seni tanımak,puslu bir gecede gökyüzündeki kutup yıldızını görmek gibi bişeydi.. ne kadar yaklaşılsa da erişilemeyen.. bir bahar esti bir yel geçti gönlümün beyaz sayfalarından bir virgüldün durakladım, noktayı hiç koyamadım senle olan hatıralarıma
yetenekli olmak kafi değil, sahaya inip göster hünerini azîzim.. yok öyle hep tribünden izlemek.. ekip ruhuna uygun olarak takıma katkı sağlasana, hem başarı sahada olur, tribünde değil. :))) yokluğunda takım, telef olmuş halde vee şaşkınlıktan hep kendi kalesine gol atıyor bilesin. :)))
Her tercihin bir vazgeçiş olması, tercihlerimizin tamamının doğru olduğu anlamına gelmez.. İşte bu sebebden, ‘’bazı tercihlerimiz’’ için pişmanlık duymak anlamlı olabilir. Aslında pişman olunabilecek tercihler yapılması çok ta anormal olmayıp, insanidir. Yeter ki ‘ders almak’’ unsuru ihmal edilmesin..
BİR BİLEN - öyle olur işte oh olsun :) sen ihtişamı görebilen muhteşem bakışlara sahipsin ama sıradan bir 'D' yİ göremeyecek kadar da körsün :) sıradanlığıma sağlık:P BEN -sohbet edilenin cahil olup olmadığının kıstasları ne? bizim cahil dediğimize kendisi / bir başkası pekala alleme-i cihan diyebilir.. ayrıca o'na göre belki de en cahil bizizdir değil mi :))) BİR BİLEN- e yuhh..ben dedim işte dedim ben... sen enaniyetin el kitabısın ama nasıl bir el kitabıysa 300.000 sayfa... kütük resmen, yerinden kalkmıyor :) vaktimi senin buralarda olup iki aklı başında laf edeceğiz diye beklerken harcıyorum. ömrümü çürüttün...ömür törpüm heeyyy :)) BEN- e işte..eziyetsiz sefa olmaz.. törpüleye törpüleye şekil veriyorum sana.. anlam kazandırıyorum :)))
bence aşk, yemeklerden en çok kebaba benzer.. lezzetlidir, caziptir, iştah açıcıdır.. lakin acıdır da.. insanı hep yesen olmaz, yemesen gene olmaz moduna sokar. :)) az yersen, bu ne yaa tadımlık oldu, çok yersen, ooff şiştim dersin.. ortasını bulman zordur, aşkta dengeyi sağlamanın zorluğu gibi. :) içindeki envai çeşit baharatların her birinde farklı bir tad vardır. tıpkı aşkın, gökkuşağının 7 rengi olması gibi.:P yanındaki salata, ayran ve diğer çeşniler hem göze ve hem de damağa hitap ederken insanın kafasını da karıştırır ki.. aşkın zaten kendisi arapsaçı gibidir. :))
Delilik ile velîlik arsındaki çok ince bir çizgi...
seni tanımak,puslu bir gecede gökyüzündeki kutup yıldızını görmek gibi bişeydi..
ne kadar yaklaşılsa da erişilemeyen..
bir bahar esti bir yel geçti gönlümün beyaz sayfalarından
bir virgüldün durakladım,
noktayı hiç koyamadım senle olan hatıralarıma
yetenekli olmak kafi değil, sahaya inip göster hünerini azîzim..
yok öyle hep tribünden izlemek..
ekip ruhuna uygun olarak takıma katkı sağlasana, hem başarı sahada olur, tribünde değil. :)))
yokluğunda takım, telef olmuş halde vee şaşkınlıktan hep kendi kalesine gol atıyor bilesin. :)))
Patavatsızlık, bir renk olabilir.
Bir ezber bozanlık ta..
Fakaat bir durum, bir itiraz, bir karşı düşünce getirmek eylemi olamaz..!
Sustum; pencereleri yağmurludur şiirin
Kırılgan bir kapının ardında kaldı gökler.
Nurullah GENÇ
ruhumuz coşar, bu eseri ne zaman okusak...
sayfana bakıyordum, okumama vesile oldun yeniden...
hoşça bakasın zatına..
meyvenin kabuğunda dolaşan böcek, meyvenin lezzetini bilemez..
lnsan da böyledir..
mâna, insanın suretinde değil, sîretinde gizlidir.
Her tercihin bir vazgeçiş olması, tercihlerimizin tamamının doğru olduğu anlamına gelmez..
İşte bu sebebden, ‘’bazı tercihlerimiz’’ için pişmanlık duymak anlamlı olabilir.
Aslında pişman olunabilecek tercihler yapılması çok ta anormal olmayıp, insanidir.
Yeter ki ‘ders almak’’ unsuru ihmal edilmesin..
BİR BİLEN - öyle olur işte oh olsun :)
sen ihtişamı görebilen muhteşem bakışlara sahipsin
ama sıradan bir 'D' yİ göremeyecek kadar da körsün :)
sıradanlığıma sağlık:P
BEN -sohbet edilenin cahil olup olmadığının kıstasları ne?
bizim cahil dediğimize kendisi / bir başkası pekala alleme-i cihan diyebilir..
ayrıca o'na göre belki de en cahil bizizdir değil mi :)))
BİR BİLEN- e yuhh..ben dedim işte dedim ben...
sen enaniyetin el kitabısın ama nasıl bir el kitabıysa 300.000 sayfa...
kütük resmen, yerinden kalkmıyor :)
vaktimi senin buralarda olup iki aklı başında laf edeceğiz diye beklerken harcıyorum.
ömrümü çürüttün...ömür törpüm heeyyy :))
BEN- e işte..eziyetsiz sefa olmaz..
törpüleye törpüleye şekil veriyorum sana.. anlam kazandırıyorum :)))
bence aşk, yemeklerden en çok kebaba benzer..
lezzetlidir, caziptir, iştah açıcıdır.. lakin acıdır da..
insanı hep yesen olmaz, yemesen gene olmaz moduna sokar. :))
az yersen, bu ne yaa tadımlık oldu, çok yersen, ooff şiştim dersin..
ortasını bulman zordur, aşkta dengeyi sağlamanın zorluğu gibi. :)
içindeki envai çeşit baharatların her birinde farklı bir tad vardır.
tıpkı aşkın, gökkuşağının 7 rengi olması gibi.:P
yanındaki salata, ayran ve diğer çeşniler hem göze ve hem de damağa hitap ederken
insanın kafasını da karıştırır ki..
aşkın zaten kendisi arapsaçı gibidir. :))
Zaman zaman hüzünlü gecelere açar kirpiklerini gönül gözü…
Varsa yoksa hüzün geceleri
Varsa yoksa gam vurgunu nakaratlar solmuş dudaklarımda…
Hüzzam özlemlerin kucağında