Neden soruyorsun, nereye gideyim iki yol var demiştin hangisini seçeyim korkma bebeğim hepsinin sonu aynı çok yukarlarda biriymiş bunları yaptı neden soruyorsun nereye gidiyorum iki yol var demiştin birinden gidiyorum gözyaşları bebeğim hepsinin sonu aynı birinin eksiği birinin fazlası birdenbire boşalan yolların ortasındayım hedefler hep çok çok kolay olmuştu nereye nereye nereye gideyim korkma bebeğim hepsinin sonu aynı çok yukarlarda biriymiş beni aldı
Bugün yollanıyorken bir gurbete yeniden Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize. Bir kemiğin ardında saatlerce yol giden İtler bile gülecek kimsesizliğimize.
Gidiyorum: Gönlümde acısı yanıkların... Ordularla yenilmez bir gayız var kanımda. Dün benimle birlikte gelen tanıdıkların Yalnız bir hatırası kaldı artık yanımda.
Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz; Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağına. Halbuki yoldaşını bırakıp dönenlerin Değişilir topu da bir sokak kaltağına.
İster düşün... Kendini ister hayale kaptır... Uzar, uzar, çünkü hiç sonu yoktur yolların. Bakarsın aldanmışsın, gördüğün bir seraptır Sevimli bir hayale açılırken kolların.
Ey doğunun alnımı serinleten rüzgarı! Ey karanlıkta bana arkadaşlık eden ay! Arzularım bir oktur, aşar ulu dağları, Düştüğü yer uzakta 'DİLEK' adlı bir saray.
O sarayda bulunca tanrılaşan erleri Artık gözüm arkaya bir daha dönmeyecek. Hepsi sussa da 'Kür Şad' uzatarak elini: 'Hoş geldin oğlu ATSIZ, kutlu olsun' diyecek.
Neden soruyorsun,
nereye gideyim
iki yol var demiştin
hangisini seçeyim
korkma bebeğim
hepsinin sonu aynı
çok yukarlarda biriymiş
bunları yaptı
neden soruyorsun
nereye gidiyorum
iki yol var demiştin
birinden gidiyorum
gözyaşları bebeğim
hepsinin sonu aynı
birinin eksiği
birinin fazlası
birdenbire boşalan yolların
ortasındayım
hedefler hep
çok çok kolay olmuştu
nereye nereye nereye
gideyim
korkma bebeğim
hepsinin sonu aynı
çok yukarlarda biriymiş
beni aldı
sonu yokki acıdan başka kavuşmak olmadıktan sonra
annem dönüş yolunda
şuan erzincandaymış...
YOLLARIN SONU
Bugün yollanıyorken bir gurbete yeniden
Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize.
Bir kemiğin ardında saatlerce yol giden
İtler bile gülecek kimsesizliğimize.
Gidiyorum: Gönlümde acısı yanıkların...
Ordularla yenilmez bir gayız var kanımda.
Dün benimle birlikte gelen tanıdıkların
Yalnız bir hatırası kaldı artık yanımda.
Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz;
Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağına.
Halbuki yoldaşını bırakıp dönenlerin
Değişilir topu da bir sokak kaltağına.
İster düşün... Kendini ister hayale kaptır...
Uzar, uzar, çünkü hiç sonu yoktur yolların.
Bakarsın aldanmışsın, gördüğün bir seraptır
Sevimli bir hayale açılırken kolların.
Ey doğunun alnımı serinleten rüzgarı!
Ey karanlıkta bana arkadaşlık eden ay!
Arzularım bir oktur, aşar ulu dağları,
Düştüğü yer uzakta 'DİLEK' adlı bir saray.
O sarayda bulunca tanrılaşan erleri
Artık gözüm arkaya bir daha dönmeyecek.
Hepsi sussa da 'Kür Şad' uzatarak elini:
'Hoş geldin oğlu ATSIZ, kutlu olsun' diyecek.
Eger yurudugunuz yolda gucluk ve engel yoksa, bilin ki o yol sizi bir yere ulastirmaz.
B.SHAW
yol O'nun, varlık O'nun gerisi hep angarya....
(N.F.K.)
Sana gelişlerini sevdim
Kıvrım kıvrım yolların....
Dönüşlerini sevmedim ama..!
hiç bir yere çıkmayan bir yol olsam
dar bu yol girilmiyor..
bastığım yer bir var,bir yok
gel ve gör..kaç milattır anlayan yok...
kimileri yol gidr kimileri yol bekler giden için kolaydır bekleyen için zor...
yarından itibaren bekleyeceğim...
ayrılık ayrılık yaman ayrılık
Bana ne borandan kardan
Bane ne bahardan yazdan
Aşağıdan yularıdan
Yolun sonu gözüküyor.....
gidebilmek,
nerden-nereye önemli değil,
sadece gidebilmek,
birdenbire, aniden
kendini de geride bırakarak gidebilmek...
Söküldüm gidiyorum.
Gidiyor muyum,
yoksa geliyor muyum...
Yoldayım.
yoksa yol bende mi...
Binlerce soru daha.
Hepsi önemsiz,hepsi.
Ve ne kadar acı
Bir yoldaş yoksa...
daki ışıklar...
Bir kez yürünmüş bir yola düşenlerin sayısı çoktur, hedefe ulaşan az..
F.N
Yollar
Ki gider kimsesiz, tehi, ebedi,
Yollar
Hep birer hatt-ı pür-sükut oldu
Aksamın sine-i gubarında...
'Herkesin geçtiği yoldan geçme'
Efes Dark
''hoşçakal otogar!
merhaba yollar!
yamalı asvaltlar,
merhaba hendekler, dereler, şarampol,
merhaba rüyalar, ecel,
merhaba hakkı bulut,
nane şekeri, kolonya, çokoprens
ve diğer herşeyler...
merhaba yol
yoldayız...
hayırlı yolculuklar,
hayırlı rüyalar,
gece kuşları, fren sesi,
koşarak karşıya geçmeye çalışırken parçalanan sincap,
fırlayan tekerlek, devrilen otobüs,
gazete kağıdıyla örtülen firmam, örtülen ömrüm
sermayem,karanlığım...
o zaman ben uykudaydım,
dardaydım,
yoldaydım...''
en düzgün yoldan yürümek yerine hep kestirmelere çıkmak yüzünden kaybolduğumuz bu hayatta akıllanmak deli işi mi?
HANGI YOLDAN GIDERSEN GIT TUM OLUMLULERIN EN SON GIDECEGI YOL AYNI YOL..NE GARIP DEGIL MI?
herşey senden önce VE senden sonra...............
Uzun ve cetrefilli,elifimi yitirdigimden beri birde üstüne üstlük karanlik,bilinmezliginden ve issizligindan hic bahsetmiyorum...
bir şerif gören filmidir,,yılmaz güney filme hayat vermiştir.82 cannes film festivalinde altın palmiye almıştır.
yürü yürü bitmior yaa...
demek ki yollar sadece yürümek için diilmiş..
bi noktaya varmak için, ve noktalar arası dolaşmak içinmiş....
ödüülü bir film..sanırım turkiye de şu ana kadar cevrilmiş en iyi 10 film içerisine girdi..
yürümekle aşınmaaaaz.