Ardımda bırakıp Gül çağrısını Ayrılık anı bu sisli şarkıyı Irmaklar gibi akıp uzun uzun Terk ediyorum bu kenti Ah ölüler gibi Şarkılar bir çığlığa sığınmaksa şimdi Sonsuz bir yangın gibi Sevmesem öyle kolay çekip gitmek Yaralı bir kuş gibi Kumral bir çocuğun Yaz öyküsü bu Şarkılarla geçtim aranızdan Yalnızlar gibi susup uzun uzun Terk ediyorum bu kenti Ah bir aşk gibi Şarkılar bir çığlığa sığınmaksa şimdi Sonsuz bir yangın gibi Sevmesem öyle kolay çekip gitmek Yaralı bir kuş gibi Düşlüyorum bu kenti Son bir aşk gibi
yarı çapı 'sıfır' olan; karanlık ve nemli ve ağzı toprak kokanbir dünyanın merkezindeyim şimdi... gömdüm aklıma bulaşan ziyankâr sözcükleri, kağıdı, kalemi, dilimi, ellerimi, ne varsa gömdüm bana dair ve benden içre...benden hariç... ki hiçbir ölüm erken değil artık..!
'...o benim kitaplarımı okumamış olsaydı bile,birbirine benzer şeraitin merkezinde yaşayanlar arasındaki gıyabi dostluk alakasını içimizde taşıyoruz ve günün birinde,bu insanlardan biri karşımıza çıkınca onunla müşterek hatıralara malikmişiz gibi kendimize yakınlığını hissediyoruz...'
'...fakat,birkaç saniye sonra,hissettim ki,anneme o tezkereyi göndermekle -kendisini öfkelendirmek pahasına da olsa- ona yaklaşmak,ona hemen nerede ise yüz yüze gelmek üzereymişiz gibi kendimi yakın hissetmekle,onu görmeden uyuyabilmek imkanını ortadan kaldırmışımdır...Bunun üzerine,kalb çarpıntılarım,dakikadan dakikaya daha ıstıraplı olmaya başladı...Çünkü,kendi kendime,ancak felaketimin tevekkülle kabulü manasına gelebilecek bir sükun vermeğe çalışmakla yüreğimin sıkıntısını büsbütün artırmış oluyordum...'
Vakitsiz bir sonbahar akşamındaydım Candan öte dermansızı Köşelerdeyim Yar koynuna yatsam bile Gurbetlerdeyim Çok arkadaş kaybetmişim Dalgınlardayım Beni yormayın, beni kırmayın Anlamazsanız kalsın Hiç dokunmayın Deniz sakine, dağlar çiçeğe İçten vermeye Geçemedik, geçemedik Koca kışın ayazından vay Vakitsiz bir sonbahara yakalandık vay
Ardımda bırakıp
Gül çağrısını
Ayrılık anı bu sisli şarkıyı
Irmaklar gibi akıp uzun uzun
Terk ediyorum bu kenti
Ah ölüler gibi
Şarkılar bir çığlığa sığınmaksa şimdi
Sonsuz bir yangın gibi
Sevmesem öyle kolay çekip gitmek
Yaralı bir kuş gibi
Kumral bir çocuğun
Yaz öyküsü bu
Şarkılarla geçtim aranızdan
Yalnızlar gibi susup uzun uzun
Terk ediyorum bu kenti
Ah bir aşk gibi
Şarkılar bir çığlığa sığınmaksa şimdi
Sonsuz bir yangın gibi
Sevmesem öyle kolay çekip gitmek
Yaralı bir kuş gibi
Düşlüyorum bu kenti
Son bir aşk gibi
Kazım Koyuncu
vakitsiz öten horoz haneye kötülük getirir
zamansız gelen misafiri
Vaktiydi ya da epeydir geç..!
yarı çapı 'sıfır' olan; karanlık ve nemli ve ağzı toprak kokanbir dünyanın merkezindeyim şimdi... gömdüm aklıma bulaşan ziyankâr sözcükleri, kağıdı, kalemi, dilimi, ellerimi, ne varsa gömdüm bana dair ve benden içre...benden hariç... ki hiçbir ölüm erken değil artık..!
Ne zaman gelirse,nasil gelirse gelsin
hep vakitsiz.
Ölüm...
başı kesilen horozun öttüğü an.. :)
Vaktinden once
Vaktinden sonra
Vakti olmayan veya
Zamani asmis
hangisi?
Ama evlisin benim değilsin
Yıllar önce nerdeydin
Çok geciktik sevgilim...
'...o benim kitaplarımı okumamış olsaydı bile,birbirine benzer şeraitin merkezinde yaşayanlar arasındaki gıyabi dostluk alakasını içimizde taşıyoruz ve günün birinde,bu insanlardan biri karşımıza çıkınca onunla müşterek hatıralara malikmişiz gibi kendimize yakınlığını hissediyoruz...'
aklımda efkan şeşen VAKİTSİZ BİR SONBAHARA YAKALANDIK VAY...
...
vakit...zamanın içindeki noktalar değil miydi? ...ahh...onlar da mı yitti...
Gel gönlümü yerden yere
Vurma güzel ne olursun
Gel gönlümü yerden yere
Vurma güzel ne olursun
Gül dururken dikenleri
Derme güzel ne olursun
Gül dururken dikenleri
Derme güzel ne olursun
Git diyemem kal diyemem
Sen goncasın gül diyemem
Git diyemem kal diyemem
Sen goncasın gül diyemem
Çok severim, söyleyemem
Sorma güzel ne olursun
Çok severim, söyleyemem
Sorma güzel ne olursun
Sevgin nefes, sevgin candır
Sevgin bana heyecandır
Sevgin nefes, sevgin candır
Sevgin bana heyecandır
Kalbim ince bir fidandır
Kırma güzel ne olursun
Kalbim ince bir fidandır
Kırma güzel ne olursun
Git diyemem kal diyemem
Sen goncasın gül diyemem
Git diyemem kal diyemem
Sen goncasın gül diyemem
Çok severim, söyleyemem
Sorma güzel ne olursun
Pek severim, söyleyemem
Sorma güzel ne olursun
'...fakat,birkaç saniye sonra,hissettim ki,anneme o tezkereyi göndermekle -kendisini öfkelendirmek pahasına da olsa- ona yaklaşmak,ona hemen nerede ise yüz yüze gelmek üzereymişiz gibi kendimi yakın hissetmekle,onu görmeden uyuyabilmek imkanını ortadan kaldırmışımdır...Bunun üzerine,kalb çarpıntılarım,dakikadan dakikaya daha ıstıraplı olmaya başladı...Çünkü,kendi kendime,ancak felaketimin tevekkülle kabulü manasına gelebilecek bir sükun vermeğe çalışmakla yüreğimin sıkıntısını büsbütün artırmış oluyordum...'
efkan şeşen
Vakitsiz bir sonbahar akşamındaydım
Candan öte dermansızı
Köşelerdeyim
Yar koynuna yatsam bile
Gurbetlerdeyim
Çok arkadaş kaybetmişim
Dalgınlardayım
Beni yormayın, beni kırmayın
Anlamazsanız kalsın
Hiç dokunmayın
Deniz sakine, dağlar çiçeğe
İçten vermeye
Geçemedik, geçemedik
Koca kışın ayazından vay
Vakitsiz bir sonbahara yakalandık vay
Öten horoz....! ! ! !