Kapaklıkuyu Köyünde ikamet eden 2011 Yılında 2 kez mesanede idrar torbasından ameliyat olan babam Koreli Ahmet Yeşilyurt'a sağlık esenlik ve uzun ömürler diliyorum. Ne zaman Kuzey ve Güney Kore savaş durumuna geçse askerlik anılarını komutanlarının ad soyad ve memleketlerini de belirterek uzun uzun anlatır... Torunu Muhammet Yeşilyurt'ta ev yaptırıyormuş Allah yardımcısı olsun...
KAPAKLIKUYU KÖYÜ Dönemine ait bir köy yerleşmesi olarak tanımlamamıza neden olmaktadır. İlçenin güneydoğusundaki Kapaklıkuyu Köyü’nün 650 m. güneydoğusunda karşımıza çıkan anıtsal bir mezar (heroon) oldukça iyi bir durumda günümüze ulaşmıştır (Resim: 11) . Mezarın içinden ve çevresinden ele geçirilen seramik Geç Roma Dönemine aittir. Köyün 700 m. güneybatısındaki Bostanlık’ta, kare plânlı, biri günümüze ulaşabilmiş, en az dört mezar odalı bir anıtsal mezar (heroon) daha belgelenmiştir16 (Resim: 12) . Bu mezarın içinden ve çevresinden ele geçirilen seramikler Geç Roma-Erken Bizans Dönemine aittir. Burada ‘Bostanlık Yerleşmesi’ olarak adlandırdığımız alanda, “Yapı I” ve çevresine dağılmış durumda mimarî taş elemanlar, rozet içinde haç motifli ve yazıtlı bir epigrafik malzeme ve Geç Roma Dönemine ait seramikler ele geçirilmiştir. Alandaki diğer bir yapının girişinin temel taşları hâlâ ayaktadır. Bu yapıyı, “Yapı II” olarak adlandırdık. Yapı içinden ve çevresinde bulunan seramikler Geç Roma Dönemine aittir. Heroon I’in hemen yakınında Kapaklıkuyu mevkiinde yanında taş dibek ve tekne ile günümüzde de kullanılmakta olan kemerli büyük bir sarnıç belgelenmiştir. Köyün 700 m. - 1.2 km. güneybatısındaki Ören ve Kale Nekropol’ünde, çok sayıda açılmamış, yükseklikleri yaklaşık 10 m.yi bulan yığma mezarlar ve yine üzeri tonoz örtülü açılmış durumda mezarlar kayıt altına alınmıştır. Ören’den ele geçirilen seramikler Geç Roma- Erken Bizans Dönemine aittir. Ayrıca ortada rozet içinde, yanlarda iki haç bulunan epigrafik malzeme, maden cürufu ve cam parçaları da tespit edilmiştir. Bu alanın devamı olan ancak “Kale mevkii” olarak isim değiştiren alan aynı zamanda bir yerleşme birimidir. Burada kilise olabilecek bir yapı ve çevresinde çeşitli mimarî elemanlar, yazıtlı bir taş blok, girişleri sağlam kalmış ve tarafımızdan ‘Büyük Yapı’ olarak adlandırılan bir başka yapı ve hemen yanındaki su kanalı ile olasılıkla bir havuz yapısı bulunmaktadır. Ayrıca alanda tespit edilen beş adet mezar, tonoz örtülü tiptedir. Alanda öğütme taşı, yarısı korunmuş pişmiş toprak ağırlık ve cam parçalarının yanı sıra Geç Roma-Erken Bizans Dönemine ait seramikler ele geçirilmiştir.
KAYANAK:K Ü LT Ü R V E T U R İ Z M B AK AN L I Ğ I Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü 22. ARAŞTIRMA SONUÇLARI TOPLANTISI 2. CİLT
'MEVLANA CELALEDDİN RUMİ' ne güzel özetlemiş... Kapaklıkuyu Köyü'nde yaşayan vatandaşlarımızın okuması dilegiyle...
Gel, gel, ne olursan ol yine gel, İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, Bizim dergahımız, umitsizlik dergahı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel... Ben yaşadıkça Kur'an'ın bendesiyim Ben Hz.Muhammed'in ayağının tozuyum Biri benden bundan başkasını naklederse
Ondan da bizarım, o sözden de bizarım, şikayetçiyim...
Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir... Güneş olmak ve altın ışıklar halinde Ummanlara ve çöllere saçılmak isterdim Gece esen ve suçsuzların ahına karışan Yüz rüzgarı olmak isterdim....
Aklın varsa bir başka akılla dost ol da, işlerini danışarak yap...
Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz Şu tertemiz tarlaya başka bir tohum ekmeyiz biz...
Hayatı sen aldıktan sonra ölmek, şeker gibi tatlı şeydir Seninle olduktan sonra ölüm, tatlı candan daha tatlıdır...
Biz güzeliz, sen de güzelleş, beze kendini Bizim huyumuzla huylan, bize alış başkalarına değil...
Bir katre olma, kendini deniz haline getir Madem ki denizi özlüyorsun, katreliği yok et gitsin Beri gel, beri!
Daha da beri! Niceye şu yol vuruculuk? Madem ki sen bensin, ben de senim, niceye şu senlik benlik...
Şu günlerde ençok ihtiyacımızın olduğu birlik beraberliği şiirde ne güzel dile getirmiş, MEVLANA
Birliğe Ulaş
Beri gel, daha beri, daha beri. Bu yol vuruculuk nereye dek böyle? Bu hır gür, bu savaş nereye dek? Sen bensin işte, ben senim işte.
Ne diye bu direnme böyle, ne diye? Ne diye aydınlıktan kaçar aydınlık, ne diye? Topumuz bir tek olgun kişiyiz, bir tek, ne diye böyle şaşı olmuşuz, ne diye?
Zengin yoksulu hor görür, ne diye? Sağ soluna yan bakar, ne diye? İkisi de senin elin, ikiside, peki, kutlu ne, kutsuz ne?
Topumuz bir tek inciyiz, bir tek. başımız da tek, aklımız da tek. Ne diye iki görür olup kalmışız iki büklüm gökkubbenin altında, ne diye?
Sen habire gevele dur bakalım, habire 'usul boylu birlik çam ağacı' de, sonu nereye varır bunun, nereye?
Şu beş duyudan, altı yönden varını yoğunu birliğe çek, birliğe. Kendine gel, benlikten çık, uzak dur, insanlara karıl, insanlara, insanlarla bir ol. İnsanlarla bir oldun mu bir madensin, bir ulu deniz. Kendinde kaldın mı bir damlasın, bir dane.
Erkek arslan dilediğini yapar, dilediğini. Köpek köpekliğini ede durur, köpekliğini. Tertemiz can canlığını işler, canlığını. Beden de bedenliğini yapar, bedenliğini.
Ama sen canı da bir bil, bedeni de, yalnız sayıda çoktur onlar, alabildiğine, hani bademler gibi, bademler gibi. Ama hepsindeki yağ bir.
Dünyada nice diller var, nice diller, ama hepsin de anlam bir. Sen kapları, testileri hele bir kır, sular nasıl bir yol tutar, gider. Hele birliğe ulaş, hır gürü, savaşı bırak, can nasıl koşar, bunu canlara iletir.
düeltme yapılırsa memnun olurum...Cahit Külebi'nin YURDUM şiiri beni köyüme götürdü.Yüzölçümü 814578 km2 olan yurdumuzun bir parçası...KAPAKLIKUYU KÖYÜ. Bu memleket bu vatan bizim...
YURDUM
1917 senesinde Topraklarında doğmuşum. Anamdan emdiğim süt Çeşmenden tarlandan gelmiş. Emmilerim hudutlarında Senin için döğüşürken ölmüşler. Kalelerin burcunda Uçurtma uçurmuşum, Çimmişim derelerinde. Bir andız fidanı gibi büyümüşüm. Topraklarının üstünde.
Koca koca kamyonlara binmişim. Daha büyük şehirlerine Okumaya gitmişim. Eşkiyalar yolumu kesmiş, Alacak şey bulamamışlar. Topraklarının üstünde Top oynamış, aşık olmuş, düşünmüş, Ahbap edinmişim.
Kederlendiğim günler olmuş Naçar dolaşmışım sokaklarında, Sevinçli günlerim olmuş Başım havalarda gezmişim. Bağrımı açıp ılgın ılgın Esen serin rüzgarlarına, İlk defa kıyılarından Denizi seyretmişim. Issız çorak ovalarında Günlerce yolculuk etmişim.
Ağladığım senin içindir Güldüğüm senin için Öpüp başıma koyduğum Ekmek gibisin.
Cahit Külebi'nin YURDUM şiiri beni köyüme götürdü.814578 m2 lik alnın nin bir parçası...KAPAKLIKUYU KÖYÜ. Bu memleket bu vatan bizim... YURDUM
1917 senesinde Topraklarında doğmuşum. Anamdan emdiğim süt Çeşmenden tarlandan gelmiş. Emmilerim hudutlarında Senin için döğüşürken ölmüşler. Kalelerin burcunda Uçurtma uçurmuşum, Çimmişim derelerinde. Bir andız fidanı gibi büyümüşüm. Topraklarının üstünde.
Koca koca kamyonlara binmişim. Daha büyük şehirlerine Okumaya gitmişim. Eşkiyalar yolumu kesmiş, Alacak şey bulamamışlar. Topraklarının üstünde Top oynamış, aşık olmuş, düşünmüş, Ahbap edinmişim.
Kederlendiğim günler olmuş Naçar dolaşmışım sokaklarında, Sevinçli günlerim olmuş Başım havalarda gezmişim. Bağrımı açıp ılgın ılgın Esen serin rüzgarlarına, İlk defa kıyılarından Denizi seyretmişim. Issız çorak ovalarında Günlerce yolculuk etmişim.
Ağladığım senin içindir Güldüğüm senin için Öpüp başıma koyduğum Ekmek gibisin.
Yöresel kelimeler Aleyçik:Çadır Alma: Elma Ateş gaymak: Ateş yakmak Bıldır: geçen sene. Cücük: Civciv Çaput: İşe yaramaz bez parçası, parça bez.. Çebiş: Oğlak Çöğdürmek: İşemek Çul: Kıl veya yünden yapılan yaygı. Dirgen: Ot ve samanı karıştırmak, aktarmak için kullanılan genellikle ağaçtan yapılan ucunda uzunca iki çatalı bulunan alet. Dulda: Kuytu Dürülmek: Bükülmek, toplanmak. Ebe: Nine, anneanne, babaanne Eğlemek: Alıkoymak, yolundan koymak, durmak, kalmak. Eğleşmek: Duralamak. Eğrek: Duraklama yeri Emmi: Amca. (Ahmet emmi, babam seni çağırıyor Erinmek: Üşenmek. Essah: Doğru, gerçekten Gevmek: Ağzında çiğneme Gölük: Eşek Kömbe: Bir çeşit ekmek Hark: Su yolu Helke: Su taşımak için kullanılan kap. Genellikle bakırdan yapılır ve kalaylanarak kullanılır Mıh: Çivi. Oynaş: Dost, sevgili. Zemheri: Ocak ayı
Köylülerimiz orman işçiliği ve hayvancılıkla uğraşmakta uzman olup, yazın orman yangını çıkan Akdeniz ve Eğe bölgelerinde kesim yapmakta memleketimizi yeşillendirmektedirler.
Köyün ortasından geçen stabilize ana yol üzerinde bulunan kapaklıkuyu nun aslında kapağı bulunamaktadır.Önceleri çok kötü bir durumda iken şimdi biraz daha düzeltilmiş içme ve bahçe sulama vb.kullanım amaçlı sularından faydalanılmaktadır.Tarihi hakkında ve kime ait olduğu bilinmemekle birlikte köyüler tarafından kullanılmaktadır.
Kapaklıkuyu Köyünde ikamet eden 2011 Yılında 2 kez mesanede idrar torbasından ameliyat olan babam Koreli Ahmet Yeşilyurt'a sağlık esenlik ve uzun ömürler diliyorum. Ne zaman Kuzey ve Güney Kore savaş durumuna geçse askerlik anılarını komutanlarının ad soyad ve memleketlerini de belirterek uzun uzun anlatır...
Torunu Muhammet Yeşilyurt'ta ev yaptırıyormuş Allah yardımcısı olsun...
KAPAKLIKUYU KÖYÜ ZİYARETİ
KAPAKLIKUYU KÖYÜ ZİYARETİ
KAPAKLIKUYU KÖYÜ Dönemine ait bir köy yerleşmesi olarak tanımlamamıza neden olmaktadır.
İlçenin güneydoğusundaki Kapaklıkuyu Köyü’nün 650 m. güneydoğusunda karşımıza
çıkan anıtsal bir mezar (heroon) oldukça iyi bir durumda günümüze ulaşmıştır
(Resim: 11) . Mezarın içinden ve çevresinden ele geçirilen seramik Geç Roma Dönemine
aittir. Köyün 700 m. güneybatısındaki Bostanlık’ta, kare plânlı, biri günümüze ulaşabilmiş,
en az dört mezar odalı bir anıtsal mezar (heroon) daha belgelenmiştir16 (Resim:
12) . Bu mezarın içinden ve çevresinden ele geçirilen seramikler Geç Roma-Erken Bizans
Dönemine aittir. Burada ‘Bostanlık Yerleşmesi’ olarak adlandırdığımız alanda,
“Yapı I” ve çevresine dağılmış durumda mimarî taş elemanlar, rozet içinde haç motifli
ve yazıtlı bir epigrafik malzeme ve Geç Roma Dönemine ait seramikler ele geçirilmiştir.
Alandaki diğer bir yapının girişinin temel taşları hâlâ ayaktadır. Bu yapıyı, “Yapı II”
olarak adlandırdık. Yapı içinden ve çevresinde bulunan seramikler Geç Roma Dönemine
aittir. Heroon I’in hemen yakınında Kapaklıkuyu mevkiinde yanında taş dibek ve tekne
ile günümüzde de kullanılmakta olan kemerli büyük bir sarnıç belgelenmiştir. Köyün
700 m. - 1.2 km. güneybatısındaki Ören ve Kale Nekropol’ünde, çok sayıda açılmamış,
yükseklikleri yaklaşık 10 m.yi bulan yığma mezarlar ve yine üzeri tonoz örtülü açılmış
durumda mezarlar kayıt altına alınmıştır. Ören’den ele geçirilen seramikler Geç Roma-
Erken Bizans Dönemine aittir. Ayrıca ortada rozet içinde, yanlarda iki haç bulunan epigrafik
malzeme, maden cürufu ve cam parçaları da tespit edilmiştir. Bu alanın devamı
olan ancak “Kale mevkii” olarak isim değiştiren alan aynı zamanda bir yerleşme birimidir.
Burada kilise olabilecek bir yapı ve çevresinde çeşitli mimarî elemanlar, yazıtlı bir
taş blok, girişleri sağlam kalmış ve tarafımızdan ‘Büyük Yapı’ olarak adlandırılan bir
başka yapı ve hemen yanındaki su kanalı ile olasılıkla bir havuz yapısı bulunmaktadır.
Ayrıca alanda tespit edilen beş adet mezar, tonoz örtülü tiptedir. Alanda öğütme taşı,
yarısı korunmuş pişmiş toprak ağırlık ve cam parçalarının yanı sıra Geç Roma-Erken
Bizans Dönemine ait seramikler ele geçirilmiştir.
KAYANAK:K Ü LT Ü R V E T U R İ Z M B AK AN L I Ğ I
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü
22.
ARAŞTIRMA SONUÇLARI
TOPLANTISI
2. CİLT
Kapaklıkuyu Köyümüzden sıcakta bahçede çalışırken yorulan ve yolda Hakkın rahmetine kavuşan Recep YEŞİLYURT amcaya Yüce Allahtan rahmet,kederli ailesine başsağlığı dilerim...
'MEVLANA CELALEDDİN RUMİ' ne güzel özetlemiş... Kapaklıkuyu Köyü'nde yaşayan vatandaşlarımızın okuması dilegiyle...
Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel,
Bizim dergahımız, umitsizlik dergahı değildir,
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...
Ben yaşadıkça Kur'an'ın bendesiyim
Ben Hz.Muhammed'in ayağının tozuyum
Biri benden bundan başkasını naklederse
Ondan da bizarım, o sözden de bizarım, şikayetçiyim...
Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız
Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir...
Güneş olmak ve altın ışıklar halinde
Ummanlara ve çöllere saçılmak isterdim
Gece esen ve suçsuzların ahına karışan
Yüz rüzgarı olmak isterdim....
Aklın varsa bir başka akılla dost ol da, işlerini danışarak yap...
Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz
Şu tertemiz tarlaya başka bir tohum ekmeyiz biz...
Hayatı sen aldıktan sonra ölmek, şeker gibi tatlı şeydir
Seninle olduktan sonra ölüm, tatlı candan daha tatlıdır...
Biz güzeliz, sen de güzelleş, beze kendini
Bizim huyumuzla huylan, bize alış başkalarına değil...
Bir katre olma, kendini deniz haline getir
Madem ki denizi özlüyorsun, katreliği yok et gitsin Beri gel, beri!
Daha da beri! Niceye şu yol vuruculuk?
Madem ki sen bensin, ben de senim, niceye şu senlik benlik...
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol..
MEVLANA CELALEDDİN RUMİ
Şu günlerde ençok ihtiyacımızın olduğu birlik beraberliği şiirde ne güzel dile getirmiş, MEVLANA
Birliğe Ulaş
Beri gel, daha beri, daha beri.
Bu yol vuruculuk nereye dek böyle?
Bu hır gür, bu savaş nereye dek?
Sen bensin işte, ben senim işte.
Ne diye bu direnme böyle, ne diye?
Ne diye aydınlıktan kaçar aydınlık, ne diye?
Topumuz bir tek olgun kişiyiz, bir tek,
ne diye böyle şaşı olmuşuz, ne diye?
Zengin yoksulu hor görür, ne diye?
Sağ soluna yan bakar, ne diye?
İkisi de senin elin, ikiside,
peki, kutlu ne, kutsuz ne?
Topumuz bir tek inciyiz, bir tek.
başımız da tek, aklımız da tek.
Ne diye iki görür olup kalmışız
iki büklüm gökkubbenin altında, ne diye?
Sen habire gevele dur bakalım,
habire 'usul boylu birlik çam ağacı' de,
sonu nereye varır bunun, nereye?
Şu beş duyudan, altı yönden
varını yoğunu birliğe çek, birliğe.
Kendine gel, benlikten çık, uzak dur,
insanlara karıl, insanlara,
insanlarla bir ol.
İnsanlarla bir oldun mu bir madensin, bir ulu deniz.
Kendinde kaldın mı bir damlasın, bir dane.
Erkek arslan dilediğini yapar, dilediğini.
Köpek köpekliğini ede durur, köpekliğini.
Tertemiz can canlığını işler, canlığını.
Beden de bedenliğini yapar, bedenliğini.
Ama sen canı da bir bil, bedeni de,
yalnız sayıda çoktur onlar, alabildiğine,
hani bademler gibi, bademler gibi.
Ama hepsindeki yağ bir.
Dünyada nice diller var, nice diller,
ama hepsin de anlam bir.
Sen kapları, testileri hele bir kır,
sular nasıl bir yol tutar, gider.
Hele birliğe ulaş, hır gürü, savaşı bırak,
can nasıl koşar, bunu canlara iletir.
Mevlana Celaleddin Rumi
ŞEHİT SERDAR YEŞİLYURT'a Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı diliyorum köyümüz 3.şehidini verdi.Vatan sağ olsun mekanı cennet olsun...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.'
M EHMET AKİF ERSOY
düeltme yapılırsa memnun olurum...Cahit Külebi'nin YURDUM şiiri beni köyüme götürdü.Yüzölçümü 814578 km2 olan yurdumuzun bir parçası...KAPAKLIKUYU KÖYÜ. Bu memleket bu vatan bizim...
YURDUM
1917 senesinde
Topraklarında doğmuşum.
Anamdan emdiğim süt
Çeşmenden tarlandan gelmiş.
Emmilerim hudutlarında
Senin için döğüşürken ölmüşler.
Kalelerin burcunda
Uçurtma uçurmuşum,
Çimmişim derelerinde.
Bir andız fidanı gibi büyümüşüm.
Topraklarının üstünde.
Koca koca kamyonlara binmişim.
Daha büyük şehirlerine
Okumaya gitmişim.
Eşkiyalar yolumu kesmiş,
Alacak şey bulamamışlar.
Topraklarının üstünde
Top oynamış, aşık olmuş, düşünmüş,
Ahbap edinmişim.
Kederlendiğim günler olmuş
Naçar dolaşmışım sokaklarında,
Sevinçli günlerim olmuş
Başım havalarda gezmişim.
Bağrımı açıp ılgın ılgın
Esen serin rüzgarlarına,
İlk defa kıyılarından
Denizi seyretmişim.
Issız çorak ovalarında
Günlerce yolculuk etmişim.
Ağladığım senin içindir
Güldüğüm senin için
Öpüp başıma koyduğum
Ekmek gibisin.
CAHİT KÜLEBİ (29.05.2010 13:53)
Cahit Külebi'nin YURDUM şiiri beni köyüme götürdü.814578 m2 lik alnın nin bir parçası...KAPAKLIKUYU KÖYÜ. Bu memleket bu vatan bizim...
YURDUM
1917 senesinde
Topraklarında doğmuşum.
Anamdan emdiğim süt
Çeşmenden tarlandan gelmiş.
Emmilerim hudutlarında
Senin için döğüşürken ölmüşler.
Kalelerin burcunda
Uçurtma uçurmuşum,
Çimmişim derelerinde.
Bir andız fidanı gibi büyümüşüm.
Topraklarının üstünde.
Koca koca kamyonlara binmişim.
Daha büyük şehirlerine
Okumaya gitmişim.
Eşkiyalar yolumu kesmiş,
Alacak şey bulamamışlar.
Topraklarının üstünde
Top oynamış, aşık olmuş, düşünmüş,
Ahbap edinmişim.
Kederlendiğim günler olmuş
Naçar dolaşmışım sokaklarında,
Sevinçli günlerim olmuş
Başım havalarda gezmişim.
Bağrımı açıp ılgın ılgın
Esen serin rüzgarlarına,
İlk defa kıyılarından
Denizi seyretmişim.
Issız çorak ovalarında
Günlerce yolculuk etmişim.
Ağladığım senin içindir
Güldüğüm senin için
Öpüp başıma koyduğum
Ekmek gibisin.
CAHİT KÜLEBİ
ADANA SAİMBEYLİ KAPAKLIKUYU KÖYÜ
Yöresel kelimeler
Aleyçik:Çadır
Alma: Elma
Ateş gaymak: Ateş yakmak
Bıldır: geçen sene.
Cücük: Civciv
Çaput: İşe yaramaz bez parçası, parça bez..
Çebiş: Oğlak
Çöğdürmek: İşemek
Çul: Kıl veya yünden yapılan yaygı.
Dirgen: Ot ve samanı karıştırmak, aktarmak için kullanılan genellikle ağaçtan yapılan ucunda uzunca iki çatalı bulunan alet.
Dulda: Kuytu
Dürülmek: Bükülmek, toplanmak.
Ebe: Nine, anneanne, babaanne
Eğlemek: Alıkoymak, yolundan koymak, durmak, kalmak.
Eğleşmek: Duralamak.
Eğrek: Duraklama yeri
Emmi: Amca. (Ahmet emmi, babam seni çağırıyor
Erinmek: Üşenmek.
Essah: Doğru, gerçekten
Gevmek: Ağzında çiğneme
Gölük: Eşek
Kömbe: Bir çeşit ekmek
Hark: Su yolu
Helke: Su taşımak için kullanılan kap. Genellikle bakırdan yapılır ve kalaylanarak kullanılır
Mıh: Çivi.
Oynaş: Dost, sevgili.
Zemheri: Ocak ayı
Köylülerimiz orman işçiliği ve hayvancılıkla uğraşmakta uzman olup, yazın orman yangını çıkan Akdeniz ve Eğe bölgelerinde kesim yapmakta memleketimizi yeşillendirmektedirler.
Köyün ortasından geçen stabilize ana yol üzerinde bulunan kapaklıkuyu nun aslında kapağı bulunamaktadır.Önceleri çok kötü bir durumda iken şimdi biraz daha düzeltilmiş içme ve bahçe sulama vb.kullanım amaçlı sularından faydalanılmaktadır.Tarihi hakkında ve kime ait olduğu bilinmemekle birlikte köyüler tarafından kullanılmaktadır.