soundtarck müziğini dünyaca ünlü kompozitör Eleni Karaindrou' nun yaptığı güzel film..zaten müzikleri daha en baştan seyirciyi esir alır..izlenmelidir..
ünlü Polonyalı yönetmen Kieslowsky üçlemesinin (mavi, beyaz, kırmızı) ilk filmidir.. kocasının evliyken kendisini aldattığını, kocası öldükten sonra öğrenen kadının cafeteryaya gidip çay içtiği sahne görülmeye değerdir..kadın küp şekeri hafifçe çaya değdirir. yönetmen burada kamerayı zoom yaparak şekere odaklar seyirciyi..şekerin çayı yavaş yavaş emişini görürsünüz.. bu sahne bile seyirciyi ihya etmeye yeter sebeptir kanımca...
yahudi lobisinin yansıması bir yapım olsa da sinema tekniği açısından oldukça iyi bir filmdir. siyah - beyaz çekilmiştir. filmin içinde iki ayrı sahnede bir kız çocuğunun mantosu renklendirilmiştir sadece..bu sahne oldukça çarpıcıdır. Liam Neeson, Ben Kingsley, Ralph Fiennes oyunculuklarını seyircinin gözüne sokarlar film boyunca ve tabi ki ralph fiennes' in yakışıklılığı da gözardı edilmemelidir.. :)
Kitaplarla yeni hayatlar kurulmaz; ütopyalar yaşanmaz; toplumsal hareketler doğmaz. Kitaplar cevap vermez, sorusu olanlarla konuşur. Onları soru/cevap yalnızlıklarından kurtarır. Kitaplar kişiyi çoğaltmaz. Mahremiyeti arttırır. Kitaplarla hayat hissedilmez, anlaşılabilir belki. Kitaplar, kendisiyle, öteki’yle hayatın seçilmiş bir boyuntunda sahiden buluşmak isteyenler ve bunu gerçekleştirmek amacıyla sahiden çaba gösterenler için basit yol göstericilerdir. Kitaplar, öteki dünyada ödülendirilme beklentisine dayanan dinsel ahlâkla yetinmeyerek daha insanî derinliklerin peşine düşenler için dünya bilgisini edinme ve hayal etme kapasitesini zorlama araçlarıdır. Kitaplar karşı ve yana olmayı seçenler için vardır.
Ya da sıkılanlar için basit vakit öldürücülerdir. (Abdulgaffar EL-HAYATİ)
her kıssa da uzun bir intiharın, kalbin bizzat derisine yazılmış son sözüdür: 'Aşkta acı gelmeden önce her şey kendini eskitir! ' sahi öyle midir? acıdan önce eskiyen sevdalar bir yüreğe aitse, unutamayanların sol yanında taşıdığı nedir? ..... Emre Kalcı
james Joyce ' nin beynini ciddi ciddi merak ettiren kitap.ömür törpüsüdür :))
soundtarck müziğini dünyaca ünlü kompozitör Eleni Karaindrou' nun yaptığı güzel film..zaten müzikleri daha en baştan seyirciyi esir alır..izlenmelidir..
yalnız hüznü vardır kalbi olanın..der
toplaşın ve seyredin.. :) kesinlikle hem de..
ünlü Polonyalı yönetmen Kieslowsky üçlemesinin (mavi, beyaz, kırmızı) ilk filmidir..
kocasının evliyken kendisini aldattığını, kocası öldükten sonra öğrenen kadının cafeteryaya gidip çay içtiği sahne görülmeye değerdir..kadın küp şekeri hafifçe çaya değdirir. yönetmen burada kamerayı zoom yaparak şekere odaklar seyirciyi..şekerin çayı yavaş yavaş emişini görürsünüz..
bu sahne bile seyirciyi ihya etmeye yeter sebeptir kanımca...
yüksek sadakat şarkısı..döneceksin diye söööööz veer..
yahudi lobisinin yansıması bir yapım olsa da sinema tekniği açısından oldukça iyi bir filmdir. siyah - beyaz çekilmiştir. filmin içinde iki ayrı sahnede bir kız çocuğunun mantosu renklendirilmiştir sadece..bu sahne oldukça çarpıcıdır. Liam Neeson, Ben Kingsley, Ralph Fiennes oyunculuklarını seyircinin gözüne sokarlar film boyunca ve tabi ki ralph fiennes' in yakışıklılığı da gözardı edilmemelidir.. :)
Kitaplarla yeni hayatlar kurulmaz; ütopyalar yaşanmaz; toplumsal hareketler doğmaz.
Kitaplar cevap vermez, sorusu olanlarla konuşur. Onları soru/cevap yalnızlıklarından kurtarır.
Kitaplar kişiyi çoğaltmaz. Mahremiyeti arttırır.
Kitaplarla hayat hissedilmez, anlaşılabilir belki.
Kitaplar, kendisiyle, öteki’yle hayatın seçilmiş bir boyuntunda sahiden buluşmak isteyenler ve bunu gerçekleştirmek amacıyla sahiden çaba gösterenler için basit yol göstericilerdir.
Kitaplar, öteki dünyada ödülendirilme beklentisine dayanan dinsel ahlâkla yetinmeyerek daha insanî derinliklerin peşine düşenler için dünya bilgisini edinme ve hayal etme kapasitesini zorlama araçlarıdır.
Kitaplar karşı ve yana olmayı seçenler için vardır.
Ya da sıkılanlar için basit vakit öldürücülerdir. (Abdulgaffar EL-HAYATİ)
en güzelinin üzerinde yazıyordu..
....
her kıssa da uzun bir intiharın,
kalbin bizzat derisine yazılmış son sözüdür:
'Aşkta acı gelmeden önce her şey kendini eskitir! '
sahi öyle midir?
acıdan önce eskiyen sevdalar bir yüreğe aitse,
unutamayanların sol yanında taşıdığı nedir?
.....
Emre Kalcı
sartre'ın eşi..varoluşçu..ismi ankarada bir caddeye verilmiştir..