Bir tehdit cümlesi olmakla beraber karşılığında, 'Göreceğimi görmek için geliyorum zaten, senden korkan ajdar gibi olsun..! ' cümlesi söylenerek 3,5 sal bir blöf ile karşılık verilebilir..
Osmanlıcada orijinal yazılışı 'kuyûd-ı sâbıka'. 'eski kayıtlar (kuyûd) ' anlamına geliyor.. Sonraları 'kuyud' kelimesi kaldırılmış tamlamadan ve 'sabıka' tek başına kullanılır olmuş. Sâbık, ' eski,önceki ' manasına geliyor. Kayıt altına alınmış eski suçlar..
'şehir' ve 'âyin' kelimelerinden müteşekkil olup 'şehir eğlenceleri, şehir kutlamaları/süslemeleri' anlamlarına gelir. Osmanlı Devletinde tahta çıkan padişahlar veya yeni doğmuş şehzâdeler için tertiplenen kutlamalar.. Sadece bununla sınırlı değil tabiki, Ramazanda minareler arasına asılan mahyalar, esnafların bayramlarda süsledikleri dükkanları vs. hepsi 'şehrayin' kapsamına giren etkinliklerdir..
'skhedios' nereye 'çetele' nereye.. skhedios yunancada çizik atmak anlamına geliyor.. Gelenin gidenin, giren çıkanın vs. hesabını tutmak için Eski Yunanlıların ağaç kavuklarına attıkları(?) çizikten dolayı bu ismi almış.. skhedios = skhedarion = scheda = schedula = cedola ve 'çetele' Türkçede küçük not defteri, müsvedde anlamlarıyla kullanılıyor. Karalama defterinden farkı çetelenin biraz daha derli toplu, bir amaca yönelik; program dahilinde yazılıyor oluşudur.
'Sebzelerden turşu, meyvelerden reçel yapılır' kuralını alt üst eden sebzenin reçeli.. Gerçi domatesi 'çiğ yenilebildiği için' meyve sınıfına dahil eden bilim adamları olsada reçelinin hayali bile kötü..
Bir tehdit cümlesi olmakla beraber karşılığında,
'Göreceğimi görmek için geliyorum zaten, senden korkan ajdar gibi olsun..! '
cümlesi söylenerek 3,5 sal bir blöf ile karşılık verilebilir..
bakmayınz.
dımbılus.
Pesimistus çiçeği.
Kızın ismi Münevver idi. Fakat arkadaşları ona kısaca 'Mür' diyordu. ve arkadaşı şöyle seslendi;
-Müür! ver çiçeği...!
bknz.
uydurmak zorunda kalınan terimler
bknz.
bağlı olduğunu sanıpta son anda salınık olduğunu farkettiği dobermanın korkusuyla metal elektrik direğine tırmanan şaşkın çocuk.
Osmanlıcada orijinal yazılışı 'kuyûd-ı sâbıka'.
'eski kayıtlar (kuyûd) ' anlamına geliyor..
Sonraları 'kuyud' kelimesi kaldırılmış tamlamadan ve 'sabıka' tek başına kullanılır olmuş.
Sâbık, ' eski,önceki ' manasına geliyor.
Kayıt altına alınmış eski suçlar..
'şehir' ve 'âyin' kelimelerinden müteşekkil olup
'şehir eğlenceleri, şehir kutlamaları/süslemeleri' anlamlarına gelir.
Osmanlı Devletinde tahta çıkan padişahlar veya yeni doğmuş şehzâdeler için tertiplenen kutlamalar.. Sadece bununla sınırlı değil tabiki, Ramazanda minareler arasına asılan mahyalar, esnafların bayramlarda süsledikleri dükkanları vs. hepsi 'şehrayin' kapsamına giren etkinliklerdir..
'skhedios' nereye 'çetele' nereye..
skhedios yunancada çizik atmak anlamına geliyor.. Gelenin gidenin, giren çıkanın vs. hesabını tutmak için Eski Yunanlıların ağaç kavuklarına attıkları(?) çizikten dolayı bu ismi almış..
skhedios = skhedarion = scheda = schedula = cedola ve 'çetele'
Türkçede küçük not defteri, müsvedde anlamlarıyla kullanılıyor.
Karalama defterinden farkı çetelenin biraz daha derli toplu, bir amaca yönelik; program dahilinde yazılıyor oluşudur.
*son cümlenin gereksizliği kabulümdür.
Okunuşunun verdiği intibâ ile anlamı arasında paralellik olan ender kelimelerden biri..
Çetrefil; karışık veya anlaşılması güç olan şeyler..
'Sebzelerden turşu, meyvelerden reçel yapılır' kuralını alt üst eden sebzenin reçeli..
Gerçi domatesi 'çiğ yenilebildiği için' meyve sınıfına dahil eden bilim adamları olsada reçelinin hayali bile kötü..