Herkes çocukluğuna dönsün bence... Çocukluğumuzda bizi mutlu eden şey her neyse , büyüdüğümüzde ulaşmak istediğimiz tek şey hep o olarak kalır çünkü... Değişmeye tek şey herkesin çocukluğudur...
Çocukluk acılarımız gelecekteki hayatımızın adeta matematiksel formülünü oluşturur. Öyle ki, bir türlü zihnimizden silemediğimiz o acının peşine düşer ve hiç bilmeden aynı acıyı kendimize yeniden yaşatmanın yollarını ararız.
bitmez sorularıma babamın sabırla verdiği cevaplar ;)
- babacım ben ablamın yaşına ne zaman yetişecem? (yaş 4,5) - o uçan ne babacım? (yaş 5) - baba ablamın yerine bu ablayı alalım o olsun ablam! (yaş 6) - bizim niye arabamız yok? (yaş 8) - matematiksiz ilkokul varmı babacım? (yaş 9) - sünnet olmasam olmazmı? (yaş 9) - zuhal bana neden yemek verip duruyor? kızdırıyorlar beni, vermesin! ? (yaş 10) - mıstık erkek olmuş erkek olmak ne demek? (yaş 11)
Önce gözlerini gözlerime dikti... Konuşmadan anlaşmıştık ki biz..... Başını göğsüme yasladı usulca....kollarını boynuma doladı.... saçlarına alnına yanaklarına öpücük kondurdum.....
Ben anne... o yavrum sanki.... O yavrum....ben anne sanki....
Biz artık bir bütündük...beraber vizit yaptık..beraber puaça yedik kırıntıları saçmaktan korkmadan.....yesindi yeter ki...temizlenirdi her yer nasılsa....
Barış....annesi yanlışlıkla ateş düşürücü diye sıvı Baygon içirmişti bir kaşık Barışa.... Adli vakaydı.... İlk geldiği gün....hipotonik bir vaziyette...gözbebekleri büyümüş...refleksleri alınamayan bebek..... Solunum o kadar yüzeyeldi ki her an durabilecek diye korkup ventilatörü başucuna çektirmiş...risk geçene kadar yakın takip etmiştim bebeği....
Barış... Annesi 6 aylık hamile Barış... Babası bir ay önce vefat etmiş olan öksüz Barış.... Bir barakada Allah'a emanet...3 kardeşiyle birlikte Kastamonu da yaşayan Barış...
Gögsüme tüm huzurunu toplayarak başını yaslamış... Kollarını boynuma dolamış Barış...... O kadar tatlıydı ki...bana annemi hatırlatıyordu...
Anneciğim.... Canım Annem....can özüm... Seni o kadar özledim ki....
Ana gibi yar olmaz ki anne.... Sen ki kıbrısım memleketim kadar mavi ve altın kumsallarını taşırsın yüreğimin.... Sen ki parçam... Sen ki başımı ömür boyu dayadığım omzum..... Neden bu kadar uzak düştük biz anne....? ?
Anne... Boğazım yanıyor...bademciklerim yok benim bilirsin.... Ben kime nazlanacağım şimdi....? ...Kim ılık ballı süt yapıp içirecek bana....?
Senin elinden..... Ölüm olsa.... ^^İlaçtır Anne......^^
Herkes çocukluğuna dönsün bence... Çocukluğumuzda bizi mutlu eden şey her neyse , büyüdüğümüzde ulaşmak istediğimiz tek şey hep o olarak kalır çünkü... Değişmeye tek şey herkesin çocukluğudur...
Çocukluk gecenin bir yarısı tuvaletten odana koşarken kimsenin seni yemediğine sevinmektir ..../G./
"Çocukluk, gecenin bir yarısı tuvaletten odana koşarken kimsenin seni yemediğine sevinmektir." ~Gujjar
Çocukluk acılarımız gelecekteki hayatımızın adeta matematiksel formülünü oluşturur. Öyle ki, bir türlü zihnimizden silemediğimiz o acının peşine düşer ve hiç bilmeden aynı acıyı kendimize yeniden yaşatmanın yollarını ararız.
Cocukluk, mutlu ama çabuk geçen bir masal..
ÇocukLuğumu özlüyorum
Yara bere içindeki dizlerimi
Pamuk helvaya yapışmış suratımı
Elma şekerine bulanmış ağzımı
Yaramazlık yaptığımda annem göremesin diye saklandığım kapı ağzını
Oysa
Çoktan sobeledi hayat.
:-)
ahh ahhh
dedirten deyim
Dönülmek istenen ama dönülemeyen lman
”Gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk..
hiç bir yere gitmiyor.. “
...
Keşke hep çocuk kalsaydım anne
Babamın tütün kokan ellerinde...
bitmez sorularıma babamın sabırla verdiği cevaplar ;)
- babacım ben ablamın yaşına ne zaman yetişecem? (yaş 4,5)
- o uçan ne babacım? (yaş 5)
- baba ablamın yerine bu ablayı alalım o olsun ablam! (yaş 6)
- bizim niye arabamız yok? (yaş 8)
- matematiksiz ilkokul varmı babacım? (yaş 9)
- sünnet olmasam olmazmı? (yaş 9)
- zuhal bana neden yemek verip duruyor? kızdırıyorlar beni, vermesin! ? (yaş 10)
- mıstık erkek olmuş erkek olmak ne demek? (yaş 11)
uzar bu liste ;)
bu çocukluk dediğimiz mefhum enteresan bir şey....
her dem kendini koruyan, zaman zaman gün yüzüne çıkan...
güneşli günlerde daha bir göz kırpar bulduğum...
ama kışın kar altında da aramadan içinde vâr olduğum....
çocukluğum...
çocukluk yanım....
evet enteresan bir şey çocukluk...
neye benzer bilir misiniz?
gökyüzüne..bulutlara..daha da ileri gideyim; atmosferde sabit olarak bulunan azot gazına hatta...
tamam azot kadar yoğun ve fazla değil belki de..e hidrojen miktarı kadar da mı yoktur ki?
;)
çocukluğun kendini saf bir biçimde akışa bırakması ne güzeldi...yitip gidenlerden biri de bu işte..
Ben nasıl bu hale geldim? Bende bilmiyorum! Çocukken herkesten korkardım büyünce ise herkesten nefret eder hale geldim..
..
sonsuz salahiyet ;)))
-canım çocuk o! .. onla bir olmıcan heralde:@
-:S
değil mi ya değil mi?
çok uzak anılar, çocukluğumuz. ilk öpüşün coşkusu unuttuğmuz..
^^Anneee^^... diye ağlıyordu yumuk yumuk kömür karası gözleriyle....
Tek bildiği konuşabildiği kelime buydu…..
Bir yaşındaydı...
Yatağının başucunda buldum kendimi...
Gözlerimiz buluştu...
Ellerini uzattı bana usulca....açtı şevkate....günlerdir görmemişti annesini....
Danışıklı dövüş misali aldım kollarıma.....
Önce gözlerini gözlerime dikti...
Konuşmadan anlaşmıştık ki biz.....
Başını göğsüme yasladı usulca....kollarını boynuma doladı....
saçlarına alnına yanaklarına öpücük kondurdum.....
Ben anne... o yavrum sanki....
O yavrum....ben anne sanki....
Biz artık bir bütündük...beraber vizit yaptık..beraber puaça yedik kırıntıları saçmaktan korkmadan.....yesindi yeter ki...temizlenirdi her yer nasılsa....
Barış....annesi yanlışlıkla ateş düşürücü diye sıvı Baygon içirmişti bir kaşık Barışa....
Adli vakaydı....
İlk geldiği gün....hipotonik bir vaziyette...gözbebekleri büyümüş...refleksleri alınamayan bebek.....
Solunum o kadar yüzeyeldi ki her an durabilecek diye korkup ventilatörü başucuna çektirmiş...risk geçene kadar yakın takip etmiştim bebeği....
Barış...
Annesi 6 aylık hamile Barış...
Babası bir ay önce vefat etmiş olan öksüz Barış....
Bir barakada Allah'a emanet...3 kardeşiyle birlikte Kastamonu da yaşayan Barış...
Gögsüme tüm huzurunu toplayarak başını yaslamış...
Kollarını boynuma dolamış Barış......
O kadar tatlıydı ki...bana annemi hatırlatıyordu...
Anneciğim....
Canım Annem....can özüm...
Seni o kadar özledim ki....
Ana gibi yar olmaz ki anne....
Sen ki kıbrısım memleketim kadar mavi ve altın kumsallarını taşırsın yüreğimin....
Sen ki parçam...
Sen ki başımı ömür boyu dayadığım omzum.....
Neden bu kadar uzak düştük biz anne....? ?
Anne...
Boğazım yanıyor...bademciklerim yok benim bilirsin....
Ben kime nazlanacağım şimdi....? ...Kim ılık ballı süt yapıp içirecek bana....?
Senin elinden.....
Ölüm olsa....
^^İlaçtır Anne......^^
Bu Barış başka Barış../ Eternalflame
futbolcuların kartları var bilmem hiç gördünüz mü..küçük oğlum onlardan futbolcuya ait özellikleri okuyor bana:
futbolcu adı:fatih akyel
oynadığı takım:fenerbahçe
yaşı:26
boyu:1.80 küsür birşeydi..
fiyatı:YIRTILMIŞ! ! (okumaya aynı tonda devam ediyodu tabii)
:))))
Çocukluk budur işte...
*kişi bilgilerinde hata yapmış oalbilirim anımsayamadım da pek :)