Herkes kimin ne biçimde ulusun başına geldiğini biliyor. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK oy pusulası peşinde koşmadı..Tarih yazdı. Dünya bu tarihi okudu.Körebe bantlı insanlar şimdi önlerine ne bırakılırsa, onu eşeliyor durumda maalesef..
"Suskunluğum asaletimdendir, Her lafa verilecek bir cevabım var. Lakin bir lafa bakarım laf mı diye. Bir de adama bakarım adam mı diye?"
Din, Ulus ve Değerli Şahıslarımızın ulu orta kalibrasyonun olmayan kişilerce değersizleşme politikasına bu
Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya
Kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar Evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya Yitenler olduğu görülüyor bir türküyü açtılar mı Bakıp kapatıyorlar Geceye giriyor türküler ve ince şeyler
"Memelerinde biraz irin, biraz balık ve biraz gözyaşı Bir dev oluyorsun deniz deniz deniz sisin dere ağızlarından sokulup akşamları Fındıklarımızı basıyor Neyleriz kararan tomurcukları Çocuklarımıza yalvarıyoruz: Aç durun biraz Tecimenlere yalvarıyoruz: Bir "Hotel" bir gizli evlenme az çiziniz Bir banka az çiziniz bir yalvarma Bizden size ve sizden dışardakilere
Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya
Baba evleri, ilk kez girilen ırmağa dönüş Toprağa tutku, kendinden dolayı Kulaklarımızı tıkıyoruz: Para para para Kulaklarımızı açıyoruz: Kavga kavga kavga Sorar belki biri: Kavga ama neden kavga Komşumuza sonsuz balta, karımıza yumruklar içinde -Bilmiyoruz neden kavga.
Sonra kasabanın cezaevinde Silgimizi göz önüne yerleştiriyoruz Günlerimiz iterek genişletiyoruz Yer açıyoruz karılarımızı düşünmeye Bizsiz geçen menevşeyi düşünmeye
Durup ince şeyleri anlatmaya Kimselerin vakti olmasa da Okulların kadın öğretmencikleri Tatil günlerini çoğaltsalar da Kutsal nemiz varsa onun adına Gözlerimiz için bağlar dokusalar da Birikimler ve çizgiler gitgide gitgide Açmaya ilkyaz çiçekleri
Bir gün birileri öte geçelerden Islık çalar yanıt veririz
Benim hiç boyanmamış dört duvarım var Çatlaklarından sızıp içinden geçtiğim Benim hiç yıkılmamış duvarlarım var Dikkatle baktığımda ardını gördüğüm adeta
Benim bir sözlüğüm var unutulmuş bir dil Oysa ki içinde her şeyin anlamı gizli Benim bir gözlüğüm var sol camı kırıldı Taktığım zamanlarda içini gösteren adeta
https://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/yilmaz-ozdil/dag-basini-duman-almis-1897527/
Herkes kimin ne biçimde ulusun başına geldiğini biliyor. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK oy pusulası peşinde koşmadı..Tarih yazdı. Dünya bu tarihi okudu.Körebe bantlı insanlar şimdi önlerine ne bırakılırsa, onu eşeliyor durumda maalesef..
"Suskunluğum asaletimdendir, Her lafa verilecek bir cevabım var. Lakin bir lafa bakarım laf mı diye. Bir de adama bakarım adam mı diye?"
Din, Ulus ve Değerli Şahıslarımızın ulu orta kalibrasyonun olmayan kişilerce değersizleşme politikasına bu
''Güneş balçıkla sıvanmaz.''
Yeşil ol
Mavi ol
Önce Aşık Veysel gibi TOPRAK ;))
Maria ve Şaşkın
Kötürüm uzuv ne şekilde tutarsan tut bir anlamı yok.
Kaos tohumları toprağın zehir
Onlarda öğrenecekler vatan için
Asıl kan çanağı gözlü olanları
Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya
İLKYAZ
Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya
Kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar
Evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya
Yitenler olduğu görülüyor bir türküyü açtılar mı
Bakıp kapatıyorlar
Geceye giriyor türküler ve ince şeyler
"Memelerinde biraz irin, biraz balık ve biraz gözyaşı
Bir dev oluyorsun deniz deniz deniz
sisin dere ağızlarından sokulup akşamları
Fındıklarımızı basıyor
Neyleriz kararan tomurcukları
Çocuklarımıza yalvarıyoruz: Aç durun biraz
Tecimenlere yalvarıyoruz:
Bir "Hotel" bir gizli evlenme az çiziniz
Bir banka az çiziniz bir yalvarma
Bizden size ve sizden dışardakilere
Karılarımızı yolluyoruz tırnaklarını kesmeye ve demeye
-Evet efendim-
Çocuklarımızı yolluyoruz dilenmeye
Bizler gidiyoruz yatağımız tanrıya emanet
Yazların motorlu çingeneleri
Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya
Baba evleri, ilk kez girilen ırmağa dönüş
Toprağa tutku, kendinden dolayı
Kulaklarımızı tıkıyoruz: Para para para
Kulaklarımızı açıyoruz: Kavga kavga kavga
Sorar belki biri: Kavga ama neden kavga
Komşumuza sonsuz balta, karımıza yumruklar içinde
-Bilmiyoruz neden kavga.
Sonra kasabanın cezaevinde
Silgimizi göz önüne yerleştiriyoruz
Günlerimiz iterek genişletiyoruz
Yer açıyoruz karılarımızı düşünmeye
Bizsiz geçen menevşeyi düşünmeye
Durup ince şeyleri anlatmaya
Kimselerin vakti olmasa da
Okulların kadın öğretmencikleri
Tatil günlerini çoğaltsalar da
Kutsal nemiz varsa onun adına
Gözlerimiz için bağlar dokusalar da
Birikimler ve çizgiler gitgide gitgide
Açmaya ilkyaz çiçekleri
Bir gün birileri öte geçelerden
Islık çalar yanıt veririz
Gülten Akın
Benim hiç boyanmamış dört duvarım var
Çatlaklarından sızıp içinden geçtiğim
Benim hiç yıkılmamış duvarlarım var
Dikkatle baktığımda ardını gördüğüm adeta
Sen hiç 'hiç' oldun mu birden duruldun mu?
Çakıl Taşları
Benim bir sözlüğüm var unutulmuş bir dil
Oysa ki içinde her şeyin anlamı gizli
Benim bir gözlüğüm var sol camı kırıldı
Taktığım zamanlarda içini gösteren adeta