Ayna ayna söyle bana :)) Aynalar ile ilgili ilginç bilgiler veren bir programdı. Kozyrev'in aynalar ile ilgili deneyi ve Manisa'daki Aynalı Ali Dede ile ilgili anlatılanlar ilginçti.
Bugün Adil Yıldırım'ın bu videosunu izledim. Zorluklarla mücadele etmek insanı güçlendirir. İzlenmeye değer bir videoydu bence. İki farklı karakter iyi analiz edilmiş. Yaşadıklarının seni nasıl bir insana dönüştüreceğini sen seçersin düşüncesi vurgulanıyor. 18:57-19:06 dakikaları arasını izlerken de güldüm. :))
Kapı kapalıyken içeri zorla girmek isteyenlere karşı yapılacak en güzel davranış kapıyı yüzlerine çarparak kapatmak üzere açmaktır. Eee anlamayana, anlamak istemeyene bir şekilde anlatmak lazım değil mi? Gerçi kimisi kapıdan kovsan bacadan girmeye çalışacak karakterde ancak çok şükür anlatacak olanın anlatma kabiliyeti çok kuvvetli. O yüzden ona güvenim tam. Sevgimize güvenim tam. Kendime güvenim de tam çok şükür.
Canım anneannem derdi ki: "Nasipse gelir Hint'ten Yemen'den, Nasip değilse ne gelir elden."
Adil Yıldırım da bu konuda güzel bir konuşma yapmış. Canım sevgilim, biz de iyi ki birbirimizi bulmuşuz. Hiçbir şey tesadüf değil. Allah bize hep birlikte ve mutlu olmayı nasip etsin. :)
Canım sevgilim benim, bu şarkı ikimiz için gelsin. :)
"Bende zincirlere sığmayan o deli sevdalardan Kızgın çöllerde rastlanmayan büyülü rüyalardan Kolay kolay taşınmayan dolu dizgin duygulardan Yalanlardan, dolanlardan daha güçlü bir yürek var Haydi gel benimle ol, oturup yıldızlardan Bakalım dünyadaki neslimize Orada ki sevgililer, özenip birer birer Gün olur erişirler ikimize Uzanıp yüreğimin ateşiyle yeniden Yıldızları tek tek yakacağım Sarılıp güneşlere sevgimize göklerde Mavi mavi taçlar takacağım, ne olursun Haydi gel benimle ol, oturup yıldızlardan Bakalım dünyadaki neslimize Orada ki sevgililer özenip birer birer Gün olur erişirler ikimize"
Pazartesi sabahı kahvaltıyı hazırlarken ve kahvaltı ederken "Yürekdede ile Padişah" isimli bu radyo tiyatrosunu dinledim. Misafirperverlik, cömertlik, iyilik, hayırseverlik, şükretmek, alçak gönüllülük ve tok gözlülük üzerine bir eserdi. Doğa tasvirleri de çok güzeldi. Keyifle dinledim. Cahit Zarifoğlu yazmış. Kendisinin şiir dışında farklı türlerde de eserleri varmış. Bu radyo tiyatrosu vesilesi ile kendisi ve eserleri hakkında daha fazla bilgi edinmiş oldum. Kendisinin "Yürekdede ile Padişah" ismini taşıyan kitabında bu hikaye dışında “Hazreti Süleyman’la Kirpi” ve “Köyümüze Yağdı Karlar” isimli hikayeleri de yer alıyormuş. Cahit Zarifoğlu bu eseriyle, 1984 yılında, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından verilen, çocuk edebiyatı dalında yılın yazarı ödülünü almış.
Ayna ayna söyle bana :))
Aynalar ile ilgili ilginç bilgiler veren bir programdı.
Kozyrev'in aynalar ile ilgili deneyi ve Manisa'daki
Aynalı Ali Dede ile ilgili anlatılanlar ilginçti.
Bugün Adil Yıldırım'ın bu videosunu izledim.
Zorluklarla mücadele etmek insanı güçlendirir.
İzlenmeye değer bir videoydu bence.
İki farklı karakter iyi analiz edilmiş.
Yaşadıklarının seni nasıl bir insana dönüştüreceğini
sen seçersin düşüncesi vurgulanıyor.
18:57-19:06 dakikaları arasını izlerken de güldüm. :))
Kapı kapalıyken içeri zorla girmek isteyenlere karşı
yapılacak en güzel davranış kapıyı yüzlerine çarparak kapatmak
üzere açmaktır. Eee anlamayana, anlamak istemeyene
bir şekilde anlatmak lazım değil mi? Gerçi kimisi kapıdan kovsan
bacadan girmeye çalışacak karakterde ancak çok şükür anlatacak
olanın anlatma kabiliyeti çok kuvvetli. O yüzden ona güvenim tam.
Sevgimize güvenim tam. Kendime güvenim de tam çok şükür.
Canım anneannem derdi ki:
"Nasipse gelir Hint'ten Yemen'den,
Nasip değilse ne gelir elden."
Adil Yıldırım da bu konuda güzel bir konuşma yapmış.
Canım sevgilim, biz de iyi ki birbirimizi bulmuşuz.
Hiçbir şey tesadüf değil.
Allah bize hep birlikte ve mutlu olmayı nasip etsin. :)
MuratCA isimli kanalda yine keyifle izlediğim bir videoydu.
"Küçük kediler bile büyük hayaller kurabilir." :))
Adil Yıldırım'ın spiritüel konulardaki videolarını
izlemeyi seviyorum. :)
Canım sevgilim benim,
bu şarkı ikimiz için gelsin. :)
"Bende zincirlere sığmayan o deli sevdalardan
Kızgın çöllerde rastlanmayan büyülü rüyalardan
Kolay kolay taşınmayan dolu dizgin duygulardan
Yalanlardan, dolanlardan daha güçlü bir yürek var
Haydi gel benimle ol, oturup yıldızlardan
Bakalım dünyadaki neslimize
Orada ki sevgililer, özenip birer birer
Gün olur erişirler ikimize
Uzanıp yüreğimin ateşiyle yeniden
Yıldızları tek tek yakacağım
Sarılıp güneşlere sevgimize göklerde
Mavi mavi taçlar takacağım, ne olursun
Haydi gel benimle ol, oturup yıldızlardan
Bakalım dünyadaki neslimize
Orada ki sevgililer özenip birer birer
Gün olur erişirler ikimize"
Pazartesi sabahı kahvaltıyı hazırlarken ve kahvaltı ederken
"Yürekdede ile Padişah" isimli bu radyo tiyatrosunu dinledim.
Misafirperverlik, cömertlik, iyilik, hayırseverlik, şükretmek,
alçak gönüllülük ve tok gözlülük üzerine bir eserdi.
Doğa tasvirleri de çok güzeldi. Keyifle dinledim.
Cahit Zarifoğlu yazmış. Kendisinin şiir dışında farklı türlerde de
eserleri varmış. Bu radyo tiyatrosu vesilesi ile kendisi ve
eserleri hakkında daha fazla bilgi edinmiş oldum. Kendisinin
"Yürekdede ile Padişah" ismini taşıyan kitabında bu hikaye dışında
“Hazreti Süleyman’la Kirpi” ve “Köyümüze Yağdı Karlar” isimli
hikayeleri de yer alıyormuş. Cahit Zarifoğlu bu eseriyle,
1984 yılında, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından verilen,
çocuk edebiyatı dalında yılın yazarı ödülünü almış.
"Aşkına kurban olayım, olayım
Mahşere gel de, geleyim, geleyim
Tek sözün yeter can feda sana
Her şeyim senin, uğruna öleyim
Canımı vereyim
Tek sözün yeter can feda sana
Her şeyim senin, uğruna öleyim
Canımı vereyim
Pazara kadar değil, mezara kadar
Gelirim senle Fizan'a kadar
Ayrılmak yok en son gün bile
Tarih bizi yazana kadar
Sevmişim seni, vazgeçer miyim?
Yerini kimse alamaz, alamaz
Sen kalbimdesin, dilimde değil
Bu ömrüm senin, yoluna sereyim
Canımı vereyim
Sen kalbimdesin, dilimde değil
Bu ömrüm senin, yoluna sereyim
Canımı vereyim
Pazara kadar değil, mezara kadar
Gelirim senle Fizan'a kadar
Ayrılmak yok en son gün bile
Tarih bizi yazana kadar
Pazara kadar değil, mezara kadar
Gelirim senle Fizan'a kadar
Ayrılmak yok en son gün bile
Tarih bitti yazana kadar"
Pazara kadar değil, mezara kadar da değil,
aşkımız sonsuza kadar. :)