Hidrojen savsatası: Bilimsel gerçekler onları nasıl algılayıp yorumladığınızla ilgili değişiklik gösterir. Hidrojen kainatın yüzde yetmişini oluşturur! Kainat da maddesel olarak oluşturan elementler en iyi ihtimalle uzayın yüzde yirmibeşini oluşturur ki hidrojenin bu bilinen maddeler içinde ki payını hadi abartıp yüzde yetmiş yaptık diyelim bilinmeyen uzayda karanlık maddenin payı yüzde yetmiş beş madde ve antimadde (karanlık madde) toplamı kainatın tamamını oluşturuyorsa kainatın dışında ki dış uzayı yada varlığı nasıl tanımlayacağız.. Allahı bir element cüzü olarak tanımlamak her halde Hz Nuh un cep telefonu kullandığını iddia etmek kadar komik olsa gerek.. Önce Oktay Sinanoğlu nu okuyun sonra Gazaliyi Sonra tekrar Sinanoğlunu biraz kimya bilginiz olduğunu varsayarak söylüyorum... Yoksa önce temel kimya dan başlayın....
Asgari ücret konusunda 2324 tl lik insanlık tarihinin en büyük artışı konusunda yanlış anlaşılmışım. Bu büyük zam artışı konusunda kimse nankörlük etmesin şükretsin. Açlık sınırının altında bir maaşla ensar millet olmanın gururunu yaşasın.. Nasıl olsa idlib ve Libya da karışacak görünen o... O yüzden şükretmesini bilin nankörlük etmeyin...
Neden orman yangınları ile ilgili yazılar siliniyor.. Ne o sahip istemiyor mu... 68 noktada aynı anda esen poyraz 4 ilde aynı anda yangın mı çıkardı... Bak Allahın işine... Yumurtaya can veren Allah nelere kadir... Zaten Karadeniz de çöl iklimi var. Normal böyle yangınlar...
Bu arada kapitalizme karşı bir ekonomik modelimiz var "Karma ekonomik sistem" mucidi biz olmaya biliriz ama başarı ile uygulayan ilk ülkelerden biriyiz. Yalnız bir sorunumuz var devlet model yarattıktan sonra sektörden çekilmek istemiyor.. İster siyasi rant deyin ister başarısız serbest teşebbüscüler deyin ne derseniz deyin haklısınız... Ama karma ekonomik model bizim kurtuluşumuz olabilir..
Evet anlaşılan o ki hükümet möntrö yü tartışmaya açmak istiyor... Halbuki uluslararası hukuk uzmanları möntrö anlaşmasının tüm boğazları kapsadığı için İstanbul Marmara ve Çanakkale boğazları ile birlikte düşünülmesi gerekir... Oysa kanal sadece İstanbul boğazında açılacak durduk yere neden dram yaratıldığı tartışma konusudur... Amaç üzüm yemek değilse bağcıyı dövmek zor değil... Zaten böyle bir şeyin yapılıyor olması zaten bağcıyı dövmek maksadı taşır.. İhaleyi alacak şirket bu projenin işletme hakkını da elinde tutacağından istediği gibi at koşturur hele de bir de möntrö de takma uluslararası hukukta tanıma dersen bu iş uçağı fetöcüler düşürdü siz yapamayan demeye benzemez... Öyle hem kel hem fodul yürümez dış ilişkiler...
İstanbul kanalı ile ilgili teke tek programında iki profesörün söyledikleri çok önemli... denizbilimleri profesörünün söylediklerinden benim anladığım kanalın Marmara denizindeki yaşamı kötü ihtimalle kısa sürede, iyi ihtimalle uzun sürede etkileyecek olması... etkileyecekten kastı yok edecek olması... Hukuk profesörünün ise uluslararası kazanımlarımıza bir zarar vermeyeceği tesbiti... Tam da benim söylediğim gibi... Şimdiye kadar ki en seviyeli tartışmaydı.. Beğenerek izledim..
İstanbul kanalı projesine karşı çıkanlar herhalde istanbulun boğazının iki yakasına yaşayan milyonlarca insanı ve tarihi çoğrafyanın kaderinin bir geminin rotasına bağlı olduğunun farkındadırlar.... Üstelik bu boğaz trafiği her geçen gün iki yaka arasında katlanarak büyümektedir... Evet planlanan kanalın bedevi zihniyeti ile uygulamaya konulması bence mevcut durumdan daha büyük bir felaket doğuracağı gün gibi ortadadır..
İstanbul kanalının möntrö anlaşmasını sakatlayacağını ima etmek komedidir.. Möntrö boğazları düzenleyen bir anlaşmadır ve boğazlar İstanbul, Çanakkale ve Marmara olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır bunlardan birine kanal açılması diğer ikisinin hükmünü ortadan nasıl kaldırır çok merak ediyorum....
Aidiyet duygusu ve yetersizlik... Yalnız İslamiyet bu konuda biraz sert çünkü Allah mülkün sahibidir ve yalnız kendisine ibadet edilmesini ve yalnız kendisinden mağfiret dinlenmesini Şahadet olarak emreder... Araya o ya da bu şekilde aracılık koymak Allaha ortak koşmaktır. İnsan neden Allaha ortak koşmak isterse o sebepten dolayı tekke ve tarikatlerin peşine takılır.. İnsan neden Allaha ortak koşar cevabı ise ilgili ayette "İnsan Rabbine karşı çok nankördür, Üstelik nankör oluşuna da şahittir" diye açıklanır...
Hidrojen savsatası: Bilimsel gerçekler onları nasıl algılayıp yorumladığınızla ilgili değişiklik gösterir. Hidrojen kainatın yüzde yetmişini oluşturur!
Kainat da maddesel olarak oluşturan elementler en iyi ihtimalle uzayın yüzde yirmibeşini oluşturur ki hidrojenin bu bilinen maddeler içinde ki payını hadi abartıp yüzde yetmiş yaptık diyelim bilinmeyen uzayda karanlık maddenin payı yüzde yetmiş beş madde ve antimadde (karanlık madde) toplamı kainatın tamamını oluşturuyorsa kainatın dışında ki dış uzayı yada varlığı nasıl tanımlayacağız.. Allahı bir element cüzü olarak tanımlamak her halde Hz Nuh un cep telefonu kullandığını iddia etmek kadar komik olsa gerek.. Önce Oktay Sinanoğlu nu okuyun sonra Gazaliyi Sonra tekrar Sinanoğlunu biraz kimya bilginiz olduğunu varsayarak söylüyorum... Yoksa önce temel kimya dan başlayın....
Asgari ücret konusunda 2324 tl lik insanlık tarihinin en büyük artışı konusunda yanlış anlaşılmışım. Bu büyük zam artışı konusunda kimse nankörlük etmesin şükretsin. Açlık sınırının altında bir maaşla ensar millet olmanın gururunu yaşasın.. Nasıl olsa idlib ve Libya da karışacak görünen o... O yüzden şükretmesini bilin nankörlük etmeyin...
Neden orman yangınları ile ilgili yazılar siliniyor.. Ne o sahip istemiyor mu... 68 noktada aynı anda esen poyraz 4 ilde aynı anda yangın mı çıkardı... Bak Allahın işine... Yumurtaya can veren Allah nelere kadir... Zaten Karadeniz de çöl iklimi var. Normal böyle yangınlar...
Bu arada kapitalizme karşı bir ekonomik modelimiz var "Karma ekonomik sistem" mucidi biz olmaya biliriz ama başarı ile uygulayan ilk ülkelerden biriyiz. Yalnız bir sorunumuz var devlet model yarattıktan sonra sektörden çekilmek istemiyor.. İster siyasi rant deyin ister başarısız serbest teşebbüscüler deyin ne derseniz deyin haklısınız... Ama karma ekonomik model bizim kurtuluşumuz olabilir..
Adem ile Havva yı, Leyla ile Mecnunu, Yusuf ile Züleyhayı, Ferhat ile Şirini, Mem ile Zin i bilmiyorsanız ben ne diyeyim
Evet anlaşılan o ki hükümet möntrö yü tartışmaya açmak istiyor... Halbuki uluslararası hukuk uzmanları möntrö anlaşmasının tüm boğazları kapsadığı için İstanbul Marmara ve Çanakkale boğazları ile birlikte düşünülmesi gerekir... Oysa kanal sadece İstanbul boğazında açılacak durduk yere neden dram yaratıldığı tartışma konusudur... Amaç üzüm yemek değilse bağcıyı dövmek zor değil... Zaten böyle bir şeyin yapılıyor olması zaten bağcıyı dövmek maksadı taşır.. İhaleyi alacak şirket bu projenin işletme hakkını da elinde tutacağından istediği gibi at koşturur hele de bir de möntrö de takma uluslararası hukukta tanıma dersen bu iş uçağı fetöcüler düşürdü siz yapamayan demeye benzemez... Öyle hem kel hem fodul yürümez dış ilişkiler...
İstanbul kanalı ile ilgili teke tek programında iki profesörün söyledikleri çok önemli... denizbilimleri profesörünün söylediklerinden benim anladığım kanalın Marmara denizindeki yaşamı kötü ihtimalle kısa sürede, iyi ihtimalle uzun sürede etkileyecek olması... etkileyecekten kastı yok edecek olması... Hukuk profesörünün ise uluslararası kazanımlarımıza bir zarar vermeyeceği tesbiti... Tam da benim söylediğim gibi... Şimdiye kadar ki en seviyeli tartışmaydı.. Beğenerek izledim..
İstanbul kanalı projesine karşı çıkanlar herhalde istanbulun boğazının iki yakasına yaşayan milyonlarca insanı ve tarihi çoğrafyanın kaderinin bir geminin rotasına bağlı olduğunun farkındadırlar.... Üstelik bu boğaz trafiği her geçen gün iki yaka arasında katlanarak büyümektedir... Evet planlanan kanalın bedevi zihniyeti ile uygulamaya konulması bence mevcut durumdan daha büyük bir felaket doğuracağı gün gibi ortadadır..
İstanbul kanalının möntrö anlaşmasını sakatlayacağını ima etmek komedidir.. Möntrö boğazları düzenleyen bir anlaşmadır ve boğazlar İstanbul, Çanakkale ve Marmara olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır bunlardan birine kanal açılması diğer ikisinin hükmünü ortadan nasıl kaldırır çok merak ediyorum....
Aidiyet duygusu ve yetersizlik... Yalnız İslamiyet bu konuda biraz sert çünkü Allah mülkün sahibidir ve yalnız kendisine ibadet edilmesini ve yalnız kendisinden mağfiret dinlenmesini Şahadet olarak emreder... Araya o ya da bu şekilde aracılık koymak Allaha ortak koşmaktır. İnsan neden Allaha ortak koşmak isterse o sebepten dolayı tekke ve tarikatlerin peşine takılır.. İnsan neden Allaha ortak koşar cevabı ise ilgili ayette "İnsan Rabbine karşı çok nankördür, Üstelik nankör oluşuna da şahittir" diye açıklanır...