Öyle bir zaman dı Meltem çok sert esiyordu sidede Boz bulanık dalgalar üşütüyordu Teni bedeni . Sustu tüm uzuvlar mevzular Baş yitirmiş ufuk çizgisinde güneş Akıl mantık dışı bütün varsıllar Narin parmaklar arasında ak kağıt Karaca bir kalem .. Gözlerinde baygın kaygan ışıklar Çağrıların kutsiyet gidiş azamet. Batı kumsal da bir akşam Söz düşmez zamana engeli çok. Bir tabak.. basitce un ufak Baldan tatlı kaymaktan beyaz Gözlerden yaratana bin niyaz. Kapılandım tüm arzumla arzuna Ressam olmalısın ressam deyip Tutuşturdun kağıt ile kalemi. Ermiş ile eylemledin dervişi.. Öylesine , öylesine çizdim ki Silinmez görülmez erilmez Çizgisi ile rengi.. Zaman maddeyi siler süpürür Lakin benim eserimi asla. Hala siyah saçların , al yanakların Çekişim durağında kaş ile gözlerin Kokusu sinmiş çizgiye tenin bedenin İhtişamını sürer eserim. Maddeni yok edip manevini nakşeyledim Manevim ile sırdaş ederek ezelden ebede Ne aya güneşe ne yağmura kara Ne bahara ne yaza niyaza İhtiyacı kalmadı zamanda pişenin Sen ki ey nazendem Canım cananım ermişim Garip derviş çizgideyim. Efes//35…28 haziran 2017
yorma.. ne beni nede kendini yorulma da yormalarına da izin verme zaman çok değerli boşa harcama hiç bir şeye sahip olamazsın ruhunda hissettiklerinden başka efes//35.. 6 mart 2017
Nicedir; Nicedir sözüm yok aşka dair. Nedeni sevgiye inancını kaybetmiş insanlar. Öylesine anlamlı bulduğunu güneş ışığına çıkmamış ender sözcüklerle sevi sevda adına nutuklar atan.. hah işte bu, bu can ermiş sevinin sevdanın gizemine dediğiniz kişi bile öyle bir an gelir bir vurur ki insan ters takla atar bazen çözülür bazen de hayata dair hiçbir algısı sezgisi kalmaz, ölüm evladır der. Hele bazı zayıf ve yenilmişliği kaldıramayanlar canlı bir ölü olarak ayakta gezselerde ruhları üstünde sürünürler. Bu gerekçler ve gerçeklere dayanarak kanıtlamak isterim. Dostum sevi nedir, sevi aşktır aşk. Tanısı ve teşhisi zor olan bir durumdur. Bazen bağıra bağıra gelir dolar ruhuna, kalbine. Mest olur insanlar. Geceler gündüzler, yer ve mekanlar önemsizdir. O an gelince atom bombasından daha sert bir şekilde patlar. Bu patlama ya tuzla buz eder kişiyi bir daha toplanamaz parçalara dönüşür. Ya da bu patlama ile geçirilen sarsıntılar yaşam boyu yıkılmayacak sağlamlıkta yeni bir oluşum yaratır. Her şey vız gelir tırıs gider. Mutluluktan çatlar insan huzur ve refahın tadı öyle tatlıdır ki dünyada hiçbir tatlı çeşidi yoktur bu tatta. Genelde doğal akağında oluşan aşka dış müdahaleler yapılır. İstemli istemsiz hatta düşmanları eliyle kıskançlıkla yok edilir aşk. Ama en tehlikelisi insanlar kendileri kendilerince bahanelerle, egolarıyla yok eder aşklarını ve en çok yaygını da budur. Bunun tek bir nedeni vardır. Karşımızdakini değiştirme ve sahiplenme iç güdüsüyle baskı ve yorucu etkenlerle yaşanmaz ve çekilmez yaparız hayatı. Toplumlarda ki huzursuzluk ve mutsuzluk kaynağı da budur. Doğrusunu doğalını ve kendi mecrasında seviyi sevdayı yürütmeyi sözde ister özde etkenlere bağlı kalırız. Aslında çok basit bir yöntemle bu tür etkiler durdurulabilir yok edilebilir.. bu yöntem en kötü konuşabilme en iyi çözüm yoludur. Hiçbir kimseyi ve hiçbir durumu ön koşul etmeden sakin konuşabilme çözer kötü durumları. Konuşamamak ve beraberinde siz adına konuşacaklara fırsat vermek en tehlikeli yol ve durumdur. Sizi en çok seven gene sizsinizdir, sevi sevda işinize asla dış etkenleri karıştırmayınız. Sevgi anlamı çok geniş ve büyük bir olgudur. Birlikteliklerde sen-ben sözcüğünü en az kullanmak yerine biz kelimesini sık kullanmak iyi sonuç veriir. Aşk sadece kişiye özel bir durumdur. Duygular ve hisler kişiye en yakın bir başka kişide rastlanır ve çekim kuvveti oluşturuyorsa o siz için en yakın kaynaktır. Dilerim herkes için sevi sevda huzur ve mutluluk veren bir olgu olur. Efes//35..
Öyle bir zaman dı
Meltem çok sert esiyordu sidede
Boz bulanık dalgalar üşütüyordu
Teni bedeni .
Sustu tüm uzuvlar mevzular
Baş yitirmiş ufuk çizgisinde güneş
Akıl mantık dışı bütün varsıllar
Narin parmaklar arasında ak kağıt
Karaca bir kalem ..
Gözlerinde baygın kaygan ışıklar
Çağrıların kutsiyet gidiş azamet.
Batı kumsal da bir akşam
Söz düşmez zamana engeli çok.
Bir tabak.. basitce un ufak
Baldan tatlı kaymaktan beyaz
Gözlerden yaratana bin niyaz.
Kapılandım tüm arzumla arzuna
Ressam olmalısın ressam deyip
Tutuşturdun kağıt ile kalemi.
Ermiş ile eylemledin dervişi..
Öylesine , öylesine çizdim ki
Silinmez görülmez erilmez
Çizgisi ile rengi..
Zaman maddeyi siler süpürür
Lakin benim eserimi asla.
Hala siyah saçların , al yanakların
Çekişim durağında kaş ile gözlerin
Kokusu sinmiş çizgiye tenin bedenin
İhtişamını sürer eserim.
Maddeni yok edip manevini nakşeyledim
Manevim ile sırdaş ederek ezelden ebede
Ne aya güneşe ne yağmura kara
Ne bahara ne yaza niyaza
İhtiyacı kalmadı zamanda pişenin
Sen ki ey nazendem
Canım cananım ermişim
Garip derviş çizgideyim.
Efes//35…28 haziran 2017
Sade bir nefestin mavilikte
Nemli akşamların ılık yeliydi
Dolunay altı palmiye gölgesi
Coşkun ve sevecen yürüyüşün
Bıkmadım bıkamazdım
Ruhum ruhuna yakınlık hissederken
Gözlerin karanlığa manşet
Ellerin güneş yanığı farkedilmeyen
Dilin gülşende bir çiçek kokusu
Ve biz ruhsal sevdalıyız.
Efes // 35… 11 haziran 2017
Sade bir nefestin mavilikte
Nemli akşamların ılık yeliydi
Dolunay altı palmiye gölgesi
Coşkun ve sevecen yürüyüşün
Bıkmadım bıkamazdım
Ruhum ruhuna yakınlık hissederken
Gözlerin karanlığa manşet
Ellerin güneş yanığı farkedilmeyen
Dilin gülşende bir çiçek kokusu
Ve biz ruhsal sevdalıyız.
Efes // 35… 11 haziran 2017
Sade bir nefestin mavilikte
Nemli akşamların ılık yeliydi
Dolunay altı palmiye gölgesi
Coşkun ve sevecen yürüyüşün
Bıkmadım bıkamazdım
Ruhum ruhuna yakınlık hissederken
Gözlerin karanlığa manşet
Ellerin güneş yanığı farkedilmeyen
Dilin gülşende bir çiçek kokusu
Ve biz ruhsal sevdalıyız.
Efes // 35… 11 haziran 2017
Gözlerin berrak dalgalı
Maviliğin yansısı
Coşkun sevdanın ışığı
Olup doğunca ruhtan
Taşındı şimalden cebuba
Bülbüller kanadında..
Sustuk kıyı boyunca uzanan
Deniz kabukları arasında gezinirken
Aktı seviler diz boyu çıplak çırpınışlar
Eşliğinde çağdan açağa
Onurlu duruşlar
Kükredi aslan başlı apollon karşısında
Agora sütunlarının serinliği
Kızgın temmuz ateşiyle yağarken
Korunaktı sevda rüzgarlarına karşı
Ve dağlar
Ve dalgalar
Ve ağıtlar
Haykırıştı ; seviye sevdaya
Kutsiyetin en uç noktasında
Efes//35…31 mayıs 2017
Gözlerin berrak dalgalı
Maviliğin yansısı
Coşkun sevdanın ışığı
Olup doğunca ruhtan
Taşındı şimalden cebuba
Bülbüller kanadında..
Sustuk kıyı boyunca uzanan
Deniz kabukları arasında gezinirken
Aktı seviler diz boyu çıplak çırpınışlar
Eşliğinde çağdan açağa
Onurlu duruşlar
Kükredi aslan başlı apollon karşısında
Agora sütunlarının serinliği
Kızgın temmuz ateşiyle yağarken
Korunaktı sevda rüzgarlarına karşı
Ve dağlar
Ve dalgalar
Ve ağıtlar
Haykırıştı ; seviye sevdaya
Kutsiyetin en uç noktasında
Efes//35…31 mayıs 2017
dağlar karanlıktı
sis altı bağışlar yapılıyordu
göyüzünden yeryüzüne..
dorukların nizamsızlığı
titretiyordu yürekleri
kınalı kuzular kutsanıyor
sınır ötesi savaşlarla
zaman masumiyetinde
tanrıları aşıp
ulaklarına tapınmalarla
karanlıklar ölümcül virüs
azrille uzlaşılarla
ucuza kapatılan pazarda.
efes//35...11 mart 2017
yorma..
ne beni nede kendini
yorulma da
yormalarına da izin verme
zaman çok değerli
boşa harcama
hiç bir şeye sahip olamazsın
ruhunda hissettiklerinden başka
efes//35.. 6 mart 2017
Nicedir;
Nicedir sözüm yok aşka dair. Nedeni sevgiye inancını kaybetmiş insanlar.
Öylesine anlamlı bulduğunu güneş ışığına çıkmamış ender sözcüklerle sevi sevda adına nutuklar atan.. hah işte bu, bu can ermiş sevinin sevdanın gizemine dediğiniz kişi bile öyle bir an gelir bir vurur ki insan ters takla atar bazen çözülür bazen de hayata dair hiçbir algısı sezgisi kalmaz, ölüm evladır der. Hele bazı zayıf ve yenilmişliği kaldıramayanlar canlı bir ölü olarak ayakta gezselerde ruhları üstünde sürünürler.
Bu gerekçler ve gerçeklere dayanarak kanıtlamak isterim.
Dostum sevi nedir, sevi aşktır aşk. Tanısı ve teşhisi zor olan bir durumdur. Bazen bağıra bağıra gelir dolar ruhuna, kalbine. Mest olur insanlar. Geceler gündüzler, yer ve mekanlar önemsizdir. O an gelince atom bombasından daha sert bir şekilde patlar. Bu patlama ya tuzla buz eder kişiyi bir daha toplanamaz parçalara dönüşür. Ya da bu patlama ile geçirilen sarsıntılar yaşam boyu yıkılmayacak sağlamlıkta yeni bir oluşum yaratır. Her şey vız gelir tırıs gider. Mutluluktan çatlar insan huzur ve refahın tadı öyle tatlıdır ki dünyada hiçbir tatlı çeşidi yoktur bu tatta.
Genelde doğal akağında oluşan aşka dış müdahaleler yapılır. İstemli istemsiz hatta düşmanları eliyle kıskançlıkla yok edilir aşk.
Ama en tehlikelisi insanlar kendileri kendilerince bahanelerle, egolarıyla yok eder aşklarını ve en çok yaygını da budur.
Bunun tek bir nedeni vardır. Karşımızdakini değiştirme ve sahiplenme iç güdüsüyle baskı ve yorucu etkenlerle yaşanmaz ve çekilmez yaparız hayatı.
Toplumlarda ki huzursuzluk ve mutsuzluk kaynağı da budur. Doğrusunu doğalını ve kendi mecrasında seviyi sevdayı yürütmeyi sözde ister özde etkenlere bağlı kalırız.
Aslında çok basit bir yöntemle bu tür etkiler durdurulabilir yok edilebilir.. bu yöntem en kötü konuşabilme en iyi çözüm yoludur. Hiçbir kimseyi ve hiçbir durumu ön koşul etmeden sakin konuşabilme çözer kötü durumları. Konuşamamak ve beraberinde siz adına konuşacaklara fırsat vermek en tehlikeli yol ve durumdur.
Sizi en çok seven gene sizsinizdir, sevi sevda işinize asla dış etkenleri karıştırmayınız.
Sevgi anlamı çok geniş ve büyük bir olgudur. Birlikteliklerde sen-ben sözcüğünü en az kullanmak yerine biz kelimesini sık kullanmak iyi sonuç veriir.
Aşk sadece kişiye özel bir durumdur. Duygular ve hisler kişiye en yakın bir başka kişide rastlanır ve çekim kuvveti oluşturuyorsa o siz için en yakın kaynaktır.
Dilerim herkes için sevi sevda huzur ve mutluluk veren bir olgu olur.
Efes//35..
nefesin yeterse söndür yıldızları.