engellemiş olursunuz.
Sinirleri rahatlatıyor
TARÇIN: Her yemekten sonra içinde bir miktar tarçın bulunan bir tatlı yemeyi unutmayın. Tatlı yemek istemiyorsanız, küçük bir çay kaşığı dolusu tarçını doğrudan suya ekleyerek içebilirsiniz. Tarçın kan şekerini düzenliyor, ayrıca sinir sistemini rahatlatıyor. Öte yandan köri baharatının içinde bulunan Tumerik adlı maddenin eklem iltihabını ve romatizmayı önlediğini unutmayın.
Patatesi haşlayın
PATATES: Antioksidanlar yönünden çok zengin. Amerikan Tarım Dairesi’ne göre en yararlı 100 besinler arasında 17’nci sırada yer alıyor. Akciğer kanseri, diyabet ve kalp krizine karşı koruyor. Ancak patatesi kızartmak yerine, yağsız bir şekilde haşladıktan veya fırında pişirdekten sonra yemeyi tercih edin.
Kaslar için faydalı
SEBZE ÇORBASI: Doyurucu ancak kalorisiz bir yiyecek olduğu için özellikle kilo vermek isteyenlerin bir numaralı tercihi. Ayrıca, özellike sebze çorbası sodyum bakımından zengin. Bir kase sebze çorbasında 500 miligram sodyum bulunuyor. Sodyum, sinir sistemi ve kasların düzenli olarak çalışmasını sağlıyor. Ayrıca vücuttaki sıvı miktarının dengesini düzenliyor. Ancak günde 1500 miligramdan fazla sodyum tansiyon ve kalp rahatsızlıkları konusunda tam bir ters etki yaratıyor.
Kansere karşı birebir
ZEYTİNYAĞI: Zeytinyağı kanser riskini azaltıyor. Günde 25 ml. zeytinyağı alanların idrarlarında, hücrelere zarar veren ’8oxodG’adlı maddenin seviyesinin azaldığını ortaya çıkardı. Zeytinyağı kanserin yanısıra iyi kolesterol (HDL) oranın artmasını sağlayarak kalbi koruyor. 1 çorba kaşığı zeytin yağında 120 kalori bulunuyor. Bu nedenle günde 6 çorba kaşığını geçmeyin.
Kanseri engelliyor
ÇAY: Siyah veya yeşil olsun, çayın her türü kanser riskinin azaltılmasında etkili bir rol oynuyor. Çay, kadınlarda rahim kanserine yakalanma riskini yüzde 50 azaltıyor. Göğüs kanseri içinse bu oran yüzde 60’a kadar çıkıyor. Çay ayrıca Alzheimer ve kalp krizine karşı vücudu koruyor.
Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Ankara Şube Başkanı Mahmut Kasapoğlu, Halepçe’deki olaydan Mesut Barzani ve Celal Talabani’nin haberi olduğunu açıkladı. 16 Mart 1988’de yaşanan olayla ilgili olarak ilginç bilgiler veren Kasapoğlu, “Dönemin Irak yönetimi, ikisini de uyarmıştı” dedi.
SALDIRIYI BİLİYORLARDI
KasapoĞlu, şok açıklamalarına şöyle devam etti: Saldırı, bölgeye sızmış olan İranlı unsurlara karşı düzenlenmişti. Barzani ve Talabani’ye 48 saat içinde tahliye edin bilgisi verildi. İkisi de kasıtlı olarak bölgeyi boşaltmadı...
Güle oynaya katliam
Celal Talabani, 16 Mart 1988’deki Halepçe katlimanından hemen önce “Kimyasal Ali” lakaplı Ali Hasan El Mecid ve Saddam Hüseyin’in sağ kolu İzzeddin El Duri’ye birlikte halay çekmiş
* Ceyhun BOZKURT
ABD’nin Irak’a ilk müdahalesinin önünü açan ve tarihe “Halepçe Katliamı” olarak geçen ve 16 Mart 1988 tarihinde Irak Ordusu’nun kimyasal silahlarla saldırdığı söylenen olayla ilgili çok çarpıcı bir iddia ortaya atıldı. O tarihlerde çekildiği belirtilen fotoğraflarda ABD tarafından Irak Devlet Başkanı sıfatı verilen aşiret reisi Celal Talabani ile katliamın sorumluları olarak gösterilen İzzeddin El Duri ve Kimyasal Ali yan yana görülüyor. Fotoğraflarda Talabani olduğu belirtilen kişiyle Saddam’ın askerlerinden İzzeddin El Duri ve Kimyasal Ali lakaplı Ali Hasan El Mecid yan yana halay çekiyor. Samimi fotoğraflar, Halepçe katliamının arkasında başka bir planın olduğunu gösterir nitelikte.
Saldırıdan haberleri vardı
Bu iddiayı güçlendiren bir başka iddia da Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Ankara Şube Başkanı Mahmut Kasapoğlu’ndan geldi. Kasapoğlu, Halepçe’deki olaydan Barzani ve Talabani’nin haberi olduğunu söyledi. O dönem Irak Yönetiminin Barzani ve Talabani’ye “İran askerleri, sivil unsurlar olarak o bölgeye sızdı. Bölgeye kimyasal göndereceğiz. 48 saat içinde bölgedeki Kürtleri tahliye edin” talimatı göndermiş ve bu ikisi de “olur” cevabını verdiğini kaydeden Kasapoğlu şunları söyledi:
Bölgeyi bilerek boşaltmadılar
“Halepçe’ye kimyasal silahla saldırı olacağını hem Mesud Barzani hem de Celal Talabani biliyordu. Bölgeyi bilerek boşaltmadılar. Zaten orada da belirtildiği gibi çok fazla insan hayatını kaybetmedi. 50-60 kişinin hayatını kaybettiğini söyleyebilirim.”
O tarihlerde çekildiği belirtilen fotoğraflarda ABD tarafından Irak Devlet Başkanı sıfatı verilen aşiret reisi Celal Talabani ile katliamın sorumluları olarak gösterilen İzzeddin El Duri ve Kimyasal Ali yan yana görülüyor.
Kimyasal gazlarla katlettiler
İran-Irak Savaşı’nın sekizinci yılında Enfal Operasyonu kapsamında gerçekleştirilen Halepçe Katliamı’nda, binlerce Kürt korkunç şekilde hayatını kaybetti. 16 Mart 1988’de gerçekleştirilen katliam sırasında İran sınırına yakın bir bölgede bulunan Halepçeliler, Irak ordusunun yaptığı hava bombardımanından sonra sığınaklara çekildilerse de bir süre sonra helikopter ve uçaklardan atılan kimyasal gazlardan kendilerini kurtaramadılar. Saldırılarda en az 5,000 sivil öldü, 10,000’den fazla sivil yaralandı.
(Yeniçağ)
karelia süiti...sibelius...
'Grand Hotel' (1932)
Edmund Goulding
sabetayist...
piyano konçertolarını,sonatin ve viyola konçertosunu dinlemiştim...yine de...
yorum yapacak kadar dinlemişliğim ve bilgim yok...
İŞADAMLARI
A. Kozanoğlu
Ali Balkaner
Alp Yalman
Armatör Sadıkoğlu Ailesi
Ateş Ünal Erzin
Boronkay
Bezmen’ler
Cem Boyner
Çiftçiler Holding
Çapa Ailesi (Çapamarka)
Dinçkök
Demirağ Ailesi (Mehmet Nuri ve kardeşi Abdurrahman Naci)
Dilberler Mağazaları
Eczacıbaşı
Erdoğan Demirören
Erol Aksoy
Esenpen (Esen Özgener)
Erkut Yücaoğlu
Feyyaz Berker (Tekfen)
Feyzi Akkaya (STFA)
Gorbon
İbrahim Ethem Ulagay İlaç
İpar Ailesi
Kazım Taşkent (Yapı Kredi)
Koç Holding
Kutman Ailesi (Doluca Şarapları)
Mehmet Üstünkaya
Manisalı Elginkan Ailesi (ECA)
Mustafa Taviloğlu
Ömür Yoğurtları
Öngüt’ler
Öner Akgerman (Çimentaş)
Özgörkey Ailesi (İzmir Pepsi)
Refik Baydur
Rumeli Holding (Uzanlar)
Raşit Özsaruhan (Metaş, Betontaş)
Selim Edes
Sohtorik
Şarık Tara- Şadi Gülçelik (ENKA)
Uğur Mengenecioğlu (UM Denizcilik)
Ulusoy Ailesi (Ulusoy Taşımacılık)
Yaşar Holding
Zorlu Ailesi
Araştırmacı Yalçın Küçük, aralık ayında 'Sabetayizm ve Grup Seks' adlı kitabını piyasaya çıkaracak. Kitabı üzerine Tempo'ya konuşan Küçük, başta Hülya Avşar olmak üzere birçok ünlü hakkında iddialarda bulundu. İşte röportajdan satırbaşları:
Sabetayizmle, grup seks hep iç içe oldu. Buna 'Kuzu Festivali' denir. İki çift, Doğu dinlerinde olduğu gibi baharda süslenir, yemek yer. Sonradan da eşler değişir. İnanışa göre günah artınca Mesih gelecek, kurtuluş olacak. Günah işleyerek kurtulma Sabetayizm'in temel dinsel kurallarından birisi. Sabetayistlerin hiçbirinin aşık olduğunu göremezsiniz. Hiçbiri de birbirini kıskanmıyor. Daima birbirleriyle birlikteler. Tamamen sosyete içinde oluyor. Sonradan affediyorlar. Dolayısıyla evlilik müessesesini yıkıyorlar. Evlilik müessesesi yıkılabilir. Ama büyük bir ahlaki bozukluk da beraberinde geliyor.
Sabetay Sevi'nin getirdiği kural, Türk Müslüman'la evlenmeyi asla uygun görmez. Bu nedenle iç evlenmeler (endogami) başlıyor. Bununsa çok büyük sakıncaları var. Dolayısıyla ben bir insanın Sabetayist olup olmadığına bakarken evlendikleri kişilere dikkat ediyorum. Çoğu Hıristiyanlarla evleniyor.ÇOK KAZANANLAR SABETAYİST
Hülya Avşar, Sabetayların propagandasını yapıyor, aile kurumunu altüst ediyor. Medya sayesinde de yayıyor. Zavallı Kaya boşanmak istiyordu, oligarşi engel oluyordu. Çünkü evli görünmesi bazılarının işine geliyordu. Ali Güven tamemen kamuflaj. Avşar'ın cemaat içindeki ilişkisini gizliyor.
Aslında Hülya Avşar'ın İbrani ve Sabetayist olabileceğini hiç aklıma getirmezdim. Bir gün, 'Kaya usturuplu zina yapıyor' diye konuştu. Bu, tipik Sabetay emridir.
Hipotezimi, 'Bu ülkede çok para kazanan, ünlü olan herkes İbrani'dir' üzerine kuruyorum. Bunun üzerine araştırma yapıyorum. Şimdiye kadar hiç yanılmadım. İsimleri veriyorum. Kimse de yalanlamıyor.
Rantiye (banka faizi ya da hisse senedi geliriyle yaşayan kimse) olmayan hiç kimseyi incelemiyorum. Haldun Dormen'i incelemedim. Sonunda eski karısı Betül Mardin çok kızdırdı, o zaman yazdım. Mardin'in gelini Ayşe Arman buraya geldi, 'Biz de öyle değil miyiz? ' dedi. 'Bilmiyorum' dedim. Sonunda Ayşe, kızının adını Alya Mey koydu. Ben de kızının adının İbrani olduğunu yazdım. Hak ettiği yere gelenleri yazmıyorum. Yeteneksizliğine rağmen zirvedeMustafa ve Yılmaz Erdoğan kardeşlerin İbrani asıllı olabileceği hiç aklıma gelmezdi. Tiyatroya -en az kibar deyimle söyleyeyim- bu kadar az yatkın bir insanın, bu düzende, bu kadar para kazanıyor olması... Şeyh Sait torunuyla evlenmesi ise bir kaza. Ama ilk karısının adı Sanem, soyadı Oktar. Bu da benim kurallarımla tutarlı.Hiçbir zaman kuşkum yoktuGülben Ergen'in İbrani asıllı olduğuna kuşku yok. Zaten Mustafa Erdoğan'la evli. Başka bir dizide bütün bunların skandallarını yazacağım. Daha önce işaret ediyordum.Şimdi sistemli yazacağım. 'Tony Bey' ile anlaşıldıPInar Altuğ'un bu skandalı çıkınca, onunla ilgili bütün programların başında saatlerce durdum. Sonunda televizyonda da gördüm. İlk konuşmalar falan... Tony Bey diyordu. O zaman 'tamam' dedim...