Dün sofra kurulmuş çaylar bana havale edilmiş ama ben yoğunluktan göremedim forumu çaysız bıraktım sanırım :)) Dün ki çayların yerine bugün şöyle eskilerden nahif bir melodi bıraksam olur mu?
“Mükemmel değil, merhametli çocuklar yetiştirin. karıncaları ezmeyen, ağaç dallarını kırmayan, çiçekleri ezip geçmeyen, sevgiyi hissetmeyi ve hissettirmeyi bilen çocuklar.”
Sayın Kayıp Zaman, zaten burada yaptığımız paylaşımların alıntıların da anlamı o değil mi? Güzel bir şey okuyup, görüp hoşumuza gittiyse onu paylaşarak çoğaltıyoruz naçizane.
Şiir de çok güzelmiş. Baştan aşağıya hüzündü...
İşte abla böyle bir şey. Ceza vermeye kıyamamıştır kardeşine.
Dün sofra kurulmuş çaylar bana havale edilmiş ama ben yoğunluktan göremedim forumu çaysız bıraktım sanırım :))
Dün ki çayların yerine bugün şöyle eskilerden nahif bir melodi bıraksam olur mu?
Kulağımızla duyup yüreğimizle dinledik bu nadide sözü.
Ayrıca, yürek hizamıza taşıyan yüreğe de selam olsun.
Bu arada cezadan yırttın. ;))
Muhteşem divandı. Yüreğimize iyi gelmiştir.
Özellikle son bölüm harikaydı.
“Mükemmel değil, merhametli çocuklar yetiştirin. karıncaları ezmeyen, ağaç dallarını kırmayan, çiçekleri ezip geçmeyen, sevgiyi hissetmeyi ve hissettirmeyi bilen çocuklar.”
• Doğan Cüceloğlu
Pisliğin içine doğmuş boğazına kadar pisliğe batmış bi adama -hele de tuzun kuruysa-
bunda da var bir hayır, diyemezsin
İşte tespitin dibi...
Büyük ihtimalle Bukowski'nin kaynanası ile problemleri vardı kesin. ;))
Sayın Kayıp Zaman, zaten burada yaptığımız paylaşımların alıntıların da anlamı o değil mi?
Güzel bir şey okuyup, görüp hoşumuza gittiyse onu paylaşarak çoğaltıyoruz naçizane.
Bukowski ve müntesiplerine inat biz sevgiyi dillendirmeye devam edeceğiz. ;))
Ablacım adam hasta ya o yüzden soruyu oradan soruyor ölüm korkusu sarmış malum.
Oğluna da bir şeyler bırakmıştır o kadar değil yaaani