'gâvgâ' dır orijinal yazılışı. farsça kelime. Bağırış çağırış, gürültü patırtı anlamlarına gelir.. Nasıl? Şöyle ki; 'gâv' farsçada 'feryât,nârâ' anlamlarına gelir.. 'gâ' ekide pekiştirmek için sonuna iliştirilmiştir. Gürültü çıkartmadan edilen 'kavgalar' kavga değildir, biz onlara 'didişmek' diyoruzdur.. Hani artı depremler gibi zemin iyice yerine otursun, boşluk kalmasın diye.. - Ne yapıyorsunuz kuzum, neden kavga ediyorsunuz? -Kavga etmiyoruz, didişiyoruz.. birazdan barışırız.. gibi..
Arapçada bir yerde yerleşik olarak duran halk anlamında bir kelimedir. 'kıyâm' kelimesinin türevidir ki 'durma' anlamına gelir. Ayrıca 'ayakta durma' anlamıyla da kullanılan 'kıyâm' kelimesi namazın bölümlerindendir. Her kavmin ve her kesin ayağa kaldırılacağı, diriltileceği gün olan 'kıyâmet' kelimesi de aynı köktendir. Hatta camilerde cemaati ayağa kaldıran müezzinlerin bir diğer ismi 'kayyîm' dir. Hatta ve hatta 'durma, varlık gösterme, niceliksel duruş' anlamlarında ki 'kıymet' kelimeside aynı köke ait.. Fakat kuyumcu aynı kökten değil işte.. O başka bir şey, konumuzla alâkası yok.. :)
Türkçe yazılışı böyle olmasına rağmen Word programının hata verdiği, hatta Word'ün son sürümünde 'vaat etmek' olarak kendiliğinden değişen terimdir.'vaad'(ar.) ve 'etmek'(tr) kelimelerinden mürekkep olan bu terim Arapça ve Türkçenin izdivâcına güzel bir örnektir. İzdivâclarına bir mâni yoktur. Ayrıca word'ün bu yaptığı terbiyesizliktir. Ve yine ayrıca 'söz vermek' anlamına gelirdir.:P
Bir zamanlar İstanbul'da köşe başı limonatacıları çok meşhurdu. Önce limonun kabuğu rendelenir, sonra limon küçük parçalara ayrıştırılarak ezilir. 10 limona karşılık 1 portakalda aynı şekilde suyu ve kabuğuyla şeker ile beraber karılır. Üzerine su ilâve edilir. Ve bardağı 50.000 tl.den satışa sunulur idi.. Ben satarken tabi.. şimdi kaç ytl dir pilemeyirum..
Farsçada 'âşûre' karışık yemek anlamına geliyor. 'âşûrden' (içine katmak, karıştırmak) fiilinden türemiş. Kendisi de anlamına uygun zâten.. Bir de şu karanfili koymasalar içine.. Eziyete dönüşüyor..
'İhtişam'lı olan anlamına gelir.
İhtişam 'haşmet'li olma,
Haşmet kudretli olma, güçlü olma 'hışım' sahibi,
Hışım gazâp ve hınç gösterme anlamlarında..
hışım,haşmet,ihtişam ve muhteşem..
Bir fevkalâdenin fevkinde durumları sözkonusu..
'gâvgâ' dır orijinal yazılışı. farsça kelime.
Bağırış çağırış, gürültü patırtı anlamlarına gelir.. Nasıl?
Şöyle ki;
'gâv' farsçada 'feryât,nârâ' anlamlarına gelir.. 'gâ' ekide pekiştirmek için sonuna iliştirilmiştir.
Gürültü çıkartmadan edilen 'kavgalar' kavga değildir, biz onlara 'didişmek' diyoruzdur.. Hani artı depremler gibi zemin iyice yerine otursun, boşluk kalmasın diye..
- Ne yapıyorsunuz kuzum, neden kavga ediyorsunuz?
-Kavga etmiyoruz, didişiyoruz.. birazdan barışırız..
gibi..
Arapçada bir yerde yerleşik olarak duran halk anlamında bir kelimedir.
'kıyâm' kelimesinin türevidir ki 'durma' anlamına gelir.
Ayrıca 'ayakta durma' anlamıyla da kullanılan 'kıyâm' kelimesi namazın bölümlerindendir.
Her kavmin ve her kesin ayağa kaldırılacağı, diriltileceği gün olan 'kıyâmet' kelimesi de aynı köktendir. Hatta camilerde cemaati ayağa kaldıran müezzinlerin bir diğer ismi 'kayyîm' dir.
Hatta ve hatta 'durma, varlık gösterme, niceliksel duruş' anlamlarında ki 'kıymet' kelimeside aynı köke ait..
Fakat kuyumcu aynı kökten değil işte.. O başka bir şey, konumuzla alâkası yok.. :)
Türkçe yazılışı böyle olmasına rağmen Word programının hata verdiği, hatta Word'ün son sürümünde 'vaat etmek' olarak kendiliğinden değişen terimdir.'vaad'(ar.) ve 'etmek'(tr) kelimelerinden mürekkep olan bu terim Arapça ve Türkçenin izdivâcına güzel bir örnektir. İzdivâclarına bir mâni yoktur. Ayrıca word'ün bu yaptığı terbiyesizliktir. Ve yine ayrıca 'söz vermek' anlamına gelirdir.:P
Kalabalığa verilen yemek anlamı Türkçeye has.
Aslen arapça olan 'ziyâfet' (misâfir olma) anlamına gelir..
Okyanus..
Bir zamanlar İstanbul'da köşe başı limonatacıları çok meşhurdu.
Önce limonun kabuğu rendelenir, sonra limon küçük parçalara ayrıştırılarak ezilir. 10 limona karşılık 1 portakalda aynı şekilde suyu ve kabuğuyla şeker ile beraber karılır. Üzerine su ilâve edilir. Ve bardağı 50.000 tl.den satışa sunulur idi.. Ben satarken tabi.. şimdi kaç ytl dir pilemeyirum..
Baş, âmir..
Evlerde zemin betonunun üzerine rütüş için atılan; ince, bol çimentolu, elenmiş kumlu betoncuk.
Farsçada 'âşûre' karışık yemek anlamına geliyor.
'âşûrden' (içine katmak, karıştırmak) fiilinden türemiş.
Kendisi de anlamına uygun zâten.. Bir de şu karanfili koymasalar içine..
Eziyete dönüşüyor..