eskiden fanatiği olmama rağmen iki yıldır hiç almadığım dergi. ölmeden önce eski haliyle hatırlamak istiyorum bu eski sevgiliyi. bu iki yıldaki tek kaybım da metin fidan'dır sanırım. karikatür işi biraz nankör; halefleri penguen'e gıpta ediyorlar mıdır ölüm döşeklerinde o da bilinmez...
bazen dagınık ile karıstırılan sıfat. ozellikle anneler pek bayılır. 'bu odanın hali ne' cıglıkları ile. oysaki birbirinden cok farklıdır. dagınık; temiz olup gerekli düzeni -belki henuz- kuramamıs insandır.
osmanli devletinin duraklama doneminde yasadigi icin eserlerinde sosyal hayati ve kurumlari elestiren ayni zamanda dini ogutler veren bir sairdir. kendisi devlet isleri ile birebir ilgilendiginden, yonetimin kotulugunden ve olan olaylardan eserlerinde sikca bahsetmektedir.
okudugum bir biyografide dedigine gore tecavuz vakasi jack nicholson'un evinde olmustur. 1977'de tecavuz ettigi kizin adi samantha geimer'dir. bir fransiz dergisine poz vermek icin evde bulunan bu kizcagiz polanski'nin kendisine uyusturucu verip tecavuz ettigini soylemistir. the pianist filmi oduller aldiktan sonra la times'da bir yazi kose yazarak da polanski'nin kisiliginin degil sanatinin degerlendirilmesi gerektigini bildirmistir.
dustin hoffman
güzel
mütevazi güzel
yaptığı işi bırakmaması gereken, bırakırsa sinemadan çok şey alıp götürecek olan mükemmel kişilik.
eskiden fanatiği olmama rağmen iki yıldır hiç almadığım dergi. ölmeden önce eski haliyle hatırlamak istiyorum bu eski sevgiliyi. bu iki yıldaki tek kaybım da metin fidan'dır sanırım. karikatür işi biraz nankör; halefleri penguen'e gıpta ediyorlar mıdır ölüm döşeklerinde o da bilinmez...
bazen dagınık ile karıstırılan sıfat. ozellikle anneler pek bayılır. 'bu odanın hali ne' cıglıkları ile. oysaki birbirinden cok farklıdır. dagınık; temiz olup gerekli düzeni -belki henuz- kuramamıs insandır.
osmanli devletinin duraklama doneminde yasadigi icin eserlerinde sosyal hayati ve kurumlari elestiren ayni zamanda dini ogutler veren bir sairdir. kendisi devlet isleri ile birebir ilgilendiginden, yonetimin kotulugunden ve olan olaylardan eserlerinde sikca bahsetmektedir.
zorunlu olarak.
okudugum bir biyografide dedigine gore tecavuz vakasi jack nicholson'un evinde olmustur. 1977'de tecavuz ettigi kizin adi samantha geimer'dir. bir fransiz dergisine poz vermek icin evde bulunan bu kizcagiz polanski'nin kendisine uyusturucu verip tecavuz ettigini soylemistir. the pianist filmi oduller aldiktan sonra la times'da bir yazi kose yazarak da polanski'nin kisiliginin degil sanatinin degerlendirilmesi gerektigini bildirmistir.
herkesin hergun en az bi kackere bazi got oglanlarinmin ise
bunu meslek haline getirdikleri cumle butunlugu...