05.05.1961 tarihinde Kahramanmaraş ili Andırın ilçesi Efirağızlı Köyünde doğdu.
İlk ve orta öğrenimini Osmaniye ili Kadirli ilçesinde tamamladı.
1980 Yılında Kuleli Askeri Lisesinden 1984 yılında Kara Harp Okulundan Mezun oldu.
1995-1998 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Jeopolitik/Jeostrateji alanında Gelibolu Harekatı ve Coğrafya konulu tez çalışması ile Yüksek Lisans eğitimi yaptı.
Türkiye Coğrafya Kurumunun aktif üyesidir.
Merkezi İstanbul'da bulunan Andırın Gelişim Platformu Derneğ ...
Seni örnek aldı mazlum milletler
Hürriyet yolunda Nur’umuz sensin
Seninle son buldu köklü illetler
Seninle bütünüz Yarımız sensin
Ya istiklal ya ölüm tek emelin
MAHSATİ GENCEVİ HANIM
Azerbaycan edebiyatında ilk şaire hanım olarak kabul edilen Mahsati Gencevi Sultan Sencer zamanında Azerbaycan’da Büyük Nizami ile 12. Yüzyılda aynı dönemde yaşadığı bilinmektedir. 1089 yılında doğmuş ve 1159 yılında vefat etmiştir. Hurafelere karşı olması ve hazırcevaplığı ile ünlenen şaire yoksul bir aileye mensup olup Gence Hatibinin oğlu Amir Ahmed ile evlenmiştir. Felsefi görüşleri içeren rubaileri çok ünlüdür. Felsefi görüşlerin yanı sıra, şiir ve rubailerinde hayat sevgisi, muhabbet ve haksızlıklara isyan konularını da işlemiştir.
Dün kaşı kuzami daşlara çaldım
Sarhoşdum, bilmedim, elimden saldım
Sarabayim Hanım
Hayatı hakkında hiçbir şekilde bilgi sahibi olamadığımız ancak günümüze kadar ulaşan bir şiiri bulunan Sartabayim Hanımın “Ahşamlar” isimli bu şiirini paylaşıyoruz.
Safayi badeni meyden alarlar ahşamlar
Gülün kulabını kuldan alarlar ahşamlar
RAZİYYE GENCEVİ HANIM
Azeri şaire Raziyye Gencevi Hanımın eserlerine 14. Yüzyılda Celaleddin Halil Şirvaninin tertip ettiği “Nüzhetül Mecalis” isimli mecmuada tesadüf etmekteyiz. Buradan hareketle onun 12-13.yüzyılda yaşadığını tahmin edilmektedir. Raziyye Hanım da tıpkı Mahsati Hanım gibi rubaileriyle çok ünlüdür. Rubailerinde muhabbeti ve en necip insan duygularını terennüm etmiştir.
RÜBAİLERİNDEN BİR DEMET
HEYRAN HANIM
Azeri şaire Heyran Hanım’ın edebi faaliyetleri esasen 19. Yüzyılın ilk yarısına rastlar. O, Tebriz ve Hoy şehirlerinde yaşamıştır. Babası Nahcıvan’lı, anası ise Dumbulu kabilesinden imiş. Heyran Hanım’ın Azerbaycan ve Fars dillerinde yayımlanmış 4500 beyitlik bir divanı olduğu bilinmektedir. Şiirlerinin çoğunda toplumsal hayatı ve kendi özel yaşantısındaki acıklı durumları betimlemiştir.
Meni zincirde sahladın, bu yeter
Doğrusu sen mene deyirsen er
Daima aç, susuz ve gelyansız
Şair Besti Koç Hanımefendiye İthaf Ediyorum
.................................................................................
AŞIK BESTİ HANIM
Besti; Kerbela-i Bayramali Kızı, tahminen 1830 yılında Kelbecer Bölgesinde Lev Kentinde yoksul bir ailenin bir ferdi olarak dünyaya gelmiştir. Besti savadsız olsa da akıl ve feraseti ile seçilmiştir. Aşık Elesker ve Ağdabanlı Kurbani gibi üstad aşıkların meclislerini dinlemiş, onlardan el edebiyatını derinden öğrenmiş ve şiir demeye başlamıştır.
SADİ OCAKKULU OĞLU SANİ KARABAĞİ
Azeri şair Sadi Ocakkulu Oğlu Sani 1854 yılında Karabağ’ın Cinli kentinde doğmuştur. Tahsilini Şuşa’da va Türkiye’nin Amasya şehrinde Hacı Mir Hamza Seyid Nigâri’nin yanında almıştır. Meclisi-Feramuşan şairleri ve özellikle Hasanali Han Karadaği ile yakınlık va dostluk kurmuştur. Şiirlerini Klasik tarzda, Azerbaycan ve Fars dillerinde yazmış olan yetenekli ve verimli olan Sadi Ocakkulu Oğlu Sani henüz 25 yaşında iken 1879 yılında vefat etmiştir. Sizlerle paylaştığımız eserlerini ve şair hakkındaki bilgileri Poetik Meclisler (1987) isimli kitaptan transkribe edilmiştir.
GAZELLERİNDEN
ABBASKULU AĞA BAKIHANOV
Azeri şair, mütefekkir, alim ve filozof Abbaskulu Ağa Bakıhanov 21 Haziran 1794 de Bakü kazasının Amirhacıyan kentinde dünyaya gelmiş ve çocukluk yıllarını doğduğu kente yakın olan Balahanı ve Maştağa kentlerinde yeniyetmelik ve ilk gençlik devrini ise Kubada, atasının Amsar kentindeki malikanesinde geçirmiştir. 1819 yılı Aralık ayında Tiflis’e gitmiş ve orada Kafkas’ın baş hakimi general A.P. Yermolov’un idaresinde Şark dilleri üzerine tercümanlık görevine başlamıştır. Devlet memurluğu döneminde Rusya-İran ve Rusya-Osmanlı savaşları cereyan ettiğinden o da bu savaşlara iştirak etmek zorunda kalmış ve gösterdiği başarılardan dolayı poikovnik rütbesine terfi ettirilmiştir. Resmi görevlerinin yanı sıra edebi yaratıcılıkla da meşgul olmuştur. O, muhtelif yıllarda Kanuni-Küdsi, Tahzibi-Ahlak, Kitabi-Nasihat, Kitabi-Asgariyya, Mişkatül-ı Anvar vb. eserlere imza atmıştır.1845 yılında önemli yerleri seyahat fikrine düşer ve 1846 yılının Mart ayında sefere çıkarak önce İran’a, oradan Türkiye’ye gider. Bir ay İstanbul’da kalır. Akabinde Mısır’ı gezdikten sonra Mekke’ye gider. Lakin zamansız ölüm seyahatini devam ettirmesine imkân vermez. A.Bakıhanov 1847 yılında Mekke ile Medine arasındaki Vadiyi-Fatimada veba hastalığından vefat eder ve oraya defnedilir. Aşağıya aldığımız çalışmaları
Badü Asarlari kitabından transkribe edilmiştir.
GAZELLERİNDEN
AĞADADAŞ SÜREYYA
Azeri şair Ağadadaş Süreyya 1850 yılında Bakı’da dünyaya gelmiştir. Tahsilini Molla Mektebinde almıştır. Mecmaüş-Şüera edebi meclisinin katipliğini yapmıştır. Meclisin bütün sanatları, şairlerin okuduğu ve müzakere ettiği şiirler onun evinde muhafaza edilirmiş. Ancak zaman içerisinde bu şiirlerin büyük bir kısmı kaybolup gitmiştir.
Ağadadaş Süreyya 1900 yılında doğduğu kentte dünyaya veda etmiştir. Onun eserlerinin çok az bir kısmı günümüze kadar varlığını koruyabilmiştir. Sizlerle aşağıda paylaştığım şiirleri Deyilen Söz Yadigardır (1981) Poetik Meclisler (1987) ve Dahilerin göz yaşı, Mersiyeler (1990) isimli kitaplar tarafımdan transkribe edilmiştir.
GAZELLERİNDEN
MEHEMMED BEY AŞIK
19. asır Azeri şairlerinin yaşı ve şöhretiyle en büyüğü Mehemmed Bey’(Âşık) dir. 1776 yılında Şuşa şehrinde dünyaya gelmiştir. Ailesi Behbud Bey Karabağ’da ünlü olan Sarıcalı- Cavanşir tayfasındandır. Onun Karabağ Hanlığı’nın arazisinde Verende ve Zengezur’da birçok arazileri vardı. Behdud Bey yaşlanınca topraklarını Mehemmed Bey ve ağabeyi arasında pay eder. Fakat Mehemmed Bey babasının verdiği toprakları ağabeyine bağışlar ve Zengilan kentine yerleşir. Burada çok sıkıntılı bir hayat yaşar. Kayınbiraderleri ile arasında toprak çekişmeleri olur ve sürekli mahkemelik olurlar. Bu davaların sonucu olarak Mehemmed Bey zamanın hükümranı olan Ruslar tarafından Ordubad’a sürgün edilir ve ölüm tarihi olan 1861 yılına kadar orada yaşar. Mehemmed Bey şiirlerinin bir kısmını gerçek adı ile bir kısmını da Âşık mahlası ile mühürlemiştir. Edebi türlerden özellikle gazel, koşma ve geraylılar türüne imzasını atmıştır. Bu türlerde yazdığı şiirlerden bazıları aşağıdadır.
GAZEL
Üstat,
Mükemmel şiirnizi çok sevdim, yazık ki biraz önce yazdıklarımı sistem kaydetmedi.. Yüreğimle kutluyorum...Selamlar...
Üstat,
Mükemmel şiirnizi çok sevdim, yazık ki biraz önce yazdıklarımı sistem kaydetmedi.. yÜREĞİMLE KUTLUYORUM..sELAMLARIMLA
'Ülküsü aşk olan öze özenir'
Çok anlamlı ve güzel işlenmiş dörtlükler. 'Kehribar gözler' ifadesi de şiirdeki güzel söyleyişlerden biri olmuş.
Kaleminize, yüreğinize sağlık.
Dostça, sağlıkla kalın.