gavsi sani'nin kim oldugu bizce malum insaAllah..ama gavsin ne demek oldugunu bilmeyenler icin Fethullah Gulen'den bir aciklama..
***
Hz. Muhammed (sav) dar-ı bekâya irtihal edince, onu bu dünyada temsil eden de Allah ile irtibatları kavi büyük insanlardır. Onlar, mazhariyetleri ve misyonlarıyla, bir bakıma yeryüzünde âdetâ Kâbe konumundadırlar. Ehl-i tahkikin beyanına göre, bazen onlar Kâbe’nin etrafında, bazen de Kâbe onların etrafında döner. İşte böylesi kişilere Allah’ın matmah-ı nazarı anlamında “Kutub” adı verilir. Bu kişiler bulundukları mekânda, her zaman mevcudiyetlerini hissettiren, şeytanların uykularını kaçıran, bir kısım insanların vehimlerini izale eden, toprağın kuvve-i inbatiyesi gibi kudsi bir güce sahiptirler. Yine bunlar, hep tazarru ve naz u niyaz makamında bulunmaktadırlar. Allah böylelerinin bakışları ile kâinata bakar, merhamet veya gadap eder. Kutub makamının bir adım ötesinde “gavsiyet” makamı yer alır. Bu makamı ihraz edenlerin en büyük özelliği, tasarruflarının öldükten sonra da devam etmesidir. Her gavs bir kutuptur, fakat her kutub bir gavs değildir. Öyleleri de vardır ki, bu her iki makamı bünyesinde cemetme bahtiyarlığına ermiştir. Zannediyorum “kutbu’l-irşad” işte bu iki makamı birden ihraz etmiş ve halkı irşada me’zun insanlara verilen isim olsa gerek..
Bu açıdan kutbu’l-irşada; hakikat-ı Ahmediyeyi tamamıyla temsil eden, dolayısıyla da hakikat-ı Muhammediye’ye namzet olan insan nazarıyla da bakılabilir. O, bütün insanlığın iç âlemi itibarıyla, yani kalbi, ruhu, vicdanı, hissi ve letaif-i maneviyesiyle mercii sayılan bir “menhel-i azbi’l-mevrûd; cennet kevserleri ölçüsünde tatlı su kaynağıdır.” Ve insanlığı sahil-i selamete çıkaracak bir rahmet ve ışıktır. Bu yönüyle ona, yeryüzünde tevhid güneşi denir. Herkes kendi istidadı veya elindeki kovasının büyüklüğü/küçüklüğü ölçüsünde ondan istifade edebilir. Öyleyse kutbu’l-irşad, misyonu, konumu ve zâtı itibarıyla diğer velilerden en az üç kademe daha ileridedir.
Başkalarının onları tanımasına veya sair velilerden ayırt etmesine yardımcı olacak belirgin özellikleri yoktur. “İnsanlar arasında, insanlardan bir insan olarak bulunurlar.” Ne var ki, hassas ruhlar, liyakatli kişiler bunları hemen sezer ve âdetâ bir mıknatısa kapılmış gibi, onların cazibelerine kapılıverirler. Bu özellikleri itibarıyla de onlar, etraflarına sürekli nur neşrederler. Hakkı aramak için yollara dökülenler de bunların cazibe-i kudsiyesi içine girer ve o dairede bütün bütün erir giderler.
Bütün bu değerlendirmeler nazara alındığında; bu kudsî me’hazlara sırt dönmekten daha öte bir talihsizlik olamaz denilebilir. Bana göre, bu kaynaklara müracaat etmeden yollara dökülenler, niyetleri ne kadar da samimi olursa olsun, çöllerde tek başlarına, rehbersiz yolculuk yapan insanlar gibidirler. Hatta bu kişilerin şahsî ibadet ve taatleri ne kadar çok da olsa, bu feyiz kaynaklarından yararlanmadıkları için, ileride dünyevî başka câzibe noktalarının câzibelerinden kurtulamayıp, yollarda kalabilirler. Hatta ibadet ü taatı bu denli çok olmayanlar, yüzleri bu ışık kaynaklarına dönük oldukları için, kayma ihtimalleri onlara göre daha azdır.
Ayrıca, bu tür insanların daire-i kudsiyeleri içinde bulunma, onlar gibi olma noktasında insana aşk, şevk ve ümit verir. Zira bunlar ideal insan olup, her Müslümanın hedefi olabilecek makamlarda bulunmaktadırlar. Bir diğer ifadeyle bunlar, bizim gibi sıradan insanlar için birer gaye-i hayaldirler. Zaten bu dünyada gaye-i hayali olmayan kişilerin, dört ayaklı behaimden farkı da yoktur. “İki günü müsavi olan, aldanmıştır” beyan-ı Nebevisi, herhalde bu hakikata işaret etmektedir.
Hasılı, kutbu’l-irşad, kâinatın mânâ, mahiyet ve muhtevasını anlatan, yeryüzünde Cenâb-ı Hakk’ın matmah-ı nazarı, kutb ve gavs makamının sahibi bir hakikat eridir.
(Çölde yalnız kalan kimse, bir ey kaybederse, 'Ey Allahın kulları, bana yardım edin' desin! Çünkü Allahü teâlânın sizin göremediginiz kulları vardır.) [Taberânî] hadis yani.. kuldan yardim istemek bahsindeki karmasanin giderilmesi icin yazdim.Allahin veli kulu Allahin izniyle bilinen fizik kurallarini alt ust edebilir goruldugu uzere :) yani kalbinizi ferah tutun..gercekten samimi bir niyetle islam dini uzereyseniz Allah size sevdiklerinin sevgisini verir. yok niyetiniz halis degilse o zaman soylenecek soz yok..yine de Allah cumlemizi hayirla islah etsin.
Allah dostlari kalbi Allahtan gayrisindan temizlemek icin ugrasirlar..onlara verilmis manevi yetkileri de kimse hafife almasin,hadislerle de desteklenmistir bu yetkiler.
Süphesiz, her derede, âdemoglunun kalbinden bir parça bulunur (yani kalp her seye karsi bir ilgi duyar) . Öyleyse kimin kalbi bütün parçalara ilgi duyarsa, Allah onun hangi vadide helak olacagina hiç aldirmaz. Kim de Allah'a tevekkül ederse, kalbinin her seye (ilgi kurarak dalmasini önlemek için) Allah ona yeter. (Hadis)
dusunuyorum da..bu kadar yillik donemde neler gecmis elime,neler kaybetmisim..kendi kisisel zaaflarim disinda Kurana ve sunnete olan talebim artmis.Allah sevgim,Rasulullah sevgim artmis..Onlari tanima,onlarin sevgisini elde etme istegim artmis.. Hz.Peygamber bize ana babamizdan sevgili olmadikca gercekten iman etmis sayilmiyoruz..ben ana babadan daha cok sevmeyi bu yolda ogrendim.buyukler bi basamaktir..universiteye gidene kadar ozel dersler alirsin,dersaneye gidersin..hocan senin nerde takildigini bilir..onun amaci seninle universiteye girmek degildir.seni o kivama getirir ve aradan cekilir..bu Allah dostlari da Kuran ve sunnet kaynakli manevi sistemleriyle senin islahina calisirlar..bunun icin her an ayni ortamda olmak zorunda da degilsin,surekli evine de gelmezler..irtibat manevidir..tutan el,goren goz kutsi hadisini yukarida yazmistim nasil olsa..bunu ancak duru akil sahipleri anlar,sebeplerin Musebbibini tanimayanlar anlamaz.avusturalya yerlileri bile hic konusmadan telepati diyebilecegimiz yolla anlasirlamis..bize ne oluyor ki Allahin kullarina verdigi nimeti inkara kalkisiyoruz,hafife aliyoruz. onlarin tavsiye ettikleri zikirler vardir..bu zikir halkalari hz.peygamberce ovulmustur. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bir gün dola?yrken ashabtan birkaç ki?iye rastlady ve onlara ?öyle dedi: -Cennet bahçelerine rastlady?ynyzda orada oturun,oradaki nimetlerden faydalanyn. Dediler ki: -Ya Rasulallah,cennet bahçeleri nedir? Rasulullah aleyhissalatu vesselam ?öyle buyurdu: -Zikir halkalary cennet bahçeleridir.Allah'yn meleklerinden olu?an birlikler vardyr.Onlar yeryüzündeki zikir meclislerine konar,oralarda otururlar. O halde meleklerle donatylmy? bu cennet bahçelerine siz de dahil olun.
Yine ashabtan bir toplulu?a hitaben Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ?öyle dedi: -Allah kyyamet günü birtakym insanlary yüzleri nurlu olarak inciden minberler üzerinde diriltecek,halk onlara imrenecek.Halbuki bu kimseler ne peygamber ne de ?ehittirler. Ashabtan birisi sordu: -Ya Rasulullah,peki onlaryn özellikleri nelerdir? Vasyflaryny söyle ki kendilerini tanyyalym. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: -Onlar de?i?ik kabilelerden,muhtelif beldelerden olduklary halde birbirlerini Allah için seven ve Allah'y anmak üzere biraraya gelen kimselerdir.
yukaridaki hadisler menzildeki ortama guzel bir ornek degil midir? ?
hani bir hadisi serif var ya..benim bildiklerimi bilseniz az guler cok aglardiniz diye..yani olay kuru kuru evet namazimi kiliyorum,sunu yapiyorum,ben de biliyorum demekle olmuyo..herhalde amel olarak da iman olarak da en iyimiz Hz.Peygamberdir..ama o bile herseyi hassasiyetle yapmasina ragmen korku icinde..ama gunumuzde insanlar o kadar rahat ki..kalbi temiz o yuzden bazi emirlerden muaf..herseyi bilir,yapar olmuslar..ben bu yolda her an umit ve korku icinde olmasini ogrendim.islami hissetmeyi ogrendim.tam hakkiyle ogrenebilmis degilim Allah biliyor ama bir cirpinis icerisindeyiz Allah kabul etsin.
bu durumda kisinin tercih hakki vardir..yoluna kendi basina devam etmek ister,veya cemaate katilir..ki cemaatin faydasi hadisi seriflerde de ovulmustur. benim amacim birilerini kendi cemaatime katmak degil..keske herkes gelse,tanisa,bilse..ama istegim su ki,Allah dostlarina laf soylenmesin..cunku bunun zarari soyleyenedir.yani olaylari yuzeysel dusunmeyelim,yapilanlar,yasananlar hep Allahin rizasini kazanmak icindir,hep Kuran sunnet cizgisindedir.o yuzden Allahin sevdigi birine laf soylemek Allahin gazabini harekete gecirir..ki bu hicbirimizin istedigi bisey degildir..o yuzden lutfen konusulanlara dikkat.
Allah bizi dogru yoldan ayirmasin,sevdiklerini sevdirsin,sevmediklerini sevdirmesin ve uzak etsin onlardan.sevdigi amelleri de severek yapmak Onu razi etmek nasip etsin..yine sevmedigi amelleri de sevmemek,ve o sevmiyo diye yapmamak nasip etsin.Amin..
Allaha sukurler olsun ki 11 yildir bu kapidayim..dinin kullanilarak ticari kazanc elde edildigini gormedim..herseyde kisinin rizasi vardir..ben normal sartlarda dindar oldugunu bildigim birinden alisveris yapmayi tercih ederim ki o daha cok kazansin,icki satan yerden almam ki o daha fazla kazanip daha da hirslanmasin,haram satislarini arttirmasin..dolayisiyla benim alacagim sey orda varsa ordan alirim..bunun neresi yanlis anlamadim.kimse kimseye zorla bisey vermiyo ki,satarken de almazsan vebali var demiyo ki? insanlar bisey almak istiyolarsa alirlar,almazlarsa almazlar..icinde para olan herseyi kotu bilmek zorunda misiniz? hz.ebubekir ticaretle ugrasmiyo muydu? hem de gayet zengin degil miydi? onun icin de diyomusunuz..hmm nerden bulmus bu parayi..yada hz.Suleyman icin diyo muydunuz..bu dini alet ederek ticaret yapiyo diye...estagfirullah..biraz insafli olun Allah icin.
Ebû Bekre (radyyallâhu anh) anlatyyor: 'Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: 'Kim Allah'yn yeryüzündeki sultanyny alçaltyrsa, Allah da onu alçaltyr. ' Tirmizi, Fiten 47, (2225) . Allahin yeryuzundeki sultani kimdir..biraz dusunmek lazim..herhalde onun hukmunu yerine getirip,yasakladiklarindan kacmaktir o sultanin ozellikleri..belki o sultanin yuzune bakinca Allah hatirlanir(bkz. Allah dostlari,alimlerle ilgili hadis.) belki de asagidaki ozellige sahiptir o Allah dostlari:
Ebu Umame radiyallahu anh anlatiyor: 'Resulullah aleyhissalatu vesselam'a biri abid digeri alim iki kisiden bahsedilmisti. 'Alimin abide ustunlugu, benim, sizden en basitinize olan ustunlugum gibidir' buyurdu.' Tirmizi, Ilim 19, (2686) . Yine Tirmizi'nin bir rivayetinde soyle gelmistir: '...Aleyhissalatu vesselam sonra buyurdular ki: 'Allah Teala Hazretleri, melekleri, semavat ehli, deligindeki karincaya, denizindeki baliklara varincaya kadar arz ehli, halka hayri ogretene magfiret duasinda bulunur.' Hadis Tirmizi'nin ayni babindadir.
bu hadisi serifleri yaziyorum ki alimin bizlerden farki anlasilsin..herhangi bir insan muamelesi yapilmasin..butun semavat ehli,arz ehli o kisi icin magfiret duasinda bulunurken biz nasil onun meclisinde bulunmayalim,nasil hayir duasini almaya calismayalim,nasil kendimize rehber edinmeyelim.. Ebu'd-Derda radiyallahu anh anlatiyor: 'Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle dedigini isittim: 'Kim bir ilim ogrenmek icin bir yola suluk ederse Allah onu cennete giden yollardan birine dahil etmis demektir. Melekler, ilim talibinden memnun olarak kanatlarini (uzerlerine) koyarlar. Semavat ve yerde olanlar ve hatta denizdeki baliklar alim icin istigfar ederler. Alimin abid uzerindeki ustunlugu dolunayli gecede kamerin diger yildizlara ustunlugu gibidir. Alimler peygamberlerin varisleridir. Peygamberler, ne dinar ne dirhem miras birakirlar, ama ilim miras birakirlar. Kim de ilim elde ederse, bol bir nasib elde etmistir.' Ebu Davud, Ilm 1, (3641): Tirmizi, Ilm 19, (2683): Ibnu Mace, Mukaddime 17, (223) .
Allah kutsi hadiste buyuruyor..Kulum bana nafile ibadetlerle yaklastikca,ben onun goren gozu,isiten kulagi olurum(hadis mealen bu,Allahu alem devami olabilir) .yani o zaman kisi bas gozuyle gorulebilenden cok daha otesini idrak edebilir.o zaman o gozun sahibi herhangi bir insandan cok daha kutsal olur benim gozumde.ki o goz sadece karsindakinin disini degil icini de anlar,hastaligini da bilir,Allahin izniyle recetesini de yazar..ne olursa olsun onlar Hz.Peygamberin ve ashabinin tirnagi olamazlar..bunu kendileri de soylerler..yani akil bazi seyleri anlamada gucluk cekebilir.akil benim icin olcu degildir.sizin icin de olcu olmamalidir.her zaman mantigimiza uyan seylerle karsilasacak degiliz.
mevlanayi severmisiniz bilmiyorum..genelde kabul gormus bir Allah dostudur..herkes zanneder ki hz mevlana sema yapar,mutebessim bir halde durur..ama kimse onun seri konulardaki gorusunden bahsetmez..kimse onun amelinden bahsetmez.. ondan bir yazi..
Ey Hak Yolcusu! Mür?idini bulunca aklyny ba?yna al da ona teslim ol. Musa Peygamber gibi Hyzyr(as) 'yn hükmü altynda yürü! Ey Hak Yolcusu! Hyzyr'yn yapty?y i?lere tereddütsüz sabret ki, sana 'artyk ayrylma zamany geldi,git! ..'demesin. Mür?id,gemiyi delsede sen ses çykarma! Çocu?u öldürse de saçyny ba?yny yolma! .. Allah,onun elini kendi eli olarak adlandyrdy da 'Allah'yn eli(kudret eli) onlaryn elinin üzerindeydi'ayetini indirdi. Allah'yn (kudret) eli o çocu?u öldürür ve diriltir. Diriltmek de ne demek,onu ölümsüz ruh haline getirir. Ey Hak Yolcusu! .. Kendine bir mür?id bulunca,gerek onun hizmetinde gerekse onun tavsiye edece?i amel ve ibadette tembellik edip çamur gibi uyu?ukluk gösterme! .. E?er incinir de kin tutmaya kalky?yrsan, cilasyz ayna gibi kalyrsyn.” MEVLANA CELALEDDYN-Y RUMÎ(KS)
hadisi serif: Muminin ferasetinden sakinin cunku o Allahin nuruyla bakar..
hadisi serif: 'Saçy sakaly birbirine kary?my?, eski püskü elbiseler içinde, kimsenin itibar etmedi?i niceleri vardyr ki, Allah'a kasemde bulunsa, Allah onun yeminini bo?a çykarmaz. Y?te Berâ Ybnu Mâlik öylelerindendir.'
yani birilerinin itibar etmedigi,ne var ki islami yasiyo sadece..dedigi kisiler Allaha yemin etse Allah onun yeminini bosa cikarmaz.yani onlara Allahin verdigi degere bakalim..bir de bize..
ayrica Hz.Peygamber Hz.Omere demistir ki eger Uveys el Karaniyi gorursen senin icin istigfar etsin..Nasil yani? ? Kocaman sahabi,cennetle mujdelenmis sahabi icin birisi istigfar ediyor? Kendi kendine edemez mi Hz.Omer..Hz.Omer hic dememis ki ben kendi basima ederim,neden Uveysel Karaniye 'kutsallik' izafe ediyosunuz? O dememiski 'Uveysel Karani de kendi halinde bir musluman..tamam islami yasiyo olabilir ama ona da boyle bir kutsallik tesis edilmez ki? '.o hemen bu emri basinin ustune koymus ve uveysel karaniyle karsilastiginda bunu yerine getirmistir..tovbe etmek istendikten sonra Allah kabul eder..ama Allahin birtakim siarlari vardir..Arafatta tovbe etmekle evde tovbe etmek arasinda fark yok mudur? Kuran okumak her zaman aynidir,ama belli gunlerle ilgili hadisi serifler yok mudur? Allah ayni Allahtir,tovbe ayni tovbedir..Ama Allahin rahmetini celbeden olaylar,dualar,kisiler vardir.ashabin yagmur duasina ciktiklarinda Hz.peygamberin amcasi Abbas r.a yi vesile edip dua etmeleri gibi..ki onun hurmetine de yagmur yagmistir..bu vesileler hep insanin nefsine zor gelir..ben varken o nu iyi gormek nerden cikmistir? insaAllah aklima geldikce ornekleri cogaltirim.
Allah Kurani kerimde vesileyi arayin demistir..Bu Allah dostlari da birer vesiledir..Cuma namazinda hutbede vaaz veren hocalarin etkisiyle cemaatin butun kotu huylarindan arinmasi lazimdi..yillardir her cuma veriliyo bu hutbeler..ama olmadi..olmuyor..cunku islami sadece zahiren yasamak yeterli olmuyor.belki kisinin kendisinin kurtulmasina sebep olur.onu biz bilemeyiz.Allah bilir.ama kisi seriati,sunneti hem zahiren hem kalbiyle yasiyor tasdik ediyor,emri bil maruf nehyi anil munkeri kendine bir gorev biliyorsa o zaman agzini acmasa sadece baksa Allahin izniyle yine gunahkar kullar manevi hallerle hallenirler..oraya gidip de bu manevi tadi almayan kisi sayisi devede kulak gibidir.Bu zat degil,onun gibi Allah yolunda giden,ilmi insanlarla tartismak adina degil Allah rizasi icin ogrenen ve tam bir ihlas ve korkuyla amel eden kim olursa Allah ona bu sekilde bir ustunluk nasip eder.
bu buyuk insan,islam dininden uzaklasmis,namazdan haberi olmayan,icki muptelasi insanlarin 180 derecelik donusune vesile oluyo..bu hizmet yeterince buyuk degil mi?
hizmetten beklenilen nedir bilmiyorum.ama bu cumleyi duydugunda bile bazi insanlar 'ee yani? ? ' diyecektir.
insanlarin kus olup ucmasini mi bekliyosunuz? islamin en guzel sekilde yasanmasina vesile olmak hizmet degildir de nedir?
su i zanda bulunanlarin bir dayanaklari var midir? sadece gibi geliyo diyip bazi asilsiz iddialarda bulunmak ne kadar buyuk vebaldir.. ben kimseye birinin buyuk oldugunu ispatlamak zorunda degilim.Kuran ve sunnete sarilmasi benim icin yeterlidir..ama olumsuz konusanlarin bunu ispatlamasi gerekir.
insan tertemiz bir soydan gelse,bu oyle alelade bir soy olmasa,kendi torunu icin huseyin bendendir ben de huseyindenim-Allahi seven huseyini sever,huseyin torunlardan bir torundur diyen biri olsa ve o biri Allahin habibi olsa..ve dolayisiyla hz.huseyin de kendi torunlarini sevecektir...bu sevgi boylece zincir halinde gidecektir..iste bir kisi boyle bir soya sahip olsa ve ameli salih islemeyi kendine gorev bilse,helal ve harama dikkat etse,her zaman Kuran ve sunnete uymak gerektigini anlatsa ve bunu bizzat kendi hayatiyla da gosterse..bu kotu bisey midir? hatta bu iyi bisey degil midir? arti ustune arti.. hem bu soyun bilinmesi konusmalarimizdaki edebe riayet acisindan da onemlidir diye dusunuyorum. ama kisinin bu soydan gelmesi eger salih amelle desteklenmezse hic bir ise yaramaz bunu da biliyoruz.
himmet kavramiyla kuldan isteme isi birbirine girmis durumda,yani bilmeyenler,disardan bakanlar yanlis anliyorlar..himmet, bir kuldan isteyip Allahtan istememe meselesi degildir. sonucta Allahin izni olmadan yaprak bile yerinden oynamaz.. ben senden kalem istesem bu sirk mi olur? herseyin veren Allahtir..ama vesileler vardir.ben doktora giderim,sifa Allahtandir,ama Rabbim vesileyi arayiniz buyuruyo.
himmet dilerken de,Sultanim,Efendim(kimden istiyosaniz) su problemimin hallolmasi icin dua ediniz diyosunuz.
yani burda hedeften en ufak bi sasma yok.dua Allaha.insanin bi problemi olunca yakinindakine bana dua et demiyo mu? ama Allah dostlari icin Allahin izniyle uzaklik yakinlik problemi yok.iste bu hadis bunun ispatidir.
“Kulum nafile ibadetlerle durmadan bana yaklaşır. Ve Ben de onu severim. Onu sevdiğim zaman, işiten kulağı, gören gözü ve konuşan dili olurum” (Buharî) .
o zaman o Allah dostunun duymasi,gormesi bizim gibi nefsiyle arkadaslik yapanlarinki gibi olmaz.
devam.. bilim dedigimiz sey cok degiskendir..bundan yillar once ortaya atilan bi kavram,teorem,kural bir cok kez curutulmus,degisime ugramistir.. o yuzden kesin olmayan seyler icin kesin olani yargilamak ne kadar dogrudur bilmiyorum.
ayrica bak bilim de dogruladi,namaz suna iyi geliyomus demek bana hic de mantikli gelmiyo..ne yani bilim dogrulamasa biz kilmayacak miyiz? birileri bu yarari curutse islam hasa gulunc duruma mi dusecek?
Allah hepimizi hayirla islah eylesin.dogru yoldan ayirmasin.
gavsi sani'nin kim oldugu bizce malum insaAllah..ama gavsin ne demek oldugunu bilmeyenler icin Fethullah Gulen'den bir aciklama..
***
Hz. Muhammed (sav) dar-ı bekâya irtihal edince, onu bu dünyada temsil eden de Allah ile irtibatları kavi büyük insanlardır. Onlar, mazhariyetleri ve misyonlarıyla, bir bakıma yeryüzünde âdetâ Kâbe konumundadırlar. Ehl-i tahkikin beyanına göre, bazen onlar Kâbe’nin etrafında, bazen de Kâbe onların etrafında döner. İşte böylesi kişilere Allah’ın matmah-ı nazarı anlamında “Kutub” adı verilir. Bu kişiler bulundukları mekânda, her zaman mevcudiyetlerini hissettiren, şeytanların uykularını kaçıran, bir kısım insanların vehimlerini izale eden, toprağın kuvve-i inbatiyesi gibi kudsi bir güce sahiptirler. Yine bunlar, hep tazarru ve naz u niyaz makamında bulunmaktadırlar. Allah böylelerinin bakışları ile kâinata bakar, merhamet veya gadap eder.
Kutub makamının bir adım ötesinde “gavsiyet” makamı yer alır. Bu makamı ihraz edenlerin en büyük özelliği, tasarruflarının öldükten sonra da devam etmesidir. Her gavs bir kutuptur, fakat her kutub bir gavs değildir. Öyleleri de vardır ki, bu her iki makamı bünyesinde cemetme bahtiyarlığına ermiştir. Zannediyorum “kutbu’l-irşad” işte bu iki makamı birden ihraz etmiş ve halkı irşada me’zun insanlara verilen isim olsa gerek..
Bu açıdan kutbu’l-irşada; hakikat-ı Ahmediyeyi tamamıyla temsil eden, dolayısıyla da hakikat-ı Muhammediye’ye namzet olan insan nazarıyla da bakılabilir. O, bütün insanlığın iç âlemi itibarıyla, yani kalbi, ruhu, vicdanı, hissi ve letaif-i maneviyesiyle mercii sayılan bir “menhel-i azbi’l-mevrûd; cennet kevserleri ölçüsünde tatlı su kaynağıdır.” Ve insanlığı sahil-i selamete çıkaracak bir rahmet ve ışıktır. Bu yönüyle ona, yeryüzünde tevhid güneşi denir. Herkes kendi istidadı veya elindeki kovasının büyüklüğü/küçüklüğü ölçüsünde ondan istifade edebilir. Öyleyse kutbu’l-irşad, misyonu, konumu ve zâtı itibarıyla diğer velilerden en az üç kademe daha ileridedir.
Başkalarının onları tanımasına veya sair velilerden ayırt etmesine yardımcı olacak belirgin özellikleri yoktur. “İnsanlar arasında, insanlardan bir insan olarak bulunurlar.” Ne var ki, hassas ruhlar, liyakatli kişiler bunları hemen sezer ve âdetâ bir mıknatısa kapılmış gibi, onların cazibelerine kapılıverirler. Bu özellikleri itibarıyla de onlar, etraflarına sürekli nur neşrederler. Hakkı aramak için yollara dökülenler de bunların cazibe-i kudsiyesi içine girer ve o dairede bütün bütün erir giderler.
Bütün bu değerlendirmeler nazara alındığında; bu kudsî me’hazlara sırt dönmekten daha öte bir talihsizlik olamaz denilebilir. Bana göre, bu kaynaklara müracaat etmeden yollara dökülenler, niyetleri ne kadar da samimi olursa olsun, çöllerde tek başlarına, rehbersiz yolculuk yapan insanlar gibidirler. Hatta bu kişilerin şahsî ibadet ve taatleri ne kadar çok da olsa, bu feyiz kaynaklarından yararlanmadıkları için, ileride dünyevî başka câzibe noktalarının câzibelerinden kurtulamayıp, yollarda kalabilirler. Hatta ibadet ü taatı bu denli çok olmayanlar, yüzleri bu ışık kaynaklarına dönük oldukları için, kayma ihtimalleri onlara göre daha azdır.
Ayrıca, bu tür insanların daire-i kudsiyeleri içinde bulunma, onlar gibi olma noktasında insana aşk, şevk ve ümit verir. Zira bunlar ideal insan olup, her Müslümanın hedefi olabilecek makamlarda bulunmaktadırlar. Bir diğer ifadeyle bunlar, bizim gibi sıradan insanlar için birer gaye-i hayaldirler. Zaten bu dünyada gaye-i hayali olmayan kişilerin, dört ayaklı behaimden farkı da yoktur. “İki günü müsavi olan, aldanmıştır” beyan-ı Nebevisi, herhalde bu hakikata işaret etmektedir.
Hasılı, kutbu’l-irşad, kâinatın mânâ, mahiyet ve muhtevasını anlatan, yeryüzünde Cenâb-ı Hakk’ın matmah-ı nazarı, kutb ve gavs makamının sahibi bir hakikat eridir.
(Çölde yalnız kalan kimse, bir ey kaybederse, 'Ey Allahın kulları, bana yardım edin' desin! Çünkü Allahü teâlânın sizin göremediginiz kulları vardır.) [Taberânî]
hadis yani..
kuldan yardim istemek bahsindeki karmasanin giderilmesi icin yazdim.Allahin veli kulu Allahin izniyle bilinen fizik kurallarini alt ust edebilir goruldugu uzere :)
yani kalbinizi ferah tutun..gercekten samimi bir niyetle islam dini uzereyseniz Allah size sevdiklerinin sevgisini verir.
yok niyetiniz halis degilse o zaman soylenecek soz yok..yine de Allah cumlemizi hayirla islah etsin.
Allah dostlari kalbi Allahtan gayrisindan temizlemek icin ugrasirlar..onlara verilmis manevi yetkileri de kimse hafife almasin,hadislerle de desteklenmistir bu yetkiler.
Süphesiz, her derede, âdemoglunun kalbinden bir parça bulunur (yani kalp her seye karsi bir ilgi duyar) . Öyleyse kimin kalbi bütün parçalara ilgi duyarsa, Allah onun hangi vadide helak olacagina hiç aldirmaz. Kim de Allah'a tevekkül ederse, kalbinin her seye (ilgi kurarak dalmasini önlemek için) Allah ona yeter. (Hadis)
dusunuyorum da..bu kadar yillik donemde neler gecmis elime,neler kaybetmisim..kendi kisisel zaaflarim disinda Kurana ve sunnete olan talebim artmis.Allah sevgim,Rasulullah sevgim artmis..Onlari tanima,onlarin sevgisini elde etme istegim artmis..
Hz.Peygamber bize ana babamizdan sevgili olmadikca gercekten iman etmis sayilmiyoruz..ben ana babadan daha cok sevmeyi bu yolda ogrendim.buyukler bi basamaktir..universiteye gidene kadar ozel dersler alirsin,dersaneye gidersin..hocan senin nerde takildigini bilir..onun amaci seninle universiteye girmek degildir.seni o kivama getirir ve aradan cekilir..bu Allah dostlari da Kuran ve sunnet kaynakli manevi sistemleriyle senin islahina calisirlar..bunun icin her an ayni ortamda olmak zorunda da degilsin,surekli evine de gelmezler..irtibat manevidir..tutan el,goren goz kutsi hadisini yukarida yazmistim nasil olsa..bunu ancak duru akil sahipleri anlar,sebeplerin Musebbibini tanimayanlar anlamaz.avusturalya yerlileri bile hic konusmadan telepati diyebilecegimiz yolla anlasirlamis..bize ne oluyor ki Allahin kullarina verdigi nimeti inkara kalkisiyoruz,hafife aliyoruz.
onlarin tavsiye ettikleri zikirler vardir..bu zikir halkalari hz.peygamberce ovulmustur.
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bir gün dola?yrken ashabtan birkaç ki?iye rastlady ve onlara ?öyle dedi:
-Cennet bahçelerine rastlady?ynyzda orada oturun,oradaki nimetlerden faydalanyn.
Dediler ki:
-Ya Rasulallah,cennet bahçeleri nedir?
Rasulullah aleyhissalatu vesselam ?öyle buyurdu:
-Zikir halkalary cennet bahçeleridir.Allah'yn meleklerinden olu?an birlikler vardyr.Onlar yeryüzündeki zikir meclislerine konar,oralarda otururlar.
O halde meleklerle donatylmy? bu cennet bahçelerine siz de dahil olun.
Yine ashabtan bir toplulu?a hitaben Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ?öyle dedi:
-Allah kyyamet günü birtakym insanlary yüzleri nurlu olarak inciden minberler üzerinde diriltecek,halk onlara imrenecek.Halbuki bu kimseler
ne peygamber ne de ?ehittirler.
Ashabtan birisi sordu:
-Ya Rasulullah,peki onlaryn özellikleri nelerdir? Vasyflaryny söyle ki kendilerini tanyyalym.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
-Onlar de?i?ik kabilelerden,muhtelif beldelerden olduklary halde birbirlerini Allah için seven ve Allah'y anmak üzere biraraya gelen kimselerdir.
yukaridaki hadisler menzildeki ortama guzel bir ornek degil midir? ?
hani bir hadisi serif var ya..benim bildiklerimi bilseniz az guler cok aglardiniz diye..yani olay kuru kuru evet namazimi kiliyorum,sunu yapiyorum,ben de biliyorum demekle olmuyo..herhalde amel olarak da iman olarak da en iyimiz Hz.Peygamberdir..ama o bile herseyi hassasiyetle yapmasina ragmen korku icinde..ama gunumuzde insanlar o kadar rahat ki..kalbi temiz o yuzden bazi emirlerden muaf..herseyi bilir,yapar olmuslar..ben bu yolda her an umit ve korku icinde olmasini ogrendim.islami hissetmeyi ogrendim.tam hakkiyle ogrenebilmis degilim Allah biliyor ama bir cirpinis icerisindeyiz Allah kabul etsin.
bu durumda kisinin tercih hakki vardir..yoluna kendi basina devam etmek ister,veya cemaate katilir..ki cemaatin faydasi hadisi seriflerde de ovulmustur.
benim amacim birilerini kendi cemaatime katmak degil..keske herkes gelse,tanisa,bilse..ama istegim su ki,Allah dostlarina laf soylenmesin..cunku bunun zarari soyleyenedir.yani olaylari yuzeysel dusunmeyelim,yapilanlar,yasananlar hep Allahin rizasini kazanmak icindir,hep Kuran sunnet cizgisindedir.o yuzden Allahin sevdigi birine laf soylemek Allahin gazabini harekete gecirir..ki bu hicbirimizin istedigi bisey degildir..o yuzden lutfen konusulanlara dikkat.
Allah bizi dogru yoldan ayirmasin,sevdiklerini sevdirsin,sevmediklerini sevdirmesin ve uzak etsin onlardan.sevdigi amelleri de severek yapmak Onu razi etmek nasip etsin..yine sevmedigi amelleri de sevmemek,ve o sevmiyo diye yapmamak nasip etsin.Amin..
Allaha sukurler olsun ki 11 yildir bu kapidayim..dinin kullanilarak ticari kazanc elde edildigini gormedim..herseyde kisinin rizasi vardir..ben normal sartlarda dindar oldugunu bildigim birinden alisveris yapmayi tercih ederim ki o daha cok kazansin,icki satan yerden almam ki o daha fazla kazanip daha da hirslanmasin,haram satislarini arttirmasin..dolayisiyla benim alacagim sey orda varsa ordan alirim..bunun neresi yanlis anlamadim.kimse kimseye zorla bisey vermiyo ki,satarken de almazsan vebali var demiyo ki? insanlar bisey almak istiyolarsa alirlar,almazlarsa almazlar..icinde para olan herseyi kotu bilmek zorunda misiniz? hz.ebubekir ticaretle ugrasmiyo muydu? hem de gayet zengin degil miydi? onun icin de diyomusunuz..hmm nerden bulmus bu parayi..yada hz.Suleyman icin diyo muydunuz..bu dini alet ederek ticaret yapiyo diye...estagfirullah..biraz insafli olun Allah icin.
Ebû Bekre (radyyallâhu anh) anlatyyor: 'Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: 'Kim Allah'yn yeryüzündeki sultanyny alçaltyrsa, Allah da onu alçaltyr. '
Tirmizi, Fiten 47, (2225) .
Allahin yeryuzundeki sultani kimdir..biraz dusunmek lazim..herhalde onun hukmunu yerine getirip,yasakladiklarindan kacmaktir o sultanin ozellikleri..belki o sultanin yuzune bakinca Allah hatirlanir(bkz. Allah dostlari,alimlerle ilgili hadis.) belki de asagidaki ozellige sahiptir o Allah dostlari:
Ebu Umame radiyallahu anh anlatiyor: 'Resulullah aleyhissalatu vesselam'a biri abid digeri alim iki kisiden bahsedilmisti.
'Alimin abide ustunlugu, benim, sizden en basitinize olan ustunlugum gibidir' buyurdu.'
Tirmizi, Ilim 19, (2686) .
Yine Tirmizi'nin bir rivayetinde soyle gelmistir: '...Aleyhissalatu vesselam sonra buyurdular ki: 'Allah Teala Hazretleri, melekleri, semavat ehli, deligindeki karincaya, denizindeki baliklara varincaya kadar arz ehli, halka hayri ogretene magfiret duasinda bulunur.'
Hadis Tirmizi'nin ayni babindadir.
bu hadisi serifleri yaziyorum ki alimin bizlerden farki anlasilsin..herhangi bir insan muamelesi yapilmasin..butun semavat ehli,arz ehli o kisi icin magfiret duasinda bulunurken biz nasil onun meclisinde bulunmayalim,nasil hayir duasini almaya calismayalim,nasil kendimize rehber edinmeyelim..
Ebu'd-Derda radiyallahu anh anlatiyor: 'Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle dedigini isittim: 'Kim bir ilim ogrenmek icin bir yola suluk ederse Allah onu cennete giden yollardan birine dahil etmis demektir. Melekler, ilim talibinden memnun olarak kanatlarini (uzerlerine) koyarlar. Semavat ve yerde olanlar ve hatta denizdeki baliklar alim icin istigfar ederler. Alimin abid uzerindeki ustunlugu dolunayli gecede kamerin diger yildizlara ustunlugu gibidir. Alimler peygamberlerin varisleridir. Peygamberler, ne dinar ne dirhem miras birakirlar, ama ilim miras birakirlar. Kim de ilim elde ederse, bol bir nasib elde etmistir.'
Ebu Davud, Ilm 1, (3641): Tirmizi, Ilm 19, (2683): Ibnu Mace, Mukaddime 17, (223) .
Allah kutsi hadiste buyuruyor..Kulum bana nafile ibadetlerle yaklastikca,ben onun goren gozu,isiten kulagi olurum(hadis mealen bu,Allahu alem devami olabilir) .yani o zaman kisi bas gozuyle gorulebilenden cok daha otesini idrak edebilir.o zaman o gozun sahibi herhangi bir insandan cok daha kutsal olur benim gozumde.ki o goz sadece karsindakinin disini degil icini de anlar,hastaligini da bilir,Allahin izniyle recetesini de yazar..ne olursa olsun onlar Hz.Peygamberin ve ashabinin tirnagi olamazlar..bunu kendileri de soylerler..yani akil bazi seyleri anlamada gucluk cekebilir.akil benim icin olcu degildir.sizin icin de olcu olmamalidir.her zaman mantigimiza uyan seylerle karsilasacak degiliz.
mevlanayi severmisiniz bilmiyorum..genelde kabul gormus bir Allah dostudur..herkes zanneder ki hz mevlana sema yapar,mutebessim bir halde durur..ama kimse onun seri konulardaki gorusunden bahsetmez..kimse onun amelinden bahsetmez..
ondan bir yazi..
Ey Hak Yolcusu!
Mür?idini bulunca aklyny ba?yna al da ona teslim ol.
Musa Peygamber gibi Hyzyr(as) 'yn hükmü altynda yürü!
Ey Hak Yolcusu!
Hyzyr'yn yapty?y i?lere tereddütsüz sabret ki,
sana 'artyk ayrylma zamany geldi,git! ..'demesin.
Mür?id,gemiyi delsede sen ses çykarma!
Çocu?u öldürse de saçyny ba?yny yolma! ..
Allah,onun elini kendi eli olarak adlandyrdy da
'Allah'yn eli(kudret eli) onlaryn elinin üzerindeydi'ayetini indirdi.
Allah'yn (kudret) eli o çocu?u öldürür ve diriltir.
Diriltmek de ne demek,onu ölümsüz ruh haline getirir.
Ey Hak Yolcusu! ..
Kendine bir mür?id bulunca,gerek onun hizmetinde
gerekse onun tavsiye edece?i amel ve ibadette
tembellik edip çamur gibi uyu?ukluk gösterme! ..
E?er incinir de kin tutmaya kalky?yrsan,
cilasyz ayna gibi kalyrsyn.”
MEVLANA CELALEDDYN-Y RUMÎ(KS)
hadisi serif: Muminin ferasetinden sakinin cunku o Allahin nuruyla bakar..
hadisi serif: 'Saçy sakaly birbirine kary?my?, eski püskü elbiseler içinde, kimsenin itibar etmedi?i niceleri vardyr ki, Allah'a kasemde bulunsa, Allah onun yeminini bo?a çykarmaz. Y?te Berâ Ybnu Mâlik öylelerindendir.'
yani birilerinin itibar etmedigi,ne var ki islami yasiyo sadece..dedigi kisiler Allaha yemin etse Allah onun yeminini bosa cikarmaz.yani onlara Allahin verdigi degere bakalim..bir de bize..
ayrica Hz.Peygamber Hz.Omere demistir ki eger Uveys el Karaniyi gorursen senin icin istigfar etsin..Nasil yani? ? Kocaman sahabi,cennetle mujdelenmis sahabi icin birisi istigfar ediyor? Kendi kendine edemez mi Hz.Omer..Hz.Omer hic dememis ki ben kendi basima ederim,neden Uveysel Karaniye 'kutsallik' izafe ediyosunuz? O dememiski 'Uveysel Karani de kendi halinde bir musluman..tamam islami yasiyo olabilir ama ona da boyle bir kutsallik tesis edilmez ki? '.o hemen bu emri basinin ustune koymus ve uveysel karaniyle karsilastiginda bunu yerine getirmistir..tovbe etmek istendikten sonra Allah kabul eder..ama Allahin birtakim siarlari vardir..Arafatta tovbe etmekle evde tovbe etmek arasinda fark yok mudur? Kuran okumak her zaman aynidir,ama belli gunlerle ilgili hadisi serifler yok mudur? Allah ayni Allahtir,tovbe ayni tovbedir..Ama Allahin rahmetini celbeden olaylar,dualar,kisiler vardir.ashabin yagmur duasina ciktiklarinda Hz.peygamberin amcasi Abbas r.a yi vesile edip dua etmeleri gibi..ki onun hurmetine de yagmur yagmistir..bu vesileler hep insanin nefsine zor gelir..ben varken o nu iyi gormek nerden cikmistir? insaAllah aklima geldikce ornekleri cogaltirim.
Allah Kurani kerimde vesileyi arayin demistir..Bu Allah dostlari da birer vesiledir..Cuma namazinda hutbede vaaz veren hocalarin etkisiyle cemaatin butun kotu huylarindan arinmasi lazimdi..yillardir her cuma veriliyo bu hutbeler..ama olmadi..olmuyor..cunku islami sadece zahiren yasamak yeterli olmuyor.belki kisinin kendisinin kurtulmasina sebep olur.onu biz bilemeyiz.Allah bilir.ama kisi seriati,sunneti hem zahiren hem kalbiyle yasiyor tasdik ediyor,emri bil maruf nehyi anil munkeri kendine bir gorev biliyorsa o zaman agzini acmasa sadece baksa Allahin izniyle yine gunahkar kullar manevi hallerle hallenirler..oraya gidip de bu manevi tadi almayan kisi sayisi devede kulak gibidir.Bu zat degil,onun gibi Allah yolunda giden,ilmi insanlarla tartismak adina degil Allah rizasi icin ogrenen ve tam bir ihlas ve korkuyla amel eden kim olursa Allah ona bu sekilde bir ustunluk nasip eder.
bu buyuk insan,islam dininden uzaklasmis,namazdan haberi olmayan,icki muptelasi insanlarin 180 derecelik donusune vesile oluyo..bu hizmet yeterince buyuk degil mi?
hizmetten beklenilen nedir bilmiyorum.ama bu cumleyi duydugunda bile bazi insanlar 'ee yani? ? ' diyecektir.
insanlarin kus olup ucmasini mi bekliyosunuz? islamin en guzel sekilde yasanmasina vesile olmak hizmet degildir de nedir?
su i zanda bulunanlarin bir dayanaklari var midir? sadece gibi geliyo diyip bazi asilsiz iddialarda bulunmak ne kadar buyuk vebaldir..
ben kimseye birinin buyuk oldugunu ispatlamak zorunda degilim.Kuran ve sunnete sarilmasi benim icin yeterlidir..ama olumsuz konusanlarin bunu ispatlamasi gerekir.
soyun temiz olmasi,seyyidlik..
insan tertemiz bir soydan gelse,bu oyle alelade bir soy olmasa,kendi torunu icin huseyin bendendir ben de huseyindenim-Allahi seven huseyini sever,huseyin torunlardan bir torundur diyen biri olsa ve o biri Allahin habibi olsa..ve dolayisiyla hz.huseyin de kendi torunlarini sevecektir...bu sevgi boylece zincir halinde gidecektir..iste bir kisi boyle bir soya sahip olsa ve ameli salih islemeyi kendine gorev bilse,helal ve harama dikkat etse,her zaman Kuran ve sunnete uymak gerektigini anlatsa ve bunu bizzat kendi hayatiyla da gosterse..bu kotu bisey midir? hatta bu iyi bisey degil midir? arti ustune arti..
hem bu soyun bilinmesi konusmalarimizdaki edebe riayet acisindan da onemlidir diye dusunuyorum.
ama kisinin bu soydan gelmesi eger salih amelle desteklenmezse hic bir ise yaramaz bunu da biliyoruz.
himmet kavramiyla kuldan isteme isi birbirine girmis durumda,yani bilmeyenler,disardan bakanlar yanlis anliyorlar..himmet, bir kuldan isteyip Allahtan istememe meselesi degildir.
sonucta Allahin izni olmadan yaprak bile yerinden oynamaz..
ben senden kalem istesem bu sirk mi olur? herseyin veren Allahtir..ama vesileler vardir.ben doktora giderim,sifa Allahtandir,ama Rabbim vesileyi arayiniz buyuruyo.
himmet dilerken de,Sultanim,Efendim(kimden istiyosaniz) su problemimin hallolmasi icin dua ediniz diyosunuz.
yani burda hedeften en ufak bi sasma yok.dua Allaha.insanin bi problemi olunca yakinindakine bana dua et demiyo mu?
ama Allah dostlari icin Allahin izniyle uzaklik yakinlik problemi yok.iste bu hadis bunun ispatidir.
“Kulum nafile ibadetlerle durmadan bana yaklaşır. Ve Ben de onu severim. Onu sevdiğim zaman, işiten kulağı, gören gözü ve konuşan dili olurum” (Buharî) .
o zaman o Allah dostunun duymasi,gormesi bizim gibi nefsiyle arkadaslik yapanlarinki gibi olmaz.
insaAllah anlatabilmisimdir..Allah hepimizi hayirla islah eylesin.Amin
devam..
bilim dedigimiz sey cok degiskendir..bundan yillar once ortaya atilan bi kavram,teorem,kural bir cok kez curutulmus,degisime ugramistir..
o yuzden kesin olmayan seyler icin kesin olani yargilamak ne kadar dogrudur bilmiyorum.
ayrica bak bilim de dogruladi,namaz suna iyi geliyomus demek bana hic de mantikli gelmiyo..ne yani bilim dogrulamasa biz kilmayacak miyiz? birileri bu yarari curutse islam hasa gulunc duruma mi dusecek?
Allah hepimizi hayirla islah eylesin.dogru yoldan ayirmasin.